25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 28 TEMMUZ 2020 SALI DOLAR avro sterlin FAİZ ekonomi@cumhuriyet.com.tr BORSA EkonoMi ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.8890 1.8 kuruş 8.0720 10.8 kuruş 8.8360 5.7 kuruş 10.57 SABİT 1.195 3.65 puan 2879 54.05 lira 432.55 10.6 lira Gezi tekneleri için özel teminat sundu Anadolu Sigorta’nın, gezinti teknesi sigortası ile özel veya ticari amaçlı ge zinti teknelerinin denizde, karada, çekek yerinde ve teknenin bakımı süresince tersanede karşılaşabilecekleri rizikolara karşı teminat sağladığı açıklandı. Ayrıca teknenin makine, bot, aygıt ve donanım ları da güvence altına alınıyor. Anadolu Sigorta Genel Müdür Yar dımcısı Levent Sönmez, paket poliçey le deniz risklerine ek olarak, yan gın, yıldırım, hırsızlık, korsan lık, doğal afetler, 3. şahısla ra karşı sorumluluk, kişisel eşya, çevre kirliliği, fer di kaza, elektronik cihaz ek teminatı, teknenin ta şınması, hukuksal koruma, acil çekme/ kurtarma gi bi birçok ek teminatın da sigortalıların kullanımına sunulduğunu Levent Sönmez vurguladı. NN Emeklilik ‘Fon Bilen’le kazandırdı NN Hayat ve Emeklilik’in, yatırımına kendisine uygun şekilde yön vermek isteyen müşterileri için başlattığı “Fon Bilen” uygulamasını, Kasım 2019’dan bu yana 2 bin 200 kişi kullandı. NN Hayat ve Emeklilik Genel Müdür Vekili Didem Özsoy Dirican’ın verdiği bilgiye göre, piyasaları müşteri adına ta kip edip risk profiline göre en uygun ve güncel fon karma önerilerinde bulunan sistem, yılbaşından haziran sonuna ka dar ortalama yüzde 9.63 getiri sundu. Müşterilerine karşı “Önce Sen” mottosuyla hareket ettiklerini ha tırlatan Dirican, şu de ğerlendirmeyi yaptı: “Bu bakış açısı doğ rultusunda sunduğu muz ürün ve hiz metlerin, müşte rilerimize değer kattığını gördük çe heyecanımız Didem Özsoy Dirican ve mutluluğumuz da artıyor.” Toplam prim üretimi haziranda yüzde 52.6, ilk 6 ayda yüzde 21 arttı İnşaatta ‘patlama’ Ocakhaziran döneminde, özellikle hayatdışı branşlarda en dikkat çekici prim artışı yüzde 524 ile 950 milyon liraya ulaşan inşaatta yaşandı. Türkiye Sigorta Birliği’nin ilk 6 aylık prim üretimi verilerine göre, nisan ve mayıs aylarında salgın nedeniyle sıkıntılar yaşayan sigorta sektörü, kısıtlamaların da hafifletildiği haziranda daha net bir toparlanma içine girdi: n İlk 6 ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla toplam prim üretimi yüzde 21 artarak 40.2 milyar liraya çıktı. Bu kapsamda hayatdışı üretimi yüzde 14.9 artarak 32.9 milyar lira, hayat üretimi yüzde 59.3 artışla 7.3 milyar lira oldu. Haziranda ise geçen yılın aynı ayına kıyasla toplam prim yüzde 52.6 artışla 7.1 milyar lira; hayatdışı primi yüzde 36.3 artışla 5.5 milyar lira ve hayat primi yüzde 158.1 artışla 1.6 milyar lira oldu. Haziranda otomobil, konut ve ihtiyaç kredilerinde yaşanan artışın hayat sigortalarını olumlu etkilediği görülüyor. Güneş Sigorta etkisi n Yılın ilk 6 ayına hayatdışıyla ilgili alt branşlar açısından bakıldığında, en dikkat çekici büyümenin genel zararlar kapsamında yer alan inşaatta olduğu görülüyor. Bu branş İlk 6 ayda, toplam prim üretiminde hayatdışının payı yüzde 86.2’den yüzde 81.8’e düşerken hayatın payı yüzde 13.8’den yüzde 18.2’ye çıktı. ta prim üretimi yüzde 524.2 artışla 948.9 milyar lira oldu. Bu artışın temel nedeni ise Güneş Sigorta’nın nisan ayında yazdığı 676 milyon liralık prim oldu. n Prim hareketliliğinin görüldüğü bir diğer branş ise salgının etkileri nedeniyle özellikle tamamlayıcı sağlık. Bu branşta ilk 6 ayda yüzde 52.6 artışla 739 milyon liralık prim üretildi. Ayrıca acil sağlıkta da yüzde 90.5 artışla 142.8 milyon liralık prim üretildi. n Yine ilk 6 ayda, hayatdışının en büyük braşlarından zorunlu trafikte prim üretimi yüzde 8 artışla 9.1 milyar lira, kaskoda yüzde 14.5 artışla 4.6 milyar lira oldu. Yangında 6 aylık TÜFE yüzde 9.3 Sigorta, TÜİK’in enflasyon (TÜFE) sepetinde üç başlık altında yer alıyor. Bu kapsamda ilk 6 aylık enflasyon geçen yılın aynı dönemine kıyasla yangın, hırsızlık ve diğer afet sigortalarında yüzde 9.3, sağlık sigortasında yüzde 4.8 artarken kasko ve zorunlu trafik sigortasında yüzde 1.1 düştü. Yıllık enflasyon ise yangın, hırsızlık ve diğer afet sigortalarında yüzde 22.9, sağlık sigortasında yüzde 5 artarken kasko ve zorunlu trafik sigortasında yüzde 3.8 geriledi. Türk Re, DASK’ı her eve ulaştırmak istiyor Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) teknik işleticiliğini 15 yıldır yürüten Eureko Sigorta, bu görevi Türk Reasürans’a (Türk Re) devretti. Yeni görevlerine 8 Ağustos’ta başlayacaklarını belirten Türk Re Genel Müdürü Selva Eren, DASK poliçesi bulunmayan konut bırakmamak hedefiyle çalışacaklarını vurguladı. Yeni dönemle ilgili ilk faaliyetleri hakkında da bilgi veren Eren, bunlardan biri olan “Katastrofik Risk Modelleme Platformu”nun dünyaya hizmet verecek bir yazılım olarak tasarlandığını belirtti. Diğer proje ise “Olağanüstü Deprem Hasar Yönetimi”. Bu kapsam rans bünyesinde oluşturulacak. Deprem öncesi hasar önleyici ve azaltıcı tedbirler hayata geçirilecek. Örnek model Eureko Sigorta Genel Mü dürü Uco Vegter, 15 yılda DASK’ın uluslararası sigorta İsmet Güngör Selva Eren Uco Vegter ve reasürans sektörü için bir rol model olmak yolunda çok büyük adımlar attığını belirtir ken Eureko Sigorta DASK Ge da Ankara, Konya gibi bir ilde öncelik nel Müdür Yardımcısı İsmet li olarak “Çağrı Merkezi” hizmeti vere Güngör, DASK’ın 25 milyar liralık öde cek yeni bir yapı DASK/ Türk Reasü me gücüne ulaştığını hatırlattı. Satıcı çok, alıcı yok! TÜİK, turizm verilerini açıklamaktan vazgeçti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), koronavirüs salgınına bağlı olarak sınır kapılarının kapatılması nedeniyle nisanhaziran döneminde anket çalışmaların yapamadığını, bu nedenle ikinci çeyreğe ilişkin turizm istatistiklerinin yayımlanamayacağını duyurdu. “Turizm İstatistikleri, 2. Çeyrek: NisanHaziran 2020” bülteninin 29 Temmuz”da yayımlanması planlanıyordu. TÜİK’ten yapılan açıklamada, turizm istatistikleri kapsamında başta turizm geliri ve turizm gideri olmak üzere ziyaretçilerin profillerinin ve gezi niteliklerinin belirlenmesi amacı ile sınır kapılarında çeyreklik dönemler itibarıyla çıkış yapan ziyaretçiler ve vatandaş giriş anketleri uygulandığı anımsatıldı. Türkiye’nin cari açığının finansmanındaki en önemli kalemlerinden biri olan turizm sektöründe, yabancı ziyaretçi sayısı pandemi etkisiyle bir önceki yıla göre nisan ve mayısta yüzde 99, haziranda ise yüzde 96 gerilemişti. l Reuters ISTAC’den gençler için dava yarışması İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC), üniversiteli gençleri dördüncü kez kurgusal dava yarışmasında buluşturdu. Genç ISTAC platformu tarafından organize edilen 4 Geleceğin Tahkim Avukatı Yarışması, pandemi koşullarında ilk kez online platformda düzenlendi. Üniversiteli genç hukukçular, 3 gün boyunca kurgusal dava duruşmalarında yarışırken online duruşma maratonuna dönüşen yarışmada Bilkent Üniversitesi ekibi birinci, Galatasaray Üniversitesi takımı ikinci, Ankara Üniversitesi ekibi üçüncü oldu. ISTAC Başkanı Prof. Dr. Ziya Akıncı, “Artık geleneksel hale gelen yarışmamıza katılmakla sizler mesleğin zirvesine, Everest’e çıkmayı hayal ettiniz, emek verdiniz. Artık hepiniz geleceğin tahkim avukatısınız, tahkimde gelecek sizlersiniz” dedi. l Ekonomi Servisi Covid19, kurban pazarlarındaki besicileri vurdu. Satıcılar siftah bile yapamadıklarını söylüyor. Kurbanlık fiyatları illere ve canlı ağırlığa göre farklılık gösteriyor. Küçükbaş fiyatları 8003 bin 500 TL arasında iken, büyükbaşta ise 5 bin30 bin TL aralığında. TZOB, canlı ağırlık fiyatının kilogram başına büyükbaşta 1930 lira, küçükbaşta 2235 lira olacağını tahmin etmişti. Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid19), kurban satışlarını olumsuz etkiledi. Kırıkkale’de besiciler, pazarlarda satıcıların çok olduğundan fakat kurbanlık bakmaya gelen müşterilerin olmamasından dert yandı. İşlerinin son derece durgun olduğunu aktaran bazı besiciler, siftah dahi yapamadıklarını belirterek bu yıl Covid19’dan dolayı zarar ettiklerini dile getirdi. Satış yaptığı yere 23 bin TL kira verdiğini belirten satıcı İrfan Aksoy, “Giderlerimiz çok. Yer parası, nakliye, hayvanlarımızın masrafları... Vatandaş bırak almayı, sormuyor bile” dedi. Yem fiyatlarının zamlanmasından şikâyetçi başka bir besici ise “Yemin torbası 100 lira oldu. Saman, balya 15 lira. Böyle olursa seneye gelmeyiz” diye konuştu. Öte yandan bu yıl hayvanları taşıyan araçlar dezenfektan tünelinden geçirilerek hayvan pazarına sokuluyor. l İHA Kale Grubu 63 yaşında Kale Grubu, kuruluşunun 63’üncü yıldönümünü, temellerinin atıldığı Çanakkale’nin Çan ilçesinde Covid19 tedbirleri kapsamında uzaktan erişim ile düzenlenen törenle kutladı. Grubun temelleri, 4 yıl önce hayatını kaybeden sanayinin duayenlerinden İbrahim Bodur tarafından 27 Temmuz 1957’de atılmıştı. Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Ok yay, “Toprağımızı 63 yıl önce su, ateş, girişimcilik ruhuyla harmanlayarak seramik ve yer karosu alanında ‘Anadolu’nun Kale’si, Türkiye’nin gururu’ oldunuz. Bu gururu sizlerle birlikte gönülden paylaşıyorum” dedi. Törende Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’nn mesajları da paylaşıldı. l Ekonomi Servisi Yıldız’dan dijital sosyalleşme Yıldız Holding, sosyal takvimine uygun olan 5’er mesafe kuralları gereği dakikayı belirleyip online kısıtlanan ofis ortamında görüşmeyi düzenliyor, ka ki tesadüfi karşılaşmala tılım bağlantısını ve takvi rı, ayaküstü sohbetleri di mini otomatik eposta yo jitale taşıdı. Şirket, “Dijital luyla iletiyor. Online plat Koridor” adını verdiği bu formdaki görüşmeler, çalı proje ile çalışan motivas şanların dijital takvimine yonunu sağlamayı he de otomatik olarak ek defliyor. leniyor. Her cuma gü Yıldız Holding Üst nü 15.0017.00 sa Yöneticisi (CEO) atleri arasında yapılı Mehmet Tütüncü, yor” dedi. “Uygulama, her iki çalışanın da l Ekonomi Mehmet Tütüncü Servisi Ekonomiye fren otomobil kredilerinden başladı Kamu bankaları, fiyat artışı yaptıkları gerekçesiyle bazı otomobil markalarını ucuz kredi imkânından yararlandırmaktan vazgeçti. Birçok açıdan tartışmalı olan bu kararın son dönemde patlayan otomobil satışlarını frenleyeceğine ise kesin gözüyle bakılıyor. Bir başka deyişle, daha önce de belirttiğimiz gibi, ekonomide fren dönemi artık geldi ve buna otomobilden başlanacağı anlaşılıyor. Kamu bankalarının ortak açıklamasında yer alan “bu otomobillere yapılan zamlar”ın gerekçe gösterilmesi ise nereden baksanız, bahane olarak gözüküyor. Her şeyden önce ucuz kredi imkânından artık faydalanamayacak olan bu otomobil şirketleri, Türkiye’de üretim yapan şirketler. Her birinin yerli girdi oranı farklı olabilir ama Türkiye’de fabrikası olan firmalar. Yani bu ucuz kredi imkânı getirilirken tekrarlanan “yerli ve milli olma şartı” bu otomobiller için geçerli. Kamu bankalarına bu talimatı veren ekonomi yönetiminin, kendi koyduğu ilkelerle çeliştiği bir kararla karşı karşıyayız. Kamu bankalarının öne sürdüğü otomobil fiyatlarına yapılan zamlar ise zaten tümüyle piyasanın kurallarına ters ve kamu bankalarının görevi olmayan bir gerekçe. Otomobil fiyatlarında Avro’nun baskınlığı var, son dönemde Avro lehine artan paritenin de etkisiyle, yılbaşından bu yana Avro’nun TL karşısındaki değer kazancı yüzde 20’ye ulaştı. Yani bu otomobil firmalarının kur nedeniyle bile zam yapmaları kaçınılmazdı. Otomotiv yazarı Emre Özpeynirci’nin verdiği bilgilere göre, bu otomobil firmalarının yaptıkları zamlar değişik oranlarda ve yüzde 20’ye de ulaşmış değil. Kaldı ki pandemi sonrası birkaç nedenle artan otomobil talebinin zaten piyasanın gereği olarak fiyatları artırması kaçınılmazdı. Hükümetin, son birkaç yıldır özel sektör fiyatlarını bile terbiye etme ve müdahale etme alışkanlığı oluştu. Ancak bu noktada fiyat artışlarını ileri sürmek, kimse için gerekçe olarak kabul edilemez. Peki, asıl gerekçe ne derseniz; kamu bankalarının zararına verdiği kredilerin maliyetinin giderek yükselmesi söylenebilir. Ucuz kredi imkânıyla birlikte kamu bankalarına, konut kredilerinde olduğu gibi, otomobil kredilerinde de ciddi bir talep geldi. Bazı otomobil üreticileri, kamu bankaları kredileriyle satılan otomobil miktarının fazla olmadığını söylüyorlar ama kamu bankalarının yanı sıra özel bankaların da bu furyaya katıldığını biliyoruz. BDDK’nin bankalara koyduğu kredi artış şartları nedeniyle bir yerlere kredi vermeleri gereken özel bankalar, nispeten sağlam gördükleri otomobil firmalarına, ikili anlaşmalar da yaparak daha ucuz kredi kullandırdılar. Otomobilciler plan yapamıyor Şimdi ne olacak derseniz: otomobil satışlarında son 2 ayda görülen hızlı artışın duraklayacağı söylenebilir. Otomobile olan talebin tek nedeni ucuz kredi değildi; pandemi nedeniyle toplu ulaşımdan kaçış da yeni otomobil sahipliğine artı talep getirmişti. Bu nedenle ikinci el otomobil fiyatları da son dönemde çok arttı. Bu ihtiyaç belki bir süre daha devam edecek ama en azından yatırım için otomobil alma eğiliminin yavaşlayacağı kesin. Yani otomobil firmalarının temmuzda 8090 bin adet satışla aylık rekora ulaşmasını bekledikleri otomobil talebi, ister istemez eskisi kadar artamaz. Üreticiler açısından buradaki en önemli sorunlardan birini otomobil firmalarının artık önünü göremez hale gelmesi olarak özetleyebiliriz. Pandemide tümüyle duran otomobil talebi, sonra beklenmedik biçimde artmaya başlayınca, bu otomobil firmaları yok satmaya başladılar. Ellerinde stok olsaydı, aylık 130 bin satış rakamına çıkacaklarını söylüyorlar. Bu eğilimi gören her özel sektör kuruluşu gibi otomobil firmaları da siparişlerini artırdılar. Yılbaşına kadar kamu bankaları kredilerinin sürmesini bekleyen üreticiler, eylülekim aylarında ellerinde olacak otomobillerin hepsinin artık satılamayacağı görüşündeler. İşte o nedenle planlama yapamamaktan, bu kadar sık değişen talebin işlerini sıkıntıya sokmalarından, haklı olarak endişe ediyorlar. Özetle: Ekonomi yönetiminin yine, fazla düşünmeden aldığı bir kararla karşı karşıyayız. Pandemi nedeniyle zaten artacak otomobil talebi, zorla düşürülen faizler de göz önünde tutulduğunda, istikrarlı biçimde artmaya başlayacaktı. Kamu bankalarını devreye sokarak bu talebi patlattılar. Hesap yapmadan yaratılmaya çalışılan “bu krizden en hızlı biz çıkacağız” havası, sonunda aşırı bir talep ve maliyete neden oldu. Bence kamu bankalarının zaten bu krediyi uzun süre götürebilmesi mümkün değildi. Faizlerin yükseleceği bir trende giriyoruz, çünkü enflasyondaki yüksek seyir, belli ki devam edecek. Mevduata verilen negatif faiz oranı büyüyeceği için mevduat faiz oranlarını artık artırmaları kaçınılmaz. Kamu bankalarının bu kredileri durdurmasıyla birlikte, özel bankaların da otomobil kredilerinde faiz oranlarını artırmaları, bence kaçınılmaz olacak. Dolayısıyla otomobildeki ucuz kredi furyasının artık sonuna gelindiğini, talebin bundan sonra son 2 aydaki kadar olamayacağı rahatlıkla söylenebilir. Bence otomobil kredilerinin ardından, beyaz eşya ve mobilya gibi sektörlere verilen kredilerdeki ayrıcalıklı oranların normalleşmesi gelecek. Ucuz konut kredileri bir süre daha devam ettirilse bile artık genele yayılacak “ekonomide fren dönemi”nin başladığını söyleyebiliriz. Hızlı büyüme adına kredileri patlatma politikasının yaratacağı tahribatı ise daha sonra göreceğiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle