05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 20 OCAK 2021 ÇARŞAMBA Nikâhsız birlikteliklerin ‘dini nikâh’ veya ‘imam nikâhı’ olarak sunulması tepki çekiyor ‘Dini nikâhlı eş anayasaya aykırı’ KÜBRA KÖKLÜ Medyada kadına yönelik şiddet konusu işlenirken nikâhsız birliktelikler “dini nikâh” veya “imam nikâhı” olarak sunuluyor. Konu kadın olunca medyanın ikiyüzlü davrandığını savunan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “AKP iktidara geldikten sonra aile kavramının nikâhlı olması gerektiğine karar verdi. Dini nikâhlı eş diye bir şey yok. İktidar, dini nikâhı medya aracılığıyla algı operasyonu yapıyor. Niye iktidar evlenme programlarını kaldırırken, gündüz kuşaklarıGüllü na dokunmadı? Müftüye nikâh kıyma yetkisi verilirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Kilise nikâhları var’ demişti. Bizler de büyükelçiliklere sorduk. Dünyanın hangi yerinde kilisi de kıyılan nikâh resmi olarak kabul ediliyor, diye. Onlar da bizlere öyle bir şeyin olmadığını söyledi. Kilisede kayıt altına alınan resmi nikâh da yok. İlk defa Türkiye’de Bildirici bu iş, kayıt altına alınmadan yapılıyor. Dini nikâh gibi ifadeler kullanılarak kadınlar yavaş yavaş şeri hükümlülüklere geçiriliyor. Dini nikâhlı eş yazılması anayasaya aykırı” dedi. Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici ise “İki insan bu şekilde akit yapmış olsa da ‘imam nikâhı/ dini evlilik’ diye bir nikâh ve evlilik biçimi Medeni Kanun’da yok. Yasal akite dayanmayan kadınerkek birliktelikleri için ‘dini nikâhlı evlilik’ ya da ‘imam nikâhlı eş’ denilmesi, bu birlikteliklerin normalmiş gibi görünmesine yol açıyor. Oysa bir aşk hikâyesine dayanmayan, çoğu zaman gönüllü bile olmayan bu tür birliktelikler, kadınları güçsüz durumda bırakıyor, evlilikte edinecekleri tüm haklardan mahrum bırakıyor, ayrılmaları halinde de yasal hükümlerden yararlanmalarını engelliyor” diye konuştu. RTÜK ilkesi hatırlatması RTÜK yasasındaki “aile bütünlüğünün ve sürekliliğinin korunması” ilkesinin yaşama geçirilmesi için de bu programların sunucularının yasal evlilikleri savunması ve bu konuda teşvik edici olmaları gerekir. ‘Dini nikâhlı evlilik’ ya da ‘imam nikâhlı eş’ demekten vazgeçip, artık ‘nikâhsız birliktelik’ ya da ‘nikâhsız eş’ tanımlarını kullanmaları olmalıdır” dedi. l İSTANBUL YARGITAY 16. DAİRESİ Yeni başkan Şentürk oldu Terör ve darbe girişimi davalarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin başkanlığına, aynı daire üyesi Muhsin Şentürk seçildi. Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca, 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil’in Birinci Başkanvekili ve Ceza Genel Kurulu Başkanı olması nedeniyle boşalan daire başkanlığı için seçim yapıldı. Seçime tek aday olarak giren 16. Ceza Dairesi üyesi Muhsin Şentürk, 296 oyla daire başkanlığına getirildi. Dairede en kıdemli üye olarak başkanvekilliği görevini de yürüten Şentürk, 1968’de Ankara’da doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra Ankara hâkim adayı olarak mesleğe başlayan Şentürk, sırasıyla Kars Susuz, Sivas Koyulhisar Cumhuriyet Savcılığı, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tetkik hâkimliği, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet KARARA BAĞLANDI Yeni mahkemeler faaliyete geçiyor Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Birinci Dairesi’nin, bölge adliye mahkemeleri başkan ve üyeleri ile adli yargı ilk derece mahkemeleri başkan ve hâkimlerinin, bölge idare mahkemesi başkan ve üyeleri ile idare ve vergi mahkemesi başkan ve üyelerinin müstemir yetkilerinin belirlenmesi, yeniden inceleme, arşiv ve tevziye ilişkin taleplerini karara bağlandı. Buna göre, Bakırköy’de yeni asliye ceza, asliye hukuk, sulh hukuk, icra, aile, iş, fikri ve sinai haklar ceza mahkemeleri ile infaz hâkimlikleri faaliyete geçirilecek. Sivas 2. Sulh Ceza Hâkimliği ile Adıyaman 2. Sulh Ceza Hâkimliği de mesaisine başlayacak. Yeni mahkeme ve hâkimlikler, 25 Ocak itibarıyla faaliyet gösterecek. Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 heyet halinde çalışacak. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ise ihtisas mahkemesi sıfatıyla gelecek tüm işler dahil olmak üzere 25 Ocak’tan 31 Mart’a kadar tevziye (dağıtım) kapatılacak. l ANKARA/ Cumhuriyet YABANCI DİL PUANI YÖK’ten anketli adım Doktora eğitimine başlamak için aranan asgari yabancı dil puan şartı 55. Doçentlik müracaatında da aynı puan şartının aranması tepki çekiyordu. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), “nitelik bakımından zafiyet oluşturduğu” tepkilerinin ardından konuyu incelemeye aldı. Sosyal medyadan açıklama yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, kurula, doçentlik müracaatı için bu puanın yükseltilmesinin önerildiğini, “YÖK’ün son yıllarda ortaya koyduğu ‘kalite’ eksenli çalışmaların sonucu yaşama geçirdiği projelere uyum için bu değişikliğin gerekli olduğunun ifade edildiğini” bildirdi. Saraç, konuyla ilgili öğretim elemanlarının görüşünün alınması için eposta adreslerine anket yollandığını açıkladı. l ANKARA/Cumhuriyet HRANT DINK KATLEDILIŞININ 14. YILINDA ANILDI KURTULUŞ ARI Dink’in öldürüldüğü yere karanfiller bırakıldı. Davayı kapatacaklar Şişli’de 19 Ocak 2007 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink katledilişinin 14. yıldönümünde pandemi nedeniyle sanal ortamda düzenlenen törenle anıldı. Anmada ilk olarak Hrant Dink’in çocukluğu, hayatı, aldığı tehditler ve katledilme sürecine nasıl gelindiği anlatıldı. Anma programı kapsamında Rakel Dink, eşinin vurulduğu yere karanfil bırakarak bir konuşma yaptı. Rakel Dink, “14 yıldır buradayız bugün pandemi şartlarıyla acıları ve bilinmezlikleriyle buradayız. Biliyorum ki yürekleri burada çarpanlar çoktur. Burası unutturulmak istenen konuların hatırlatıldığı bir yer oldu. Burası acılarda kardeş olmayı öğrendiğimiz yer. Adalet ve doğruluk arayanların bir yeri oldu. Bu alan devletin işlediği göz yumduğu sonuçsuz bırakılan cinayetlerin davaların dile getirildiği yer oldu” dedi. Hrant Dink davasının 14 yıldır devam ettiğini anımsatan Rakel Dink özetle şunları söyledi: “Bu 14 yılda, bir cinayet davasını çözemediler. Çünkü maksat çözmek değil, nasıl kapatırız diye çabalıyorlar. Ama o kadar yere bulaşmış ki artık paketleyemiyorlar. Yakında dava da bitti demeye çalışacaklar. Bittiğinden eminseniz avukatlarımızın taleplerinden neden kaçıyorsunuz? 14 yıldır bu ülkede nice itDOĞDUĞU EVIN ÖNÜNDE ANILDI mimiz. Bitmiyor çünkü cenazemiz halen yerde. Bunca omuz yan yana geldik de kaldıramaHrant Dink Malatya Demokrasi Platformu bikorunmasının nedeni bu konuda bağımsız, etkili ve kapdık cenazemizi. Çünkü ağır. Vebali ağır, mirası ağır, vasiyeti leşenleri tarafından dün Malatya’da doğduğu evin önünde anıldı. Basın metnini platform adına İnsan Haksamlı soruşturmanın yürütülmemesi uygulanan cezasızlık politikasıdır. Onlarca duruşma, dinlenen tanıklar, yazılan ağır” dedi. ‘Omuz verin bu cenazeye’ ları Derneği (IHD) yöneticiraporlar, elde edilen belge“Gelin kardeşlerim, gelin el si Mehmet Tuncel tarafından ler planlayıcıları örtmek için ele verelim. Omuz omuza kaldıokundu. Cinayetin üzerinden 14 yıl geçmesine rağmen sorumluların hala ortaya çıkarılmadığını vurgulayan Mehmet Tuncel, “Sorumluların kullanıldı” dedi. Tuncel, insan hakları savunucuları olarak ülkenin gerçek bir yüzleşme sağlanana kadar mücadele edeceklerini vurguladı. ralım artık cenazemizi. Bitirelim ortak matemimizi” diyen Demirtaş, “Bakın, yerde yatanın bir tane kimliği var: İnsan. Ama adı Hrant, adı Tahir, adı Berkin, adı Ali İsmail, adı Eren, adı Ceylan, tifaklar kuruldu, bozuldu ona gö la kabullenmediğimiz, yıllar geç adı Yasin, adı Medeni, adı Etre bizim dava da renk değiştirdi se de alışmadığımız, alışmaya hem, adı Uğur, adı Taybet, adı durdu. İnsan düşünmeden ede cağımız, derin yaramız... Her Aybüke, adı Ekrem ama adı inmiyor acaba bu sefer hangi itti yıl Agos’un önünde toplanansan. Korkmayın kardeşlerim. El fak kimlere dokunuyor? Basitlar, buraya gelemeyip ele verin. Omuz verin bu çe Hrant’ı FETÖ öldürdü demek ‘Ben yapmadım, elim yaptı’ demektir. Hrant’ı ‘Ergenekon öldürdü’ demek ‘Ben yapmadım, ayağım yaptı’ demektir. Hangi duvar, hangi bina yıkılırsa yıkılsın bu halk bundan iyisini inşa edecektir, inşa edemeyecekse zaten harabedir.” Rakel Dink’in sözlerinden sonra “Biz bitti demeden bu dava bitmez”, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant” sloganları atıldı. ‘Matemimiz bitmiyor’ Geleneksel balkon konuşmasını ise bu yıl eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş yaptı. 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı’ndan seslenen Başak Demirtaş, “Asde dünyanın dört cenazeye. Kimse tek bir yanında yüARKADAŞLARI başına kaldıramaz reği bizimle UNUTMADI bunca yükü. Deatanlar, sadim ya ağırdır dece yitir Bir grup arkadaşı Dink’i Bodrum’da vebali. Ağırdiğimiz bulunan Sınırsızlık Meydanı’nda andı. dır vasiyeti. bir deBurada konuşan Şengül Yüksel, “Bugün Katillerimizin ğmadzAylaaoreadrıımrryyıaamuioolayaezrrınn,nztuuiddıazzaava, ru.nıçkasdHii,rlDlaiaaşnizrinnıtkmnkiaDn’eaitnmiti1dnl4tdıkyai.rb’edayiincirdaırlaiınliat.teğrümaKhriarn,agimalçgütizkbbiıel”azkiirbrdrdo‘iaBdeşaenneienldurlliyıkliğbaam.ilyıemıknuasbaaıopyşeroaırıoklnganrntı.ulneuıRkl,nana.k.d.kbgaOeeiterlllenreliimrimnrbiaarikydrıstkmuabeaıanlisnlıdrrazdli,aaimınamnknvdiaeblhzııoğy.tuia”lııBlemtpnuiıadflaşaaaeyıp giden barışı arışak Demirtaş konuşmasıyoruz. Gülüşümüzü kaynı Selahattin Demirtaş’ın Edirbettik. Neşemizi, yaşama sevin ne Cezaevi’nden gönderdiği şiiri cimizi... Yine toplandık işte, arı okuyarak sonlandırdı. yoruz. Yaslıyız. Bitmiyor mate l İSTANBUL/Cumhuriyet İBB Başkanı İmamoğlu’na açılan davada mahkeme kararını verdi Yargıdan TÜRGEV’e ret HAZAL OCAK Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurucusu, kızı Esra Albayrak’ın ise yönetim kurulu üyesi olduğu TÜRGEV’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bazı vakıfların İBB’den aldığı yardımlara ilişkin konuşmalarına yönelik açılan dava 14 Ocak’taki ilk duruşmada reddedildi. Vakfın avukatı duruşmada İmamoğlu’nun açıklamalarını anımsatarak “Vakfın İBB’den 51 milyon nakdi yardım aldığı ve İBB tarafından maliyeti 165 milyon lira olduğu iddia edilen 5 binanın müvekkil vakfa verilİMAMOĞLU, GELİR GELMEZ FESHETTİ İBB ile bazı dernek ve vakıflar arasında önceki dönemde yapılan ve toplam maliyeti 357 milyon lira olan protokoller 2019 yılının ağustos ayında feshedilmişti. İmamoğlu buna ilişkin yaptığı açıklamada İBB tarafından bazı vakıflarla aktarılan 357 milyon liralık kaynağı kestiklerini belirterek “Bunun içerisinde sadece bir vakfa, yemek desteğinin 56 milyon liralık bölümü var. İnanılmaz! Yani bu milletin parasını nereye harcıyorsunuz. Bir bina yapılıyor, vakfa yapılmak üzere, maliyeti 165 milyon lira. Artık o bina, o mülk millete ait. İstanbullulara ait. İstanbulluya hizmet edecek. Bu daha başlangıç” demişti. diği yönündeki iddiaların gerçek olmadığını, fiili gerçeğe nakdi olarak verildiğine dair iddianın gerçeğe aykırı olduğunun tespitini talep ediyorum. Ayni yardım aldığımızın ancak nakdi yardım almadığımızın tespitini talep ederim. Müvekkil vakıf kamuya yararlı bir vakıf olup ticari gayelerle kurulmuş değildir’’ dedi. İmamoğlu’nun avukatı da “Siyasetçilerin kamuoyunu rahatsız eden meseleleri gündeme taşırken bunları dile getirme biçimlerinin muhataplarını rahatsız etmesinin normal olduğuna” dikkat çekerek özetle “Kamuoyunun rahatsız olduğu, nakdi ve ayni olduğundan bağımsız olarak, belirli vakıflara kamu kaynaklarıyla çok yüksek maddi yardımlar yapılmasıdır. Davalının işbu davayla elde etmeyi umduğu tespit hükmü hukuken hiçbir işleve sahip olmayacaktır. Davanın, hukuki yarar mevcut olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Mahkeme davayı “dava şartı yokluğundan” usulden reddetti. l İSTANBUL ABD amaç değil, araç değiştiriyor! Son anda bir değişiklik olmazsa... Trump’ın adamları tünel kazıp Washington’a girmezse... ABD’deki güçler dengesi içinde bilinmeyen bir kırılma yaşanmazsa... Biden bugün ABD Başkanı olarak görevine başlıyor. Dünyanın öteki coğrafyalarında görülen, ABD’nin ne kadar müdahil olduğu tartışılan olaylar ABD’de yaşanıyor. ABD yönetimi örnek göstererek anlattığı sistemini kendine benzetti! Olayların ABD’nin içiyle ilgili yanı bu ülkede enine boyuna tartışılıyor. Biden yönetiminin nasıl bir “dünya düzeninden” yana olduğu ise sadece bu ülkenin değil bütün kıtaların konusu. HHH Yeri geldikçe vurguladığımız gibi emperyal ülkeler, bugünün diliyle küresel devletler amaç değil, araç değiştirir. Bunu ABD’nin yakın tarihinde görmek mümkün. ABD’nin 2001 yılında Afganistan’ı işgalinden bu yana başkanlık Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasında gitti geldi. Ancak Afganistan’dan Libya’ya Amerikan politikalarının özü değişmedi. Bu bağlamda Trump ile Biden arasında hiç fark yok mu? Var... Sadece araçlarda var, amaçlarda değil. Trump, dünya kurumlarını hiçe sayıyordu, kişisel ilişkilerle işi götürüyordu. Bu durum pek çok ülke liderinin de işine geldi, demokrasiyi bırakıp tek adamcılığa yöneldi. Biden, söz konusu kurumları ABD’nin inşa ettiğini söylüyor, daha güçlü hale getireceğini vurguluyor. Hangi amaçla daha güçlü? Niçin daha güçlü? Biden ne olursa olsun ABD çıkarlarına zerre zarar veren bir duruma karşı hukuklu hukuksuz her türlü müdahaleyi yapar mı? Yapar... Biden, Trump’tan farklı olarak “kurumları ve kuralları işleteceğim” diyor. Bu güzel ama vurguladığımız gibi bunların kimin çıkarına işleyeceği önemli. Biden şubatta NATO zirvesi kapsamında AB ile bir araya gelecek. AB, Trump sonrası oluşacak olası yeni dünya düzenini Biden’la kurmaktan umutlu görünüyor. Burada gündeme gelecek küresel konu NATO’nun geleceği, bölgesel konu Türkiye’nin konumu. HHH Erdoğan’la Trump iyi bir ilişki kurmuştu. TürkAmerikan ilişkileri kötüydü ama TrumpErdoğan ilişkileri gayet iyiydi. Birbirlerinin dilinden anlıyorlardı. Bu bizim iddiamız değil, Trump ilanen duyurdu. Erdoğan şimdi yeni duruma göre hazırlık yapıyor. Trump yönetimi başta CAATSA yaptırımları olmak üzere Biden yönetiminin kucağına sorunlu bir “TürkAmerikan” ilişkileri bırakıp gitti. Keşke Erdoğan şöyle bakabilse: Mademki, Biden yönetimi kurumlar ve kurallar diyor, biz de uluslararası ilişkilerin bu zeminde yürümesini istiyoruz. Başta terörün her türlüsüyle mücadele olmak üzere ABD yönetimini samimiyete davet ediyoruz! Ne yazık ki bunu söylemek yerine şunu yapıyor: ABD’nin kalbine giden yol İsrail’den geçer. Önce onlarla iyi olayım. Desteklerini alayım. ABD’ye bire bir benim temsilcim olacak bir büyükelçi göndereyim. Hatta onun aracılığıyla ABD’de aleyhime çalışan malum gruplarla da temas kurayım... Kişisel dostlarımı sumen altı ettireyim... Uzayıp gidiyor! TGC’DEN BAHÇELI’YE TEPKI: Gazetecileri hedef göstermekten vazgeçin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu siyasetçilerin gazetecileri hedef gösteren söylemlerinin demokratik bir ülkede kabul edilemez olduğunu belirterek “Bu söylemlerin gazeteciler arasında yeni can kayıplarına yol açacağından endişe etmekteyiz” uyarısını yaptı. TGC yaptığı açıklamada, Bahçeli’nin Twitter adresinden yaptığı açıklamayla Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ve Karar gazetesinden TGC üyesi Taha Akyol ile gazeteciler Yıldıray Oğur ve Elif Çakır’ı hedef gösterdiği anımsatılarak “Demokratik bir ülkede kabul edilemez olan bu söylemlerin gazeteciler arasında yeni can kayıplarına yol açacağından endişe etmekteyiz. Siyasetçilerin gazetecileri hedef gösterebildiği, hakaret ve tehdit etme özgürlüğünü rahatlıkla kullanabildikleri bu ortamda gazetecilere saldıranlar cezasızlıkla hemen bırakılmaktadır. Türkiye’de haberin serbest dolaşımının yeniden sağlanması ve siyasetçilerin üsluplarına dikkat ederek toplumu birbirine düşürmekten vazgeçmeleri gereğine inanıyoruz” denildi. Açıklamada, özetle “İktidara ve tüm siyasetçilere gazetecileri hedef göstermekten vazgeçerek barışı, demokrasiyi geliştirmeye, ekonomiyi düze çıkarmaya davet ediyoruz. Meslektaşlarımıza saldıranlarla, azmettirenlerin bulunmasını istemeye devam ediyoruz” ifadelerine yer verildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle