09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 17 EYLÜL 2020 PERŞEMBE YORUM FETÖ’nün ‘Solcuları’ 15Temmuz darbe girişiminin ardından ekranlarda yapılan tartışmalarda, yorumcular hep şunu sordu: “Koca koca generaller, bir ilkokul mezununun arkasından nasıl gider?” Doğru ama eksik, hatta esası örten bir soruydu. Zira asıl soru şu olmalıydı: Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, ülkeyi yöneten bir hükümet, bürokrasi, yargı, kısacası devlet, bir tarikat liderinin arkasından nasıl gider peki? Bu soru, ısrarlı sorulmadı, ana muhalefetin esas mücadele konusu olmadı ve Erdoğan “kandırıldık” diyerek sorunun yanıtını vermeyip geçiştirmiş oldu. Oysa, iktidarın bir “tarikatlar koalisyonu” olduğu gerçeği sorunlarımız listesinin hâlâ en üstlerinde. “Kandıran” tarikatın boşluğu diğer “kandıracak” tarikatlarla dolduruluyor! Kandırıla kandırıla, hepimizi kandırmış oluyorlar yani... Nasıl Gülen’in hizmetine girebildiler? Bir soru daha var sormamız ve üzerinde düşünmemiz gereken: Peki, iyi üniversitelerden mezun olmuş, bolca kitap okumuş, geçmişinde sol örgütlerde yöneticilik yapmış, iyi birikimli “solcular” neden FETÖ’nün peşinden koştular? Örneğin “Atatürkçü” Toktamış Ateş nasıl “Hoca efendisinin” peşine takılabildi? Örneğin Filistin’de gerillacılık eğitimi alan ve solun teorisyenlerinden olan Şahin Alpay, nasıl Fethullah Gülen’in en önemli destekçisi olabildi? Kendisini “iki kere Evetçi” ilan eden Ufak Uras, nasıl Fethullahçıların en önemli maşasına dönüşebildi? Çetin Altan’ın oğlu, romancı Ahmet Altan, bir gazeteyi nasıl FETÖ’nün tetiği haline getirebildi? Cengiz Çandar ve Oral Çalışlar gibi eski kuşaklardan Melih Altınok ve Ceren Kenar gibi yeni kuşaklara kadar pek çok isim, nasıl FETÖ’nün kullandığı kalemler haline gelebildiler? İşte bu sorunun yanıtı artık kitaplaştı. DönekFETÖ bağı: Emperyalizm Kıdemli gazeteci Hikmet Çiçek, Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanan FETÖ’nün “Solcuları” isimli son kitabında, bu isimlerin hangi araçlarla, hangi yöntemlerle, hangi siyasal bağlantılarla Fethullah Gülen’in çıkarlarını savunan kalemlere dönüştüğünü inceliyor ve belgeliyor. İçi dolar dolu zarflar, hediyeler, saatler, gömlekler, bol sıfırlı maaş karşılığı gazete köşeleri, TV programları... Sadece bunlar değil elbette. Hatta esasın yanında bunlar tali kalıyor. Emperyalizm, ABD ve AB’cilik gibi “ortak paydaları” görmeden, bu “solcuların” nasıl FETÖ’nün “solcuları” haline geldiğini anlamak mümkün değil elbette. Dönek solcularla bir tarikatı buluşturan, kuşkusuz emperyalizmle ilişkileridir! Çürüyen sistemin ideolojik gladyatörleri Ömrünün 22 yılını hapislerde geçirmiş 51 yıllık solcu, devrimci Hikmet Çiçek, çok haklı olarak FETÖ’nün “solcuları”nı tırnak içine almış. Çünkü FETÖ’nün “solcuları”, eski solcuydu. Davadan dönmüş, başkalarının davalarına hizmet etmekteydiler. Eski solculuk günleri nedeniyle birikimliydiler. Bu nedenle Turgut Özal’a da, Tansu Çiller’e de, Tayyip Erdoğan’a da, Fethullah Gülen’e de “ideolojik gladyatörlük” yaptılar. Neden? Çünkü FETÖ, çürüyen bir sistemin, kapitalizmin ürünüydü ve kökleri ortaçağdaydı. Çürüyen sistemler, kendi aydınını üretemez. Bu nedenle FETÖ “sosyalist aydın” döküntülerini kırpıp kırpıp yıldız yaptı! FETÖ’ye çeşit çeşit hizmet Hikmet Çiçek, kitabında önemle belirtmiş: Kitapta adı geçenler solcu değil, eski solcuydu, soldan dönenlerdi. Öte yandan kitapta her adı geçen de FETÖ’cü değildi; bir dönem boyunca şu ya da bu nedenle Gülen’in cemaatine yakın durmayı tercih etmiş kişilerdi. Kuşkusuz içlerinde AKPFETÖ ortak yapımı listelerde; örneğin 300 aydının imzalayarak “Ergenekon kumpasına” destek olduğu 2008’deki listede ya da FETÖ’nün yargıda “tam iktidar” olmasını sağlayan 12 Eylül 2010 referandumuna destek için imzalanan “yetmez ama evet” listesinde adları olanlar var. Ama bunların tümünü FETÖ’cü ilan edebilmek elbette mümkün değil. Zira oralarda imzası olduğu için yanlış yaptığını kabul eden ve özeleştiri veren isimler de var. Ancak çoğu bilerek, isteyerek FETÖ’ye “hizmet” ettiler; öyle ki hizmetleri, cemaatin müritlerinin hizmetlerinden bile daha değerliydi Fethullah Gülen için... Bitirirken belirtelim: Hikmet Çiçek, FETÖ’nün “Solcuları” kitabını, FETÖ’nün “Sağcıları” kitabının izleyeceğini belirtiyor; Nazlı Ilıcak’lar, Mümtazer Türköne’ler vb. 17 EYLÜL 2020 SAYI: 34676 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:14 06:40 13:04 16:32 19:18 20:38 Ankara 05:00 06:25 12:48 16:17 19:02 20:21 İzmir 05:25 06:48 13:11 16:40 19:24 20:41 Tartışma gerçekten dramatik. Herkese rahatsızlık veren bir durum. CHP Salıcı’nın isimleriyle öne çıkan bir parti içi akım. Daha önce, CHP’nin kapanıp bir vakıfa İstanbul İl Başkanı Canan dönüşmesi, onun yerine yeni Kaftancıoğlu’nun yarattığı bir parti kurulması düşüncesini “Atatürk adını kullanmama” destekleyen bir oluşum! konusu kaçınılmaz bir şekilde Kaftancıoğlu daha önce dallanıp budaklandı. Örgüt, ciddi anlamda tartışma yaşıyor. Seçmenleri hiç sormayın. Parti maalesef bir hanımefendinin bu kadar inada dayalı bir Üzücü bir ‘Atatürk’ de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganından tartışması haz etmediğini, kendisini “Mustafa Kemal’in yoldaşı” olarak gördüğünü aktarmış, “tavır gösterme” tutkusundan neredeyse depreme girecek, sayısız şikâyet dilekçesi Yüksek Disiplin Kurulu’na veriliyor... Kaftancıoğlu’nun yerel seçim sürecinde verdiği emek ve İstanbul il örgütü ve tüm CHP’lilerle elde ettiği başarı aktifine yazıldı, kendisine en kızgın olan partililer bile, İmamoğlu zaferinden sonra, düşüncelerini buzdolabına kaldırdılar. Hatta Kaftancıoğlu’nun davasında, kendisine destek olmak için giden geniş partili grup arasında, aynı ideolojik frekansta olmayan çok partili gördüğümü de bizzat hatırlıyorum. Attığı eski tweet’lerin İstanbul il başkanı olduktan sonra bir “siyasi dava”nın ısıtılıp kullanılan argümanları olarak beliriyordu artık. Yeni olayın nasıl yaşandığını hatırlatmakta yarar var: Taksim Toplantıları’nda, “Türkiye Siyasetinde Örgütün Yeri ve Seçim Güvenliği” başlıklı bir oturumun konuğu Kaftancıoğlu. Konuşmanın tercih ediyorum” diyor. Gürkan şaşırıyor, çünkü sonradan yaptığı açıklamasıyla bu soruyu tersine onun mesela, böyle bir tercihi olmadığını ve Atatürk adını da eşit derecede kullandığını söylemesi için sorduğunu aktarıyor. Çünkü 9 Eylül’de Kaftancıoğlu’nun il başkanı olarak okuduğu ve “Atatürk” ismini kullandığı deklarasyonu dinlemiş. Üstelik Gürkan, biraz önce aynen aktardığım gibi bu bahis konusu tweet’ler hakkında hiç Kaftancıoğlu gibi bir ideolojiye sahip olmasa bile kendisini o davada desteklemiş ve ayrıca o Taksim Toplantısı’nda da İstanbul seçim yönetimi ve başarısı için tebrik etmiş bir insan. Gazeteci Serpil Yılmaz, Sözcü’de bu soruyanıtı yayımlayınca dananın kuyruğu kopuyor... CHP’de Atatürkçüleri ön plana çıkarmamak için Canan Kaftancıoğlu’nun yönlendirmesiyle bu da kamuoyunda zaten epey bir benzer gürültü yaratmıştı. Kendisini “herkesten farklı” bir kimlik olarak lanse etmeyi sürdürdüğünü görüyoruz. Kaçınılmaz haklı tepkiler Tepkiler CHP yöneticilerinden birbiri ardına geldi. Atila Sertel, “Atatürk diyemeyen bir il başkanına da gereken ders verilmezse, bu da bizim en büyük ayıbımızdır” dedi. Mehmet Ali Çelebi, “Partimizin bir İl Başkanı Atatürk demeyi tercih etmezmiş. Millet gönlüne koyup haykırdıktan sonra demesin ne yazar. Ama unutma burası CHP. Kafası karışık olanlar iyi bilsin, bu partide 10 Aralık’tan önce 29 Ekim gelir. Mustafa Kemal’in askerleriyiz” şeklinde özetledi yorumunu. Birçok başka isim, CHP Tüzüğü’nün 1. maddesini hatırlattı: “Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu, ilk Genel Başkanı ve sonlarında sorucevap bölümünde grup lobisi gibi davranan kimi değişmez önderi Mustafa Kemal eski Meclis başkan vekili değerli delege ve il başkanları, Tuncay Atatürk’tür”. Her türlü tepki yağdı, siyasetçimiz Uluç Gürkan Özkan ve Yıldırım Kaya’yı sosyal medyadan başlayarak... kendisine “Üç kere Gazi Mustafa seçtirmemek için son kurultayda Kaftancıoğlu, maalesef bunun Kemal dediniz, Atatürk adını ciddi bir lobi yaptılar ve başarılı ardından büyük bir gaf daha kullanmamak tercihiniz mi?” diyor. oldular. Kaftancıoğlu da bunu yaptı, kendini açıklamak için Mesela ben “Mustafa Kemal” açıklamaktan çekinmedi, bir metin yayımlarken, akıl desem, böyle bir soru Gürkan’ın aldığı sonuçla övündü, açıkça almaz şekilde, Kenanizm ve aklına bile gelmez. Çünkü “seçilmelerini istemedim” Kemalizmi karıştıranları bile orada o soruyu Kaftancıoğlu’na dedi. Gördüğümüz gibi sollayarak, izahat vermeye sorduran geçmiş vukuatlar dizisi Kaftancıoğlu’nun siyasi emelleri çalıştıkça maalesef dibe battı: vardır. Kaftancıoğlu da “Kişilerin veya “hırsları” il başkanlığı ile “Şahsımı, Kenan Evren’in sözde isimlerinden söz ederken belirli dizginlenebilir bir sınır tanımıyor. Atatürkçülüğünden ayrıştırma alışkanlıklarla bunların özel adlarla Kendisi incecik narin yapısına çabamı bazıları anlamamazlıktan kategorize edilmesine karşıyım. karşın, 10 Aralık hareketinin “ağır gelebilir”, “Atatürk’ü statik, Yıllardır kullandığım gibi bu topu” artık. Erdoğan Toprak’ın donmuş yorumlara hapseden şekilde ifade etmek, kendimi ait desteklediği, Süleyman Çelebi, cuntacıları ve bugünün idealar hissettiğim bir ifade olduğu için Burhan Şenatalar ve Oğuz Kaan dünyasındaki şaşkınlara karşı hep ileriye bakan, aklı bilimi ve devrimciliği öne çıkaran Mustafa Kemal Atatürk’ü sahiplenmeye devam edeceğim.” Kaftancıoğlu’na hatırlatmalar Söylenebilecek bir ton söz var. Ama yalnız iki konuyu vurgulamak istiyorum: Kenan Evren’in Atatürk’ün partisini kapattıran sahte Atatürkçülüğünü “gerekçe” göstererek “Atatürk” adından uzaklaşmak, kimi aşırı ırkçı faşistlerin baskısı nedeniyle Türk bayrağından uzaklaşmaktan farksızdır! İkisi de birbirinden işlevsizdir. Gülünç ötesi bir “entel” mantığıdır. İkincisi, zaten Türkiye’de her türlü İslami fraksiyondan bölücü Kürtçülere, Diyanet’ten kimi haddini bilmez bürokratlara kadar, onca nankör ülkemizi ve halkımızı Atatürk’ten uzaklaştırmaya çalışırken, CHP’nin içinde ciddi bir sıfata sahip bir insan, aynı maceraya girişemez. Yani vatandaş Kaftancıoğlu, yine tweet’ler yayımlayıp “Ben onun askeri değilim” diyebilir, “Ben Atatürk adını kullanarak kategorize etmek istemiyorum” diyebilir. Ama “CHP il başkanı” olarak bu tavrı gösteremez. Atatürk bu tartışmaları izlese, Kaftancıoğlu veya partisinin şu andaki durumundan gurur duymaz. Ne yazık ki Kaftancıoğlu, hatalarından ders almayan ve onlarda ısrarla inatçı bir insan olduğunu kanıtlamıştır. Geçmiş vukuatlarına rağmen parti ve kamuoyunun kendisine açtığı kredinin değerini bilmeden bu güven teminatlarını tekrar savurarak kendisini de partisini de yaralamıştır. Uluç Gürkan’ı da beni de milyonları da hayal kırıklığına uğratmıştır. Özür mü diler, başka bir göreve mi geçer, Atatürk adının Mustafa Kemal’in Türk halkı tarafından verilmiş asil ve tarihi soyadı olduğunu ADD’de bir kursa giderek öğrenme yolunu mu tercih eder, orasını kendi seçsin... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kasket si 1 peri. 2/ Kısa 2 çizme... Osmanlılar döneminde 3 ulema sınıfın 4 dan olanların 5 giydiği uzun üstlük. 3/ Hoşgörüsüz ve aşırı 6 7 sofu kimse... 8 Tütsü olarak kullanılan bir reçine. 4/ Büyük ve süslü 9 1 23 4 5 678 9 1 DONARAY Y balıkçı kayığı. 5/ 2 ARA ACARA Sinop’un bir ilçesi. 6/ 3 R O Z E U R U K Kalsiyum elementi 4 I S I R A N M U nin simgesi... İnce ve 5 A M İ T T İ Z uzun metal çubuk... 6 Y O V A R İ A Kuzu sesi. 7/ Yapma, 7 I L G A R İ N İ etme... Beyaz etli bir 8 B A N A Z N Ü balık. 8/ Sakarya 9 DAM ÇE P İ Ç yöresine özgü bir tür köfte. 9/ İhsan Oktay Anar’ın bir romanı... Telli çalgılarda telleri yük sekçe tutan tahta köprücük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Terazi yapan ya da satan kimse. 2/ Kaz Dağı’nın antik dönemlerdeki adı... Bir noktanın deniz yüzeyinden olan yüksekliği. 3/ Aruz ölçü sünde uzun okunması gereken bir heceyi kalıba uydurmak için kısa okuma... Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyen değnek. 4/ İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini izlemeye zorlayan durum... Litvanya’nın plaka kodu. 5/ Üstü kapalı ve yaylı bir at arabası. 6/ Yabancı... Rahatına düşkün, ağır kanlı kimse. 7/ Bir şeyin olmasına az kaldı ğını belirtmekte kullanılan deyim sözü... Açığa vurulmuş, ortaya dökülmüş olan. 8/ Gece... Eski dilde su. 9/ Çekim alanına giren hiçbir şeyi, hatta ışığı bile bırakmayan varsayımsal gökcismi. T.C. BİLECİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2020/381 Esas KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: Bilecik iliPelitözü Köyü 212 Ada 76 Parsel 575,64 m² sayılı taşınmazın 346,53 m²lik kısmı MALİKLERİN ADI VE SOYADI: ALİ SARIÇAY, AYSEL SARIÇAY, GÜLTEN HÜKMEN, HACER ÜLKER, KADRİYE ÖKSÜZ, MELİKE SARIÇAY, MERVE SARIÇAY, NURTEN SARIÇAY ÖZ, SIDDIKA MASAT, TUĞBA TOSUN, TÜRKAN SARIÇAY, ÜMİT SARIÇAY KAMULAŞTIRMAYI YAPANİDARENİN ADI: Karayolları Genel Müdürlüğü’ne İzafeten Karayolları 14.Bölge Müdürlüğü KAMULAŞTIRMANIN VEBELGELERİN ÖZETİ: Karayolları Genel Müdürlüğü’nce; devlet yolu projesi nedeniyle proje kapsamında bulunan taşınmazların yol, inşaat ve emniyet sahası amacı ile 2942 Sayılı Kanunun 5.maddesinin (b) bendi gereğince kamulaştırılmasına karar verilmiştir. (2942 Sayılı Kanun 7., 8. ve 10.maddeleri) Davacı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne izafeten Karayolları 14. (Bursa) Bölge Müdürlüğü vekili tarafından, yukarıda ili, ilçesi, köyü, parsel numarası, maliki ve kamulaştırmaya ilişkin özel bilgileri belirtilen taşınmazın, Yenişehir(BilecikOsmaneli) Ayr. Okluca, Taşçılar, Gökpınar, İlyasbey, Kepirler, Gülümbe, Dereşemsettin Devlet yolu projesi nedeniyle proje kapsamında bulunan, Bilecik ili, Merkez ilçesi, Okluca, Taşçılar, Gökpınar, İlyasbey, Kepirler, Gülümbe, Dereşemsettin Köyü sınırları içerisinde kamulaştırma sahasına rastlayan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulundukları tespit edilen ve aşağıda yazılı taşınmaz malların, yol inşaat ve emniyet sahası tesisi amacı ile 2942 sayılı Kanunun 5. maddesinin (b) bendi gereğince kamulaştırılmasına karar verilmiş olup, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne izafeten Karayolları 14. (Bursa) Bölge Müdürlüğü’nce Mahkememizde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 7., 8. ve 10. maddeleri gereğince kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmıştır. İlan tarihinden itibaren 30 gün içinde İdari Yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltme davası açılabilecek,husumeti davacı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yöneltilecektir. 30 gün içinde İdari Yargıda İptal davası açtığınızı ve yürütmeyi durdurma kararı aldığınızı belgelemediğiniz takdirde kamulaştırma işlemi kesinleşecek olup, Mahkememizce tespit edilecek bedel üzerinden taşınmaz davacı Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edilecektir. Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerinizi tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize yazılı olarak bildirmeniz gerekmektedir. Mahkememizin 2020/381 Esas sayılı dava dosyasının duruşma günü 30/09/2020 günü, saat 09:33’dür. İlgililerine 2942 Sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince ilan olunur. 04/09/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1221821)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle