07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 2 OCAK 2021 CUMARTESİ HABER/YORUM Alanım Ekonomi Geçmişte yürütmenin başı olan Başbakan, her cuma günü, Atatürk’ten yadigâr Çankaya Köşkü’nde oturan Cumhurbaşkanı’nı haftalık olağan toplantı için ziyaret eder, ülkenin sorunları konusunda bilgi verir, ardından da köşkün kapısı önünde gazetecilerin sorularını tek tek yanıtlardı. Şimdi: Saray’daki AKP’li camiye gidiyor, cuma namazını kılıyor. Cami çıkışı, aklına ne eserse, hutbe verirmiş gibi konuşuyor. Soru moru yok... Televizyon kameraları da ne derse çekip aynen yayımlıyor... Bu cuma hutbelerinden birinde dedi ki: “Benim alanım ekonomi...” 2002’den bu yana dış borçlar 129.6 milyar dolardan 421.8 milyar dolara yükselmiş. İç borçlar, 91 milyar dolardan 137.8 milyar dolara çıkmış. Yurttaşların bankalara olan borcu 4 milyar dolardan 107 milyar dolara fırlamış. Kim gerçekleştirdi bu muhteşem tabloyu? Ekonomi alanının bilgini. Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervi uçtu gitti. Muhalefet sordu, “Nerede bu para?” Ekonomi bilgininden yanıt gelmedi. Sus pus. 2020 Küresel Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi raporuna Türkiye girmedi. Bir ekonomi bilgini tarafından yönetildiğimizden mi? Hayır... Veri eksikliği varmış, bu nedenden dolayı Türkiye için bir hesaplama yapamamışlar. Bir tür sansür anlayacağınız. Biliyorsunuz, ekonomi bilgini, tıp mensubu olmadığını söyleme yüce gönüllüğünü de gösterdi. Bu yüzden “benim bakanım” dediklerinden Sağlık Bakanı’nı hekimler arasından seçmişti. O da nüfusa yetecek aşıyı getirmeyi hâlâ beceremedi. Unutulma Hakkı Alnından öpülen bol sanlı Saray danışmanı Hamza Yerlikaya’nın sahte diploması Saray yargısınca “unutulma hakkı”na uğradı. Unutulma hakkı deyince... Saray’daki de hüküm giymiş, bu hüküm unutulmuş, Deniz Baykal’ın da özel çabasıyla kişiye özel anayasa değişikliği ile bugünlere gelmişti. O zamanlar “Şiir okuduğu için insan hüküm giyer mi?” demişlerdi. Okuduğu sözleri anımsayalım: “Minareler süngü, kubbeler miğfer / Camiler kışlamız, müminler asker”. Bugün bunların hepsi gerçekleşti. Demek ki o sözler, anayasal düzeni değiştirecek bir siyasal hedefmiş... Unutmayalım, balık hafızalı hiç olmayalım! Ünlü Beşliler İçin Yasa İYİ Partili Yasin Öztürk açıkladı: Yapişletdevret modeliyle işletilen köprü ve otoyollardan sistemin kendi hatalarından kaynaklı geçişlerde bile yurttaşlar kaçak geçiş yapmış sayılıp onlara çok yüksek cezalar kesiliyor. Bakiye yetersizliği durumunda, bildirimde bile bulunulmadan yurttaşlar hem ceza hem faiz hem icra, hem de avukat vekâlet ücretiyle karşı karşıya kalıyor. Örneğin, yalnızca 1 liralık yetersiz bakiye, bin liralık ödeme olarak yurttaşa geri dönebiliyor. Peki, bu kesilen ceza paraları devlete mi gidiyor? Yok... Saray iktidarı, onun da önlemini almış. Yasasını bile çıkarmış: 6001 sayılı yasanın 30. maddesi. Maddeye göre ceza paraları, doğrudan otoyolu işleten firmaya gidiyor. Yani? Ünlü yandaş beşliye... 2 OCAK 2021 SAYI: 34783 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:50 08:22 13:13 15:33 17:54 19:20 Ankara 06:33 08:03 12:58 15:21 17:42 19:06 İzmir 06:54 08:22 13:20 15:48 18:09 19:31 Tarihi, dış politikayı, uluslararası ilişkileri inceleyenler; olayları, olguları, gelişmeleri dönemlere ayırarak ele alırlar. İki savaş arası dönem gibi, Soğuk Savaş dönemi gibi, Soğuk Savaş sonrası gibi… Son 20 yıla baktığımızda, 11 Eylül 2001 terör eylemlerinin, 2010 yılı aralık ayında Tunus’ta başlayan ve hızla yayılan Arap Baharı’nın, 2019 yılı sonundan itibaren Covid19 salgınının, kısa sürede dünyayı etkilediğini görüyoruz. Yakın geçmişe ilişkin yapılan yorumlarda da zaten görülüyor bu tarihsel göndermeler. Elbette bu önemli olaylara başkalarını eklemek mümkün…   Ülkelerin dış politikadaki başarısını belirleyen önemli etkenler arasında, beklenmedik olaylara karşı verdikleri tepkilerin doğruluğu, aldıkları önlemlerin etkinliği, gelişmelere uyum gösterebilme kabiliyeti, bünyelerini bu sorunlardan koruyabilme becerisi de var… Peki, iktidar blokunun dış politika karnesi nasıl? Kırıklarla dolu. İstikrar yok. Tutarlılık yok. Öngörülebilirlik yok. Geçmişte, yeni Osmanlıcılık, yeni Abdülhamitçilik, değerli yalnızlık, Kıbrıs açılımı, Ermenistan açılımı, Avrupa Birliği açılımı, başarısızlığı müseccel adımlardı. Suriye’deki tablo malum, Doğu Akdeniz’deki yalnızlık yıpratıcı. Rusya’dan S400 alınması doğruydu, ama sistem bir türlü aktif hale getirilemedi şimdiye dek. Sudan bahanelerle ertelendi. ride de bir süre iş yaptıktan sonra aşınıyor, inandırıcılığı azalıyor. Dış politikada mezhepçilik yapmak (Suriye’de Yerli ve milli dış Esad’a karşı), etnikçilik yapmak (Irak’ta politika nasıl yapılır? Bağdat’a karşı, Barzani’nin yanında), etkinliği, Libya’da Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Uzlaşı Hükümeti ile gecikerek de olsa deniz yetki alanlarının paylaşımına ilişkin anlaşma imzalamak olumluydu. Lakin Libya’da da işler umulduğu gibi değil. Suriye, Irak ve İran’la ilişkilerde, bir türlü Soğuk Savaş ezberinden kurtulamamak, ABD’nin Türkiye’ye yönelik düşmanlığını görmezden gelmek, atılan kimi taktik adımlara karşın, beklenen stratejik hedeflere ulaşılmasını engelledi. Diplomasinin arkasına silahlı gücü koymak yerine, tersine, önce silahlı gücü devreye sokmak, hem devlet kapasitesini zorladı hem caydırıcılığı aşındırdı. Çünkü ekonomik ve teknolojik ölçekte, enerji tedarikinde dışa bağımlı olmak, dış politikada da etki alanını sınırlıyor.    saygınlığı, itibarı, caydırıcılığı azaltıyor. İçeride, “çözüm süreci” denilen çöküş ve çözülme döneminde HDP ile işbirliği yapınca Irak’ta başka, çözüm süreci bitince başka türlü davranmak, Türkiye’ye diplomaside kazandırmadı. İçeride, ikinci cumhuriyetçilerle, yetmez ama evetçilerle, liberallerle, liberal solcularla (ne demekse o) ittifak yapınca AB’ye karşı başka, onlarla ittifak bitince AB’ye karşı başka siyaset gütmek, Türkiye’nin etkinliğini artırmadı. Son yıllarda Abdullah Gül’den medet umanlar, Ahmet Davutoğlu’nu alkışlayanlar, Ali Babacan’ın “vizyonunu ve misyonunu” övenler, keşke tarih okusalar. Keşke siyasal iktisat bilseler. Keşke özeleştiri verseler. Kavranması gereken şu: Yerli ve milli olmak da zordur, İç ve dış politikanın emperyalizme karşı mücadele etmek de. Tutarlılık, kararlılık, etkileşimi süreklilik, cesaret, akıl, bilDahası var. Dış politikagi, emek ve ideolojik berraklık yı, tamamen iç siyasette kul gerektirir. Bunun yolu da önlanmak için kurgulamak, dı celikle ve özellikle Kuvayı Milşarıda inandırıcı olmuyor. İçe liyeci olmaktan geçer. KIRŞEHİR’DE 32 ADRESE BASKIN IŞİD operasyonu: 24 kişi gözaltında Kırşehir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, terör örgütü IŞİD adına faaliyette bulundukları ve çatışma bölgeleriyle halen irtibatlarını sürdürdükleri öne sürülen 26 kişinin yakalanması için kent merkezinde 32 adrese eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda Irak uyruklu 24 şüpheli gözaltına alındı, adreslerinde bulunamayan 2 zanlıyı yakalama çalışması sürüyor. l AA BAKANLIK AÇIKLADI: 3 terörist etkisiz hale getirildi Milli Savunma Bakanlığı, Barış Pınarı bölgesine sızma girişiminde bulunan 3 PKK/YPG’li teröristin etkisiz hale getirildiğini duyurdu. Bakanlığın sosyal medya hasabından yapılan açıklamada, “Huzur ve güven ortamını bozmak için Barış Pınarı bölgesine sızma girişiminde bulunan 3 PKK/YPG’li terörist, kahraman komandolarımızın başarılı müdahalesi ile etkisiz hale getirildi” denildi. l ANKARA/ Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Atık ve çöpleri inceleyen bilim dalı. 2/ Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklarıyla kokulandırılmış acımtırak bir içki... Bunama, bunaklık. 3/ Eski bir Fransız halk dansı... Maksim Gorki’nin bir romanı. 4/ Yankı... Mısır’ın plaka imi. 5/ Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde, “tabiatı koruma alanı” kapsamına alınmış bir göl... Basketbolde çemberi tutan çarpma tahtası. 6/ Aldatma işi, hile... Küçük tekne kaptanı. 7/ Doku teli... Afrika’da yaşayan bir antilop. 8/ Osmanlı ordusunda ve donanmasında hafif piyade askeri... “Yangın kavmindeniz / Ne giysek ” (Hulki Aktunç). 9/ Şifalı otları konu alan bilim dalı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir oyun ya da filmde aniden yaratılan komik durumlar... Düzel1 2 3 4 5 678 9 1 KEREB İ Ç M 2 A T OM İ S İ T E 3 TAK LAÇ İ N 4 L FÜG URA 5 APOL E T A F 6 MOR S R EM İ 7 AL ESAS İ 8 KİRİK Sİ 9 B AÇ ME ŞUM 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 me, iyileşme. 2/ Gözleri görme 9 yen... Alçak enlemlerde esen düzenli rüzgâr. 3/ Üstü örtülü biçiminde olan. 7/ Bitkilerden ve önü açık yer... Gözkapaklarına elde edilen ilaç... Kürkü değerli sürülen boya. 4/ Sırma ya da gü bir yabankedisi. 8/ Lekeli postu müş işlemeli bir tür ipekli kumaş... palto yapımında kullanılan etçil bir Kurşun elementinin simgesi. 5/ hayvan... Bir renk. 9/ Sarma, kuşatBoru sesi... Evropiyum elementi ma... Hawaii Adaları’nda yaşayan, nin simgesi. 6/ Bir nota... Sarmal ispinoza benzer bir kuş. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Jeopolitikçiliğin çıkmazı Jeopolitiğin bugünkü halini alması, Alman Friedrich Ratzel’in onu 1897’de Politische Geographie başlıklı çalışmasında bir yöntem haline getirmesiyle başladı. Ortaya çıkışı, kapitalizmin emperyalizm aşamasının doğumundadır. Çünkü 19. yüzyılın sonunda gelişmiş kapitalist devletler emperyalist hedeflerine uygun olarak yayılmak, sömürgeler kurmak, sınırlarının ötesine müdahale etmek, rakiplerini ve komşularını istikrarsızlaştırmak istiyordu. Jeopolitik işte bu “ihtiyacı” karşılamaya yönelik bir yöntemdir. Alman emperyalizminin “yaşam alanı” ve ABD emperyalizminin “tehdidi kaynağında yok etme” diye sunduğu saldırganlıklar, jeopolitiğin tipik uygulamalarıdır. Kaçınılmaz yayılmacılık Bu uygulamaları jeopolitiğin “yanlış uygulamaları” diye değerlendirmek, jeopolitikçiliğin doğasındaki sorunları ortadan kaldırmaz. Çünkü jeopolitik, doğası gereği bir yöntem olarak benzer sonuçlara ilerler. İşte AKP hükümetinin Doğu Akdeniz politikası da bu gerçeği resmetmektedir. İktidar cephesinin Ankara’nın güvenliğini Afrin’e, Afrin’in güvenliğini İdlib’e, İskenderun’un güvenliğini Kıbrıs’a, Kıbrıs’ın güvenliğini Libya’ya bağlayan anlayışı tipik jeopolitikçiliktir. Jeopolitikçi anlayış, kaçınılmaz olarak uygulayıcısını “sürekli yayılmaya” iter. Bu da en sonunda ya savaş ya geri çekilme doğurur. Antalya Körfezi’ne çekilmek Doğu Akdeniz’de Oruç Reis araştırma gemisini Antalya Körfezi açıklarına altı aylığına geri çekmek, jeopolitikçiliğin çıkmazının sonucudur. Çünkü bu yöntemi uygulayabilmek için askeri gücünüzün olması yetmez, ekonomik gücünüzün de yeterli olması gerekir. Ancak öyle olmadığı için iddianızı gerçekleştiremiyorsunuz. Örneğin ilan ettiğiniz münhasır ekonomik bölgede (MEB) kalan alana araştırma gemisi gönderemiyorsunuz. Çünkü Yunanistan ve Mısır, Trablus’la ilan ettiğiniz MEB’inizi kesen bir anlaşma yapıyor, sizin “Mavi Vatan” içinde gösterdiğiniz bir alanı kendi MEB’i içinde ilan ediyor ama siz “Mavi Vatan”a araştırma gemisi gönderemiyorsunuz! Bu köşede birkaç kez yazdık: Mavi Vatan’ı MEB’leri de dahil ederek 464 bin kilometrekarelik bir alan olarak ilan etmek doğru değil. Çünkü MEB’ler devletlerin “tam egemen” olduğu alanlar değildir, işletme hakkı aldığı bölgelerdir. Öyle olduğu için de iki devletin anlaşarak MEB ilan ettiği bölgede, üçüncü ülkeler boru hattı döşeme dahil pek çok hakka sahip olurlar. Mavi Vatan’ı MEB’leri de dahil ederek genişletmek, jeopolitikçi anlayışın doğal bir sonucudur. Hatay’ı Suriye’den, Suriye’deki varlığınızı Doğu Akdeniz’den, Doğu Akdeniz’deki varlığınızı Trablus’tan koruma yaklaşımı, sizi sürekli “daha geniş alan” ihtiyacına götürür. Trablus’u da Tunus hattı üzerinde koruma ihtiyacı ortaya çıkar! Atatürk antijeopolitikçiydi Jeopolitikçi anlayışın tersini, en iyi Mustafa Kemal Atatürk formüllendirmiştir: Yurtta barış, dünyada barış! Jeopolitikçi anlayışa göre komşunun toprağına genişleyerek tehdit uzakta engellenir; Atatürk’ün dış politika anlayışında ise “Ülkendeki barış komşundaki barışa, komşundaki barış da ülkendeki barışa hizmet eder” görüşü hâkimdir. Jeopolitikçilik, komşuna rağmen gelişmeyi, komşuna doğru genişleyerek büyümeyi, hatta komşunun toprağında “savunma hattı” kurmayı, dolayısıyla aslında sürekli savaşı getirir. Atatürk’ün anlayışı ise barış kuşağı oluşturmayı, birlikte gelişmeyi hedefler ve sağlar. Atatürk, 1934’te Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya ile Balkan Dostluk ve İşbirliği Paktı’nı, 1937’de İran, Irak ve Afganistan’la dörtlü Sadabat Saldırmazlık Paktı’nı kurmuştur. Böylece Türkiye’nin batısında, güneyinde ve doğusunda bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmuştur. Zaten kuzeydeki SSCB ile de 1921 tarihli dostluk ve kardeşlik anlaşması vardır. İktidarın jeopolitikçi yaklaşımı ise ülkemizi komşularımızla karşı karşıya getirmiştir. Pek çok komşumuzla ve komşularımızın komşularıyla sorunlar yaşamaktayız bugün... Kısacası jeopolitikte çözüm değil, sadece sorun vardır. Çünkü jeopolitikçilik hem savaş doğurur hem de yalnızlaştırır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle