17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 28 TEMMUZ 2020 SALI HABER CHP kurultayı CHP’nin “iktidar kurultayı” olarak adlandırılan 37. olağan kurultayı hafta sonu Ankara’da toplandı. Dinleyicinin alınmadığı kurultayda öyle bir iktidar coşkusu falan olmaması yadırgatıcı değildi. Kurultay coşkusuzdu, çünkü koronavirüs yüzünden, tuzu biberi olan seyircisi yoktu. CHP’nin 1959 Kurultayı gibi, 37. kurultayı da coşkusuzluğuna karşın tarihe geçecek gibi görünmektedir. 1959 Kurultayı’nda, 9 yıllık muhalefet dönemi sonunda ülke çok güç koşullar altındayken yayımlanan “İlk Hedefler Beyannamesi” ile Türkiye gündeminin en yaşamsal sorunları dile getiriliyor ve bu konularda somut çözüm önerileri sıralanıyordu. O olayı izleyen yıllar içinde, İlk Hedefler Beyannamesi’nde dile getirilen hususların hemen hepsi yaşama geçirilmiştir. 1959 Kurultayı’nda CHP siyasetin gündemini yakalamayı ve somut öneriler getirmeyi başarmıştır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 37. kurultaydan önceki pazar günü Cumhuriyet’te geniş bir yazısı yayımlandı. Sosyal devletten ve devletin ekonomiye müdahalesinden söz eden o yazıda, Türkiye’nin belli başlı sorunları gözler önüne serilmekte, çözüm önerileri sıralanmaktaydı. Kılıçdaroğlu, kurultaydaki konuşmasına da temel oluşturan o yazısında ileri sürdüğü noktaların altlarını daha da doldurur ve bunların ardında durarak yaşama geçirmeyi başarırsa 37. kurultay da CHP’nin dönüm noktalarından biri olabilir. HHH Kemal Kılıçdaroğlu, kurultaydaki konuşmasında “Dostlarımızla iktidara geleceğiz” diyerek ittifakları sürdürme kararlılığını ortaya koymuş bulunmaktadır. Bu gerçekçi bir tutumdur. Zaman lehine de çalışsa CHP’nin şimdilik tek başına iktidar olma şansı görünmüyor. Bununla birlikte, ittifaklarıyla iktidara yürümek durumunda dahi CHP, içinde bulunduğu yüzde yirmi beşler bandındaki oy oranını artırmak zorundadır. AKP, baş döndürücü bir düşüş içinde, kan kaybı yaşamsal düzeye gelmiş bir yapı haline olmasına karşın, iç ve dış politikada olduğu kadar ekonomide ve yolsuzluklar konusunda da muhalefetin işine gelen ortama rağmen CHP’nin oyları milim kıpırdamamaktadır. Oysa CHP, Millet İttifakı’nın lider partisi konumundadır ve bu konumunu başarıyla sürdürmesi için, güçlü bir çekim odağı olmak zorundadır. Güçlü bir çekim odağı oluşturmak ise geniş halk kesimlerine, genç kuşaklara ve kadınlara açılmak, bunların hepsini kapsayıp kucaklamak ile mümkündür. Bu zorunluluğun yerine getirilmesi ise parti içindeki coşku ve bilinci daha da artırıcı yeni bir örgütlenme modelini gerekli kılmaktadır. 37. kurultay hazırlıkları sırasında da kurultayda da dile getirildiği gibi, seçimlerde aday olacakların olduğu kadar, genel başkandan başlayarak en alt kademeye dek parti yöneticilerinin hepsinin delegeler aracılığıyla değil, doğrudan tüm üyelerin katılacağı seçimler ile saptanacağı bir model gereklidir. HHH CHP’nin belli başlı metropollerin çoğunu kazandığı son yerel seçimlerdeki başarısı, sandığa sahip çıkmadaki bilinç ve azmin keskinleşmesi sayesinde mümkün olmuştur. AKP, oyunun kurallarına uymamaya ve işin karakolda bitmesine yol açmaya iyice niyetli görünmektedir. İktidarın bu tavrını değiştireceğini gösteren bir belirti yoktur. Ekonomik durum ve yoğunlaşan dış sorunlar, baskı yöntemleriyle sonuca ulaşılmasını imkânsız kılmaktadır. Buna karşın Türkiye’de bir süre daha siyasetin koşulları ağırlaşmaya devam edecektir. Bu durumda sağlam bir örgütlenme modeli elzemdir. 37. kurultayın en dikkati çeken yanlarından biri de gerekli oyu toplayamadığından aday olamayan genel başkanlık aday adayı İlhan Cihaner’in eleştiri dozu yüksek zehir zemberek konuşması oldu. Siz, hiç bu şiddette bir eleştirinin AKP kurultayında, genel başkana yöneltilebildiğini düşünebiliyor musunuz? BAKANLIĞA BAŞVURU: AOÇ Ata’nın vasiyet ve şartına uygun hale getirilsin Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Danıştay’ın Ayasofya’nın müze olmasını sağlayan Bakanlar Kurulu kararını iptal etme gerekçesini emsal göstererek Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ), Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetine ve şartlı bağışına uygun hale getirilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı’na başvurdu. Danıştay 10. Dairesi, “Ayasofya’nın, Fatih Sultan Mehmet’in mülkiyetinde bulunduğu ve vakıf senedindeki cami vasfı dışında kullanılamayacağı” sonucuna vararak Ayasofya’yı müze yapan Bakanlar Kurulu kararını iptal etmişti. l ANKARA/Cumhuriyet ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞI’NDEN HILAFET DESTEKÇILERINE KARŞI YURTTAŞLARA ÇAĞRI: Laik Cumhuriyet için toparlanın Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), iktidara yakın çevrelerin “hilafet” çağrılarına karşı yaptığı yazılı açıklamada, “Şimdi değilse ne zaman, sen değilsen kim? Laik Cumhuriyet için toparlanın” çağrısında bulundu. ADD’den yapılan açıklamada, Lozan Barış Antlaşması’nın 97. yıldönümünde Ayasofya’nın ibadete açılmasının, açı lış sırasında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’ü lanetlemesinin, “hilafet isteriz” sloganları atılırken Lozan anmalarının yasaklanmasının aynı ana denk geldiğine dikkat çekildi. Bu olaylarla laikliğin hedef alındığı belirtilen açıklamada, Albayrak Medya Grubu’nun çıkardığı dergide hilafet çağrısı yapılarak söylenen “Şimdi değilse ne zaman, sen değil sen kim?” ifadeleri anımsatıldı. Dergide yapılan çağrı için yargıya başvurulduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Anlaşılmaktadır ki Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları, Lozan’ın yıldönümünde kılınan, cuma namazını, ‘laik Cumhuriyet’in cenaze namazı’ olarak kabul etmişlerdir. Oy kaygısıyla hareket eden, konuşmalarında ‘laiklikten’ tek kelime söz etmeyen muhalefete; Atatürk ve Cumhuriyet konusunda hassas olduğuna inandığımız, milliyetçi yurtseverlere, ayrımsız vatansever tüm siyasilere ve yurttaşlarımıza bir kez daha sesleniyoruz: Şimdi değilse ne zaman, sen değilsen kim? Laik Cumhuriyet için toparlanın!” l ANKARA/ Cumhuriyet Kanadoğlu ve Türk, son dönemde yaşanan gerici çıkışlar için savcıları göreve çağırdı Cumhuriyete saldırı IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ERBAŞ’A TEPKİLER SÜRÜYOR Peş peşe suç duyuruları İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı Aytun Çıray, Büroİş Sendikası ve Adana Barosu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “Atatürk’e lanet” sözleri nedeniyle Erbaş hakkında ayrı ayrı suç duyurularında bulundu. Tüm YerelSen Başkanı Tamer Yiğit Güler ise Erbaş’ı istifaya çağırdı. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın, Ayasofya Camii’deki cuma hutbesinde kullandığı ifadelere kamuoyunda tepkiler sürüyor. İYİ Parti’li Çıray, Erbaş hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, “Erbaş’ın Atatürk’e hakaret etmesinin yanı sıra Diyanet İşleri Başkanlığı Yasası ile Anayasa’nın değiştirilemez maddelerini ihlal ettiği” vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Bugün Ayasofya üzerinde haç değil, yanlarında minare varsa, Fatih’in fethettiği İstanbul’a İngiliz pasaportu olmadan girebiliyor ve ‘bizim’ diyebiliyorsak bunu Kurtuluş Savaşımızın aziz ve eşsiz komutanı ulu önder Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarına borçluyuz. Kahraman şehit ve gazilerimizin aziz ruhlarına dua etmek yerine lanet okuyan şüphelinin eylemi açıkça suç teşkil etmektedir.” Büroİş Sendikası Erbaş hak kında “görevi kötüye kullanma, nefret ve ayrımcılık, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Adana Barosu da dün Atatürk’ü hedef alan söylemleri nedeniyle Erbaş hakkında suç duyurusu yaptı. Tüm YerelSen Başkanı Güler ise Erbaş’ın Lozan Antlaşması’nın yıldönümünde bu açıklamayı “bilinçli” yaptığını vurgulayarak istifaya çağırdı. l ANKARA/Cumhuriyet 1934 TARIHLI BAKANLAR KURULU KARARINI HEDEF GÖSTERMIŞTI ‘Tartışmanın anlamı kalmadı’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdo inanıyorum. 567 yıl önce cami sıfatıyla şeref ğan, “Ayasofya’nın lenen bu mabedin sıra hangi şartlar altında dan bir müze yerine ya camilik vasfından çıka pılış amacına uygun bir rılarak müzeye dönüş şekilde ibadethane ola türüldüğünü tartışma rak kullanılmasının her nın bir anlamı olmadı inançtan insanı mutlu ğına, kalmadığına inanıyorum” dedi. Erdoğan ettiğine inanıyoruz. Gençlere cami Erdoğan, Cumhurbaşkanlı çağrısı: Gençler, camilerimi ğı Sarayı’nda yaklaşık 2.5 saat zi ihmal etmeyin. Camilerimiz süren kabine toplantısı sonrası de ne kadar secdeye kapanırsa açıklama yaptı. Erdoğan’ın açık nız, biliniz ki camilerimizle bir lamalarından satırbaşları şöyle: likte siz de o kadar güçlü ola Anlamı kalmadı: Fet caksınız. Camilerimiz sessizli hin en önemli hatırası olan ğe bürünürse akıbetimiz karan Ayasofya’nın hangi şartlar al lıkta demektir. Bir zamanlar top tında 500 yıllık camilik vasfın luca sabah namazları eda eder dan çıkarılarak müzeye dönüş dik, gençlik olarak. Şimdi yeni türüldüğünü tartışmanın bir an den aynı sürecin başlamasının lamı olmadığına, kalmadığına Ayasofya ile çok önemli olduğu na inanıyorum. Mükemmel olduğumuzu iddia etmiyoruz: (CHP’nin kurultayı) Kongre yaptılar, “biz geliyoruz” dediler. Projen var mı? Eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, dış politikada neyi yapacaksın? Var mı? Yok. Muhalefet adına tek yaptıkları şey bizi çoğu defa iftiraya varan ifadelerle karalamak. Hayatımızın hiçbir döneminde mükemmel olduğumuzu, her şeyin en doğrusunu bildiğimizi iddia etmedik. Kusursuz olan sadece yüce Yaradan’dır. Bayram öncesi ödeme: Bu bayramda 6. defa emeklimize biner lira bayram ikramiyelerini ödüyoruz. Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi ve burs ödemelerini bayram öncesi tamamlayacağız. l ANKARA İktidara yakın Albayrak Grubu’na ait “Gerçek Hayat” dergisinde “hilafet” çağ güçlerin emrine girmiş savcılardan bunu istemek pek doğru bir iş olmuyor” dedi. Mu rısı yapılması, Ayasofya’nın halefetin sessizliğine de tepki ibadete açılışında Diyanet İşleri LEYLA gösteren Kanadoğlu, “DeğerleBaşkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’e KILIÇ rimizi savunmayı, ‘acaba oyu lanet okuması ve Cumhurbaş muzu azaltır mı’ diye düşüne kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu rek yerine getiremeyiz. Hele hele Bilal Erdoğan’ın harf devrimini he kendi kurucusuna sahip çıkmayan def alan açıklamalarını değerlendi bir muhalefet partisi, ‘karşı taraftan ren Yargıtay Onursal Cumhuriyet oy alabilirim’ diye bunlara sessiz Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Bu kalıyorsa kendi tabanından oy ala açıkça Cumhuriyet rejimine karşı mayacağını niye düşünmez? Değer saldırıdır. Bu saldırılara karşı sav lerimizi her zaman inanç ve umutla cılar harekete geçmeli” dedi. Eski savunmamız gerek” diye konuştu. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de “Atatürk ve devrimlerine düşman ‘Sahip çıkmalıyız’ lık gösterenlere karşı, devrimlere Hikmet Sami Türk de “Hilafet için her zamankinden daha fazla sahip toparlanın demek Cumhuriyeti he çıkmalıyız” ifadelerini kullandı. def alan bir eylemdir. Laik Cumhu Yapılan açıklamaların, Atatürk’e riyete saldırıdır. Erbaş’ın Atatürk’ü yönelik sistematik saldırıların bir lanetleyen ifadeler kullanması, Bi parçası olduğunu anlatan Kana lal Erdoğan’ın harf devrimini hedef doğlu, “Bunların toplamı Cumhuri alması Cumhuriyet karşıtlığının bir yet rejimine saldırıdır. Cumhuriye yansıması. Bunlar zorla Türkiye’nin tin savcıları Cumhuriyeti korumak gündemine sokulmak istenen dü için bu sıfatı taşıyor. ‘Hilafet için to şünceler. Atatürk ve devrimlerine parlanın’ diyen bir yayın hiç kuş düşmanlık gösterenlere karşı Ata kusuz ki Cumhuriyete karşı yapıl türk devrimlerine her zamandan da mış bir saldırıdır ve savcıların hare ha fazla sahip çıkmalıyız” ifadeleri kete geçmesi gerekir. Ancak belirli ni kullandı. l İSTANBUL ‘Gerçek amaçları ortaya saçıldı’ ZEHRA ÖZDİLEK Laik Cumhuriyeti ve Atatürk’ü hedef tahtasına koyan girişimleri, ilahiyatçı Prof. Dr. İhsan Eliaçık, eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan ve siyaset bilimci Doç. Dr. Behlül Özkan gazetemize değerlendirdi. İhsan Eliaçık: Öteden beri bilinçaltlarında böyle bir şey var. Cumhuriyet devrimleri 1920’de başlamıştı. En büyük devrimler 1920 ile 1924 arasında olanlardır. Meclis’in açılması, Teşkilatı Esasiye Kanunu, saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin ilan edilmesi, hilafetin kaldırılması, 5 büyük devrim. Bu devrimleri devam ettirmek geliştirmek, ilerletmeliyiz. Fakat onlar dış güçlerin, Avrupalıların, İngilizlerin vurduğu bir darbe olarak görüyorlar. Bu aslında Kadir Mısıroğlu dediğimiz tarihçinin kafası. Diyanet İşleri Başkanı ona yakın düşünüyor. Cumhurbaşkanı ve çevresindekiler de ona yakın düşünüyor. İslamcılık eğer gelişmek istiyorsa Tayyip Erdoğan’ın ufkundan kopması gerekiyor. Turgut Kazan: Diyanet İşleri Başkanı’nın yaptığı şeyi önceden Cumhurbaşkanı da yapmıştı, bu onun tekrarından ibaret. Şimdiki sorun, Atatürk’ü koruma kanunuyla çözülebilecek bir sorun değildir. Zaten suç duyurusunda bulundular. Ama zaten Türkiye’de yargı yok ki. Hukukun zerresinin kalmadığı bir ortamda ben hukuk dili ile konuşamıyorum. İlk seçimde hilafeti getirme, harf devrimini ortadan kaldırma gibi girişimleri yenebilmenin yolu sandıktan çıkacak bir mücadeleyi yürütmektir. Hiç umutsuzluğa yer yoktur. Bu mücadele sağlıklı bir biçimde yürütüldüğünde mutlaka kazanılcaktır. Yüksek Seçim Kurulu’na güven kalmadığı için büyük bir fark yaratacak bir mücadele vermek gerekir. Boyun eğmek zorunda kalmalılar. Behlül Özkan: Bu açıklamalar İslamcılar içinde bir özgüven patlaması yaşadığının göstergesidir. Aslında bir anlamda da yıllarca bastırılmış düşüncelerinin, amaçlarının ortaya saçıldığı bir dönem. Bu, bir yönüyle çok iyi. Türkiye toplumu gerçekten Arapça harflerin geri gelmesini istiyor mu? Sorunları bunlar mı? Yoksa toplumun asıl sorunu her geçen gün çevresinin yağmalanması, yoksulların daha da yoksullaşması mı? İktidar, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi dış politika sorunlarını çözmekten o kadar uzakta kaldı ki kendilerinin de bu sorunları çözebileceklerine dair umutları yok. Harf devrimi, hilafet gibi konuları ortaya atarak bu sorunların üstünü kapatabileceklerini düşünüyorlar. Buna benzer yola defalarca girdiler. Ayasofya’nın camiye çevrilmesi toplumsal bir talep değildi. İktidarın tercihiydi. HİLAFET İSTEYEN DERGİNİN YAYIN YÖNETMENİ ‘Kastımız ümmet birliği’ “Hilafet” çağrısı yaptığı için tepki toplayan yandaş Gerçek Hayat dergisinin genel yayın yönetmeni Kemal Özer sosyal medya hesabından açıklama yaptı. “Bazı kimseler Gerçek Hayat’ın pazartesi çıkacak sayısının muhtevasına bakmadan sadece kapağı üzerinden provokasyon yaptığımızı iddia etmiş” diyen Özer, “Müslümanların birlikteliğini savunmak ne zamandan beri provokasyon sayılıyor? Nasıl Avrupa bir araya gelip bir birlik kurmuşsa dergimiz, İslam ülkelerinin bir araya gelmelerini talep etmektedir. Bu da herkesin en temel hakkıdır. Çağrımızın herhangi bir ülke ile alakası yoktur. Hilafet sadece bir makam değil İslam ümmetinin birliği, dayanışması demektir” dedi. Dilipak’a suç duyurusu Öte yandan dergide hilafet övgüsü yapılan söyleşinin yapıldığı yazar Abdurrahman Dilipak hakkında avukat Turgay Özcan tarafından “anayasayı ihlal”, “yasama organına karşı suç” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” şikâyetiyle suç duyurusunda bulunuldu. l İç Politika AKP SÖZCÜSÜ ÇELİK’TEN ‘HİLAFET’ YORUMU: ‘ATATÜRK ÜZERINDEN MEVZI ARAYIŞI BOŞUNA’ Türkiye’nin gündemi değil Bahçeli, Erbaş’a arka çıktı AKP Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu vurgulayarak, Cumhuriyetin bu nitelikleriyle herkesin ortak çatısı olduğunu belirtti. Türkiye’nin siyasal rejimiyle ilgili siyasal kamplaşma üretmenin yanlış olduğunu dile getiren Çelik, “Cumhuriyetimiz tüm nitelikleriyle gözbebeğimizdir. Dünden beri sosyal medyada siyasal rejimimizle ilgili ortaya çıkan sağlıksız tartışma ve kamplaşma, Türkiye’nin gündemi değildir” değerlendir mesinde bulundu. Çelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü ve büyük bir devlet olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: “Siyasal temeli olmayan kamplaşmalar yerine ortak ideallerimizle geleceğe yürümeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Milletimizin duası ve desteğiyle, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemiz ve insanlık için erişilmez denilen hedeflere yürüyoruz. Cumhuriyetimiz parlamaya devam edecektir. Milletimizin tüm fertleri bu gelecekte pay sahibidir.” l ANKARA/Cumhuriyet MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ayasofya’da okuduğu cuma hutbesindeki “Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’yı cami olması için vakfetti. Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” ifadelerini değerlendirdi. “Atatürk’e lanet okunduğu yalanıyla imal ve inşa edilen kutuplaşma zalim bir bölücülük, Türkiye’yi uçuruma çekmenin zehirli hazırlığıdır” diyen Bahçeli, Erbaş’ın sarf ettiği sözlerde “hakaret” olmadığını ileri sürdü. Bahçeli, “Aziz Atatürk’e lanet değil, rahmet okunur, dua edi lir, minnet, şükran hisleriyle muhterem hatırası yâd edilip emanetlerine sahip çıkılır. Lekeli dostlarıyla iktidar olmak için hedef koyan CHP’nin, arada ve arafta kalmanın sancısını çeken İP’nin, kendilerine bizzat Cumhuriyet’in bekçisi rolü vermiş kişi ya da grupların Atatürk ve laiklik üzerinden yeni bir mevzi arayışları boşuna bir çırpınış. Atatürk’e, bu topraklarda lanet okuyacak bir hayasız ve hamiyetsiz henüz anasından doğmamıştır. Atatürk’e hakaret ve hıyanet vatan hainliğidir” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle