05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 17 MART 2021 ÇARŞAMBA HABER ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ’NDEN MEB’E ‘ANDIMIZ’LA İLGİLİ ÜÇ SORULUK ‘SINAV’ Heyecanı kalmamış yönetim AKP, Türkiye’nin birikmiş ve derinleşen sorunlarına çözüm vaadiyle iktidara geldi. İç ve dış koşulların uyuşması, partinin devlet ve sivil toplum içindeki mevzilerini adım adım genişletecek hamlelerde bulunabilmesi, sürekli tazelenen ittifaklar siyasetinin etkisi ve zayıf, heyecansız, umut vermeyen muhalefet partileri sayesinde gücünü yıllar içinde pekiştirdi. Kuşkusuz bunu yaparken en büyük avantajı, “yenilikçi” olduğu iddiasıydı. Kurucuları, Milli Görüş hareketinden koparken “gelenekselci” kanada karşı “yenilikçi” kanat olarak anıldılar. Ardından da AKP kuruldu ve iktidara geldi. Yeni parti, krizden canı yanmış emekçi halkı ve demokratik bir düzen uman farklı kesimleri AB uyum süreci, reformlar, demokratikleşme makyajı ile yanına çekmeye çalıştı. Bu noktada da kendilerinin “yeni”yi, karşıdaki partilerin ise “statüko”yu, “eski düzen”i, hatta “eski Türkiye”yi temsil ettiğini iddia ettiler. İyi taktikti. Yine de bu taktik, sadece söyleme dayanamazdı. Arka arkaya “reform” paketleri açıklamak, geçmişle bağı koparmayı “yeni” diye sunmak adına, heyecan dalgası yaratabilecek konuşmalar yapıp kendi gündemini kurabilen “sürprizler” ilan etmek gerekiyordu. Öyle de oldu. Medyada görece çeşitliliğin olduğu bir dönemde AKP kendi hegemonyasını, gündemini bugünkü güdümlü medya düzenine göre çok daha fazla kurabiliyordu. Elbette bu “yeni”yi temsil etme iddiası, arka arkaya gelen “reform” paketleri, iktidarın Saray merkezli inşa etmeyi planladığı düzene geçişin altyapısı olarak işlev gördü. İşler ne zaman değişti? İktidar, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra ilk kez gücü kaybetme korkusuna kapıldı. Bu saatten sonra siyaset, genişletici bir strateji yerine, var olan düzeni kalıcılaştırma üzerine yapılandırıldı. Bu yapılanma önce OHAL yönetimini, ardından da Saray merkezli yeni anayasal düzeni ve bugün hepimizi iyiden iyiye yoksullaştıran tuhaf hükümet sistemini getirdi. Yani statüko oluşturuldu. Fakat bir yandan da destekçi kesimlerde kafa karışıklıkları belirmeye başladı, halkın işsizlik ve yoksullaşma tablosuyla iktidarın ve çevresindekilerin yaşam tarzları, harcamaları arasındaki makasın açıldığı artık saklanamaz duruma geldi. ‘Yeni statüko’ Bu noktada elde kalan tek seçenek, karşıtları terörle, vatan hainliğiyle itham edip, tabanı da din ve milliyetçilik ekseninde sıkılaştırmak ve itirazları bastırmak için de iyice otoriterleşmekti. İttifaklar da buna uygun olarak güncellendi. Dolayısıyla sağ siyasetin Soğuk Savaş’tan bu yana en geleneksel yöntemi olan kamplaştırma stratejisi, “liberalizm” sosunun uçurumdan fırlatılmasıyla birlikte, gerçek ideolojik malzemesini buldu. Takke düştü ama yemi yutan yutmuştu; şimdi en muhalif olanlar, en haklı geçinenler yine onlar. Her zaman öndeler, yer tutma konusunda çok başarılılar. Sonuç mu? Halkın sorunları derinleşirken çözüm bulamayan ve bu sorunları daha da derinleştiren iktidar, en sonunda “yeni” diye diye Cumhuriyet ve hatta meşrutiyet öncesi bir düzen önermekten, daha geriye düşmekten öte bir çözümünün olmadığını da göstermiş oldu. Böylece diyebiliriz ki AKP, çözülmekte olan bir imparatorluğu baskıyla ayakta tutmaya dayanan sınırlı bir 19. yüzyıl deneyimini, yani gerçekten eskiyi temsil ediyor. Şimdi merak edenleriniz olabilir; bunları niye özetledim? Şunun için: İktidar bu aralar sürekli yeni paketler, reformlar, sürprizler açıklıyor. Fakat eski etki, heyecan, gündem yok. Gerçekten de artık asıl yenilik iktidarın çözüm, reform vs. paketleri açıklamasında değil, bu açıklamaların heyecan yaratmamasında, kanalları ve gazeteleriyle tekelleşmiş bir medya düzenine rağmen, kendi gündemini kuramamasında, derinliğini yitirmiş bir propaganda aygıtı aracılığıyla gündem kurmaya çalışırken, etrafındaki halkayı da adım adım daraltmasında yatıyor. Zira artık her “yenilik” ya da “reform” açıklaması, 18 yıldan fazla süredir iktidarda olanların kendi yarattıkları olumsuzlukları itiraf etmesinden öte bir anlam taşımıyor. Demek ki işleri kötüye götürenlerin, sorunları yaratanların o sorunları çözebileceği masalı artık tutmuyor. Hava böyle ve önemli. Hal böyle olunca da inşa edilen yeni statükoyu koruma telaşıyla bir gün öyle bir gün böyle, savrulan açıklamalar sıklaşıyor; yine günübirlik dış politika manevralarıyla sıkışmışlık aşılabilir düşüncesi egemenliğini ilan ediyor. Özetle bütün öncelik iktidara tutunmak şu anda. Bu ortamda da aynı gün içinde önce kapalı salonlar tıka basa doldurulup tabana/teşkilatlara “çözülme yok” mesajı verilirken sonra da halka “kurallara dikkat edin, mesafeye uyun” uyarıları arka arkaya gelebiliyor. Bu zıtlıkta halkın sağlığı mı, yoksa hâlâ heyecan ve coşku yaratılabildiğini kanıtlama çabası mı belirleyici? Yanıtı da size kalıyor. Kimin açtığı yol sakıncalı? Atatürkçü Düşünce Derneği’nden (ADD) yapılan açıklamada, Andımız’a ilişkin karar nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) “Kimin açtığı yolda yürünmesi sakıncalı” denilerek 3 soru yöneltildi. ADD’den yapılan açıklamada, “Andımız ile ilgili aşağıdaki soruları eğer cevaplayabilirseniz cevaplayın” denilerek, MEB’e 3 soru yöneltildi. “Andımız’da geçen cümlelerden hangisi sizi rahatsız etmiştir” sorusunda şıklar “Türküm, doğruyum, çalışkanım”, “İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak; yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir”, “Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir”, “Ey Büyük Atatürk” ve “Ne mutlu Türk’üm diyene” olarak belirtildi. “‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ cümlesi size ne çağrıştırmaktadır” sorusunda ise “Bölücülük”, “Yıkıcılık”, “Irkçılık”, “Gericilik” ve “Şeriatçılık” şıkları yer aldı. Açık uçlu soru olarak ise “Size göre kimin açtığı yolda ve gösterdiği hedefte yürünmesi sakıncalıdır” sorusu yöneltildi. ‘Hükmü yok’ “Sınav kâğıdını doldurmaya cesaretinizin olmadığının bilincindeyiz” denilen açıklamada, “Sınavdan ‘Sıfır (0)’ aldınız ve yıllardır sınıfta kaldığınız için okuldan atıldınız. Biliniz ki içinizden her ne geçiriyorsanız, o cevapların Türk milleti olarak gözümüzde hükmü yoktur. Andımız’ın okullarımızda yeniden okunması için mücadelemizi sürdüreceğimizi Türk milletine duyuruyoruz” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA/Cumhuriyet İYİ Parti, Andımız kararını ‘nabız yoklaması’, MHP ‘Cumhur’un yıpratılması’ diye yorumluyor GÖZLER GEREKÇEDE Okullarda okutulan Andımız, MHP ve İYİ Parti seçmeni açısından “kırmızı rın “bir tür nabız yoklaması olabileceği alternatifi” üzerinde duruyor. 2018’deki seçimlere çok çizgi.” Milliyetçi muhafazakâr az bir süre kala TRT’de “Osman seçmen tabanına sahip olan iki parti de “Andımız ile ilgiSELDA Öcalan’ın söyleşisinin yayımlanGÜNEYSU dığı” anımsatılarak, “İktidar, bir li her türlü siyasi mücadeleyanda 2023 seçimlerine yön veyi vermekte kararlı.” Ancak her iki recek atılımlar yaparken, diğer yanda parti de Danıştay İdari Dava DaireKürt kökenli seçmenlere yönelik ‘Ne leri Kurulu’nun almış olduğu kara mutlu Türküm diyene’ ifadesi üzerinrı “farklı açıdan” değerlendiriyor. İYİ den mesaj mı vermeye çalışıyor” soParti kanadı, 4 Şubat’ta alınan karuları soruluyor. Bu nedenle partinin rarın gerekçesinin açıklanmadığına Danıştay’ın aldığı kararın “gerekçesidikkat çekerken, aynı tarihlerde ikti ni görmek ve ona göre adım atmak isdar kanadından sürekli “HDP’nin ka tediği” dile getiriliyor. Kararın 7’ye patılması yönünde çağrılar yapıldı 4 oyla alındığına dikkat çekilirken, ğını ve bu çağrıların hemen ardınburadaki muhalif 4 üyenin oylarıdan da HDP’li milletvekilleri hakkın nın “karar yönünde ne tür tartışmada düzenlenen fezlekelerin peyder lar yaşandığının açığa çıkması bakıpey TBMM’ye geldiğini” vurguluyor. mından önemli olacağı” belirtiliyor. İYİ Parti’ye göre, “iktidar bir yönden Bununla birlikte bu durumun “oylaHDP üzerinde siyasetini yoğun olarak rı düşen Cumhur İttifakı’nın yeniden sürdürürken diğer tarafta, ‘bağımKürt kökenli seçmenlerin oyuna tasız yargıdan çok söz edilemediği gün lip olabilmek için atılmış bir adım ollerde’, Andımız ile ilgili alınan kara duğu” da dillendiriliyor. l ANKARA MHP: ZAMANLAMA MANIDAR MHP kanadı da Andımız kararının “zamanlamasının manidar olduğuna” dikkat çekiyor. MHP, “tam da terör örgütlerinin odağı haline gelmiş HDP’ye ve milletvekillerine yönelik hamleler yapılırken, birdenbire böyle bir karar alınmasının tamamen Cumhur İttifakı’nı yıpratmaya yönelik olduğunu” değerlendiriyor. Danıştay’da yaşanan üye değişikliğinin ardından “böyle bir kararın alınmasının da dikkat çekici olduğu” vurgulanırken, daha önce Anayasa Mahkemesi’nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili kararına da atıfta bulunuluyor. Kararın hemen ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Anayasa Mahkemesi’nin yapısının yeniden düzenlenmesine yönelik açıklamalarının olduğu” anımsatılırken, “benzer bir durumun da bu kez Andımız üzerinden Danıştay’da yaşandığının” altı çiziliyor. Bu nedenle MHP kanadı kararı, “yargı üzerinden iktidara yönelik bir tür algı çabasının oluşturulması” olarak nitelendiriyor. İktidara yönelik “‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünden sanki rahatsızmış gibi bir algı oluşturulmak istendiği” ifade ediliyor. MHP’nin bu konudaki tutumunun net olduğu vurgulanırken, Bahçeli’nin her konuşmasında mutlaka “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü kullandığının altı çizilerek, “iktidara yönelik oluşturulan bu algı karşısında gerekli tüm adımların parti yönetimince atılacağına” işaret ediliyor. AKP’DEN ILK TEPKI: Andımız’dan kim gocunur? AKP’den Danıştay’ın Andımız kararına yönelik bir açıklama yapılmazken Ankara Keçiören Belediyesi’nin AKP’li Başkanı Turgut Altınok karara tepki gösterdi. Altınok, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Andımız’ı haykıra haykıra söylememiz lazım. ‘Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’ demekten kim gocunur, kim alınır, neden alınır? Devletimizin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve herkes devletimize vatandaşlık bağıyla bağlıdır. Andımız’ı gururla okumalıyız, çocuklarımıza okutmalıyız” ifadelerini kullandı. “Şükür ki bir devletimiz ve bir andımız var. Andımız da Türk milletinin adıdır” diyen Altınok, Türkiye’nin küllerinden doğduğunu ve bundan gurur duyduklarını belirterek, “Bu ülkede yaşayan herkes kardeştir. Herkes Amerikalıyım diyor, Amerika’nın marşını göğsünü gere gere 202 millet söylüyor. Bizim Andımız hepimizin gururudur, yüz akıdır. Bunu söylemekten şeref ve onur duymalıyız. İnşallah yanlıştan dönülür, milletimizin adı ve kökü çocuklarımızın o güzel seslerinde nidalanmaya devam eder” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet AKP SÖZCÜSÜ ÇELİK: Millet İttifakı’nın siyasi tutkalı yok AKP Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Çelik, Kılıçdaroğlu’nun “Cumhur İttifakı içerisinde çatlak aradığını” söyledi. Çelik, “Oysa çatlak, Kılıçdaroğlu’nun kendi ittifakındadır. Kılıçdaroğlu’nun sahiplendiği ittifakın ‘siyasi tutkalı’ yok. Bu yüzden kendi çatlaklarını kapatmak için Cumhur İttifakı’na saldırıyor” dedi. l ANKARA/ Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN DEVA’DAN DANIŞTAY’A DESTEK DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu ile Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklama ile Danıştay’ın okullarda Andımız’ın okunmasını engelleyen kararına destek verdi. Yeneroğlu, “Andımız tek tip makbul vatandaş tasavvuruna sahip otoriter toplum düzeni kalıntısıdır. Özgürlükçü, eşitlikçi ve çoğulcu toplumda devletin makbul vatandaşı olamaz” derken, Ülsen de “Tavrımız nettir: Herkes, ideolojilerin dayatılmadığı özgür bir ortamda yaşama hakkına sahiptir. Bu hak aziz ve dokunulmazdır” ifadelerini kullandı. l İç Politika TRABZON EMNİYETİ’NDEN MERMİYLE ANDIMIZ GÖNDERMESİ Danıştay’ın okullarda ‘Öğrenci Andı’nın okutulmaması yönündeki kararıyla ilgili tartışmalar sürerken, Trabzon Emniyet Müdürlüğü kentte ‘Andımız Var’ adıyla uyuşturucu operasyonu düzenledi. Bu kapsamda eş zamanlı 4 adreste yapılan aramalar sonrasında çok sayıda uyuşturucu madde ele geçirilirken 4 kişi gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda ayrıca 1 adet ruhsatsız, 2 adet kurusıkı tabanca ve çok sayıda mermi ele geçirildi. Operasyonlar sonrasında ele geçirilen mermilerle, “Andımız” yazılması dikkat çekti. l DHA AYDIN’DA SKANDAL TALİMAT: İSTİKLAL MARŞI SESSİZ OKUNSUN SEFA UYAR Aydın İl Milli Eğitim Müdürü Seyfullah Okumuş’un, koronavirüsün yüksek sesle konuşulduğunda daha hızlı yayıldığını gerekçe göstererek okullardaki törenlerde “İstiklal Marşı’nın banttan verilmesi ve kısık sesle ya da içten okunması” talimatı verdiği iddia edildi. Okumuş’un mesajının, pazar günü Whatsapp üzerinden İlçe Milli Eğitim Müdürlerine gönderildiği ve talimatın, okul müdürleri grubundan paylaşılması istendiği belirtildi. Mesaja tepki gösteren Eğitimİş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Bunlar, bir taraftan Andımız’ın kaldırılırken, bir taraftan da İstiklal Marşı’nın dahi yavaş yavaş söyletilmeme sürecini başlatan uygulamalar. Bunu da Covid19’u bahane ederek yapıyorlar. Bu, bir süre sonra ‘söylenmese de olur, çok da gerekli değil’ düşüncesinin topluma kabul ettirilmeye çalışmasının bir uygulaması” dedi. l ANKARA BBP LIDERI DESTICI ‘MEB derhal okutmaya başlatmalı’ Cumhur İttifakı ortaklarından MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ardından BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun Öğrenci Andı’nı kaldıran kararına tepki gösterdi. Cumhur İttifakı üyesi BBP’nin Genel Başkanı Destici, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na seslenerek, “Aynı konuyla ilgili, 2018’de ‘dava açılamaz’, ‘esasa girilemez’ denmişti. Şimdi ne değişti? Sadece kurul üyelerinin değişmesiyle karar değişmiş ise burada iki kere düşünmemiz gerekiyor. Bu yeni karardan sonra topluma izahat verilmesi gerekir” dedi. Dosyanın yeniden Danıştay 8. Dairesi’ne gönderilmesinin beklendiğini belirten Destici, “Şayet Danıştay bu kararını gözden geçirip düzeltmezse, Milli Eğitim Bakanlığı derhal yeni bir yönetmelik çıkartarak Andımız’ı tekrar okullarda okutmaya başlatmalıdır. Bunun önünde hiçbir engel yoktur” diye konuştu. Kararın Türk kimliğini tartışmak olduğunu söyleyen Destici, “Bu tür gündemlerin Öcalan’ın Demokratik Cumhuriyet tezi ve HDP’nin Türkiyelileşme tezi ile uyumlu olduğu kanaatindeyiz” dedi. l ANKARA GENEL KURUL’DA TEPKİ Meclis’te vekiller ‘Andımız’ı okudu Danıştay’ın Öğrenci Andını kaldıran kararı TBMM Genel Kurulu’nda da gündem oldu. Yerinden söz alan milletvekilleri Andımız’ı okuyarak iktidara tepki gösterdi. CHP’li Fikret Şahin, Andımız’ı okuduktan sonra, “1933 yılından bu yana, seksen yıldır okullarımızda okunan Andımız, 2013 yılında AKP iktidarı tarafından yasaklandı. Andımız’ın yasaklanmasıyla AKP iktidarı bir anlamda Türkiye’de ‘Türk’üm’ demeyi de yasaklamış oldu. İktidar kimlerin isteğiyle, hangi gerekçeyle Andımız’ın yasaklandığını milletimize açıklamak zorundadır. CHP olarak bizler halkımızın da isteği olan Andımız’ın okullarımızda tekrar okutulmasını talep ediyoruz” dedi. İYİ Partili Dursun Müsavat Dervişoğlu, “Çözüm süreci döneminde, PKK’ye verilen tavizler kapsamında Andımız’ın kaldırılması kararının yeniden teyit edilmesi kabul edilmesi mümkün olmayan bir durumdur. Danıştay, siyasi konjonktürün ortaya koyduğu etkenlerin altında kalarak skandal bir karara imza atmış ve milli vicdanları yaralamıştır. Bu aymazlığın zaman kaybetmeden ortadan kaldırılması en önemli beklentimizdir” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle