Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 14 MART 2021 PAZAR HABER/YORUM Vatan nasıl sevilir? Bu soruları sizlere ilk kez 27 Temmuz 2014 tarihinde sormuştum, bakalım neler değişti? Bu arada izninizle birkaç soru daha ekledim. Şimdi sorularımızı sıralayalım: Hiç Güneydoğu ya da Doğu’ya giden bir tura katıldınız mı? Anadolu’nun en önemli uygarlığı Bin Tanrılı Hititlere dair kaç heykel gördünüz ve kaç kent gezdiniz? Hasankeyf’i biliyor musunuz? Gittiniz mi? Orada yapılacak barajın neleri sualtında bırakacağını biliyor musunuz? Bununla ilgili herhangi bir yere imza attınız mı? Herhangi bir protesto eylemine katıldınız mı? SelçukEfes’e gittiniz mi? Kentin muhteşem genelevine hayretle baktınız mı? İlk tuvaletleri gördünüz mü? Bodrum Kalesi’nde ve Sualtı Müzesi’nde hayallere daldınız mı? Konya’daki Mevlana şenliklerine gittiniz mi? Çingene kızını görmeyen kaldı mı? Kayseri’deki Selçuklu medreselerine, camilerine hayran oldunuz mu? Uluslararası bir çabayla kurtarılan Zeugma kenti mozaiklerinin sergilendiği Antep’teki muhteşem müzeyi gördünüz mü? Peygamberler kenti Urfa’da Balıklıgöl’e yem attınız mı? Zılgıt çeken kadınların bu işi nasıl başardıklarını düşünüp hiç zılgıt çekmeye çalıştınız mı? Antakya’da üç dinin bir arada yaşamasına tanıklık ettiniz mi? Maveraünnehir nereye denir? Bir sabah vakti Karadeniz yaylalarında uyanıp o günü size bağışlayan hayata teşekkür ettiniz mi? Antalya Müzesi’ne gidip yorgun Herkül’le bir fotoğraf çektirdiniz mi? Mimarların mimarı Koca Sinan’ın kaç eserini gördünüz? Sevdiğiniz ve etkilendiğiniz beş romancının adları nelerdir? Klasik Türk müziğinde nam salmış, beş şarkıyı söyler misiniz? Beş halk ozanı sayabilir misiniz? Türk sinemasından en sevdiğiniz beş filmi sayabilir misiniz? Karadeniz’de Sümela Manastırı’nda duvarları süsleyen belki de ilk zenci İsa’yı gördünüz mü? Anadolu uygarlıklarından Likya uygarlığının toprak yollarında yürüdünüz mü? Türkiye denizlerinde kaç cins balık yaşar? Türkiye topraklarında kaç bin endemik bitki yaşar? Türkiye topraklarında kaç çeşit endemik canlı türü yaşar? Lüferin soyunun tükenmemesi için elinize bir mezura alıp balıkçılarda sarıkanat boylarını ölçtünüz mü? Hiçbir hayvan barınağına gidip gönüllü çalıştınız mı? Türkiye’nin yeraltı zenginlikleri nelerdir? Termik santral nedir? Zararları nelerdir? Biliyor musunuz? Hiçbir termik santral yapımını protesto eden bir eyleme katıldınız mı? Türkiye’nin altının silme altın madeni olduğunu biliyor musunuz? Hiç inatla bölgenizdeki bir eski binanın resimlerini çekip binanın yaşatılması için gerekli yerlere başvurdunuz mu? Anadolu Medeniyetleri Müzesi kimin emriyle kurulmuştur? Hiç gittiniz mi? Osmanlı’dan beri sürgün yeri olan Sinop Cezaevi’nde kaç muhalif yazar yatmış biliyor musunuz? Adana neden Yılmaz Güney’lerin, Yaşar Kemal’lerin, Orhan Kemal’lerin yurdudur hiç düşündünüz mü? En son hangi protesto eylemine katıldınız? Göbeklitepe nerededir ve arkeoloji tarihini nasıl değiştirmiştir? Frigya uygarlığı ve Frigya Vadisi ülkemizin hangi yöresindedir? Sinan’ın en güzel eserlerinden Rüstem Paşa Camii nerededir? Gördünüz mü? Ani Harabeleri’nin hikâyesi nedir? Hiç gittiniz mi? Van Gölü canavarını görmek için saatlerce gölün sularını baktınız mı? İncilkefalinin özelliği nedir? Hangi ilimiz incilkefalleriyle ünlüdür? İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde lahitten kaçan kadınları gördünüz mü? Haydi kalem kâğıdı alıp başlayın. Ama lütfen internete başvurmayın. Ve şu şarkıyı unutun: “Orda bir köy var uzakta, /gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür.” 14 MART 2021 SAYI: 34854 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 1199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:46 07:11 13:18 16:37 19:16 20:35 Ankara 05:32 06:55 13:03 16:22 19:01 20:19 İzmir 05:56 07:17 13:26 16:46 19:24 20:40 Mustafa Hoş’un Neo Türkiye’nin Panzehiri Hafızadır başlıklı sonuncu kitabı, ruh halimizi on ikiden vuran “Şefkatli ve sıcak bir el Türkiye haritasını okşasa, bütün ülke hüngür hüngür ağlayacak kadar doluyuz...” tümcesiyle başlıyor. Ancak sayfalar ilerledikçe, gözlerden yüreklere akan bir lav seline dönüşüyor. Yazar, barış zamanında olağan bir ülkenin yüzyılda yaşamayacağı kadar kötülüğü on dokuz yıla sığdıran Türkiye’nin düşman saldırısı olmadan uğradığı işgal, kıyım ve bozgunun dökümünü yaparken, adeta bir iddianame yazdığının farkında mıydı, bilmiyorum. Ama hesap günü, iddianameye kaynakça oluşturacağını umuyor ve diliyorum... Aile sırrı bir cinayet 2012 yılında, dört yıl sonra Tayyip Erdoğan’ın dünürleri olacak Bayraktar ailesini sarsan bir cinayet işlendi. TSK için insansız hava araçları yapan Özdemir Bayraktar’ın şirketinde çalışan ve muhasebesine bakan yeğeni Mehmet Mert Bayraktar, Sarıyer’deki evinde vahşice öldürüldü. Maktulün cesedini, babası Ömer Bayraktar buldu. Cinayet karanlıktı. O tarihteki gazetelere göre zamanın başbakanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla olayı aydınlatmak için özel polis ekibi oluşturuldu. 28 yaşındaki Mehmet Mert Bayraktar, sekiz ay önce evlenmişti. Cinayet günü hasta olduğu için işe gitmemiş, yattığı yatakta önce darp edilmiş, ardından boğazı kesilerek öldürülmüştü. İlk bulgulara göre kapıda zorlama yoktu, evden bir şey çalınmadığı gibi maktulün öldürüldüğü yatağın altında, düğününde takılan altınlar bile duruyordu. akı aydınlarından biridir. Üstün zekâsı, insan sevgisiyle binlerce insanın hayatını kurtaran onkolog ve cerrah, elinden kitap düşmeyen edebiyat vurgunu ve iyi bir yazardır. Bir görev insanı Bir daha asla olmasın olarak hiç sevmediği politikada bile elidiye unutma, hatırla! ni taşın altına koyup tek dönem koşuluyla CHP’nin Bursa milletvekilliğini de yapan 6 Haziran 2012’de Vatan gazeteCeyhun İrgil’in son kisi, olay hakkında “Cinayeti işleyen ki tabı, görev anlayışına uygun bir başşinin Bayraktar tarafından tanınan ve lık olarak Dönem Ödevi adını taşıyor. eve alınan bir kişi olduğu ihtimali üze Nefis bir kitap olan “Kırk Yaş, Kızıma rinde duruluyor” diye yazdı. Milliyet Mektuplar”ın devamı, elli yaş mekgazetesindeki haber çok daha çarpı tuplarıyla başlayan Dönem Ödevi, cıydı: “Asayiş Şube Cinayet Büro de Covid19 salgınının polisiye tadında dektifleri, (Mehmet Mert) Bayraktar’ın okunan Türkiye ve dünya güncesi. telefonda en son ailesinden biri olduğu tespit edilen kişiyle konuştuğunu, Baskı ve sansürle Bayraktar’ın bu kişiyi eve çağırdığını belirledi. Cinayetin bu kişi tarafından büyüyen bir pandemi işlenmiş olabileceği öne sürüldü.” Ye Ocak 2020 ortasında salgın kontni Şafak gazetesinin “Karanlık Cinayet” rolden çıktı. Ancak Çin hükümeti, başlığıyla verdiği haberde de cinayet artık yaygın ve dehşetli salgını hâlâ teki tanıdık kişiye dikkat çekiliyordu. saklamaya çalışıyordu. Sonra ne oldu? Olayda “tanıdık kişi” Çin hükümetinin sosyal medya debulgusu sonrası, incelemeler de ha netim programları belli kelime ve cümberler de kesildi ve cinayet faili meç leleri saptadığı mesajları siliyordu. hul bırakıldı.* Salgını ilk duyuran Dr. Ai Fen’in, Hiç kimse böylesini Covid19 hakkında Renwu dergisine verdiği röportaj, Çin hükümeti tarahayal etmemişti: Covid19 yılı 2020 fından hızla sosyal medya platformlarından silindi. Dr. Ai Fen, bu kez Çinli bir derCeyhun İrgil, eski Türkiye denilen giye koronavirüsün erken uyarılarılaik Cumhuriyet rejiminde yetişen ve nı reddettiği için hastane yönetimibu ülkenin uluslararası ölçülerde yüz ni eleştiren bir röportaj verdi. Ancak Avustralya’da bir televizyon kanalının kendisiyle ilgili haber yapmasından sonra kayıplara karıştı. “60 Dakika Avustralya” başlıklı program, doktorun Weibo hesabından yaptığı dijital paylaşıma yer vermişti. Dr. Ai Fen’in sosyal medya paylaşımları ansızın durdu ve kendisinden haber alınamadı. Çin’de yeni tip koronavirüsten (Covid19) ölenlerin üç bini geçtiği o günlerde, salgını ilk açıklayan doktor ortadan kaybolmuş, kamuoyuna ilk açıklayan doktor ölmüş, salgın haberini yapan üç gazeteci gözaltına alındıktan sonra onlar da ortadan kaybedilmişti. Çin, ocak sonuna kadar neredeyse devlet otoritesiyle herkesi susturmaya çalıştı. Buna karşın cesur insanlar, Çin hükümetinin sansür mekanizmasını aşmak için doktorun blog yazısı ve röportajlarını emoji, Braille ve Mors alfabesi, DNA kodu gibi şifreli ve denetime takılmayacak dijital biçimlere dönüştürüp sınırlı da olsa Çin kamuoyu ve çevre ülkelere duyurmayı başardılar.** Değerli okurlarıma önerdiğim bu iki kitap, bambaşka konularda yazılmış olmalarına karşın iki ortak özellik taşıyor. Her ikisi de birer bellek çalışması, tarihçe, günce. Ve her ikisi de hangi alanda olursa olsun, kamuoyundan gerçekleri saklamak üzere baskı, sansür uygulayan tüm rejimlerin aynı sıfatı taşıdığını ortaya koyuyor: Otoriter! * Mustafa Hoş, Neo Türkiye’nin Panzehiri: Hafıza / A7Kitap, 2021 ** Ceyhun İrgil, Dönem Ödevi / Halk Kitabevi, 2021 Tıp Bayramı, tüm sağlıkçılara kutlu olsun... “Geçmişin 14 Martatağa geçmekti. “Dur” diyene işaret diliyle “Aşk”tan söz etmek nelarında ne yazmışız?” diye yin nesi? bakmak bir anlamda “gerBelli ki Saray Danışmanlığı, çeklik kontrolü”dür. yan gelip yatma ya da dalga Hangi güzergâhlardan gegeçme makamı oldu. çerek nereye geldik? Nereye Eski bakanların bayat Stop and love Erdoğan gidiyoruz? 14 Mart 2009 tarihli Söznutuklarını tazeymiş gibi Reyiz’in önüne koymalacü’deki köşe yazımı buldum. Konusu Tıp Bayramı değildi maalesef, yine Reyiz’le ilgiliydi. (Ruh bilimciler, buna “obsesifkompulsif davranış” diyorlar mı bilmiyorum. Korktuğum için de soramıyorum.) “Enseye Tırnak Sandığa Parmak 7 Mart günü, Tayyip Bey’in ağzından yazmıştık: IMF’ye ne oluyor? Milletin ümüğünü sıkmak gerekiyorsa onu da ben yaparım! Naçiz yazarınızdan bu kadar etkileneceğini nereden bileyim. Aradan iki gün geçmedi. 9 Mart günü Aydın mitinginde dediğimizi yerine getirdi: Kendisini (Allah belanı versin, diye) protesto eden 13 yaşındaki M.S.O. adlı çocuğu yanına getirdiler. O da okşuyormuş gibi yaptı. Boynunu arkadan kavradı. Tırnaklarının izini bırakacak biçimde ümüğünü sıkıverdi. Gençler buna “demo” diyorlar. Bir şeyin nasıl uygulandığını gösterme anlamında. Çocuğun ailesi, (darp raporu aldı) Başbakan’dan davacı oldu. Mahkeme bilirkişi tayin edecek. Bilirkişinin yapacağı tek şey var: IMF’nin gelmesini ve milletin ümüğünü sıkmasını beklemek. IMF eğer 72 milyonumuzun ensesinde çocuğunkinden daha derin iz bırakırsa Başbakan beraat edecek. Ama çocuk da Başbakan’a “Allah belanı versin!” dediği için ceza alabilecek. Kurtulmak için Başbakan’ın bu bedduayı hakkettiğini ispat etmesi gerekiyor. H O dönemde hukuken değildi. Ama ruhen ve fıtraten zaten hep Reyiz’di. Bendeniz de üçüncü döneminde bağımsız bir milletvekili idim. Yazılısözlü tüm soru önergelerim inatla cevapsız kalıyordu. Ben de çıkış yolunu Gözcü’den evrilen Sözcü’de yazmakta bulmuştum. “Enseye tırnak” konusunu da eski Ecevitçi, CHP’li Mehmet Sevigen önergeleştirdi: “Cumhuriyet tarihinde ilk kez 13 yaşındaki ilköğretim öğrencisi bir çocukla mahkemelik olan bir başbakansınız; bu davaya davacı olarak katılacak mısınız? Basına da yansıyan görüntülerde çocuğun boynundaki ciddi darbeler vicdanınızı sızlatmadı mı? Mitinge başbakan sıfatıyla mı, yoksa bir partinin genel başkanı sıfatıyla mı katıldınız? Eğer başbakan olarak katıldıysanız. ‘devlet büyüklerine hakaret’ davası açılmasını doğru buluyor musunuz?” Loe Erdoğan New York’taki dev “Stop Erdoğan” reklamı, dünya liderliğinin tesçili oldu. “FETÖ parmağı” denildi. Reklamın kötüsü olmaz ki! Hele dünya başkentinde. Danışmanlarından beklenen, “Stop Erdoğan”a karşı “Go Erdoğan (Yürü Erdoğan)” diye karşı rı bunun kanıtı. (Bunu yapanları “Leblebi”nin kulübesine bekçi yapmadıysa Reyiz kendini aştı demektir.) Bir başka olasılık da şudur: Danışmanlar, “Yürü Erdoğan” sözünün “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını ve FETÖ ile “iltisakı” çağrıştırmasından korktular. Ve can havliyle, akla, aşka (ve alfabeye) ziyan bir kampanyaya giriştiler. Hem de İstanbul’un Anadolu’nun cadde ve sokaklarında: “Lo.e Erdogan”, “Lo.e Erdogan”. “V” harfi yerine kalp simgesi kullanıldı. Kargadan başka kuş tanımayan doğu ve güneydoğulu halkımız için kalp işareti yok hükmündedir. Bu nedenle ilanları Kürtçe okudular, Kürtçe algıladılar: “Loe Erdoğan!” Küçüklere seslenirken kullanılan samimi bir hitaptır. Ey, hey, yahu, aslan, birader, kurban, bir dakka, bakar mısın yerine kullanılan bir şahıs zamiridir. Elbette “Love Erdoğan”dan çok daha anlamlıdır. Ve daha az sinir bozucudur. (Kalp işaretinin “o” yerine konulması gerekiyor. Zira “kalpli mesaj” icadından beri Batı’da hep böyle kullanılıyor.) Danışmanların marifetlerinden sual edilmez. Son beş yılda tam 63 bin 43 vatandaş hakkında Reyiz’e hakaret ve iftira davası davası açılması (soruşturma değil, dava) bunun kanıtıdır. (Ümüğü sıkılan çocuk buna dahil değildir.) KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: Baskıya son verilmeli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Taksim’de düzenlenen 19. Feminist Gece Yürüyüşü’nde “Cumhurbaşkanına hakaret” gerekçesiyle ev baskınlarıyla gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan kadınlar hakkında açılan cezai soruşturmanın “derhal durdurulması” için çağrıda bulundu. Örgüt, kadınlar hakkındaki adli kontrol önlemlerinin kaldırılması gerektiğini belirtti. Attıkları slogan gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması yöneltilen kadınların dört yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya olduğu hatırlatılan açıklamada, “Şiddet içermeyen sloganlar nedeniyle kadın hakları aktivistleri hakkında adli soruşturma başlatmak ve onları gece yarısı evlerinden almak, Türk makamlarının toplanma ile ifade özgürlüğünü ve elbette kadın haklarını ne kadar küçümsediğini gösteriyor” denildi. Gözaltıların, İnsan Hakları Eylem Planı’nın açıklanmasından bir hafta sonra geldiği hatırlatılan açıklamada, hükümetin toplumsal cinsiyet rollerine karşı “muhafazakâr bir bakış açısını” benimsediği, İstanbul Sözleşmesi’ni destekleyen kişilerin “susturulmaya çalışıldığı” belirtilerek “Türkiye baskıya son vermeli” çağrısı yapıldı. l Haber Merkezi Bensu’yu kalbinden vurarak öldürdü Muğla’nın Milas ilçesinde 23 yaşındaki Bensu Narlı, önceki gün evinde Serhat Kantaş tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürüldü. Polis, olay yerinden kaçan Kantaş’ı yakalayarak gözaltına aldı. Zanlının ifadesinde, “Eski kız arkadaşımdı. Başka biriyle görüştüğünü öğrendim. Konuşmak için oturduğu eve gittim. Aramızda tartışma çıktı. Ne olduysa o zaman oldu. Çok pişmanım” dediği öğrenildi. Öte yandan, İzmir Bornova’da yaşayan Hüseyin T. (34) ile eşi Hüsna T. (30) arasında tartışma çıktı. Tabancayla eşine ateş eden Hüseyin T. kaçtı. Üç çocuk annesi Hüsna T, yaşamını yitirdi. Zanlı Hüseyin T. polislerin çalışması sonucu yakaladı. l İHA, AA Trans bireye saldıran zanlı tutuklandı İstanbul Beyoğlu’nda, geçen salı günü Emre B. (28), Suriye uyruklu trans birey Ayhan M’nin yüzüne kezzap atarak yaraladı. Karabük’e kaçtığı tespit edilen saldırgan Eskipazar’da yakalanarak gözaltına alındı. Mahkeme, Emre B’nin ‘kasten yaralama’ suçundan dün tutuklanmasına karar verdi. Saldırı sonucu bir gözünü kaybettiği öğrenilen Ayhan M’nin tedavisinin sürdüğü öğrenildi. l DHA Çocukları öldürmek için pusu kurdu Çorum Alaca’da oğlu Z.B. ile kavga ettikleri iddiasıyla Tunç Taşar (14) ve Kaan Hakverdi’yi (13) durdurduğu okul servisinde tabancayla vurarak öldüren eski muhtar Servet Başbuş’un saldırı için iki gün çocukları beklediği ortaya çıktı. Başbuş, olayı öğrenince Tunç Taşar’ı tehdit etti. Taşar, korkudan iki gün okula gitmedi. Ancak kendi babası öğrenir de kızar diye cinayet günü okula gitmek için servise bindi. Başbuş da Taşar’ın servise bindiğini görünce saldırıyı gerçekleştirdi. Başbuş’un oğlu Z.B. de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı. l Haber Merkezi Çarşafla derse giren imam eşine soruşturma Antalya’nın Finike ilçe merkezine uzak mahallelerde daha önce taşımalı eğitim uygulanırken, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, pandemi nedeniyle buralardaki okulların açılmasına karar verdi. Kırsal Arifköyü, Yeşilköy, Gökbük ve Yazır mahallelerindeki okullardan ikisinde imam, ikisinde de eşleri ders vermek için görevlendirildi. Bir imam eşinin çarşafla derse girdiği fotoğraflar sosyal medyada paylaşılınca eleştirilere neden oldu. Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü olaya ilişkin soruşturma açtı. l DHA