07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 OCAK 2021 CUMARTESİ [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER BILIM VE SIYASET PROF. DR. GÜNGÖR EVREN Salgınla birlikte tüm dünya belirsizliğin ve bilinmezliğin karanlığında kaldı. Doğal olarak korku sardı her yanı. Bu durumda sığınılacak güvenli liman bilimdir. Tutunacak dal ararken bir kez daha gerçek aydınlatıcının bilim olduğu kanısında birleşenler çoğunlukta. Bu duygularla Bilim Kurulu kurulmasından umutlandık. Bilimin üreteceği bilgilerle aydınlanmayı umuyorduk. Ne var ki bilimi değil, yalnızca sahadaki temsilcileri olan sağlık hizmeti verenleri gördük. İlk günden başlayarak canları pahasına olağanüstü çaba gösterdiler. Onlara minnet ve şükran borçluyuz. Uzmanların görüşleri doğrultusunda temizlik ve yirmi saniye süreyle usulüne uygun el yıkama konusunda hiç kuşku duyulmadı. Ama “sosyal” mesafe ve maske tartışmaları bile epey zaman aldı. Bilim Kurulu değil, bazı uzman ve bilim insanları konuştu. Sorumsuz davranışların da etkisiyle bilgi kirliliği kafaları karıştırdı. Bilimden beklentiler karşılık bulamadı. Dolayısıyla safsata ve yanlış yönlendirmelere alan açıldı. Siyasetbilim işbirliği ABD, Avrupa ülkeleri ve AB’de bilimin halkı aydınlatması ve siyaset ile arasında köprü oluşturması amacıyla parlamentolar içinde kurulmuş bilim ve teknoloji organları bulunmaktadır. 1972 yılındaki ABD örneğinden sonra Avrupa’da ilk uygulama, Fransa’da 1983 yılında kurulan “Bilimsel ve Teknolojik Seçimlerin Değerlendirilmesi Parlamento Ofisi (OPECTS)”dir. Bunu diğer Avrupa ülkelerinde farklı yapılardaki organların oluşturulması izlemiştir. AB’de de bilim ve siyaset arasında sağlıklı bir işbirliği için benzeri bir parlamento ofisi kurulmuştur. Yapısal özgünlük taşıyan Fransa ofisinin kapsamında 18 milletvekili ve 18 senatör bulunmaktadır. Ayrıca 24 bilim insanından oluşan bir bilim konseyi yer almaktadır. Ofisin görevi, çıkarılacak yasaların bilim ve teknoloji açıdan sonuçları hakkında parlamenterleri aydınlatmak ve uzun dönem politik tercihlerin oluşturulmasına ilişkin incelemeler yapmak ve kamuoyunu bilgilendirmektir. Hazırlanan araştırmainceleme raporlarının iki raportöründen biNe var ki bilimi değil, zıları uygulandı. En önemlisi, belirli bir süre eve kapanılmayalnızca sı, belirleyici nitelikte önlem sahadaki temsilcileri olan sağlık hizmeti verenleri olarak gündeme geldi, fakat uygulanamadı. Geldiğimiz noktada aşı konusu öne çıkmış bulunmaktadır. Hergördük. İlk günden başlayarak canları pahasına kes aşıya bel bağlamış durumda. Ama “Hangi aşı?”, “Ne kadar etkili?”, “Nereden?”, “Ne kadar güvenli?”, “Kimler için?”, “Ne zaman?”, olağanüstü çaba gösterdiler. Onlara minnet ve şükran “Nasıl bir uygulama süreci ile” soruları gündemde. Sorular bu kadar da değil, her gün yenileri ekleniyor. Bilim insanları görüşleriborçluyuz. ri iktidar, diğeri muhalefet partisi üyesidir. Ayrıca raportörlerden birinin “Ulusal Meclis”ten diğerinin ise “Senato”dan olması kuralı Bilim Kurulu, hiç değilse bundan sonra göstermelik görünümünden kurtarılarak ni açıklıyor. İlgili bakan bilgiler veriyor. Ancak kamuoyunun kafa karışıklığı sürüyor. Çok soru var, ama gübulunmaktadır. Bu uygula bağımsız bir kurul ven veren yanıtmanın güven sağlayan yaolarak lar yok. Bu konı, raporların kamuoyuna duyurulması, ayrıca halka değerlendirilebilir. nuda sağlıklı bir sonuç, ancak biyönelik duyurular yapılmalimle uyum içinsı ve halk için özel toplantılar dü de bir yönetimle elde edilebilir. zenlenmesidir. Yani şeffaflık söz Avrupa’da yaygınlaşan parlamenkonusudur. to bilim ve teknoloji ofisi uygulaAşı ümidi maları bu anlamda ümit vermektedir. Fransa’da, OPECTS tarafınŞubat 2019’dan itibaren saldan aşı konusunu akla gelebilegın üzerine raporlar ve halkı ay cek sorular bağlamında her yödınlatmaya yönelik duyurular ya nüyle inceleyen ve sonunda bir yımlanmıştır. dizi öneriye yer veren 15 Aralık Bugüne kadar salgının yayılma 2020 tarihli rapor önemli bir örsının kontrol edilebilmesi için bir nektir (*). Ayrıca 1011 Aralık dizi önlem gündeme geldi ve ba günlerinde de aşı konusunda halkın katılımıyla konferanslar düzenlenmiştir. Kısacası bilimin sesini öne çıkaran şeffaf bir güven ortamı sayesinde toplumun rahatlaması sağlanabilmektedir. Bilim Kurulu toplumda güven duygusu yaratabilir. Ülkemizde de TBMM’nin ve yürütme organının bağımsız bilim kurullarının olması elbette olumlu sonuçlar verebilir. Salgını tüm şiddetiyle yaşadığımız bu aşamada, salgın nedeniyle oluşturulan Bilim Kurulu etkin olarak kullanılabilirdi. Doğrusu bugüne kadar Bilim Kurulumuzun işlevini anlaşılamadı. Hiç değilse bundan sonra göstermelik görünümünden kurtarılarak bağımsız bir kurul olarak değerlendirilebilir. Bu kurul bir yandan kamuoyuna da açık olan araştırmainceleme raporları düzenleyebilir, öte yandan kamuoyuna onları aydınlatan duyurular yapabilir. Bu yaklaşımla halkımızda güven duygusu uyandıracak şeffaf bir ortam yaratılabilir. Böylece siyaset kurumu rahatlayabilir, hem toplumumuz hem bilim dünyamız adına yararlı bir dönüşüm yaşanabilir. Olabilir mi? Keşke olabilse! (*) La Stratégie Vaccinale Contre la DVID19, Projet de Rapport au nom de “L’Office Parlamentaire d’Evaluation des Choix Scientifiques et Technologiques, 15 Décembre 2020. ? KİMLER FAŞİST Eski CHP milletvekili Fikri Sağlar’ın bir anda “türbanlı yargıç” konusunu gündeme taşıması ilginç... Bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan için bulunmaz bir fırsat yarattı. Ancak bu konu “türbanı” aşan bir olaydır. PROF. DR. COŞKUN ÖZDEMIR Fikri Sağlar bir kuşkuyu dile getirmiş. Sağlar, başörtüsüne karşı çıkmıyor. Başörtülü bir hâkimin Medeni Kanun’a göre mi yoksa dini inançlarına göre mi karar vereceğini sorguluyor. Bir hâkim bu ikilemi açıkça televizyonda anlatmış ve “Ben inanç sahibi bir Müslümanım ve sık sık Medeni Kanun’u mu, yoksa kutsal inançlarımı mı kullanacağım, bu ikilem arasında kalıyorum” demişti. Yanıt bekleyen sorular Ateş püsküren AKP sözcülerine sormalı: Peki, türbanlı ya da türbansız, kendilerini İslamcı olarak takdim edenlerin türlü adaletsizlikleri sergilediklerine tanık olmadık mı? Anayasa Mahkemesi AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğuna karar vermedi mi? Nelere mal oldu FETÖ ile yapılan ortaklık? Din adına yapılan haksızlıkları görmüyor musunuz? Fikri Sağlar da acaba bu türbanlı, bu hak tanımaz Müslümanlardan olabilir mi diye soruyor. Siz buna faşistlik diyorsunuz da kendi faşistliğinizin farkında değil misiniz? Ben bunca yıllık öğretim üyeliğinde ilk kez AKP iktidarında elimi sıkmayan bir üniversite asistanı tanıdım. Kendilerini görmüyorlar İlk defa cuma günü namaz yüzünden derse gelmeyen öğrencileri tanıdım. Nişanlıların el ele olmasını yasaklayan Diyanet Başkanı’na ne diyeceksiniz? İnancı bahane ederek Atatürk’e lanet okuyanları nasıl nitelendireceksiniz? Müziğin her türlüsü yasaktır, günahtır diyen ilahiyat hocalarını nereye koyalım? Sokağa yalnız çıkan kadını fahişe sayanlara, Cumhuriyeti “kapanacak bir parantez” görenlere ne diyeceksiniz? Cinsel temasta şeyhinizi anarsanız çocuğunuz ahlaklı olur diyen dekan var. Şeytanla savaşma yeteneğine sahip öğretim üyesi arayan üniversitemiz var. Bunların inanç kaynaklı nasıl bir cehalet ve faşizm olduğunu görmüyor, çok haklı bir kuşkuyu faşistlikle itham ediyorsunuz. Çünkü bir devleti yönetebilmek için gerekli olan yeterliliğe sahip değilsiniz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle