23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 30 OCAK 2021 CUMARTESİ HABER CUMHURBAŞKANI, BAKAN YARDIMCILARI, PARTI TEŞKILATLARI AYNI TOPLANTIDA ‘Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’ çare mi? Gregor Samsa, böcek olarak uyanmanın dehşetinden daha çok işe geç kalmanın dehşetini yaşıyordu. Zorunlulukların yükünden kaçış değildi bu, ağırlığı altında ezilmekti. Kaçış stratejisi, önce ağırlığın fark edilebilmesini gerektiriyordu. Kafka’dan yıllar sonra, bir başka Çek yazar çıktı karşımıza: Milan Kundera. Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği adlı romanında (1984) baskı rejimi ortamında bireyin akışa ve zorunluluklara karşı tepkilerini Tomas ve Tereza’nın uzun erimli ilişkisi aracılığıyla sunmaktaydı bize. 1968’de Prag Baharı’nın tanklarla bastırılmasının ardından inşa edilen baskı rejiminde kamusal alanda konuşma, eleştiri hükmünü yitirmiştir. Baskı rejiminde kamusal alandan çekilen bireyin bir seçeneği, kamusal ve siyasal umutsuzluğunu özel alanda telafi etmektir. Ama bir şartla: Özel alanda da kamusalsiyasal eleştiriden uzak durarak. Romanın etkileyici bir sahnesinde şu saptama geçer: “Toplama kampı, kişinin özel yaşamının tamamen ortadan kalkmasıdır.” Birinin şarap eşliğinde özel alanında dostlarıyla sürdürdüğü konuşmanın gizli polis tarafından kayda alınıp radyoda yayımlanmasıdır bu saptamayı yaptıran. Demek ki baskı rejiminde özel alana kaçış, özel alanda kamusal özgürlüğün sürdürülmesi anlamına gelmez. Baskı ortamında aydınların karşı karşıya olduğu iki seçeneği değerli yazarımız Demir Özlü, Sürgünde 10 Yıl adlı kitabında, 12 Eylül darbe rejimi bağlamında şöyle dile getiriyor: “Ya susmak, kendi bireysel hayatını elden geldiğince iyi yaşamaya çalışmak ya da konuşmak, aynı Türkiye’de yaşarken yaptığım gibi düşünce ve söz özgürlüğünden vazgeçmemek, bunun getireceği sonuçlara da katlanmak.” Tomas’ın tutumunda bu iki seçeneğin dışına çıkan bir yan var. Romanı serimiz için çekici kılan da burası. Daha iyi bir bireysel hayat için nedamet getirmek, baskıcı düzenle uzlaşmak yok Tomas’ın tercihleri arasında. İşinden oluyor, adım adım, birçok aydın gibi. Ancak konuşma, bedelini göze alarak kamusalsiyasal gündeme müdahale de yok bu tutumda. Bir üçüncü yol bu. Akışa kapılma ile akışa direnme seçenekleri dışında, akıştan kaçış yolu. İlk yol bugün de en çok karşılaştığımız; ikinci yol ile üçüncü yolun kaderiyse bir şeylerden vazgeçebilme iradesinde buluşuyor. Romana daha yakından bakalım: Prag Baharı’na etki eden yazısı nedeniyle günah çıkarması istenir Tomas’tan. Reddeder. Hastaneden ayrılır, makamından ve işinden vazgeçebilmiştir. Prag dışında bir klinikte çalışmaya başlar önce; ardından da taşrada pratisyen hekim olarak görev alır. Gizli polis bırakmaz peşini; bir itirafname dayatılır yine. Çünkü her baskı rejimi, itiraz eden aydına boyun eğdirdiğini göstermek ister. Oysa Tomas yine imzalamaz. Sonunda hekimlikten ayrılır, kendisi vazgeçer ve cam silici olur. Kendi çıkarı için susanların birinci yoluna göre bir vazgeçiş erdemidir elbette. Kırsala Gitmek Romanın sonlarına doğru çember daraldıkça şehirden uzaklaşıp kırsala yerleşmek, yani fiziksel kaçış tek seçeneğe dönüşür. Tereza, tek kurtuluşlarının bu olduğunu düşünür. Bireyin özgürleşme hayali olarak kıra çekilme, bir köye yerleşme, kamusalsiyasal yaşamdan duyulan yılgınlık ve umutsuzlukla şehirden kaçma hayali günümüz Türkiyesi’nde de bu denli yaygınsa, tesadüf müdür? “Mutlak bir tatil, bütün zorunluluklardan, bütün ‘Ess muss sein’lardan uzak bir tatil”dir Tomas’ın hayalindeki. Kırdaki yaşamları sırasında Tereza’ya şöyle der: “Misyon dediğin sersemce bir şey Tereza. Misyonum yok benim... Özgür olduğunu, bütün misyonlardan arınmış olduğunu fark etmen o kadar büyük bir ferahlama ki.” Ahlat Ağacı’nda kıra çekilmiş İdris Öğretmen’in kazdığı kuyu, aradığı su vardı. Varolmanın dayanılmaz hafifliğindeki bireyin kazdığı kuyu nerededir? “Misyonum yok benim”, varlığın anlamsızlaşmasına, hedefsizleşmesine böyle varılır. Üçüncü yolun çıkmazı da buradadır. İlginçtir; Elias Rukla da benim gibi bakıyor. Hatırlarsınız, Dag Solstad’ın Mahcubiyet ve Haysiyet romanının kahramanı öğretmen Elias Rukla ile iki hafta önceki yazıda tanışmıştık. Kamusal alanın yıkımından, konuşmanın ve konuların anlamsızlaşmasından şikâyetçiydi. Rukla’ya göre varolmanın dayanılmaz hafifliği, “bireyin elinden bir şeyler söyleme becerisini alan bir şeydi. Karşısındakilerle konuşma becerisini yani. Söyleşme eylemi sona ermişti.” Toplumun dışına fırlatıldığını hisseden Rukla’nın yaşadığı Norveç’te baskı rejimi yoktu, konuşmak serbestti. Kamusal alan baskı nedeniyle değil, konuşmanın içeriksizleşmesi ve sıradanlaşması nedeniyle çözülmekteydi. Sorun, bireyin elinden bir şeyler söyleme becerisini alan her şeye karşı olmaksa, varolmanın dayanılmaz hafifliğine ve boşvermişliğine kapılmak da baskı rejimi kadar kamusal söze, söyleşme eylemine zarar veren bir şey değil mi? Umutsuzluk umarsızlığa götürmemeli bizi. İzmir verileri erişime açıldı İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentle ilgili verilerini açık veri portalı “acikveri.bizizmir. com” adresinden erişime açtı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Açık veri, İzmir’deki kamusal yapıların kurumsal kapasitesini artıracağını söyledi. İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener ise “Dünyanın önde gelen akıllı kentlerinde olduğu gibi vizyoner bir bakış açısının İzmir’de de bu lansman ile birlikte hayata geçirildiğini görmek gurur verici” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet Parti devleti fotoğrafı İKLİM ÖNGEL Hiçbir partiye bağlı olmaması gereken, atamayla gelen devlet bürokratı bakan yardımcılarının AKP Genişletilmiş İl Başkanları toplantısına katıldığı ortaya çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “Parti devletinin açık göstergesi” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi; anayasada tarafsız ve bağımsız olarak tanımlanan cumhurbaşkanını, bakan yardımcılarını ve parti teşkilatlarını AKP’nin genişletilmiş il başkanları toplantısında buluşturdu. AKP’nin sosyal medya hesaplarından paylaşılan 11 Aralık 2020 ve 21 Ocak 2021 tarihli Genişletilmiş İl Başkanları Toplantılarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan teşkilatlara hitap ederken görüntülenen karelerde teşkilat üyelerinin ve AKP Genel Merkezi’nin yanı sıra “bakan yardımcıları”nın yazıldığı bir kare yer alıyor. Partisinin teşkilatlarına seslenen Erdoğan, bakan yardımcılarının da bulunduğu toplantılarda AKP teşkilat yapısından söz ediyor. Erdoğan konuşmasının büyük bölümünde ise CHP’yi yerli ve milli projeleri baltalamakla ve “CHP zihniyeti” ifadeleriyle eleştiriyor. “Biz, Türkiye parti devleti oldu diyorduk. Bunun açık göstergesi il başkanları toplantısı. Toplantıda bakanlık temcilsileri var” diyen CHP’li Salıcı, yürütmenin unsuru olması gereken bakan yardımcılarının parti toplantısına katılmasına şu sözlerle tepki gösterdi: “Kaymakamlar, valiler; il, ilçe başkanları gibi çalışıyor dediğimizde kızıyorlar. Bu manzarayı siz yarattınız, biz de bu manzarayı yorumluyoruz. Bu durum Türkiye’yi dünyada hem yönetim hem de gelişmişlik açısından üçüncü dünya ülkeleri standardına düşüren bir manzaradır. Valilere genel başkanımız aleyhine dava açtırtmak için çaba gösteriyorlar. Çünkü onları il başkanı gibi görüyorlar. Türkiye tarihinde ilk kez valiler, talimatla topluca dava açacaklar. Parti devletinin bir ayağı bu, bir ayağı da genişletilmiş il başkanları toplantılarıdır.” l ANKARA AKP TEŞKILATI GIBI ÇALIŞIYORLAR CHP Sözcüsü Faik Öztrak, bazı devlet memurlarının AKP teşkilatı gibi çalıştığını belirterek “Devlet sınırı nerede bitiyor, AKP sınırı nerede başlıyor belli değil” dedi. Öztrak dün partisinin Samsun İl Başkanlığı’nı ziyeret ettikten sonra basın toplantısı düzenledi. Devlette “liyakatin bittiğini ve Saray’a sadakat”in başladığını söyleyen Öztrak, “Ucube tek adam vesayet rejimi elinde devlet krizi her geçen gün derinleşiyor. Devlet geleneğimizde hiç görmediğimiz ucubelikleri bu rejimde görmeye başladık. En son AK Parti Genel Başkanı kürsüye çıkıyor, bu ucube rejimin parti militanı haline getirdiği memurlara ‘militan’ dediği için Genel Başkanımız hakkında valilere, kaymakamlara dava açma talimatı veriyor. Nereden veriyor bu talimatı? AKP kürsüsünden. Kim olarak? AKP Genel Başkanı olarak. Ama hangi yetkiye dayanarak? Cumhurbaşkanı yetkilerine dayanarak. Böyle ucubelik olur mu?” dedi. İçişleri Bakanlığı tarafından gönderilen dilekçeyi gösteren Öztrak, “Şu dilekçeye iyi bakın. Bu dilekçe, İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla matbu haline getirilmiş, AKP grup toplantısı kürsüsünden verdiği talimatın yerine getirilmesi için devletin vali ve kaymakamlarına gönderilmiş. Bu talimatın anlamı açık. Kim devlet memuru, kim kapı kulu görmek istiyorlar. Dava açarsan bendensin, dava açmazsan soruşturmayı yersin. Samsun’dan uyarıyorum, bu mülki idareyi militanlaşma operasyonunun dik âlâsıdır. Devlet şantajla yönetilmez. Kurallarla yönetilir” diye konuştu. l İç Politika İlaç, gübre, ısıtma, akaryakıt, nakliye ve işçi giderleri sürekli artıyor Üreticinin domates isyanı BÜLENT ECEVİT Türkiye’nin turfanda sebze ihtiyacının yüzde 48’ini karşılayan Antalya’da çiftçiler, ilaç, gübre, ısıtma, akaryakıt, nakliye ve işçi giderleri gibi artan girdi maliyetlerine karşın ürünlerinin zararına alınıp, pazar ve markette en az 3 kat fazla fiyatla satılmasına isyan ediyor. Sosyal medya platformlarında oluşturulan “Akdeniz Çiftçi Grubu”nda üreticinin şikâyet ve eleştirileri yayılıyor. Tepki paylaşımlarından bazıları şöyle: “Beton yiyip petrol içtiğiniz gün, tarım ve köylülerin, dünyanın tüm altınlarından daha kıymetli olduğunu anlayacaksınız. Bir çiftçi sözü: Üzülme ey can! Bugün varlığını hiçe sayanlar, gün gelir gölgeni bile ararlar.” Antalya SebzeMeyve Hali’nde domatesin kilosu en düşük 1.2 lira en yüksek 4 liradan satılıyor. Çeri domatesin kilogram fiyatı 15 liraya kadar çıkıyor. Pembe domates ile kokteyl domatesin fiyatları ise 78 lira. Bu fiyatlar üzerinden belediye rüsum bedeli, vergi, komisyon gideri dahil yüzde 14 kadar üreticiden ve komisyoncudan kesinti yapıyor. Halden alım yapan tüccar ise nakliye giderini ve kâr ekleyince fiyatlar en az yüzde 3035 artmış oluyor. Ancak bu ürünler hemen tüketiciye ulaşmıyor. Ürün pazara giderse üzerine pazarcı için zayiatın da karşılanabileceği bir kâr ve o bölgenin belediyesi için de Üretici Arif Kayar, “Bir kilo domatesten 50 kuruş kazanınca mutlu oluyoruz” dedi. bir harç ekleniyor. Eğer ürün markete girerse daha üst bir maliyet hesabı yapılıyor ve fiyat üreticinin sattığı bedelin en az 3 katına çıkıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi Yaş Sebze Meyve Hali’nde günlük olarak fiyatlar belirleniyor ve internet sitesinden de yayımlanıyor. Markette katlanıyor Üretici Arif Kayar, yıllık ortalama 18 ile 20 ton arasında domates üretimi yapıyor. Kayar, “Serada domatesin kilosu 2 liraya hale götürülüyor. Bize maliyeti ise dönümde 12 bin lira. Toptancı halindeki yüzde 11 komisyonu da çıkarınca 1 kilo domatesin bize maliyeti 1.8 lira. Biz halde 1 kilo domatesten 50 kuruş kazanınca mutlu oluyoruz” dedi. Kilosu 2 lira olan domatesin fiyatı, seraya 10 kilometre uzaklıktaki bir zincir markette 6 liradan alıcı buluyor. Aynı çeşit ve aynı boyuttaki domatesin serayla market rafı arasındaki 3 katı fiyat artışından çiftçiye ek gelir olmazken, domatesin çeşidine göre kilogram fiyatı 15 liraya kadar çıkıyor. HACIZ KISKACINDAKI ESNAF ISYAN ETTI: Ödeyemiyorum arkadaş Kayseri’deki bir AVM’de esnaflık yapan Aysun Bıyık, kirasını ödeyemeyince AVM yönetimi tarafından icraya verildi. 40 bin liralık kira borcunu ödeyemediği için 500 bin TL’lik malına el konulan Aysun Bıyık’ın dükkânındaki tüm ürünlere el konuldu. Bıyık’ın AVM’deki feryadı ise cep telefonu kameralarına yansıdı. Aysun Bıyık, “Ödeyemiyorum arkadaş, ödeyemiyorum. Esnaf kazanmıyor” diye isyan etti. AVM’deki kiralar yüksek olduğu için AVM dışında, bütçesine uygun bir dükkân bulduğunu anlatan Bıyık, “Bunu yönetime de ilettim. Cuma günü ürünlerimi toplarken, akşam çıkışta kapıları üzerimize kilitlediler. Güvenlik amirleri ürünlerimi orada gasp etti. Cumartesi günü görüşmeye çağırdılar. ‘Hiçbir şekilde haciz olayı olmayacak, pazartesi ürünlerinizi çıkarabilirsiniz’ denildi. Pazartesi günü haciz işlemleri başladı. Sinir krizleri geçirdim. Şu an ürünlerim hacizli bir şekilde duruyor. Ben rica ediyorum, bana yardım edin, destek çıkın. Bir anne olarak, bir esnaf olarak buradan Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Sesimi duymasını istiyorum. Bana yardım edin. Ürünlerimin geri verilmesini istiyorum. Ekmeğim için ayakta durabilmek için esnafın yıkılmaması için” dedi. CHP Milletvekili Çetin Arık ise “Esnaf kan ağlıyor. Cumhurbaşkanı’nın ‘Kapanan esnaf yok’ dediği gün Kayseri’de dükkânın kirasını ödeyemediği için icralık olan bir esnafımız ‘Ödeyemiyorum arkadaş, ödeyemiyorum’ diye feryat etti” diye konuştu. l ANKA ERDOĞAN’DAN ESNAFA CEZA UYARISI Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gıda fiyatlarındaki artışlarla ilgili esnafı uyararak “ciddi cezalar” uygulanabileceğini söyledi. Erdoğan, dün İstanbul’da cuma namazını kıldıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin “Vaka sayısında artış var” sözleri üzerine Erdoğan “Vefata bak bir de. Azalma var. Vefat sayılarındaki düşüş beni ümitlendiriyor. Mutasyonla ilgili bazı olumsuz gelişmeler var fakat ben onu da aşacağımıza inanıyorum” diye konuştu. Erdoğan, lokantaları için “Biraz gözetleme gibi bir düşüncemiz var” dedi. Gıda fiyatlarındaki artışla ilgili soruya ise Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımız yoğun bir çalışmanın içerisinde. Şu önümüzdeki bir ay içerisinde biz bu işi çok daha kontrollü bir şekilde yürüteceğiz. Çünkü vatandaşın bu noktada ezilmesine tahammül edemeyiz. Bu tabii beyaz ette, kırmızı ette aynı şekilde bu süreci takipte tutuyoruz, takipte tutmaya da devam edeceğiz. Ben buradan tabii bütün bu esnafıma da sesleniyorum; yani eğer siz bu süreci böyle devam ettirecek olursanız, çok ağır cezalar sizleri bulabilir. Bunun için de lütfen yaptığınız işi hakkıyla yapın, vatandaşımıza da zulmetmeyin” dedi. l İç Politika Jandarma’da 66 kişiye FETÖ gözaltısı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki “mahrem hizmetler” yapılanmasında yer aldığı iddiasıyla 66 şüpheli için gözaltı kararı verdi. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, MİT ile Terörle Mücadele ve SİBER Daire Başkanlıklarınca FETÖ mensuplarının deşifresine yönelik yapılan çalışmalar sonucu, örgütün Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki “mahrem hizmetler” yapılanmasında yer aldıkları tespit edilen 66 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildiği bildirildi. Açıklamada, aralarında geçici olarak görevden uzaklaştırılmış ya da ihraç edilmiş 1 yarbay, 1 binbaşı, 4 yüzbaşı, 17 üsteğmen, 2 teğmen, 17 astsubay, 22 askeri öğrenci ile örgütün 2 “mahrem imamı”nın bulunduğu şüphelilerin yakalanması için 25 ilde operasyon düzenlendiği ifade edildi. Şüphelilerden 41’inin yakalandığıkaydedildi. l ANKARA İmamoğlu: En az 40 dosya daha gelecek İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu dün akşam Halk TV’de soruları yanıtladı. İçişleİmamoğlu, dün semt pazarını Bahçelievler’de ziyaret etti. ri Bakanlığı’nın AKP dönemindeki İBB’ye ait soruşturma dosyalarına el koymasıyla ilgili tepkisini dile getiren İmamoğlu “Televizyonda dedim diye yollamışlar. Lafa bakar mısınız? O zaman buradan söylüyorum. En az 40 tane daha soruşturma gelecek merak etmeyin. Hani tekrar müfettiş yollamak isterlerse diye” şeklinde konuştu. Muharrem İnce’nin parti kuracağı iddialarıyla ilgili de konuşan İmamoğlu, “Fikrimi kendisine 34 ay önce söyledim. Bundan sonraki yol tercihi bana göre yanlış. Umarım parti kurmaz ama kendi takdiridir” dedi. l Haber Merkezi Yüksel, apartman görevlilerini dinledi Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, ilçedeki apartman görevlileri ile bir araya gelerek sorunlarını dinledi. “500 Günlük Yolculuk” adını taşıyan bir sunum yapan Kartal Belediye Başkanı Yüksel, “İlçe meydanındaki esnafımızın en büyük sorunlarından biri altyapıdan dolayı yaşanan sıkıntılardı. 25 yıllık kâbusu, İBB Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ile yaptığımız görüşmeler neticesinde 5 ay gibi kısa bir sürede çözüme kavuşturduk. Komşu İletişim Merkezi Projemizi hayata geçirdik. Pandemi nedeniyle yurttaşlardan gelen taleplere anında yanıt verildi. Şimdiye kadar 20 binin üstünde hane ziyaret edilirken amacımız bunu 100 bin haneye çıkarmak” dedi. Yüksel, apartman görevlilerinin sorunlarını da not etti. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle