09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 21 OCAK 2021 PERŞEMBE 100/0 0 120/0 0 20/ 4 0 140/6 0 100/ 5 0 30/ 1 2 0 80/ 1 9 0 20/ 1 0 0 140/2 0 30/ 6 0 60/ 6 0 150/8 0 110/5 0 150/6 0 90/4 0 60/ 1 6 0 140/9 0 100/1 0 90/5 0 160/7 0 50/ 1 0 100/2 0 TARİHTE BUGÜN 1946: İş ve İşçi Bulma Kurumu kuruldu. 1954: İlk nükleer denitaltı USS Nautilus sefere çıktı. 1992: İstanbul’da evlerde doğalgaz kullanımı başladı. Akkuyu Nükleer Santralı inşaatındaki patlamalar büyük korku yarattı Ya faaliyette olsaydı? MECLİS GÜNDEMİNDE ‘Uykularımız kaçıyor’ Patlamaları Meclis gündemine taşıyan CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Santralın yapım sürecinin bir ciddiyetsizlikle yürütüldüğünü söyleyen Başarır, “Daha temel aşamasında beton zeminde çatlaklar oluşuyor, yapılan patlatmaların şiddeti hesaplanmıyor. Bölgede yaşayan halkımızın sağlığı hiçe sayılıyor” dedi. Mersin Valisi’nin patlatmaların planlı olduğunu söylediğini anımsatan Başarır, “Plansız bir patlatma olsaydı bölge ve bölgede yaşayan halk ne durumda olurdu, merak konusudur” ifadelerini kullandı. Başarır, Dönmez’e, “Patlatmaların sorumluları kim ya da kimlerdir?” diye sordu. ‘Akıl tutulması’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın ise Türkiye’nin enerji verimliliği potansiyelinin çok yüksek olmasına ve tüm dünyanın yeşil enerjiye geçmesine karşın, iktidarın nükleerde ısrar etmesinin akıl tutulması olduğunu söyledi. Akın, “Henüz inşaat halindeyken yol açma çalışmaları sırasında meydana geldiği belirtilen söz konusu kazanın; santralın faaliyette olduğu bir durumda yaşanması ihtimalini düşünmek bile uykularımızı kaçırmaktadır” dedi. Türkiye’nin kullanabileceği farklı kaynaklar olduğunu belirten Akın, “Akkuyu’da üretilecek elektriğin yarısı için devletin 15 yıl boyunca garanti ettiği alım fiyatının 12,35 dolar olması ise kaza riskinin yanı sıra nükleer santralın ekonomik olarak da kara deliğe dönüşeceğini göstermektedir. Türkiye’nin yüzde 30 oranında enerji verimliliği potansiyeli ortadayken, nükleer santral gibi her zaman bir risk oluşturacak politikanın belirlenmesi mantıklı değildir” ifadelerini kullandı. l ANKARA/ Cumhuriyet ABIDIN YAĞMUR Akkuyu Nükleer Santralı inşaatının sürdüğü Gülnar’ın Büyükeceli kasabasında meydana gelen dinamit patlaması çevrede paniğe neden oldu. Patlama nedeniyle bazı evlerin kapıları, pencereleri kırıldı. Patlama alanını kilometrelerce öteden görüntüleyen bir vatandaş yaşadığı şoku “Yine Büyükeceli’de dinamit patlatması. Bu defa çok büyüktü. İnanılmaz büyüktü. Kapılar, pencereler, ev oynadı. Keşke burada olsaydınız da görseydiniz. Hem de bu saatte. 17.00’den sonra. Herkes evdeyken” diye anlattı. İlk görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşan CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, “Evler, binalar hasar almış durumda. Yöre halkı panik altında. Biz artık nükleer santralla ilgili bu tehlikeleri yaşamak istemiyoruz. Kaymakam, Jandarma bilgi vermiyor. Olay yerindeler. İnsanların evlerinin camları, kapıları, duvarları çatlamış, kırılmış durumda. Mersinliler olarak topraklarımızda bu tehlikeyle yaşamak istemiyoruz. Her hafta bir vukuat oluyor burada. Nükleer yapacaksanız gidin deprem riski olmayan, Mersin dışında daha tehlikesiz bir coğrafyada yapın. Mersin, Mersinli, nükleer santralı Akkuyu’da istemiyor.” CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen ise dinamit patlamaları esnasında 86 evin hasar gördüğünü ileri sürerek “Bazı vatandaşlar yorganları siper ederek yaralanmaktan kurtulduklarını söyledi” dedi. Valilik: Kontrollüydü Konuyla ilgili olarak Mersin Valiliği’nden yapılan açıklamada planlı patlama sonucu meydana gelen zararların tespit komisyonu tarafından belirleneceği ve zararların tazmin edileceği belirtildi. Akkuyu Nükleer AŞ’den konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapıldı. “Planlı delme ve patlatma’’ çalışmaları yapıldığı belirtilen açıklamada, “Bu çalışmalar sırasında Büyükeceli Mahallesi’nde bulunan bazı konutların camları hasar görmüş, iki kişi cam kırıkları nedeniyle hafif şekilde yaralanmıştır. Mahallede yerel yetkililer tarafından yürütülen hasar tespit çalışmaları devam etmektedir. Çalışmaların ardından zarar tazmini gerçekleştirilecektir. Soruşturmanın ardından ileride bu tür kazaların önüne geçilmesi için gerekli önlemler alınacaktır” denildi. AKKUYU KANDILLI DEPREM KAYITLARINDA Akkuyu’daki patlamaların şiddetini yöre halkının beyanlarının yanı sıra Kandilli Rasathanesi’nin kayıtları doğruluyor. Patlamalar nedeniyle Gülnar’da 4 günde 7 deprem kaydı oluştu. Kandilli Rasathanesi kayıtlarına göre, 11 Ocak günü 12.30’da Büyükeceli’de 1.5 büyüklüğünde, 14 Ocak günü 13.40’ta Büyükeceli’de 1.4 büyüklüğünde, 14.10’da yine Büyükeceli’de 1 büyüklüğünde, 18 Ocak günü saat 15.00’te Büyükeceli’de 1.3 büyüklüğünde, 15.01’de Yanışlı’da 1.4 büyüklüğünde, 19 Ocak günü saat 16.25’te Yanaşlı’da 1.2 büyüklüğünde, 18.02’ de Büyükeceli’de 1.2 büyüklüğünde deprem kaydı oluştu. Deprem kayıtlarının oluştuğu saatler, Akkuyu Nükleer Santral inşaatı sahasında kontrollü patlamanın gerçekleştirildiği saatler. İlk doz aşısını yaptıran TBMM Başkanı Şentop, milletvekilleri ve Meclis personeli için öncelik talep etti 85 yaş üstüne aşılama başlıyor Eczacılar için randevu başvuruları sürüyor Türk Eczacıları Birliği (TEB), aşılanmanın ilk günlerinden sonra randevuları kapatılan eczane, ecza deposu çalışanları ve eczacılık fakültelerinin stajyer öğrencilerinin aşı randevusu alabileceğini duyurdu. Açıklamada “Sağlık Bakanlığı’yla yapılan görüşmeler sonucunda sisteme giriş işlemlerinin bakanlık tarafından devam etmekte olduğu, aşılama işlemlerine en geç yarın itibarıyla başlanacağı ve 15 gün boyunca Covid19 aşısı yaptırabilecekleri bilgisi alınmıştır” denildi. Destek kurslarında yüz yüze eğitim başlıyor Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 8. ve 12. sınıf öğrencileri ve mezunlar için isteğe bağlı açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında yüz yüze eğitimin yarından itibaren başlatılacağını bildirdi. l ANKARA/Cumhuriyet Aşının bulunması ile birlikte dünyada Covid19 salgını ile mücadelede önemli bir aşamaya gelinirken Türkiye’de de aşılama çalışması 14 Ocak’tan itibaren başladı. Sağlık çalışanlarından başlayan aşılama çalışması kapsamında dün saat 14.15 itibarıyla aşılanan kişi sayısı 1 milyonu geçti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, 85 yaş üstü yurttaşların bugünden itibaren evlerinde aşılanacağını duyurdu. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Ankara Şehir Hastanesi’nde Çin aşısının ilk dozunu oldu. Şentop, “Meclis’te 142 milletvekilinde vaka tespiti yapılmış. Milletvekilleri arasında Türkiye’deki genel salgına oranla 10 kata yakın yüksek hastalığa yakalanma durumu var. Ağır geçirenlerin oranı yüzde 24.3. Bu oranlar dikkate alındığında milletvekilleri de aşılanması gerekenler arasında olmalı diye düşünüyorum” dedi. Şentop Meclis personelinin de aşılanması gerektiğini söyledi. Öte yandan, sağlıkçıların aşılanması kapsamında sıranın kendisine gelmesi üzerine CHP milletvekili Özgür Özel de aşı oldu. l ANKARA/Cumhuriyet 320 OTECMAMKUZ PÇEARRŞŞEAMMBBEA 168 BIN 894 6 BİN 485 752 159 5 BİN 932 27.867.450 24 BİN 487 %5.1 Şentop, ilk doz aşısını Ankara Şehir Hastanesi’nde yaptırdı. 2.406.216 2 BİN 102 2.283.919 mek” görevi verdiği yeni milliyetçiliğin yol haritasını şöyle çiziyordu: “Efendiler, Türklerin saldırı amaçlı ve emperyalist milliMilliyetçi yetçiliği hatadır. Bugün bu sözleri söyleyen, eline kalem aldığı, mekharekete tepte, medresede veya böyle serbest bir kürsüde söz söylemeye başladığı andan beri faşist saldırı daima demokratik Türkçülüğü müdafaa etmiştir.” “Yoldaşlar, Dünya Harbi sırasında ben çok büyük sorumluluk taMilliyetçiliğin bunalımı mı? Peki, bir asır sonra neredeyiz? şıyan, mevki sahibi biriydim ve Alman emperyalizmi safında savaşmak zorunda kaldığıTuğrul Türkeş’in başlattığı “azgın milliyetçilik” tartışmasını devam ettirebilir miyiz? mı üzülerek belirtiyorum. İngiliz emperyalizminden olduğu Kuşkusuz, milliyetçilik geçen asırda iki büyük lekelenmeyle kadar, Alman emperyalizmin karşı karşıya kaldı: den de nefret ediyorum. Çalış1) Irkçılığa dayalı faşizan simadan servet sahibi olmak iste yaset, yenler yok edilmeyi hak etmek2) Emperyalizmle işbirliğine tedir. Benim emperyalizm ko açık antikomünist politika. nusuna bakış açım budur.” Bir asır önce “milliyetçilik” de“Yoldaşlar” diye başlayan teb nilince akla; istibdada karşı hürliği yapan, bir anlamda “özeleş riyet, kulluğa karşı yurttaşlık, aytirisini veren” kişi, sosyalist ha rıcalıklara karşı imtiyazsızlık gelireketin liderlerinden değil. Türk yordu. Bir asır sonra “milliyetmilliyetçiliğinin yüksek tepelerin çilik” denilince güpegündüz den biri, Enver Paşa... sokak ortasında adam dövme “Biz halkın refahı için mücadele eylemleri konuşuluyor. ediyoruz ve bunu suiistimal eden Kaç yumruk, kaç tekmeye ler ile başkalarının emeğine el ko saplanıp kalmadan çıkıp sorabiliyanların düşmanıyız” diye devam riz: Yaşanan son hadiseler milettiği açıklamayı yaptığı yer ise liyetçiliğin son büyük buhranıSovyetler’in kurduğu, dünya dev nı mı bize haber veriyor? rimcilerinin bir araya geldiği Birin Biliyorum, solculara saldırılar ci Doğu Halkları Kurultayı. yıllardır sıradanlaşmıştı. Peki ülSosyalistler ile kücü geçmişiyle bilinen isimlere faşist saldırılar milliyetçilik içinkader birliği Bugün sokaklarda dövecek insan arayanlar için şaşırtıcı olabilir. Ancak tam bir asır önce, dünde bir büyük kırılmaya mı işaret ediyor? Daha açık soralım: Milliyetçilik bir insan gibi kimlik bunalımı mı yaşıyor? yanın en taze devletini kurarak sömürüyü bitirmeye çalışan sosSiyasal İslamcılığın yalistlerin yolu, emperyalizme sopası oldu karşı bağımsızlık isteyen Doğulu milliyetçilerle kesişmişti. EnSaldırıların faillerinin aynı adresten, tek bir partiden olduver Paşa’yı Berlin’den zorlu ğunu biliyoruz. Saldırıya uğbir yolculukla Moskova’ya ta rayanların da ortak bir özellişıyan, Lenin ya da Troçki’nin ği var. Selçuk Özdağ’dan Yamasasına oturtan, Zinovyev ve vuz Selim Demirağ’a, SabahatRadek’le Baku’ya doğru yola tin Önkibar’dan Murat İde’ye, çıkaran önceden tahmin etme Orhan Uğuroğlu’ndan Afşin dikleri bu kader birliğiydi. Hatipoğlu’na hemen hepsi milAslında her iki taraf da prog liyetçi hareketin içinden geliramında samimiydi. Sosyalistler, yor. Haliyle milliyetçiliğin bir Doğulu halkların emperyalizme türü, bir başka türünü hedef karşı kendi kaderlerini ellerine al alıyor. masını istiyordu. Enver Paşa da Peki neden? aslında Kızıl Ordu’ya destek ol Dünyanın son büyük masamaya niyetliydi: “Karadeniz’de lı “küreselleşme” kısa sürede ki fırtına benim gemimi parça son buldu. Sınırların ortadan kallayıp geri dönmek zorunda kal kacağı, zenginliğin paylaşılacamasaydım, (...) içinde benim de ğı, refah toplumlarının yayılacabulunduğum uçak düşmeseydi, ğı ütopyası; bir insan ömründen Kovno ve Riga hapishanelerinin bile kısa sürdü. Yaşanan büyük parmaklıkları olmasaydı, ben de krize ve çözülmeye karşı tepki Rusya’nın zor anında sizlere ye üretebilecek iki büyük akımdan tişirdim.” Ne yazık, siyaset bir samimibiri olan solsosyalistler, anlamlı bir karşı çıkış yaratamadı. Sağyet testi değildi. “Ondan her şey dan gelişen tepkiler ise milliyetbeklenir” denen Enver Paşa’nın çiliğin ilkel ya da Türkeş’in değisonu, Sovyet ordusuyla savaşır miyle “azgın” versiyonlarını yeken oldu. Ama Turancılık ve İs niden öne çıkardı. Bu akım, krilamcılık bagajlarından kurtu ze giren sistemi değiştirmelan Anadolu’daki milli hareket, yi değil, baskı mekanizmalarını Sovyetler ile kader birliğine yükselterek yeniden üretmekaldığı yerden devam etti. yi hedefliyordu. Önce ırkçılık, ardından Soğuk Savaş jandarKurucu milliyetçilik malığı ile lekelenen Türkiye’deki Hem taraftarları hem düşçizgi, kendisine son bir yer bulmanları; kuşkusuz iki kesim de du: Siyasal İslamcılığın sopaCumhuriyetin kurucu kadroları sı olmak! nın milliyetçi olduğu konusunMHP kanadının kendini tanımda hemfikirdir. Kurucu milliyet ladığı bu pozisyon, milliyetçi haçiler, 20. yüzyıla sarkmış “mil reket içerisinden itiraz bulduklet olma” siyasetini modern ça, tabanda bu itirazlar etkili oldevrimle birleştirdiler. Haliy dukça, yıllardır solcuların kafasıle Cumhuriyeti kuranlar da yurt nı yaran sopalar bu kez “itirazcı taşa dayalı anayasa yazanlar da milliyetçiler”e yöneldi. laikliği getirenler de kadın hakHaliyle; bütün olarak bakıldılarını savunanlar da hatta değında organize tekmeler, örgütlü mokrasiyi kuranlar da milliyet yumruklar sadece eski ülkücüçiydi. Balkanlar’dan sürülenlere kalkmıyor. Kar soğuğunda ler, İç Asya’dan geri dönenler, ucuz sebze kuyruğu bekleyen Ortadoğu’dan kovulanlar; ete, düzenden hoşnutsuzların iktikana, kemiğe dayanmayan, Mi dardan kopma ihtimallerine de sakımilli sınırları içinde çağdaş kalkıyor. “Böyle yönetilmek isbir millet olmayı gerçekçi bir temiyoruz” diyenlere “başlarının programa dönüştürdüler. Alfabe ezilme” ihtimalini unutturmamak yaptılar, dil ürettiler, kıyafet ta için de kalkıyor! nımladılar... Milliyetçilik yüz yıl önce bir ruh Türk milliyetçiliğinin bir başka arıyordu. Bugün ise elleri, kolları, yüksek tepesi Yusuf Akçura, o dili bağlanmış bir milletin yüreğiprogramı şöyle anlatacaktı: ni sökerek onu cesetleştirenler; “Demokratik milliyetçilik, hak milliyetçilik adına politika yaptıka dayalı ve sırf savunma amaç ğını söylüyor. lıdır; gasp edilen hakkı almaya ve Milliyetçi hareketin krizi kozagasp edilmek istenen hakkı mü dan çıkarak mı çözülecek? Yokdafaaya çalışır. Emperyalist mil sa zorbalığa dayanarak ayakliyetçilik ise saldırı amaçlıdır, ta duranların hayatın gerçekleridiğerlerinin hukukuna bile te ne yenik düştüğü gibi mi? Yanıcavüzü caiz görerek kendi mil tını bilmiyorum. Bildiğim, zamanı liyetini takviyeye çalışır.” gelmiş bir düşünceyi hiçbir silah Akçura, “medeniyet değiştir durduramaz! KORONAVİRÜS 3 doktor daha yaşamını yitirdi Bursa’da özel bir hastanede çalışan Dr. Sezgin Can, Konya Akşehir’de çalışan Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Soysal ve Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı asistanı olarak görev yapan Dr. İlker Tosun, Covid19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Türk Tabipleri Birliği, verilerine göre pandeminin başından bu yana yaşamını yitiren sağlıkçı sayısı 358’e yükseldi. l Haber Merkezi ASTIM HASTASIYDI Eşini boğan zanlı tutuklandı İstanbul Silivri’de 3 yıllık evli çift Süleyman Güngörmüş (42) ve Melek Güngörmüş (39) arasında alyans bozdurulması nedeniyle tartışma çıktı. Daha önce de eşine şiddet uyguladığı belirtilen Süleyman Güngörmüş, astım hastası eşinin boğazını sıktı, nefessiz kalan kadın yere yığıldı. Evden kaçan Güngörmüş olayı ağabeyine haber verdi. Güngörmüş’ün ağabeyi, polis ve sağlık ekipleriyle birlikte eve giderken Melek Güngörmüş’ün öldüğü tespit edildi. Polise teslim olan Süleyman Güngörmüş tutuklandı. l İHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle