09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 17 EYLÜL 2020 PERŞEMBE 300/2 0 0 350/2 4 0 310/1 6 0 310/2 1 0 320/1 8 0 330/1 2 0 310/1 1 0 340/1 5 0 350/2 3 0 360/1 8 0 320/1 8 0 290/2 1 0 180/1 3 0 330/2 5 0 210/1 2 0 230/1 0 0 300/1 8 0 280/1 6 0 200/1 2 0 290/1 9 0 270/1 7 0 280/1 9 0 TARİHTE BUGÜN 1922 Bandırma işgalden kurtarıldı. 1934 Türkiye, Cemiyeti Akvam (Milletler Cemiyeti) üyeliğine kabul edildi. 1960 Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, Devrim Ocakları başkanı oldu. AHEF Başkanı Dr. Sezen, korona salgınında evden tedaviyi anlattı: İlaç için dışarı çıkıyorlar Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Başkanı Dr. AHEF Başkanı Sezen, koronavirüs salgınında evden tedavi sürecinde yaşa Özlem Sezen, koronavirüs nan sıkıntıları anlattı. “Ev salgınında evden tedavi SARP de bakım sürecinde kişi olan hastaları evde tutmak SAĞKAL lerin hiçbir şekilde dışarı konusunda yaşanan sıkın çıkmaması gerekirken dı tılara değinerek hastaların “is şarı çıktıklarını gördük” diyen tirahat raporu ya da ilaç almak” Sezen, “Bu durumun bir sebebi için evden dışarı çıkmak zorun rapor talebi. Kişiler çalışıyorsa da kaldıklarını belirtti. “Bunun istirahat raporu talep ediyorlar. olmaması lazım” diyen Sezen, Bunun için de aile sağlığı mer aile hekimlerinin koruyucu mal kezine gelmeye çalışıyorlar” zeme konusunda yaşadığı sı dedi. Test yaptıran bir yurtta kıntılara da değinerek “Gönde şın, sonucu çıkana kadar doğ rilen malzemeler kısıtlı ve kali rudan raporlu sayılması ge tesinde bir düşüş var. Hatta ba rektiği önerisini sunan Sezen, zı illerde aile hekimlerine ‘ken “Ardından kişinin izolasyonu di malzemenizi kendiniz karşı gerekiyorsa, bakanlık bu süre layın’ şeklinde yazılar gönderi kadar SGK üzerinden onu ra yorlar” ifadelerini kullandı. porlu saymalı” dedi. Hastaların dışarı çıkmalarına bir diğer neden olarak ilaç almayı gösteren Sezen, “Filyasyon ekipleri ve onların bağlı olduğu hekimlere danışılarak ilaç tedavisinde bilgi alınması gerekiyor. Diğer ihtiyaçlar için de Vefa Destek gruplarına ulaşılmalı” dedi. Hastaların sağlık konusunda telefon yoluyla aile hekimlerine danışabileceğini belirten Sezen, “Evden çıkmamaları gerekiyor. Sağlıkla ilgili danışmak istedikleri konularda aile hekimlerini arayabilirler. Bunun için de aile hekimleri ve toplum sağlığı merkezleri arasında doğrudan bir iletişim merkezi kurulması lazım” diye konuştu. “Şu dönemde ihtiyaçlarımız yeniden arttı” diyen Sezen, “Gönderilen malzemeler kısıtlı ve kalitesinde bir düşüş var. Hatta bazı illerde aile hekimlerine ‘kendi malzemenizi kendiniz karşılayın’ şeklinde yazılar gönderiyorlar” ifadelerini kullandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın illere yeterli sayıda koruyucu ekipman gönderildiğine yönelik sözlerini anımsatan Sezen, “O zaman dağıtımda bir sorun var. İller bu malzemeleri tüm sağlık birimlerine dağıtmalı” diye konuştu. Bu süreçte aile hekimlerinin moral durumlarını da değerlendiren Sezen, “Birkaç arkadaşım istifa etti. Yoğunluktan birim değiştiren oldu. Psikolojik olarak da çok yorulduk” dedi. l ANKARA DSÖ’DEN AÇIKLAMA: Okulların açılması gerekiyor Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, koronavirüs vakalarının yüzde 10’undan azının ve virüs kaynaklı ölümlerin yüzde 0.2’sinden azının 20 yaşın altındaki kişilerde görüldüğünü belirterek okulların açılmasından yana olduklarını söyledi. DSÖ’nün önceki gün İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan merkezinde video konferans yöntemiyle düzenlediği basın toplantısına UNICEF ve UNESCO yetkilileri de katıldı. Ghebreyesus, “Çocukların ve ergenlerin enfekte olabileceğini ve başkalarına da bulaşabileceğini biliyoruz. Ancak enfeksiyonun çocuklarda daha hafif geçme eğiliminde olduğunu da biliyoruz. Hepimiz çocukların okula geri dönmesini istiyoruz” dedi. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Covid19 özel temsilcilerinden David Nabarro, korona pandemisinin “daha yeni başladığını” belirterek “Sonuçları da herhangi bir bilimkurgu filminden daha kötü olacak” dedi. İngiliz parlamentosunun Dış İlişkiler Komitesi’nde konuşan Nabarro, “Durum gerçekten çok ciddi. Daha henüz ortalarında bile değiliz” dedi. Prof. Ünal: Kendimi denek yazdırdım Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal, üniversite bünyesinde klinik deneylere geçmek üzere olan Covid19 aşı çalışması için denek adayı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ünal, “Bunlar o kadar güvenlik tedbirleriyle yapılan çalışmalar ki girmekte hiçbir sakınca yok. Yan etki olabilir, ama düşük olasılık” dedi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Necmettin Ünal, üniversite bünyesinde yürütülen iki ayrı Covid19 aşı çalışması olduğunu, birinin klinik deneylere geçmek üzere olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ünal, “Etik Kurul başvurusu yapıldı. Pandemi nedeniyle bunlar 3 fazda yapılacak. Birinci fazı başlayacak, ondan sonra ikinci ve üçüncü faz var. Yani daha biraz zamanımız var. Ben Türkiye’deki aşının 2021 yılında yetişebileceğini düşünmüyorum” dedi. Koronavirüs aşısı yapıldı Dünyanın beklediği koronavirüs aşısında tarihi bir aşama, Türkiye’de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Çin’de geliştirilen Covid19 aşısının gönüllü uygulaması Brezilya ve Endonezya’da başlatıldı. Faz 3 aşamasına Türkiye de dahil edildi ve aşının ilk dozu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sağlık çalışanlarına yapıldı. Aşı, 14 gün sonra aynı kişilere bir kez daha uygulanacak. Türkiye’deki ilk uygulama üç sağlık çalışanı ile başlatıldı. Faz 3 klinik araştırmaların Türkiye ayağında ilk etapta 25 merkezde yaklaşık 1200 gönüllüye aşı uygulanacak ve daha sonra bu sayı 10 binin üzerine çıkarılacak. Aşılamalar ve gönüllü takiplerinin 2.5 ay içerisinde bitirilmesi planlanıyor. ‘Vakalar eksik açıklanıyor’ iddiasına ‘Gizlesek nereden bileceksiniz’ yanıtı Koca’dan tuhaf savunma Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vaka sayılarının gizlendiği iddialarına ilişkin “Kaç kişiyse, bu kişilerin temaslılarını tespit ederek izole ediyoruz. Bunu gizleyerek salgını önleyebilir misiniz? Ağır vaka sayımız her gün artıyor, biz istersek düşürsek nereden bileceksiniz? Ağır vaka sayısının düşürülmesi vaka sayısının düşürülmesinden daha mı zor? Verdiğimiz tabloda asla bir yanlışlık söz konusu değil” dedi. Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından basın açıklaması düzenledi. “Bugün, biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baştakinden da ha zor bir dönemdeyiz” diyen Koca, pozitif tanı konulmuş her hastanın, gerekli sağlık hizmetini “muntazam” şekilde aldığını savundu. İzolasyonda olması gerektiği halde dışarı çıkmaya teşebbüs eden yaklaşık 140 bin kişinin HES uygulamasıyla engellendiğini belirten Koca, “Görünen o ki bayramlar, düğünler, taziyeler, salgın sınavında başarısızlığa yol açan zamanlar oldu” dedi. Faz3 aşamasında olan 9 aşı olduğunu söyleyen Koca, “İngiltere, Almanya ve Çin uygulamayı başlatmış durumda. Sonu görülen salgında son kritik ayları yaşıyor olabili riz” ifadelerini kullandı. Rusya’da geliştirilen bir aşıyla ilgili de başvuru olduğunu aktaran Koca, “Yapılan çalışmaların uygun olduğunu dosyadan anlıyoruz, Faz3 için eksik tamamlandığında izin verilebilir” dedi. Ankara’daki durumun kontrol altına alındığını söyleyen Koca, “Gelecek haftadan sonra bu stabilleşen Ankara’nın durumunun aşağı doğru düşeceğini rahatlıkla söyleyebilirim” dedi. Koca, sokağa çıkma yasağının söz konusu olmadığını, Bilim Kurulu’nun bu yönde bir tavsiyesi olmadığını da kaydetti. l ANKARA/Cumhuriyet ‘TÜKENIYORUZ’ YÜRÜYÜŞÜ Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Cafer Şahin, AKP hükümetinin Covid19 salgınını iyi yönetemediğine, yeterince önlem alınmamasına tepki amaçlı yürüyüş yaptı. 600 metre yürüyen Başkan Dr. Cafer Şahin, “Tükeniyoruz, ölüyoruz. Çalışma koşullarını düzeltin. Salgının koordinasyonu, planlaması konusunda, acil ve inandırıcı program açıklanmalı” dedi. l İZMİR/Cumhuriyet İZMIR’DE 350 SAĞLIKÇI ISTIFA ETTI Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, doktorlar başta olmak üzere memur, hemşire, teknisyen gibi pek çok gruptan sağlık çalışanlarının Sağlık Bakanlığı birimlerinden istifa ettiğini, İzmir’de bu rakamın 350’ye ulaştığını açıkladı. Doğruyol, “Sağlık çalışanlarımız yorgun, bitkin düştü, tükenmişlik sendromu yaşıyor. Yaşadıkları sıkıntılardan dolayı ya emekliliğe ayrılıyorlar ya da istifa ediyorlar” dedi. ANKARA’DA 882 SAĞLIKÇI POZİTİF Ankara Tabip Odası (ATO), koronavirüse yakalanan sağlık çalışanlarının sayısının Ankara için 882’ye yükseldiğini bildirildi. ATO’nun sosyal medya hesabından paylaştığı çalışmaya göre, salgın boyunca bugüne kadar 2 hekim, 1 diş hekimi ve 1 sağlık işçisinin yaşamını yitirdiği kaydedildi. CHP’li Taşcıer, sanatçıların sorunlarını gündeme getirdi ‘Müzisyenler intihar ediyor’ CHP Ankara Milletvekili ve PM üyesi 16 EYLÜL ÇARŞAMBA Gamze Taşcıer, pande mi döneminde ekonomik 112 BİN 645 63 olarak en çok etkilenen gruplardan biri olan müzik ve sahne sanatçıları 1771 1342 nın sorunlarını gündeme getirdi. Taşcıer, “MüzikSen’in verilerine göre pandemi başladığın 8.885.180 7 BİN 249 296 BİN 391 1351 dan bu yana intihar eden müzisyenlerin sayısı yüze yaklaşmış durumda” %7.1 262 BİN 602 dedi. Salgınla mücade le kapsamında alınan sa lerce insan adeta açlığa ve ölüme at sınırı ve müzik yasağı gibi yasak terk edildi. Müzik aletlerini sata ları değerlendiren Taşcıer, “Sanki rak eve ekmek götürmeye çalışan virüs müzikle ya da belirli bir saat lar var” ifadelerini kullandı. Taşçıer, ten sonra yayılıyormuş gibi adımlar “AK Parti mitinglerine izin veriyor, atıldı. Çoğu güvencesiz çalışan mü AK Partili milletvekillerinin düğünle zik ve sahne emekçileri hiçbir des rine izin veriyorsanız, ikiyüzlü bir tu tekten yararlanamıyorlar. Yüz bin tum var demektir” diye konuştu. pan hâkimi” ola rak ünlenen Umut Kasım’dı. Kararı nı önceden biliyor dum. Mahkeme de yüzüne baka rak “emin olun ta Geç kalmış bir rih göstermiştir ki hukuku kendi ikballerine ara beraat yazısı cı yapanlar er ya da geç o hukukun pençesinde can Sabaha karşı kapım çaldığında gelenleri biliyordum. İkiletmeden açıp “Bekle çekişir” demiştim. Bu dönemde süte karışan su gibi hukuka da hileler ka yin geliyorum” dedim. Birden aklıma düştü. Polislere dönüp, “Gözaltı kararına bakabilir miyim” diye sordum. Yoktu. İstanbul Başsavcı Vekili telefonla talimat vermiş, “acil alın” demişti. O günden yargılandığım davanın bittiği güne kadar 6 ay 6 rıştı. MİT Kanunu’ndan yargılansak, asliye ceza mahkemesine çıkacaktık. Suçlamanın yanına “devlet sırlarını açıklamak” eklendi. Böylece dava, ağır ceza mahkemesine taşındı. Mahkeme, bu suç açısından tüm sanıklar için beraat gün geçti. 3 ay 20 gününde tu vererek savcılığın yaptığı hileyi tukluydum. Kalan 2 ay 16 gün de kabul etmiş oldu. ise adli kontrol altındaydım. Tutuklu arkadaşlarımın tah FETÖ döneminin liye haberini beklerken kendimle ilgili kısmı dinlemedim bile. Bir değil, iki kez beraat etmiştim. Biri bütün sanıklarla birlikte “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklamak” suçlamasından. Öbürü ise “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” ithamından. aynısı Öte yandan hakkımızda yazılan iddianamede bir değil, üç savcının birden imzası vardı. Nedense soruşturma savcısının yanına, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve vekili de imzasını atmıştı! Üstelik... Üç savcı imza attıkları so ‘Pardon’ değil ‘örgüt’ var ruşturmaya gizlilik kararı koymuştu. Avukatlarımızın bile dosya içeriğini görmesine izin Beraat gerekçesinde şu ya vermiyordu. Ancak nasıl olu zıyordu: “Sanığa yüklenen fi yorsa kilitledikleri dolaptan ilin kanunda suç olarak ta yandaş medyaya sistematik nımlanmamış olması sebe olarak evrak sızıyordu. biyle...” yazıyordu. Ya savcı odasının anahta Yani ortada tam bir “par rı bazı muhabirlerde vardı ya don” durumu vardı. da savcılar kendi elleriyle da “Hatadan dönülmüş” deme ğıtımcılık yapıyordu. FETÖ dö yin. Bu “hata” denilerek kapatı neminde bire bir aynısını ya lacak bir mesele değil. Elindeki şadığımız bu durum, hapiste yargı gücünü mensubu olduğu kendisini savunamayan insan yapılanma için kullanan yargı ları yargı eliyle karalamak için mensuplarının bıraktığı bir iz. yeni örgütlenme tarafından Ağır ceza mahkemeleri ile kullanılıyordu. sanık olarak tanışmam 2009 yı lında Ergenekon davasına ba Beni tutuklayan kan hâkim, savcı ve polislerin iftar buluşmasını haberleştirmem ile oldu. Ömrümün 11 yılının 8 yılında çeşitli gerek hâkim nerede? Aylar sonunda beraat ettim. Aynı içeriğe sahip yüzler çelerle ağır ceza mahkeme ce mesaj, haber, yazı içinden lerinde yargılandım. 9 yılımın neden sadece iki mesaj ve iki 2 yılını bu davalar nedeniyle haber ayrılıp özel seçilmiş 8 hapiste geçirdim. Tamamında sanığa iddianame yazıldığı so suçlama konusu yazılar ya da rusu ise benim için halen ha haberlerdi. Bütün bu hukuk sü vada duruyor. reçlerinin sonunda hiçbir ceza Emin olun FETÖ’nün “özel almadım. Tabiri caizse “yattı yetkili” yargılamaları yıllar son ğımla kaldım”. Haliyle “pardon” ra nasıl konuşulduysa, “özel kelimesi ağızdan kolay çıksa seçilmiş yargılamalar” da öyle da ben başka türlü duyuyorum. aydınlatılacak. Hakkımda beraat kara Olmayan suçtan rı okunduktan sonra salondan tutuklama 4 Mart sabaha karşı gözaltına alınıp, gecesinde tutuklandığımda yapılan suçlama “MİT mensubunu ifşa”ydı. Kanunların uzaktan bakıldığında soğuk geldiğini biliyorum. Ancak bilenler için bu nedenle tutuklanmak anormal bir uygulamaydı. 1983’ten beri olan, 2014’te sertleştirilen MİT Kanunu canlı yayına çıkarılan istihbaratçılar için bile dolabından hiç çıkmamıştı. Hele hayatını kaybetmiş bir kamu görevlisi için uygulamasının yapılabileceği tartışmalıydı. Üstelik kanunu hazırlayan vekil bile amacın sadece “görev başındaki MİT’çileri korumak” olduğunu söylüyordu. Öte yandan alt sınırı 3 yıl hapis olarak belirlenen kanunun neredeyse “yatarı” yoktu. Yine de şaşırmadım. Çünkü adliye içinde örgütlü bir grubun bizi hapsetmek için beklediğini çok önceden duymuştum. çıktığımda benim aklım başka yerdeydi. Acaba o gece beni tutuklayan, “söz dinleyen” Umut Kasım şimdi neredeydi? Adliyeyi iyi bilenlere sordum. “Sen İstanbul Adliyesi’nde yayılan ‘Umut Kasım sendromu’nu duymadın mı” dediler. Meğer “yapılması gerekeni yapmasıyla meşhur” hâkim, ben hapisteyken Diyarbakır’ın Bismil ilçesine gönderilmişti. Yargıtay’a atanma hayalinin bitişi pek hızlı olmuştu. Ardında kalanlar “ya bize de...” diyerek hukuk dışına çıkmanın bedelini sorguluyordu. Tahliye olurken “bir daha geldiğimde yatarım” diyerek yatağını cezaevine emanet bırakan Rıfat Ilgaz’ların hikâyelerini okuyarak büyüdük. 10 yıl önce adliyeleri yöneten zihniyetin isim değiştirerek yoluna devam ettiği, iddianameleri aynı mürekkebin yazdığı bu filmi izledik, izliyo Karar ‘hile’yi kabul etti ruz, izleyeceğiz. Hayatımın yıllarının cüppeliler tarafından çalındığı bu hikayenin sonun Beni tutuklayan hâkim, ad da da umarım “ben bunu gör liyenin “istenileni en hızlı ya müştüm” diyeceğiz... TTB’nin kapatılmasını istedi! Bahçeli, hekimlerin örgütünü hedef aldı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Covid19 vaka sayısındaki artışa dikkat çekmek için 1418 Eylül tarihlerini “Yönetemiyorsunuz, Tükeniyoruz” haftası ilan ederek tüm sağlık çalışanlarını siyah kurdele takarak yapılacak eylemlere katılmaya çağıran Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) ve kampanyaya katılan sağlıkçıları hedef aldı. Bahçeli, “TTB kapatılmalı. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalıdır” dedi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Bahçeli, TTB’nin yaptığı çağrıyı, “hainlik” olarak değerlendirerek şunları kaydetti: “TTB isimli ihanet oluşumu tüm sağlık kurumlarında siyah kurdele takacakmış. Bu teşebbüs zehirli ve zillet bir komplodur. Siyah kurdele takantakmayan ayrımı hastanelerde vasat bulursa muhtemel gelişmeler hakkında bir fikri olan var mıdır? TTB korona kadar tehlikelidir, teh dit saçmaktadır. ‘Yönetemiyorsunuz, tükeniyoruz’ eylemi haince bir tertiptir. TTB, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemekte. TTB derhal ve gecikmeksizin kapatılmalı. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalı.” Hekimler tepkili Bahçeli’nin açıklamasının ardından TTB Merkez Konseyi toplantı kararı aldı. TTB Başkanı Sinan Adıyaman, “Bugün bir açıklama yapacağız. Hekim camiasında büyük tepki var” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise Bahçeli’nin tehdit mesajlarından sonra “Salgınla mücadelenin ön safında yer alıp, gecegündüz demeden halk sağlığı için çalışan tüm sağlık emekçilerine, onların haklarını her ortamda savunan Türk Tabipleri Birliği’ne şükran borçluyuz. İyi ki varsınız!” açıklamasını yaptı. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle