Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABER 9 13 NİSAN 2021 SALI BU YILKI 1 MAYIS KUTLAMALARINDA ULUSLARARASI ALANDAKI TEMEL SLOGAN BELLI OLDU Emekçiler ‘herkese aşı’ diyecek MUSTAFA ÇAKIR Salgın nedeniyle bu yılki 1 Mayıs kutlamaları da ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden yapılacak. Kutlamalarda emekçilerin yaşadıkları ücret ve hak kayıplarının yanı sıra “herkese aşı” vurgusu da öne çıkacak. 1 Mayıs kutlamaları geçen yıl salgın nedeniyle büyük oranda sosyal medya üzerinden gerçekleştirilmişti. Salgın sürdüğü ve kısıtlamalar olduğu için bu yılki kutlamalar da yine ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden yapılacak. Ancak sendikalar, Kazancı Yokuşu ile Taksim Meydanı’nda anma töreni yapacak. Türkİş yönetimi, 1 Mayıs Cumartesi günü 1 Mayıs 1977’deki kutlamalar sırasında yaşamını yitirenler için Kazancı Yokuşu’nda anma töreni düzenleyecek. Taksim Anıtı’na çelenk bırakacak. 1 Mayıs bildirisi de burada okunacak. Sonrasında ise kutlamalar salgın nedeniyle ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden devam edecek. Evlerde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yine balkonlarda kutlamalar yapılacak. İnternetten kutlama DİSK de kutlamalar için hazırlıklarını sürdürüyor. Bu kapsamda Kazancı Yokuşu’nda anma töreni olacak. İşyerlerinde kutlamalar yapılacak. Ayrıca açık alanda da bir program yapılması planlanıyor. Ancak bunun nasıl olacağı salgının gidişi de dikkate alınarak netleştirilecek. Bunun dışında Türkiye’deki sendikaların da üyesi olduğu Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) 1 Mayıs günü “Yeni Bir Toplumsal Sözleşme ve Herkese Aşı” sloganıyla internet üzerinden kutlama yapacak. Kutlamalarda “Herkese Aşı, Hayatları Kurtar, İstihdamı Koru” vurgusu olacak. Ayrıca ITUC uluslararası alanda “Evrensel Aşı Hakkı Kampanyası” da başlatmıştı. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bu kampanyanın imzacıları arasında yer alıyor. Kampanya çerçevesinde aşılama ve aşı çalışmaları için daha fazla bütçe ayrılması, herkesin ücretsiz olarak aşıya erişimi talep ediliyor. 1 Mayıs’ta bu talepler vurgulanacak. Ücretsiz izin uygulamasının yarattığı sorunlar, işten atma yasağı olmasına karşın işçilerin “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” Kod 29 gerekçesiyle işten atılması, sendikalaşmanın önündeki engeller de 1 Mayıs’ta dile getirilecek. l ANKARA Bilecik’te 9’uncu kez baro başkanı seçilen Halime Aynur, Yönetim Kurulu’na 7 kadın aldı Bir arada güçlüyüz İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede kaldırıldığına dikkat çeken Halime Aynur, “Kadınlar olarak birbirimize destek vermek ve kenetlenmek zorundayız” dedi. Bilecik’te avukat Halime Aynur, Bilecik Barosu 15. Genel Kurulu’nda dört aday arasından 9’uncu kez baro başkanlığına seçildi. Tek kadın aday olan Aynur, “Benim listemde 7 kadın var. Kadına karşı şiddetin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde farkındalık amacıyla 8 kiZEHRA ÖZDİLEK şi de kadın olsun istedim ama arkadaşlarımız ‘Bir tane de erkek olsun onların da sorunları olabilir’ dedi. Kadınlar olarak birbirimize destek vermek ve kenetlenmek zorundayız. İstanbul Sözleşmesi bir gecede Meclis de yok sayılarak ortadan kaldırıldı. Kadının, çocuğun mağdur olduğu her yerde olacağız” dedi. Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan Bilecik Barosu 15. Genel Kurulu’na mevcut başkan avukat Halime Aynur, 135 avukatın oy kullandığı seçimde 46 oyla 9’uncu kez baro başkanlığına seçildi. Diğer adaylardan Hasan Şahin 39, Recep Akay 26, Mehmet Fazlı Güner ise 24 oy aldı. kılaplarına sahip çıkan bir baroyuz. 1993’te kurulduk, genç bir baroyuz. Kurulduğumuzda o zaman büyüklerimiz sırayla avukatlık yapıyordu. Siyasetin baroya gireceğini fark edince biz avukatlar kendi siyasi görüşlerini kendi hür iradeleriyle başkanlarını ve kurullarını seçemiyorsa, dedik hiç avukatlık yapmayalım. O yüzden aday oldum. Hatta 2005’te ilk dönemimde bir kadın arkadaşla yarıştık biz. Çok demokratik bir yarış oldu. O zamandan beri bu şekilde devam ediyoruz” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede kaldırıldığını anımsatan Aynur, “Biz bir arada olursak güçlüyüz. Kadının olduğu her yer çok daha güzel oluyor. Kadınlar olarak birbirimize destek vermek ve kenetlenmek zorundayız” ifadelerini kullandı. İlkelere bağlıyız Cumhuriyet’e konuşan Aynur, “Cumhuriyet’e, Atatürk ilke ve inHalime Aynur ARTVİN’DE İLK KADIN BAŞKAN Diyarbakır ve Hatay’ın da aralarında bulunduğu 24 baro, seçimli olağan genel kurulunu yaptı. 14 baroda yeni başkan seçilirken 10 baro yönetimi ise güven tazeledi. 3 Mart 11 Nisan arasında yapılan genel kurullarda Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar, Eskişehir Barosu Başkanı Mustafa Elagöz, Tunceli Barosu Başkanı Kenan Çetin, Hakkâri Barosu Başkanı Ergün Canan, Çorum Barosu Başkanı Kenan Yaşar, Iğdır Barosu Başkanı Serkan Alakan, Bitlis Barosu Başkanı Fuat Özgül, Ağrı Barosu Başkanı Mehmet Salih Aydın, Siirt Barosu Başkanı Nizam Dilek, Mardin Barosu’nda İsmail Elik, Bilecik Barosu’nun Halime Aynur, yeniden baro başkanlığına seçildi. Artvin Barosu’na avukat Ayla Varan ilk kadın başkanı oldu. Batman Barosu’na Erkan Şenses, Bingöl Baro Başkanlığı’na Ömer Faruk Hülakü, Muş Barosu’nda Kadir Karaçelik, Şırnak Barosu’na Rojhat Dilsiz, Sivas Barosu’na Fatih Sevim, Kars Barosu’na Fettah Çapkurt, Yozgat Barosu’na Muhsin Ayanoğlu, Karabük Barosu’na Emrah Köklü Niğde Barosu’na Emin Alper Öztürk, Diyarbakır Barosu’na Nahit Eren, Hatay Barosu Hüseyin Cihat Açıkalın yeni baro başkanı seçildi. Kilis Barosu’nun ‘baro seçimleri yasakları’ndan önce ekim 2020’de yaptığı genel kurulda Hayri Muammer Fazlıağaoğlu’nu seçmesiyle şu ana kadar 24 baro, olağan genel kurulunu yapmış oldu. Bakana ‘aşı sözü’ hatırlatıldı Eğitim Sen İzmir 2 No’lu Şubesi, eğitimcilere aşı yapılacağı sözünün unutulduğunu hatırlatarak Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a, “Aşı toplum sağlığı sorunudur. Aşı nerede” diyerek sordu. Çiğli Rotary Meslek Teknik Anadolu Lisesi önünde açıklama yapan 2 No’lu Şube Başkanı Veysel Beyazadam, yüz yüze eğitim nedeniyle vaka sayılarında artış olduğunu söyledi. Bakan Selçuk’a seslenen Beyazadam, “15 Şubat’ta köy okullarının açılmaya başlatmasıyla aşılanan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, kamuoyunun önünde aşılanarak pozlar verdi. Algı operasyonlarıyla da tüm öğretmenlerin aşılandığı algısı yaratıldı. Sizin aşılanmanız bizi korumuyor Sayın Bakan! Ölüyoruz ve ölmeye de devam ediyoruz. Soruyoruz size, söz verdiğiniz aşılar nerede? On gün içerisinde İzmir’de 74 öğretmen arkadaşımız salgına yakalandı” diyerek eğitimcilerin aşılanmasını istedi. İstanbul Büyükçekmece’de ise Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen Eğitim Sen 3, 7 ve 9 No’lu şube üyeleri, yüz yüze eğitim kararı nedeniyle öğretmenlerin aşılanması gerektiğini vurguladı. Eğitim Sen 7 No’lu Şube Sekreteri Gamze Yıldırım, “Geçen haftanın sonuçlarıyla birlikte toplamda 26 eğitim emekçisi ne yazık ki hayatını yitirmiştir. Hiç kimsenin bu sonuçları bir sayı olarak görme lüksü yoktur. Her biri ailesiyle, sosyal çevresiyle bir değer, bir candır. Bu hastalığın aşısı artık var. Arkadaşlarımız aşıya erişemedikleri için hayatını kaybediyor” dedi. l Haber Merkezi YOĞUN BAKIMLAR DOLDU TTB’nin toplantısına 65 oda başkanları online katıldı. Hekimler 81 ilde eylem yapacak Türk Tabipleri Birliği (TTB), koronavirüs pandemisinde “Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz Ölümleri durdurun” demek için 15 Nisan’da Ankara’da Sağlık Bakanlığı, diğer illerde sağlık müdürlükleri önünde bir araya gelme çağrısı yaptı. Eyleme ilişkin dün İstanbul Tabip Odası’nda online basın toplantısı düzenlendi. 81 ili temsil eden 65 tabip odası başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda, tablonun “korkunç” olduğuna dikkat çekildi. Toplantıda konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Çağrımız sadece sağlık örgütlerine ve çalışanlarına değil, bütün emek meslek örgütlerine, bütün sendikalara, bütün siyasi parti ve çevrelerinedir. Başta yakınlarını Covid19 nedeniyle kaybetmiş olmak üzere bütün vatandaşlarımızı çağrımızı sahiplenmeye, sesimize ses katmaya, bu yanlış politikalara itiraz etmeye, bu korkunç gidişata dur demeye, yaşam hakkımızı sahiplenmeye çağırıyoruz. Bu çığlık hepimizin” dedi. Eksik, yanlış, tutarsız politikalar, başarısız salgın yönetimi nedeniyle ülkemizde kontrol altına alınamayan koronavirüs pandemisinin üçüncü ve en büyük pikini yaptığını anımsatan Fincancı, “Yeni açılan servisler dahi ihtiyacı karşılamaya yetmiyor. Yoğun bakımlarda yer bulunamıyor. Bu ağır sürece tanık olduğumuz için tükeniyoruz. Aşı umudu tacirliği yaparak insanları oyalıyorlar” diye konuştu. Hastalar sıra bekliyor İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip de İstanbul’da durumun Türkiye genelinden farklı olmadığını belirterek “Bütün hastaneler durmuş ve yoğun bakımlar dolmuş durumda. Hastalar sıra bekliyor. Yoğun bakıma yatırabilmek için birilerinin ölmesini beklemek hekimleri yıprattı. Ankara’da bir hastamızı yatırmak için yer bulamadık. 12 saat boyunca sedyede kaldı. Buradan tek yürek ve ses olarak idarecilere sesleniyoruz. Bu ölümlerin sorumlusu sizsiniz. Bir an önce acil tedbirlerin alınması gerekiyor” diye konuştu. l Haber Merkezi TİHV’DEN ÖĞRENCİLERE YÖNELİK RAPOR 4 yılda 23 öğrenci öldürüldü Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) çalışmasına göre, 20152019 yılları arasında toplam 3 bin 102 öğrenci hak ihlaline uğradı. Bu ihlallerde 252 öğrenci üniversite yerleşkesinde yaralandı, 658 öğrenci için ceza davası açıldı, 152 öğrenciye 506 yıl 1 ay hapis cezası verildi. 4 yıllık süreçte, iki ayrı olayda toplam 23 öğrenci “barışçıl toplantı ve gösteri” sırasında öldürüldü. TİHV Akademi, 20152019 yılları arasında, öğrencilerin ifade, toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerini kullanırken maruz kaldığı hak ihlallerine ilişkin rapor hazırladı. Rapora göre, bu yıllarda 3 bin 102 öğrencinin ifade, toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerini kullanırken hak ihlallerine maruz kaldığı 342 olay yaşandı. En çok ihlal bildirilen 3 il Ankara, İstanbul ve İzmir oldu. Bu dönemde, 2 bin 77 öğrenci katıldığı etkinlikler gerekçesiyle gözaltına alındı, 203 öğrenci tutuklandı, 658 öğrenci hakkında dava açıldı, 152 öğrenciye toplam 506 yıl 1 yıl hapis cezası verildi, 720 öğrenci polis şiddeti ve sivil saldırılar sonucu yaralandı, 23 öğrenci öldürüldü. Bu öğrencilerin 22’si, 20 Temmuz 2015’te gerçekleştirilen ve 33 kişinin katledildiği Suruç saldırısında; biri ise 21 Mart 2017’de Diyarbakır’daki Nevruz kutlaması sırasında yaşamını yitirdi. Hak ihlallerinin yaşandığı 342 olayın 81’i, üniversite yerleşkelerinde gerçekleşti. 252 öğrenci, yerleşkede saldırıya maruz kalarak yaralandı. En fazla ihlal bildirim yapılan ilk beş yerleşke Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi, ODTÜ ve Akdeniz Üniversitesi yerleşkeleri oldu. Üniversitede yaşanan hak ihlallerinin yüzde 49’u toplantı ve gösteri hakkına, yüzde 37’si örgütlenme özgürlüğüne, yüzde 14’ü ise ifade özgürlüğüne yönelik gerçekleşti. Bu ihlaller arasında kitap okuyarak protesto eyleminde bulunduğu için disiplin cezası alarak okuldan uzaklaştırılan öğrenciler de yer aldı. Ev baskınları yapıldı En sık gözlenen ihlal yolları ise polis müdahaleleri, ev baskınları ve ceza yargılamaları oldu. Öğrencilere yönelik açılan davalarda en sık tekrarlanan suçlamalar ise “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet”, “Görevi yaptırmamak için direnme”, “Yasadışı örgüt propagandası”, “Yasadışı örgüt üyeliği” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” olarak sıralandı. 4 yıllık süreçte, iki ayrı olayda toplam 23 öğrenci “barışçıl toplantı ve gösteri” sırasında öldürüldü. 84 olayda ise toplam 720 öğrencinin yaralanmasıyla sonuçlanan şiddet kullanımı yaşandı. Raporda, “Türkiye de bu küresel otoriterleşme eğiliminin ‘lider ülkeleri’ arasında bulunuyor.” l ANKARA/ Cumhuriyet Testler pozitif... Göstergeler negatif! Koronavirüs salgını ile mücadelede kritik bir aşamaya geldik. Dün Bilim Kurulu toplandı. Bugün son anda bir değişiklik olmazsa kabine toplanacak, Erdoğan’ın vereceği kararları onaylayacak. Bilim Kurulu’nun istemleri yerine getirilecek mi? Sanmıyoruz. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu’nu dinleyerek zaman zaman gerçekleri söylemeye yeltense de Saray’ın istediklerini söyleyerek bir denge kurmaya çalışıyor. Ancak halının altında yer kalmadı! Buna karşın salgının ilk bir yılında yapılan hatalardan ders alınmadığı da dikkati çekiyor. Yanlış iliklenen ilk düğmenin içinde şunlar vardı: 1 Bilim Kurulu’nu sadece danışma organı olarak görmek. 2 Mücadeleye Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği başta olmak üzere konunun içindeki kurumları katmamak. 3 Yerel yönetimleri işbirliğinin vazgeçilmez unsurları olarak değil, rakip görmek. 4 Ekonomide önceliği çarkların dönmesine vermek yerine yandaşların işlerinin bozulmamasına vermek. 5 Esnafa, “Başının çaresine bak” demek. 6 Çiftçiye, “Sen üretebildiğin kadar üret, sonrasına bakarız” demek. 7 Eğitimi akışına bırakmak. 8 Önlemleri alırken, bilime göre değil etkitepkiye göre karar vermek. HHH İkinci yılda bu şıkların ne yazık ki tümü güncel. Buna karşılık iktidar koronavirüsle çok başarılı mücadele ettiğini, kitap haline getirerek duyurdu. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un önsözüyle yayımlanan kitabın adı şöyle: “Asrın Küresel Salgını, Türkiye’nin Koronavirüsle Başarılı Mücadelesi” Hiç değilse “başarılı” sözcüğünü okura bıraksaydınız! Kitap, halkın ne çektiğini değil, iktidarın neler yaptığını anlatıyor. Geçen baharda, “Önümüz yaz, turizmi de feda etmeyelim” diye özetlenen şaşı bakış, sonbaharda yeni dalgalara neden oldu. Sonrası malum, aylardır yarı açık yarı kapalı devam ediyoruz... Ancak böyle gidemez... Katlanan ölümlerin saklanamaz hale geldiği... Sağlık çalışanlarının tükenme noktasını aştığı... Halkın can kadar geçim derdine düştüğü... Aşının bilmeyece dönüştüğü... Bütün bunlara karşın iktidarın, “kârına ortak olduğu, zararına karışmadığı” bir ülke yönetir gibi hareket ettiği... Önlemleri halktan isteyip kendine lebaleb kongreler düzenlediği... Halkın fakirleşirken iktidar çevresinin zenginleştiğini... Beş kişilik eve bir maaş girmezken bir iktidar mensubuna beş maaşın düştüğü... Bir Türkiye’de yaşıyoruz... HHH Bütün bu çelişkilerin üstüne... Dünyada yalnızlaşıyoruz... İşbirliği yapılan değil, pazarlık yapılan bir ülke haline geliyoruz... Erdoğan Putin’i aradı, “Bu yıl Rus turistleri bekliyoruz” dedi. Öyle anlaşılıyor ki olumlu yanıt almadı... Avrupa ülkeleri de Türkiye’yi nerdeyse gidilmesi yasak ülkeler arasına koydu... İktidar bunlara, “Hazirana çok var” diye yaklaşıyor! Ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yabancı turistlerin rotasını Türkiye’ye mi çevireceksiniz? Aşı konusunda şunu söylemekle yetinelim; Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Başkanı Gao Fu, “Ürettiğimiz Sinovac aşısının koruyucu gücünün yüksek olmadığını gördük. Arayış içindeyiz” dedi! Sormadan edemiyoruz: Hani bir yıl önce iki ay sonra yerli aşı hazırdı? Sonuç olarak: salgın testleri pozitif, ekonomik ve toplumsal göstergeler negatif! Bu ortamda tek çıkış yolu şudur: Bilime teslim olmak, tüm kurumlarla işbirliği yapmak! ANKARA ÜNİVERSİTESİ Akademisyene hukuksuzluk EğitimSen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi, Ankara Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın, 2017’de doçentlik unvan ve yetkisi almasına karşın dört yıldır “Dr. Öğretim Üyesi” kadrosunda çalıştırılmaya devam edildiğini, daha alt bir kadroya atanmak istenmesine itiraz ettiği için de fakülteyle ilişiğinin kesildiğini açıkladı. Şubeden yapılan açıklamada, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Kayıran’ın, 30 yıldır emek verdiği fakültesiyle ilişiğinin haksız ve hukuksuz biçimde kesildiği kaydedildi. Karar nedeniyle üniversitenin kınandığı açıklamada, “30 yılını bilime adamış bir akademisyenin 300’ü aşkın öğrencisi ve tez danışmanlıkları varken eğitimöğretim dönemi ortasında üniversiteden koparılmasında da herhangi bir kamu yararı bulunmamakta. Pandemi döneminde özel sektörde bile işten çıkarmalar yasaklanmışken bir kamu kurumunda böyle bir uygulamaya gidilmesi kabul edilemez. Bölümlerin ihtiyaç duyduğu kadroları vermeme, öğretim üyelerinin unvanlarına uygun atama yapmama ve keyfi atamayükseltme kriterleri belirleme gibi yöntemler, üniversiteleri ve akademisyenleri baskı altında tutmanın bir aracı olarak kullanılmakta” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet