05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 2 MART 2021 SALI DOLAR AVRO STERLIN FAİZ [email protected] BORSA EKONOMI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.2450 16.1 kuruş 8.7320 25. 1 kuruş 10.1120 25. 8 kuruş 15.08 Sabit 1527 50.06 puan 2020’de ekspertize konu hasar kaskoda yüzde 22, trafikte yüzde 15 düştü ‘Hasar’a ara verdik ‘Kritik hastalıklar’ da internetten satılacak Anadolu Hayat Emeklilik’in, en sık rastlanan 5 kritik hastalığın teşhisi anında toplu para güvencesi sağlayan “Standart Kritik Hastalıklar Sigortası”nı internet sitesi üzerinden satışa sunduğu açıklandı. Yaşam kaybı teminatı da içeren ürün, Covid19’a da teminat sağlıyor. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, kritik hastalıklara yakalanılması halinde sigortalıya, yaşam kaybında ise sigortalının ailesi ve sevdiklerine finansal güvence sağlandığını belirtti. Bu poliçelerle kişiler acil durumlarda ücretsiz ambulans ve sağlık danışmanlığı hizmetinden faydalanabiliyor. Bu tür poliçeler ayrıca, ödenen prim tutarı ve gelir vergisi dilimine göre yüzde 1540 arasında vergi avanYılmaz Ertürk tajına sahip. Tuna Aktuna Esra Güller Koçluk uygulamaları sektöre katkı veriyor İş dünyasındaki koçluk uygulamalarının konuşulduğu “ICF Türkiye Dönüştüren Koçluk Hikâyeleri” webinar serisi devam ediyor. ICF Türkiye Başkan Yardımcısı Tuna Aktuna’nın moderatörlüğünde yedincisi düzenlenen etkinliğe katılan AXA Sigorta İcra Kurulu üyesi Esra Güller, başta pandemi olmak üzere, tüm küresel zorlukların şirketleri dönüşüme zorladığını vurguladı. Güller şu noktaya dikkat çekti: “Dijital koçluk uygulamamız çok önemli kazanımlar getirdi. Yöneticilerimiz, koçluk uygulamaları süreci boyunca geleneksel liderlik tarzının değişmesi ihtiyacını çok daha erken fark ettiklerini dile getirdiler. Bizim en büyük şanslarımızdan birisi, kurumsal kültürümüzün “öğrenen kültüre” açık olmasıydı.” Maliyetler artıyor. “3 bin liradan fazla” hasarların payı kaskoda yüzde 62’den yüzde 69’a, trafikte yüzde 38’den yüzde 45’e yükseldi. Geçen yıl, sigortacılık için ilginç sonuçlar vermeye devam ediyor. Prim üretimi açısından sağlığın önemli katkısıyla başarılı bir yılı geride bırakan sektör, Covid19’la mücadele kapsamındaki kısıtlamaların da etkisiyle özellikle kasko ve zorunlu trafikte düşük hasar frekanslarına ulaştı. Bu durumun kârlılığı artırması bekleniyor. Hasardaki durumu gösteren önemli bir sonuç ise Sigorta Bilgi Merkezi verilerinden Allianz Sigorta’nın hazırladığı raporda ortaya çıktı. Bu raporun detaylarına göre n 2020 yılının tümünde 2019’a göre kasko kapsamındaki “eksper raporları”na konu hasar dosyası sayısı yüzde 21.8 azalarak 493 bin 1 adet oldu. Zorunlu trafik sigortasındaki hasar dosyası da yüzde 15.2 azalarak 515 bin 848 adede düştü. Bu düşüşlerde özellikle salgın önlemleri kapsamındaki sokağa çıkma kısıtlamaları ile yüksek trafik cezaları etki yaptı. Trafik öne geçti n Ayrıca 2019’un tümünde hasar dosyalarındaki payı yüzde 49 olan trafik, bu yıl yüzde 51 pay aldı. Kaskonun payı ise yüzde 51’den yüzde 49’a düştü. n Ancak hasar maliyetleri dolar ve enflasyon artışı kaynaklı olarak yükseldi. “3001 lira ve üstü” maliyetli hasarların payı kaskoda yüzde 62.1’den yüzde 68.9, zorunlu trafikte ise yüzde 38.1’den yüzde 45’e yükseldi. n Kaskoda “0500 TL” maliyetli hasarların payı yüzde 2’den yüzde 1.5, “5011000 TL”nin payı yüzde 7’den yüzde 5, “10011500 TL”nin payı yüzde 8.2’den yüzde 6.5, “15012000 TL“nin payı yüzde 7.9’dan yüzde 6.5 ve “20013000 TL”nin payı yüzde 13’ten yüzde 11.5’e düştü. n Trafikte ise “0500 TL” maliyetli hasarların payı yüzde 4.8’den yüzde 3.2, “5011000 TL”nin payı yüzde 14.4’ten yüzde 10.7, “10011500 TL”nin payı yüzde 14.7’den yüzde 12.8, “15012000 TL”nin payı yüzde 11.8’den yüzde 11.4’e düşerken, “20013000 TL”nin payı yüzde 16.1’den yüzde 17’ye yükseldi. SIGORTA EKSPERLERI 86. YILINI KUTLUYOR Türkiye Sigorta Eksperleri Derneği (TÜSED), bu yıl 86’ncı yaşını kutluyor. 21 Şubat 1935’te “Türkiye Sigorta Eksperleri Cemiyeti” Ahmet Nedim ismiyle kurulan Erdem TÜSED, bugün 13 bölge, 5 il temsilciliği ve 81 ili kapsayan bir yapılanmayla hizmet veriyor. TÜSED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nedim Erdem, merkezinde insan olan ve 1935’lerden gelen köklü bir gelenekle mesleğin gelişmesi, disiplininin sağlanması ile yeni eksperlerin yetiştirilmesi konusunda çalışmalar yürüttüklerini vurguladı. HAYAT SIGORTASINDA PRIM ÜRETIMI AZALDI Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) yayımladığı verilere göre prim üretimi ocak ayında 2020 yılının aynı ayına kıyasla yüzde 15.6 artarak 9 milyar 476 milyon liraya yükseldi. Prim üretimi hayatdışında yüzde 23.3 artarak 8 milyar 355 milyon liraya çıkarken, Türkiye’de genelde kredi kullanımıyla paralel hareket eden hayat branşında yüzde 21.3 azalarak 1 milyar 120 milyon lira oldu. Ekonomiyi soğutma çabaları bu branşı etkiledi. Hayatdışında ise en büyük branşlardan zorunlu trafik sigortasında prim üretimi yüzde 0.48 azalarak 1 milyar 576 milyon liraya indi. Yüzde 22.84 artarak 2 milyar TL prim üretilen hastalıksağlık sigortası ise hayatdışında alt branş lideri oldu. Son yılların öne çıkan ve salgınla ilginin daha da büyüdüğü tamamlayıcı sağlık sigortasında ise prim artışı yüzde 80.4 oldu. Kaskoda da prim üretimi yüzde 27.32 artarak 1 milyar 134 milyon lira oldu. YEME İÇME SÖKTÜRU Açılma yetmez öteleme de gerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün toplanacak kabine toplantısında pandemi kısıtlamalarına yönelik olası gevşeme kararları beklenirken; pandemide yüzde 65 daralan yemeiçme sektörüne yönelik açılma kararı gelse bile, işletme sahipleri kredi taksitleri ve vergi ödemelerinin de ertelenmesi gerektiğini vurguluyorlar. Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği Başkanı Ramazan Bingöl, “Sektörün 2019 yılındaki büyüklüğü 135 milyar lira olarak gerçekleşmişti. 2020’de ise pandemi etkisiyle 47 milyar liraya geriledi. Sektörde 150.000’e yakın işletme var. Buralarda istihdam edilen 2 milyonu aşkın kişi bulunmaktaydı. Ama pandemi etkisiyle çoğu işletme zor durumda kalıp işletmelerini kapattı” değerlendirmesini yaptı. l (Reuters) DOLAR DÜŞTÜ BORSA ÇIKTI Mali piyasalar ’yeni umudu’ satın alıyor ABD 10 yıllık tahvil getirisinin ani bir şekilde yüzde 1.6’nın üzerine çıkması sonrası 7.5 lirayı aşan dolar kuru, getirilerdeki yükselişin durması ve Türkiye’de salgınla ilgili kısıtlamaların gevşetileceğiyle ilgili beklentiler üzerine dün 7.2276 liraya kadar geriledi. Böylece TL, değer kaybında olduğu gibi değer kazancında da benzer para birimlerinden ayrıştı. TL’nin dün dolar karşısında yüzde 2.5 değerlenirken, benzer para birimlerindeki kazançlar genelde yüzde 1’in altında kaldı. Borsa İstanbul (BİST) 100 Endeksi ise dün 1527 puana kadar çıkarken, günü de yüzde 3.81 artışla kapattı. Ayrıca dün sabah 318/ 324 seviyesinde olan 5 yıllık CDS 303/ 309 baz puana kadar geriledi. l Ekonomi Servisi GEÇEN HAFTA BIBER YÜZDE 30 ILE EN HIZLI ARTAN ÜRÜN OLDU Sivribiber yakıyor Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şubat ayında markette en fazla fiyat düşüşün yüzde 25 ile patateste, en fazla fiyat artışının ise yüzde 29.31 ile sivribiberde olduğunu açıkladı. Bayraktar, şubattaki gıda fiyatlarında yaşanan değişikliklere ilişkin yaptığı açıklamada, markette kuru üzüm, kuru incir, fındık, antepfıstığı ve maydanoz fiyatlarında değişim meydana gelmediğini söyledi. Bayraktar, “Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 13.96 ile patlıcan, yüzde 5.44 ile kuru soğan, yüzde 4.88 ile kabak, yüzde 2.93 ile kaşar peyniri, yüzde 2.24 ile yumurta, yüzde 2 ile kırmızı mercimek, yüzde 0.56 ile süt takip etti” dedi. Markette en fazla fiyat artışının görüldüğü sivribiberi yüzde 19.92 ile ıspanak ve yüzde 15.28 ile portakalın takip ettiğini belirten Bayraktar, “Bunları yüzde 15.1 ile limon, yüzde 11.07 ile ayçiçek yağı, yüzde 6.62 ile domates, yüzde 5.76 ile mandalina, yüzde 5.55 ile tereyağı, yüzde 5.44 ile karnabahar, yüzde 4.88 ile havuç, yüzde 4.75 ile toz şeker, yüzde 4.67 ile salatalık, yüzde 4.39 ile mısır özü yağı izledi” ifadelerini kullandı. Üreticide de artış var Üreticide de fiyatı en fazla düşen ürünün yüzde 25 ile patates olduğunu kaydeden Bayraktar, patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 21.59 ile kabak, yüzde 20 ile kuru soğan, yüzde 13.01 ile patlıcan, yüzde Bayraktar, “Çiftçimizin bankalara ve tarım kredi kooperatiflerine ödeyemediği için takibe düşen ve yüksek faizle yapılandırdığı borçları faizsiz olarak uzun vadeye yayılmalı ve üreticilerimiz rahatlatılmalı” dedi. 9.52 ile yumurta, yüzde 9.07 ile salatalığın izlediğini belirtti. Üreticideki en fazla fiyat artışının ise yüzde 23.6 ile sivribiberde görüldüğüne dikkat çeken Bayraktar, bunu yüzde 19.63 ile havuç, yüzde 16.28 ile portakal, yüzde 11.7 ile mandalina, yüzde 9.52 ile kuru kayısı, yüzde 9.21 ile limon, yüzde 7.69 ile ıspanak, yüzde 4.94 ile dana etinin takip ettiğini aktardı. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Vatandaş kombiyi açamıyor’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, yılbaşından bu yana doğalgaza üçüncü kez zam yapıldığına dikkat çekti. CHP’li Akın, Karadeniz’deki doğalgaz rezerviyle ilgili yurttaş indirim müjdesi beklerken; 2021’in henüz ilk aylarında zamların yağmur olup yağdığını dile getirerek “Vatandaşa verilen doğalgaz müjdesi otomatikleşen zamma dönüştü. İki ayda üç kez zamlanan doğalgaz faturaları vatandaşı kombiyi açmaya korkar hale getirdi” ifadelerini kullandı. Ortada indirim de müjde de yok; ama her ay zamlanan faturalar var. ‘59 günde 3 zam’ Akın: Doğalgaz 59 günde üçüncü kez zamlandı. şa yansıtılmadı. Hatta 2020’de doğalgaz yıllık bazda yüzde 12 oranında zamlandı. Türkiye’nin ithal ettiği doğalgaz fiyatları, büyük oranda petroldeki değişime göre 6 ay gecikmeli olarak belirleniyor. Döviz kurlarındaki artış da önüAhmet Akın müzdeki dönemde enerji zamlarında belirleyiBOTAŞ; 2020’de pandemi nedeniyci olacak. Bu durum; bir le fiyatların düşmesi üzerine LNG sonraki ay da müjdenin değil, yeni alımını artırarak maliyet azaltmış zamların kapıda olduğunu gösteritı. Ama bu düşük fiyatlar vatanda yor.” l ANKARA 407.48 14.27 lira 2765.06 100. 92 lira Büyüdük ama hesapsız ve kalitesiz... Türkiye tüm dünyada salgın yılı olan 2020 yılında yüzde 1.8 oranında büyüme gerçekleştirdi. Büyüyen ender ülkelerden biri olduk ama yaşanan büyümenin kredilerin dopingiyle, sonuçları tartışmalı, hesapsız ve kalitesiz bir büyüme olduğu da kesin. 2020 yılı büyümesi konusunda hesapsız olunduğunun en önemli ispatı, daha yakın zamana kadar hem ekonomi yöneticilerinin hem de piyasaların çok değişik tahminler yapıp, neredeyse hiçbir tahminin tutmaması. Piyasalar son güne kadar yılın son çeyreğinde yüzde 7 oranında, yılın tümünde yüzde 2’nin üzerinde büyüme bekliyordu. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan daha yıl sonunda 2020’de yüzde 0.3 büyüme beklediklerini söylemişti. Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ise geçen ayki sunumunda yüzde 2.5 büyüyebileceğimizi kaydetmişti. Bu tablo ekonomik dengelerde hesap yapılamadığını ya da yapılan hesaplarda değişiklik yapılmak zorunda kalındığını gösteriyor. Başka bir deyişle yeni ekonomi yönetimi bile istediğini hayata geçiremiyor diyebiliriz. Büyümenin kalitesine gelince... Büyüme rakamlarının sonuçta istihdam rakamlarını büyütmesi yani işsizliği azaltması beklenir. Halbuki resmi işsizlik rakamları bile büyürken, pandemi nedeniyle getirilen geçici uygulamalar sona erdiğinde çok daha yüksek işsizlik rakamlarıyla karşılaşacağız. Hem işsizliği azaltmadan hem de sonucunda makro dengeleri iyice bozan bir büyüme yaşadığımız bir gerçek. Çünkü düşük faiz ve kredileri patlatarak büyüme yolunu seçtik. Öyle olunca da döviz rezervleri eksiye döndü, enflasyon yüzde 15’lere ulaştı. Kısacası sürdürülebilir bir büyümeden söz edemiyoruz. Eğer sonuçta sıkı para politikası uygulamak zorunda kaldığınız bir büyümeyi gerçekleştirdiyseniz, bu büyüme hem hesapsız hem de kalitesiz büyümedir. Bu büyüme uğruna çok daha kırılgan bir ekonomi yarattığınız ve bu kırılganlığın giderilip giderilemeyeceği yani istikrarın sağlanıp sağlanamayacağı bile belli değil. Kalitesiz ve hesapsız büyüdüğünüz için kurları patlattınız ve 2019 yılında 9 bin 127 dolar olan kişi başı milli gelir, 2020 yılında 8 bin 599 dolara geriledi. Türkiye’nin nüfus artış hızının son yıllarda hız kestiğini, buna rağmen son 7 yıldır kişi başına milli gelirin dolar bazında düştüğünü göz önüne alırsanız; 2020 yılında doruk noktasına ulaşsa da aslında uzun yıllardır kaliteli büyüme sağlayamıyor yani ekonomiyi iyi yönetemiyorsunuz demektir. Büyüme rakamlarının ardından Twitter’dan açıklama yapan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan’ın mesajı da bu kalitesiz büyümeyi teyit eder nitelikteydi. Küresel sağlık krizinin damga vurduğu 2020’yi büyümeyle kapatan nadir ülkelerden olduğumuzu kaydeden Elvan, 2021 yılında temel önceliğin fiyat istikrarının sağlanması olduğunu belirterek “Enflasyonla mücadele politikalarımız daha kaliteli ve sürdürülebilir bir yatırım, üretim ve büyüme patikasının da önünü açacak” dedi. 2021 için beklentiler 2020 yılı büyümesi son piyasa beklentilerinin altında kalırken, 2021 yılına ilişkin tahminler de gözden geçirilmeye başladı. Kimi iktisatçılar, beklentilerin altında kalan son çeyrek büyümesi ve yılın ilk iki ayındaki kredilere bağlı hız azalmasını örnek vererek bu yılki büyümenin aşağı doğru tahminleri değiştirebileceğini söylüyor. Bazı banka analistlerinin ise yüzde 5 hatta üzerine çıkan büyüme tahminlerini koruduklarını gözlüyoruz. Şurası kesin ki enflasyonla mücadele için gerektiği kadar sıkı para politikası uygulanmıyor. Belki de bu nedenle enflasyonla ilgili beklentiler giderek yükseliyor. Bir an önce enflasyonla mücadelede yol alınması ve cari açığın sorun olmaktan çıkarılması için büyüme oranlarının düşürülmesi gerekiyor. Ancak hükümetin, şu anda bazıları tarafından “gevşek” olarak nitelenen, sıkı paranın daha da sıkılaştırılması ya da uzun süre uygulanmasına sabrının yetip yetmeyeceği tartışma konusu. Bugün açıklanacak hukuk reformu önümüzdeki hafta açıklanacak ekonomi reformları piyasaları tatmin edecek mi, göreceğiz. Gelen ilk işaretler bazı vergi artışlarının ağırlık taşıyacağı bir paket olacağını, yapısal tedbirlere pek yer verilmeyeceğini gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmiş ekonomi yönetimini ısrarla savunması, faizler konusundaki söylemine devam etmesi, rasyonel ekonomi politikalarının devamı konusunda umutları kırıyor. Bakan Elvan’ın ve Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın sıkça söylediği gibi enflasyon kalıcı biçimde düşürülmeden istihdam yaratan, dengeleri bozmayacak bir ekonomik büyümeyi sağlamak mümkün gözükmüyor. Bunu sağlamayan büyüme oranları ise hava atmaktan başka bir işe yaramıyor. Büyüme halkın refahını istikrarlı bir biçimde artırdığı müddetçe hesaplı ve kaliteli büyümeden söz edebiliriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle