06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO [email protected] STERLIN FAİZ BORSA 11 1 OCAK 2021 CUMA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.4250 5.8 kuruş 9.1170 6.5 kuruş 10.1920 13.4 kuruş 14.96 0.07 1477 3.19 puan 453.51 50.45 lira 3047.58 6.71 lira Yılın ilk 11 ayında altın ithalatı yüzde 135 artarak 23 milyar dolara yükseldi Altına hücum sürüyor Türkiye’nin toplam ihracatı 11 ayda yüzde 8.3 düşüşle 152 milyar dolar, ithalatı yüzde 3.5 artarak 197 milyar dolar, açığı yüzde 82.5 artarak 45 milyar dolar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Dış Ticaret İstatistikleri, Kasım 2020” raporu, üretimin ithalata bağımlılığını bir kez daha teyit ederken, zaman zaman Türkiye için dikkat çekici sorunlar yaratan altın ticaretinin de 2020’de yine hızlandığını gösterdi. TÜİK’in verilerine göre, kasım ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla genel ihracat yüzde 0.9 düşerek 16.1 milYÜKSEK TEKNOLOJI PAYI YÜZDE 3.4 Geçen yılın aynı dönemine kıyasla Türkiye’nin 11 aylık ihracatına mallardaki teknoloji yoğunluğu açısından bakıldığında, “yüksek teknoloji” payının yüzde 3.4’te sabit kaldığı, “ortak yüksek teknoloji” payının yüzde 36.3’ten yüzde 35.7, “orta düşük teknoloji” payının yüzde 27.4’ten yüzde 27.3’e düştüğü görülüyor. “Düşük teknoloji” payı ise yüzde 32.8’den yüzde 33.7’ye çıktı yar dolar, ithalat yüzde 15.9 artarak 21.1 milyar dolar ve dış ticaret açığı yüzde 153.5 artarak 5 milyar dolar oldu. İlk 11 ayda ise ihracat yüzde 8.3 düşerek 151.7 milyar dolar, ithalat yüzde 3.5 artarak 197 milyar dolar ve açık yüzde 82.5 artarak 45.3 milyar dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 86.9’dan yüzde 77’ye düştü. Öte yandan mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre, 2020 yılı kasım ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 4.1 azaldı, ithalat yüzde 8.3 arttı. ‘Tüketim’ hızlandı İthalatın detaylarına bakıldığında, ilk 11 ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla sermaye (yatırım) malı ithalatının yüzde 32.6 artışla 28.4 milyar dolar, ara malı (hammadde) ithalatının 0.5 düşüşle 146.7 milyar dolar ve içinde lüks malların da olduğu tüketim malı ithalatının yüzde 12.7 artışla 21.4 milyar dolara çıktığı görülüyor. Kasımda ise sermaye malı ithalatı yüzde 32.6 (3.1 milyar dolar), ara malı ithalatı yüzde 9.5 (15.3 milyar dolar) ve tüketim malı ithalatı yüzde 41.4 (2.6 milyar dolar) arttı. Yine TÜİK’in verilerine göre yılın ilk 11 ayında altın ithalatı yüzde 134.9 artarak 23.1 milyar dolar, ihracatı yüzde 37.5 artarak 2.6 milyar dolar oldu. Kasım ayında ise geçen yılın aynı ayına kıyasla ithalat yüzde 66.9 artışla 2.6 milyar dolara çıkarken, ithalat yüzde 44.7 düşüşle 41.9 milyar dolara indi. l Ekonomi Servisi GÖZYAŞLARINI TUTAMADI Traktörü haczedilen çiftçi: Doy artık doy! Tarım Kredi Kooperatifi’ne (TKK) olan borcu nedeniyle koyunlarını, ineklerini satmak zorunda kalan Erbaş ailesi, traktörleri de icradan satışa çıkarılınca gözyaşlarını tutamadı. Sinir krizi geçiren baba Hasan Erbaş, “Neye sakinleşeceğim. Bıçak kemiğe dayandı. Sarayda yaşıyorlar. Gelsin bir de milletin halini görsünler. Doyacak mısın? Doy artık doy” diyerek sitem etti. Yaşadıkları zorlu süreci anlatan Hasan Erbaş, “Elimde bir traktörüm vardı. Bir sürü çoluk çocuk ne yapacağım şimdi. Utansın devlet, utansın. Bakanlar utansın. ‘Köylünün yanındayız, çiftçinin yanındayız’ dediler. Çiftçiye yapmadığınız kalmadı. Demek ki hep kendi ceplerini düşünürlermiş. Dünya kadar davarım vardı, o gitti. Her şey gitti” dedi. Koyunlarının satıldığı boş kalan ahırını gösteren Hasan Erbaş gözyaşlarını tutamayarak, “Garaja gidiyorum traktör yok. Ahıra geliyorum koyunlar yok. Ne yapacağız biz” diye konuştu. l ANKA SALGIN ETKİLEMEDİ Vergi ve harçlar yüzde 9.11 arttı: Yeni yıla eriyen ücretler ve işsizlikle giren geniş kesimler, bir de yüzde 9.11’lik yeniden değerleme oranı kadar artırılan vergi, harç ve cezalarla boğuşacak. Geçen günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan ve bugün yürürlüğe giren zamlar motorlu taşıtlar vergisinden (MTV) pasaport harçlarına, trafik cezalarından mahkeme harçlarına kadar her alanda yurttaşın ödemelerini artıracak. Öte yandan özel sektörün işlettiği Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleri ile otoyol geçiş ücretleri, dolar kuru üzerinden hesaplanacak ve artırılacak. Bu konuda çalışma yapıldığı, yeni geçiş ücretleri belirlendiği ve Hükümetin “olur” vermesi durumunda zamlı geçiş ücretlerinin hafta sonu uygulamaya girmesi bekleniyor. TÜRK LIRASI, 2020’DE EN ÇOK DEĞER KAYBEDEN IKINCI PARA BIRIMI OLDU Patent başvuruları yüzde 11 arttı Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, Türkiye’nin sınai mülkiyet açısından başarılı bir yıl geçirdiğini ve 2020’nin 11 ayında başvuruların yerli patentte yüzde 11, tasarımlarda yüzde 10, markada yüzde 27 ve faydalı modelde yüzde 26 arttığını bildirdi. Kurumun 2020 yılı çalışmalarıyla, Türkiye’nin sınai mülkiyet alanındaki son durumunu değerlendiren Asan, salgına rağmen işlerin aksamadığına dikkat çekti. Türkiye’de girişimcilerin salgına rağmen sınai mülkiyet konusuna çok önem verdiğini belirten Asan, “Genel sıralamada ilk 10’da yer alıyoruz. Bir önceki yıl 11’inci sıradaydık. Uluslararası patent başvurularında da Türkiye geçen yıl yüzde 47’lik oranla patent başvurularını en çok artıran ülke oldu” dedi. l Ekonomi Servisi RESMİ GAZETE’DEN Varlık Fonu’na repo kolaylığı Aracı kurumlar tarafından yapılacak repo ve ters repo işlemlerine ilişkin esaslar hakkında tebliğde değişiklikler yapan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tebliği Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetimi A.Ş ve TVF’nin ihraç ettiği borçlanma araçları, aracı kurumlar tarafından repo ve ters repo işlemlerine konu edilebilecek finansal araçlar arasına eklendi. Finansal araçlar arasına ayrıca gayrimenkul sertifikaları, projeye dayalı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul kıymetler de eklendi. l Ekonomi Servis KAYBEDEN TL OLDU Berat Albayrak’ın kasım başında beklenmeyen istifasından bu yana oluşan iyimserlikle dolar karşısında yüzde 15 değer kazanan TL, yılı toplamda yüzde 24 kayıpla kapadı. Buna göre: n 1 Ocak 2020’ye 5.9478 seviyesinden başlayan dolar/TL, yılı 7.377.48 arasında dalgalanarak bitirdi. n Yıl içinde dolar/TL’nin gördüğü en yüksek seviye, 8.5787 oldu. *TL, dolar karşısında yılbaşından beri bakıldığında gelişmekte olan para birimleri arasında en çok değer kaybeden ikinci para birimi oldu. En yüksek kayıp yüzde 23 ile Brezilya’da, Rusya para birimi ise yüzde 16 ile üçüncü sırada yer alıyor. n 2020’nin ilk gününe 6.65 seviyelerinden başlayan Avro/TL ise yılı 9.059.08 arasında dalgalanarak bitirdi. Altın damga vurdu n Avro/TL’nin 2020’de gördüğü en yüksek seviye ise, 10.1742 olarak kayıtlara geçti. n 2020 Ocak’ta 1956 TL olan Cumhuriyet Altını, yılı 3 bin 47 TL’den tamamladı. 2020’ye 290 liradan başlayan gram altın ise yıla 453 TL ile veda etti. BIST 100 endeksi, 2019’u 1.144 seviyesinden tamamladıktan sonra pandemi etkisiyle 819.4 puana kadar gerilemişti. Kasımdan sonra belirginleşen yükselişle endeks, yılı ... puandan tamamladı. Sorumlusu yumurta! n Öte yandan, Bloomberg’ün derlemesine göre, pandemi sürecinde dünya genelinde merkez bankaları faiz indirme yarışına girerken, dünyada yalnızca Danimarka, Güney Sudan ve Türkiye’de faiz artışı yaşandı. n Türkiye, dünyada faizin en yüksek olduğu 9. ülke konumunda bulunuyor. n Diğer yandan, dün yayımlanan Merkez Bankası (TCMB) PPK özetinde, yine gıda fiyatlarındaki artışlara vurgu yapıldı. n Özellikle yumurta ve tavukta belirgin zamların olduğuna vurgu yapılan metinde, “Söz konusu gelişmeler işlenmiş gıdayı olumsuz etkilemiştir. Ekmek ve tahıllardaki artış eğilimi kasım ayında hızlanmış, uluslararası fiyatlar ve döviz kuruna duyarlılığı yüksek olan katı ve sıvı yağlar kalemi güçlü fiyat artışlarıyla diğer işlenmiş gıda grubunda öne çıkmıştır” denildi. l Ekonomi Servisi Dış borç stoku 262 milyar dolar Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Türkiye brüt dış borç stoku eylül sonu itibarıyla 435.1 milyar dolar, bu stokun milli gelire oranı da yüzde 59.1 oldu. Stok haziran sonunda 421.8 milyar dolardı. Net dış borç stoku ise 244.4 milyar dolardan 262.2 milyar dolara çıktı. Stokun milli gelire oranı da yüzde 35.6 oldu. AB tanımlı genel yönetim borç stoku ise eylül sonunda 2. trilyon TL’yi aşarken, milli gelire oranı yüzde 42.6 oldu. Bu rakam haziran sonunda 1.8 trilyon TL idi. İNŞAATTA SANCILAR SÜRECEK Bu yıl gürültü, yalıtım, akan tavanlar, boya gibi ertelenmiş ihtiyaçlar öne çıktı. Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Tayfun Küçükoğlu, 2021’den umutlu değil. 2021’in ikinci çeyreğinde küresel salgının etkisinin azalacağını söyleyen Küçükoğlu, ancak Covid19’un gelişi gibi gidişinin de sancılı olacağını açıkladı. Bu yıl inşaat malzemeleri söktörünün yüzde 8 büyüdüğü bilgisini veren Küçükoğlu, sektörün bu yılı yaklaşık 6.8 milyar dolar ithalat, 21 milyar dolara yakın da ihracatla tamamlayacağını açıkladı. 2021’de ise inşaat sektöründe yüzde 4, inşaat malzemelerinde ise büyümenin yüzde 67’de kalacağını öngördüklerini belirten Küçükoğlu, “Yaşanacak talep coşkusuyla beraber arztalep dengesizliğinin sancılarının başlayacağını ve küresel enflasyon sorununu yönetmek durumunda kalacağımızı da şimdiden öngörmemiz lazım” dedi. İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan ise geçen yılki büyümeye ilişkin, “Konut kredilerinin yüzde 1’in altına çekilmesiyle bir anda beklentinin üzerinde bir canlılık yaşandı” dedi. l Ekonomi Servisi Neden? Nasıl? Çünkü... Ada henüz 2.5 yaşında. Her şeyi merak ediyor; inanılmaz bir açlıkla öğrenmek istiyor. O yüzden her fırsatta “neden” diye soruyor. Eğer ikna olmadıysa başka sorularla açıyor? Ta ki merakını giderene kadar.. Neden sinekler sokuyor? Nasıl sokuyorlar? İğneleri nasıl, peki? Neden uyumam gerek? Neden çiçekleri kopartmamalıyız? Neden benimle oynamıyorsun? Kuşlar nasıl uyuyor? Güneş nasıl doğuyor? Günümüz onun “neden” diye başlayan sorularına “çünkü” diye başlayan yanıtlarla geçiyor.. Sabırla, bıkmadan.. Ada büyüyecek. Öğrendikleri, deneyimledikleri ona yeni kapılar açacak. Peki, merakı nasıl evrilecek? Birçok insanda olduğu gibi giderek azalacak ve sönecek mi? Büyüdükçe bilgi bombardımanının hızı ve çeşitliliği de artacak. Tabii bilgi kaynakları da: Okul, arkadaş çevresi, medya, sosyal medya... Peki, doğru bilgi ile yanlış bilgiyi nasıl ayırt edecek? Edebilecek mi? Yoksa sorgulamadan kabullenecek mi? Onun bilme merakını canlı tutabilmek için bizlere düşen görev ne? 2020 yılına damgasını koronavirüs ve onunla mücadele vurdu. Dünya bilimi seferber oldu, ilaç ve aşı için. Ülkeler bilim kurulları oluşturdular; gözümüz kulağımız bilimde oldu. Oldu da... Koronavirüs salgınından da ona çare bulmaya çalışan bilimden de çok daha hızlı davranan, çok daha hızla yayılan bir şey daha oldu: İnfodemi. İnfodemi ne ki? İnfodemi, Dünya Sağlık Örgütü’nün bilgi kirliliği salgınına taktığı isim. DSÖ, infodemi kavramını şöyle tanımlıyor: “Aşırı ve asılsız bilgi veya haber salgınının, toplumda korku ve paniğe yol açarak, esas salgının yönetimini zorlaştırması.” Ve yazık ki bu, Covid19’dan daha hızlı yayılıyor ve daha tehlikeli. İnfodemi salgını, yalanı, hurafeyi, komployu, istismarı, fırsatçılığı, abartıyı, çarpıtmayı ve sobatajı içeriyor. Özellikle sağlık alanında hızla yayılan, “viralleşen” aşırı miktarda doğru ya da yanlış bilgi yığılması, sağlıklı bir bilgi ekosistemini ortadan kaldırıyor, ilgili sağlık sorunuyla baş edilmesini tehdit edecek hale gelebiliyor. Bu, salgını yönetmekten sorumlu kurumlara ve bilim insanlarına güvensizliği de beraberinde getiriyor. Ne yazık ki “okumuşlar” bile bu tuzağa düşebiliyor. Aşı karşıtları, komplo teoricileri. Aşı karşıtları bilimsellikten son derece uzak saçma komplo kuramları ile kafaları bulandırıyorlar. Bunlara göre aşılama programları aslında bir kamuflaj: Gerçek amaç insanların beyinlerine mikroçip yerleştirmek. Bilgi kirliliği dünyanın her yerinde. Tabii bizde de.. Din tacirliği ve hurafelerle beyin yıkama arttıkça bilimden, bilimsel düşünceden, sorgulamadan da uzaklaşılıyor. Popülist siyasetçilerin elinde en güçlü silah haline dönüşebiliyor infodemi. Evangelistlerin koronavirüse durması için emir verdikleri ayinler... Salgının en zirve noktasında Ayasofya’nın camiye dönüştürülme duasına insanların akın akın gitmesi... Sosyal medyada virüs gibi yayılan komplo teori videoları... Neden, nasıl soruları ya da başka deyişle bilme merakı insanlığın ve uygarlığın bugüne ulaşmasının arkasındaki temel itici güç oldu. İnsanoğlu ilk zamanlar varlığını sürdürebilmek, güvenliği sağlamak için içindeki bilme merakını kullandı. Bilme merakı, daha sonra toplum içinde örgütlendi, doğru bilgi edinmek için metodolojik bir yapıya, yani bilime kavuştu. Geçen yıl Herkese Bilim Teknoloji dergisi buradan yola çıkarak “Merak konferansları” düzenlemişti. Bu yıl pandemiden dolayı ne yazık ki devamı getirilemedi. Öğrencilerde merak nasıl kışkırtılabilir? İlköğretimden üniversiteye eğitim sistemimiz merakı öldürüyor mu? Bu haliyle klasik eğitim sistemi tarihe mi karışmalı? Merakın önünde toplumsal ve ailesel engeller var mı? Şüphe etmekle merak ve yaratıcılık arasında nasıl bir ilişki kuruluyor? Bu sorular önemli. Dünyayı, bilme merakını örgütleyebilmiş toplumlar ile örgütleyememiş toplumlar olarak ikiye ayırabilir ve sıralamayı bu ayrıca göre yapabiliriz. Merakı salt bilim içine sıkıştırmadan, bilme merakını toplumsal olarak örgütleyebildiğimiz yayabildiğimiz ölçüde toplum ve ülke olarak var olabileceğiz. Ne dersiniz 2021’e bu sorularla başlayalım mı? Herkese mutlu ve sağlıklı bir yıl dileklerimle...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle