09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 3 EYLÜL 2020 PERŞEMBE [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Üstün yetenekli, alçakgönüllü bir bilim insanı Dilhan Ege Eryurt: Bir Cumhuriyet değeri PROF. DR. ERHAN KARAESMEN Bilim ve teknoloji tarihinde benzeri görülmemiş çok güçlü ve yaygın bir bilgi depolamasının “Google” oluşumu tarafından yapıldığı biliniyor. Sahip olduğu çok ileri elektronik teknoloji olanaklarıyla ve olağanüstü mali gücüyle Google öğrenim ve araştırma alanlarının günümüzdeki en güçlü dayanaklarından birini oluşturuyor. Bu devasa kuruluşun bilim – teknoloji, sanatkültür, sosyal bilimekonomi yani kısaca uygarlığın gelişmesinde yer almış tüm etkinlik alanlarının tarihine yönelik saygılı ve anlamlı çalışmalar yaptığı da biliniyor. “Karalama Defteri” veya “Çizimlemeler” (Doodle) olarak bilinen ince esprili bir yaklaşımla uygarlık tarihinin biraz gölgede ve kıyıda köşede kalmış ayrıntılarına da ışık tutulmasına yardımcı olunuyor. 2020 “Karalama Defteri” çizimleri arasında Türk Bilim Tarihi’ni de ilgilendiren bir mutlu olaya da yer verildi. Çok prestijli NASA kuruluşunun çeşitli birimlerinde astrofizik bilim dalının matematiksel gelişmesini katkıda bulunmuş olan büyük bilim kadını Prof. Dilhan Ege (Ezel/Eryurt) de bu karalama defterinin başarılı bir çizimini oluşturdu. Bu olay sadece Türkiye’de değil, dünyanın bilim merkezlerinde de ilgi çeken bir hatırlatma işlemi olarak alkışlandı. “Doodle”ın ilgili ekibinin sorumluları Google’ın Avrupa çalışanı bir yakınımızla kurduğu temasta Dilhan Ege ile yapılmış zevkli ve anlamlı hatırlatmanın uluslararası ilgi çekmiş olmasından duyulan memnuniyeti dile getirilmişlerdir. Alanında ün sahibi Dilhan Hoca astrofizik alanında ve onun matematiksel bağlantılı konularında dünyada sahip olduğu büyük saygınlığın yanı sıra ülkemizde de Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) camiasındaki yılları boyunca da çok sevilen ve saygı duyulan/gören bir hoca ve yönetici olarak hep hatırlanacaktır. Ancak, benim Dilhan Hoca ile olan yakınlığımın çok farklı özellikleri bulunuyordu. Yazının sonraki satırlarında bunlara yer verilecektir. Astrofizik çok ileri ve çapraşık bir dokuya sahip bir bilim dalı olarak bilinir. Dilhan Hoca’nın ülkemizde ve dünyada sahip olduğu büyük saygınlığın matematik çözümlemelerindeki ustalıktan kaynaklandığı bilinirdi. Kuvvetli kişisel bağlar Ege ailesi ile benim ailemin Cumhuriyetimizin ilk dönemlerine kadar giden çok köklü bir yakınlığı vardı. Büyük Atatürk’ün, topraklarımızın müstevliden temizlenişinden sonra ve yeni/uygar bir toplum yaratma heyecanı içinde her yaştan on beş milyon genç oluşturma arayışının bir ürünü olarak gelişmenin teknik ve ekonomik temellerini sağlamak üzere, çok önem verdiği bir projesi bulunuyordu. Teknik, sosyal, kültürel pek çok alanda kendini göstermiş kabiliyetli, çalışkan ve vatansever gençlerinin bir bölümünün Avrupa ülkelerine tahsil ya da ihtisas amaçlı gönderilme yoluna gidilmişti. Soyadı yasasının çıkışından sonra Ege ve Karaesmen soyadını alacak iki genç Abidin ve Fikri, eşleri ve büyük çocukları yanlarında olmak üzere Almanya’ya gönderilmişlerdi. Berlin yıllarının güzel anı ve öykülerini çerçevelediği büyük dostluk iki aile arasında 1928’li yıllardan itibaren doğmuştu. Dilhan, Ege ailesinin Türkiye’de kalan kızıydı. İzmir ve Ankara çocuğu olarak büyüdü. Çok küçük yaşlarımdan itibaren evimizde bir Dilhan harikasından söz edildiğinı hatırlıyorum: “Aaa Dilhan sınıf birincisi, ayrıca da matematiği çok kuvvetli, çok akıllı, çok güzel, şimdi kozmografya tahsili yapıyor...”. Astronomi sözcüğünün henüz kullanılmadığı dönemde o bilim dalı “kozmografya” olarak adlandırılıyordu. Benim küçük kafamda “kozmografyacı Dilhan Abla” olarak canlanan bir sevgili aile yakını vardı. Hayatın akışı içinde çok uzun yıl lar sonra sevgili Dilhan ablamla ODTÜ’de buluşmamız ikimiz için de mutluluk kaynağı olmuştu. İlk buluşmamızdan hemen sonra gelen ilk yaz tatilinde Dilhan Hoca ile daha sık ve geniş görüşme şansı bulabilme umudu taşımıştım. Ancak, sevgili ablam hiç ortalığı velveleye vermeden sakin bir şekilde daha önceden de ilişkileri bulunan NASA’ya yeniden gidivermişti. Aya “insan” gönderme eylemi çağdaş bilim ve teknolojinin anlamlı bir olgusuydu. Dilhan Hoca o projenin gizli tutulduğu ilk dönemlerinden itibaren olaydaki karmaşık mekanizmaların matematiksel araştırmasında zaten daha önceden görev almıştı. Mayasında Cumhuriyet Apollo Projesi’nin uygulamaya geçmesiyle birlikte gözlem ve bulguların değerlendirilmesi aşamasında bir üst yönetici olarak yine oradaydı. Benzersiz alçakgönüllülüğü, aileden gelen geniş kültürü ve yaşam terbiyesi onun NASA gibi çok alkışlanacak bir referansı hiç övünç kaynağı yapmaksızın bir kenarda tuttuğunu büyük takdirle gözledik. Bir üstün bilim insanına saygı sunuşu notlarını bitirirken kendi çok değişik yaratıcı zekâsının, ailesi ve özellikle kendisi de çok iyi yetişmiş bir Atatürk dönemi aydını olan Abidin Ege tarafından kuvvetle özendirici destek sağlandığını hatırlatmalıyız. Abidin Bey’in 1940’larda Dilhan kızına yazdığı yüreklendirici ve özendirici bir mektubu, çok uzun yıllar sonra ODTÜ Matematik Bölümü mezunları mızdan Melek Şener’in teyzesinin anısına düzenlenmiş bir kız çocuklarını eğitime özendirme toplatısında okuduğunda tüm katılanların dokunaklı heyecan duygusu yaşadığı bilnmektedir. Çok sevgili Dilhan Abla’ya saygılarla... Kısaltılmış olarak gök bilimi ve uzay bilimi sözcükleriyle betimlemeye çalışılan astrofizik çok ileri ve çapraşık bir dokuya sahip bir bilim dalı olarak bilinir. Dilhan Hoca’nın ülkemizde ve dünyada sahip olduğu büyük saygınlığın matematik çözümlemelerdeki ustalıktan kaynaklandığı bilinirdi. ODTÜ’nün çağdaş, yenilikçi bir eğitim ve araştırma kurumu olarak kökleşmesinde öncül payları olan iki büyük insanı Dilhan Hoca’nın Türkiye’deki bilimsel ilişkilerinin temel atmasında anlamlı rolleri olduğunu hatırlamalıyız: Erdal İnönü ve Feza Gürsey. Erdal İnönü genel kamuoyunda sadece önemli bir bilim adamı olduğu için değil, toplumsal sorunlarla da ilgilenmiş sosyal lider olarak hak ettiği bir saygınlık düzeyine ulaşmıştır. Teorik fizik alanının özellikle matematiksel çözümlemeler etkinlik ve işlemlerinin çok önemli bir insanı olarak Feza Gürsey Hoca’nın adı bilim dünyasında bilinirdi. Ancak, genel kamuoyu dikkatinde yeterince yer almamıştır. Bu, aslında bilim dünyasında özellikle teorik incelemeler, çözümlemeler yoluyla büyük iz bırakmış olan önemli bilim insanlarının bir miktar kaderi gibidir. Benzeri bir oluşum Dilhan Hoca için de kendini göstere gelmiştir. Türk Bilim dünyasında ve ODTÜ eğitim çevrelerinde Feza ve Erdal hocaların insan olarak çok sevdikleri ve bilim kadını olarak da müthiş saygı duydukları Dilhan Ege ile bilim tarihimizin önemli buluşmalarından birini gerçekleştirmiş oldukları hep hatırlanmalıdır. Büyük bilim kadını Dilhan Hoca’ya ve benim çocukluk anılarıma kazınmış köklü anılarıyla sevgili Dilhan ablama aramızdan ayrılışının sekizinci yılının yaklaştığı şu günlerde tekrar derin saygılarla. İktidar nasıl gider? Bir iktidar, hem yöntem hem de izlediği politikalar açısından, nasıl geldiyse öyle gider! HHH Yöntem açısından, Erdoğan/AKP iktidarı da seçimle geldi, seçimle gidecek: Kimsenin bundan kuşkusu olmasın. Her ne kadar iktidar seçimi kendi lehine etkileyecek önemler alıyor ve alacaksa da... Memnuniyetsizlik oranı çok yükseldiği zaman: Seçim ortamı baskılansa da hatta 16 Nisan 2017 halkoylamasında yapıldığı gibi hem ortam baskılanıp hem de yasalara aykırı oy sayımı yapılsa bile, sonuç değişmez. HHH İzlediği politika açısından da nasıl geldiyse öyle gidecek: Bakın neler vaat etmişti gelirken? 1) Temel Hak ve Özgürlüklerin genişletilmesi ve güvenceye alınması... 2) Demokratik Kurum ve Kuralların tam işletilmesi, iktidarın hesap verebilirliğinin artırılması... 3) Hukuk Devletinin daha adil, şeffaf ve etkin bir hale getirilerek güçlendirilmesi, yolsuzlukla mücadele... 4) AB’ye tam üyelik için çalışma, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygunluk ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarına saygı... 5) Daha istikrarlı bir ekonomi, daha ileri bir refah düzeyi, daha değerli bir Türk Lirası ve emek sömürüsüne son verilerek, gerçek Sosyal Adalet... 6) Daha etkin bir terörle mücadele... 7) Komşularla sıfır sorun... 8) Daha bağımsız ve daha barışçı dış politika... Peki, Erdoğan/AKP iktidarı bu politikalar bağlamında ülkeyi nerelere getirdi? 1) Temel Hak ve Özgürlükleri daha da daralttı, sansürü kurumlaştırdı.. 2) Demokratik Kurum ve Kuralları tahrip etti, iktidarın hesap verebilirliğini minimuma indirdi. Parlamenter Demokrasiyi lağv etti, rejimi Şahıs Yönetimi’ne çevirdi. 3) Yargı bağımsızlığını yok etti, Hukuk Devleti’ni yozlaş tırdı, siyasal iktidara bağladığı yargıyı kullanarak, TSK’yi, Üniversiteleri, medyayı dağıttı, tam denetimine aldı, yolsuzluklarla mücadeleyi zorlaştırdı. 4) Avrupa Birliği’ne tam üyeliği hayal haline getirdi, AİHM kararlarına direndi. 5) Ekonomiyi tam anlamıyla çökertti, Türk Lirası’nın değerini misliyle düşürdü, emekçileri iyice sömürdü, Sosyal Adaleti iyice bozdu. 6) Önce terörle müzakereye oturdu, güçlendirdi, sonra da masayı devirdi ve bazı meşru muhalifleri bile terörle suçlamaya başladı. 7) Bütün komşularla kavga etti, birçoğundaki dış temsilcileri bile geri çekti. 8) Dış politikada İhvancı yaklaşımla komşular dahil, herkesi kızdırdı. Suriye’de söylediklerinin hiçbirini yapamadı. Ortadoğu yetmiyormuş gibi Kuzey Afrika’ya da karıştı. ABD Başkanı’ndan garip bir mektup aldı. Rusya’dan satın aldığı füzeleri devreye sokamadı. ABD ve Almanya Devletleri kendi vatandaşları için yargıya müdahale etti. Suriye savaşının maliyetini, iltica isteyen milyonlarca nüfusla, ülkenin sırtına yükledi. Yani Erdoğan/AKP iktidarı “izlediği politikalar açısından” da söylediklerinin tam tersini yaptığı için “nasıl geldiyse öyle gidecek!” Bir başka deyişle, seçmen, Erdoğan’ı ve AKP’yi, verdiği sözlerden dolayı iktidara getirdi, bu sözlerini tutmadığı hatta bunların tam tersini yaptığı için de iktidara getirdiği gibi iktidardan da yollayacak! HHH Dikkatli okurlarımın gözlerinden kaçmamıştır: İktidar, muhalefet partilerinin başarılarından dolayı değil, kendi başarısızlıklarından dolayı gidecektir. Muhalefetin yükselişi, Davutoğlu ve Babacan partilerinin ortaya çıkışı, geçmişte dini ve etnik çizgilerden gelen partilerin Demokratik Rejim üzerindeki ittifakı, Erdoğan/ AKP iktidarının başarısızlığından ve en sonunda da Demokratik Rejimi “Şahıs Rejimi” hale getirmesinden kaynaklanıyor. Kuşaktan kuşağa bağımsızlık destanı... Işık Kansu’nun hazırlayıp kurguladığı, çocuklarınızla hem eğlenip hem de tarih bilginizi “Yaşasın Cumhuriyet” tazeleyeceğiniz, eğitici ve bilgilendirici kutu oyunu, sizlerle! ÇIKTI 50 TL 30TL 15 TL 9TL 25 TL 15TL 40 TL 24TL 30 TL 18TL 22 TL 13.20 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle