25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 19 ŞUBAT 2021 CUMA HABER Arkanı dön ve çık Başarı ve başarısızlık üzerine, tarih boyunca belki yüz binlerce özlü söz edilmiştir. Her dilde, kim bilir ne güzel karşılıkları vardır. Benim de “başarısızlığa” dair en sevdiğim sözlerden biri şöyledir: “Başarısızlıktan ders almamak, en büyük başarısızlıktır...” Kime ait olduğunu hatırlayamadığım bu söz, aslında despot zihniyeti, “Her şeyi ben bilirim ve asla hata yapmam” diyen zihniyeti en iyi açıklayan sözlerden biridir. Bu “ekol”ün temsilcisi insanların başlıca özellikleri şöyledir: Her türlü önemli fikri ben üretirim. Her türlü önemli fikri ben uygularım. Ben asla hata yapmam. Bana “hatalısın” diyebilecek insan anasından doğmamıştır. “Hatalısın” deme cüretini gösterecek olanı da “anasından doğduğuna pişman ederim.” Bu gereksiz büyük ego sahiplerine hatasını göstermeye çalışmak her defasında ağır bir suç(!) sayılabileceği gibi kendi kendilerini şişirilmiş ve sanal egosantrik dünyalarında başarısızlıklarını adeta bir sanal değer birimi gibi “büyük başarılara ve zaferlere tahvil ederek” yollarına devam ederler. En küçük başarıyı “kendim, şahsım ve ben üçlüsü(!)” gerçekleştirmiştir. Ama en ağır yenilgi ve başarısızlıklardan, ya “çevreleri” ya da “muhalifleri ve muarızları” sorumludur. Bu da asla öğrenmemeyi ve asla ders almamayı beraberinde getirir. Sıradan bir bireyseniz, yani kendi halinde kendi dünyasında ve kendi işiyle gücüyle meşgul bir “fani” iseniz, başarısızlıklarınız sadece kendinize ve belki de küçük yakın çeperinize zarar verebilir. Belki de vermez. Çünkü neticede çok büyük boyutlu zararlardan söz etmiyoruz. Minik maddi ya da manevi zararlar ve hayal kırıklıklarından söz edebiliriz. Ancak eğer birden fazla insanı ya da bir kurum ya da geniş bir topluluğu hatta bir ülkeyi yöneten biriyseniz, orada artık “kişisel” değil, devasa boyutta kitlesel, kurumsal ve tabii milli zararlar söz konusudur. Üstelik de bu zarar her defasında (misal) finansal ve ekonomik zararlar olmayabilir. Hatta, belki ülke yönetiminden söz ediyorsak (tarihte sayısız örnekleri görüldüğü üzere) toprak kayıpları bile olabilir. Bunlar da tarihsel bağlam içinde bakıldığında, artısı ile eksisi ile belki “tartışılabilir ve kabul edilebilir” şeylerdir. Başarısızlık sonucu yitirilen şeylerin değeri “göreceli” değerlendirmelere tabi tutulur. Paraydı, imtiyazdı, topraktı... Bunlar baktığınız yere göre farklı değerlendirilebilecek kayıplardır. Bugün gider, yarın gelir. Bugün yitirilir, yarın kazanılır. Mesela, tarihin en büyük imparatorluklarından birini kuranların torunları, tarihi bir yıkımın enkazından ve küllerinden, daha mütevazı bir boyutta yepyeni ama “çelik gibi” bir yeni ülke inşa edip, yedi düveli şaşırtıp, en az “ecdadı” kadar saygın ve parmak ısırtacak bir devlet kurabilirler. Cumhuriyetimizi ve bekamızı borçlu olduğumuz yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK, bunu başarmıştır mesela. Ama başarısızlıkların en kötüsü ve tartışmayı hak edeni, kuşkusuz insan hayatının yitirildiği durumlardır. İşte orası “zurnanın ciyak ciyak bağırdığı ve kulakları sağır edeceği” yerdir. Orada duracaksınız. Eğer sizin o “Vazgeçilmez, tartışılmaz, eleştirilmez, eleştirilmesi ima bile edilemez” nitelikteki kararlarınız (ve tabii hesap hatalarınız) sonucunda canlar yitirdiysek, üstelik bunu kim bilir kaçıncı kez tekrarlıyorsanız, orada adama “dur bakalım” derler. Kim der? Herkes. Sadece canı yitenlerin birinci derecede yakınları değil, herkes. Bugüne kadar hayatlarını sizin yanlış kararlarınız nedeni ile yitirmiş ve bundan sonra yitirmesi muhtemel herkes. Sadece muharebe alanlarını değil. Aldığınız finansal kararlar sonucunda yaşamı kararanlar da dahil bu söylediğime. Yani, bütün toplum. O yüzden, bir haftayı aşkın bir süredir bir yandan yas tutup bir yandan da tartıştığımız Gara Operasyonu, bu yazdıklarımın tipik bir örneğidir. “Dediğim dedik çaldığım düdük düzeni”nin sonucu olan bu vahim başarısızlık, hesap verilmesi gereken, faturası ödenmesi gereken ve “Yeter artık, istenmiyorsun artık, arkanı dön ve çık” çıkışını hak eden bir tarihi başarısızlıktır. Bir de üstüne üstlük bu başarısızlığın altında imzası olan kişi, kurum ve odaklar, kendilerine bu başarısızlığı hatırlatanlara dönüp de tam tersine faturayı onlara kesmeye çalışıyorlarsa, bir de eleştirenlere hakaret üstüne hakaret yağdırıyorlarsa iyice ve daha yüksek sesle “Yeter artık!..” denmeyi hak etmektedirler. “En büyük başarısızlık başaramamak değil, ders almasını bilmemektir.” Ve bu son olayda, ileriye dönük de “ders alma umudu olmayan” insanlardan ve özelde tek bir insandan söz ediyoruz. Yeter artık!.. T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2000/912 DAVALI: MEHMET ATAR ve İHSAN SAKCI’yailanen tebligat Mahkememizden verilen 21/10/2015 tarihli kararla; Davacının İş görememezlik sebebiyle maddi tazminat talebinin KABULÜ ile, 30.000,00 TL’nin ( talebe bağlılık ilkesi gereği ) olay tarihi olan 17/08/1999 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,Evin bedeline ve destekten yoksun kalma tazminat talebinin dosya kapsamına göreREDDİNE, Çeyiz Eşyalarına yönelik talep ispatlanamadığından REDDİNE, 25.000,00 TL manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, bu tazminatın olay tarihi 17/08/1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.757,05 TL harcın davalılardan müştereken ve mütselsilen alınarak hazineye irat kaydına,Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinden Adli Tıp, Bilirkişi ücreti, tebligat ve müzekkere giderleri toplamı, keşif harcı, keşif araç ücreti ve gazete ilanı olmak üzere toplam4.644,65 TL nin davalılardan müştereken ve mütselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,Davacı vekili için AAÜT gereğince takdir olunan 6.350,00 TL nin davalılardan müştereken ve mütselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,Davalılar vekilleri için AAÜT gereğince takdir olunan 1.500,00 TL nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,Varsa gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, karar verilmiştir. Davacı vekili 24/11/2017 tarihli temyiz dilekçesi ile, mahkememiz kararını temyiz etmiş olup, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 23/12/2020 tarih ve 2020/474 Esas 2020/4558 Karar sayılı kararı ile ‘’Davacı Ömür Kınay vekili Avukat Selami Yağcı tarafından, davalılar Şemsettin Tekin ve diğerleri aleyhine 20/07/2000 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/10/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. aDavacı vekili, davacı Ömür Kınay’ın annesi ile birlikte davalı müteahhitler tarafından inşa edilen binada oturduğunu, 17/08/1999 tarihinde meydana gelen depremde binanın yıkılması sonucu davacının annesi Emine Doğançay’ın vefat ettiğini, enkaz altında saatlerce kalan davacının ise yaralandığını ve iş gücü kaybına uğradığını, evlilik için almış olduğu ev eşyası ile çeyizinin enkaz altında kalarak yok olduğunu belirterek uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davaya konu yıkılan binanın projesiz ve ruhsatsız olduğunu bildikleri veya bilebilecek durumda oldukları gerekçesiyle davacıya % 10 oranında kusur atfedilen bilirkişi raporu benimsenerek davacının iş gücü kaybına ilişkin maddi tazminat istemi ile manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, davacının annesinin ölümü ve bakacak kimsesinin olmaması nedeniyle istemiş olduğu destekten yoksun kalma tazminat talebinin annesinin vefat ettiği tarihte davacının 20 yaşında olduğu gerekçesiyle reddine, yine evlilik için almış olduğu ev eşyası ile çeyizine ilişkin talebinin davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, davacının daire bedeline ilişkin talebi ise binanın kaçak yapı olup ekonomik değerinin tespit edilemediği gerekçesiyle reddedilmiştir. Destek tazminatının yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun45. maddesi olup aynı maddenin 2. fıkrasında “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” denilmektedir. Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde ona yardım eden veya olayların normal akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kişidestek sayılır. Somut olayda; davacı desteğin kızı olup olay gününde 20 yaşındadır. Dosya arasına alınan 29/06/2012 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun raporuna göre, davacının beden çalışma gücünün 2/3’sini kaybettiği, nüfus kayıt örneğine göre de bekar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, davacının kız çocuğu olduğu, yaşadığı çevre koşulları nedeniyle 25 yaşına kadar ölen annesinin desteğinden faydalanacağı gözetilerek olay tarihinden itibaren destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece açıklanan olgular gözetilmeyerek, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davacının destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddedilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. b17/08/1999 tarihinde gerçekleşen deprem nedeniyle, davalıların sorumluluğunda yapılmış olan bina yıkılarak kullanılmaz hale gelmiş ve bu binada oturmakta olan çok sayıda insan ile birlikte davacının annesi de ölmüştür. Dosyada bulunan bilirkişi rapor içeriklerine göre, davalı müteahhitler tarafından binanın ruhsatsız ve projesiz yapıldığı anlaşılmaktadır. Şu durumda; davacının satın aldığı daire ruhsatsız ve projesiz olarak tekniğe uygun olarak inşa edilmediğinden depremde yıkılmış olup, davacıya atfedilen kusur oranı da gözetilerek yıkılan dairenin yıkım tarihindeki piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenecek yapım bedelinin tahsilini davacı talep etme hakkına sahiptir. O halde mahkemece, dairenin olay tarihindeki arsa hariç serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenecek yapım bedeline hükmedilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek istemin reddine karar verilmesi doğru olmayıp açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda 2 ( a ve b) bentlerinde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi. ‘’ şeklinde temyiz incelemesi sonucunda karar vermiştir. Davalı Mehmet ATAR ve İHSAN SAKCI ‘nıntebliğe yarar açık adresi tespit edilemediğinden, iş buYargıtay gazetede yayınlandığıtarihten 15 gün sonra başlamak üzere, yasal süre olan 15 gün içinde Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yoluna gidebileceği hususu adı geçenetebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 27/01/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1314557) T.C. ELBİSTAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2015/134 Esas Aşağıda tarafları yazılı mahkememizde görülen Tapu İptali ve Tescil (Zilyetliğe Dayalı) davası nedeniyle; Kahramanmaraş İli, Ekinözü İlçesi, AkpınarKöyü,1689, 1850, 1841 parselleri arasında kalan (ortasından yol geçen yolun Akpınar köyü tarafında bulunan 39163,774 m² alan ile yolun Ekinözü tarafından bulunan 66.891,263 m² alan ve toplamı 106.145,037 m² olan) ve tescil harici bırakılan taşınmazın Elbistan ilçesi Kızılcaoba Mahallesi nüfusuna kayıtlı Osman ve Döndü oğlu 12/03/1947 doğumlu48343590062 T.C Kimlik numaralı İsmet Aslan adına tescili talep edildiğinden, bu yerlerde herhangi bir hak iddia edenlerin ilan tarihinden itibaren 3 ay içerisinde mahkememize müracaat etmeleri Türk Medeni Kanunun 713/4 ve 5. maddesi uyarınca İLAN OLUNUR. Davacı 1 İsmet Aslan, Osman ve Döndü oğlu 12/03/1947 doğumlu 48343590062 T.C Kimlik numaralı Davalılar; 1Hazine 2Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı 3Ekinözü Belediye Başkanlığı 4 Taşburun Mahallesi Tüzel Kişiliği Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1314294) T.C. İSTANBUL 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı:2017/998 Esas 09/02/2021 Mahkememizde görülmekte olan Vasiyetname Açılması (Noter) davası nedeniyle; Müteveffa ZEHRA İNCİ TOKAY tarafından düzenlettirilen Kadıköy 12. Noterliği’nin 25/06/2014 tarih, 10495 yevmiye sayılı vasiyetnamesinin mirasçılardan ALİ LÜTFÜ TOKAY’ın açık adresinin tespit edilememesi nedeniyle duruşma günü olan 25/02/2021 günü, saat 10:30’da mahkememizde hazır bulunması ve kendisini bir vekille temsil ettirmesi hususu ihtar edilmek suretiyle H.M.K’nun 509 ve 510 maddeleri gereğince tebliğ yerine kain olmak üzere ilan olunur. 08/01/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1314481) T.C. ESKİŞEHİR 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/497 Davacı Refiye KARACA tarafından, davalı Eskişehir ili Mihalıççıkilçesi Koyunağılı Mah/Köyü nüfusuna kayıtlı Hüseyin ve Neziha’danolma, 21/07/1965 d.lu Mehmet KARACA aleyhine açılan Nafaka davası ile ilgili olarak davalı Mehmet KARACA’nın adresine ulaşılamadığı, hiçbir şekilde tebligat yapılamadığı, adres araştırmasından da bir netice alınamadığından verilen kararın davalıyailanen tebliğine karar verilmiş olup,davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren olmakkaydı ile aylık 400 TL.nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında artışa tabi tutulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3400 TL. Vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 109,02 TL harç ile 802,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına karar verilmiş olup, verilen kararın iş bu ilanın ilan tarihinden sonra davalıya 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı, tebliğden sonra 2 hafta içinde Mahkememize yapılacak yazılı başvuru sonrasında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği hususu ihtar ve tebliğ olunduğu, ( HMK. 186 md), Tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1314907) T.C. BAKIRKÖY 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2021/322 Esas KARAR NO: 2021/9 Davacı RIDVANİYE AKDENİZ YILMAZ aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: Kastamonu ili, İnebolu ilçesi, Hayrioğlu Mahalle/Köy’ü, Cilt no:44, Hane no:26’ da kayıtlı, 22....66 TC kimlik numaralı, İsmail ve Lütfiye’denolma, 24/08/1975 doğumlu, Rıdvaniye Akdeniz Yılmaz’ın “Rıdvaniye” olan fiili adının kaldırılarak“RİTA”olarak tashih ve tesciline Teblig yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 16/02/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1314541) T.C. GAZİOSMANPAŞA 14. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2020/390 Esas HAKİM: Elif TANYERİ ÖZGİLİK 126031 KATİP: Dilek KÜÇÜKARSLAN 116609 DAVACI: K.H. MÜŞTEKİ: KHAYALA ORUJOVA, Vadif kızı, 29/06/1982 doğumlu. SANIK: AYYUB ALVERDIYEV, Huseyin ve Nagile oğlu, 15/10/1984 AZERBAYCAN doğumlu, SUÇ: Basit Yaralama SUÇ TARİHİ: 01/07/2020 Yukarıda adı yazılı sanık AYYUP ALVERDIYEV hakkındamahkememizce CMK 251 maddesine tabi basit yargılama kapsamında kalan basit yargılama suçundan gerekli ihtaratların yapıldığı, PTT ve zabıta mağrifetiyle yapılan araştırmada sanığın bulunamamış olduğu, dış kapı numarasının olmaması nedeniyle 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. Maddesine göre tebligatın da yapılamadığı anlaşılmıştır. Yukarıda bildirilen nedenlerden dolayı CMK 251 maddesine basit yargılama usulüne tabii olunan suçun gerekli ihtaratlarınve iddianamesinin sanığa tebliğ edilebilmesiiçin Tebligat Kanununun 28 ve müteakip maddeleri gereğince tiraj yüksek gazete ilanına, ilan tarihinden itibaren 15 GÜN SONRA tebliğ edilmiş sayılacağı kararın tebliğ edildiği günden itibaren 7 GÜN içinde kararı veren mahkemeye veya bulunan yer mahkemesine verilecek bir dilekçe veya tutanağı geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle istinafa başvurulabileceği İLANEN tebliğ olunur. 17.02.2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1314551) AKÇAY İNŞAAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Antalya İli, Kepez İlçesi, Kanal Mahallesi, 7102 Ada, 6 Parselde yer alan yapılar 6306 Sayılı Kanun kapsamında riskli ilan edilmiştir. Söz konusu yapının yıkılmasının ardından yapılacak olan uygulamaları görüşmek üzere aşağıda belirtilen adreste yapılacak toplantıya katılmanız önemle rica olunur. Toplantı tarihi ve saati: 09.03.2021 saat:14.00 Toplantının Yapılacağı Adres: Erenköy mh. 4825 sokak no:37/1 akçay sitesi ablok KEPEZ/ATALYA Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1314465)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle