05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 2 MART 2021 SALI Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin sürgün ettiği Kocatepe, yaşamını yitirdikten sonra davayı kazandı Adalet, ölümden sonra geldi CEMİL CİĞERİM Samsun Büyükşehir Belediyesi’nde 15 yılı aşkın süre basın danışmanı ve dış ilişkiler daire başkanı olarak çalışan ancak yeni yönetim tarafından sürgüne gönderilen Şenol Kocatepe, açtığı davayı yaşamını yitirdikten sonra kazandı. Mahkeme, sürgünün hukuka uygun olmadığına karar vererek yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kocatepe’nin açtığı dava bir kez daha “geç gelen adalet adalet değildir” sözünü doğrular nitelikte. 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerde işbaşına gelen Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, aralarında Şenol Kocatepe’nin de bulunduğu çok sayıda daire başkaŞenol Kocatepe nı ve müdürü görevlerinden aldı. Kocatepe, sağlık sorunları ve özürlü babasıyla ilgilenmek zorunda olduğunu belirterek sürgüne itiraz etti. Kocatepe, büyükşehir belediyesi tarafından itirazının kabul edilmemesi üzerine görevlendirmenin iptali için idari yargıya başvurdu. Dava süreci devam ederken 19 Ocak 2021 günü kalp krizi geçiren Kocatepe yaşamını yitirdi. Samsun 2. İdare Mahkemesi, ölümünden 3 gün sonra 22 Ocak 2021 tarihinde Kocatepe’nin başvurusuyla ilgili kararını verdi. Mahkeme, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna vararak yürütmenin durdurulmasına hükmetti. Karar, Şenol Kocatepe’nin ailesine geçen günlerde tebliğ edildi. l SAMSUN Savcı, mütalaasında usta sanatçılar Gezen ve Akpınar’ın cezalandırılmasını istedi ‘Utanç davasına’ beraat Avukat Bayraktar, “Böyle bir davada yargılanmak Akpınar ve Gezen için zaten büyük bir cezadır” dedi. Celal Ülgen ise “Böyle bir olay Türkiye için utançtır” diye konuştu. Usta sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın, bir televizyon kanalındaki sözleri nedeniyle haklarında açılan “Cum ZEHRA hurbaşkanına hakaret” dava ÖZDİLEK sında beraat kararı çıktı. Gazeteci Uğur Dündar’ın sunduğu Halk Arenası programında, 21 Aralık 2018 tarihinde Akpınar, “Bizim bu kargaşadan kurtulabilmemizin tek çaresi demokrasi diye düşünüyorum. Oraya ulaşabilirsek ne âlâ... Ulaşamazsak her faşizmin olduğu gibi, karşılaştığı gibi belki liderini ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür.. ama bize yazık olur, biz harap oluruz” demişti. Müjdat Gezen ise “Recep Tayyip Erdoğan, sen bizim vatanseverliğimizi sınayamazsın, haddini bil” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözler nedeniyle Gezen ve Akpınar hakkında “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 4’er yıl 8’er aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen dava duruşmasına taraf avukatları katılırken Akpınar ve Gezen duruşmaya katılmadı. Duruşmada söz alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı, “Şikâyetimiz devam ediyor, sanıklar cezalandırılsın” dedi. ‘Yargılamak büyük ceza’ Akpınar’ın avukatı Ahmet Köksal Bayraktar, “Soruşturma aşamasında verilen izin usule uygun değildir. İznin bizzat Adalet Bakanı tarafından verilmesi gerekmektedir. Bu yüzden usule ilişkin itirazımız vardır. Bugün doğrudan doğruya Cumhurbaşkanına hakaret aranıyor. Basit saygısızlıklar bunu meydana getirmez. Şeref ve haysiyete aykırılık aranması gerekir. Ama Erdoğan 2015 yılından beri bir parti başkanıdır. Karşısına muhalefet organlarını alıyor. Siyasi hak yönünden irdelememiz lazım. Tam 11 ülkede ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçu yok. Türkiye’de hiçbir lider ayağından asılmadı. Cezaevinde zehirlenmedi. Bunları dinleyen hiç kimse Gezen ve Akpınar ‘şu kişiyi diyor’ demiyor. Sözlerin bütünlüğü içinde mütalaa etmek lazım. Cımbızla iki cümle çekiliyor. Orada Erdoğan denilmiyor. Ona yönelik değil. Böyle bir davada yargılanmak Akpınar ve Gezen için zaten büyük bir cezadır. Hakaret değil, siyasi düşünce özgürlüğünün bir parçasıdır. Müvekkilimin beraatını istiyorum” dedi. Gezen’in avukatı Celal Ülgen ise “Demokratik ülkelerde eşine asla rastlanmayacak türde iki sanatçı, yılların komedi üstatları hakkında dava açılmıştır. Böyle bir olay Türkiye için utançtır” dedi. Savcı ceza istedi Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, Gezen ve Akpınar’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan 4’er yıl 8’er aya kadar hapis ile cezalandırılmalarını istedi. Mahkeme, tutuksuz sanıklar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. Duruşmayı CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, eski CHP milletvekili Kadir Gökmen Öğüt de takip etti. ‘Kilometre taşı’ Karar sonrası adliye önünde açıklama yapan avukat Celal Ülgen, “Yargının üzerinde siyasi iktidarın gölgesi hiç geçmedi. Aslında biz burada hiç olmamalıydık” dedi. Avukat Köksal Bayraktar ise “Bu karar gelecek için çok önemlidir ve hep anılacaktır. Bu karar kilometre taşıdır. Savunmanın hakikate doğru yürüyüşüdür bu” diye konuştu. Avukat Atilla Hekimoğlu da “Yargılanmanın bazı hallerde ceza almaktan farkı yok. Beraat etmiş olmak acaba ne kazandırdı” dedi. l İSTANBUL ANKARA ÜNİVERSİTESİ AKADEMİSYENLERİNDEN BOĞAZİÇİ’NE DESTEK Terörist değil vatan evlatları Ankara Üniversitesi akademisyenleri, AKP’li Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasını haftalardır protesto eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ile öğretim üyelerine destek verdi. Destek açıklamalarını video kayıttan duyuran öğretim üyeleri, “Üniversitelerin, siyasal iktidarların arka bahçesi olmasını kabul etmiyoruz. Onlar terörist değil, vatan evlatlarıdır” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Boğaziçi’nden 70 akademisyen, AKP’li rektör Bulu için Danıştay’a başvurdu: Kamu yararı gözetilmedi SEYHAN AVŞAR AKP’li rektör Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasına ilişkin protestolar devam ederken üniversitede görev yapan 70’i aşkın akademisyen, Danıştay’a başvurarak Bulu’nun rektör olarak atanmasına ilişkin kararın iptalini istedi. Sunulan dilekçede, Bulu’nun atamasının “güncel mevzuat hükümlerine uygun görüldüğü ancak anayasal ilkeler ve kurallarla bağdaşmaktan uzak, hukuka aykırı bir yöntem” olduğuna dikkat çekildi. Dilekçede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın takdir yetkisinin “kamu yararının aleyhine” kullanıldığın vurgulandı. ‘Memur değildi’ Akademisyenlerin, 26 Şubat tarihinde Danıştay’a sunduğu dilekçede, YÖK’ün 9 Ekim 2020 tarihinde Boğaziçi’ne rektör atamasının yapılacağını duyurduğu başvuruların ise 15 gün içerisinde kurumun belirlediği eposta adresine yapılmasının istendiği kaydedildi. Rektör ataması gibi önemli atamanın bu kadar kıMELIH BULU SEÇIM TANIMADI Boğaziçi Üniversitesi Rektörü AKP’li Melih Bulu, üniversitenin sosyal bilimler enstitüsü (SBE) müdürlüğü için yapılan seçimi tanımadı. Çevrimiçi olarak 9 Şubat’ta düzenlenen ve tek aday olan Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, SBE müdürlüğünü kazandı. Bulu ise kendisiyle çalışmayı kabul eden iki öğretim üyesinden biri olan Prof. Dr. Naci İnci’yi, rektör yardımcılığı görevinin yanı sıra vekâleten SBE müdürü olarak atandı. Fizik bölümü öğretim üyesi olan İnci’nin sosyoloji, siyaset bilimi, tarih, psikoloji gibi bölümlerin yer aldığı enstitüye atandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet sa bir sürede internet üzerinden duyurulmasının anlaşılmasının zor olduğunun kaydedildiği dilekçede, YÖK’ün ilanında atanacak rektörde istenilen kriterler arasında, “Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde bulunan; ‘Kamuda ve/ veya sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmak kaydıyla uluslararası kuruluşlar ile özel sektörde veya serbest olarak en az beş yıl çalışmış olmak’ şartını sağladığını gösterir belge” istendiği anlatıldı. Ancak dilekçede, Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne atandığı esnada devlet memuru olmadığı gibi, bir vakıf üniversitesinde rektörlük yapmakta olduğunun anlaşıldığı belirtildi. ‘Siyasi geçmişi engel’ Bulu’nun AKP içerisindeki siyasi geçmişine de değinilen dilekçede, “2547 sayılı yasa 59.maddesi ile öğretim elemanlarının siyasi partilere üyeliklerinin yolu açılmışsa da aynı yasa maddesine göre siyasi parti üyeliği olan kişilerin rektör olamayacakları da ayrıca düzenlenmiştir” denildi. Ayrıca dilekçede Boğaziçi Üniversitesi’ndeki akademisyenlerin, Boğaziçi öğrencilerinin ve Boğaziçi Üniversitesi mezunlarının bu atamaya karşı olduğu kaydedildi. l İSTANBUL Kavala için Avrupa Konseyi’ne başvuru ‘ELÇI’YE PKK’LİLER ATEŞ ETMEDI’ IDDIASI Diyarbakır’ın Sur ilçesinde katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’ye ilişkin Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture’un yayımladığı raporda, fail olarak gösterilen PKK’lilerin “ateş etmediğini” savundu. Diyarbakır’da 28 Kasım 2015 tarihinde katletilen Elçi’nin davasının ikinci duruşması 3 Mart’ta görülecek. Dava öncesi Forensic Architecture sosyal hesabından Türkçe paylaşım yaptı. Paylaşımda, ulaştıkları bulguların iddianamede cinayetin faili olarak gösterilen PKK’lilerin Elçi’ye “ateş etmediğini açıkça gösterdiği” iddia edildi. l Haber Merkezi Uluslararası 3 sivil toplum kuruluşu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına rağmen tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala için AİHM Bakanlar Komitesi’ne başvurdu. Başvuruda Avrupa Konseyi’ne AİHM kararına uymayan Türkiye’ye karşı harekete geçmesi çağrısı yapıldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Hukukçular Komisyonu ve Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi, AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Bakanlar Komitesi’ne yaptığı başvuruda Türkiye’ye karşı harekete geçilmesini istedi. DW Türkçe’nin haberine göre başvuruda, “Türkiye’nin AİHM’nin Kavala’yı serbest bırakılması kararına bariz bir şekilde kayıtsız kalması, Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’ye karşı ihlal süreci başlatmasını tetiklemelidir” denildi. l Haber Merkezi Tüm güveni yitirmiş bir iktidar... İktidarın icraatı iki başlıkta toplanabilir: Müjde vermek, kriz yaratmak! Her iki yöntem de bayatladı. İnandırıcılığını yitirdi. En yeni müjde dün verildi: “Türkiye, 2020’nin son çeyreğinde yüzde 5.9 büyüdü!” Sorunların, kaygıların, borçların, senetlerin, işsizliğin büyümesinden söz ediyorlarsa, doğru. Yüzde 5.9 az bile. Şubat ayının önemli atamalarından biri Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) başına vekâleten Ahmet Kürşat Dosdoğru’nun getirilmesiydi. Artık TÜİK’te “dosdoğru” bir şeyler var! Sayın Dosdoğru’nun kurumdaki geçmişi ciddi bir birikiminin olduğunu gösteriyor ama iktidarı tatmin edecek rakamlar üretmek hiç de kolay olmayacak. Hukukta verilmek istenen müjde de elde kaldı. Kimse “yepyeni bir anayasa” söylemini inandırıcı bulmadı. Anayasa hukukçularının ortak yaklaşımı şu: Bu iktidar gider, hukukun üstünlüğüne inanan bir iktidar gelir. Ancak o zaman yeni bir anayasadan söz edilir! Anayasa olmayınca Adalet Bakanı Abdulhamit Gül şu sloganı üretti: “Özgür birer, güvenli toplum, daha demokratik bir Türkiye!” Memlekette ne yoksa bir cümlede toplamışlar! HHH Kriz üretiminin sıcak konusu HDP. Ülkeyi yönetemeyince muhalefeti, siyaseti yönetmeyi iş edinen AKP, iç güvenliği bile ikinci plana atacak, hatta bu hassasiyeti siyasette kullanacak kadar ileri gidiyor. “Millet İttifakı içinde kriz yarattık” sevincinin dayanağı şu: İYİ Parti dokunulmazlıklara evet der, CHP hayır der, aradaki çatlak derinleşirse, Millet İttifakı biter! Eğer bu “kriz” ise MHP’nin “HDP kapatılsın”, AKP’nin de “Kapatılmasın” demesi ne anlama geliyor? Bu kriz değilse, başka bir şey! Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un dünkü açıklamaları, daha doğrusu “açıklamamaları” AKP’nin de fezlekeler konusunda net bir siyaset üretmediğini gösteriyor. Öyle anlaşılıyor ki krizin ucunu açık bırakıp nereye giderse ona göre yeni adım atacaklar. Önceki gün yakın siyasi tarihimiz açısından iki önemli yıldönümüydü. 28 Şubat 1997, 28 Şubat 2015. O dönemin Başbakan Yardımcısı, Başbakanlık beklentisindeki Tansu Çiller’in dün AKP medyasında büyükçe yer alan açıklamaları, Tansu Hanım’ın hâlâ Mesut Yılmaz sendromundan kurtulamadığını gösteriyor! Bugünlere gelişin bir nedeni de merkez sağın birbirine vura vura çökmesi! 28 Şubat 2015 Dolmabahçe’de AKP’den Yalçın Akdoğan, Efkan Ala, Mahir Ünal, HDP’den Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken’in birlikte açıkladığı 10 maddelik mutabakatın yıldönümü. AKP medyası bu mutabakatı, öteki 28 Şubat’a gönderme olarak “bin yıl sürecek” başlığıyla duyurmuştu! Aynı AKP’nin aynı HDP’yi bugün “terörist” gösterip Millet İttifakı’nı sınava tutmaya kalkması kara mizah değilse yitirmişlik sendromu! Ahh Sevgili Gürol Ağabey... Dün acı bir haberle sarsıldık... Silivri günlerinde özgürlük mücadelesinin başını çeken, fedakârca bütün bedenini bu mücadeleye katan Gürol Saygı Ağabey’i kaybettik... Bitip tükenmez Silivri duruşmalarında bize gökyüzünü getiren, direnci örgütleyen, canımız, ciğerimiz Gürol Ağabeyimizdi. Hak, hukuk, adalet arayan herkesin yanındaydı. Özgürlükte de bağları koparmadık ama hiç sorun konuşmadan Urla’daki evinin bahçesinde oturup sohbet edemediğimize yanarım... Güle güle Gürol Ağabey, şimdi biraz dinlenin artık! Zırhlı araç ‘ezmeye çalıştı’ iddiası HDP Batman İl Örgütü, sosyal medya hesabından zırhlı bir aracın bir kişiyi kovaladığı görüntüleri paylaştı. HDP Batman İl Örgütü’nün sosyal medyadan yaptığı paylaşımda görüntülere tepki gösterilerek “Batman Bağlar Mahallesi’nde Emniyet’e ait zırhlı aracın çocuğu kovalaması ve ezmeye çalışması görüntülerde net bir şekilde görülmektedir. Yetkilileri göreve çağırıyoruz” denildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle