21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] 11 28 TEMMUZ 2020 SALI Durma noktasına gelen sektörlerde normalleşme ile başlayan toparlanma temmuzda da sürdü Toparlanmanın sonu Verilen destekler ve düşük kredi faizleri inşaat, perakende ve hizmet sektörlerinde güveni az da olsa yükseltirken sanayide ise iyimserlik arttı. Ancak normalleşme ile başlayan toparlanmanın sonuna gelindiği, önümüzdeki aylarda hareket lerin ılımlı ilerleyeceği belirtiliyor. Merkez Bankası ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) temmuz ayına ilişkin reel sektör ve sektörel güven endeksleri ve kapasite kullanım oranları açıklandı. Reel sektörde salgının ardından haziranda başlayan normalleşme ile birlikte endeks iyimser görünüm anlamına gelen 100’ün üzerine çıkarken, inşaat, perakende ve hizmet sektörlerindeki güvende de temkinli bir artış gerçekleşti. Artışlar üçüncü çeyrek için iyi bir başlan “ÇARKLARI DAHA HIZLI ÇEVIRELIM” Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ekonomik verileri değerlendirdi. Bakan Albayrak, kapasite kullanım oranının temmuzda 4,7 puan artarak yüzde 70,7’ye yükseldiğini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Temmuz verilerine maşallah. Sektörel güven endekslerindeki artışın ardından reel kesim güven endeksi de 8,1 puan artarak 100,7 seviyesine çıktı. Çarkları hep beraber daha hızlı çevirelim.” gıç olarak yorumlanırken, hızlı toparlanmanın sonuna gelindiği, bundan sonraki güven artışlarında ılımlı seyir izleneceği belirtiliyor. Dün salgınla birlikte nisan ayına kadar durma noktasına gelen ancak haziranda başlayan normalleşme ile yeniden hareketlenen ekonomiye ilişkin üç ayrı veri açıklandı. Merkez Bankası’nın açıkladığı reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranı ile TÜİK’in açıkladığı Sektörel Güven Endeksi, hükümetin aldığı destek ve düşük faizli kredilerin katkısıyla arttı. SANAYİDE İYİMSERLİK ARTTI: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından temmuz ayına ilişkin İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi temmuzda bir önceki aya göre 8.1 puan artarak 100,7 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde mevsimsellikten arındırılmıs¸ reel kesim gu¨ven endeksi ise 9,6 puan yükselerek 99.4’e ulaştı. 100’ün üzerindeki puanlar iyimser görünüm olduğunu gösteriyor. Gelecek 3 aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentiler de güçlendi. Ancak gelecek 3 aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentiler de güçlendi. 12 aylık dönem sonu itibarıyla yıllık üretici fiyatları endeksi beklentisi bir önceki aya göre yüzde 12.0 seviyesinde gerçekleşti. KAPASİTE KULLANIMI ARTIYOR: Yine Merkez Bankası verilerine göre imalat sanayii kapasite kullanım oranı da temmuzda bir önceki aya göre 4.9 puan artışla yüzde 70.7 oldu. Kapasite kullanımı koronavirüsün yarattığı etkiyle nisanda 13.7 puan azalarak yüzde 61.6’ya kadar gerilemişti. HİZMETTE ARTIŞ HIZLI: Hizmet, inşaat ve perakendede İlerleyen aylarda normalleşmenin getirdiği hareketliliğin düşmesi bekleniyor. şirketlerin geleceklerine ilişkin ipuçları veren sektörel güven endeksinin temmuz ayı rakamları da şöyle gerçekleşti: Mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi, haziran ayında 55.5 iken bu ay yüzde 20.2 artarak 66.7’ye yükseldi. Hizmet sektöründe bir önceki aya göre gelecek 3 ayda hizmetlere olan talep beklentisi 90.3 oldu. Perakende ticaret sektörü güven endeksi temmuzda yüzde 9.6 artarak 94.6 oldu. Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi de geçen ay 78 iken bu ay yüzde 11.6 artarak 87’ye ulaştı. Verileri değerlendiren ekonomistlere göre artışlar üçüncü çeyrek için olumlu sinyaller veriyor. Reel sektördeki artışın ekonomi için kritik bir gösterge olduğu belirtilirken güven endekslerindeki artışta normalleşme sonrası başlayan hızlı toparlanma sürecinin de sonuna gelindiği vurgulanıyor. Özellikle faizlerdeki gerileme ve satışlardaki hızlı artışın desteğiyle yükselen inşaat sektöründe önümüzdeki aylarda bu hızlı yükselişin devam edemeyeceği, perakende ve sanayi sektöründe de daha yavaş hareketler görülebileceği öne sürülüyor. l Ekonomi Servisi BM’ye göre, dünyadaki 690 milyon kişi açlıkla mücadele ediyor. Pandemiyle birlikte bu sayıya en az 130 milyon kişi daha eklenecek. Açlıkla mücadele kocaman bir hayal YAŞAM MALIYETI AYLIK 7.838 TL Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türkİş), temmuz ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarını (açlık sınırı) 2 bin 406 lira olarak hesapladı. Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen “yoksulluk sınırı” ise 7 bin 838 lira 62 kuruş oldu. Bekâr bir çalışanın “yaşama maliyeti” ise aylık 2 bin 919 lira olarak hesaplandı. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığına dikkat çeken Türkİş, bir kişinin aylık yaşama maliyetinin asgari ücretin 594 TL üstünde olduğunu açıkladı. l Ekonomi Servisi Küresel ölçekte tarım ve gıdaya dair gelecek öngörülerini ortaya koyan OECDFAO Tarımsal Görünüm Raporu’na göre, pandemi sürecinde gıda üretimindeki belirsizlik arttı, fiyatlarda aşırı dalgalanmalar yaşanabilir. Bu rapora ilişkin açıklamalarda bulunan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) ise, “Covid19, dünyada sıfır açlık hedefine ulaşmayı imkânsız hale getiriyor. Böyle giderse açlığı sonlandırmak, hayal olmaktan öteye gidemeyecek” değerlendirmesinde bulundu. TGDF’nin açıklamasının devamı şu şekilde: “Son BM raporuna göre, gezegenin nüfusunun neredeyse yüzde 9’u aç. 2019’da açlıkla mücadele edenlerin sayısı, 2018’deki rakamdan 10 milyon daha fazla. Pandemi açlık riskini artırdı. Dünya genelinde 2020 sonuna kadar 130 milyondan fazla insan, Covid19 salgını nedeniyle kronik açlığa düşebilecek.” l Ekonomi Servisi BİST’e yeni dönem yaradı Borsa İstanbul’da endekslerden iki sıfır atılmasıyla dün yeni bir dönem başladı. Endeks değerlerininin artık yüz binlerle değil de binlerle gösterimini sağlayacak olan yeni dönemin açılışında BIST 100 endeksi, 7.55 puan ve yüzde 0.63 değer kazanarak 1.199,57 puana çıktı. Eğer endekslerden sıfır atılmamış olsaydı; BIST 100 Endeksi, 755 puanlık artışla güne 119 bin 957 puandan başlamış olacaktı. Dün günü yüzde 0.31 artışla kapattı. fır atılmış olması, analist Dünkü yükselişlerde ban ler tarafından “BIST 100 en kacılık endeksi yüzde 0.47 deksindeki pahalı algısının ve holding endeksi yüz ortadan kaldırabileceği” de 0.63 idi. Tüm sek şeklinde yorumlan tör endeksleri güne artışla başlarken, en fazla kazandıran yüzde Endekslerden iki sıfırın mıştı. Analistler, atılan adımın teorik olarak bir anlam ifade etmese 2.31 ile menkul kıymet yatırım ortaklığı oldu. Borsa atıldığı BIST de psikolojik et 100 endeksi, yüzde 0.63 kisinin uzun vadede pozitif anlamda destekle İstanbul’da 23 yıl arttı. yici olabileceğini aradan sonra tek söyledi. rar endekslerden iki sı l Ekonomi Servisi Gram altın 432 TL’yi aştı. 7 ayda yüzde 47 artmış oldu Altın rekorlara doymuyor Dolardaki düşüş ve piyasalardaki belirsizlik, yatırımcının güvenli liman arayışı olarak altına yönelmesine, bu durum da altın fiyatlarının rekor üstüne rekor kırmasına yol açıyor. Son olarak Eylül 2011’de 1.921 dolarla rekor kıran altının onsu, dün sabah bu seviyeyi 1.944 doların üzerine taşıdı. Dün kırılan yeni rekorla birlikte çeyrek altın 700 lirayı ve Cumhuriyet altını 2 bin 800 lirayı aştı. Yıl başında 290 TL olan gram altın, dün 426 lirayı görerek tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Gram altında 7 aylık süredeki artış, yüzde 47 oldu. Dünkü artışın sebe bi ise dünya genelinde artan koronavirüs vakalarının yarattığı endişe oldu. İngiltere’nin İspanya’dan dönenlere karantina uygulamasını yeniden başlatmasının dünya genelinde koronavirüs tedbirlerinin yeniden gündeme gelebileceği endişelerini artırması, altında rekor getiren gelişmeler olarak ön plana çıktı. Avro 8 TL’yi aştı Öte yandan, gümüş fiyatları da Mayıs 2013’ten bu yana ilk kez ons başına 24 dolar seviyesinin üzerine çıktı. Son bir haftada yüzde 25.5, yıl başından bu yana yüzde 34.7 artmış oldu. Altındaki rekorun ardın dan Avro da dün 8 lirayı aştı. Avro/TL 8.20’nin üzerine çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. CMC Markets baş piyasa stratejisti Michael McCarthy, “ABD ile Çin arasında artan tansiyona ilişkin endişeler doların zayıflığına katkıda bulunuyor ve yen ile benzeri paraları dolar karşısında destekliyor. Avro’daki güçlü seyir, doları aşağı iten diğer bir faktör” dedi. Dolar/TL ise yaklaşık bir aylık zaman zarfında 6.85 TL seviyesinde sabit duruyor. Dün öğlen saatlerinde 6.86’yı aşsa da tekrar 6.84’lere kadar geriledi. l Ekonomi Servisi 3.1 MILYONLUK FAHIŞ ZAM CEZASI Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, fahiş fiyat artışı yaptığı tespit edilen 60 firmaya 3.1 milyon lira idari para cezası uygulanmasını kararlaştırdı. İdari yaptırıma konu uygulamaların, 25’inin toptan sebze ve meyve, 19’unun temel gıda ürünü, 5’inin maske kumaşı, 4’ünün cerrahi maske, 4’ünün ekmek yapma makinesi, 2’sinin saç tıraş makinesi, birinin de dezenfektan ile ilgili olduğu bildirildi. l Ekonomi Servisi Buğdayda büyük düşüş Eskişehir’de mayıs ve haziranda meydana gelen don ve dolu yağışlarının bilançosu belli olmaya başladı. Bu yıl 1 milyon 650 bin dekara ekilen buğdayda, verim yüzde 40 düştü. Dekar başına 350 kiloya varan hasat, 180’e kadar geriledi. Eskişehir Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Naci Erdemli, “Buğdayda yaşanan verim düşüklüğü çiftçileri yeni alternatiflere yönlendirdi” dedi. Eskişehirli çiftçilerden Sezer Bayraktar ise “Buğdayın ton fiyatı 1800 TL civarındaydı, şimdi 1700 Eskişehir’de geçen yıl 1 milyon 850 bin dekar olan buğday ekimi, bu yıl 200 bin dekar azaldı. TL’ye düştü. Girdiler pahalı. Hububat para etmiyor diye herkes yeşilliğe döndü. Arazisinde suyu olan mısır, pancar, soğan, ayçiçeği ekiyor. Buğday ekimi çok azaldı” dedi. l Ekonomi Servisi FINDIĞIN ALIŞ FIYATI AÇIKLANDI: 22.5 TL Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 50 sağlam iç esasına göre Giresun kalite kabuklu fındığın kilogram alış fiyatının 22.5 lira olduğunu açıkladı. Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklamasında, 2019’da, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 16.517 lira kilogram fiyatı üzerinden alıma çıktığı fındıkta, fiyatların sezon içinde 1820 lira civarında seyrettiğini söyledi. Erdoğan, “Yüzde 50 sağlam iç esasına göre Giresun kalite kabuklu fındık için kilogram alış fiyatı 22.5 liradır. Levant kalite fındık için 22 liradır. Yüksek randımanlı fındıkta kg başına 1 lira, gübre ve mazot desteği olarak ise 2 lira destekleme yapıyoruz. İncir, kuru incir ve kuru üzüm müdahale alımlarına kayısı da ekleniyor” dedi. Tunagür’den Erbaş’a değişen bir şey var mı? 24 Temmuz, Lozan’ın yıldönümü ile çakışan Ayasofya’da kılınan ilk cuma namazı töreninde yaşananların unutturulmaması gereğinin toplumsal bir sorumluluk olduğuna inananlardan olarak yukarıdaki başlıkla bir sorgulamanın daha açılması gerektiğine inanıyorum.. Haklı olarak çoğunluk Cumhuriyet okurlarının dahi Tunagür üzerinden yaşanmış olanları bilemeyecekleri gerçeğinden yola çıkmalıyım.. Elbette Ayasofya Camii’nde kılınan ilk cuma namazında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Kuran okuyarak anlamlı bir jest yaptığı günde, Ayasofya’nın bundan böyle cami olarak değerlendirilmesinden sorumlu Diyanet İşleri adına Başkan Ali Erbaş’ın hutbeye kılıçla çıkarak, Ayasofya’nın cami olarak kullanılmasını isteyen Fatih’in vakfiyesine atıfla, “Vakfedileni çiğneyen lanete uğrar” cümlesi ile, Ayasofya’nın müze yapılması kararının veren Mustafa Kemal Atatürk’ü hedef alabileceğini aklımın ucundan geçirmiş değildim. Laik Cumhuriyetin değerlerine öncelikle, ivedilikle sahip çıkması gereken Diyanet İşleri üzerinden, sağ siyasal iktidarların da sorumluluğunda, sürekli siyasal İslamcılık, cemaatler, tarikatlar merkezli yürütülen kirli siyasetler kapsamında, giderek tırmanan ölçeklerde sorumsuzlukların yaşanması gerçeğinde, olumlu değişimi unutun, sürekli tırmanışın yaşanmasına ilişkin gerçeklerle yüzleşmenin anlamlı olacağını düşünmüştüm.. 30 Mayıs Cumartesi günlü Cumhuriyet’in “Cumhuriyet’ten Tanıklıklar”ın yayımlandığı 11. sayfasını iyi ki yorumsuz, yıllar içindeki gelişmeleri içeren, yayımlanmış gazete sayfaları haberleri, somut kaynak bilgilerin verildiği olaylar üzerinden, tarih ve fotokopilerle, Tunagür üzerinden yaşanan tüm gelişmelere, ölümüne kadar uzanan sürece kadar yaşanmışlıkların bütünlüğü içinde vermişim.. HHH 1. sayfada “Demirel Tunagür’ü, Tunagür Gülen’i büyüttü” saptaması var. 11. sayfanın üst spotlarında Demirel’in 1966’da Diyanet İşleri Başkanlığı’na getirdiği İbrahim Elmalı’nın da, laikliğe aykırı çıkışları nedeniyle koruyamadığı önbilgisi var. Daha önceki sürece ilişkin sayfalarda da Elmalı’nın sayısız çıkışı ile bağlantılı tartışmalar sonrasında, Diyanet’e özerklik verecek bir anayasa değişikliğini denediği, ancak Meclis’ten yeterli oy alamaması üzerine de bir sonraki seçimlerde daha çok oy isteme gerekçesi yaparak, görevden almak zorunda kaldığının haberleri yayımlanmıştı. Demirel, seçimler sonrası oy artışından güvenli, eğitim ve kimlik geçmişi nedeniyle doğrudan Diyanet İşleri Başkanlığı’na atayamadığı Yaşar Tunagür’ü, siyasal İslamcıların “efsane adamı” sıfatına güvenerek, yasal diploması olmamasına bakılmaksızın vekâleten tam yetkili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na atar.. Ancak Diyanet’in eylemleri, ilişkileri nedeniyle yaşanan sorunlar nedeniyle Meclis’te gizli oturum, araştırma komisyonu kurulmasını önleyemez. Komisyon kararının uygulanmasının gereğini de yerine getirmez. 12 Mart yönetiminin, 27 Mart 1971’de görevden alabildiği Tunagür, yıllar öncesinden Edirne’de bir camide dinleyip vaazını çok beğendiği Fethullah Gülen’i keşfetmiş, İzmir’deki üst Diyanet görevine getirmiş, koruması altına almıştır. Tunagür’ün raporlarla saptanmış, laik Cumhuriyet aleyhine Ortadoğu’nun ünlü ARAMKO içinde ticari ilişkileri, cemaat ilişkileri, Türkiye’ye taşınan kadrolar bağlantılı.. suç faaliyetleri dayanaklı yurtdışına çıkış yasağı bile konmuştur. İlhan Selçuk 14 Ocak 1970 tarihli Pencere köşesinde Büyük Oyun’u özetlerken, 1965 yıllarından “Atatürk düşmanı vaiz” olarak resmi evrakta kayıtlarının olduğunu anımsatır. Arap devletlerine yaptığı gezilerde ARAMKO ile iç içe Türkiye’deki ağların örülmesinde etkin çalıştığı anlatılır. Buna rağmen Demirel’in 4 ay içinde, eğitim, koşulları uymamasına karşın vekâleten görev başına atadığını belirtilir. 15 Ocak tarihli haberde ise Senato’nun Tunagür hakkında soruşturma kararı aldığı duyurulmuştur. Aradan yıllar geçmiştir. Uğur Mumcu’nun 27 Mart 1987 tarihli Gözlem yazısında çok daha çarpıcı gerçekler vardır. Dramatik Çelişki başlıklı yazısında 12 Mart’ın Tunagür’ün görevden alınmasında tavır koymuş Komuta’nın bu kez, 12 Eylül’ün Ulusu Hükümeti’nin Devlet Bakanı Özgüneş olarak, Tunagür için suç saydığı Rabıta örgütü ile bu kez şeriat örgütünün yurtdışındaki din görevlilerinin aylıklarının ödenmesi anlaşmasına imza attığını açıklar. Dönemlerin MİT müsteşarları, sorumlu komutanları da içinde bilinen gerçeklerin tersyüz edilmesi gerçeğinin 12 Eylül döneminin Atatürkçülük anlayışı ile doğrudan ilişkisinin altını çizer. Yaşar Tunagür’ün 2.5.2006 günü ana akım medyada yayımlanan cenaze töreni haberinde ise yok yoktur. Korkut Özal gözyaşlarını silerken, arkasında Recai Kutan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül bile vardır.. 12 Eylül şemsiyesinde Tunagür ile Gülen’e aklama gelmiştir. Sendikalaşan 10 işçi tazminatsız atıldı Kocaeli Gebze’de bulunan Özer Elektrik firmasında DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası çoğunluğu sağlaması üzerine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yetki başvurusunda bulundu. İddiya göre, yetki başvurusunu duyan işveren sendika üyelerini sorguya çekerek işçileri istifaya zorladı. İşten çıkarma yasağı olmasına rağmen, dün sendika üyesi 10 işçi tazminatsız işten çıkarıldı. Jandarma zoruyla işyerinden çıkarılan işçiler eylem yaptı. İşyeri önüne gelen Birleşik Metalİş Sendikası yöneticileri gözaltına alınırken, bir süre sonra serbest bırakıldı. İşyerindeki diğer işçilere de baskı uygulandığı belirtildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle