02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 16 AĞUSTOS 2020 PAZAR PAZAR YAZILARI Nöbetçi şairler hatta... Bir taraftan koronavirüs diğer taraftan aşırı sıcaklar Belçika’da kalanları iyice bunalttı. Kuzey sahillerine günübirlik serinlemek için hücum edenlerin huzurunu, aşırı yoğunluğa engel olmaya ve virüs önlemlerine uyulmasını sağlamaya çalışan polisle kargaşa yaşayanlar kaçırdı. Hatta sahiller bir süre günübirlik turistlere kapatıldı. Evleri hamama çeviren sıcaklarda bir kilisenin kapısını öğrencilerin ders çalışmasına açarak huzur ve serinlik sağlaması alkışlanacak türden. Bütünlemeye kalmış ve ders çalışmak zorunda kalan öğrenciler Duffel’de Sint Franciscus Kilisesi’nde sabah 08.00’den 22.00’ye kadar ders çalışabiliyor. Kilise, öğrencilerin ders çalışmaları için gereken her şeyi sağlıyor: Wifi, elektrik ve soğuk su! Biz de bu sıcaklardan aldık başımızı kısa bir süreliğine yerli turist olarak FransızcaFlamanca dil sınırında bulunan Ronse’ye gittik. Ortaçağ’da ruhsal sorunları olanların içindeki şeytanı çıkardıkları Sint Hermes Kilisesi’nin olduğu ve her yıl hâlâ binlerce insanın hac ziyaretinde bulunduğu yer burası. Geleneksel hale gelen 32 kilometrelik bir de geçit töreni yapılıyor her yıl. Bizzat mezar odasına girip, ruhsal sorunları olanların banyo yaptırıldığı kuyuları ve Sint Hermes ile diğer azizlerin mezarlarını ziyaret ederken mezar odasından çıkmak istemedim doğrusu. Serinlik huzur veriyor. Müzik ormanı... Ha işte buradan yazının asıl konusuna girebilirim. Brüksel’i kısa bir süreliğine Ronse ile aldattığımızda asıl amacımız Müzik ERDİNÇ UTKU Ormanı’nda doğada yürümek, edebiyatçılara esin kaynağı olan alanda ağaçların yapraklarının bestelediği şarkıları dinlemekti. İlk olarak Brugge’e yapılan ve daha sonra Ronse’ye taşınan Batı Avrupa’nın ilk tren istasyonunun ne kadar sevimli olduğu, tekstil endüstrisinin bir zamanların kalesi olan kentteki tekstil müzesi, kiliseler, art deco mimari ile kente renk katan semtler vb. görmek değildi niyetimiz. Ronse’yi yazarsam sevgilim Brüksel kıskanır. Şiir yazacaksam Brüksel’i yazarım. Onun hiçbir kentten az kalır tarafı yoktur. Bir gecelik aşkların dünya güzeli Brugge ile aldatmadığım kenti, Ronse ile mi aldatacağım?.. Brüksel’in her zaman emek verene çok daha fazlasını verdiğini biliyorum çünkü. Şiir konusunu yazmak istiyorsan kralı vardır onda. Hazır olun patlatıyorum. “Nöbetçi Şairler” ve “Şiir Eczanesi” desem mesela... Nöbetçi doktor ya da nöbetçi eczaneyi hepimiz çok iyi biliyoruz. Hele bu salgın zamanlarında iyice öğrendik. Ya nöbetçi şairler? O da koronavirüs hediyesi bizlere. Karantina dönemlerinin icadı. Acilen şiir dinlemeye ya da şiirsel sohbete ihtiyacınız var ancak şiir dinletileri ya da edebi toplantılara gitme şansınız yok. Ne yapacaksınız? İlk olarak karantina döneminde Paskal ya tatili süresince 611 Nisan arasında, 4 duvar arasına kapatılan ve kendini yalnız hisseden insanların imdadına yetişmişti 21 şairin yer aldığı “Nöbetçi şairler” organizasyonu. Akşam 20.0022.00 arası 0800 11 233 telefon numarasını çevirenler dil seçiminden sonra karşılarında rastgele gerçek bir şairi buldular. Ulusal mutluluk araştırmasında, Belçikalıların yarısının düzenli bir şekilde kendini yalnız hissettiğinin ortaya çıkmasından sonra “insanları birbirleriyle buluşturmak ve aralarında bağ kurmak” amacıyla çalışmalar yapan kâr amacı gütmeyen Verb(l)ind Derneği (www.verblind.be) girişimine onlarca şair seve seve katıldı. Şairlerin de kendilerini dinleyecek şiirseverlere gereksinimi vardı çünkü. 6 gün boyunca şairlere yoğun ilgi gösterildi. 6 bini aşkın kişi aradı Ücretsiz numarayı arayanlar şiirsel bir telesekreter mönüsüyle bir şaire yönlendirildi, şiir dinlemenin, şiirsel sohbetin ya da bir süre birlikte sessiz kalmanın tadını çıkardı... Her şair kendi yöntemini seçti. Kimi önce sohbet etti sonra şiir okudu, kimi şiirle başladı sonra sohbetle devam etti. Bazı şairler sadece kendi şiirlerini okurken kendi yazmadıkları şiirleri okuyanlara da rastlandı. Konuşma süresine belirli bir sınırlama getirilmedi. 6 binden fazla çaldı nöbetçi şairlerin telefonu. 1.051.051 saniye boyunca (aralıksız 12 günden fazla süre) şiirsel muhabbet yapıldı. 14 saat boyunca çalışan bir doktorun işgünü akşamı hattı ara yıp 20 dakika şiir ve edebiyat muhabbetiyle başka bir dünyaya yolculuğa çıkması ve rahatlaması veya kafeye gitmeyi özleyen birinin kafe ile ilgili bir şiirde hayalinde de olsa kafe ortamını yaşaması insanlara huzur verdi örneğin. 14 Ağustos’ta Verb(l)ind Derneği’nin Brüksel’deki kütüphaneler ve kültür merkezleri ile işbirliği içinde düzenlediği “Nöbetçi Şairler BXL”in yaz versiyonu başladı. İki aşamalı etkinlik kapsamında 14, 15 ve 16 Ağustos tarihlerinde arayanların kulaklarına Geert van Istendael, Els Moors, Gioia Kayaga, Herman Van Rompuy, Laurence Vielle, Mustafa Kör veya Lisette Ma Neza gibi 50’den fazla şair şiir fısıldadı. İngilizce, Fransızca ya da Flamanca seçerek ulaşılan şairin başka dilleri konuşması da mümkündü. Sohbetinde şansı yaver gidenler ve rastgelenler, Brüksel’in çeşitliliğini yansıtan şairlerden İtalyanca, İspanyolca, Türkçe ya da Afrika dillerinden birinden şiir dinleyebildiler. Koronavirüs önlemlerinin gevşetilmesi nedeniyle nöbetçi şairler telefon hattına ek olarak Brüksel’de 21 kültürel mekanda şiir eczaneleri oluşturuldu. Etkinliğin ikinci aşamasında 1730 Ağustos arasında Brükselliler kütüphanelerde, kültür merkezlerinde veya açık havada Şiir Eczanesi’ne gidip nöbetçi şairlerin karşısına geçecek, şiir dinleyebilecek ve sohbet edebilecek. Randevu almanıza gerek yok ama sırada mesafeye dikkat etmeniz ve 12 Ağustos’ta alınan karar gereği de maske takmanız zorunlu. Şiir Brüksellileri buluşturacak, birbirleriyle bağ kurmalarını ve yaşamı paylaşmalarını sağlayacak. [email protected] Turizmde zorlu dönem Fransa’da havalar bu aralar bunaltıcı. Başkent Paris’te sokaklarda neredeyse insan yok. Koronavirüs salgınıyla tatil konusunda dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Fransızlar da kendi sınırları içinde tatil yörelerini tercih ediyor. Genellikle de rota Güney Fransa olarak bilinen Nice, Cannes ve Saint Tropez gibi ülkenin ünlü tatil merkezleri. Bunaltıcı sıcaklarla birlikte biz de Paris’ten otomobil ile 8 saat sürecek olan yolculuğumuza sabahın erken saatlerinde başladık. Güney kıyılarına yaklaştıkça AixenProvence tepelerindeki uçsuz bucaksız lavanta tarlaları, üzüm bağları ile yemyeşil doğa iç açıyor. Sevimli, tarihi köyler yol güzergâhımızda. İki gece konaklama ücretsiz Cannes’a geliyoruz. Salgın kısıtlamaları, ekono mik daralmayla birlikte ister dayanışma deyin, is terseniz bölgeye ilgi çekebilmek, Cannes’da ba zı klasik Fransız butik oteller jest yaparak iki ge celik konaklamalardan ücret almıyor. Her yaz dö neminde caddelerde sıkça rastladığımız dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen ünlü yıldızlar ise bu yıl ortalarda pek yok. Sokak ve caddeleri az da olsa yerli turist doldurmuş. Dünyanın popüler tatil böl gelerinden Cannes, denizi, sahilleri, hareketli eğ lence hayatıyla birlikte film festivaliyle de özdeş leşmiş bir yer. Sosyal mesafe kuralları plajlarda zor da olsa uygulanıyor. Sahile yakın Cannes Film Festivali’nin yapıldığı binanın etrafına ilgi her zaman oldu ğu gibi yoğun. Festival zamanı dünyaca ünlü isimlerin, üzerinde yü rüdükleri kırmızı halılı merdivenlerde gençlerin yoğunlukta olduğu SÜLEYMAN TOSUNOĞLU çoğu yerli turist selfi çekmek için koşturuyor. Dünyanın en prestijli si nema ödüllerinden birine ev sahipliği yapan festi val kongre sarayının temelleri ise 1946’da Philip pe Erlanger’in işe el atmasına uzanıyor. Festival binasının II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla yarı da kalan inşaatı daha sonra Milli Eğitim ve Güzel Sanatlar Bakanı Jean Zay ve İçişleri Bakanı Albert Sarraut tarafından tamamlandı. Dev sektör Kırmızı halı kaplı, 24 basamaklı merdiveni ile bir anda dünyanın en önemli film festivali olma unvanına kavuştu. Her yıl 11 Mayıs’ta Altın Palmiye Ödülü altında başlayan festival 12 gün sürüyor. Fetivalin yapıldığı kongre sarayı, aynı zamanda sinema ve tv dizilerin tanıtım, dünya sektörüne pazarlama, satış alanı olarak da kullanılıyor. Yılda iki kez yapılan bu etkinlik, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 11 milyon katılımcıyla bu sektörde dünyanın en büyük pazarı olarak değerlendiriliyor. Bu yıl salgından dolayı dünyanın ünlü sinemacılarının yarıştıkları festival de yapılamadı. Altın Palmiye ödülleri şimdilik Mayıs 2021’e ertelenmiş durumda. Cannes merkeze 40 km. uzaklıktaki tatil köyü SaintTropez’e gidiyoruz. Etraf Cannes merkeze göre daha sakin. Bölgedeki dünyanın ünlü star ve milyarderlerinin yazlıklarının çoğu boş, ıssız. Restoranların önünde önceki yıllarda olduğu gibi kuyruk yok. Marinada sırı sıra lüks yatlar demirlemiş. Bazılarının üzerinde satılık yazıları dikkat çekiyor. Güney Fransa’nın Nice, Antibes, Marsilya gibi turizm şehirlerinde de durum farklı değil, her yer bu yıl sakin. Kumarhaneleriyle ünlü Monte Carlo da benzer durumda. Virüsün yayılmasını önlemek için dünyanın çeşitli ülkelerine getirilen uçuş kısıtlamaları en çok turizm sektörlerinde kriz yaşanmasına neden oldu. Fransa, yaz turizminden yılda 200 milyar Avro gelir elde ediyordu. Turizm Bakanı JeanBaptiste Lemoyne’nin açıklamasına göre, pandemi nedeniyle bu yılki turizm gelirlerinde 40 milyar Avro kayıp yaşandı. [email protected] BİR DAHA ASLA... II. Dünya Savaşı’nın bitişini de sim geleyen “Japonya’ya Karşı Zafer edenlerin ruhlarına saygımızı sunduk” dedi. Günü”nün 75. yıldönümü dün tö Başbakan Abe ise danışmanı vası renlerle anıldı. Japonya İmparatoru bakanların başkent Tokyo’daki tartış tasıyla tapınağa para bağışında bu Naruhito, “Ülkesinin II. Dünya Savaşı’nda malı Yasukuni Tapınağı’nı ziyaret ettiği lundu. II. Dünya Savaşı’nda yaşamını yi yaptıklarından dolayı” pişmanlığını dile bildirildi. Kyodo ajansının haberine gö tiren 2.5 milyon kişinin anısına yapılan getirdi. “Umarım savaşın yıkımı bir daha re, Çevre Bakanı Şinciro Koizumi, Eği tapınak keşişlerinin 14 savaş suçlusu asla tekrarlanmaz” dedi. Başbakan Şin tim Bakanı Hagiuda Koiçi, İçişleri Baka nu “kutsal” kabul etmesi nedeniyle tar zo Abe de “trajedinin tekrarlanmaması” nı Takaiçi Sanae ve Bölgesel Konular tışmalı. Japonya’nın başkenti Tokyo’da sözü verdi. 15 Ağustos’ta ilan edilen ve dan Sorumlu Devlet Bakanı Eto Seiiçi ise milliyetçi gruplar tartışmalı tapınak resmi olarak 2 Eylül 1945 günü imzala tapınakta saygı duruşunda bulundu. önünde anma töreni yaparken savaş, nan belgelerle Japonya teslim olmuştu. Saygı duruşu sonrası basına konu imparatorluk dönemi karşıtları da mey Öte yandan Abe hükümetinden bazı şan Hagiuda, “Savaşta kendilerini feda danlardaydı. Arka bahçede konudan konuya Komşum Bay Harold ve eşi Bayan Thelma iki hafta evvel çıktıkları ne varsa hepsi kaldırılmaktadır. Yerli halkın isimleri de pek şeker! Bana gö kamping tatilinden döndüler, aramız re, değişmese ne güzel olur! Kabile ad daki tahta perde neşelendi. Ne de olsa ları kulağa hoş geliyor: Mesela, Tobac komşu komşunun külüne muhtaç; iki co (tütün), Onediyo, KwamKwam, Ma komşu, biz iyi geçiniriz. lahat, HuHayHat, HiHoHa gibi; daha Elli yıl önce İngiltere’nin Liverpool yüzlercesi var. Bunlar da kalkacak mı, şehrinden göç etmiş Mr.Harold ve eşi, belli değil. Alberta’nın İngiliz Kolombiyası eyale Çizgi romanlardan hatırlayacağınız, tiyle kuzeyde birleştiği milli parka git “Oturan Boğa”, “Kızgın Öküz”, “Koştu mişti. Rocky Mountain denilen tüm ran İnek” gibi isim tamlamaları da artık Amerika’yı kuzeyden güneye geçen kullanılmayacak. Kanada’daki tüm yer dağların en tepesine, Eskimolar bölge li isim ekleri böylece yavaş yavaş mer sine kadar gidip tatil yaptılar. Anlatı cek altına alınıyor. Toronto’nun Argo yor, Eskimolardan bahsediyor, eşi Mrs. natlar takımı var, şimdilik tehlikesiz gö Thelma da ikide bir lafını kesiyor, bizle rünüyor, antik çağlardan kalan bir isim, ri uyarıyor: Eskimo demek bundan böy kim arayacak kim soracak? Velev ki le ırkçılık, ayrımcılık, ötekileştirme, ya Yunanistan’da birileri çıkıp atalarımızın bancılaştırma gibi pek çok kavramla adını kullanıyorsunuz demesin. örtüşecek. Eskimo hitabı “Ensest aile Bu örnekler uzar gider: ABD’de içi cinsel ilişki” anlamında bir çağrışım Washington futbol takımının adı, yapıyormuş, bilmiyorduk; karışık işler. Red Skins Bundan böyle Eskimo’ya Eskimo de Kızılderililer nilmeyecek! Aşağılayıcı bir anlama ge idi; onu da ya liyor; biz kırk yıldır böyle bilmezdik! kın zaman da değiştirdi Yerli isimleri tartışması ler. İşte bu sa Mr. Harold nasıl konuşsun, evvel MAHMUT ŞENOL man alevin eski Kuzey Kutbu coğrafyasında yaşa de tutuşmuş yan yerli halka Eskimo denirdi, o da dil meselelerden alışkanlığı ile böyle diyor. Eskiden İs dolayı komşum Mrs.Thelma hassasi tanbul sinemalarında, AlaskaFrukoEs yet gösteriyordu, sonra mevzu değiş kimo dondurması diye film aralarında ti: “Alberta’da açılmış 20 bin civarın satılan bir tür kremalı karamel vardı; da petrol kuyusunun kapatılması” me demek Eskimo dedikçe ayıp etmişiz. selesi benim ilgimi çeker miydi, çeker Ancak, Mrs. Thelma benim Kana tabii, zaten onlar tatildeyken işi takip da haberlerinden habersiz bulunduğu ediyordum. mu zannediyor, Cumhuriyet yazısına la Federal hükümetin Alberta eyaletine zım olur diye bilgi veriyor; şuncacık ço çek kesip gönderdiği 1 milyar dolarlık cukların duyduğu şey ama olsun, işi bütçe dahilinde, işletilmiş ve son kat ni yapıyor. Söylediği, ünlü spor kulu resine kadar petrolü çekilmiş kuyuların bü “Edmonton Eskimos”un adını değiş temizlenip kapatılması için geçen ma tirmesidir. Evet, 110 yıl evvel kurulmuş yıs ayında bir uygulama başlatıldı. Dev amerikanfutbolu oynayan takımın adı petrol şirketlerinin özel mülk arazilerde kısa süre evvel Eskimolar unvanından sahiplerine komisyon ödeyerek çekti kurtarıldı fakat yeni ismi de belli değil; ği petrol, o kuyu tükenirse çevre yasa bulacaklar bir şey. ları gereği temizlenecek, itinayla kapa Buna benzer biçimde Kanada’nın he tılacaktı. Fakat kapitalizmin ayak oyun men tüm spor, eğlence, turizm ve ka ları bitmez, bu kuyuları işleten şirket muya ait kuruluşlarının isimleri arasın ler kuyunun dibi görününce bir ikinci da, Türkçede “Kızılderili” diye adlandır şirket kuruyor, paravan firmalara kuyu dığımız fakat bundan sonra bizim de lar satılıyor, yeni şirket “biz dolandırıl dikkat etmemiz gereken hitaplardan dık, dibinde petrol kalmamış kuyu sat tılar” diye ayak direyip iflasını istiyor, böylece kuyu temizleme maliyetinden dev şirketler, haydi isimlerini burada yazmayalım, benzin istasyonlarında zaten görünüyor, işte onlar bu zahmetten kurtuluveriyorlardı. Başbakan Trudeau, bu işe el atmak istedi ve kesenin ağzını açınca bu kez kuyuların eski sahipleri sıraya girdi; al parayı, temizle kuyuyu. Sadece bir günde 18 bin başvuru dosyası teslim edilmiştir. Tabii Alberta’nın yeraltı petrolü değil, aynı zamanda toprak yüzeyinde Tar adı verilen çamura bulaşmış petrolü olduğunu, rezervler bakımından dünyanın petrol sıralamasında Kanada’yı ilk beşin içine yerleştirdiğini de söylemeliyiz. Çevre felaketi açısından uzun dönemli bir baş ağrısı olan kuyu meselesi buydu, petrol bitti ortaklık bozuldu misali. Mrs.Thelma şikâyetçi bir tarzda anlatırken, son zamanlarda yaygınlaşmış ‘KAREN’ diye bir yakıştırma hitap aklıma geliyor, arkasından konuşmuş olacağım ama Thelma’yı biraz Karen’e benzetiyorum: AngloSakson ve Avrupa kökenli, orta sınıftan, eğitimli ama pek başarılı olamamış, belki evliliği de yürümemiş ya da mutsuz, her şeyden şikâyetçi, hep muhalif, sürekli eleştiren, biraz da vıdı vıdıcı tipleme olarak son zamanlarda güncel dile yerleşen KAREN, şimdi çok popüler. Sadece Kanada’da değil, Amerikanİngiliz gazete ve dergilerinde KAREN aşağı KAREN yukarı... Mesela, İngiltere’de Guardian gazetesi KAREN’i tanıtan tam sayfa bir yazı yayımladı; önemsiyorlar. Mrs.Thelma, ben böyle düşünürken, evlerimizin arka bahçelerindeki ortak ağacımız olan Saskatchewan kirazına dadanmış kuşlara söyleniyor, onlara çatıyordu. Kuşlar taneleri gagalarken etrafı pisletiyorlar; olsun, temizleriz, temizlemediğimiz toprağa gübre olur. Hem zaten Saskatchewan kirazı da yenir şey değil, acımsı, ekşimsi bir şey, bırakın kuşlar yesin diyecektim, fakat aklıma KAREN geldi, neme lazım sustum. [email protected] İsviçreli Gruyer ile Karslı Gravyer Kars’ın meşhur gravyer peynirini bilenler bilir. Keskin tadı, güçlü ko kusuyla yüksek irtifanın kalsiyum de posu peyniridir. Türkiye’nin ilk peynir müzesinin kurulduğu Kars’ın Boğate pe köyünde, dünyaca ünlü peynir gü zelimiz olarak taçlanmıştır. Bizim pey nirimizdir ama biraz da İsviçreli’dir. Hatta baba tarafından Gruyerlidir. İsviçre’nin güneybatısında yer alan Gruyer (Gruyères), Ortaçağ’dan kal ma tarihi bir kasaba. Heidi’nin elin de su¨t kovasıyla, yemyes¸il bayırlar dan as¸agˆı “Holalahidi” diye “tu¨rku¨ c¸ıgˆırarak” indigˆi bir masal diyarı. Peki bu uzak memleketten çık ma pey nirin yolu nasıl oldu da bizim Boğatepe’ye ASLIHAN düştü? Bi DAĞISTANLI AYSEV raz kader kısmet işi olmuş...1876’da Rus savaşı kaybedilmiş. Kars, Rusların eline geç miş. Savaş yaralarımızı sarıyoruz. İki yıl sonra Rus dostu İsviçreli bir peynir üreticisi çıkıyor ortaya: David Moser. Ne hikmetse yolu Boğatepe’ye düşü yor. Moser bakıyor, 2667 m. yüksek likteki bu köy İsviçre’nin Gruyer kasa bası gibi peynir yapımına çok uygun. Moser, ülkesine dönmekten vazgeçi yor. Boğatepe’ye yerleşiyor. Bir fabri ka kuruyor ve köyün kaderini değiş tiriyor. Bizim de damaklarımıza yep yeni bir lezzet ekliyor. O gün bugün dür, asırlık altın, gümüş, bakır alaşım lı kazanlarda namlı Kars gravyeri üre tilir. Bir dönemin yıkımlı savaşının ar dından yeni gelen nesillere bir tadım lık teselli olur. Bunca kader birlikteliği olunca Gruyer’i de tanımadan geçmeyelim. Gruyer, tıpkı Boğatepe gibi yüksek bir tepededir, ama boyu daha kısadır. Yeşilin bilinen bilinmeyen her tonuy la, alabildiğine büyük bir vadiyi öy le coşkuyla kucaklar ki, insanın Hei di olası gelir. İnekleri şanslıdır. Çünkü hepsi serbest dolaşımdadır. Boyunla rındaki çıngırakları öttürerek “buralar benden sorulur” edasıyla salınır, öz gürce otlanırlar. ‘Peynir fondü’ diyarı... İşte bu yüzden Gruyer’in sütü de peyniri de enfestir. İsviçre’nin 1930’da milli yemek olarak ilan ettiği Cheese Fondue’nün (peynir fondü) en lezizini burada yersiniz. Yarısı Gruyer yarısı Vacheron peynirinden olma karışımın ateşte eritildiği, fondü tenceresinin içinde sıcacık sunulduğu bir yemektir. Uzun saplı çatalların ucuna taktığınız kuru ekmek parçalarını veya haşlanmış patatesleri erimiş peynire bandırır, afiyetle yersiniz. Bizim Karadeniz mıhlamasını andırır, ancak bizimkisi kadar tevazu sahibi değildir. Markalaşmıştır. Fiyakalı çatalları, özel desenli tencere ve tabaklardaki ritüelleşen sunumu, pişirilirken içine katılan beyaz şarabı olmasa, farkı anlamazdık belki de. Gruyer’in bir de öyle bir kreması vardır ki, dillere destandır. İsviçre’de yaşayan Türklere, gurbette Afyon kaymağı bulmanın keyfini yaşatır. Havası da şahanedir. Hele yazın güneşli bir havada, nemli sıcaktan bunalıp, ziyaret ederseniz, Karadenizin yayla ferahlığını yaşarsınız. Geçenlerde gittim, üstünde hic¸ korona kasveti yoktu. C¸ok dikkatle baktım, ne bir maskeliye ne de bir dezenfektana rastladım. 13. yu¨zyıldan kalan Gruyer kalesi o¨yle sagˆlam ki, ic¸eriye viru¨s giremiyor olmalı (!). Efsanesi bol kaleye eskiden de düşman pek girememiş zaten: Kanlı bir savaşta kaçınılmaz bir mağlubiyet yaşamaktaymış Gruyerliler. Teslim olmaktan başka çareleri kalmamış. O esnada, alev alev meşaleleriyle puslu geceyi yararak gelen bir ordu görülmüş. Vadiden yukarı azimli adımlar ve çan sesleriyle ilerlemekteymiş. Nerden geldiği belirsiz bu orduyu gören düşman, can havliyle savaş meydanını ardına bakmaksızın terk etmiş. Kan, revan içindeki Gruyerliler, önlerinde beliren orduya önce hayretle bakakalmış, sonra da kahkahayı basmışlar. İmdatlarına yetişen, Gruyerin cesur kadınlarının, boyunlarına çıngırak, boynuzlarına da mum taktıkları keçilermiş. Özetle Gruyerin, keçisi, ineği çok değerli. Hem geçim kaynağı hem de gerektiğinde kurtarıcısı. Bu kendisi ufak sürprizi bol kasabanın, gezecek yeri de çok. İki tane çok özel mu¨zesi bile var. Biri ünlü sanatçı Giger’in resim, heykel ve Alien filmi için yaptığı Oscarlı film dekorlarının sergilendiği H.R. Giger Museum. Diğeri de Himalayalar’dan c¸es¸it c¸es¸it Buddha heykellerinin ve el sanatlarının yer aldığı Avrupa’nın en bu¨yu¨k, du¨nyanın da sayılı Tibet mu¨zelerinden biri. Yemesi içmesi, gezmesi zevkli Gruyer haliyle yaz kış turistle kaynıyor. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle