20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 25 ŞUBAT 2021 PERŞEMBE seçim demek ihanetti, iki ay sonra erken seçim ihtiyaç oldu. Bu ilan edilirken de AKPMHP Cumhur İttifakı kuruldu, CHP Millet İttifakı ile karşılık verSeçim süreci di. ErdoğanBahçeli böyle bir hamle bekleiçindeyiz! miyordu. Bozmak için her şeyi yaptılar. Ancak Millet İttifakı, yoluna yerel seçimlerde de Siyasetin değişmez gündem devam etti, sonuç aldı. maddelerinden biri şu: Şimdi bütün mesele Millet Erken seçim olur mu? İttifakı’nı bozmak. Olmaz... Baskın seçim olur! HHH AKP’nin siyasete kattığı ahYenilenen İstanbul seçimlelaki olmayan davranışlardan bi rinden sonra iktidarın, Türkiye ri şu oldu: gündeminden, her şeyden ayrı Erken seçimin olmayacağıüç gündemi var: nı, seçimlerin zamanında yapı1 Dış başarı elde etmek. lacağını, erken seçim isteyenle2 Ekonomi iyiye gidiyor harin milli iradeye saygı gösterme vası vermek. diğini söylüyor... Seçimlerde en 3 Millet İttifakı’nı parçalamak. yüksek oyu alabileceği bir ortam Üçü de olmuyor! yakalayınca, “milletim hemen Dış başarı, Libya’dan seçim istedi” deyip acil sandık Suriye’ye her yerde denendi, olişlemlerine başlıyor. madı. En son Gara bunun unsuBunun somut örneği 2018... ru olabilirdi, o da olmadı. Üç yıl önce bu zamanlar erken Ekonomi, rakamların “düzgün” olmasıyla olmuyor. Halkın ekonomisi kriz dönemlerinden beter. Millet İttifakı’nı parçalamak için sıcak gündem HDP’nin durumu. Fezlekelerin artması, üzerlerine daha fazla gelinmesi üzerine HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan karşılık verdi: “Çözüm sürecinde bizlere neler vaat edildiğini yeri ve zamanı geldiğinde açıklamazsak namerdiz.” Buldan’ın bu sözlerine AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in şöyle bir yanıt verebileceğini düşündük: “Açıklayın... Bizim gizli saklı bir şeyimiz yok. Her şeyi hukuk zemininde terörü sonlandırmak için yaptık. Açıklamazsanız namertsiniz...” Çelik, akşam saatlerinde AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sürerken açıklama yaptı. Gündeminde yine sadece Kılıçdaroğlu vardı! Damat vardı. Ama HDP’nin meydan okumasına yanıt yoktu. AKP, HDP’ye yeni dokunulmazlık fezlekeleriyle “karşılık” verdi. Şimdi gündemdeki soru bu: Dokunulmazlıklar Meclis’e geldiğinde ne olacak? AKP ve MHP’nin oyları dokunulmazlıkları kaldırmaya yetiyor. Ama amaç bu değil. Asıl amaç, Millet İttifakı içinde nifak yaratmak. HHH İktidarın hesabı şu: İYİ Parti dokunulmazlıklara evet oyu verir. CHP içinde farklı yaklaşımlar olur. Sonuçta Millet İttifakı çatlar... Gel keyfim gel! Türkiye’de bütün zamanların en önemli konusu iç barış ve güvenlik oldu. Böyle bir konuya salt siyasi hesaplarla bakıldığını görmek çok acı. İktidar, HDP’yi şöyle görüyor: Ana akım medyaya çıkması yasak, kapatılması yasak, her türlü kullanıma açık olsun! Dünkü gelişmelere bakılırsa art arda dokunulmazlık dosyaları Meclis’e gelecek. Tümü işleme konursa ara seçim gündeme gelebilir. AKP buna da şöyle bakıyor: “Milletvekilliği düşecek olanlar acaba benim kazanabileceğim illerden mi?” Hukuk reformundan, darbe gölgesinin olmadığı yeni bir anayasa söyleminden nerelere geldik! CHP’LI ENGIN ÖZKOÇ, ‘ERDOĞAN’IN PKK VIDEOLARINI YAYIMLAYACAĞIM’ DEDI ‘Kandil’i muhatap aldı’ CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Özkoç, “Terör örgütü Abdullah Öcalan’ı muhatap alan Türkiye’deki tek genel başkan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Muhatap aldığını söyleyen, bir dahaki haftalarda o videoları çıkaracağım, bizzat kendi ağzından söylediği o videoları yayımlayacağım. ‘PKK terör örgütü bizim zamanımızda güçlenmiştir”, ‘Biz izin verdik PKK’nin girmesine’ dediği videoları yayımlayacağım. Kandil’i muhatap alan tek siyasi parti genel başkanı kendisidir. Kandil’e milletvekili gönderen siyasi parti genel başkanı kendisidir. Milletin gözünün içine baka baka ‘uzaya gideceğiz’ diyor. Meğer gideceği yer Gara imiş. Bunu ifşa ediyor, söylüyor. ‘Müjde vereceğim’ diyor. Operasyon tamamıyla başarısız oluyor. Çünkü bir rehine kurtarma operasyonu olarak düzenlenmiyor” ifadelerini kullandı. Özkoç, Merkez Bankası’nın 128 milyar doları için “Millet adına hesap sormak zorundayız” diyerek şunları söyledi: “Ne yaptınız bu paraları? Canikli cevap veriyor. Minareyi çalan kılıfını uydurur misali. Bunlar sadece minareyi değil, topunu çalıyorlar. Sonra ‘O dövizleri sattık’ diyor. İhale yapmadan, piyasaya açıkça müdahalede bulunmadan, nasıl sattınız, kime sattınız? Bunu açıklasanıza.” CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a yönelttiği “Çin’den ücretsiz getirilen 1 milyon doz aşı” sorusunu hatırlatan Özkoç, “DMO’ya 12 dolardan fatura edilmiş. Bu aşı ile ilgili vurgun yaptınız mı yapmadınız mı” diye sordu. l ANKARA/Cumhuriyet ÖZDAĞ: AKAN KANIMI BAKANLARA ITHAF EDIYORUM KILIÇDAROĞLU, MOTOKURYELERI KABUL ETTI, SORUNLARINI DINLEDI Ağbaba “İki teker üstünde 14 saatten fazla çalışıyorlar. Yüzde 90’ı kayıt dışı ve güvencesiz çalışıyor, sigorta girişleri yok” dedi. Riskli ve güvencesiz mesai CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde motokuryelerle görüşerek sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu, motorlu kuryelerin alın teri dökerek, haklarıyla evlerine ekmek götürmek istediğini belirterek “Bizim görevimiz de sizi sonuna kadar desteklemektir. Bir sorununuz olduğunda bana da arkadaşlarıma da her zaman gelebilirsiniz, kapımızı çalabilirsiniz. Unutmayın biz her zaman sizin yanınızdayız” dedi. Görüşmenin ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, motokuryelerle birlikte basın toplantısı düzenledi. Ağbaba, sayıları bir milyonu bulan kuryelerin salgın döneminde risk altında, yoğun ve güvencesiz çalıştıklarını belirterek son 1 yılda en az 187 motokuryenin hayatını kaybettiğini kaydetti. Ağbaba şunları söyledi: “CHP olarak, motokuryelerin güvenceli bir iş yaşamına kavuşmalarını istiyoruz. Kuryeyi dinlendirmeden zaman baskısı yapan firmalara yaptırım uygulanmalı.” Tüm Anadolu Motosikletli Kuryeler Federasyonu Başkanı Çağdaş Yavuz ise “Sürücülerden kuryeleri düşünerek hareket etmelerini istiyoruz. Türkiye genelinde 900 bin motokurye var. Ancak sadece 100 bini kayıtlı. Mesleğimizin çok tehlikeli işler sınıfına alınması gerekiyor. Bu mesleği yapanlar için yeterlilik belgesi zorunlu olmalı” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, kendisine yönelik saldırıya ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu. Saldırganların arkasında karanlık kişilerin olduğunu ileri süren Özdağ, “Kasıtlı bir saldırı ve bu çocuklar kullanılmıştır. Devlet Bahçeli’ye, Semih Yalçın’a cevap verdiğim için yapılmadı. Uzun süredir birilerinin nasırına basıyordum. Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun başkanvekiliydim. Çok önemli bilgilere sahibim. Bizi öldürebilirler ama cesetlerimiz konuşur. Susturulmak istendim” dedi. Özdağ, “Kameraları takip ederek bunları elinle koymuş gibi bulursun. Niye bulmadın? Daha ifade vermemiş gençler, ‘Gençlerin tepkiselliği’ diyor müneccimbaşı. Sen müneccimbaşı mısın İçişleri Bakanı? Saldırıda kullanılan silahları, sopaları ve akan kanımı İçişleri Bakanı’na ve Adalet Bakanı’na ithaf ediyorum” dedi. l İç Politika HDP’DEN ‘KAYYIM’ RAPORU HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu kayyım raporunu açıkladı. Eş sözcü Hediye Karaaslan “19 Ağustos 2019’dan bu yana 3 büyükşehir, 5 il ve 33 ilçe olmak üzere 48 belediyemize kayyım atandı. 72 belediye eşbaşkanımız gözaltına alındı. 37 belediye eşbaşkanımız cezaevine konuldu. Hâlâ 15 belediye eşbaşkanımız tutuklu. Kayyım atanan 48 belediyede 4 milyon 356 bin 819 seçmenin iradesi gasp edildi” dedi. l İç Politika Muzaffer İlhan Erdost anılıyor Sol Yayınları’nın kurucusu ve 12 Eylül darbesi sonrası Mamak Cezaevi’nde gözaltında dövülerek Erdost öldürülen Onur Yayınları’nın sahibi İlhan Erdost’un ağabeyi olan şair, yazar ve insan hakları savunucusu Muzaffer İlhan Erdost, ölümünün birinci yılında, Kovid19 salgını nedeniyle çevrimiçi ortamda gerçekleştirilecek program ile anılacak. Erdost’un ailesi ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından gerçekleştirilecek programda, ailesi, yakınları, sevenleri ve gazetemiz yazarı Işık Kansu’nun da yer aldığı konuşmacılar Erdost’u anlatacak. Program, bugün 20.00’de, Yerel Yönetim Araştırma Yardım ve Eğitim Derneği YouTube kanalı üzerinden çevrimiçi yayımlanacak. Yakınları Erdost’u bugün gömütü başında anacak. l ANKARA ESKİ REKTÖRLER, SOYLU’NUN ERGÜDER’İ HEDEF ALMASINI KINADI Ergüder’e anlamlı destek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun eski Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Üstün Ergüder’i hedef almasına farklı üniversitelerde görev yapmış 38 eski rektör, yazılı bir açıklama yaparak tepki gösterdi. “Biz seçimle göreve gelen üniversite rektörleri ve YÖK üyeleri olarak; Üniversite Özerkliğini ve Akademik özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik her türlü uygulamaya karşıyız” denilen açıklamada, “Bu bağlamda değerli arkadaşımız Prof. Dr. Üstün Ergüder’in açıklamalarını destekliyoruz. Anayasamızın 26. maddesinin 1. fıkrasına göre ‘Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet, resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar’ şeklinde anayasal güvence altına alınmış olan ifade özgürlüğünü kullanan arkadaşlarımızı ve yurttaşlarımızı susturmaya yönelik hukuksuz, saygısız ve baskıcı tavırları kınadığımızı, kamuoyuna duyurmayı bir görev biliyoruz” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada imzası bulunan bazı eski rektörler şöyle: Ayhan Alkış, Ferit Bernay, İlter Turan, Ahmet Çakır, Aytekin Berkman, Ali Sait Sevgener, Attila Sezgin, Ayşe Semra Ülkü, Bektaş Açıkgöz, Cezmi Öncüer, Engin Ataç, Nusret Aras. l İSTANBUL/Cumhuriyet Meclis’e 33 fezleke daha geldi TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 33 farklı fezlekenin önceki gün akşam itibarıyla Meclis’e geldiğini açıkladı. Fezlekeler dün Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’na da ulaştı. HDP’li 9 milletvekili hakkında, “68 Ekim olaylarının azmettiricisi olmak” suçundan fezleke hazırlanmıştı. Kobani olaylarının meydana geldiği 678 Ekim 2014’te HDP MYK üyesi olan Pervin Buldan, Meral Danış Beştaş, Hakkı Saruhan Oluç, Garo Paylan, Hüda Kaya, Sezai Temelli, Pero Dundar, Fatma Kurtulan ve Serpil Kemalbay Pekgözegü hakkında, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması talebiyle fezleke düzenlenmişti. TBMM’ye gönderilen 33 fezlekenin 28’inin HDP’li vekillere ait olduğu görüldü. CHP Milletvekilleri Ali Mahir Başarır’ın fezlekesi “hakaret”, Candan Yüceer’in fezlekesi “ses ve görüntülerin kayda alınması”, Ömer Fethi Gürer’in dosyası ise “basit yaralama” suçunu içeriyor. DP’li Cemal Enginyurt’un fezlekesinde ise “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma”, “silahlı yağma” suçlamaları yöneltiliyor. Diğer 29 fezleke ise 20’si HDP, biri DBP milletvekilinin işlediği belirtilen suçları kapsıyor. Buldan ve Beştaş ile milletvekilleri hakkında Kobani soruşturması kapsamında hazırlanan fezlekelerde “devletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü bozma”, “adam öldürme”, “adam öldürmeye teşebbüs”, “yağma”, “bayrak yakma” gibi suçlar yer alıyor. Buldan’ın ikinci fezlekesinde “terör örgütü propagandası yapma”, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik”, Beştaş’ın ikinci fezlekesinde “suçu ve suçluyu övme”, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamaları yöneltiliyor. Fezlekeler dün Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’na da ulaştı. Burada önce Karma Komisyon’da görüşülecek. Komisyonun raporu doğrultusunda Genel Kurul’da, milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılması talebi oylanacak. Erdoğan: Eller kalkar, iner Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Süreç neyse, o süreç aynen işleyecektir. Meclis komisyonlarda falan müzakerelerini yapar. Ondan sonra da genel kurula gelir. Genel kurulda da hemen eller iner, kalkar” açıklamasını yaptı. l ANKARA ri olur, yoksa ucuz işgücüdür. Türkiye, her işte olduğu gibi, eğitim konusunda da hedeflerini ülke çıkarlarına göre değil, siyasi ve ekonomik rant için belirBir ikisi iyi olacağına ledi. Her ile kullanılmayacak bir havahepsi kötü olsun! alanı açar gibi, her ile, ilçeye bir yükCumhurbaşkanı Erdoğan, Federal Almanya Şansölyesi Merkel’e “Bizim 8 milyon üniversite öğrencimiz var!” deyince Merkel çok şaşırmış! Bu kadar çok üniversite mezununu ne yapacağımızı düşündüğü için şaşırmıştır; zaten Merkel bize şaşırmaktan bir hal oluyor. Boğaziçi Üniversitesi’ne düzenlenen kuşatma harekâtından sonra Galatasaray Üniversitesi’nin Fransız hocalarına da YÖK, iyi derecede Türkçe sınavı yapma bahanesiyle hayatı zindan edince, yüksek eğitim konusuna eğilmek şart oldu. Yoksa neremiz doğru, ama YÖK Yasası’nın yürürlüğe girdiği yıl, 1981’de, AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yardımcı doçent doktor olarak kadrolu devlet memuru iken bir gecede sözleşmeli personele indirgenip ardından da “Sürpriiiiiz! Sözleşmeniz bitti! Kovuldunuz!” diye tasfiye edilen ilk 8 akademisyenden biri olarak, akaseköğretim kurumu açmanın tek nedeni var: Siyasi yatırım ve o ilin, ilçenin esnafına rant yaratma aracı! YÖK’ün rakamlarına göre Türkiye’de 209 üniversite var. Bunların 131’i devlet, 78’i vakıf üniversitesi. Ayrıca 5 meslek yüksekokulu var. 8 milyon öğrenci bu 209 üniversitede okuyor ama 7 milyonu devlet üniversitelerinde! Vakıf üniversitelerinde okuyan öğrenci sayısı bir milyon bile değil. Zaten vakıf üniversitelerinin çoğunda doğru dürüst öğretim üyesi bile yok. Üniversitelerde 28 bin profesör, 16 bin doçent, 41 bin doktor asistan, 37 bin öğretim görevlisi, 50 bin araştırma görevlisi, yuvarlak hesap 200 bin öğretim elemanı var. Ve bunlardan vakıf üniversitelerinde çalışanlar sadece 26 bin! Onlar da profesör, doçent değil tabii, kimilerinde doktoralı bile yokmuş! Yani üniversitede okuduğunu zanneden gençler, araştırma görevlilerinin elinde! demik hayat içimde bir yaradır. Suçum, YÖK Yasası’na karşı çıkmaktı ve akademiye arkamı dönüp gittim; Sorbonne’dan aldığım doktoramı bile konu etmedim pek. Kapayalım bu parantezi ve Türkiye’de 8 milyon gencin üniversite öğrencisi olmasının övünülecek bir şey olup olmadığına bakalım. Boğaziçi hedefte Nicelik ve nitelik YÖK Başkanı Saraç bile Twitter hesabından “Toplam 8 milyonu bulan öğrenci sayımız ile Avrupa’da birinci sıradayız. Bu kemiyet itibariyle büyüklüğe, nitelik, keyfiyet ve kalitenin de eşlik etmesi için çalışıyoruz” diye yazmak zorunda hissetmiş kendisini. Üstün Ergüder Hocamız da İçişleri Bakanı Soylu’nun hiç de üstüne vazife olma“Türkiye’de çok küçük bir grup çok iyi eğitiliyor, geriyan bir biçimde eski Boğazi si çok kötü eğitiliyor!” diyor. çi Üniversitesi Rektörü Üs209 üniversitemiz içinde düntün Ergüder’e saldırması sö ya çapında bir yere gelebilzün bittiği yer. Üstün Homiş olanlar Hacettepe, ODTÜ, camız sadece BÜ’de değil, Boğaziçi! Hadi bir iki de vakıf Türkiye’de eğitimin iyiye gitme üniversitesi koy yanına. O kasi için çalışan Eğitim Reformu dar. AKP iktidarı eşitlikçi olduGirişimi’ne de çok emek ver ğu için(!), madem öyle o zaman miş biri. Üniversite ve öğren herkes çok kötü eğitilsin dici sayısının çokluğunun kalite ye BÜ’yü, ODTÜ’yü yıkma çademek olmadığını en iyi bilen basında! Düşünen, itiraz eden lerden. Boğaziçi Üniversitesi’ni değil, aşağı bakan, susan, itaat niye ele geçirilmesi gereken bir eden gençlik lazım çünkü! kale gibi görüyor, fetih psikoTürkiye bilimde ilerleyemelojisiyle içeri Truva atı sokuyor diği için istihdamda da çuvallılar? Çünkü BÜ, tıpkı ODTÜ gi yor. O 8 milyon öğrencinin kaçbi Türkiye’nin en seçkin eğita kaçı elinde diplomayla çıktim kurumu. Bilimsel saygınlı tığı zaman iş bulabiliyor? Türğı uluslararası kabul görüyor. kiye, atanamadığı için polis olTürkiye’nin en zeki, en yüksek muş öğretmenler, pazarcılık puanı tutturmuş, yüksek ideal yapan sosyologlar, kâğıt toplali öğrencileri BÜ’de okumak is yan ziraat mühendisleriyle doltiyor. AKP’nin ise kaliteye ta du! Ya sayısı 30’u geçmiş iletihammülü yok; çünkü onlara şim fakülteleri? Kadro verebilemir komutayla hükmedemez mek için bir tane de BÜ’ye açsiniz. AKP’ye beyni yıkanmış tılar! Nerede çalışacak buratarikatçı lazım. AKP’nin oy de dan mezun olacaklar? Bu kaposu içinde genç ve iyi eğitim dar emekle okuyan en iyiler de li insan gücü yok; olamaz! İk burada kalmak istemiyor haklı tidarlarını sürdürmek için de olarak, dışarıda kapışılıyor, bize iyiyi yok etmek istiyorlar! de iyi eğitilmemiş, itilmiş kakıl209 üniversite mış, harcanmış, umudunu yitirmişler kalıyor! Fransız hocaları Genç nüfusu iyi eğitir, istih kaçırmak için yaptıklarını anlatdam sağlayabilirseniz bir değe maya yer kalmadı maalesef. AYM’DEN ANADOLU AJANSI KARARI Altun’un yetkileri iptal edildi Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Anadolu Ajansı’nın “faaliyet” ve “örgütlenme ve insan kaynakları yönetimi” üzerindeki denetim yetkisini anayasaya aykırı bularak iptal etti. Ankaragazeteci.com internet sitesinde yer alan habere göre, CHP’nin itirazı üzerine başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme kararında “Anayasanın 133. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen haber ajanslarının özerkliğinin, ajansın kendi yönetim ve örgütlenmesine ilişkin kararları alma ve uygulama konusunda gerekli yetkiyle donatılmış olması ve ajansın dış etkilere karşı korunması güvence altına altındadır. Bu itibarla ajansın yöneticilerinin atama yollarının her yıl yenilenen sözleşme ile belirlenmesi, ajansın, anayasanın anılan maddesi gereğince sahip olduğu özerkliği anlamsız kılmakta ve yayınlarının tarafsızlığını da etkileme ihtimalini barındırmaktadır” denildi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle