05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 20 OCAK 2021 ÇARŞAMBA Bakan ‘Gereken yapılacak’ dedi ama ÖKK’de bile kullanılmaya devam ediyor Kritik birime sahte turnike SEFA UYAR Savunma Sanayii Başkanlığı’nın (SSB), ağır yaralanmalarda kan kaybını önlemek amacıyla askeri birliklerde kullanılmak üzere aldığı ve sahte olduğu ortaya çıkan patentli abdominal turnikesinden Özel Kuvvetler Komutanlığı’na (ÖKK) da gönderildiği ortaya çıktı. Cumhuriyet, Sağlık Bakanlığı’nın “işe yaramayacağı” ve “yan etkileri nedeniyle sahada kullanılmasının uygun olmayacağı” uyarılarına karşın Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) talebiyle TSK’nin kullanması için 15 bin adet “kanama durdurucu ürün” aldığını kamuoyuna duyurmuştu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise “Bununla ilgili yapılması gereken ne varsa arkadaşlarımız gerekli emirleri, talimatları aldılar; bunun gereğini yapacaklar” demişti. Akar’ın açıklamasından kısa bir süre sonra ise SSB’nin, bu kez de ağır yaralanmalarda kan kaybını önleyen patentli abdominal turniSahte ürünün gönderildiği ÖKK personeli, halen Irak’ın kuzeyi, Suriye’nin kuzeyinde üç bölge ve Libya’da görev yapıyor. ÖKK personeli Irak ve Suriye’de en riskli görevleri yerine getiriyor. Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli 2020 Baku Zafer Geçidi’nde kenin sahtesini satın aldığı ve söz konusu ürünün TSK’nin envanterine girdiği ortaya çıkmıştı. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, “sahte ürün” olduğu ortaya çıkan kan durdurucu turnikenin 960 adetinin halen Etimesgut Sağlık Depo Komutanlığı’nda bekletildiğini ve iki hafta önce Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın bu üründen 225 adet teslim aldığını iddia etti. Emir, sahne ürünün kullanımına devamın başta SSB olmak üzere MSB ve TSK içerisinde belli kişilerin bir firma lehine koruma ve kollama faaliyetinin yürüttüğü izlenimini doğurduğunu kaydetti. Konuyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu ancak hâlâ soruşturma başlatılmadığını, bu durumun şüpheleri daha da artırdığını aktaran Emir, “Milli Savunma Bakanı’ndan Meclis’te dile getirmiş olduğu sözlerinin arkasında durmasını, bu skandallarla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatmasını ve bir an önce sonuçlarını da kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz” dedi. ‘Kim onay verdi?’ Konuyu Meclis’e taşıyan ve Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi de veren Emir, şu soruları yöneltti: “Böylesine hayati bir ürünün sahtesi, TSK envanterine nasıl girmiştir? Buna onay verenler kimlerdir? Bu kişiler hakkında soruşturma başlatmayı düşünmekte misiniz? Söz konusu ürünün sahte olduğu bilinmesine ve bu iddiaların dillendirilmesine rağmen neden hâlâ ürünün dağıtımına devam edilmektedir? Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda ürünün tedarikine onay veren yetkililer kimlerdir? Etimesgut Sağlık Depo Komutanlığı’nda bekletilen sahte ürünlerle ilgili nasıl bir tasarruf düşünülmektedir?” l ANKARA CHP’Lİ ALTAY: Erken seçimi Erdoğan da biliyor CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, erken seçim konusunda en çok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuştuğunu belirterek “Erken seçimi en çok konuşan Recep Tayyip Erdoğan” dedi. Meclis’te düzenlediği basın toplantısında konuşan Altay, “Erdoğan erken seçimi ilan ediyor, araya 2023 tarihini sıkıştırıyor. Erken seçim olacağını Erdoğan da şüphesiz biliyor. Üç yıl sonra yapılacak seçim için örgütlere seçim talimatı verilmez, seçim geliyor denilmez” ifadelerini kullandı. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın geleceği hakkındaki soruya “Sayın Devlet Bahçeli’nin Erdoğan ile ilgili söylediklerini biliyoruz. Bahçeli’nin bir gün Erdoğan hakkında geçmişte söylediklerini söylemeyeceğinin garantisi yok” yanıtını veren Altay, Bahçeli’nin saldırılara ilişkin açıklamasına yönelik ise “Aba altından sopa gösteriyor. ‘Biz yapmadık ama bizim camiada deli çoktur’ demek suretiyle ‘emir vermesek de didişenlere gereğini yapar, yapmalıdır camia’ diye algılanmıştır” değerlendirmesinde bulundu. Neden konuşmadı? Eskiden askeri, bürokratik, yargı vesayetinden şikâyet edildiğini anımsatan Altay, “Bakan kışlada muhalefeti, askerlere hedef gösteriyor. Vesayetin daniskası budur” diye konuştu. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ile gazetecileri Orhan Uğuroğlu ve Afşin Hatipoğlu’na yönelik saldırılarda AKP’den doğru düzgün kınama gelmediğini söyleyen Altay, “Genel başkanlar, gazeteciler, savcılar tehdit ediliyor. Reformdan anladıkları bu, tehdit. Erdoğan sessizliğini neden korur? Davutoğlu’ndan önce sen çıkıp konuşmalıydın” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP liderinden apartman görevlilerine örgütlenin çağrısı ‘Sesinizi çıkarırsanız Türkiye sallanır’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da apartman görevlilerine örgütlenme çağrısı yaparak “Siyaset kurumu sizi görmek istemedi. Türkiye'de apartman görevlilerinin sayısı en az 1 milyon kişi. 1 milyon kişi sesini çıkarsa Türkiye sallanır” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, dün Sefaköy Kültür Merkezi'nde İstanbul 3. bölge apartman görevlileri ile buluştu. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, bayrak ve vatan konusunda bir sorun yoksa herkesin sorununu çözmeye talip olduğunu belirterek “Benim faizcilerle bir işim yok. Benim rantiyecilerle bir işim yok, onlar beni sevmezler. Bu ülkede yaşıyorsak huzur olmalı. Birlikte yaşıyorsak herkesin karnı doymalı. Herkesin işi, aşı olmalı, herkesin sosyal güvencesi olmalı. Hiç kimsenin bir gelecek endişesi olmamalı. Eğer ben gözlerime bant çekip sadece tepedekileri görür, aşağıda milyonları görmezsem, onların yoksulluğunu görmezsem ben siyasetçi olarak görevimi yapmamış olurum” dedi. Siyasi ahlak vurgusu Amacının hizmet etmek olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Ben sizden oy istemiyorum. Oy sizin vicdanınıza aittir. Beğenirsiniz verirsiniz ya da vermezsiniz ama ben politikacı olarak oy veren vermeyen herkesin sorununa talip olmak ve çözmek zorundayım. Siyasetin temelinde ahlak olmazsa hiçbir şey olmaz, ülkenin sorunlarını çözemez. Siz örgütlendiğiniz zaman güçlü olursunuz. Türkiye genelinde en az 1 milyon kişisiniz. 1 milyon kişi bir araya gelip ses çıkardığınızda Türkiye'yi sallarsınız” diye konuştu. Konuşmasında demokrasi vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, “Demokrasi aynı zamanda hak isteme Sefaköy Kültür Merkezi’ndeki toplantıya CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katıldı. CHP’NİN KİTAPÇIKLARI İADE EDİLMEDİ Savcı talimat mı bekliyor? LEYLA KILIÇ CHP’nin Nevşehir Sulh Ceza Hâkimliği tarafından toplatılan “Arpalık Aile Şirketi” ve “10 Maddede Kıdem Tazminatında Fon Aldatmacası” kitapçıklarının iade edilmesi yönünde karar verilmesine karşın kitapçıklar teslim edilmedi. CHP Nevşehir İl Başkanı Kamil Gülmez, “Dilekçe vermemize karşın bir adım atılmadı. Savcı kararı yazmak için talimat mı bekliyor? Mahkeme kararı var ama kararları uygulayan yok” dedi. Nevşehir Sulh Ceza Hâkimliği, 6 Kasım 2020’de CHP Nevşehir İl Başkanlığı’nın esnafa dağıttığı, “Arpalık Aile Şirketi” ve “10 Maddede Kıdem Tazminatında Fon Aldatmacası” kitapçıkları hakkında “basım, dağıtım ve satış yasağı getirilmesi, el konulması ve toplatılması” kararı vermiş, CHP de karara itiraz etmişti. Hâkimlik tarafından 15 Aralık 2020’de itiraz haklı bulunarak el konulan kitapçıkların iade edilmesi yönünde karar verildi. Aradan geçen 36 güne karşın kitapçıklar iade edilmezken Gülmez’in, 21 Aralık’ta Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçeye de yanıt verilmedi. rejiminin adıdır. Haksızlığa uğradığım zaman hakkımı isteyebilmeliyim, yasalardan gücümü almalıyım, örgütlenmeden gücümü almalıyım. Bunun adı demokrasidir. Ben hak isterken biri enseme vurup ‘hak isteyemezsin' derse orada demokrasi yoktur. Demokrasi o açıdan çok değerlidir, nefes gibidir, hava gibidir, teneffüs ederiz. Hepimiz nasıl kendi sorunumuza sahip çıkıyorsak komşularımızın sorununa da sahip çıkmak zorundayız. Huzuru kendi ülkemizde, kendi apartmanımızda, komşuda, mahallemizde ve Türkiye coğrafyasının bütün komşularında sağlamak zorundayız” ifadelerini kullandı. l İç Politika İktidar, bir yandan ittifakı genişletme diğer yandan yasal düzenleme üzerinde çalışıyor Muhalefete ‘kıskaç’ hamlesi Sokakta donarak ölenlerin olduğu bir dünya Sokakta yaşıyorsanız... Çıplak ayaklarınız, betona yata yata erimiş ciğerleriniz, işlemez hale gelmiş böbrekleriniz, tıkanmış damarlarınız, iyileşmeyen, hep irinli yaralarınızla... Bir başınıza... Her an, herhangi bir hastalıktan ölebilirsiniz. Uykuda, yürürken, size verilmiş bir yemeği yerken, eski hayatınızı düşünürken... Bir gün yeniden bir eviniz olacağını düşlerken... Ya da kim olduğunuzu, neden böyle bir hayat yaşadığınızı artık bilmezken... Bir deli tarafından, bir kötü tarafından, başka bir evsiz tarafından... Dövülerek öldürülebilirsiniz. Sadece bir battaniyeniz bile olsa, sadece bir yastığınız ya da kalın bir kartonunuz, bir şişe suyunuz, bir lokma yemeğiniz... yani hiçbir şeyiniz. Yine de sizden daha yoksul biri tarafından hedef seçilebilir ve soyulabilirsiniz. Uyurken, baygınken, şuursuzken, sesinizi kimselere duyuramadan... Başınıza gelenlerin hesabını kimselerden soramadan... Bir köşede tecavüze uğrayabilirsiniz. Eğer çöpleri karıştıracak gücünüz kalmadıysa... Size yiyecek verecek herhangi biri karşınıza çıkmadıysa... Birilerinden yemek isteyecek ya da dilenecek gücünüz kalmadıysa... Diğer insanlara yaklaşacak cesaretiniz tümüyle kırıldıysa... Açlıktan ya da susuzluktan da ölebilirsiniz. Uyumuşsanız, çok derin uyumuşsanız... Bayılmışsanız... uzun süre ayılmamışsanız... Unutulmuşsanız... fark edilmemişseniz... Sığındığınız bir köşede soğuktan donarak ölebilirsiniz. Dayanabildiğiniz kadar yaşarsınız Sokakta yaşıyorsanız başınıza her şey ama her şey gelebilir. İnsanların gözünde bir hayaletsinizdir. Yanınızdan sizi görmeden geçip giderler. Yokmuşsunuz gibi hiç var olmamışsınız gibi gerçek değilmişsiniz gibi. Polis, bir suç işlemediğiniz sürece sizi görmez. Devlet, bir suç işlemediğiniz sürece sizinle ilgilenmez. Suçsuz olmanız sizi iyice yok yapar. Sayılmazsınız, kale alınmazsınız, umursanmazsınız. Çöpte yemek aramanız ya da ıslak kaldırımlarda kartonlar üzerinde uyumanız... Çocuk, kadın, yaşlı ya da sakat olmanız... Bağıra çağıra ya da suskunluğunuzla yardım istemeniz... Bir köşede ağlamanız... Ya da yanınızdan geçen herkesin gözünün içine dik dik bakmanız... Öldürücü soğuklarda otobüs egzozlarının ya da dükkânların havalandırma borularının sıcağına sığınmanız... Hatta kimi zaman kendinizi de ateşe verdiğiniz küçük yangınlar çıkarmanız bile... Hiçbir şeyi değiştirmez. Sokakta yaşıyorsanız artık yoksunuzdur Kendi tercihiyle değil, delirdikleri, hastalandıkları, işsiz kaldıkları, çevreleri tarafından dışlandıkları, madde bağımlısı oldukları, yoksullaştıkları, topluma ayak uyduramadıkları, farklı oldukları, tutunamadıkları, tutunacak bir dal bulamadıkları için... Bir gün bir çatı altında uyurken ertesi gün kendisini sokakta bulan... Ve geri dönüşü olmayan bir yolda önce kendisini sonra canını kaybeden onca insan... Sistem onları ne kadar yok sayarsa saysın... varlar. Sokaktalar, evsiz kalmışlar... Birkaç hayırseverin insafına bağlı varlıklarıyla, sokaktaki hayata dayanabildikleri kadar yaşamaktalar. Sonra bir gün açlıktan ya da donarak ölmekte ya da öldürülmekteler. Siz onların isimlerini bazen öğreniyorsunuz bazen de onları “kimliği belirsiz” zannediyorsunuz. Varsa eğer bir fotoğraf ne âlâ. Oysa bu korkunç dünyada; Herkes için... Sizin için bile... İncecik bir çizgi var bir evde “insan gibi” yaşamakla, kimliği belirsiz bir şekilde sokağa düşmek arasında. BOLU BELEDİYE BAŞKANI ÖZCAN ÖNERDİ CHP’li belediye cami istedi, AKP’liler karşı çıktı CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, belediyenin bütçesinden Borazanlar Mahallesi’nde cami yaptırmak istedi. Belediyenin AKP’li meclis üyeleri ise cami yapımına itiraz ederek okul yapılmasını istedi. Bolu Belediyesi’nin ocak ayı meclis toplantısı ikinci oturumunda başkan Tanju Özcan, belediye bütçesini kullanarak Borazanlar Mahallesi’nde cami yaptırmak istediklerini dile getirdi. Mahalle sakinlerinden gelen talepler doğrultusunda hareket ettiklerini vurgulayan Özcan, “Bağış kampanyası da yapacağız ama ilk defa belediye bütçesini kullanacağız. Yurttaşlarımız cami için bize yerlerini bağışladı. Bizim burada toplamamız gereken 1240 metrekare alan var. 780 metrekaresi tamamlandı. Sözünü verenler ile birlikte 1200 metrekareye çıkaracağız ve o bölgede hızlı bir şekilde Bolu Belediyesi olarak cami yapmak istiyoruz” dedi. Özcan’ın cami yaptırma teklifine AKP grubu tepki göstererek cami yapılacak alanın ilköğretim alanı olduğunu, karşısında alkollü bir mekân bulunduğunu belirterek teklife karşı çıktı. Özcan ise cami yaptırmakta kararlı olduğunu ancak yargı yoluna gitmek isteyen varsa gidebileceğini söyledi. l İç Politika SELDA GÜNEYSU Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kapsamında, anayasa referandumundan bu yana yapmayı planladığı “uyum yasaları” konusundaki çalışmalarına hız verdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ardından da Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ile görüşmesi, 2023 seçimlerine doğru “Cumhur İttifakı’nı genişletme hamlesi” olarak yorumlanırken, iktidar, diğer yanda “muhalefeti kıskaca alacak” yasal düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Mevcut Siyasi Partiler Yasası’nda, bir siyasi partinin seçimlere katılabilmesi için “illerin en az yarısında, oy verme gününden en az 6 ay önce teşkilat kurmuş olma‘15 MILLETVEKILI’ YENIDEN GÜNDEMDE Bir önceki seçimlerde, “İYİ Parti’nin, il ve ilçe kongrelerini zamanında yapmadığı gerekçesiyle seçimlere katılma yeterliliği bulunmadığı” gündeme gelmiş, muhalefet bu durumu “İktidarın, İYİ Parti’nin seçimlere katılmasını engelleme hamlesi” olarak değerlendirmişti. O dönemde CHP, 15 milletvekilini İYİ Parti’ye vererek partinin TBMM’de grup kurmasını sağlamış ve seçimlere katılabilmesinin önünü açmıştı. İktidar cephesinde “15 milletvekili” tartışması yeniden gündemde. Aynı durumun yeni kurulan partilerde de söz konusu olmaması için yine SPY’de yapılacak bir düzenlemeyle milletvekillerinin “seçildikten sonra parti değiştirmelerini engelleyecek” bir hükmün yasaya eklemlenmesi planlanıyor. Mevcut yasada, “Bir kimse, bir partiden önseçim veya merkez adaylığı yoklamasına katıldıktan sonra başka bir partiden merkez adayı gösterilemez ve partisinden istifa etmedikçe bağımsız aday olamaz” hükmü de yer aldığından, bu maddeye “Bir kimse seçildikten sonra da bir başka partiye üye olamaz” hükmünün getirilmesinin öngörüldüğü değerlendiriliyor. sı ve büyük kongrelerini yapması” şartı aranıyor. İktidarın, bu madde üzerinde değişiklik yapacağı, “kongrelerini gerçekleştiren partilerin de seçimlere katılmalarını zorlaştıracak bir hamle üzerinde çalışıldığı” ifade ediliyor. Buna göre “bir partinin seçimlere katılması için aranan 6 ay koşulunun değiştirilebileceği, bu sürenin uzatılabileceği” değerlendiriliyor. Eğer, iktidar cephesi yasada bu tür bir düzenleme yaparsa, kongrelerini gerçekleştiren ve mevcut koşullarda “seçimlere katılma şartını” sağlayan, yeni kurulan DEVA ve Gelecek partilerinin “2023 yılındaki seçimlere katılma şartları” ağırlaşabilecek. Bununla birlikte siyasi partiler için yasada yapılacak değişiklikle siyasi partilerin salt kurultaylarını gerçekleştirmeleri yeterli olamayabilecek. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle