02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 13 28 OCAK 2021 PERŞEMBE Müziğin sesi yerini raPğüamnredeteinmmsiainyneeat devam sanat üretimine bıraktı BBoğaziçiÜniversitesi direniyor oğaziçi Üniversitesi çok onurlu bir direniş sürdürüyor. Belki yeterince görmüyor, duymuyorsunuz, çünkü medya KEMANCI, 1990’lı yıllarda gece hayatıyla haşır neşir olanların efsane mekânıydı. Şebnem Ferah, Özlem Tekin, Teoman gibi isimlerin yanı sıra dünyaca KONUK YAZAR GILA BENMAYOR ünlü müzisyen ve grupların da sahneye çıktığı, bir zamanlar rock, heavy metalin duvarlarını titrettiği Kemancı nicedir sessiz. Ne ki Sıraselviler’deki binada müziğin sesi yerini çağdaş sanat üretimine bıraktı. Vaktinde Kemancı’nın olduğu 350 metrekarelik alanda, ikinci yılını geride bırakan SAHA Studio’nun üretim için desteklediği sanatçı ve sanat yazarları çalışıyor. Altı aylık yeni dönemi tam bugünlerde başlayan, SAHA Studio’yu ve elbette ki SAHA’yı, SAHA direktörü küratör Çelenk Bafra ile konuştuk. Bu yıl 10. yılını kutlayacak olan SAHA Derneği’nin amacı, Türkiye’deki görsel sanat üretiminin evrensel sanat ekosistemiyle buluşmasını sağlayacak “bağımsız bir saha” yaratmak. Yönetim kurulu başkanı Füsun Eczacıbaşı’nın önderliğinde, dokuz kurucu üyenin girişimiyle 2011 yılında kurulan SAHA’nın üye sayısı 98. Kurumsal destekçileri arasında Abdi İbrahim, Eczacıbaşı, Petrol Ofisi ve Karadeniz Holding var. Çelenk Bafra, “9 yılda 39 ülkede, Türkiye’den Çelenk Bafra 350’den fazla sanatçı, küratör, sanat yazarının projelerine, sergilerine destek verdik. Uluslararası Vaktinde Kemancı’nın olduğu 350 metrekarelik alanda, ikinci yılını geride bırakan SAHA Studio’nun üretim için desteklediği sanatçı ve sanat yazarları çalışıyor. kültürel diyaloğa entegre olmalarına vesile olduk” diyor. POMPIDOU, HER YIL TÜRKİYE’DEN ESER ALIYOR SAHA, bunun için yurtdışında, İngiltere’de Tate, Fransa’da Pompidou Merkezi, Venedik Bienali gibi kurumlarla işbirliği yapıyor. Örneğin, Londra’nın güneyinde St. Ives’teki Tate Müzesi’ne gönderilen sanatçı portfolyoları ve küratör Anne Barlow’un İstanbul ziyareti neticesinde Türkiye’den iki sanatçı Hera Büyüktaşcıyan ve Burçak Bingöl farklı dönemlerde St. Ives’te çalışacak. Buradaki Tate Müzesi’nde iki solo sergi açacak. Bir başka örnek her yıl Türkiye’den bir sanatçıdan eser satın alarak koleksiyonuna katan Paris’teki Pompidou Merkezi. SAHA ile ikinci yılına giren ve ortak bir fonun oluşturulmasına yönelik işbirliği sayesinde Pompidou Merkezi, Halil Altındere, Emre Hüner’in işlerini koleksiyonuna dahil etmiş. Köln’deki Modern Sanat Müzesi Ludwig, Nil Yalter’in kitabını basmak için SAHA ile işbirliği yapmış. “SAHA, uluslararası sanat platformlarında sanata fon veren bir kurum olarak görülüyor, derneğin sanatçı önerilerine güveniliyor. Venedik Bienali örneğin, uluslararası sergisine bir sanatçı davet edeceği zaman bize başvuruyor” diyor Bafra. PANDEMİYE RAĞMEN SANAT ÜRETİMİNE DEVAM Öte yandan SAHA, Türkiye’de çeşitli şehirlerdeki bağımsız sanat inisiyatiflerini de destekliyor. Dernek pandeminin olumsuz etkilerini göz önüne alarak, inisiyatiflere yönelik fonun kaynağını artırmış. Bu yıl 5 farklı şehirde, dijital mecrada faaliyet gösteren 10 bağımsız sanat inisiyatifine 192 bin lira fon sağlanmış. SAHA Studio’ya dönersek Çelenk Bafra, “2019 yılında başlattığımız program çerçevesinde yaratıcı üretimi desteklemeye çalışıyoruz. Sanat eseri ya da sanat yayını olabilir. Seçici kurulun seçtiği sanatçı ve küratörler 350 metrekarelik alanda altı ay boyunca birlikte çalışıp üretiyorlar. Birbirlerinden öğreniyorlar, birlikte gelişiyorlar” diye anlatıyor. “Pandemiye rağmen bu ortamı sağladığımız, sanat üretiminin devamına aracı olduğumuz için mutluyuz” diye ekliyor. SAHA Studio, davet ettiği sanatçılara danışmanlık yaptığı gibi, altı ay boyunca araştırma ve eser üretim fonu sağlıyor. Saha Studio’nun fon destekçileri arasında Borusan’ın patronu iş insanı Ahmet Kocabıyık ve Garanti Bankası da var. Sanatçı Gülsün Karamustafa, küratör Özge Ersoy ve Çelenk Bafra’dan oluşan seçici kurulun OcakTemmuz 2021 dönemi için seçtiği sanatçılar şöyle: Yasemin Nur, Onur Gökmen, Ege Kanar, Bengü Karaduman ve Merve Ünsal. gündemi çabuk tüketiyor; hele hele yandaş medya onlara ait tek satıra yer vermiyor. Ancak o direnişe geçmeden önce ondan hiç de ayrı düşmeyen bir başka gerçeği paylaşmalıyım: Yayımlama özgürlüğü mü? Türkiye Yayıncılar Birliği, her yıl “Yayımlama Özgürlüğü Raporu” yayımlar. Buna belki de “yayımlamama özgürlüğü” desek daha doğru olur. Birkaç gün önce 2020 yılına ilişkin raporlarını açıkladılar: Kabaca birkaç sayı: 56 kitaba sulh ceza hâkimlikleri tarafından “dağıtım ve satış” yasağı getirildi. 1 kitap henüz yayımlanmadan mahkeme kararıyla sansürlendi; 2 kitaba geçmiş yıllarda alınan “dağıtım ve satış” yasağının yayınevine tebliğ edilmediği ortaya çıktı. 1 matbaa yetkilisine “kitabın kapak sayfasından itibaren suç unsuru teşkil ettiğini bildiği halde kitabı basmaktan” 10 ay hapis cezası verildi. 1 yayınevi sahibine örgüt propagandası içeren kitap basmak ve yayımlanmaktan 2 yıl 1 ay hapis cezası verildi. 1 yayınevi sahibine “dini değerleri alenen aşağılama”, 2 yayınevi sahibine “müstehcenlikten” dava açıldı. 2 çevirmen hakkında “müstehcen sözleri yayımlamak ve yayımlanmasına aracılık etmek” suçlamalarıyla davalar açıldı. 6 yazara kitapları nedeniyle dava açıldı, yargılanmaları sürüyor. 1 yazara “müstehcenlik” nedeniyle 5 ay hapis cezası verildi. ‘Muzır Neşriyat’ Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, geçen yıl çok çalıştı. Öyle ki 13 kitabı muzır neşriyat ilan ederken, bunların 4’ünün çocuklara değil, yetişkinlere yönelik olduğunu bile fark edemedi. Bir önceki döneme göre bu yıl 2 misli daha çok kitap sansürledi. Sosyal medyada, çocuk kitaplarına daha sıkı denetim getirilmesi kampanyaları; WhatsApp’ta ihbarcılık, bireysel şikâyetler teşvik edildi. Sosyal medya kampanyaları ile yazarlar, yayıncılar hedef gösterildi. Kitapların toplatılması, yasaklanması için çağrılar yapıldı. Gece Avcısı: KONUK YAZAR CENK ERDEM Kriminal sevenlere ÜNIVERSITELILERDEN PERFORMANS SANATI Ve rapora göre “Yetişkinlere yönelik edebi eserlerin yanı sıra cinsiyet eşitliğini konu edinen çocuk kitaplarını hedefleyen muzır neşriyat kararlarının sonucu yayıncılar ve yazarlar arasında sansür ve otosansür yaygınlaştı.” (Raporun ayrıntılarına Yayıncılar Birliği’nin sitesinden ulaşabilirsiniz.) BÜ’de bileşenler meclisi İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı (Sahne Sanatları Alanı) ve uluslararası performans sanatı platformu Performistanbul işbirliğiyle, Performistanbul’un yürüttüğü “PA315 Performans Sanatı Pratikleri” dersi kapsamında 15 farklı performans hazırlandı. Bilgi Üniversitesi öğrencileri tarafından sergilenecek performanslar, 24 Ocak 28 Şubat tarihleri arasında hem fiziksel hem de online kanallar üzerinden sanatseverlerle buluşacak. (Detaylı bilgi ve program: www.performistanbul.org / https:// www.instagram.com/performanceartpractices) Ev Yapımı Fringe Atölyesi Bir seri katilin belgeselinden oluşan dizide gerçekle hayal dünyası arasında gidip gelirken türün meraklılarını heyecandan gerilime sürükleyen olaylar şaşırtmakla kalmıyor, düşündürtüyor. Amerika’nın yakın tarihinin en şöhretli seri katillerinden Richard Ramirez’in yakalanma hikâyesini aktaran, gerçek suç belgesi “Gece Avcısı (Night Stalker)”, ünlü seri katil Ted Bundy üzerine kurulu gerçek arşiv kayıtlarından oluşan başarılı belgeselden beri son dönemde popüler hale gelen suç belgeseli dizilerinin en yenisi. “Gece Avcısı”, prodüksiyonuna da imza atan Netflix platformunda yayımlanıyor. Dizinin esas yapımcısı ve yönetmeRichard ni Tiller Russel. 45’er daRamirez kikalık 4 bölümden olukadar girdiği de söylenebilir. Öte yandan Richard Ramirez’in kurbanları ile ilgili ilginç detaylara da giren belgesel, tıpkı Ted Bundy belgeselinde olduğu gibi kurbanların yakınlarıyla, Ramirez’in elinden kurtularak hayatta kalanlarla, peşindeki cinayet bürosu dedektifleri ve emniyetin başrolleriyle söyleşiler üzerinden olayın çevresindekilere nispeten eşit oranda odaklanıyor. Belgeselin zayıf yönü ise Ramirez’in hikâyesinde katilin travmatik çocukluğunu adeta geçiştirmesi sayılabilir. “Night Stalker” yine de bütününde metüsüne sahip. Ramirez’in saldırısına uğrayan kurbanların yaşları 6 yaşında küçük bir kız çocuğundan, 80’lerinde iki kız kardeşe kadar değiştiği ve sosyoekonomik statüleri de çok farklı mağdurları olduğu için “her an, herkes sıradaki kurban olabilir” korkusuyla, tüm şehri terörize ediyor. Bu açıdan da türe ilgi duyanlar için sürükleyici. Dizinin temposu, katilin esas hikâyesine daha çok odaklandığında ve mahkeme duruşmalarında kimliği hakkında fikir veren davranışlarını görebildiğimiz tüm gerçek kayıtlarla gittikçe artıyor. Tüm bunlarla birlikte Ramirez’in savcılığın idam cezası talebiyle yargılandığı davası yıllar sürerken tıpkı Ted Bundy vakasında olduğu gibi histerik kadın hayAklımda ve yüreğimde hep Boğaziçi Üniversitesi’nde artık bir simgeye dönüşmüş olan direniş var... Tıpkı bileşik kaplar misali, üniversitede sürmekte olan direnişle Türkiye Yayıncılar Birliği’nin raporunda dile getirilenler bir bütün. Üniversiteye, hak edilmemiş, tüm eğilimlere aykırı, hem öğrencilerin hem öğretim üyelerinin tepkisini çeken bir kayyım atamakla, kitap yasaklama, sansürleme, dağıtımını yayını durdurma kararları arasında hiçbir fark yok. Otoriter rejimler için en olağan en sıradan olaylardır bunlar. Biri ötekini destekler. Boğaziçi Üniversitesi hâlâ direniyor. Medyaya yansımasa da durum böyle. Her gün öğretim üyeleri cüppelerini giyip rektörlük binasına arkalarını dönerek protestoyu sürdürüyor. Hâlâ hiçbir hoca, rektör yardımcı olmayı kabul etmiyor. Hâlâ dünyanın dört bir yanınIstanbul Fringe’in yeni atölye serisi Ev Yapımı Fringe’in yeni etkinliği, Alberto Monreal’in beden sınırlarını keşfettiren Butoh atölyesi olacak. 30 ve 31 Ocak’ta Zoom üzerinden 120 dakikalık 2 çevrimiçi seansta yapılacak İngilizce atölyenin biletlerine tiyatrolar. com.tr adresinden ulaşılabiliyor. şan belgesel, Ramirez’in rekor sıcakların yaşandığı 1985 yazında hem Los Angeles’ı alarma geçiren seri cinayetleri, çocuk kaçırma ve tecavüzleriyle ilgili ayrıntıları ekrana getiriyor hem de suçun çevresindeki hemen her figürü mercek altına alıyor. Bu noktada katilin peşindeki dedektiflerden biri olan Meksikalı dedektifin özel hayatına hiç gerekmeyecek rak duygusunu canlı tutan, başarılı bir gerçek suç belgeseli. Bir solukta bitirebileceğiniz motivasyonu, bana kalırsa büyük oranda Ramirez’in yakalanmasına yardımcı olacak ipuçları keşfedildikçe yükseliyor. Ramirez, seri katiller içinde kurbanlarıyla ilgili olarak izi sürülebilecek ortak noktalar yakalamanın çok da mümkün olmadığı bir davranış örünranlarının Ramirez’e çıplak fotoğraflarını yolladığı ve Amerikan medyasının katili kimi yerde pop idol haline dönüştürdüğü süreç de şaşırtmıyor. Belki dişlerini yaptırma fırsatı olsaymış yakışıklı olabilirmiş, tartışılır ama bu histerik hayranlarının katilden bile daha arızalı davranışlarını ve medyanın kimi zaman karizmatik katil yaklaşımını asla haklı çıkarmıyor. dan üniversiteliler BÜ’ye destek gösterileriyle dayanışmayı sürdürüyor. BÜ’de şu sıralar öğrenciler, hocalar ve BÜ’de çalışan emekçilerden oluşan “Bileşenler Meclisi” kurulma aşamasında. Söz konusu üç kesimin de katılımıyla sık sık “Açık Meclis Oturumları” yapılıyor. Şu an üzerinde en çok durulan konulardan biri üniversite çevresindeki polis ablukası. Hisarüstü kapısında yürümek neredeyse imkânsız.. Amaç BÜ’yü olumsuzlaşOkullar yarıyıl tatilinde... 15 Şubat’ta açılacak. Ama açılmayabilir de. bı Yaşamak Hatırlamaktır’da Altın Kitaplar Yayınevi’nin yöneticisi Turhan Bozkurt’un şu sözlerine yer veriyor: Covid19 kol geziyor! Sokak yasak, ka“Siz ne zaman bir klasiği çizgi roman rantinadasınız. Evde ne yapacaksınız? olarak yayımlasanız, o hafta bizdeki kiCahit Sıtkı Tarancı’nın “Robenson” şiirintabın da satışı yükseliyor. Kısacası, side özlediği gibi başınızı mı dinleyeceksiniz? zin çizgi romanlar bizim kitapların satışıRobenson, akıllı Robenson’um Ne imreniyorum sana bilsen! Göstersen adana giden yolu, nı artırıyor.” Yarıyıl tatilinde ne Bu saptama şunu ortaya çıkarıyordu: Çizgi romanlar okur sayısını artırıyor, okumalı? Başımı dinlemek istiyorum. Yoksa hem okuyacak hem de film ya da çevrimiçi etkinlik mi izleyeceksiniz? Duygularınızı, düşlerinizi, duyumsadıkAradan yıllar geçtikten sonra çocukların larınızı, sevdiklerinizi canlandırmak; biraz çok sevdiği çizgi romanlar, çağdaş basım eğlenmek, heyecan duymak için ne oku teknikleriyle etkin bir biçimde Milliyet Çoyacaksınız? cuk dergisinde yayımlandı. Yayımlayansa Çocuk olsanız, yarıyıl tatilinde ne okur şair, çevirmen Ülkü Tamer’di. Milliyet Çodunuz? Kitap, dergi... Çizgi roman... cuk dergisi Abdi İpekçi genel yayın yönetmenliğindeki Milliyet gazetesinin önce paÇizgi roman okumak rasız eki (1972), sonra da (1977) bağımsız Sanatın bir kolu olan çizgi romanın ülkemizde ilk örnekleri 1933’te Çocuk Sesi dergisinde yayımlandı. Henüz Galatasaray Lisesi öğrencisiyken Orhan Tolon’un (19122011) çizdiği Zıp Zıp Ali’nin Serüvenleri ilgi gördü, beğenildi. Ertesi yıl Zıp Zıp’ın Oyunları adıyla sürdü. Sonra Tolon, Afacan çocuk dergisinde Acun Yolculuğunda, Afacan Dünyayı Dolaşıyor vb. çizgi romanlar çizdi. Turhan Selçuk, İlhan Selçuk ve Rıfat haftalık çocuk dergisiydi, her sayısında 32 sayfalık çizgi romanlara yer verdi. Ne var ki, çizgi roman konusuna eğitim dünyası olumlu bakmadı, çokça tartışıldı. Çocukları tembelliğe itiyor, okuma alışkanlığından uzaklaştırıyor, savı ileri sürüldü. Ama hiçbirinin bilimsel değeri yoktu. Çizgi romanın sevilmesinin nedeni, bu türün çocuğun aydınlık bir dünya isteğini kısa, özlü, güzel, somut renklerle çizgilerle anlatmasıydı belki. okumayı sevdiriyor. Abdülcanbaz’ı unutmayın Aslında Milliyet Çocuk dergisinden önce Abdi İpekçi, Milliyet gazetesinde yarım sayfa yabancı çizgi romanlar yayımlıyordu. Turhan Selçuk’tan da çizgi roman çizmesini istedi. Böylece öyküsünü önce Aziz Nesin, sonra Rıfat Ilgaz’ın yazdığı, Turhan Selçuk’un çizdiği Abdülcanbaz, 1 Aralık 1957’de yayımlamaya başladı. Sonra iki yazar da öykü yazmayı bırakınca, Turhan Selçuk bunu kendi sürdürdü. Abdülcanbaz, yıllarca Milliyet ve Cumhuriyet’te yayımlandı, albümleri basıldı. Grafik sanatını mizahla buluşturmasıyla Turhan Selçuk’un da ünü dünyaya yayıldı. Aslında Turhan Selçuk gazetelerde yayımlanan yabancı çizgi romanları kültür emperyalizminin hizmetinde kapitalist dünyanın geri kalmış ülkelerindeki propaIlgaz’ın çıkardığı Dolmuş dergisi de Turhan Selçuk’un karikatürlerini, yapıtlarını Kitap satışlarına etkisi gandası olarak görüyordu. Bu nedenle de Abdülcanbaz’ı bunlara karşıt bir çizgi rotırmak, marjinalleştirmekse çok yazık. GeAbdülcanbaz, olumlu bir çizgi roman kahramanı oldu. Değerlerini yitirmemiş, halktan bir kişiydi. Akıllı, zeki, yakışıklı, güçlüydü. Bu özelliklerini her zaman iyinin, haklının, ezilenin yanında; sömürenlezi olayları bize bunun ne denli yanlış olduğunu göstermişti. Otoritenin bir an önce kendine gelmesi, BÜ’ye kulak vermesi gerek. re, zalimlere, namussuzlara karşı kullandı... Çizgi romanın diğer kişileri ise şunlardı: Karanfil Hoca, Tarzan, Fettah, Fayrabi, C Gözlüklü Sami Bey, Sürmegöz İhsan Bey. DostDAYANIŞMA lar Tiyatrosu, ilki 197273 sezonunİLANLARINIZ İÇİN da olmak üzere Abdülcanbaz’ın Harikulade MaİLETİŞİM BİLGİLERİMİZ ceraları adıyla sahneye koydu. Özetle bu yarıyıl tatilinde çocukİSTANBUL : 0212 343 72 74 lar, Türk ve dünya çocuk klasikANKARA : 0312 442 30 50 lerinden dilediklerinin çizgi romanını, yetişkinler de İZMİR : 0232 441 12 20 Abdülcanbaz’ı okusalar güzel Email : [email protected] yayımladığı ilk dergiydi. Ülkü Tamer, anılarını topladığı kitaman olarak yarattı. olmaz mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle