08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 3 MART 2021 ÇARŞAMBA HABER Cumhurbaşkanı Erdoğan birçok alanda reform vaat eden eylem planını açıkladı Temenniler güzel ama... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen toplantıda, 9 amaç ve 50 hedeften oluşan İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladı. Erdoğan, “Eylem planında belirlenen her bir faaliyet için sorumlu ve ilgili kuruluşlar ile bu faaliyetler için öngörülen zaman dilimine yönelik takvim de iki hafta içerisinde kamuoyunun bilgisine sunulacaktır” dedi. Erdoğan’ın açıkladığı plandaki 9 amaç ve maddeler özetle şöyle: Daha güçlü bir insan hakları koruma sistemi: n AB ile vize serbestisi için karşılanması beklenen hususlara yönelik çalışmalar hızlandırılacak. n AYM’ye bireysel başvuru sisteminin etkinliğini artırılacak. n Demokratik katılımı güçlendirmek için siyasi partiler ve seçim mevzuatında değişiklik yapmak üzere kapsamlı bir çalışma başlatılacak. n İnsan hakları kurumlarının etkinliği artırılacak. n Uzun yargılama zararlarını karşılayacak İnsan Hakları Tazminat Komisyonu kurulacak. n Cezaevlerinin insan hakları odaklı olarak denetim ve takip için, barolar, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerden temsilcilerin de katılımıyla bağımsız İnsan Hakları İzleme Komisyonu kurulacak. Hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflık: n İdareye yapılan başvurularda idarenin cevap verme süresi 60 günden 30 güne indirilecek. n Yargıtay ve Danıştay üyeliğine seçilebilmek için en az 45 yaş ile birinci sınıf olmanın yanında, belli bir kıdem şartı da aranacak. Yargıdaki unvanlı görevler için de kıdem şartı aranacak. n Hâkim ve savcı yardımcılığı kurumları oluşturulacak. Mülkiyet hakkının daha etkin korunması: n Kamulaştırmasız el atmaya karşı valilikler nezdinde idari bir başvuru yolu getirilecek, kamulaştırmasız el atma eylemlerinden kaynaklı davaların öncelikle görülmesi sağlanacak. n Tapu siciline idareler tarafından konulan kamusal kısıtlamalar elektronik ortamda malik ve ilgililerin erişimine açılacak. ÖZEL HAYATIN GÜVENCE ALTINA ALINMASI: n İşkence iddialarıyla ilgili disiplin soruşturmalarında zamanaşımı kaldırılacak. n Hak ihlaline sebebiyet veren kamu görevlileri hakkındaki disiplin işlemlerinin etkinliği artırılacak. n Olay yeri inceleme, adli arama ve fiziki elkoyma işlemlerinin dijital olarak kayıt altına alınması zorunluluğu getirilecek. n Kadına karşı şiddet suçlarını etkin bir şekilde soruşturmak amacıyla kurulan özel soruşturma büroları Türkiye genelinde yaygınlaştırılacak. n Eşe karşı işlenen suçlarla ilgili öngörülen ağırlaştırıcı sebep, boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişletilecek. n Tek taraflı ısrarlı takip fiilleri ayrı bir suç olarak düzenlenecek. n Şiddet mağduru kadınlara avukat görevlendirilmesi sağlanacak. n Kişisel Verileri Koruma Kanunu AB standartlarıyla uyumlu hale getirilecek. Erdoğan, Bahçeli ile görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısı sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya geldi. Erdoğan’ın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, görüşme fotoğraflarına yer verildi. TOPLUMDAKI KIRILGAN KESIMLERIN KORUNMASI: n Uluslararası koruma ve geçici koruma kapsamındaki kimsesiz çocukların bakım ve gözetiminin daha etkin sağlanabilmesi için tüzelkişi vesayet sistemi yaşama geçirilecek. n Çocuk mahkemelerindeki duruşma salonları, çocuk dostu olacak şekilde tasarlanacak. n Engelli öğrenciler yurtlarda ücretsiz barındırılacak. n İnsan ticaretine ilişkin suç ve cezaları, Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi ve GRETA tavsiyeleri çerçevesinde yeniden ele alınacak. n Hayvanları “mal” olarak değil “can” olarak gören bir anlayışla mevzuat değişikliği yapılacak. İfade, örgütlenme ve din özgürlükleri: n Diğer insanların haklarına saygılı şekilde yapılan eleştirilerin ve düşünce açıklamalarının soruşturma konusu olmaması için hakim, savcı ve kolluk görevlilerine düzenli olarak eğitim verilmesi temin edilecek. n Basın, yayın ve internet yoluyla işlenen suçlarda, muhakeme şartı olan süreler yeniden ele alınacak. n Kamu ve özel sektör çalışanları ile öğrencilerin, kendi dini bayramlarında izinli sayılmaları sağlanacak. n Gayrimüslim cemaat vakıfları yönetim kurullarının oluşturulması ve seçimine ilişkin Vakıflar Yönetmeliği yeniden düzenlenecek. Yargı bağımsızlığı ve adil yargılama hakkı: n İstinaf yargılaması ve adli tıp raporlarının makul sürede verilmesi için hedef süre uygulaması yaygınlaştırılacak. n İdari yargıda gerekçeli kararın otuz gün içinde yazılması zorunlu kılınacak. n İddianamelerin mağdur ve müştekilere de tebliği uygulaması başlatılacak. n Avukatların, AYM’ye bireysel başvuruları elektronik ortamda yapabilmesine olanak tanınacak. n Kamu avukatlarının özlük hakları iyileştirilecek. n Dava, icra ve noter harç ve masrafları sadeleştirilecek. n Adli yardıma eDevlet üzerinden başvurulabilecek. Kişi özgürlüğü ve güvenliğinin korunması: n “Tutuklamada ölçülülük ve orantılılık” ilkeleri doğrultusunda, katalog suçların kapsamı daraltılacak. Katalog suçlarda “somut delile dayanma şartı” getirilecek. n Sulh ceza hâkimliklerinin tutuklama ve diğer koruma tedbirlerine ilişkin kararlarına karşı dikey itiraz usulü getirilecek. n Adli kontrol, tutuklamada olduğu gibi üst süreye bağlanacak. n Sadece ifade vermek için mesai saati dışında yakalayıp gözaltına alma, otelde gecenin bir yarısı bulup gözaltına alma gibi uygulamalara son verilecek. n İfade alma işlemleri artık 7 gün 24 saat yapılabilecek. İdari ve toplumsal farkındalık: n Hâkim, savcı ve avukat adaylarına AYM’de staj olanağı getirilecek. n Her yıl “Türkiye İnsan Hakları Raporu” hazırlanacak. n Hukuk fakültelerinde öğrenim süresi 5 yıla çıkartılacak. l ANKARA / Cumhuriyet CHP ve İYİ Parti temsilcileri ile baro başkanları, açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nı değerlendirdi: GÖZLER UYGULAMADA İPEK ÖZBEY Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’nı İstanbul ile Ankara Baro başkanları ve CHP ile İYİ Parti’nin hukukçu vekilleri değerlendirdi. ‘Tamamen bir makyaj’ n Muharrem Erkek (CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı) İnsan hakları anayasada güvence altına alınır. Anayasa Mahkemesi’nin görevi anayasada yazılı hak ve özgürlükleri korumak. E siz Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımıyorsunuz. Siz AİHM kararlarını tanımıyorsunuz. İşinize gelirse uyuyorsunuz, işinize gelmezse yargıya talimat veriyorsunuz. Mahkemelerin dahi uymasını engelliyorsunuz. Bu zihniyet reform yapabilir mi, zihniyetin değişmesi lazım. “Tutuklulukla ilgili düzenleme deniyor.” Zaten mevcutta da tutuklama bir tedbirdir ama bu dönemde bir cezalandırma yöntemine dönüştü. Bizim yasalarımız;” Sabaha karşı beşte insanların evlerine girmek için kapısını kırıp içeriye girip çocuklarının gözü önünde ters kelepçeye yatırıp gözaltına alın” mı diyor. Osman Kavala’yı 3.5 yıl cezaevinde tutabiliyorsunuz, bu kadar büyük bir insan hakkı ihlali yaratan yasalar mı, iktidardaki zihniyet mi? Öyle bir iktidarla karşı karşıyayız ki bütün iktidarları süresince aldatma ve aldatılma üzerine kurulmuş her şeyleri. Şimdi yine milleti aldat‘BIR TEMENNILER BILDIRISI’ n Mehmet Durakoğlu (İSTANBUL BARO BAŞKANI): 2014’te de bir eylem planı hazırlanmıştı, ancak bir türlü yürürlüğe girmedi. Dolayısıyla şimdikinin yürürlüğe girebileceğine ilişkin hangi gerekçelerden hareket edeceğiz, bu kadar iyi niyetli olacak mıyız, çok emin değilim. Üç kez hazırlanmış yargı reformu strateji taslağı, iki kez hazırlanmış insan hakları eylem planı var. Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan cümlelerin hiçbirine karşı olmak mümkün değil ama bizim sıkıntımız o ki, bunların hiçbiri uygulamaya yansımıyor. Bugün Cumhurbaşkanı bütün hâkimlere, savcılara açıkça “benden gelen ve benim adıma verilen talimatların hiçbirine uymayacaksınız” diyebilseydi umut verebilirdi. Bu haliyle baktığımda benim için temenniler bildirisi olmaktan öteye geçmiyor. Ayrıca önümüzdeki hafta içinde bir ekonomik reform paketi ilan edilecekmiş. Başlıklardan biri mülkiyet hakkı. Özellikle OHAL döneminde KHK’lerle sınırlandırılan mülkiyet hakkına ilişkin bazı düzenlemeler getiriyor. Görebildiğim kadarıyla bir yönüyle yabancı sermayeye güvence vermeye çalışılıyor. Yoksa bizim avukatlar açısından örneğin savunma hakkına getirilen en küçük bir değişiklik söz konusu değil. maya çalışıyorlar. Tamamen bir makyaj. “Siyasi Partiler ve seçim mevzuatında değişiklik yapılacak” çalışması da tamamen Nasıl iktidarda kalabiliriz, Meclis’teki çoğunluğumuzu nasıl kaybetmeyiz” çalışması. Kadının adı hâlâ yok n Uğur Poyraz (İYİ Parti Genel Sekreteri): Burada İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili bir konu var mı, yok. Sayın Genel Başkanımız eliyle kadına yönelik şiddet, hakaret, öldürme, yaralama gibi alanlarda da bir ağırlaştırıcı madde konulmasını talep etmiştik. Eşe karşı değil, kadına karşı ibaresinin konmasını istemiştik. Burada eş yanına boşanılan eşi eklemişler. Hâlâ kadının adı yok. Şu anda hakim, savcı ya da kolluk görevlisinin açıklanan hususları yerine getirmesi için elini kolunu bağlayan hiçbir madde mevcut değil. “Sabaha karşı 4’te otelden alacaksın” diye bir madde yok ki “alamazsın” diye kural koyuyorsun. “Yetersiz ve hatalı raporları alışkanlık haline getiren bilirkişileri derhal sicilden çıkarıyoruz” diyorlar. Bilirkişilerle ilgili böyle bir sorununuz varsa ihtisas mahkemeleri neden kurmuyorsunuz? Basit bir örnek vereyim: Selahattin Demirtaş’ın terör örgütü propagandası yapıp yapmadığını bir hâkim anlayamaz mı? Söylenenler uygulanırsa, hassasiyet gösterilirse sevindiricidir. Ama bunlar Türk yargısına güveni tekrar tesis etmek için yeterli değildir. Daha yapısal, yargıçları daha özgürleştirici kurallar gereklidir. ‘Hissetmek istiyoruz’ n Erinç Sağkan (ANKARA BARO BAŞKANI): Sayın Cumhurbaşkanı bugünkü eylem planını açıklarken bunun bir temenni belgesi olmadığını ifade ediyor. Ancak bugüne kadarki örneklere baktığımızda çok sayıda reform belgesine ve eylem planına rağmen biz bir hukuk devleti olmaktan son derece uzak kaldığımız gibi, en temel hak ve özgürlüklerimizin de daha ağır şekilde kısıtlandığı bir süreci yaşıyoruz. Bakın 30 Mayıs 2019’da yargı reformu strateji belgesi hazırlandığında Türkiye 2019 hukukun üstünlüğü endeksinde 126 ülke arasında 109. sıradaydı. Oysa bu reform belgesi ve üzerinden üç tane yargı paketi Meclis’ten geçtiği halde 2020 yılında 128 ülke arasında 107. sıradaydık. 30 Mayıs 2019’da hâkim ve savcılara coğrafi güvenceden bahsedilmişti, bugün yine bahsedildi. Haliyle bizler belge değil, günlük yaşantımızda bunu görüp hissetmek istiyoruz. Bugün ortaya konan belgenin hemen hemen tamamının altına bu ülkede yaşayan herkes gönül rahatlığıyla imza atabilir. Ancak Sayın Adalet Bakanımız bundan birkaç hafta önce “Yargı konjonktüre bakmaz, tavsiye, telkin almaz” demişti. Bizim asıl sorunumuz uygulamadan kaynaklanıyor. Akşam virüsü Yine “normalleştik”; kıymetli büyüğümüz, gazetenin dördüncü sayfasını kendisiyle paylaşmaktan onur duyduğum sevgili Ali Sirmen dün ne güzel ifade etmişti: “Ben normları dilediğimce saptayayım, siz de onlara uygun ve ona uyan normalliğe baş eğin!” Bu kadar; iktidarın ülkeyi yönetme formülü böyle. Kararlar nasıl alınıyor, bu kararlar hangi ölçüye ve hangi kesimlerin çıkarına göre alınıyor, bu kararlar kimlere uygulanıyor ve kimler muaf tutuluyor? Yanıtlar belli. İktidarın tadını keyfi yönetimle çıkarmak böyle oluyor. Bir de bu kararların duyurulması var elbette. Bakanlar Kurulu toplanacakmış, karar alınacakmış. Geçiniz. Yeni sistemde bakanların ne yetkisi var? Anayasa değişikliğiyle birlikte anayasadaki bütün “Bakanlar Kurulu” ibarelerinin yerine Cumhurbaşkanı yazılmadı mı? Sağlık Bakanı bekler, Milli Eğitim Bakanı erteler, kararları ise Cumhurbaşkanı açıklar. Ne zaman? Bakanlar Kurulu toplantısından sonra. Niye? Bir, “Bakın işte, kararlar istişareyle, kurulda alınıyor, tek adam rejimi yok” görüntüsü verilsin; iki, yine de son söz, yetki kimde görülsün; üç, bu arada da salgına dair tedbirler konusuna gelmeden önce yurt ve dünya gündemine dair görüşler hazır yakalanmışken milyonlara aktarılsın. Ötesi yok. Siyasal iletişim açısından bunları görmemek mümkün mü? Propaganda ve imaj, memleket meselelerini çözmenin önüne geçiyor. Özü bu. Karşıtları kriminalleştirme, muhalefeti suç gibi gösterme, bunu yaparken de iktidarı güzelleştirme, allayıp pullama siyaseti. Baskı ve propaganda aygıtlarını çekin alın, geriye bir şey kalmıyor. Pazartesi akşamı da böyle oldu; kısmi “normalleştik”. Neye göre? Okullar kısmen açılıyor; eğitim emekçilerinin aşılaması bitti mi? Kafeler, lokantalar kısmen açılıyor. Virüsün kapalı ortamları sevdiği unutuldu mu, ne değişti? Yoksa “lebaleb” kongre görüntülerine dönük içten içe büyüyen tepkiyi soğutma kampanyası mı? Hafta sonu yasakları birçok şehirde kalkıyor; kalkmayan yerlerde de sadece pazar günü yasak uygulanacak. Virüs, cumartesi günü bulaşmıyor mu? Geçiş mevsimindeyiz; soğuk algınlığının artacağı, bir üşüyüp bir terlemenin âdetten olacağı zamanlarda. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. Gerçi şimdi o da zor. Doğalgaza yine zam geldi. Olsun, gaz bulduk. Hedef 2023, sabır. E bu arada, sokaklardaki yoğunlaşma ne olacak? Kırmızı şehirler var bir de; yüksek risk altında. Peki, buralarda yaşayanlar komşu illere, riski düşük illere seyahat edebilecek mi? Edebilecek. Yasaklama var mı? Yok. Risk ayrıştırması neye yaradı şimdi? Ülkenin normali Aman susun, sormayın, çünkü normalleşme. Ülkenin bugünkü normali de susmaya, sormamaya dayalı değil mi? Bir de akşamları çok seviyor bu virüs. Sabah toplu taşımada bulaşmıyor, gündüz fabrikada, okulda, işyerinde, kafede, alışveriş merkezinde bulaşmıyor; fakat saat 21.00 oldu mu, akrep 9’a dokundu mu, virüs uyanıyor, yayıldıkça yayılıyor. O nedenle 9’dan sonra sokağa çıkmak yasak. Olan kime oluyor? Müzisyene oluyor, sokak sanatçısına oluyor, tiyatroya oluyor; barlara, eğlence merkezlerine, konserlere, buralarda çalışıp ekmek yiyen (daha doğrusu aylardır yiyemeyen), sonunda intihar haberleriyle yüreğimizi dağlayan insanlara oluyor. Bu arada kültürü, sanatı, sosyal mekânları ayakta duramaz hale getirmek, adım adım bitirmek; bir türlü kurulamayan kültürel hegemonya için ortamı iyice rakipsiz, kuru bir zemine çevirmek de salgının tedbir paketinin görünmez uzantısına dönüşüyor. Neyse canım; bunları dert etmeyelim. Turizm sezonu gelince, bir bakmışsınız, tam normalleşmişiz! Muhalif siyasetçilerimiz de bunları dert etmesin. Ülkeyi içine düştüğü berbat sıkışmadan kurtarmak için açık açık yan yana gelerek ortak bir program duyurmaktan çekinen, geçmişe dönük anmalarda güzelce bir araya gelip milletin dertlerine acil çözümler sunabilecek bir gelecek tasavvurunda bir türlü buluşamayan siyasetçilerimiz; dert etmeyin. Basın açıklaması yapar, halka zaten bildiği sorunları anlatmayı sürdürürsünüz. AYM’den 3 parti için suç duyurusu Anayasa Mahkemesi (AYM), bazı siyasi partilerin çeşitli yıllara ait mali denetimleri kapsamında, Anavatan Partisi sorumluları hakkında, bilgilerin istenen sürede verilmemesi; Liberal Demokrat Parti ile Türk Birliği Partisi hakkında ise “bilgilerin istendiği şekilde verilmemesi, hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzeninin oluşturulmaması, hesabın dışında gelir ve gider yapılması” nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle