09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 9 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA HABER Saray’a götürülen Maliye Bakanlığı personeline öğle yemeği verilmedi Memuru aç bıraktılar Ayaktakiler ve oturanlara Vaka sayıları hızla artıyor. Normalleştik ne de olsa! Kurban Bayramı’yla birlikte virüsün bütün ülkeye dağılmasının sorumluluğu mu? Karıştırmaya gelmez konular. Ama insanız; sorguluyoruz. Haliyle sesler çoğalıyor, iktidarın açıkladığı verilere ve virüsle mücadele politikasına güven de aşındıkça aşınıyor. Bir çare lazım; her iktidarın önünde iki seçenek vardır: İlki sorunu çözmek; ikincisi, çözemeyecekse, sorunu ve sorumluluğu başkalarına yüklemek. İktidar ilkini yapamıyor; nedeni bozuk ekonomi; düzeltiyorum, bozdukları ekonomi. İşsizlik artacak diye işten çıkarma yasak; ekonomi çökecek diye emekçiyi virüslü ortama, toplu taşımaya mecbur bırakmak serbest. Özgürlükler ülkesi… İlkini yapamayınca, ikincisine mecbur kalıyor iktidar da. Sorumluluğu başkalarına yüklüyor. Pazartesi akşamı Erdoğan kameraların karşısına çıktı ve toplu taşımada ayakta yolcu alımını kesin olarak yasakladıklarını ilan etti. Demek ki virüs, “normalleşme” adı altında alınan kararlardan, patronların kârları daha fazla düşmesin diye emekçiyi işyerine gitmeye mecbur bırakmaktan değil; toplu taşımaya ayakta yolcu alanlar, bir de ayakta olduğunu bile bile araca binenler, yani geniş halk çoğunluğu yüzünden yayılıyor! İyi, güzel de insanlar niye virüse rağmen toplu taşıma aracına, hem de ayakta biner? Açık değil mi? Herkesin otomobili yok. Araç fiyatları uçtu, vergiler iktidarın en önemli geliri; yakıt deseniz, cep yakıyor. Kaldı ki bu ülkede halkın ortalama geliri asgari ücretin biraz üstüyle biraz altında gidip geliyor. Bu ortamda işe gitmeye mecbur bırakılan, servisleri de kesilen emekçiler elbette toplu taşıma kullanacak. Makam araçları Diyebilirsiniz ki toplu taşıma araç sayıları artırılsın. Doğrudur; ancak İstanbul’un sorunu yapısal. Türkiye nüfusunun beşte biri İstanbul’da yaşıyor. Oysa yüzölçümü bakımından İstanbul 64. sırada; yani Türkiye’de kilometrekareye 108 kişi düşerken, İstanbul’da bu sayı 2 bin 987, kısaca 3 bin. Neredeyse 30 katı. Bu artışta son 10 yılın da büyük payı var. Ne oldu son 10 yılda? Ürünü, emeği para etmeyen Anadolu, İstanbul’a akmayı sürdürdü; ekmek parası için. Ve iktidar, ülkenin ekonomik gelişimini inşaat rantına bağladı; taşa toprağa bina, gökdelen ve AVM yaptı. Adım atacak yer bırakmadı. Bu ortamı yaratanların payı yok; halkı şu sağlıksız koşullarda toplu çalışılan, salgının yuvası olarak işleyen işyerlerine gitmeye mecbur bırakan politikanın payı yok; ne yapalım? Toplu taşımada ayakta yolcu alımını yasaklayalım. Oysa İstanbul İstatistik Ofisi’nin verilerine göre, İstanbul’da belediyenin toplu taşıma araçlarından yararlananların sayısı 31 Mart’ta 1 milyon 24 bin 248’di; temmuz sonunda sayı 3 milyon 700 bini geçti. Artış oranı yüzde 264. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçmiş yıllardaki raporlarına göre, minibüs ve dolmuşlara da günde ortalama 1.7 milyon kişi biniyor. Bu sayıyı da ekleyin. Ne değişti de halk şimdi yeniden toplu taşımaya yöneldi sizce? İktidarın her şey bitmiş, sorun geçmiş havasıyla başlattığı “normalleşme” kampanyası nedeniyle olabilir mi? Ayasofya’da on binlerle yapılan siyasi gösterinin, Giresun’da milleti çay kapma yarışına sokan sıkışık mitinglerin payı yok elbette; İstanbul’da işine geç kalmamak, ekmek parası kazanmak için toplu taşımaya ayakta binmeyi göze alan emekçilerin sorumluluğu var! Hayır sevgili halkım, siz niye zenginleşmediniz, eşdost bulup makamda bir koltuğa, makam aracında arka koltuğa kurulacak şartları zorlamadınız ki? Öyle ya, ülkeyi yönetenlerin birden fazla makam uçağı ve araçları, onlarca araçlık koruma konvoyları var; idarecilerin makam aracı sayılarında dünya rekoruna güreşiyor ülkemiz. Koltuklarda ve makam araçlarında oturanlar kaynakları halk için kullanmıyor; eş dost, akraba ve yandaşa geçiş garantili ulaştırma ihaleleri sağlıyor ve parasını da emeğiyle geçinen çoğunluk, vergisiyle ödüyor diye, bütün sorumluluk ayakta gidenlerde mi? Sorun ayaktakiler değil, koltuklarda oturanlardır. Otobüse, dolmuşa erken bindiği için oturma şansı bulanlar sanmayın; oturanlar makamlardadır. 1 hakaret gözaltısı daha Bodrum’da İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, ilçede ikamet eden M.S. isimli şahsın, sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği tespiti üzerine harekete geçti. Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı doğrultusunda şahıs çalıştığı otelde gözaltına alındı. Adli makamların karşısına çıkarılan şahıs, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakıldı. l İHA Birleşik Kamuİş Konfederasyonu’na bağlı Büroİş Sendikası Ge nel Başkanı Alay Hamzaçebi, Beştepe’deki Cumhurbaşkanlı ğı Sarayı’nda yapılan Türkiye Sigorta Tanıtım Toplantısı’na götürülen Hazine ve Maliye Bakanlı ğı personeline öğle yemeği verilmedi MUSTAFA ÇAKIR ğini söyledi. Hamzaçebi, personelin saat 15.00’e kadar sadece su ile idare ettiğini, ba zılarının otobüsleri gelmediği için de taksi ile dönmek zorun da kaldıklarını bildirdi. Büroİş Sendikası Genel Başka nı Alay Hamzaçebi, AKP’nin ikti dara geldiği günden bugüne ka dar “hep emekçiden alıp yandaş sermayeye” aktardığını söyledi. ‘BES’ eleştirisi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen Türkiye Sigorta Tanıtım Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Devletin desteği ve teşvikiyle fon tutarı 154 milyar liraya ulaşan Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) yapılacak atılımlarla reel sektöre uzun vadeli ve düşük maliyetli büyük bir kaynak sağlanabilecektir” ifadesini kullandığını anımsatan Hamzaçebi, “Uzun vadeli ve düşük maliyetli büyük bir kaynak demek; BES gelirlerinin düşmesi demektir. Zorunlu olarak sisteme katılan emekçilerin birikimleri sermaye ve para piyasalarında kullanılan enstrümanlar aracılığıyla alınmak istenmektedir” dedi. Hamzaçebi, halkla iç içe görev yapan ve pandemi döneminde özveriyle çalışan, devlete gelir toplayan, birçoğuna Covid19 bulaşan Hazine ve Maliye Bakanlığı personeline test yapılmazken, Türkiye Sigorta Tanıtım Töreni’ne katılımın kalabalık görünmesi için Saray’a götürülen personele bakanlığın Emek Yerleşkesi’nde bulunan sağlık biriminde kurulan özel Covid19 merkezinde test yapıldığını söyledi. Personelin saat 10.00’da otobüslerle, resepsiyonlarda “ejder meyveli smoothie, starex meyvesi eşliğinde aloevera ve efuli” gibi lüks meyve ve içeceklerin servis edildiği Saray’a götürüldük lerini belirten Hamzaçebi, şöyle devam etti: “Personele gün boyu sadece su ikram edildi. Öğle yemeği verilmeyen personel saat 15.00’e kadar Saray’da bekletildi. Ne bir bisküvi, ne bir kuru pasta verildi. Saray’a götürülen personel aç kaldı. Sonrasında bazı personelin otobüsleri gelirken, bazılarının otobüsleri de gelmedi. Otobüsleri gelmeyen personel bir süre bekledikten sonra ücretlerini kendilerinin ödediği taksi ile Saray’dan dönebildi. Emekçilere verilen değer bu. İşçilerin ‘Tamamlayıcı Emeklilik’ adı altında kıdem tazminatlarına göz dikenler şimdi de BES’te biriken 154 milyarına göz dikmiştir.” l ANKARA Diyanet, Heybeliada Sanatoryumu’na ilişkin koşullu iade açıklaması yaptı: Yeni hastane için veririz IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN AKP MILLETVEKILI TUBA DURGUT Yeni Akit’e ‘paçavra’ dedi AKP İstanbul Milletvekili, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkan Vekili Tuba Durgut, 12 yaşındaki kız çocuğuna istismardan tutuklanan Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah’ı savunan Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu’na sosyal medya hesabından tepki gösterdi. Durgut yaptığı açıklamada, “İnsaniyetten, İslamiyet’ten, ahlak tan ve vicdandan birazcık nasibi olan herkesin bütün hücreleriyle isyan edeceği, lanetleyeceği bir olayı ne kadar da empatik bir dille nasıl da büyük bir anlayışla ve soğukkanlılıkla kaleme almış bay yazar. Büyük bir camianın namuslu kadınlarına fahişe demekte bir beis görmeyen paçavranın yazarı, esfeli safiline inmiş ahlaksız, sapık tecavüzcüye ise şımarık demekle iktifa ediyor” ifadelerini kullandı. l İç Politika Atatürk’ün talimatıyla kurulan Heybeliada’daki Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi ve 200 dönümlük arazisinin İslami Eğitim Merkezi kurulmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildiği ortaya çıkmıştı. Tepki toplayan konuya ilişkin, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada 2005’te Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sanatoryum’un kapanmasının ardından 13 yıl boş kaldığı, bu sürenin ardından 2018’de Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edildiği kaydedildi. Binanın uzun süre kullanılmadığı söylenen açıklamada “Dolayısıyla başkanlığımıza bir pandemi hastanesi değil, kullanılamaz durumda binaların olduğu bir alan tahsis edilmiştir” savunması yapıldı. ‘Harabe durumda’ Söz konusu 200 dönümlük alanın sanatoryum binasının da içinde olduğu yaklaşık 134 dönümlük bölümünün tahsisinin 2019’da kaldırıldığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Başkanlığımıza halen tahsisli bulunan yaklaşık 60 dönümlük alanda, harabe durumda olan sanatoryumun idari hizmet binaları olarak kullanılan yerler bulunmaktadır. Söz konusu alanların başkanlığımıza bağışlanması söz konusu değildir. İlgili mevzuat doğrultusunda, kamuya ait araziler kamu kurumlarına nasıl tahsis ediliyorsa, Heybeliada’daki alanlar da başkanlığımıza aynı usullerle tahsis edilmiştir. Başkanlığımız Covid19 TTB VE İTO: Sağlık kurumu olarak kalmalı Heybeliada Senatoryumu’nun Diyanet’e devredilmesiyle ilgili Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu yaptığı ortak açıklamada, “Heybeliada Sanatoryumu bir sağlık kurumudur ve öyle kalmalıdır” çağrısında bulundu. Açıklamada, “Böylesine değerli bir sağlık kurumunun türlü bahanelerle önce atıl hale sokulup çürümeye terk edilmesi şimdi de kuruluş amacıyla hiçbir ilgisi olmayan kurumlara tahsis edilmesi ülkeyi yönetenlerin sağlığa bakışının özetidir. Milyar dolarlık borç bırakan ‘Şehir Hastaneleri’ ile geleceğimizi, Heybeliada Sanatoryumu’nu gasp ederek geçmişten gelen değerlerimizi yok etmenize izin vermeyeceğiz” denildi. Açıklamada sanatoryumun yaşatılmasının tarihsel sorumluluk olduğu belirtildi. l Haber Merkezi salgınıyla mücadele sürecinde birçok ilimizde eğitim tesislerini Sağlık Bakanlığımızın kullanımına açmış ve 150 bin civarında personelimizle her türlü desteği vermeye gayret etmiş, bundan sonra da devam edecektir. Öte yandan, salgınla mücadele kapsamında Heybeliada’ya yeniden bir pandemi hastanesi inşası planlanması halinde, söz konusu araziyi de Başkanlığımız iade etmeye ve süreçle ilgili gerekli desteği vermeye hazırdır.” l ANKARA Güzel İzmir’imizi düşman işgalinden kurtararak vatan topraklarına kazandıran, “Ben bütün İzmir’i ve ebodmülimtneeibbüvvnddeüüaaanniinttttnnGGküüaaeeeİüüUnnznnütnnzzmlzttveeİİuUUzzooellemmippllİİrrÖuuzzleşrriiimmaarrüÖÖnl;llekkiisiikdnnllllrrreeiaar’’ddileiirrrraammiieesıırnnnhsseirriimeeiiaazzlmmvaaiivvkkeiddeeriizaaazzrkrrüüzziniiMaMMmmmşşaammıdnnyuu””u”addoaassssssööşıınnttrrrötaal,zzaaaiiazüü9ffşşnnraaüfggyy,,ıEa““nllaayKKeeBBylllıeeKiieeeggnnlvmmünneööddeglmnnaaeebböİannllüüzüünaAAzllmttkkllüüileeüttuuzaannrriAlrrriilttşmmtte’İİtüüiaaezznarrriirrmmhzziaakktmddKirrüiitrraabbeeul’’irkkiiaaezyyrkvvşşrdteeeettiubrraamelauyişzşetira ooGllmmüaankküüü’nzzeeürreee;; nssiilliaaçhhteaarrnkkaadddilaaeşşkllaalrreıınnriıımvveeizaalzzeiizzkşşueethhliiuttllyeeorriimmruiizzii. mmiinnnneett vvee şşüükkrraannllaa aannııyyoorr,, 99 EEyyllüüll İİzzmmiirr’’iinn KKuurrttuulluuşş İGGAüünnOüü’’nnSüüBeennYiiççttÖeennNddiiElleekkTlleeİrrMiimmiizzllKee kkUuuttRlluuyyUoorrLuuzzU.. İİAAOOSSBB YYÖÖNNEETTİİMM KKUURRUULLUU >> Baş tarafı 1. sayfada Oysa Esenler Belediye Başkanlığı 2019 yılı Faaliyet Raporunun “kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler” kaleminde ki 2,117.403,00 TL/nin tamamı; Esenler Mahalle Muhtarlıkları, Türkiye Belediyeler Birliği, Marmara Belediyeler Birliği, İstanbul Kalkınma Ajansı, Verem Savaş Derneği, Darülaceze Vakfı, memur öğle yemeği katkısı ve ilçemizdeki okulların cari nitelikteki bakım onarım eksiklikleri için kullanılmıştır. Tüm mizan ve muhasebe dokümanları yukarıda yer verdiğimiz hakikati gün gün, kuruş kuruş tescil etmektedir, 66 bin 842 bin ton asfalt döküldüğü ve bu asfaltın Esenler ilçesine fazla olduğu bilgisi ise tamamen yanlıştır. 2019 yılı faaliyet raporunun 200. sayfasında gerçekleşen asfalt serim ve yama miktarı yer almaktadır. Buna göre belediye başkanlığımız tarafından 33.432 Ton asfalt temin edilmiş, bu asfaltın 4.761 tonu Serim. 28.649 tonu ise Cevap ve düzeltme Yama şeklinde ilçemiz genelindeki ihtiyaç görülen yerlere uygulanmıştır. Bu bakımdan 66.842 ton asfalt serildiği şeklinde bir ifade faaliyet raporunda geçmemekledir. Asfalt uygulaması yapılan alanların mahalle listesi ise faaliyet raporunun 83. Sayfasında yer almaktadır. Belediye başkanlığımız sorumluluğunda 15 Temmuz Millet Bahçesi (240.000 m2). Göktürk piknik ve mesire alam (560.000 m2) olmak üzere çok sayıda park ve rekreasyon alanı bulunmaktadır. Söz konusu alanların peyzaj düzenlemesi için yapılmış olan faaliyetler faaliyet raporunun 158. sayfasında ayrıntılı olarak yer almaktadır. Yanlı ve asılsız iddialar hakkında, başta ilçemiz vatandaşları olmak üzere saygı değer kamuoyunu bilgilendirmek ve hakikati ortaya koymak adına iş bu açıklamayı yapma gereği hasıl olmuştur. Kamuoyuna sayıyla duyurulur. İhtar eder vekili Av. Cihat SÖĞÜNMEZ Terörle ortak mücadele vurgusu Türkiye ve İran arasındaki ikili ilişkilerin tüm boyutlarıyla ele alındığı Türkiyeİran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 6. toplantısı dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin başkanlığında video konferans yöntemiyle yapıldı. Toplantının ardından yayımlanan ortak bildiride terör örgütü PKK ve örgütün İran kolu PJAK ile ortak mücadele vurgusu yapıldı. Bildiride “PKK/PJAK ve diğer terör örgütlerinin unsurlarının eylemlerine karşı mevcut işbirliği mekanizmalarından tam olarak istifade etmenin ve terörizme ve örgütlü suça karşı sonuç odaklı işbirliği amacıyla, ortak operasyonlar dahil, eşgüdüm içinde adım atmanın her iki ülkenin sorum luluğunda olduğu” vurgulandı. Bildiride iki ülke yetkililerinin, sal gının etkilerini azaltmak için ticaret, turizm, enerji gibi alanlarda ilişkilerin geliştirilmesinin önemini vurguladıkları belirtildi. Bildiride, ABD’nin çekildiği ve İran’ın nükleer faaliyetlerinin denetim altına alındığı Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın önemine de dikkat çekilirken Türkiye ve İran’ın “çatışmaların barışçı yollarla çözülmesi ile kuvvet kullanımı tehdidine başvurmama ilkelerine vurgu yaptıkları” kaydedildi. Toplantıda iki ülkenin de Suriye’nin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne olan taahhütlerini vurguladıkları, ayrıca Astana formatı çerçevesinde ve BMGK kararlarıyla uyumlu bir çözüme dair inançlarını yineledikleri bildirildi. l ANKARA ‘Restorasyon gecikmemeli’ HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Nevşehir Hacıbektaş’ta bulunan Kadıncık Ana Türbesi’nin restore edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a mektup göndererek “2019 yılında söz verilmesine karşı türbenin restoresi yapılmadı. Bu projenin bir an önce hayata geçirilmesini ve çok geç olmadan gerekli çalışmanın baş latılmasını istiyoruz” dedi. Kadıncık Ana Türbesi’nin Alevi ka dınları için önemli bir yere sahip olduğunu, bakımsız ve harabe bir halde bulunduğunu anlatan Kenanoğlu mektupta şunları söyledi; “Avrupa Alevi Kadınlar Birliği bu restorasyon çalışması için gerekli maddi kaynağı sağlayacağını Bakanlığınıza bildirmiştir,” l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle