09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 23 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA FinCEN’e göre bazı şüpheli işlemler Bakan Berat Albayrak dönemine rastlıyor Aktif Bank da belgeden çıktı ABD Mali Suçları Soruşturma Ağı’na (FinCEN) ait sızdırılan belgelerde Türkiye’yi yakından ilgilendiren isimlerden biri de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak. DW Türkçe’nin haberine göre, Çalık Holding’e bağlı Aktif Bank, 6 Haziran 2013 ile 1 Temmuz 2014 arasında BNY Mellon ve Bank of America muhabir hesapları üzerinden toplam 91.6 milyon dolarlık ‘şüpheli’ para transferi aktardı. Para transferleri aktarılan şirketler arasında Taliban’a destek olmak ya da İran yaptırımlarını delmekle suçlanan şirketlerin yanı sıra pornografi ve online kumar siteleri de bulunuyor. Berat Albayrak, 2013 sonuna kadar Çalık Holding CEO’luğu görevini üstleniyordu. Küresel çapta yapılan yolsuzluklara, Türkiye’de kamuoyunun yakından tanıdığı siyasetçilerin bulaşmış olması, yakın zamanda AKP iktidarları döneminde yaşanan yolsuzlukları da gündeme getirdi. Çünkü açıklanan son belgelerde yer alan görüşmeler ve iddialar Rıza Sarraf’ın Kasım 2017’deki ifadelerini yeniden teyit ediyor. Sarraf’ın ABD mahkemelerinde sanık değil tanık olmasından sonra bu isimlere ilişkin verdiği ifadeleri bir kez daha hatırlamakta fayda var. Buna göre: Rıza Sarraf ifadelerinde İran’ın Türkiye’ye sattığı petrol ve doğalgaz gelirini ABD’nin uyguladığı ambargonun etrafından dolaşarak İran’a götürülmesinde oynadığı rolü detaylı bir şekilde açıklamıştı. Sarraf’ın ifadesine AktifBank ve Berat Albayrak isimleri şöyle girmişti: Aktif Bank ile çalışabilmek için aracı olması amacıyla eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’tan yardım istediğini belirten Sarraf, “Aktif Bank Genel Müdürü ile görüşmeden sonra hesap açtım. Hesap 510 milyon Avro ile başladı (günlük işlem hacmi). Bu ifadeleri suçun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın genel müdür olduğu Çalık Holding’e ait olduğunu yoBerat Albayrak rumuna neden olmuştu. Sarraf’ın Albayrak’a ilişkin görüşmesi ise deliller arasına şöyle girmişti: “Avukatımla aramda geçen mesajlaşma” diyerek kabul ettiği delillere göre, söz konusu mesajlaşma 18 Haziran 2014 günü saat 19.11’de gerçekleşmiş. Sarraf: Selamınaleyküm, Var mı gelişme? Avukat: Aleyküm selam. Evet. Damat bu iş mutlaka yapılmalı demiş. BB ile görüşüp, genel müdürü de çağırıp başlayın diyecekmiş. Bu aşamada savcı Sarraf’a görüşmenin ne anlama geldiğini sordu, o da, “Tekrar Halkbank ile ticarete başlamakla alakalı” diye yanıt verdi. Savcının “Bu iş mutlaka yapılsın diyen kim” sorusuna ise Sarraf, “Türkiye Enerji Bakanı. O dönemde enerji bakanı değildi” yanıtını verdi. Evet saat rüşvetti Sarraf, Halkbank’la çalışmak için de eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a “rüşvet verdiğini” iddia etmişti. Sarraf, Halkbank ile bağlantının kurulması için Çağlayan’a 4550 milyon Avro, 7 milyon dolar ve yaklaşık 2,5 milyon Türk Lirası rüşvet verdiğini söylemişti. Çağlayan’ın ailesine de ödeme yaptığını kaydeden Sarraf, eski bakanın İran’a para transferi karşılığında elde edilecek kârı yüzde 5050 paylaşmak istediğini de belirtiyordu. PETKİM’İN ADI GEÇİYOR Esad’ın petrolünü aldılar iddiası FinCEN belgelerine göre, Türk petrokimya şirketi Petkim, yaptırımlar altındaki Suriye rejimine petrol ürünleri satmakla suçlanan Blue Energy ile yaptığı işlemlerde Malta’da kayıtlı şirketi Petrokim’i kullandı. ABD Hazinesi’nin kayıtlarına göre Petrokim, Mart 2010Temmuz 2016 arasında toplamda 224 milyon doları aşan 233 ‘şüpheli’ para transferi yaptı. Petrokim’in ‘şüpheli’ olarak işaretlenen para transferleri arasında Suriye yaptırımlarını ihlal ettiği belirlenen Blue Energy de yer aldı. DW Türkçe’nin haberine göre, Suriye ile petrol ticaretini yasaklayan ABD ve AB yaptırımları 2011’den beri yürürlükte ve o zamandan beri birçok kez ihlal ediliyor. Ağustos 2015’te bu yaptırımları ihlal eden şirketler ve kişiler ABD Hazine Bakanlığı tarafından bireysel yaptırıma tabi tutuldu. Bu kuruluşlar arasında Panama’da kayıtlı ve Türkiye’de faaliyet gösteren Milenyum Energy SA da vardı. Aynı tarihte Milenyum’un yöneticileri ve çalışanlarının yanı sıra şirketin ortak çalıştığı Blue Energy Trade Ltd de OFAC’ın SDN (Özel Olarak Belirlenmiş Vatandaşlar) listesine alındı. ABD Hazine Bakanlığı’nın açıklamasına göre Milenyum, Nisan 2008 itibarıyla Suriye’ye yaptığı petrol ürünleri ticareti için para işlemlerini Blue Energy üzerinden yapıyordu. ABD merkezli BNY Mellon, Petrokim’in karşılıklı para transferlerini şüpheli olarak raporladı. Kasım 2016 tarihli rapora göre Petrokim Trading Ltd ile Petkim Petrokimya arasında Mart 2010’dan Ocak 2016’ya kadar toplamda 91 milyon dolara yakın 54 ‘şüpheli’ para transferi yapıldı. Rapora göre Petrokim ile Palmali Gas Shipping Co Ltd arasındaki ‘şüpheli’ işlemler ise Nisan 2010Mayıs 2015 arasında gerçekleşti. Bu tarihler arasında toplamda 29 milyon doları aşan 73 işlem yapıldı. Yöre halkı ‘Bu hukuksuzluğa bir an önce son verin’ çağrısı yaptı İş makineleri Munzur’da ABD’LI SENATÖR TrumpErdoğan görüşmelerinin kayıtları istendi ABD’de Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun Kıdemli Demokrat Üyesi Bob Menendez’in Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien’a mektup göndererek, 30 Eylül’e kadar Başkan Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmelerin kayıtlarını talep ettiği belirtildi. Menendez mektubunda, “Trump’ın aldığı pozisyonlar ya da sessizliği, ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarını ilerletmekten çok, Erdoğan’la şahsi ilişkisi ya da Türkiye’deki şahsi çıkarlarından etkileniyor” dedi. Demokrat Senatör, “Bu durum şahsen başkanın işine gelmiş olsa da ABD’nin ulusal güvenliği açısından faydalı olmadı” ifadelerini kullandı. Menendez mektubunda, Kongre’nin Türkiye’ye uygulanmasını istediği yaptırımların Başkan tarafından ertelenmesine atıfta bulundu. Halkbank’ı sordu Menendez’in O’Brien’dan talep ettiği bazı belge ve bilgiler şöyle: 4 Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmelerin ulusal güvenlik konseyi protokolü üzerinden ayarlanıp ayarlanmadığına ilişkin bilgi. 4 Görüşmede ele alınan konular ve görüşmelerde Halkbank’ın ele alınıp alınmadığına ilişkin bilgi. 4 Ulusal güvenlik danışmanının da katıldığı TrumpErdoğan görüşmelerine ilişkin hatırladıkları ya da o anda Başkan’ın söylediklerine ilişkin ulusal güvenlik danışmanı olarak yaptığı uyarı ve hatırlatmalar (Görüşme esnasındaki bir yoruma katılıp katılmama ya da ABD’nin ulusal güvenliğine yönelik tehdit teşkil edip etmediğine ilişkin uyarı ve açıklamalar.) l Haber Merkezi KAYHAN AYHAN Tunceli’nin Ovacık ilçesinde bulunan ve Alevilerin kutsal mekânlarından olan Munzur Gözeleri için bölge halkına ve sivil toplum kuruluşlarına danışılmadan hazırlanan peyzaj projesi tepkilere rağmen devam ederken, alana önceki gün ‘sit alanına kesinlikle girmeyecek’ denmesine rağmen iş makineleri getirildi. Çevre örgütleri projenin bir an önce durdurulmasını istedi. Munzur Gözeleri’nin 1. Derece Doğal Sit Alanı içerisinde olduğunu hatırlatan Dersim Kültürel ve Doğal Mirası Koruma Girişimi Sözcüsü Avukat Barış Yıldırım, “İş makineleri ile 1. Derece Doğal Sit Alanı içerisinde inşaat çalışması yürütülmesi Gözelerin jeolojisine, peyzajına ve yaban hayatı faunasına menfi etki eder... Projenin derhal sonlandırılması gerekmektedir. Dünya Kültürel ve Doğal Mirası’nın Korunması Sözleşmesi’ne göre korunması gereken bir sahada bu tip faaliyetler hukuken yasaktır” dedi. Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Başkanı Ali Haydar Ben de “Yapılan bilimsel açıklamalarda en ufak bir titreşimin dahi kırık fay hattından çıkan suyun yatağını değiştirebileceğinin belirtilmesine karşın yapılan bu çalışma yöntemi sermayenin ilerleyen süreçlerde Munzur Gözleri’nde nasıl bir tahribat yaratacağının önemli bir göstergesidir” diye konuştu. Kontrollü olmalı Yapılaşma ve yoğun insan baskısından arındırılarak kontrollü bir şekilde insan etkileşimine açılması gereken Munzur Gözeleri’nin mevcut projeyle korunmasız bir hale geleceğini kaydeden Ben, “Bilimsel veriler dışında yapılan her müdahale, proje sit alanlarının korunmasını imkânsız hale getireceği gibi diğer müdahale ve yapılaşmaların da önünü açacaktır. Buradan bir kez daha yetkililere sesleniyoruz. Bu hukuksuzluğa bir an önce son verilerek projenin durdurulmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. Sahibi reklamcı olan 21 günlük şirkete 2.6 milyon TL’lik iş Beykoz’da bir garip ihale HAZAL OCAK AKP’li Beykoz Belediyesi koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında açık ve kapalı alanların dezenfeksiyonu hizmet alımı ihalesi yaptı. İhaleyi 2 milyon 626 bin lira bedelle ihaleden 21 gün önce kurulmuş bir şirket aldı. Beykoz Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü, 7 Nisan’da ilçe genelinde koronavirüs salgın hastalığıyla mücadele kapsamında açık ve kapalı alanların dezenfeksyonu hizmet alımı ihalesi yaptı. Doğal afet gibi durumlarda kullanılan pazarlık usulü 21 B maddesine göre yapılan ihalenin yaklaşık maliyeti 2 milyon 958 bin 301 TL olarak belirlendi. İhaleye 3 teklif verildi. 17 Mart’ta kurulan Cleanet Temizlik Hizmetleri Anonim Şirketi ihaleyi 2 milyon 626 bin lira bedelle kazandı ve 16 Nisan’da ilçe belediyesiyle sözleşme imzaladı. 16 Nisan’da başlayan iş 16 Temmuz’da sonlandı. İstanbul Ticaret Odası kayıtları incelendiğinde şirketin sahibi DNC Medya Yayıncılık ve Bilişim Hizmetleri şirketi görünüyor. Şirketin kuruluş tarihi ise 17 Mart 2020. Meclis gündeminde Beykoz Belediyesi’nin CHP’li Meclis üyesi Cemal Sataloğlu ihaleye ilişkin ilçe belediyesi meclis başkanlığına bir soru önergesi verdi. Sataloğlu önergesinde özetle şu ifadeleri kullandı: İlgili şirketin faaliyet konusu reklam ajanslığı. Danıştay kararında ihalelerde katılım ölçütlerinin belirlenmesinde mevzuat ve ilgili şartname hükümlerinde belirlenen teknik ve mali yeterliliklerin esas olduğu belirtilmektedir. İdare, 17.03.2020 tarihinde 100.000,00 TL sermaye ile kurulmuş bir şirkete, şirketin kuruluş tarihinden 21 gün sonra yapmış olduğu bir ihale için hangi kriterleri dikkate alarak, 4734 sayılı kanunun 21/b maddesine göre yapmış olduğu ihale için ilgili firmadan teklif almış ve sözleşme imzalamıştır? 21 günlük bir şirketin hangi teknik ve mali verileri yeterli görülmüştür? Toplam hakediş tutarı ne kadardır?” l İSTANBUL İhaleyi kaptı paylaşımı yaptı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün Samsun’da yaptığı 3 maden arama sahası ihalesini Çalık Holding iştiraklerinden Lidya Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirkeri ve Yıldırım Holding iştiraklerinden Yılkrom Maden ve Enerji Yatırım Ticaret Anonim Şirketi kazandı. İhaleyi kazanan Çalık Holding’in sahibi Ahmet Çalık’ın gelini AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şemsiye ile yürürken çekilen fotoğrafını paylaşıp duygularını dile getirdi. l CEMİL CİĞERİM / SAMSUN Bağışlanmaz israf! Bir parti iktidara geldiğinde ilk yaptığı iş, onun karakterini ortaya koyar. AKP 3 Kasım 2002’de tek başına yönetime geldikten sonra ilk ne yaptı? 9 Ocak 2003’te kamuoyunda “Nereden Buldun Yasası” diye bilinen, yolsuzlukları ortaya çıkarmak için önemli denetim mekanizmalarından biri olan düzenlemeyi ortadan kaldırdı. AKP bu yanıyla halka hiç yalan söylemedi, ne yapacaksa başından beri tek tek ifade etti. Dün 20202021 eğitimöğretim yılı için en çok bel bağlanan Eğitimde Bilişim Ağı (EBA) sisteminin çöktüğü haberini alınca aklımıza ilk gelenlerden biri bu oldu. 2010 yılında milyarlarca lira harcanarak başlanan bir proje vardı: Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi! Kısaltması çok havalı: FATİH! 4 yılda tamamlanacaktı. 11 milyon öğrenciye tablet dağıtılacaktı. 2014 yılında 42 bin okulda 570 bin sınıfta FATİH olacaktı! 5 temel esas gerçekleşecekti: Erişilebilirlik: Her an her yerden hizmet sunacak. Verimlilik: Hedef odaklı olacak, yeni gelişim alanları sunacak. Eşitlik: Tam bir fırsat eşitliği yaratılacak. Ölçülebilirlik: Düzgün geri bildirimle sürecin sonuçları saptanacak. Kalite: Tüm eğitim sistemi çağa uygun hale getirilecek. HHH Yukarıdaki 5 maddeyi biz uydurmadık; FATİH projesini hazırlayanlar Erdoğan’ın ağzından halka duyurdular. 2014 yılı geldiğinde 5 milyar liradan fazla para harcanmış, sadece 1 milyon tablet dağıtılmıştı. Olsun, bu da bir şey! Sonradan anlaşıldı ki bu tabletler de ya hiç devreye girmemiş ya da alan öğrenciler satmış! Denetim olmayınca, sistem işlemeyince olacağı bu! Proje başladığında Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu idi. 2015’te dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “2 yıl süre verin, proje 2017’de tamam” dedi. 2017 geldi, ortada ne proje ne sahibi ne tabletler vardı. 2018’de dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz açıkladı: “Tabletten vazgeçtik… Önümüzdeki yıldan itibaren klavyeli bilgisayar dağıtacağız…” 2 yıl geçti; dağıtıldı mı? Dün aramatarama yaptık, dağıtılacağı var, dağıtıldığına ilişkin yandaş yayın organları dahil bir tek haber yok! Fatih, İstanbul’u 8 haftada fethetti, AKP 10 yıldır onun adıyla başlattığı projeyi hayata geçiremiyor. Paraların nereye gittiği de belli değil. HHH Dün ne oldu? Salgın nedeniyle geçen aylarda apar topar hizmete sokulan EBA sistemi çöktü. Öğrenciler, öğretmenler sisteme giremedi. AKP hükümetlerinin yedinci Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bu durumu şöyle açıkladı: “İyi bir şey… Demek ki çok isteyen var!” Türkiye’de öğrencininöğretmenin ne kadar olduğu belli. Bakan hazırlıkların tamam olduğunu açıklamıştı. Birden uzaydan insanlar mı geldi de katılım yoğunlaştı? Güldürmeyin insanı! Durun… Sistem çöktü ama bir umut daha var. Dün AKP’nin yayın organlarında “Çocuklar çok sevinecek” başlığıyla verilen bir haber yer aldı. Savuna sanayiinin önde gelen kuruluşları binerli sayılarla bilgisayar bağışlayacakmış. Kimi televizyon kuruluşları da bağış kampanyası başlatıp öğrencilere verilecek bilgisayar sayısını artıracakmış. Elbette kampanyalar düzenlenebilir ama milyarları çarçur edip eğitimi silah sanayiinin bağışına bırakmak, bağışlanmaz bir gaflet. Eğitimden tasarruf israftır. Eğitime ayrılan parayı israf etmekse bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir! Gül’den sosyal medyadan gelen eleştirilere yanıt Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, sosyal medyadan kendisine yöneltilen eleştirilere, “Bunlar yargıya müdahale talebidir” yanıtını verdi. Çankaya İncek’teki Türkiye Adalet Akademisi Uygulama Adliyesi’nin açılışını yapan Gül, “Birileri sosyal medyadan ‘Adalet Bakanı bunu niye tutuklamıyor?’, ‘Niye soruşturma açmıyor?’ diye yazıyor. İşte bunların hepsi eski alışkanlıklardır. Bunlar yargıya müdahale talebidir. Asla kabul etmiyoruz. Bunlar eski dönemin, eski zihniyetin kalıntılarıdır. Yargıya müdahaleyi ima yoluyla bile kastedenlerin devletin temeline adaleti koymak gibi bir dertleri yok” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle