09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 21 OCAK 2021 PERŞEMBE EMEK Engellemelere karşın Çorum’dan Ankara’ya gelen metal işçileri bakanlık ile görüştü Patronlar ‘zulümde’ anlaştı! İşten atılan Birleşik Metal İş üyesi işçiler, işverenlerin sendikaya karşı anlaştığını, üyelikte işverenden izin istendiğini ve bu nedenle atılan işçiyi hiçbir işverenin işe almadığını anlattı. İşçileri sendikaya üye oldukları için işten atan Çorum’daki Ekcısı Ahmet Erdem ile görüştü. Sorunları Bakan Yarmekçioğulları Metal’de dımcısı Erdem’e iletilişverenin tavrı Türkiye’deki sendikalaşmanın zorluğunu da ortaya koyMUSTAFA ÇAKIR di. 45 gündür fabrikanın önünde eylem yapan 90 işçiden 70’i “ahlak ve iyi du. Patron, sendikaya, “İşniyet kurallarına aykırı” davçiler sendikaya üye olurken randıkları iddiasıyla işten çıbenden izin alacaklar. Hepsi karıldıkları için tazminatları ni atacağım” dedi. Bölgedeki da verilmedi. işverenlerin aralarında anlaş Serdaroğlu, Bakan Yardımtıkları, işten atılan işçileri di cısı Erdem’in müfettiş raporlağer işyerlerinin de almadığı rının ardından bu işin üzerine öğrenildi. gideceklerini söylediğini bilSendikalı oldukları için iş dirdi. Çorum Valisi’ne de koten atılan Çorum’daki Ekmek nuyu ilettiklerini belirten Serçioğulları Metal’de çalışan daroğlu, valinin de müfettiş 90 işçi yoldaki tüm engelleraporlarını beklediğini kaydetmelere karşın Ankara’ya gel ti. Serdaroğlu, işten çıkarılan di. DİSK Başkanı Arzu Çerişçilerin başka bir yerde de iş kezoğlu ile Birleşik Metalİş bulamadıklarını, patronların Başkanı Adnan Serdaroğlu ve kendi aralarında anlaşarak işiki işçi, Aile, Çalışma ve Sos ten çıkarılan işçileri almadıkyal Hizmetler Bakan Yardım larını söyledi. l ANKARA İSTISNALAR KALDIRILMALI Bakanlıktan tüm bunlara müdahale edilmesini, işten çıkarmaya olanak sağlayan istisnaların kaldırılmasını, cezaların ağırlaştırılmasını istediklerini belirten Serdaroğlu, şöyle devam etti: “İşçiler sendikaya üye oldukları için işten atıldı. Devletin ilgili kurumlarının duruma müdahale etmesini istedik. Bu işin mahkeme sürecine kalmasını istemiyoruz. Mahkemeler 45 yıl sürüyor. İşveren yetkisiz mahkemelere dava açıyor. Davanın yetkili mahkemeye gelmesi bile 2 yıl sürüyor. Tüm bu sorunları anlattık. Dinlediler. Ancak patronlara karşı ne kadar cesaret gösterebilecekler göreceğiz.” Serdaroğlu, vazgeçmeyeceklerini, eylemi sürdüreceklerini, siyasi partilerle, bölge milletvekilleri ile görüşeceklerini söyledi. İşverenle görüşmeleri hakkında da bilgi veren Serdaroğlu, “İşveren bize açık açık ‘işçiler benden izin almadan gittiler sendikaya üye oldular. Orayı kapatacağım, hepsini atacağım. Sendika istemiyorum’ dedi. Kendisini işçilerin sahibi gibi gören, ağa gibi davranan bir işveren var. Devletin yasaları işletmesi gerekiyor. İşveren yasaları tanımıyor” dedi. l ANKARA Dünyada 152 milyon Türkiye’de 800 bin civarında çocuk çalıştırılıyor Çocuk, işçi olmasın! 4 Dizginlenemeyen salgın yüz binlerce çocuğu işçiliğe sürükledi. Çocuk işçiliği konusunda 20 yıldan beri ilk kez olumsuz veriler gelmeye başladı. 4 ILO, 2021 yılını Çocuk işçiliğini ortadan kaldırma yılı ilan etti. Amaç, dünya çapında çocuk işçiliğini ortadan kaldırmaya yönelik yasal ve pratik eylemleri teşvik etmek. Yoksulluğa eklenen salgın, çocuk işçiliği konusunda 20 yıldır verilen mücadeleyi tehdit etmeye başladı. Bir yandan yoksulluğun getirdiği çalışma zorunluluğuna bir de eğitime erişemeyen çocukların çalışmaya itilmesi eklendi. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), İttifak 8.7 ile işbirliği içinde küresel ortaklık, Uluslararası Çocuk İşçiliğinin Ortadan Kaldırılması Yılını başlatıyor, dünya çapında çocuk işçiliğini ortadan kaldırmaya yönelik yasal ve pratik eylemleri teşvik etmek. Hedef 8.7 ile bu yılın çocuk işçiliği yılı ilan edilmesi 2019’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla oybirliğiyle kabul edilmişti. Hedef 8.7; zorla çalıştırmayı ortadan kaldırmak, modern köleliği ve insan ticaretini sona erdirmek ve çocukların askere alınmaları ve asker olarak kullanılmaları da dahil çocuk işçili6348 ÇOCUK IŞ KAZASI GEÇIRDI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yokluk ve yoksulluğun çocuk işçiliğini artırdığını, durumun Meclis araştırması ile incelenip, önlem alınmasını istedi. Gürer önergesinde, “Çocuklar aile içi çok farklı hizmetleri yerine getirirken aile bütçesine ekonomik katkı amaçlı olarak yaşlarından büyük işlerde de yer almaya başlamıştır” dedi. Pandemi ile eğitimden uzaklaşan çocukların daha fazla çalışma yaşamında yer aldığını belirten Gürer, “2017 yılında, 18 yaş altı SGK kapsamında 6 bin 348 çocuğun iş kazası geçirdiği görülüyor. Bunların arasında iş kazası sonucu iş göremez hale gelenlerin varlığı da bir gerçektir” değerlendirmesini yaptı. ğinin en kötü türlerinin yasaklanmasını ve ortadan kaldırılmasını güvence altına almak için acil ve etkili önlemler alınması ve 2025’e kadar çocuk işçiliğinin her türünün sona erdirilmesi olarak tanımlanıyor. Uluslararası Yılı başlatmak için bugün sanal bir etkinlik gerçekleştirilecek. ILO Genel Direktörü Guy Ryder, UNICEF İcra Direktörü, Henrietta Fore, Nobel Barış Ödülü sahibi, Kailash Satyarthi ve çocuk işçiliğinden kurtulan ve aktivist Amar Lal dahil olmak üzere bir dizi paydaş katılacak. Yıl boyunca bir dizi olay, her 10 çocuktan birini etkileyen bir soruna ilişkin farkındalığı artırmak yolunda önemli bir atım olacak. Yarısı Afrika’da Çocuk işçiliğinin neredeyse yarısı 72 milyonla Afrika’da, ardından 62 milyonla Asya ve Pasifik’te görülüyor. Covid19 krizi, zaten savunmasız olan bu nüfusa ek yoksulluk getirdi ve çocuk işçiliğine karşı mücadelede yıllar süren ilerlemeyi tersine çevirebilir. Okulların kapanması durumu daha da kötüleştirdi ve milyonlarca çocuk ailenin gelirine katkıda bulunmak için çalışıyor. Pandemi ayrıca kadınları, erkekleri ve çocukları sömürüye daha açık hale getirdi. ILO Genel Direktörü Guy Ryder, “Toplumda çocuk işçiliğine yer yok. Çocukları geleceklerinden çalıyor ve aileleri yoksulluk içinde tutuyor. Bu uluslararası yıl, hükümetler için çocuk işçiliğini tamamen ortadan kaldırmak için somut adımlar atarak Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden 8.7 Hedefine ulaşma fırsatıdır. Covid19 yılların ilerlemesini tersine çevirme tehdidinde bulunurken, şimdi her zamankinden daha fazla vaatleri yerine getirmemiz gerekiyor” dedi. Kod 29 eziyeti Meclis’e taşındı Migros işçisinden eylem Ücretsiz izne çıkarılan Migros depo işçileri, Caddebostan Migros’ta eylem yaptı. Eylemi, “Migros’tan alma” çağrısıyla Twitter hesabından paylaşan DGD SEN, Migros’a “Depolarda işçilere yönelik her türlü saldırının hesabını her yerde soruyoruz, soracağız. Ücretsiz izne gönderilen bütün işçiler işe geri alınacak. Yoksa eylemlerimiz artarak devam edecek” diye seslendi. İşçilerin yasağa karşın işten üstelik de tazminatsız bir şekilde atılmasına izin veren Kod 29, hem Meclis’e taşındı hem de maddenin değiştirilmesi için teklif sunuldu. CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, son 9 ayda “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” gerekçe gösterilerek kaç işçinin işten çıkarıldığını sordu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un yanıtlaması istemi ile Meclis Başkanlığı’na soru önergesi veren CHP’li Demirtaş, “Pandemi döneminde, Kod29 ile işten çıkarma hakkı, işverenler tarafından kötüye kullanılarak işten çıkarma yasağını delmenin bir yolu olarak görülmektedir” dedi. Patronların işçileri işten atarken gözde silahı haline gelen İş Kanunu’nun 25. maddesinin ikinci bendi için değişiklik teklifi verildi. Söz konusu madde, pandemi döneminde çok sayıda işçinin tazminatsız bir şekilde işten atılmasına dayanak yapıldı. “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlığı altında suçlanan işçiler, SGK’nin kodlamasına göre Kod 29 ile işten çıkarılıyor ve tazminat alamıyor. Kod 29’la atılan işçiler adeta fişlenmiş oluyor başka işlere girmekte de zorlanıyor. Biden, Türkiye ekonomisinde büyük dalgalar yaratabilir ABD başkanlığına Biden’ın gelişiyle hem dünya hem Türkiye için yeni bir dönem başlıyor. ABD liderliğindeki değişimin siyaset ve ekonomide yaratacağı dalgaların birdenbire değil, aşamalı olarak yaşanacağını söyleyebiliriz. Biden’ın önceliğinin salgınla mücadele olacağı, bununla birlikte göçmen politikaları, küresel ittifakların yeniden oluşturulması, ırkçılıkla mücadele, vergi politikaları ve Çin’le olan sorunların öncelik taşıyacağı anlaşılıyor. Bunların çoğu, ABD içi sorunlar olmakla birlikte, küresel ittifaklar ve Çin ilişkileri, Biden’ın dış politikasının ipuçlarını verecek. Bu kapsamda Türkiye ile ilişkilerin de yavaş yavaş şekillenmesi, NATO çatısının yanında “demokrasiyi güçlendirme” stratejisinin Türkiye ilişkilerini etkilemesi bekleniyor. S400 meselesinin ABDTürkiye ilişkilerinde kilit olacağı, üzerimizde sürekli bir baskı unsuru olarak kullanılacağı açık. S400 sorununda Türkiye’den yumuşama sinyalleri duyumları gelse de bu konuda radikal bir çözümün isteneceği anlaşılıyor. ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Senato’da onaylanırken sarf ettiği, “Türkiye birçok konuda bir müttefikin davranması gerektiği gibi davranmıyor” sözleri dikkat çekti. Türkiye’ye daha fazla yaptırımın değerlendirilmesi gerektiğini belirten Blinken, “Stratejik ya da sözde stratejik bir ortağımızın en büyük stratejik rakiplerimizden biri Rusya ile yakın olması kabul edilemez” dedi. Bu sözlerin aynı sertlikte diplomasiye yansıyıp yansımayacağı bilinemiyor ama Türkiye’nin S400 konusunda radikal bir çözüme zorlanacağı anlaşılıyor. Soruna sadece S400 olarak bakılmayıp “Türkiye’yi Batı ittifakıyla ilişkisi için bekleyen sınavın önemli bir ayağı” olarak bakılması gerektiğini söyleyen analistler de bulunuyor. Biden döneminin Türkiye ekonomisinde yaratacağı doğrudan ve dolaylı etkilere gelince... Her şeyden önce Biden döneminde mevcut 1.9 trilyonluk yardım paketine ek paketlerin çıkarılması, pandeminin körüklediği gelir dağılımı bozukluğunu azaltmak için sosyal politikaların geliştirileceği, altyapı yatırımlarına ağırlık verileceği yani genişlemeci politikaların süreceği açık. Bu beklentinin doların değer kaybına yol açtığını zaten görüyoruz. Bu durumun devam edeceği anlaşılıyor. Yanı sıra ABD’de, dolayısıyla dünyada paranın bol olduğu dönemin bir süre daha devam edeceği sonucunu da çıkarabiliriz. Bunun diğer gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye ekonomisine de etkileri olacak. Buradan yola çıkarak Türkiye’nin sıcak parayı davet eden politikalarının devam etmesi gerekeceğini söyleyebiliriz. Enflasyon düşürülmedikten sonra faizlerde geri dönüşün zor olacağı, yüzde 2 civarında bir reel faiz uygulanarak sıcak paranın çekilmesine çalışılacağı, bunun sıkı para politikalarının devam etmesi sonucunu doğuracağı, ilk bakışta söylenebilecek parasal politikalar olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son konuşmalarından birinde ettiği “Faizi yüksek tutup yabancı sermaye çekmeyi bırakıp kendi içimizden kaynak yaratmamız lazım” sözlerinin geçerliliğinin olacağını sanmıyoruz. Özel ekonomik destek zor Bununla birlikte Türkiye, eğer doğrudan yabancı sermaye çekmeyi istiyorsa, ABD olsun olmasın, çok daha radikal reformlar yapmak zorunda. ABD ile ilişkiler, AB’nin ABD’yle birlikte davranacağını açıklaması, Türkiye ekonomisi açısından yapılacaklar konusunda, bir havuç olarak görülebilir. Siyasi olarak mevcut ittifakın da etkisiyle Erdoğan’ın gerekli reformları yapmaması halinde, bir süre sonra artacak riskler nedeniyle sıcak para girişinin de yüksek faize rağmen duracağını söylemek kehanet olmaz. ABD yönetiminin stratejik ortaklık yeniden tesis edilmeden Türkiye için özel bir ekonomik destek vermeyeceği çok açık. Yani Türkiye ile ticaretini önemli ölçüde artırıp ABD sermayesinin Türkiye’de yatırıma özendirilmesi için çok önemli reformlara girip yerine getirmeye başlaması gerekecek. ABD’nin AB ile işbirliği içinde yürümesi ise AB ile ilişkiler için de aynı radikal adımları, demokrasi, insan hakları, basın ve ifade özgürlükleri konularında önemli aşamalardan geçme zorunluluğunu ortaya çıkarıyor. Türkiye’nin 2021 yılı boyunca şekillenmesi beklenen bu süreçte özellikle Rusya ile ilişkilerinin seyri de Batı ile ittifakın yeniden oluşmasında kilit rol oynayacak gibi gözüküyor. Rusya ile yeniden araya mesafe koymayan Türkiye’nin Batı ile ittifak sınavından geçmesinin zorluğu açıkça gözüküyor. Bununla birlikte Suriye, Mısır, Libya, İsrail, Yunanistan ile ilişkilerin yeniden kurulması, Katar’la Suudi Arabistan’ın yeni ilişkilerini gözeterek, bölgede yeni bir denge oluşturulması da gündemde olacak. S400 konusunda çözüm bulunamayıp yaptırımların sertleşmesinin ve Halkbank gibi yeni yaptırımların gündeme çıkarılmasının Türkiye ekonomisinde tahribatı büyük dalgalar yaratacağı biliniyor. Özetle; AKP iktidarının mevcut ayağı yere basmayan, ekonomik, siyasi ve dış politika kararlarıyla gideceği yol zaten kalmamıştı, Biden dönemi değişim için katalizör olacak. ACILARINIZI PAYLAŞIYORUZ... Vefat ve başsağlığı ilanlarınız için yaptığınız ödemenin yüzde 20’sini Cumhuriyet Vakfı Burs Fonu’na aktarıyoruz. Bu fondan, yetenekli, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs veriyoruz. Acılarınızı paylaşıyoruz. Yakınlarınızın adı bu burslarla yaşasın. www.cumhuriyetvakfi.org.tr ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle