05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 2 MART 2021 SALI HABER Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘yeni kontrollü normalleşme’nin başladığını açıkladı Normalleşme Doktorum kafa dengi, eski bir dosttur aynı zamanda. Ziyaretlerim yalnız tıbbi kontrol ile sınırlı kalmaz, her konuda dertleşir, tartışırız. Yaşımız ve başımızın doğal sonucu olarak her ziyaretimde bir öncekine oranla kişisel ve toplumsal koşullardan şikâyetlerim artmakta. Türkiye’de çevreyi hummalı bir normalleşme ateşinin sardığı bir dönemdeki son gidişimde, şikâyetlerimi sıraladıktan, ilaçlarımı yazdırdıktan sonra dayanamayıp sordum: Ne zaman normale dönebilirim?? Yüzünde beliren muzip ifadeden, yanıtının da ilginç olacağını daha telaffuz etmeden kestirmiştim: Bak dostum sıkıntılarını giderebilirim, öksürüğünün hafifleyeceğini söyleyebilirim. Kısacası, iyileşeceğine dair garanti verebilirim. Ama normalleşeceğine dair hiçbir güvence veremem. Bu yanıtı verirken benim kişisel durumum ile birlikte ülkenin genel durumunu da kastediyor gibi bir izlenime kapıldım. 1980’lerin ortalarında, uzunca bir süre dışında kaldığım toplumsal yaşama dönüşümde “Nasıl topluma uyum sağladın mı” sorusuna, verdiğim, “Hayır! Ne münasebet ben onlar gibi normal miyim, onlarla sadece barış içinde bir arada yaşıyorum hepsi bu!” yollu tepkimi unutmadığından “normal”den neyi kastettiğimizi ikimiz de biliyorduk. HHH Kabul etmeliyiz ki sağcısıyla solcusuyla, ortacısıyla, yaşlısıyla genciyle, kadını ile erkeğiyle, siviliyle üniformalısıyla inatçı bir normalleşme tutkusuna kapılmış olan Türkiye salt bu yüzden dahi pek de normal durumda değildir. Son dönemlerde, hukuksal, politik, ekonomik, kültürel yargısal her alanda topluma yeni öneriler sunabilecek durumda olduğu yanılsamasını yaratma peşinde olan AKP, reform paketleriyle birlikte arada ortaya bir de normalleşme söylencesi attı. Yandaşları da bu çağrıya alkış tutuyorlar. Şu anda görünen o ki herkes istiyor normalleşmeyi. Ama normalleşmeden murat ne? Bir zamanlar olması gerektiği gibi bir toplum ve onun işleyen kurumları vardı, sonra bozuldu da şimdi tekrar onlara mı dönülmek isteniyor?? Eğer öyle ise Türkiye normal durumdan kimin girişimiyle, ne zaman çıkarıldı? Daha, yasama, yargı ve yürütmenin tüm dizginleri Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile tek adamın keyfine verilmeden önceki Ergenekon ve Balyoz davaları normal miydiler? Devletin, kumpaslarla, türlü oyunlarla parsel parsel işgal edilmesi normal miydi?? Aydınlanmacı laik Cumhuriyetin her alanda siyasi İslamın keyfine amade, bir yalan ve talan toplumuna dönüştürülmesinin hazırlık aşamaları normal miydi ki o günlere dönelim? Hem normal nedir? Birine normal gelenin öbürü için de illa öyle olması şart mı?? Dilerseniz önce “normal”in ne olduğuna bakalım. TDK Sözlüğü’nde normal sıfatının karşılığı şöyle: “aşırılıklığı, eksikliği ve taşkınlığı olmama durumu, kurallara uygun, alışılagelen, aşırılığı olmayan, uygun.” Görülüyor ki normal görece bir kavram. Birine normal gelen öbürüne gelmiyor. Tarım toplumlarında normal olan sanayi toplumlarında normal sayılmıyor. Bir kentte yaz için normal sayılan sıcaklık, kış için öyle olmuyor. Norm (kural) sözcüğünden gelen normal, normlara, kurallara uygunluk demektir. Böyle olunca, bir şeyin normal yani kurallara uygun olduğuna kim karar verecektir? Normları koyanlar değil mi? Nitekim ülkemizde de öyle olmuş, son yıllarda normları koyan AKP olduğundan, bütün demokrasilerde normal olanın anormal, anormal olanın da normal kabul edildiği bir hale gelinmiştir. Laik demokratik düzeni, siyasal İslamcı sultası altında totaliter bir topluma dönüştürmek isteyenlerin normalleşmesi çağrısı ancak şu anlamı taşır: Ben normları dilediğimce saptayayım, siz de onlara uyun ve ona uyan normalliğe baş eğin! AKP’nin normları koyduğu sistemin normali de kaostur. AKP’LI ÖZKAN’DAN FEZLEKE ÇIKIŞI: Adım atmaya mecburuz AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Meclis’e gelen HDP’li milletvekillerine ait fezlekelere ilişkin, “Hukukun dışına çıkan, terör örgütünü destekleyen, casusluk faaliyeti yapan ve terör propagandasını artık bir sistematik söylem ve eylem biçimine dönüştüren bütün milletvekilleriyle ilgili bu adımları atmaya mecburuz ve atacağız” dedi. Özkan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, dokunulmazlık fezlekelerinin hem parlamentonun hem de ülke ve milletin temel meselesi olduğunu iddia ederek “Yasama dokunulmazlığı, bu ülkenin birlik, beraberlik ve kardeşliğine, anayasal düzenine ve barışına tehdit amacıyla kullanılamaz, kullanılmamalı” dedi. l ANKARA ‘Bölgesel’ normalleşme RESTORANKAFELER İÇİN YÜZDE 50 SINIRI 4 Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde tamamen kaldırıldı. Yüksek ve çok yüksek riskli illerde pazar günü sokağa çıkma yasağı devam edecek. Akşam sokağa çıkma kısıtlaması ise tüm illerde sürecek. 4 Türkiye genelinde okulöncesi eğitim kurumları tam zamanlı açılıyor. İlköğretim ve liselerde ise kısmen ya da seyreltilmiş sınıflarda yüz yüze eğitime başlanacak. 4 Restoran, lokanta, kafeterya ve Haritada mavi renk düşük, sarı renk orta, turuncu renk kahvehaneler çok yüksek riskli iller yüksek, kırmızı renk ise çok yüksek riskli iller için dışında 07.00 ile 19.00 saatleri arakullanıldı. Haritanın her hafta güncelleneceği açıklandı. sında yüzde 50 kapasiteyle hizmet verecek. Koronavirüs salgını kapsamında alınan kısıtlama önlemleri, ka4 Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye’de normale döndürülecek. 4 Halı saha, yüzme havuzu, spor sademeli olarak kaldırılıyor. lonları düşük ve orta riskli illerde Cumhurbaşkanı Recep Tay09.0019.00 arasında hizmet verecek. yip Erdoğan’ın “Yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz” sözleriyle açıkladığı tedbirlere göre, yüz yüze eğitime okulöncesi sınıflarda tamamen, ilkokullar ile 8. ve 12. sınıflarda ise kısmen başlanacak. Türkiye’deki iller, vaka yoğunluğuna göre “düşük”, “orta” “yüksek” ve “çok yüksek” risk gruplarına ayrılırken lokanta ve kafeler düşük ve orta riskli kategorisindeki illerde 07.0019.00 saatleri arasında yüzde 50 kapasiKısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık Kısmen açık 4 Sokağa çıkma saatleri sınırlı olan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı yurttaşlara düşük ve orta riskli illerde kısıtlamalar kaldırıldı, yüksek ve çok yüksek riskli illerde ise sokağa çıkma süresi artırılacak. 4 Nikâh ve düğünler düşük ve orta riskli illerde 100, yüksek riskli illerde 50 kişiden fazla katılımcı olmaması ve bir saatlik süre şartıyla yapılabilecek. 4 Sivil toplum kuruluşları, kooperatifler vb. kuruluşlar düşük, orta, yüksek illerde katılımı 300 kişiyi geçmeyecek şekilde genel kurul toplantılarını yapabilecek. 4 Diğer hususlarda uygulamalar valiliklerin il hıfzıssıhha kurulları tarateyle hizmet verecek. fından verilecek. Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısı, AKP Genel Baş Tablo, “ufubo ve diğer 7 kişi” adlı Twitter kullanıcısından alınmıştır. kanı ve Cumhurbaşkanı ErdoMEB DETAYLARI PAYLAŞTI ğan başkanlığında dün Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapıldı. Erdoğan, yaklaşık üç buçuk saatlik topmümkün değildir. Türkiye, nüfusu ve alanı büyük bir ülke olduğu için adımlarımızı kademeli atmamız gerekmektedir” deleri her hafta güncellenecek. ‘Aşılamada ilk 5’teyiz’ Erdoğan, salgından etkilenen Milli Eğitim Bakanlığı, bugünden itibaren başlayacak olan yüz yüze eğitime ilişkin detayları paylaştı. Yapılan iki gün, lise 12. sınıflarda seyreltilmiş gruplar halinde haftada 1624 saat olacak şekilde başlanacaktır” denildi. Yüksek ve lantının ardından alınan kararları açıkladı. Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında alınan tedbirlerin salgının seyrine göre sürekli güncellendiğini söyleyen Erdoğan, “Tedbirledi. Erdoğan, illerde 100 bin kişiye düşen koronavirüs hasta yoğunluğuna bağlı olarak illerin düşük, orta, yüksek ve çok yüksek riskli olmak üzere 4 ayrı gruba ayrıldığını söyledi. Hatüm kesimlere destek sağladıklarını ve Türkiye’nin bu konuda “dünyada örnek alınan ülke” konumunda olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bugün 9 milyonu bulan aşılama sayısıyla Türkiye, nüfuaçıklamada, “Düşükorta riskli illerde tüm okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde yüz yüze eğitim gerçekleştirilecektir. Bu illerde yüz yüze eğitime; okulöncesinde tam zamanlı, ilkokul ve ortaokul 5., 6.,7. sınıfçok yüksek riskli illere ilişkinse, “Yüz yüze eğitime; okulöncesinde tam zamanlı, ilkokullarda seyreltilmiş gruplar halinde haftada iki gün, 8. sınıflarda seyreltilmiş gruplar halinde haftada 1222 saat, 12. sınıflarrin sıkılaştırılması da gevşetilmesi de tamamen salgının seyriyle ilgilidir. Salgının yayıldığı bir ortamda normalleşme adımlarını atmak veya sürdürmek ritada da düşük riskli iller mavi, orta riskli iller sarı, yüksek riskli iller turuncu ve çok yüksek riskli iller kırmızı renkle gösterildi. Haritada illerin renksunun yüzde 10’undan fazlasını aşılayan bir ülke olarak dünyada ilk 5 ülke arasında yer almaktadır” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet larda seyreltilmiş gruplar halinde haftada iki gün, ortaokul 8. sınıflarda seyreltilmiş gruplar halinde haftada 1222 saat, lise 9., 10., 11. sınıflarda seyreltilmiş gruplar halinde haftada da seyreltilmiş gruplar halinde haftada 1624 saat olarak başlanacak. Özel gereksinimli öğrenciler için ülke genelinde tam zamanlı yüz yüze eğitime başlayacaktır” denildi. lANKARA ADALET BAKANLIĞI’NIN HAZIRLADIĞI ‘İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI’ BUGÜN AÇIKLANIYOR Nihai amaç yeni anayasa Esnaf, faturaları ‘uzay’a uçurdu Kabine toplantısı öncesi faturalarını balonlarla “uzaya” gönderen Ankara esnafı, “İşletmelerin ayrım yapılmadan açılmasını istiyoruz” dedi. KafeBarRestoran Çalışanları ve İşletmecileri Dayanışma Platformu, Ankara’da Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısından çıkması beklenen “normalleşme kararları” öncesi taleplerini bir kez daha dile getirmek amacıyla bir araya geldi. Çankaya’daki Olgunlar Caddesi ve Kuğulu Park’ta bir araya gelen çok sayıda esnaf, kapalı olmalarına karşın yüksek fiyatla gelen faturalarını balonlara bağlayıp gökyüzüne gönderdi. Esnaf, hizmet ve yeme içme sektöründeki tüm işletmelerin hiçbir ayrım yapılmaksızın sağlık koşulları gözetilerek açılmasını istedi. Taleplerini “uzaya” gönderdiklerini belirten Kabare Platformu Sözcüsü Oğulcan Aşkın, “Hazır herkesin ilgisi oradayken belki de dertlerimizi oradan görebilirler” dedi. Eylemler, alkış ve balonların gökyüzüne bırakılmasıyla son buldu. l ANKARA/ Cumhuriyet Okul için bağışlanan araziye belediye villa yapma kararı aldı, köylü isyan etti: Köylünün toprağını köylüye verin Kayseri’nin Güneşli Mahallesi’nde köylülerin Tarım Meslek Lisesi yapımı için bağışladığı yaklaşık 1 milyon metrekarelik alana Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin villa yapma kararı mahalle sakinlerini isyan ettirdi. Mahalle sakinleri ile bir araya gelen CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, “Köylünün toprağını köylüye verin, bu vebale ortak olmayın” dedi. Güneşli halkının 1960 yılında Tarım Meslek Lisesi olması amacıyla bağışladığı yaklaşık 1 milyon metrekarelik arazi, bir dönem amacına uygun olarak hizmet verdikten sonra okul kapatıldı. 2008 yılında Tarım Bakanlığı tarafından AKP’lilere kiralanan arazi bir süre tarımsal faaliyetlerde kullanılırken şirket ortaklarından AKP İl Başkanı Ömer Dengiz’in FETÖ’den yargılanmasının ardından söz konusu arazi yeniden kamuya geçerek imara açıldı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi şubat ayında söz konusu araziye 700 villa yapımı için karar alınca Güneşli halkı isyan etti. CHP’li Arık, Kocasinan ve büyükşehir belediye meclisi üyeleriyle mahalle sakinlerini ziyaret ederek bilgi aldı. Mahalle sakinleri, “Bu topraklar tarım arazisi olarak kalmalı. Bırakın köylü toprağını eksin. Köylü şehre gidip de asgari ücretle köle olmasın” diye tepki gösterdi. l İç Politika Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan İnsan Hakları Eylem Planı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugün açıklanacak. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde, saat 13.30’da düzenlenecek programa, siyasi partilerin genel başkanlarının yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, yüksek yargı başkanları, kabine üyeleri, gayrimüslim cemaat temsilcileri, büyükelçiler ile Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının başkanları, rektörler, dekanlar, akademisyenler, hukukçular ve gazeteciler davet edildi. Türkiye’nin temel politika belgesi olacağı belirtilen planın, mevzuat ve idari faaliyetleri “hukuki öngörülebilirlik, şeffaflık ve hesap verilebilirlik” temelinde ele alacağı; mülkiyet hakkına, kazanılmış haklara, suç ve cezanın şahsiliğine, masumiyet karinesine güçlü bir vurgu yaptığı ve bu alanlarda çeşitli değişiklikler hedeflendiği kaydediliyor. Ayrıca planda, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını, hâkimlik teminatını ve adalete erişimi güçlendirecek önemli faaliyetlerin öngörüldüğü dile getiriliyor. 11 ilke, 9 amaç Planın nihai amacının “yeni ve sivil bir anayasa yapmak” olduğu, bu nedenle 2 Mart’ın, aynı zamanda yeni anayasa çalışmaları için milat anlamı taşıdığı belirtiliyor. Eylem planı, insan hakları standartlarının yükseltilmesine yönelik 9 amaç ve 11 temel ilkeden oluşuyor. 11 temel ilke özetleşöyle: “İnsan, doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez haklarıyla yaşar. Devletin temel amaç ve görevi, bu hakları korumak ve geliştirmektir. İnsan onuru, bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır. Dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebepler temelinde ayrımcılık olmaksızın herkes hukuk önünde eşittir. Kamu hizmetinin herkese eşit ve tarafsız biçimde sunulması, bütün yönetsel faaliyetlerin temel özelliğidir. Mevzuat, tereddüt doğurmayacak şekilde açık, net, anlaşılır ve öngörülebilir kurallar içerir, kamu otoriteleri bu kuralları hukuk güvenliği ilkesinden ödün vermeden hayata geçirir. Sözleşme özgürlüğüne, hukuki güvenlik ilkesi ve kazanılmış hakların korunması prensibine aykırı olarak müdahale edilemez. Adli ve idari işleyiş; masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı ve ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkelerini koruyan, güçlendiren bir yaklaşımı merkezine alır. Hiç kimse, eleştirisi veya düşünce açıklaması nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes, etkili kanun yollarına zahmetsiz şekilde erişebilmelidir. Adalete erişim, hak ve özgürlüklere saygının merkezindedir.” 9 amaç ise şöyle sıralandı: “Daha güçlü bir insan hakları koruma sistemi. Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkının güçlendirilmesi. Hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflık. İfade, örgütlenme ve din özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi. Kişi özgürlüğü ve güvenliğinin güçlendirilmesi. Kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ile özel hayatının güvence altına alınması. Mülkiyet hakkının etkin korunması. Kırılgan kesimlerin korunması ve toplumsal refahın güçlendirilmesi. İnsan hakları konusunda üst düzey idari ve toplumsal farkındalık.” l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle