25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 19 ŞUBAT 2021 CUMA Genelkurmay Başkanı’nın yetkilerini daraltan yasa teklifi Meclis’ten geçti. Muhalefet tepkili: Komuta merkezi biter AKP’nin, “Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması nedeniyle uyum sağlanması” gerekçesiyle getirdiği Genelkurmay Başkanı’nın görev ve sorumluluklarını önemli ölçüde daraltan ve uzman erbaşların özlük haklarında bazı iyileştirmeler getiren yasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Görüşmelerde teklif üzerinde konuşan muhalefet milletvekilleri, subay ve astsubay kadrolarının belirlenmesi yetkisinin bile Milli Savunma Bakanı’na verildiğine dikkat çekerek “Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları sadece uzman çavuşların ve uzman er, erbaşların tayin ve atamasını yapabilecekler. Genelkurmay başkanlarının tarihsel ve hiyerarşik önemi hiçe sayılmıştır” eleştirisinde bulundu. TSK personeline ilişkin yaşa teklifi, Genelkurmay Başkanı’nın yetkilerinin önemli bir bölümünü Milli Savunma Bakanı’na devredilmesini öngörüyor. Buna göre Genelkurmay Başkanlığı tarafından belirlenen tüm kuvvet komutanlıklarındaki subay ve astsubay kadroları artık Milli Savunma Bakanlığı tarafından belirlenecek. Teklifle garnizon komutanlarını da GeGÖK: AOÇ’DEKI IHALEYI DURDURUN TBMM Genel Kurulu’nda, gazetemizin “Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazileri 10 yıllığına kiraya verilecek” başlığıyla duyurduğu haber gündeme geldi. CHP’li Levent Gök, 74 dönüm arazinin metrekaresi aylık 1,5 liraya kiralanmasına tepki gösterdi. Gök, “Yasaya aykırı devir işlemleriyle AOÇ alanı 102 bin dönümden bugün 33 bin dönüme düşmüştür; tam üçte 2’sini kaybetmiştir” dedi. 22 Şubat’ta bir ihale yapılacağını belirten Gök, “Bu ihaleyi durdurun. Başta Atatürk Orman Çiftliği Müdürü olmak üzere bütün sorumlular hakkında yasal, cezai, hukuki her türlü işlemi takip edeceğiz ve gerçekleştireceğiz” dedi. Erdoğan’ın sözleri çıkarıldı Meclis’te Gara’da PKK terör örgütü tarafından öldürülen 13 yurttaş da gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için kullandığı “terbiyesiz” ifadesinin Cumhurbaşkanlığı sitesinden çıkarıldığını söyleyen CHP’li Tekin Bingöl, o kelimelerin niçin çıkarıldığını sordu. l ANKARA nelkurmay Başkanı değil Milli Savunma Bakanı belirleyecek. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yabancı ülkelere gönderilmesi, seferberlik ilanı gibi konularda artık Genelkurmay Başkanı’nın değil Milli Savunma Bakanı’nın görüşü alınacak. Teklife genel kuruldaki görüşmelerde muhalefet milletvekilleri tarafından da eleştirildi. CHP’li Özgür Ceylan, “15 Temmuz gecesi FETÖ’cülerle mücadele eden Kemalist subaylar Saray rejimi tarafından tasfiye edilmiştir. Teğmen rütbesini FETÖ elebaşının taktığı Serdar Atasoy ise 2020’de Saray tarafından generalliğe terfi ettirilmiş; yetmemiş, Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’na atanmıştır. Gelinen noktada Genelkurmay Başkanı’nı er, FETÖ’cüleri paşa yaptınız. Silahlı Kuvvetleri siyasetin dışında tutmak zorundayız, aksi halde daha çok hata yaparsınız” dedi. ‘Sözcüye dönüştürdünüz’ CHP’li Murat Bakan da teklifle Genelkurmay Başkanı’nın etkisizleştirildiğini belirterek, “TSK’nin beyni Genelkurmay Başkanlığı’nı, komuta merkezini, bitirdiniz, Genelkurmay Başkanı’nı basın sözcüsüne dönüştürdünüz. Hulusi Akar’a göre dizayn ettiniz orduyu. Genelkurmay’ın tabiri caizse kapısına kilit vurup atanmış Milli Savunma Bakanı’na bağladınız” diye konuştu. İYİ Partili Dursun Ataş da “Genelkurmay Başkanı, TSK’nin komutanı olup savaşta başkomutanlık görevini TBMM’nin manevi varlığı içerisinde Cumhurbaşkanı adına yerine getirir. Olası bir savaş halinde, başkomutan olan Genelkurmay Başkanı’nın yetkilerinin elinden alınması anlaşılabilir değildir” diye konuştu. Eleştirilere yanıt veren AKP’li İsmet Yılmaz, “Subay ve astsubayların atamaları, personelin liyakat durumu, safahatı ve hizmet ihtiyacı göz önünde bulundurularak kuvvet komutanlıklarınca çalışılmakta, Genelkurmay Başkanlığı’yla koordine edilmekte, ardından Milli Savunma Bakanlığı’na teklif edilerek Milli Savunma Bakanı’nın onayıyla yapılmaktadır. Dolayısıyla Genelkurmay Başkanımız da yetkilidir, Milli Savunma Bakanımız da yetkilidir” ifadelerini kullandı. Genel kurulda yapılan görüşmelerde 49 maddelik teklif kabul edildi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’li Özel, Gara şehitlerinin annelerinin 2 yıl önce Meclis’e geldiğini anımsattı: Kapılarda bırakanlar ortada CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Gara şehitleriyle ilgili ‘’İki sene önce anneler geldi, Meclis koridorlarında gezdiler. Hangi siyasi partinin kapılarında kaldıkları ortada. Paylaşalım videoları içleri rahat etsin. Başarmadılar, yanlış yaptılar, eksik yaptılar. Sonrasında, ‘Hepimiz devletiz’ söyleminin tatmin edici bir yanı yok’’ dedi. CHP’li Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın salgındaki durumla ilgili bilgi vermesini istediklerini anımsatan Özel, “Mart ayında üçüncü kâbusu yaşamak istemiyoruz’’ dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara İl Kongresi’nde kullandığı ‘nefret söylemi’ne 22 saniyelik bir cevap verdiklerini anımsatan Özel, “Ardından ulusa sesleniş konuşması gerçekleştirdi. ‘Bu operasyonun sorumlusu aynı zamanda Başkomutan olan Cumhurbaşkanlığı’ndan, Milli Savunma Bakanlığı’ndan, İçişleri Bakanlığı’na kadar tüm Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir’ dedi. Niye o kadar kızdın, köpürdün, hakaret ettin? ‘Bunun sorumlusu kimdir’ diye sorduk diye. Sabah kızdığına, akşam yanıt veren bir prompter okuyucusu ile karşı karşıyayız. Fahrettin Altunmakas, beni sansürlüyor, döndü en son Cumhurbaşkanı’nı sansürlüyor. Sorumluluğunu almayacaksan söylemeyeceksin. Salgın kötü yönetiliyorsa, esnaf iflastaysa, çiftçi perişansa, enflasyon artıyorsa, faiz fırlıyorsa sorumlusu Tayyip Erdoğan’dır” diye konuştu. ‘Yüreğimizi acıttı’ “Kongrenin küfürleri umrumuzda değil ama ışıklar, müzikler gerçekten yüreğimizi acıtıyor” ifadelerini kullanan Özel şunları söyledi: “Cenaze evinde düğün olmaz. Hem başarısız bir operasyonla Gara’da 13 şehit vereceksiniz, 3 askerimiz de operasyonda şehit olacak. Sonra kongrede müzikleri çalıp kahkahalar atacaksınız. Hep birlikte ayıplıyoruz.’’ Erdoğan’ın gübre ve hububat desteği açıklarken kullandığı “Bay Kemal iyi dinle” ifadesine dikkat çeken Özel, “Muhalefetteyken asgari ücrete zam yapabilen, taşerona kadro, emekliye iki maaş ikramiye verebilen tek lider Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Tarımda da çiftçinin aldığı desteklemeyi muhalefetteyken artırabilen tek lider Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Bugün hububat desteği 8 liradan 16 liraya çıktıysa bunu Kemal Kılıçdaroğlu gündemde tuttu diye çıkmıştır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet PERVİN BULDAN Akşener, esnafın sorunlarını dinlemeye devam etti. Elini yıkayıp AKŞENER’DEN ERDOĞAN’A çıkamazsın ‘GARA’ ELEŞTİRİSİ: İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gara’da 13 kişinin PKK tarafından katledilmesine ilişkin “Sorumluluk siyasi irade olarak o talimatı veren Sayın Erdoğan’ındır, kendisi bunu itiraf etmiş, kabul etmiş, sorumluluğu almış. AK Parti Genel Başkanı olmayı bir kenara koysun, hayatında bir kere hepimizin Cumhurbaşkanı olsun” dedi. Akşener, Ankara’da, Özel Halk Otobüsleri Toplanma Noktası Subayevleri Durağı’nı ziyaret ederek, esnafın sorunlarını dinledi. Ziyarette, bir gazetecinin, “Cumhurbaşkanımız konuşmasında ‘sorumlu devlet’ derken size mi yanıt verdi” sorusuna “Sayın Erdoğan ‘sorumlu benim’ demiş. Doğrudur, başkomutanlar talimat verir. Sorumluluk siyasi irade olarak o talimatı veren Sayın Erdoğan’ındır, kendisi bunu itiraf etmiş, kabul etmiş, sorumluluğu almış, güzel bir şey. Sayın Erdoğan ‘devlet eşittir benim’ diyor. İyi, güzel de o zaman AK Parti Genel Başkanı olmayı bir kenara koysun, hayatında bir kere hepimizin Cumhurbaşkanı olsun, çok fayda sağlayacak” yanıtını verdi. TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı AKP’li İsmet Yılmaz’ın, Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkmasına ilişkin “Devlet elbette terör örgütü mensupları arasındaki ikilikleri, ayrışmaları kullanır; bu, dünyanın her yerinde böyledir” açıklamasına da “Ne devletmiş kardeşim. Bunlar yapılıyor, ondan sonra da sorumluluk almak sıfır. Muhayyel bir devlet üzerine bırakılıyor. Kim bu devlet? Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılması yani herhangi bir güvenlik bürokratının talimatı ile olduysa bu başka bir şey, İsmet Yılmaz’ın talimatıyla olduysa bu başka bir şey. Erdoğan’ın talimatı ile oluruyla olduysa bu başka bir şey. Şimdi elini yıkayıp çıkamazsınız” tepkisini gösterdi. l ANKARA/Cumhuriyet Hakikat arayışına ihtiyaç var HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Herkes İçin Adalet” kampanyası çerçevesinde dün İstanbul’da Alevi Dernekleri Federasyonu’nu ziyaret etti. Burada konuşan Buldan Gara’de 13 yurttaşın şehit edilmesine ilişkin sorumluluğun iktidarda olduğunu belirterek, “Gara’de yaşamını yitiren 13 insana bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dileğinde bulunuyorum. Bu katliamın sorumlularının bir an önce açığa çıkarılması için bir hakikat arayışına ihtiyaç olduğunu, hızlıca bunun açığa çıkarılmasının Türkiye toplumu üzerinde büyük etkileri olacağını belirtmek isterim. Hükümetin bu konudaki sorumluluğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Bu katliamdan dolayı kim hesap verecekse mutlaka verilmelidir. Hükümetin bu sorumluluktan kaçamayacağının altını önemle çizmek isterim” dedi. Buldan Türkiye’de yaşayan bütün inançların ve farklılıkların özgürce yaşayabileceği bir ortam yaratılmasını istediklerini de söyledi. Buldan daha sonra Din Âlimleri Derneği’ni ziyaret etti. l İç Politika TUTUKLU ESKİ HDP EŞ GENEL BAŞKANI SELAHATTİN DEMİRTAŞ: 13 insanımızın katledilmesini kınıyorum HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Gara’da terör örgütü PKK tarafından şehit edilen 13 yurttaşa ilişkin açıklama yaptı. Demirtaş, “PKK’nin elindeki 13 insanımızın katledilmiş olmasını açıkça kınıyorum. Ailelerin acısını yürekten paylaşıyor, kendilerine başsağlığı diliyorum. Yaşananlardan dolayı çok üzgünüm” dedi. Twitter hesabından paylaşılan açıklamada, şehitlerin ardından HDP’ye yönelik eleştirilere de yanıt veren Demirtaş, “Diplomatik yollar yerine, siyasi şov amaçlı operasyon sonucunda ortaya çıkan trajedinin sorumluluğunu HDP’ye ve muhalefete yüklemek de aymazlıktır. Halka hesap vermesi gereken, iktidardır. Aslolan; silaha, şiddete, savaşa her koşulda karşı çıkarak barışı sağlamaktır” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi IRAK’IN KUZEYİNDE PKK’NİN YAPTIĞI KATLİAMIN ÜZERİNDEN GÜNLER GEÇTİ AMA... ABD Ankara Büyükelçiliği taziye mesajı yayımlamadı ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, Irak’ın kuzeyindeki Gara’da mağarada tutulan aralarında asker ve polislerin de olduğu 13 yurttaşın terör örgütü PKK tarafından şehit edildiğinin açıklanmasının üzerinden günler geçmesine karşın resmi bir taziye mesajı yayımlamadı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Irak’ın Gara bölgesinde bir mağarada rehine olarak tutulan yurttaşların PKK tarafından şehit edilmesiyle ilgili 15 Şubat’ta bir taziye mesajı yayımlamıştı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın açıklamasındaki üzüntü ve dayanışma ifadelerine karşın kullandığı “Türk sivillerin, terör örgütü PKK’nin elinde öldüğüne dair haberler doğrulanırsa, bu eylemi en güçlü şekilde kınıyoruz” ifadeleri Ankara’nın tepkisini çekmiş, ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield aynı gün Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak duyulan rahatsızlık kendisine iletilmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile aynı gün akşam saatlerinde görüşen Blinken’ın ise “Irak’ın kuzeyinde Türk rehinelerin ölümünden dolayı taziyelerini ilettiği ve ABD’nin, bu eylemden PKK teröristlerinin sorumlu olduğu yönündeki görüşünü bildirdiği” açıklanmıştı. Buna karşın ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, Gara’da şehit edilen yurttaşlarla ilgili resmi bir taziye açıklaması yapmadı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Price’ın Gara’yla ilgili yaptığı ilk açıklama da halen ABD Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alıyor. l ANKARA/Cumhuriyet Herkes silahları bıraksın! Düşmanı önce var eden sonra da onunla savaşmak bahanesiyle kendi sorunlu iklimini inşa eden sadece devletler değildir. Terör örgütleri de aynı sinsi mekanizmayı işletirler. Siz ya devletinizi sever, terör örgütüne düşman olursunuz. Ya da terör örgütünü bir direniş hareketi olarak kodlar, devlete düşman olursunuz. Devlete de örgüte de aynı yerden silah satılmasının... Ve devletin de örgütün de o silahlarla sizin doğurduğunuz çocukları vurmasının ne anlama geldiğini kavrayacak kadar huzurlu bir alanınız hiç olmasın diye... İktidar ve yöntem modelleri birbirinden beslenen düşmanlar, bu düşmanlığı zamanla profesyonel bir hüner haline getirirler. Kazanç hep onların hanesine yazılır, zarar sizin mezar taşlarınıza isim isim kazınır. Çözüm süreci simülasyonu Bu ülkede, terörün kime ne kazandırdığının ve kime ne kaybettirdiğinin hesabını çok net yapabilecek kadar ağır tecrübeler yeterince yaşandı. Ama bu tecrübelerden belli kimse doğru dersi almadı. “Kısa ve hileli” bir çözüm süreci simülasyonuna bile şahit olundu. O simülasyonun nasıl ve neden yerle bir edildiğini o zaman anlamadıysak, şimdi sonuçlara bakarak anlayabiliriz. O simülasyonun yaratılmasıyla yok edilmesi arasında nasıl bir bağ olduğunu istersek artık bulabiliriz. İnsanlar birey olarak belki, şiddete ve savaşa “ama”sız karşı çıkamayabilirler... “Artık silahlar bırakılsın” diye tavizsiz bir şekilde barışı, bir arada olmayı ve kan davası gütmemeyi beceremeyebilirler... O yüzden bunu yapmak akıllı politikacılara ve vicdanlı aydınlara düşer. Terörle mücadele yöntemlerini terör dilinin belirlemesine izin veren politikacıya da aydına da tarih lanet eder. Halklar da içerisindeki savaşı kan dökmeden bitirmeyi beceremeyen bir ülkenin, istese bir anda üzerinden atabileceği o korkunç pelerininin altında küflenerek üreyen ve insanların sırtlarına ölümcül külfetler olarak binen nefret söylemlerinin cehenneminde, şu an olduğu gibi yanar gider. Dış güçler ve iç refleksler Bu ülkenin, terörsüz bir dünyayı hayal bile edemeyecek noktaya getirilmesinde sadece dış güçlerin parmağı olamaz. Dış güçler manipülasyonlarını iç refleksleri hesaplayarak yaparlar. Bizim içimizde, kalbimizde, aklımızda ve niyetimizde de saf olmayan bir şeyler olmalı. Hem Kürtlerin hem de Türklerin bir araya gelip yanlış devlet politikalarına ve hâlâ terörden medet uman Kürt politikalarına, yani bela denizlerine karşı “Dur yeter!” diyememesindeki zaaf neredeyse... Önce onu tespit edip, yok etmek gerekir. Bir terör örgütüyle bir devlet masaya oturamaz, bu anlaşılır bir şey. Ama “Biz artık terör istemiyoruz” diyen Kürtlerle masaya da oturulur, gemiye de binilir, uzaya bile gidilir. Kürt aydınının ve politikacılarının samimiyetlerine inanmamak için elinizde bazı kanıtlar olabilir. Peki; Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasını değiştirmek ve laiklik ilkesini anayasadan çıkarmak... Hatta hilafeti geri getirmek... Cumhuriyeti hiçe saymak... Atatürk’ü karalamak... Ve kendi liderlerini yeni bir devletin kurucusu kılmak için bin türlü hokkabazlık yapan, üstüne üstlük o çok kıymetli dedikleri vatan topraklarını parsel parsel yabancılara satmak konusunda kendisini ispatlamış bir siyasi hareketin, Kürt bölücü hareketine karşı gösterdiği yüksek hassasiyete sizi hemen inandıran nedir? O yüzden, bu kaosun içinde söylenebilecek tek samimi cümle: “Herkes silahları bıraksın!” demektir. İnsanın tarihi için silahı eline ilk alan değil, her zaman ilk bırakan değerlidir. ALTAYLI’NIN YARGILANDIĞI DAVA 42 yıla kadar hapis istemi Eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın da aralarında bulunduğu 3 sanığın “terör örgütü yöneticiliği” ve “siyasi ve askeri casusluk” ile “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı FETÖ davasında savcı, esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Altaylı’nın “silahlı terör örgütü yöneticiliği” ve “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 30 yıldan 42 yıl 6 aya; sanık Mehmet Barıner’in ise “silahlı terör örgütü üyeliği” ile “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 22 yıl 6 aydan 35 yıla kadar hapis cezası istendi. Tutuksuz sanık Seda Chamatzoglou’nun ise beraatı talep edildi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle