23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 17 ŞUBAT 2021 ÇARŞAMBA HABER Gençleri anlamak yetiyor mu? Eskinin öldüğü, yeninin ise doğmaya çalıştığı dönemlerde gençliğin dinamizmi başkadır. Bu dinamizm, gençlerin sosyal, siyasal beklentileriyle, şimdi ve gelecek tasavvurlarıyla, yerleşik düzenin kuralları, kurumları, yaklaşımları arasındaki makasın giderek açıldığının belirtisidir. Bizde de gençler büyük sorunlarla karşı karşıya. İşsizlik artıyor, gelecek kaygısı ve umutsuzluk yaygın. Her yere üniversite açmak sorunları çözmüyor. Bir yandan da kayırmacılık, adamını bulma düzeni bir iktidar yöntemine dönüşmüş durumda. Bu ortamda yenilikçi olma, emek ve çaba harcayarak bir şeyler başarma yönündeki arzu sönüyor. Üstüne de baskıcı koşullar geliyor. Gençler kendilerini ifade etmek, özgürce benliklerini geliştirmek ve sunmak istiyor. Oysa korku ikliminde bu giderek olanaksızlaşıyor. Bir ayı aşan Boğaziçi protestolarını gençliğin bu genel durum karşısındaki bütüncül itirazlarının yansıması olarak, bu rahatsızlık içinde kavramak gerekiyor. Ancak siyasal kurulu düzen ve onun aktörleri ne yazık ki meseleyi kavramaktan uzak. Sadece iktidar değil, muhalefet partileri de. Herkes gençleri anlamaktan söz ediyor; oysa genç ve dinamik bir nüfusa sahip ülkemizde gençleri söz, yetki ve karar merkezlerine daha fazla katma, bu alanlarda gençliğin katılımının önünü açacak öncü tutumlar içine girme bahsinde, yani eyleme gelince durum farklılaşıyor. İlginç bir örnektir ama yeri geldiği için bugün üzerine konuşmak isterim. İspanya’da 2008 krizi sonrasında gençlerin rahatsızlıkları, öfkesi daha da derinleşmişti. Bir yandan da diplomalı işsizlerin oranı neredeyse yüzde 50’ye yaklaşmıştı. Fakat beklentileri karşılanmayan gençlerin sorunlarına iktidarı ve muhalefetiyle siyasal partiler çözüm üretmekten uzak kalmıştı. Bu durum ise gençlerle kurumsallaşmış siyasal partiler ve yaşlanmış liderler arasındaki temsil bağını iyiden iyiye zayıflatmıştı. Sonrasında ise Mayıs 2011’de İspanya’nın en yaygın toplumsal hareketlerinden birisi olan Öfkeliler Hareketi (Indignados) başladı. Gençler şehir meydanlarına çadırlar kurarak “Bizi Temsil Etmiyorlar” sloganı etrafında, var olan partileri, siyasal aktörleri ve gençliğin katılımına kapıları kapatmış iki partili, sınırlı demokratik yapıyı protesto ettiler. O günden bugüne gençlerin sorunları çözülmüş sayılmaz. Ama o demokratik öfkenin “kurulu düzen” siyasetini sarstığı kesin. Gençlerin öfkesinin iki siyasal sonucu oldu ilk aşamada. Birincisi, kraldan başbakana, muhalefet liderlerine kadar uzanan geniş yelpazede koltuklar daha genç kişilere açılmaya, bırakılmaya başlandı. Örneğin 1975’ten beri tahtta olan kral, 2014’te kendi isteğiyle tahttan feragat etti ve yerini 46 yaşındaki oğluna bıraktı. Yine o dönem başbakan olan sağ parti Partido Popular’ın (PP) lideri Mariano Rajoy’un koltuğunda (63 yaşında ayrıldı) bugün 1981 doğumlu Pablo Casado oturuyor. Sosyal demokratlarda da durum farklı değil. Sırasıyla Zapatero ve Rubalcaba liderliklerinin ardından PSOE’nin liderlik koltuğuna 2018 yılında 1972 doğumlu Pedro Sanchez seçildi. Sanchez şu anda İspanya Başbakanı. İspanya ve Değişim İkinci değişim de şuydu: Franco sonrasında 1978 Anayasası ile eşzamanlı ortaya çıkan fiili iki partili düzen Öfkeliler Hareketi aracılığıyla iyice aşındı ve yeni partiler doğmaya başladı. 2013’te kurulan ve kendisini Öfkeliler Hareketi’ne dayandıran Podemos (Yapabiliriz) bunlardan birisi. Lideri 1978 doğumlu Pablo Iglesias, şu anda başbakan yardımcısı. Bir diğer parti ise Ciudadanos. Bu da Öfkeliler Hareketi sonrasında oluşan tepkiyi piyasacı sağ bir tutumla soğurmak için kurulmuş, ancak geleneksel siyaset ve kadrolarına göre yeni bir dil tutturmaya da çalışan, bunun için de gençlerin önde yer tutabildiği bir parti. Lideri 1981 doğumlu Ines Arrimadas. Bize gelince. Genç nüfus toplam nüfus içinde önemli bir yer tutuyor. Gençlerin sorunları büyüyor, çözüm umutları ve beklentileri ise giderek azalıyor. Herkes gençleri anlıyor da anlamak yerine, gençlere şans vermek, sorun çözücü konumlara gelmelerini sağlamak, iktidar ya da muhalefette gençlerin yönetme olanaklarını iyileştirmek gerekmiyor mu öncelikle? İspanya’da gençlerin öfkesi hiç değilse siyasal kadroları, liderleri, partileri değiştirdi. Ya bizde? Parti liderleri içinde yukarıda andığım tarihlerde doğmuş kaç kişi var? Tecrübe elbette önemli ama tecrübeyi belirli bir sürede aktaramamak da bir tecrübesizlik göstergesi değil mi? “Gençler siyasete ilgi duymuyor” diyerek kurtulamayız bu sorunlardan. Not: Gençlerin ölmediği, öldürülmediği, korkunun olmadığı, terörsüz, şiddetsiz ve demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti özlemiyle yazdım bu yazıyı. Kaç kuşak özledi, kaç kuşak bu özlemle yaşlandı kim bilir, bizde kuşaklar arasındaki zincirin en istikrarlı halkası bu beklenti, bu özlem sanırım. Umarım başarabiliriz. OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı birinci sayfada En son durum şöyledir: YPG/ PKK’nin etkin olduğu Haseke’de ABD’nin yeni üs kurma planlarının olduğu açıklandı. Buna karşın Rusya’nın da aynı bölgede yerel unsurlardan oluşan askeri birlik kurma girişimi başlattığı belirtiliyor. YPG/PKK ile Şam arasındaki güç dengesini, Şam lehine bozmak için Rusya’nın Haseke bölgesine önem verdiği anlaşılıyor. Rus ordusunun geçen aralık ayında Haseke’de bin civarında asker konuşlandırdığı ve Esad bölgesinde de “Savunma Görevlileri” adı verilen yeni bir oluşuma başladığı bildiriliyor. Suriye’de Haseke bölgesi öne çıkıyor, çünkü bir bölgede bir yandan ABD’nin yeni üs kurma, öte yandan Rusya’nın yeni bir askeri güç oluşturma girişimleri sürüyor. Suriye dağıtılmak ve parçalanmak istenmişti. Esad ortadan kaldırılmak istenmişti. Esad giderek güçlendi. On yıldır süren çatışmaların sonunda Suriye, ABDRusya arasındaki güç mücadelesinin Ortadoğu’daki merkezi durumuna geldi. Türkiye, bu durumu gözden uzak tutmamalı. Suriye’nin ABDRusya güç mücadelesinin merkezi haline geldiğini görmelidir. Bu nedenle bir an önce mezhep ideolojisine dayalı politikalardan sıyrılmalı ve kendi milli çıkarlarının gereğini yapmalıdır. CHP lideri, Gara operasyonuyla ilgili bilinmeyenleri Erdoğan’ın yanıtlamasını istedi Kılıçdaroğlu’ndan 5 soru CHP’nin TBMM’deki grup toplantısı, AYM’nin iki kez aldığı kararın ardından Meclis’e geri dönen Enis Berberoğlu’nun takdimi ile başladı. CHP’liler, Enis Berberoğlu’nu alkışlarla karşıladı. MHP LİDERİ BAHÇELI, BU KEZ SÖYLEMINI SERTLEŞTIRDI: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörle mücadele stratejisi bakımından Gara öncesiyle Gara sonrasının aynı olmayacağını vurgulayarak, “Mazbatalı teröristlerin bulundukları mekân; Gazi Meclis olamaz. HDP’nin kapatılması elzemdir, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı inanıyorum ki gereğini yapacaktır” dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, PKK’nin sıkıştığını belirterek, “Artık bir karar arifesindeyiz. Cumhuriyetin 100. yıldönümüne terörü bitirmiş şekilde ulaşmak durumundayız. Gara’da yaşanan barbarlık bir kırılma anıdır. Evlatlarımızın kurşun yediği mahalde, terörün elebaşları birer birer sallandırılmazsa yüreklerimiz soğumayacaktır” dedi. HDP’ye yönelik de “Dağda elde edilen stratejik üstünlüğü TBMM’de kaybetmeye sabrımız kalmadı” ifadelerini kullanan Bahçeli, Türk devletinin ekmeğini yiyip, havasını soluyan siyasi terör safralarının yakasından tutmanın “her milletvekili için namus meselesi” olduğunu söyledi. Teröriste “gerilla” diyen milletvekillerine katlanamadıklarının altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mazbatalı teröristlerin bulundukları mekan; Gazi Meclis olamaz. Tasmaları Kandil tarafından tutulan günahkâr müptezellerle aynı yerde nasıl bulunacağız? Bunların insan dedikleri teröristtir. İmhaları vaciptir. HDP, PKK’nin giriş kapısı, bagaj kapağıdır. Yani HDP, BABACAN’A İLK 4 MADDE TEPKISİ Bahçeli, “anayasanın ilk 4 maddesinin uygun şartlar oluştuğunda konuşulabileceğini” söyleyen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’a da şu tepkiyi gösterdi: “Sen git önce siyasi dönekliğini tartışmayı iste. Anayasa’nın ilk 4 maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuki kimliği, kuruluşunun ve kurtuluşunun simgesidir. Bu kimliği tahrip etmeyi hayal edenler ya HDP’ye kapağı atsınlar, ya PKK’nin dağ kadrosuna katılsınlarlar. İlk 4 maddeyi tartışacak babayiğit henüz doğmadı, Babacan’ı ise uyarıyorum, böyle giderse tarihin ve milletin hışmından asla kurtulamaz.” PKK’nin ta kendisidir.” Bahçeli, “Gara katliamı ile ilgili Türkiye’yi suçlayan bölücü milletvekillerinin Meclis’ten tasfiye edilmesi gerektiğini” belirtti. “Bugün değilse ne zaman” diyen Bahçeli, CHP’ye yönelik de şunları söyledi: “CHP Genel Başkanı başta olmak üzere, CHP’li yöneticilerin PKK’yi açıkça, lanetlemediği anlaşılmıştır. Korkmayın, HDP’ye verilmiş bir sözünüz yoksa PKK’ye katil demek, size şeref kazandıracaktır.” Bahçeli, “Gara katliamına Boğaz’ın iki yanına yuvalanmış kaymak tabaka nasıl yaklaşıyor? Boğaz’a bakıp bakıp demlenirken insan hakları ve özgürlük edebiyatını da meze yapıyor musunuz?” diye sordu: “HDP ile hesaplaşmadan ‘PKK’yi bitirdik’ denilemeyeceğini” ifade eden Bahçeli, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gereğini yapacağına inandığını dile getirdi. Bahçeli, İYİ Parti lideri Meral Akşener’e de şu sözlerle yüklendi: “İP’in başkanı, HDP’nin kapatılması konusunda avam bir dil kullanarak ‘üçkâğıt’ yapıldığını iddia etmiş. Birbirlerinin tavuğuna hiç kış derler mi? CHP ile İP rahat olsunlar. Bize bir görev düşerse, ki bu zaman yakındır, Siyasi Partiler Kanunu’nun 100. maddesinden kaynaklanan hakkını kullanarak tarihi müracaatını yerine getirecektir.” AYM hedefte AYM’yi de Enis Berberoğlu kararı nedeniyle hedef alan Bahçeli, “AYM’nin hep şaibeli isimlerle ilgili hak ihlali kararı verdiğini” belirterek, “Milletin mahkemesi olmayacaksa, derhal kendini feshetsin, başındaki zat da gecikmeden istifa etsin” çağrısında bulundu. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasının da “PKK/YPG’yle kurdukları şaibeli işbirliğini adeta tescil ettiğine” dikkat çeken Bahçeli, “Gara vandallığını bilmemesinin de PKK’nin değirmenine su taşıdığını” ifade etti. l ANKARA/Cumhuriyet MHP liderinin sözlerinin ardında muhalefete yönelik operasyon yatıyor Önce HDP, sonra CHP SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, dünkü grup toplantısında, HDP’ye yönelik, “İp inceldiği yerden kopsun. Gara’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözlerinin ardında, “HDP’ye yönelik operasyonlar” bulunuyor.” İlk olarak anayasa ve adalet komisyonlarından oluşan Karma Komisyon’un toplanarak, “milletvekillerinin fezlekelerini görüşmesi” planlanıyor. Komisyonda, “milletvekillerinin öncelikle dokunulmazlıklarının kaldırılması” gündeme getirilecek. Sonrasında ise “dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekilleri ile ilgili yargı yolu açılacak.” Komisyonda, bin 300’ün üzerinde milletvekiline ait fezleke bulunuyor. HDP’den sonra hakkında en fazla fezleke bulunan milletvekili CHP’de. Komisyonun önce HDP’li milletvekillerinin, sonrasında ise CHP’li milletvekillerine ait fezlekeleri gündeme almaBAŞSAVCILIĞIN OPERASYONU ÖRNEK Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gara’daki 13 şehidin ardından sosyal medya hesabından “provokatif paylaşımları” nedeniyle HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu ile Hüda Kaya hakkında soruşturma başlatmıştı. HDP’nin kapatılması ile ilgili açılması öngörülen kapatma davasında da başsavcılığın başlattığı operasyonun “örnek teşkil edeceği” ifade ediliyor. Ayrıca HDP Diyarbakır il binasında “çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan ailelerin ifadelerinin de yer alabileceği” de belirtiliyor. sı bekleniyor. Daha önce “terörist cenazelerine katıldıkları” iddiasıyla iktidarın hedef aldığı CHP’li Sezgin Tanrıkulu ve CHP’li Gamze Akkuş İlgezdi gibi isimler hakkında da “yeni fezlekelerin düzenlenebileceği ve komisyona havale edilebileceği” ileri sürülüyor. İktidar kanadının daha önce “muhalefetin ‘erken seçim hazırlığı’ söylemini kullanabileceği gerekçesiyle, SPY ile ilgili düzenlemeyi 2022’de TBMM’ye getireceği” konuşuluyordu. Gara şehitleri sonrası düzenlemenin de “vakit kaybetmeden” Meclis’e sunulacağına dikkat çekiliyor. Düzenlemede “siyasi partiler ile ilgili” yeni yaptırımların da bulunacağına işaret ediliyor. “Bir siyasi partinin terör örgütüyle doğrudan veya dolaylı bir şekilde iltisaklı olması halinde, o siyasi partinin hazine yardımının kesilmesi” ile ilgili hükmün de yasaya ekleneceği” belirtilirken, “Hazine yardımından mahrum kalan partiler hakkında kapatma davası açılabilmesine yönelik adım atılabileceği” belirtiliyor. l ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gara operasyonuyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a beş soru sorarak “Cevabını yarın senden bekliyorum. 83 milyon insan bu beş sorunun cevabını bekliyor senden” dedi. Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında şunları söyledi: Son damla Berberoğlu’ydu: Sanıyorlar ki biz geri adım atarız. Bu partinin dokularında Kuvayı Milliye ruhu var. Balyozdu, Ergenekondu cumhuriyetin bütün kurumlarını darmadağın ettiler, genelkurmay başkanlarının bile terörist olarak yakalanıp içeri atıldığına tanık olduk. Enis Berberoğlu bardağı taşıran son damla odu. Dünya siyaset tarihinin en büyük yürüyüşünü yaptık ve adına “Adalet Yürüyüşü” dedik. Saray bugün yerle bir oldu: “Ben gücümü hukuktan değil kendi vicdanımdan değil bana talimat veren saraydan alıyorum diyor. Bugün o saray yerle bir oldu. Berberoğlu parlamentonun onurlu bir üyesi olarak görevinin başındadır. Bu ülkede talimatla görev yapan hâkimler yargının içinden alınmadığı sürece bütün yargı töhmet altındadır. Kabahatlerini biliyorlar: Gara şehitleri 5,56 yıldır terör örgütünün tuttuğu erlerimiz. Aileler defalarca geldiler her kapıyı çaldılar. Arkadaşlarımızı görevlendirdik, basın toplantıları yaptık. Elimizden gelen her şeyi yaptık. Açıklamayı niye vali yapıyor? Benzer bir olay İdlib’de olmuştu. Çünkü kabahat, kusur, yanlış ve eksiklerini biliyorlar. Devlet böyle yönetilmez: Erdoğan, “Çarşamba günü önemli bir haber vereceğim” diye açıklama yaptı. Operasyonlar gizli yapılır. Rahmetli Ecevit, terör örgütünün başındaki kişiyi alıp getirirken eşine haber vermemiştir. Devlet düğün bayramla yönetilmez. Bırakın devleti köy bile yönetemez bunlar. Böyle bir garabet yaşanmadı: Erdoğan sanki bu olaylar hiç olmamış gibi bir yaylaya kahvaltıya gidiyor. Rize ile Trabzon arasında her 15 metreye bir poİŞTE SORULAR 1Vatan evlatlarını kurtarmak için 5.5 yıl ne yaptınız? 2 Seçimlerde mektup dilendiğiniz Öcalan’dan neden çağrı yapmasını istemediniz? 3Trump’la dostluğunuzu neden kullanmadınız? 4 İnsan hakları örgütlerini neden devreye sokmadınız? 5 Başarısızlığın sorumlusu kim? lis dikiyorlar. Böyle bir garabet Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde hiç yaşanmadı. Sonra Rize kongresi. O gülüşmeler, kahkahalar, fıkralar... Hangi ahlaka, inanca göre siz bunu yapıyorsunuz? 13 şehidimize saygı duy bari. Sorumlusu Erdoğan’dır: Bir de şehit annesini telefonla bağlatıyor. Erdoğan’ın keyfi yerinde, anne ağlamaklı. Ders vermeye kalkıyor. “Oğlunuz şehit oldu, siz bu şerefi yaşadınız.” Göndersene çocuklarını askere. Niye bedelli askerlik yaptırdın? Neden bu ülkede fakir fukara bedel ödüyor? Birisinin sorumluluğu alıp istifa etmesi lazım. 13 şehidimizin kanları yerdedir. Davulla zurnayla rehine mi kurtarılır? 13 şehidimizin sorumlusu Erdoğan’dır. İftira atmada yetenekliler: Havuz medyası, alıyor, Uludağ’daki bir görüntüyü, “Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri nasıl eğleniyor” diye. Sözde onları karalayacak. “Şehitlerimiz varken eğleniyorlar” diyor. Sen Rize kongresine bir baksana. ‘Açım’ diyeni çağırıyor: Bir kadın, Elazığ’da, Erdoğan’a, ‘Açım’ diyor. Erdoğan duymazlıktan geliyor. Sosyal medyaya düşünce, devletin valisi, “Açım” diyen kadını çağırıyor, “Beni yanlış anladılar” diyeceksin. Vali bu talimatı kimden aldı ve nasıl yaptı? Kişi kendini partinin valisi olarak görüyorsa valilik yapamaz. l ANKARA/Cumhuriyet HDP EŞ GENEL BAŞKANI SANCAR: Kınıyoruz ama hakikate ihtiyacımız var HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında 13 yurttaşın katledilmesini “katliam” olarak nitelendirdi. Sancar, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın açıklamalarında çelişkiler olduğunu söyledi. Sancar, “Bu bir infaz mıdır, yoksa ölümler bombardıman sonucu olarak mı gerçekleşmiştir ya da başka türlü meydana gelmişse o ölümler, nasıl olmuştur? Açıkça kınıyoruz ama kınamak yetmez, hakikate ihtiyacımız var” dedi. Hakikat ortaya çıkmazsa toplumun tümünü rehin almaya yönelik operasyonlarla karşılaşılacağını savunan Sancar, bu operasyonların demokratik siyaseti bitirme amaçlı olacağını söyledi. Bağımsız bir soruşturma komsiyonu kurulabileceğini söyleyen Sancar, “İktidarın çok açık ve ağır bir siyasi sorumluluğu var. Eğer amaç gerçekten alıkonulmuş bu görevlilerin kurtarılması idiyse operasyon bu şekilde mi yapılmalıydı?” diye sordu. ‘Düğüm iktidardan’ 13 yurttaş için daha önce girişimlerde bulunduklarını ancak karşılarına hep “son düğüm” çıktığını savunan Sancar, “İşte düğümü atan, bu insanların sağ salim eve dönmelerini engelleyen, en azından eve dönmelerini sağlayacak adımı atmayan iktidarın kendisidir” dedi. Sancar, iktidarın, sorumluluğunun üstüne örtmek için HDP’yi günah keçisi ilan ettiğini de belirtti. l ANKARA/ Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle