08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] 11 3 MART 2021 ÇARŞAMBA Hüseyin Altaş, yatırımcılar açısından hukuki güvenliğin nefes gibi olduğunu vurguladı AVM’ler bankaya geçer AYD BAŞKANI PROF. DR. HÜSEYIN ALTAŞ: Toplam borcumuz 13 milyar dolar civarında. Kredilerimizi 1 yıllık faizsiz ertelesinler. Geçecekse bankaların eline büyük AVM’ler geçecek. Yabancı, bankaya bırakır gider. Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Altaş, Türkiye’deki 150 milyar dolarlık AVM yatırımlarının yüzde 25’inin yabancı yatırımcılara ait olduğunu belirterek uzun zamandır yabancı yatırımcının Türkiye’den çıkmayı düşündüğünü söyledi. Altaş, “Ama Cumhurbaşkanı’nın hukuk ve ekonomi reformu açıklamasından sonra şimdi ne olacağını bekliyorlar. Hukuki güvenlik şart” diye konuştu. AVM’lerde bugün bireysel mağaza kapanmalarının olduğunu, perakende zinciri iflası olmadığını kaydeden Altaş, “Ama bu ileride olmayacak anlamına gelmiyor” dedi. Hüseyin Altaş ile AVM sektörünü konuştuk. n AVM’ler pandemide en çok etkilenen alanlardan oldu, nasıl geçiriyorsunuz bu dönemi? AVM yatırımcıları tabiri caizse Türkiye’de Erol Taş muamelesi görüyor. Filmlerin kötü karakteri. Seçimlerde amacımız Erol Taş’tan Hulusi Kentmen’liğe yükselmekti. Pandemi bir açıdan kötü adam olmadığımızı anlatmak için fırsat oldu. Kamu bir şey demeden biz kendi inisiyatifimizle kapanma kararı aldık. Kapalı kaldığımız 2.5 ayda perakendecilerden kira almadık. İhtiyacı olana indirim yaptık. Perakendeciler bas bas bağırıyordu “ciroya geçin, kira almayın” diye. İyi de cirosunu artıran market ya da teknoloji perakendecilerinden neden kira almayayım. Ama Terzi Ahmet amcadan da hiç kira almam çünkü hiç iş yapamıyor. AVM yatırımcıları olarak bu dönemde elimizden geleni fazlasıyla yaptık. Hijyeni en üst seviyeye çıkardık. Dört bileşenimiz var. Birincisi halkımız ve hijyen kurallarını görünce AVM’lere geldi. İkincisi perakendeciler, canı gönülden çalışarak işçi çıkarmadılar. Üçüncüsü AVM yatırımcıları. 25 milyar liralık yıllık gelirimizin 9 milyar lirasından vazgeçerek perakendeciye aktardık. Diğer bileşenimiz bankalar. İlk zamanlarda borçlarda sadece faizle biraz öteleme yaptılar. Kamu tarafı ise kısa çalışma ödeneğiyle biraz katkı verdi. Vergiler ötelendi. Ama Avrupa’ya göre yeterli değil. n Ne bekliyordunuz bu noktada? Kamudan talebimiz, bankaların borçlarımızı 1 yıl faizsiz ötelemesi. Cevap şunu alıyoruz: “Ya bunlar özel banka, nasıl faizsiz 1 yıl öteleyin”. Ama biz de “Kamu AVM’si miyiz, özel sektörüz” diyoruz. Dövizle kiralama yasağı gibi birtakım düzenlemeler yapıldı. Öyleyse bankaya da aynı düzenlemeleri yapın. Bu dönemde elini taşın altına koymayanlar bankalar. Yardımcı olmalarını hem Türkiye Bankalar Birliği ile Hazine ve Maliye Bakanlığı kanalıyla talep ettik. Vur abalıya n AVM’ler ne kadarlık bir ekonomi temsil ediyor? 150 milyar dolarlık yatırımı olan, 500 bin doğrudan çalışanı bulunan 13.5 milyon metrekare kiralanabilir, normal dönemde yıllık 25 milyar TL ciro üretebilen büyük bir sanayi kuruluşu gibiyiz. Ama zenginler kulübüdür vur abalıya gibi kurallarla sürekli regüle ediliyor olmamız da bizi üzüyor. Mesela dövizle kiralama yasağıydı 2 yıl süreli olacaktı ama bitmedi. Sonra ortak alan giderleri sorunu çıktı, sadece 18 TL20 TL olsun. Mersin’deki bir AVM ile Erzurum’daki bir AVM’nin ısıtma soğutması, 5 kapısı olan ile 15 kapısı olanın çok farklı. Prof. Dr. Hüseyin Altaş SATIŞ İSTANBUL’DA FIŞ ERZURUM’DAN n Perakendecilerin cezasız AVM’den çıkalım talebi var, nasıl bakıyorsunuz? Annebaba ne verse çocuk mutlu olmaz. 9 milyar TL’lik yardım yapmışız. 40 liralık ortak alan gideri 30 liraya düşmüş, vay efendim bu dönemde niye 20 liraya düşmedi diyor. Bu dönemde kolonyadan HES koduna birçok giderimiz oldu. Bunları gelsin denetlesinler, fazla ortak alan gideri alıyorsak suçlamayın. Bir iki AVM yapmıştır. Ama bunu bayraklaştırarak tüm sektörü kötülemek ticari ahlaka sığmaz. Ciro bazlı kira diyorsunuz ya İstanbul’da ciroda çalıştığı bir dükkânın pos cihazı Erzurum’dan sabit kira ödediği bir dükkândan çıkıyor. Yani siz İstanbul’da herhangi bir AVM’ye giriyorsunuz ama fatura Erzurum’daki mağazadan kesiliyor. n Bu yapılabilir mi? Mantıklı da değil ahlaki de. Ama yapıyorlar. Yakaladıklarımıza ciro kirasını doğru bildirmediği gerekçesiyle ceza kesiyoruz. Ama her gün her fişin başında duramayız ki. Demokratik ve ve gelişmiş ülkelerde sözleşme serbestisi asıl unsurdur. Hiçbir kiracı kafasına göre giriş çıkış yapamaz. AVM’LER ETICARETE Dönüşmeyen kapanabilir BAŞLIYOR n Sorunlu AVM’lerin çoğu yaban olmalı. Bunları yapan AVM’ler yaşayan Yabancı yatırımcı uzun zamancı sermayeli ve büyük AVM’ler değil cak, yapamayanlar dönemin getirdidır Türkiye’den çıkmayı düşünüyor, n Sektörün önündeki riskler ne mi, bunlar batacak mı? ği zorluklar nedeniyle kapanmak duru neden? olur? Batacak demeyelim. Geçecekse ban munda kalabilir. Yabancı yatırımcı gitmeyi düşünüyorEn önemli riskimiz kredileri çevikaların eline büyük AVM’ler geçecek. n Yabancı yatırım oranı ne kadar? du. Ama Cumhurbaşkanı’nın hukuk ve remeyenlerin zora girmesi olur. İkin Yabancı bankaya bırakır gider. O AVM Yatırım miktarı olarak bakarsak yük ekonomi reformu açıklamasından sonci büyük riskimiz pandemi bittiğinbatıp da depoya dönecek değil. sek. Sayı olarak az. Mesela yabancıra şimdi ne olacağını bekliyorlar. Orade eticaret bizim için yıkıcı etkilen Ama bir dönüşüm de olacak.. ların yaptığı Marmara Forum, Anadodaki duruma göre karar vereceklerire neden olabilir. Ciromuzu önemBizim amacımız da AVM’leri yaşam lu’daki 30 AVM’ye bedel. Yatırım mikta ni düşünüyorum. Ekonomik ve hukuli miktarda azaltan eticaret. Şimdi merkezine dönüştürmekti. Ama pande rının yüzde 25’i yabancılarda. ki güvenlik açısından gitmeyi düşündübiz de özel bir bankayla lokal sanal mi bu dengeyi altüst etti. Mesela her nAVM’ler bankalara ne zaman geçer? ler. Ama reformlar yapılırsa kalırlar. YeAVM çalışması yapıyoruz. Bu olurAVM’de bir kütüphane olmalı, sinema Pandeminin bitişine bağlı. Şu anda ni yatırımları da olabilir. Hukuki güvensa eticaret yapılacak. Mesela uygusalonlarını okulların seminer salonları herkes dişini sıkıp pandemi sonrasını lik şart, ekmek, nefes gibi hukuki gülamaya gireceksiniz ve yakınınızdana döndürmeliyiz. Spor alanlarının gü bekliyor. Pandemiden sonraki 56 ayda venlik. ki AVM’ye siparişte bulunacaksınız, zellik merkezlerinin olduğu bir alan bunlar görülmeye başlar. n Bir yatırım iştahı var mı? anında siparişiniz gelecek. n Perakende ticaretinde yeni bir yasa gündemde, AVM’lerdeki 13 MILYAR DOLAR BORÇ Yok. Türkiye zaten AVM yatırımları anlamında doydu. Her şey gül gülistan olsa bile artık AVM yatırımları eskisi gimarketler saat 11.00’de açılacak deniyor, ne diyecekn AVM’lerin ne kadar borcu var? siniz? Toplam borç 13 milyar dolar civarınMevcut AVM’lerdeki da. Türkiye’deki döviz oynamaları nedeniyle marketler bundan ödemekte zorlanıyoruz. Çünkü gelirimiz artık dömuaf tutulsun deviz değil. Ya bizi kira kurunda çevirdiğiniz gibi borcudik. Çünkü bumuzu da o kurdan çevirin TL olarak devam edelim ya na göre yatırım yapmışız yatırım getirmişiz. da 1 yıllık faizsiz öteleme verin. n Bu talep yerine gelmezse ne olur? AVM yatırımcılarının tek yatırımı AVM’ler değil. Sanayiciler var, perakendeciler var. Buradan çıkaramaz ama başka mabi olmayacak. Artık AVM’lerin olduğu lını satarak buradaki borcunu kapayere AVM izni vermenin mantığı yok. tır. İlk başlarda borç nedeniyle bankaYazık oluyor. lara 120 AVM geçeceği söylendi. 30’a yakın n Bazı AVM’lerde mağaza olur demiştim. Bir kısmı bankalarla oturup sorukapanmaları da var, boş nu çözebilir, bir kısmı başka yerden para bulup çömağaza oranı belli mi? zer. Pandemi sonrasına 56 AVM sorunlu çıkar. Yabancı yatırımcı şöyle bakıyor; ben 10 lira koydum 5’ini cebimden koydum 5’ini de kredi çektim, bu 5’i de AVM kazansın ödesin, ödemiyorsa batsın gözüyle bakıyor. Bu mantıkla bakılan AVM’lerde sorun çıkabilir. Bireysel kapatanlar var. Perakende zincir iflası yok. Ama bu ileride olmayacak anlamına gelmiyor. Turizmciye göre kısa çalışma devam etmeli Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, 31 Mart’ta sona erecek olan kısa çalışma ödeneğinin turizm sektöründe devam etmesini istedi. Bunun devamının turizm ve konaklama sektörü için hayati önem taşıdığını belirten Eresin, bu desteğin özellikle Türkiye’nin alanında en kalifiye çalışan grubunun sektör bünyesinde devam edebilmesi için gerekli olduğunu belirtti. Öte yandan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, geçen aya ilişkin kısa çalışma ve işsizlik ödeneği ödemelerinin 5 Mart’ta hesaplara yatırılacağını duyurdu. l Ekonomi Müberra Eresin Servisi PERAKENDECININ DERDI STOK Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından periyodik olarak hazırlanan perakende güven endeksi (TEPE) raporuna göre endeks Şubat 2021’de bir önceki aya göre 1.3 puan, 2020’nin aynı dönemine göre 1.4 puan azalışla 16.5 puan oldu. Rapordaki değerlendirmeye göre perakende güveninin geçen aya ve geçen yıla kıyasla azalışında geçen 3 ayda işlerin durumu ve gelecek 3 ayda satış beklentisi göstergelerindeki iyileşmeye rağmen mevcut stok düzeyindeki artış etkili oldu. İşte düşüş var Stoklardaki artışlarla perakende güveni haziran ayından bu yana en düşük seviyesine geriledi. Şubat ayıyla ilgili detaylar özetle şöyle: 4 Ankete katılanların yüzde 32.9’u önümüzdeki 3 ayda işlerinde iyileşme beklerken, yüzde 35.2’si işlerinde kötüleşme beklediğini belirtti. İşlerinde bir değişiklik beklemeyenlerin oranı ise yüzde 32 oldu. 4 Yine katılımcıların yüzde 18.1’i geçen yılın aynı dönemine göre işlerinde artış olduğunu belirtirken, işlerinde düşüş olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 57.6. Değişiklik olmadı diyenlerin oranı ise yüzde 24.3. l Ekonomi Servisi Şubattan şubata perakende güveni endeksi en çok yiyecek, içecek ve tütünde (21.4 puan) artarken, en çok tekstil ve giyimde (11.5 puan) düştü. ‘POŞET’TE ÇAPANOĞLU CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer’in önergesini yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 2019’da 17 milyon, 2020’de 23 milyon poşetten geri kazanım payı (25 kuruş) alındığını açıkladı. Yanıtı yorumlayan Gürer, “Poşet hesabında bir çapanoğlu var. Bu hesaba göre 83 milyon vatandaşın büyük bir bölümü yılda bir kez bile alışveriş yapmıyor” dedi. Büyüme, istihdam, bölüşüm üstüne Türkiye’nin milli geliri (gayri safi yurtiçi hasılası GSYH) 2020 yılını ortalama yüzde 1.8’lik büyümeyle kapattı. Milli gelirdeki artışa karşın, Türk Lirası’ndaki aşınmayla birlikte kişi başına gelirimiz 8.599 dolara geriledi. Bu rakam 2009’da gerçekleşen 8.980 dolarlık kişi başına gelirin altında; yani bireysel olarak 2009 krizi düzeyini yeniden yaşamaktayız. Milli geliri sürükleyen harcama bileşenlerine baktığımızda, gene özel ve tüketim harcamalarının başat olduğu gözleniyor. Özel tüketim harcamaları yüzde 8.2, kamunun tüketim harcamaları ise yüzde 6.6 oranında genişlemiş. Bunlar yanında sabit sermaye yatırımlarında da yüzde 10.3’lük bir artış yaşanmış durumda. Yatırım harcamalarındaki bu hızlı ivmelenmeye karşın, sabit sermaye yatırımlarının hacmi, 2018 düzeyinin hâlâ yüzde 6.5 gerisinde. Dolayısıyla, Türkiye’nin çoğunlukla belirsizlik ve güvensizlik ortamına bağlı olarak 2018’in üçüncü çeyreğinden başlayarak 2020’nin ortasına değin yaşamış olduğu peş peşe yedi çeyrek dönemlik daralmanın olumsuz etkileri daha henüz telafi edilmiş değil. Milli gelirin üretimi açısından ise sektörler arasında sert ayrışmaların yaşanmakta olduğu gözlenmekte. Finans kesimi yüzde 21.4; bilgi ve iletişim sektörü yüzde 13.7 oranında ivmelenirken, idari ve destek faaliyetleri yüzde 5.2, hizmetler sektörü yüzde 4.3, inşaat ise yüzde 3.5 oranında daralma göstermiş. Pandeminin ulusal ekonomide yarattığı farklı koşullara dayalı olarak sektörlerin bu biçimde ayrışması, iktisat yazınında artık Ktipi büyüme olarak adlandırılmakta. Türkiye’nin deneyimi de bu konuda tipik bir örneği sergilemekte. Yaşanan büyümenin esas olarak parasal genişleme ve aşırı kredi sunumuna dayanmakta olduğu sıkça dile getirilen bir gözlem. Bu tür büyümenin sonuçları biliniyor: Birincisi (borçla ivmelendirilen) talep artışıyla sürüklenmekte olduğu için enflasyonist baskılar yaratmakta; ikinci olarak da yapısal dönüşümler ve teknolojik ilerleme ile desteklenmediği sürece istihdam artışları son derece cılız (hatta negatif) olmakta. Nitekim eski DPT ve Merkez Bankası uzmanı Zafer Yükseler, 2020 yılı boyunca GSYH yüzde 1.8 artış göstermesine karşın, istihdamın yüzde 4.5, fiili çalışan sayısının ise yüzde 10.3 azalmış olduğu bilgisini paylaşmaktadır. Zafer Yükseler’in vurgusunu sektörel düzeyde irdelediğimizde de anomali derinleşmektedir. Örneğin imalat sanayii sektörünün yıl boyunca yüzde 2.1 genişlemesine karşın, sanayi istihdamı 2019’un eşdeğer dönemine görece 89 bin kişilik kayıp yaşamış; ortalamanın çok üstünde daralma gösteren (yüzde 3.5) inşaatta ise istihdam 101 bin kişi artmıştır! 2020 yılı toplamı boyunca istihdam kaybı resmi istatistiklere göre 1 milyon 103 bin kişidir. Parasal genişleme ve borçlandırma üzerinden gerçekleşen milli gelir artışı istihdamda yaşanan tahribatı önleyememiştir. Bunun ötesinde, TÜİK tarafından paylaşılan resmi veriler, 2020 boyunca istihdam kayıplarının erkeklerde 531 bin, kadınlarda ise 572 bin kişi olduğunu dile getirmektedir. Son olarak milli gelir istatistiklerinde hep en son sıraya atılan ve ekonomi gündemimizde de çoğunlukla pek söz konusu edilmeyen hatta deyim yerindeyse örtbas edilen bir diğer veri setiyle yazımızı tamamlayalım: Milli gelirin bölüşümü. TÜİK verileri, ücretlilere yapılan işgücü ödemelerinin 2020 yılında sadece yüzde 9.6 artmışken, net işletme artığının (toplam kârların) yüzde 20.2 arttığını paylaşmakta. (Toplam ortalama enflasyonun yüzde 13.5; emekçileri daha yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki enflasyonun ise yüzde 21 olduğunu hatırlayalım.) Böylelikle, işgücü ödemelerinin milli gelir içerisindeki payı geçen yıl yüzde 34.8 iken bu oran 2020 yılında yüzde 33’e gerilemiş; net işletme artığının payı ise yüzde 47.5’ten yüzde 49.4’e yükselmiştir. Tipik bir istihdamdostu olmayan büyüme öyküsü... Koç’a BM görevi Birleşmiş Milletler Kadın Birimi tarafından kurulan ve önümüzdeki 5 yıl boyunca toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarına yön verecek “Nesiller Boyu Eşitlik Forumu” liderlerini Levent Çakıroğlu seçti. Bu kapsamda Koç Holding teknoloji ve inovasyon alanındaki çalışmalara öncülük edecek. Koç Holding Üst Yöneticisi Levent Çakıroğlu, “HeForShe hareketinin Küresel Etki Liderleri’nden biri olarak son 5 yıldır yaptığımız çalışmaları, teknoloji ve inovasyondaki uzmanlığımız ve birikimimizle bir araya getirerek toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda küresel ölçekte yapılacak çalışmalara katkı sağlayacağız” dedi. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle