30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] 11 3 OCAK 2021 PAZAR Yeni yıla elektrik ve doğalgaz zamlarıyla giren yurttaşı, yüzde 10 giyim zammı da bekliyor Giyimde de zam kapıda Hazırgiyimciyi Covid19 ve Suudilerin boykotu, vatandaşı da zamlar vurdu. Siparişler yeniden ötelendi. Suudilerin boykotu yüzde 58 eksiye düşürdü. Maske ihracatı da olmasaydı sektör, yüzde 15 küçülecekti. Yeni yıl hazırgiyimci için Avrupalının sipariş ötelemelerinin ve Suudilerin latılması için hâlâ fabrikalarımızdayız. Uluslararası markaların satış yapamadıkları döboykotunun gölgesinde başlanemde stokların elde kalmadı. Sanayicinin artan maliyetleri nedeniyle 2020 genelinde en az GAMZE sı tehlikesi doğmuştu. Bu çok BAL büyük bir bedel tabii. Bize aşayüzde 15 hazırgiyim zammıyla ğı yukarı 5 sene kaybettirirdi. karşılaşan yurttaşı ise 2021 ilk çey Diplomasi yaparak 12 ay içinde içereğinden sonra yüzde 10’luk bir zam rideki stokların gönderilmesini sağdaha bekliyor. ladık. 2020’de yaşadığımız en büyük Geçen yıl iç satışları (banka ve kre zorluk buydu” dedi. di kartlarıyla yapılan) en az yüzde 12 azalan hazırgiyimci, ihracatta da 2019 Suudiler vurdu Kasım2020 Kasım aralığında toplam Hazırgiyimci, ihracatının yaklaşık yüzyüzde 5.4’lük kayıp yaşadı. Buna gö de 80’ini yaptığı Avrupa ülkeleriyle yare 2020’nin 11 aylık döneminde 15.5 milyar dolarlık ihracat yapılabildi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı ve Avrupa Tekstil ve Hazır Giyim Konfederasyonu (EUşadığı bu sorunlardan sonra, yılın son aylarında da Suudi Arabistan’ın Türk mallarına uyguladığı boykotla sarsıldı. Son yıllarda iki ülke arasındaki siyasi gerginliğe rağmen 319 milyon İÇ PIYASADAKI ASIL TEHLIKENIN YÜKSEK ENFLASYON OLDUĞUNA DIKKAT ÇEKILDI RATEX) Yönetim Kurulu Başkan Yar dolarla Suudi Arabistan’a en fazla dımcısı Hadi Karasu’ya göre maske ve hazırgiyim ihracatını 2019’da yapkoruyucu giysi ihracatının 1.5 milyar tıklarını anlatan İstanbul HazırgiKURDAKI DALGA, OKYANUS GIBI dolarlık katkısı olmasaydı, toplam ha yim Konfeksiyon İhracatçıları Birzırgiyim ihracatı 2020’de yıllık bazda yüzde 15 küçülecekti. İhracatçı, şimdi de salgının ikinci dalgasının yaşanması nedeniyle Avrupalıların siparişleri ötelemeleri sorunuyla yeniden karşı karşıya. Bunun aralık ihracatını olumsuz etkilemesi bekleniyor. liği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, “Boykotun uygulandığı ekimkasım döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 58 eksideyiz” diye konuştu. Hazırgiyimci, yeni yılda ekonomideki belirsizliklerin ortadan kalkmasını, yüksek enflasyon ve yüksek döviz kurunun kontrol altına alınmasını talep ediyor. 2021 Haziranı’ndan önce normalleşme beklemediğini kaydeden TGSD ‘İNGILTERE’NIN ÜRETIM Başkanı Hadi Karasu, “İç piyasadaki tehlike, 2021’de de enf“Kurdaki çok aşağı ve çok yukarı hareketler hiç kimseye fayda sağlamıyor. Marjların belli bir aralıkta olması lazım. Dalgalı kur doğrudur ama bizde dalga okyanus gibi. Dalgası daha az denizlerde hareket etmemiz lazım. Aksi halde önünü göremiyorsun, yatırım yapma konusunda daha tedbirli 5 sene kaybettirirdi Bu sorun ilk dalgada da yaşanmış, alım yapmaya devam eden AvrupaÜSSÜ OLABILIRIZ’ Birleşik Krallık ile Türkiye arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması’nı değerlendiren Hadi Karasu, “İngiltere bu anlaşmayla AB’ye karşı Türkiye’yi üretim üssü yapalasyonun yüksek seyretme ihtimalidir. Enflasyonu yükseltmeyecek tedbirler alınmalı. Enflasyon lılar yüzde 1030 aralığında indirim bilir” dedi. Karasu, “Çünkü daha önce birliktelerdi ve ortak bir yükselirse kaçınılmaz talep edince ihracat birim fiyatı ge ticaret politikası izliyorlardı. Şu an kendi ticaret politikasını izle olarak fiyat artışları rilemişti. Yani ihracatçı ürününü sa yeceği için üretim alanlarına kendileri karar verecek. Türkiye bu gelecektir” dedi. tabilmek için nakit dengesinin bofırsatı iyi değerlendirirse İngiltere’nin üretim partneri olabilir” Artan maliyet arzulmasına razı olmuştu. diye konuştu. Türkiye ihracatının 9.5 milyar doları İngiltere’ye tışlarının etkisiyle Hadi Karasu, yaşadıkları bu zorgidiyor. Bunun 1.9 milyar dolarını hazırgiyim yapıyor. Karasu, 2021’in ilk çeyreğinluğu uluslararası alanda sivil toplum örgütleriyle yakın ilişkiler kurarak, marka sahipleriyle temaslar kurup mektuplar göndererek aştıklarını anlattı. Karasu, “Bu sürecin atayrıca Türkiye’nin yıllardır ihmal ettiği, sattığı hazırgiyimin den sonra tüketiciye çok düşük orandaki hammaddesini üretebilmesi soru yansıyacak yüzde 10’luk nuna da dikkat çekti. “Hammadde üretimini artırbir zam olacağına işaret mamız, Türkiye önündeki çok önemli fırsat eden İHKİB Başkanı Mustave dönemeçtir” diye konuştu. fa Gültepe ise şunları söyledi: olup yavaşlatmak durumunda kalıyorsun. ‘Dur bakalım ne olacak’ demeye başlıyorsun. Böyle olmaması gerekir. Üretime ağırlık verilmesi lazım. 2020’deki koşullara rağmen başarıyla yakaladığımız ihracat performasının tekrar aşağı düşmemesi için kur, enflasyon, faiz üçlüsünün iyi bir şekilde yönetilmesi lazım. Bence şu an halihazırdaki faizler, kuru belli bir noktaya getirdi ama sürdürülebilir değil. İş insanının sermayeye uygun fiyatlarla uğraşması gerekiyor. Yüzde 1020 ile şu an kimse kredi alıp mecbur kalmadıkça yatırım yapmaz.” PALANDÖKEN UYARDI: Alkollü içkide ÖTV artmasın Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, hem salgından olumsuz etkilenen esnaf hem de sahte içki ölümleri nedeniyle alkollü içkideki ÖTV’nin artırılmamasını istedi. Turizm, eğlence, yemeiçme, otel, lokanta, bakkal, büfe, kuruyemişçi gibi birçok işletme sahibi ve esnafın alkollü içkiler üzerinden alınan ÖTV’nin nedeniyle gelir kaybı yaşadığını söyleyen Palandöken, “40 binden fazla TAPDK lisansı olan noktada işletmelerin pandemi koşullarındaki gelir kaybı da hesaba katılarak ÖTV artırılmamalı” dedi. İTO VERİLERİNE GÖRE İstanbul’da artış rekoru fasulyede İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) açıkladığı fiyat artışlarında aralık ayı rekorunu yüzde 36.49’la taze fasulye kırdı. İTO’nun İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi’nde yer alan 242 ürünün 106’sının perakende fiyatı artarken 22 ürünün fiyatı düştü, 114 ürünün fiyatında ise değişiklik olmadı. Fiyatında artış yaşanan diğer ürünler, yüzde 26.88 ile kabak, yüzde 26.15 ile yeşil soğan, ev eşyası harcamaları grubundan yüzde 20.90 ile elektrik süpürgesi olarak kayıtlara geçti. Portakal ise yüzde 17.48 gerileme göstererek fiyatı en fazla azalan ürün oldu. ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK: Sosyal koruma kalkanı 45 milyar TL’yi aştı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Twitter hesabından sosyal koruma kalkanı yardımlarına ilişkin bir açıklama yaptı. Selçuk, “2020’de Covid19’un etkilerinden çalışanlarımızı ve tüm vatandaşlarımızı korumak için hayata geçirdiğimiz ‘Sosyal Koruma Kalkanımız’ kapsamında yaptığımız doğrudan destek ve yardımlar 45 milyar TL’yi aştı. 2021’de de vatandaşlarımızı korumaya devam edeceğiz” dedi. Faiz artışı sonrası yeni yılda TL varlıklara ilginin artması bekleniyor Yatırımda çeşitlilik şart SERHAT ALİGİL Yatırım ya da tasarruf olanağı olanlar için 2021, yeni değerlendirmelerin yapılacağı bir yıl olacak. Çünkü Merkez Bankası’nın politika faizini kısa sürede yüzde 8.25’ten yüzde 17’ye yükseltmesi yatırım araçlarına bakışı önemli ölçüde etkileyecek. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan InvestAZ Araştırma Müdürü Yusuf Topçu da bu artışlara dikkat çekerek şu vurguyu yaptı: “Ekonomi veya finans bilgisi olmayan her vatandaşın güvenerek yapabileceği yatırımların başını altın çekiyordu. Yeni dönemde ise döviz ve altının orta vadede TL varlıkların getirisiyle yarışması zor olacak gibi. 2021’in ilk yarısından sonra parasal duruşun tekrar gevşemeye başlamasıyla buradaki görünüm tersine dö‘ZOMBILER’E KARŞI BILGI ÇOK ÖNEMLI Borsa İstanbul (BİST) açısında 2020, küçük yatırımcı sayısının çok hızlı arttığı bir yıl oldu. Ancak genel ekonomik sorunlar ve salgın, tüm dünya borsalarında olduğu gibi BİST’te de “zombi” şeklinde tabir edilen ya da manipülasyona çok açık şirketlerin etkisini artırdı. Yusuf Topçu ise bu tür şirketlerin yaratacağı risklerden korunmayla ilgili soruya, ilgili otoritelerin düzenlemeleri ve aldığı önlemlere dikkat çekerek şu yanıtı verdi: “Yatırımcılar da bu yolda kendilerine yol gösterecek güvenilir aracı kurumlar ve finansal danışmanlar bularak ilerlemeli.” nebilir. Fakat şu an için Londra piyasasındaki türev araçların fiyatlamaları TL’ye yoğun ilgiyi gösteriyor. Bugün risk almak istemeyenler için mevduat ve sabit getirili menkul kıymetler, risk algısı yüksek yatırımcılar içinse hisse senedi uygun enstrümanlar.” Yeni yıldaki olası riskleYusuf Topçu re karşı özellikle küçük yatırımcılara yönelik önerilerde bulunan Topçu, öncelikle şu yorumu yaptı: “Yatırım ve riskin yönetiminde akıllara kazınması gereken altın kural, portföy çeşitlendirmesi.” Topçu’ya göre ürün ve sektör bazında risk dağılımını herhangi şekilde yapabilmek yüksek bir finansal okuryazarlık seviyesi gerektirmiyor. Sabit getirili menkul kıymet, hisse senedi, altın ve döviz çeşitleri gibi temel ürünleri eşit dağıtarak portföy oluşturmak bile yatırımları koruyacak dengeli bir yapı oluşturur ve getiri sağlar. Hükümet, bu yıl işçi ve memurla toplusözleşme masasına oturacak EMEKÇININ SICAK YILI MUSTAFA ÇAKIR Salgın ve daralan ekonomi nedeniyle geçim zorluğu çeken milyonlarca işçi ve memur için konfederasyonlar bu yıl hükümetle zam pazarlığına oturacak. İşçi de memur da öncelikle salgın nedeniyle uğradıkları kayıpların giderilmesini bekliyor. Yeni asgari ücretin yürürlüğe girmesinin ardından sırada toplusözleşmeler var. Önce kamudaki yaklaşık 200 bin işçi için Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türkİş) ile hükümet masaya oturacak. Kamu işyerlerinde toplusözleşme süreci başladı. Ancak ücret zammı hükümet ile Türkİş arasında imzalanacak çerçeve sözleşme ile belli olacak. Ücret zamları 2021 ve 2022 yıllarını kapsayacak. Türkİş’in ardından Hakİş ve DİSK ile sözleşme imzalanacak. Ancak kamudaki işçilerin büyük bir bölümü Türkİş üyesi. Bu nedenle de Türkİş ile imzalanan sözleşmenin hemen hemen aynısı diğer konfederasyonlarla da imza altına alınıyor. Uzun görüşmeler sonunda 2019 yılında imzalanan 20192020 yıllarını kapsayan son sözleşmede, aylık çıplak brüt ücretleri 3 bin 500 liranın altında olan işçilere 150 lira iyileştirme yapılmış, ardından ilk yıl için yüzde 8+4, ikinci yıl için de yüzde 3+3 zam verilmişti. Ayrıca enflasyondaki artış da ücret zamlarına yansıtılmıştı. İşçilerle imzalanacak çerçeve sözleşmenin ardından hükümet, bu kez de ağustos ayında memur konfederasyonları ile toplusözleşme masasına oturacak. 2022 ile 2023 yıllarındaki maaş zamları yaklaşık bir aylık görüşmeler sonunda belli olacak. Masada MemurSen, Türkiye KamuSen ile KESK olacak. Yetkili konfederasyonun yine MemurSen olması bekleniyor. Yaklaşık 3.2 milyon memur ile 2 milyona yakın memur emeklisi bu yıl yüzde 3+3 zamla yetinmek zorunda kalacak. Salgının da etkisiyle maaşların alım gücü düştü. Bu nedenle de memur konfederasyonları son toplusözleşmenin güncellenmesini istiyor. Ancak hükümet bu talebi kabul etmiyor. Memur konfederasyonlarının da hedefi, salgınla yaşanan kayıpların giderilmesi olacak. l ANKARA Enflasyon Her yönüyle toplum hayatını etkileyen bir göstergedir enflasyon. Gerçeği vardır, bekleneni vardır, hedefleneni vardır. Zararı vardır ama faydası da vardır... “Zararını belirtmeye gerek yok da faydası nereden çıktı” diyebilirsiniz. Esasında çok yerinde bir soru ve aslında yanıtını da bugünlerde iyiden iyiye tecrübe etmekteyiz. Malumunuz, yeni yılın başladığı şu üç gün içinde kamu mallarına moda olduğu üzere inanılmaz zamlar gelmeye başladı. Yol ve köprü geçiş ücretlerinde söylenen enflasyonun çok üzerinde artış oldu. Bununla da kalmadı, elektrik, doğalgaz, trafik cezaları, pasaport ve diğer haçlar gibi tüm kamu mallarının bedelleri üretici fiyat endeksi (yani üretici enflasyonu) oranı veya üzerinde zamlandı. Kamu mallarına yapılan bu eklemeler enflasyon oranı gözetilerek yapıldığına göre, bunun bütçeye hem de hiç zahmet etmeden ve bir ek çaba harcamadan gelir kazandırdığı gerçeği ortadadır. Diğer bir anlamıyla, enflasyon bir bakıma vergi niteliğiyle devletin bütçesine fayda sağlarken, halkın bütçesine de maliyet yüklemektedir. Bununla beraber, fiyatlardaki değişimi, en çok da halkın alım gücünü belirleyen reel ücretler ile birlikte değerlendirmek gerekiyor. Reel ücretler, alınan maaş/ücretlerin zaman içinde fiyat endeksine oranı ile elde edilen bir değer olarak karşımıza çıkıyor. Bu oran fiyat değişiminin yukarı olduğu zamanlarda reel ücretleri, yani alım gücünü düşürücü etki yaparak toplam harcamaları, dolayısıyla da milli geliri düşürücü etki yapmaktadır. Buraya kadar her şey mekanik bir anlam ifade ediyor. Öte yandan, ücretlerin fiyat endeksine oranını açıklayan reel ücretlerin ne zaman fakirliğin, gelirsizliğin ve çaresizliğin bir ölçüsü olacağını ortaya koymak gerekecektir. Toplumun fakirleştiğinin göstergesinin en temel ölçüsü asgari ücretin artık normal ücretle yan yana olmasıdır. Bu bile asgari ücretin belirlenmesi sürecinde tartışmaların ne derece ateşli olduğunun bir göstergesidir. Bu işareti zaten asgari ücret belirleme sürecinde oldukça yoğun yaşıyoruz. Neredeyse her yılın son iki ayı “asgari ücret seviyesi” haberleri ile harcanıyor. Hal böyleyken, bir de hem işveren hem de iş alanın memnuniyetsizliği ile sonuçlanan bir zaman dilimi geçiriyoruz. İşveren tarafı, çalışanların büyük oranı veya ağırlığının asgari ücretli olduğu gerçeğiyle, maliyetlerin yüksekliğinden yakınırken, emek kısmı ise alım gücünün düştüğü gerçeğiyle, bu seviyenin insanca yaşam koşullarının çok dışında olduğunu vurguluyor. Nereden bakarsanız bakın, her şeyin merkezi olan işgücü piyasasındaki dağılmanın işaretidir bu sonuç... Tüm bunlara bir de söylenen enflasyondan çok farklı olduğu vurgulanan halkın, firmaların, devletin, ihracat ve ithalatın enflasyonunu katarsak, ortaya çok farklı bir resim çıkmaktadır. Bu resmin ayrıntılı incelenmesi ise bir zorunluluktur... Halkın ve tüm tarafların alım gücü ve maliyet yükünün bir göstergesi olan söz konusu enflasyon oranlarının, söylenen enflasyondan farklı olduğu gerçeği bizi akademik çalışmalara yöneltmektedir. Bu çalışmalar özellikle krizi sıklıkla tecrübe eden bizim gibi ülkelerde yaşanan şokların enflasyonu nasıl yönlendirdiğini vurgulayan türden araştırmalardır. Merkez Bankası’nın uzman grubunda değerli araştırmacıların da modellerinde gözüktüğü üzere Türkiye’de örneğin yüzde 10’luk bir döviz kuru şokunun enflasyon oranına ortalama 1 yılda yüzde 1.6 ile 1.8 puanlık ekleme yaptığı gerçeği ile karşılaşıyoruz. Ekonomik daralma ve ithal fiyatlarının da olumsuz etkilerini düşündüğümüzde enflasyonun her çeyrekte daha da yukarılara geldiğini görmekteyiz. Araştırmalar bunu belirtiyor ama söylenen enflasyonda bu şokların etkisini görüyor muyuz? Yanıt belli... Hatta son ikiüç yılda yaşanan şokların enflasyonu daha da aşağılara çektiğini açıklıyor karar vericiler. Bununla da kalmıyor, bu söylenen verilere göre işsizlik oranı azalırken istihdam ya yerinde sayıyor ya da düşüyor. Özet olarak, verilerin ekonomik ve istatistiki anlamları, bilimsel araştırmalara ters düşüyor. VitrA’dan Boğaç Şimşir hijyenik tuvaletle öncü Birleşmiş Milletler Global Compact her yıl sürdürülebilir kalkınma amaçlarına (SKA) ulaşmak için dönüşümü harekete geçiren öncüleri belirliyor. Global Compact Türkiye de her kademeden çalışan arasından Eczacıbaşı Yapı Gereçleri İnovasyon Direktörü Boğaç Şimşir’i Türkiye’de SKA öncüsü olarak seçti. Küresel elemelere doğrudan katılım hakkı kazanan Şimşir, VitrA İnovasyon Merkezi’ndeki çalışmalarını şöyle anlattı: “Pandemi ile hijyenin önemi arttı. Kamusal alanlarda bulaş riski her zaman çok yüksek. Bu alanların başında ortak kullanılan banyo ve tuvaletler geliyor. Akıllı banyo teknolojileri üzerine çalıs¸malar yürütüyoruz ve çok yakında ürünler sahada olacak.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle