02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 9 AĞUSTOS 2020 PAZAR HABER CHP lideri Kılıçdaroğlu kurultayın ardından ilk kez toplanan PM’den mesaj verdi: Trump mı, Erdoğan mı? Okumak için Türkiye’den Amerika’ya gelen ya da burada kendine bir hayat kuran gençlerle konuşuyorum birkaç haftadır. COVID19 sürecini New York’ta nasıl geçirdiklerini, artan işsizlikten ve BLM (Siyahların Hayatı Önemlidir) protestolarından nasıl etkilendiklerini anlatıyorlar. Dünyanın diğer büyük kentlerinde olduğu gibi klostrofobik bir ortamın içinde bulmuşlar kendilerini. Gökdelenlerin arasında nefes almak iyice zorlaşırken, yalnızlaşma duygusu ağır basmış. Evden çalışmaya başlayanlar en azından işsiz kalmadıkları için şükrederken, işsiz kalanlar için hayat zorlaşmış. Esnaf olanların bir kısmı işyerini kapayarak, devlet yardımıyla idare etmeye çalışırken çıkış yolu aramaya devam ediyor. Ama işsizliğin boyutlarının 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’ndaki seviyeye ulaştığını düşününce umudunu koruyabilen pek kimse yok. BLM protestolarını dışarıdan izleyenler de var, eylemlerin içinde yer alanlar da. “Irkçılık nerede olursa olsun, adalet isteyen herkesin mücadele etmesi gereken bir insanlık suçu” diyenler, “Burada henüz vatandaş değilim, başımın belaya girmesini istemiyorum” diyerek geri duranları eleştiriyor. “Barışçıl protesto herkesin hakkıysa başınız niye belaya girsin” diye sorunca, “Burası artık bildiğiniz Amerika değil; insanların plakası gizlenen FBI araçlarıyla toplanıp bilinmeyen yerlere götürülebildiği bir ülke. Üstelik Trump iktidarının göçmenlere ve Amerikalı olmayanlara karşı tutumu malum; bizi atmak için bahane olur, adli sicil kaydımız olursa iş bulmak da hayale dönüşür” diyorlar. Amerika’ya “çalışan herkesin bir gün rüyalarını gerçekleştirebileceği fırsatlar ülkesi” diye umutla geldiklerini ama COVID19’lu Trump Amerikası’nın fiyaskoya dönüştüğünü anlatıyorlar. HHH “Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musunuz” sorusuna hiçbiri “evet” demiyor. Vatandaşlığı alanlar, ABD’de daha az parayla geçinebilecekleri ufak yerleşim bölgelerine taşınacaklarını ama Türkiye’ye dönmeyeceklerini söylüyor. Diğerlerinin yeşil kart almak ya da vatandaş olabilmek için avukatlara bir ton para ödemesi gerekse de, Türkiye’de yaşananları gördükten sonra kimse dönüşe istekli görünmüyor. “Sokakta yürürken tecavüze uğramak ya da bir sapık tarafından öldürülmek için mi döneceğim!” diyor bir kadın. Her biri kendi açısından Türkiye’de en temel haklarının olmadığından yakınıyor. Biri eşcinsel olduğunu söyleyip devam ediyor: “Her yıl Onur Yürüyüşü sırasında İstiklal Caddesi’nde coplanmak istemiyorum. Yeterince dayak yedim.” HHH Çarpıcı bir soru ile bitiyor konuşma: “Trump mı, Erdoğan mı?” Bir sessizlik oluyor; sonra herkes kendince son noktayı koyuyor. “Trump ve partisi ırkçı. Türkiye’de iktidar ise farklı mezhepten olanlara bile düşmanca tavırla yaklaşıyor. Cemevlerine hâlâ ibadethane statüsü verilmedi.” “Amerika’da kapitalizm acımasızca yoksulları, işçileri ve göçmenleri eziyor. Türkiye’de farklı mı? Trump, sermayenin temsilcisi. Erdoğan farklı mı?” “Amerika’da demokrasi yok, adalet sorunu var. Seçimi kim kazanır bilmiyoruz ama en azından henüz tüm yollar tıkalı değil. Türkiye’de durum daha kötü.” “İkisi de tabanını sağlamlaştırmak için dini siyasette araç olarak kullanıyor. İkisi de toplumdaki kutuplaşmayı artırıyor. İkisi de siyaset dilini kabalaştırıyor.” Çarpıcı soruya dönersek... Fark ediyorum ki kimse seçim yapmıyor; hepsi liderler arasında “fark yok” diyor. HHH Yurtdışında yaşayanları Türkiye’ye dönme fikrinden uzaklaştıran en önemli nedenler, işsizlik ve yaşam tarzlarının gericiliğin ablukası altına alınması. Farklı bir kıtada kendilerine yeni bir hayat kurmaya çalışırken... Her gün kadınların katledildiği, Sürekli laik Cumhuriyet hedef alınırken muhalefet partilerinin bile dincilerden oy kapma umuduyla sustuğu, Siyasetin din ekseninde şekillendiği, Adalet mekanizmalarının tarikat ve cemaatlerin elinden kurtulamadığı, Adam kayırmanın, yolsuzluğun tavan yaptığı Türkiye için kaygı duyuyorlar. HHH Bir yandan bireysel yaşam mücadelesi... Diğer yandan toplumsal adalet talebi... Orada ya da burada, amaç, onurlu bir yaşam. Bunun için gereken hakça sistemin önünü tıkayanlar ise Trump, Erdoğan ve onların türevi neoliberalizmin hizmetindeki siyasetçiler. Farktan çok ortak yanları var! Not: Bugün New York’ta, İstanbul Sözleşmesi’ne destek olmak ve kadın cinayetlerini tepki göstermek için 12.00 14.00 arasında protesto gerçekleştirilecek. Buradan da duyurmuş olayım; ayrıntıları salı günkü yazımda anlatırım. Adres: 10 Columbus Circle. Ağıralioğlu: Cumhur İttifakı’na girmeyiz İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik “eve dön” çağrısına destek veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasına, “İYİ Parti olarak bu siyasi hesaba ortak olmayacağız. Cumhur İttifakı’na girmeyiz” yanıtını verdi. HaberTürk’te katıldığı programda konuyu değerlendiren Ağıralioğlu, “Meral Akşener defalarca zikretti ben de söyleyeyim, iyileştirilmiş parlamenter demokrasi çerçevesinde düzelmeye katkı sağlayacağımızı söyledik defalarca. Cumhur İttifakı’nın içine girer miyiz? Girmeyiz” diye konuştu. l İç Politika Türkiye Titanik’e döndü CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti meclisi (PM) toplantısı öncesinde Muharrem İnce’nin parti kuracağı yönündeki tartışmalara dolaylı şekilde değinerek “Bizi bölmek, parçalamak isteyecekler ama hiç kimsenin unutmaması gereken bir şey var: CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin kalesidir” dedi. Türkiye’yi batan gemi Titanik’e benzeten Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a damadının işine son verme çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu; 37. kurultayın ardından belirlenen yeni PM’nin ilk toplantısında üyelere seslendi. Konuşmanın ardından Kılıçdaroğlu’nun yanına başörtülü PM üyesi Sevgi Kılıç en genç üye sıfatıyla oturdu. Kılıçdaroğlu, özetle şunları dile getirdi: l Çizgimizde değişiklik yok: Dünyanın en köklü kalıcı partilerinden birisiyiz. 100 yıllık tarihe baktığımızda çizgimizde hiçbir değişiklik olmamış. Çağdaş uygarlığı, demokrasiyi, kadın erkek eşitliğini hedefleyen, gelir dağılımının dengeli olmasını isteyen bir çizgiyi sürdürmüşüz. Gücü üretimden, akıldan alan, bilgiden ve birikimden alan, dünyayı okuyan bir kültürden gelmişiz. Her kuşak bu kültürü biraz daha ileriye taşımış. l Kapsayıcı siyaset: 60 kişiden oluşuyoruz; 39’u erkek, 21’i kadın. PM’nin yüzde 41.6’sı yenilendi. Yaş ortalamamız 48. Biz kapsayıcı, toplumun her kesimini kucaklayan bir siyaseti yaşama geçirmek istiyoruz. Eğer sorun ortaksa o sorunu çözmeye birileri talip olmalı. Biz CHP’nin PM üyeleri olarak Türkiye’nin 18 yıldır çözülümeyen sorunlarının çözümüne talibiz. l Kötülüklerin anası işsizlik: 18 yıldır memleketi yöneteceksiniz, 10 milyonun üstünde işsizimiz var. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Özellikle fakir aile çocuklarını buluyorlar, onları uyuşturucuya alıştırıyorlar, sonra torbacı yapıyorlar, sonra piyasaya salıyorlar. İktidar 18 yıldır bu memleketi yönetiyor; ne oldu, nasıl oldu da fuhuş bu kadar arttı? Ne oldu da uyuşturucu bu kadar arttı? Ne oldu da kadınlara şiddet bu kadar yüksek noktaya ulaştı? CHP lideri Kılıçdaroğlu, kurultayın ardından dün düzenlenen ilk parti meclisi (PM) toplantısı öncesinde PM üyeleriyle birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti. l Batan gemi benzetmesi Titanik; batan gemi... İlk seyahatinde buzdağına çarptı ve battı. Orada da iki katmanlı toplum vardı. Birinci sınıfta seyahat edenlerin kamaraları son derece lükstü, yemekler mükemmel. Her şey var. Orada hiçbir sorun yok, hepsinin durumu çok iyi. Bir de ikinci sınıf vardı. Yukarıya çıkamayanlar, öyle lüks garsonlar, müzik falan yok. Ama bunların bir umudu vardı. “İş bulacağım, çalışacağım, zengin olacağım.” 18 yılda bizim alt katmanın umutlarını yok ettiler. Titanik’te ikinci sınıf vatandaşların umutları vardı, bizde umudu, hayali tükettiler. Peki asıl soru şu: Bu gemi battığında ilk kurtarılanlar kimlerdi? Filikaya ilk binenler kimlerdi? İkinci sınıfta olanlar mı? Hayır. O birinci sınıf olanları filikalara bindirdiler. l Damadının işine son ver: Türkiye’nin uçtuğu söyleniyor. Doğru, yokuş aşağı freni patlamış kamyon hep beraber aşağı gidiyoruz. Saray’dakiler hariç, onlar uçakta seyahat ediyorlar. Erdoğan’a 83 milyonun huzurunda bir çağrım var, Sayın Erdoğan hâlâ bu milleti seviyorsan, perişan olmasını istemiyorsan ilk yapacağın iş o sosyete damadın işine son vermektir. Onu savunmaya kalkma. Bu sosyete damadın ekonomiden filan anladığı yok, fakir fukarayı da anladığı yok. Bir eli yağda bir eli balda. Dolayısıyla bunun görevden alınması toplumu rahatlatacak, seni, parti tabanını da AKP’lileri de rahatlatacak. Al kardeşim bunu görevden. Alabilir mi görevden; almaz, beceremez, güvenemez. Çünkü güveneceği adam yok. l Dostlarımızla yapacağız: Türkiye bu buhrana layık değil. Bu karamsarlığı toplumun üzerinden silkip atmamız gerekiyor. Bunu yapacak olan biziz ve dostlarımızla birlikte yapacağız. Ben dostlarımızla birlikte yapacağız diyince onlar kendilerini kavakta görüyorlar. Nereye çıkarsan çık kardeşim. bu memleketi düzlüğe, aydınlığa çıkarmak beraber olacak, dostlarımızla birlikte yapacağız. Güçlü bir demokratik parlamenter sistem, halkına hesap vermeyi onurlu bir görev kabul eden bir siyaset anlayışıyla bunu yapacağız. l Üstümüze gelecekler: Biz bu hedefe kilitlenirken bizi engellemek isteyecekler. Onların görevi bu zaten. Bizi hapisle tehdit edecekler. Milletvekillerimizi bazen hapse atacaklar. Atmazlarsa namertler. Bizi linç girişimleriyle korkutmak isteyecekler. Linç girişiminde üç kez, beş kez, yüz kez bulunmazsanız namertsiniz. Hepsiyle mücadele edeceğiz. Dört koldan üstümüze gelecekler. İsterse dört yüz koldan gelsinler mücadele edeceğiz. Her türlü if PM toplantısında ‘ittifak’ uyarısı MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultayın ardınan gerçekleşen ilk PM toplantısında üyelere ittifak uyarısı yaptı. Kılıçdaroğlu’nun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik “evine dön” çağrısıyla başlayan süreçle ilgili ittifaka zarar verecek söylemlerden kaçınılmasını istediği ifade edildi. Parti yönetimi tarafından “ortak dil” kullanılmasının önemine işaret eden Kılıçdaroğlu’nun, “İttifakı korumaya çalıştığımız bir süreç var. Siz de söylemlerinizi buna göre belirleyin” talimatını verdiği kaydedildi. Kılıçdaroğlu’nun dünkü PM toplantısının ardından Merkez Yönetim Kurulu için bugün ya da yarın görevlendirmeleri kamuoyuna açıklaması bekleniyor. Öte yandan, CHP’nin 37’nci Olağan Kurultayı’nın ardından yapılan ilk Yüksek Disiplin Kurulu toplantısında, kurul başkanlığına Uğur Bayraktutan, başkan yardımcılığına Ahmet Ersen Özsoy ve YDK Sekreterliğine ise Sezgin Kaya seçildi. l ANKARA tirayı atacaklar engellemek için. Bütün kutsal değerlerimizi kendi özel çıkarları için istismar edecekler. l Bölmek isteyecekler: Televizyonları, gazeteleri besleme köşe yazarlarıyla her türlü karalamayı yapacaklar. Bizi bölmek, parçalamak isteyecekler ama hiç kimsenin unutmaması gereken bir şey var: CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin kalesidir. Eğer bu ülkede bir CHP varsa bu ülkenin sarsılmaz bir sigortası var demektir. Devletin, halkın sigortasıdır. Çünkü biz çiftçiyiz, köylüyüz, işçiyiz, emekliyiz, sanayiciyiz, kuryeyiz, sağlık çalışanlarıyız, halkız. Halktan ve haktan yanayız. Bizi başka bir partiyle kıyaslamasınlar çünkü biz tepeden tırnağa Kuvayi Milliyeciyiz. Biz siyaseti halka adanmışlık üzerine yaparız. Bize göre; ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzeni bu ülkeye getirene kadar mücadele eden bir siyasi partiyiz. l ANKARA/Cumhuriyet Karayalçın ve Çetin, kurultayın ardından ‘İnce’ gündemiyle Kılıçdaroğlu ile görüşecek Eski genel başkanlar devrede IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN MİYASE İLKNUR CHP’de eski genel başkanların bugün saat 14.00’te Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yapacakları görüşmede Muharrem İnce’nin partiden ayrılması konusu da görüşülecek. Aslında eski genel başkanların Kılıçdaroğlu ile görüşmesi her kurultay sonrası yapılan olağan bir görüşmeydi. Eski genel başkanların, her kurultay sonrasında Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu hem kutlamak hem de partinin yeni yönetimle birlikte yol haritası üzerinde fikir alışverişinde bulunmak amacıyla görüşmeleri ilk kez olmuyor. Ancak bu kez görüşmenin sadece kutlama ziyareti olmayacağı kesin. Zira eski genel başkanların Kılıçdaroğlu ile görüşmeleri için daha önce 13 Ağustos Perşembe günü kararlaştırılmışken Muharrem İnce’nin parti kuracağı haberlerinden sonra randevu erkene çekilerek bugün saat 14.00’e alındı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bugün olan randevuda, eski genel başkanlardan sadece Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın hazır bulunacak. Altan Öymen’in, daha önce randevu günü perşembe olarak kararlaştırıldığı için programını ayarlayamadığı öğrenildi. Bu nedenle Öymen’in, perşembe günü ayrıca Kılıçdaroğlu ile bir görüşme yapacağı söyleniyor. Dün Yeni Çağ gazetesinden Orhan Uğuroğlu’na “İnce’nin ayrılmasına da parti kurmasına da göz yumamayız” açıklaması yapan eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da bugün Kılıçdaroğlu ile yapılacak görüşmeye katılması için arandı, ancak Baykal’ın kızı Aslı Baykal’ın doktoru ile görüşmesinden sonra, “Doktorlar babamın kalabalık içine çıkmasını uygun görmüyor” demesi üzerine sadece Karayalçın ve Çetin görüşmeye katılacak. Hatırlanacağı üzerine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra İnce ve arkadaşları tarafından başlatılan olağanüstü kurultay için imza toplama aşamasında da eski genel başkanlar Kılıçdaroğlu ve İnce ile görüşerek parti içinde gerginliğin giderilmesi için devreye girmişler ve bu girişimin ardından İnce ve Kılıçdaroğlu bir akşam yemeğinde bir araya gelmişlerdi. GÜLSEVER’DEN NAZLIAKA’YA DESTEK CHP Kadın Kolları Genel Başkan adayı Ayten Gülsever, bugün yapılacak olan CHP’nin 14. Kadın Kolları Olağan Kurultayı öncesinde başkanlığa adaylığını açıklayan CHP PM üyesi Aylin Nazlıaka ile birleşme kararı aldığını açıkladı. Gülsever, Twitter hesabından Nazlıaka ile bir fotoğrafını paylaşarak “Hedef iktidar şiarıyla Aylin Nazlıaka başkanlığında güçlerimizi birleştirerek CHP’nin Türkiye’de iktidar olması için 14. olağan kurultayımızda yolumuza devam ediyoruz” dedi. l İç Politika MUHARREM İNCE HAKKINDAKİ İDDİALARLA İLGİLİ KONUŞTU: Parti değil, hareket CHP’den ayrılarak yeni parti kuracağı iddia edilen Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “En doğal hakkı” demesinin ardından Twitter hesabından açıklama yaptı. İnce, “Bir tarafta AK Parti’den ayrılanlara ‘Ümmeti bölmeyin’, CHP’den ayrılma iddialarına ‘en doğal hakkı’ deniliyor. Diğer tarafta ise AK Parti’den ayrılanlar demokrasi kahramanı, CHP’de rahatsız olanlar Saray’ın adamı. Yok birbirlerinden farkları” ifadelerini kullandı. Habertürk yazarı Fatih Altaylı, önceki günkü köşe yazısının ardından Muharrem İnce’nin kendisini aradığını açıkladı. Altaylı, İnce’nin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne giden CHP’linin kim olduğunu bildiğini belirterek “Bir genel başkan yardımcısı gitti Saray’a, Tayyip Erdoğan’la görüştü. Yüzde 100 emin olsam açıklayacağım ama yüzde 99 eminim ve vicdanım o yüzde 1’den ötürü açıklamamı engelliyor. Bir genel başkan yardımcısıydı ama artık değil” dediğini aktardı. Altaylı, İnce’nin parti kurma konusunda ise “Ben bir parti kurmuyorum. Ben yola çıkıyorum. Yüzde 31’le bıraktım, şimdi onu yüzde 51’e çıkarmak için yola çıkıyorum. Harekete geçiyorum. Bir hareket başlatıyorum” ifadelerini kullandığını belirtti. Altaylı, İnce’nin önceki Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin de konuştuğunu belirterek “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adayı kesinlikle Abdullah Gül’dü. CHP’den birini asla düşünmüyordu. Bütün arzusu Abdullah Bey’i aday göstermekti. Ama onun bu planını Meral Akşener bozdu. Açık söylüyorum, ben Akşener sayesinde aday oldum” dediğini söyledi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle