21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 24 TEMMUZ 2020 CUMA HABER/YORUM Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, İsviçre’nin Lozan kentinde, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsmet İnönü’ye imzalattığı “uluslararası barış anlaşması” ile bağımsız, özgür Türkiye Cumhuriyeti doğmuştu... Bugün Lozan Antlaşması’nın yıldönümü... Özgürlüğünü bu anlaşmadan alan, günümüzde Atatürk ve İnönü’nün koltuğunda oturan; AKP Reisi Umumisi, Reisi Cumhur Hazretleri, Veziri Azam Recep Tayyip Erdoğan, bugün laiklik ilkesinin dışına çıkarak Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüşüm namazında olacak! HHH Gelelim Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüştürülüşüne ilişkin bazı tepkilere: “Avrupa Birliği (AB)” Dışişleri Bakanları, “Türkiye’nin ikonik Ayasofya’yı tekrar camiye dönüştürme kararı” hakkında, “Kaçınılmaz olarak güvensizliği körükleyecek, dini cemaatler arasında yenilenen bölünmeleri destekleyecek ve diyalog ile işbirliği çabalarını zayıflatacak!” diye kınadılar. Türkçesi ile “Siz, Avrupa Birliği’ne zor girersiniz!” demek olmuyor mu? HHH “Avrupa Parlamentosu’nun” muhafazakâr kanadının lideri Manfred Veber, “Türkiye’ye yaptırım uygulama kararının ciddi olarak düşünülmesi gerektiğini” söyledi. Alman parlamenter, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını ise “dinsel şovenizm” olarak tanımladı! HHH Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis “Ayasofya” konusunda telefon görüşmesi gerçekleştirdiler. Kremlin’den yapılan açıklamada, “İki liderin, Dünya Mirası listesindeki eserin olağandışı kültürel, tarihi ve ruhani önemine” vurgu yaptıkları, “Barış ve anlayışın simgesi” olduğuna dikkati çektikleri belirtildi! Ayasofya (13)... Müzede imam HHH “Rus Ortodoks Kilisesi” lideri Patrik Kirill, bu ayın başında yaptığı açıklamada, “Kutsal Ayasofya’ya yönelik tehdit tüm Hıristiyanlık uygarlığı için, dolayısıyla tarihimiz ve maneviyatımız için bir tehlikedir!” ifadesini kullanmıştı. HHH Yarım milyar kadar Hıristiyanı temsil eden “Dünya Kiliseler Konseyi”, Erdoğan’ı ünlü Ayasofya Müzesi’ni camiye dönüştürme kararını geri almaya bir mektupla çağırdı! Konsey’in “keder ve dehşet” hissettiğini söyle yen geçici Genel Sekreter Ioan Sauca’nın mektubunda şöyle denildi: “Ayasofya’yı camiye dönüştürmeye karar vererek, Türkiye’nin açıklığının olumlu işaretini tersine çevirdiniz ve bunu bir dışlama ve bölünme işaretine dönüştürdünüz. Karar, kaçınılmaz olarak belirsizlikler, kuşkular ve güvensizlik yaratacak, farklı inançlardan insanları diyalog ve işbirliği tablosunda bir araya getirme çabalarımızı baltalayacak... Karşılıklı anlayışı, saygıyı, diyaloğu ve işbirliğini teşvik etmek ve eski düşmanlık ve bölünmelerden kaçınmak için acilen kararınızı yeniden gözden geçirmeye ve tersine çevirmeye çağırıyoruz!” HHH Bir de başlangıçtan bazı anılara gidelim... 3 Şubat 1932 gecesi, Ayasofya Camii tarihi günlerinden birini yaşamıştı. Kadir Gecesi için 40 bin kişinin doldurduğu camide, 40 ünlü hafızın okuduğu Türkçe ezan, Türkçe Kuran sanki görücüye çıkmıştı. Devlet radyosu, geceyi ülkeye canlı yayımladı! Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla gerçekleşen Ayasofya’daki Türkçe Kadir Gecesi ertesi günkü gazetelerin de manşetlerindeydi. 3 yıl sonra, başka bir şubat günü, Ayasofya’nın müzeye çevrileceği söylense, herhalde o gün kimse inanmazdı! HHH Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi kararı dünyada büyük yankı uyandırmıştı. 14 Ekim 1934 günü habere “bir buçuk sayfa” ayıran Nev York Times gazetesinde çıkan P. V. Vilson imzalı yorum en dikkat çekici olanıydı: “Şık Batılı giysiler içindeki Genç Türkler, artık ibadet etmeden önce herkesin içinde ağızlarını çalkalarken ve ayaklarını yıkarken görünmüyor!” BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Başka bir dinde iken Müslüman olan kimse. 2/ Vücutta bi 1 2 3 4 5 678 9 1 P AGAN İ ZM 2 OR İ GAM İ O 3 L RES İ KAR riken azotlu bileşik... 4 İ S A L T İ L T İlgi çekici durum, 5 F A Y N A R A gösteriş. 3/ Görüş, ba 6 kış... Kokmuş hayvan 7 ölüsü. 4/ Tunus’un plaka kodu... Kum falı. 5/ Yaşam için 8 9 OR PÜS EK NAB İ YAR İ Y İ BONGO İ SPEND İ K gerekli organik madde. 6/ Memelilerde asalak olarak yaşayan ipsi solucan... Tav lada “üç” sayısı. 7/ İnanç, iman. 8/ Bir işteki engelleri yenmede kesin karar... “ oluyor halimi takrire hica bım” (Nigâr Hanım). 9/ Gözdeki canlılık... Yahudilik te bir nesnenin dinsel amaçlara uygunluğu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Müslümanlığı bırakıp başka bir dine geçmiş olan kimse... Bağışlama. 2/ Bir etkinlik sonucu elde edi len şey... Bir ilimiz. 3/ Bir seslenme ünlemi... Yatsı namazından sonra kılınan üç rekâtlık namaz. 4/ Bilgisayar belleğindeki verilere ya da sitelere ulaş ma. 5/ Güzelin ve güzel sanatların doğasını incele yen felsefe dalı. 6/ Tavlada “iki” sayısı... Bahreyn’in başkenti. 7/ Uzun bir zaman aralığı içinde belirli bir bölgede egemen olan atmosfer koşulları... Birine dokunsun diye söylenen söz. 8/ Halk edebiyatında aruz ölçüsüyle yazılan şiir türlerinden biri... Bir soru sözü. 9/ Yağı alınmış sütten ya da yoğurttan yapılan peynir... İslam inancına göre, ölüleri meza rında sorguya çekecek olan iki melekten biri. Bal gibi, buz gibi CHPGRUP BAŞKANVEKILI ÖZEL: FETÖ’cüleri atıyorlar CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yalan bitmeden doğru konuşmadığını savunarak, “Bal gibi FETÖ’cüleri şu anda vali yardımcısı, buz gibi FETÖ’cüleri şu anda kaymakamlığa atıyorlar” diye konuştu. CHP’li Özel, TBMM’de basın toplantısı yaptı. Anadolu Ajansı’nın Fahrettin Altun tarafından kendi adına sansür yapan bir ajans olarak yönlendirildiğini kaydeden Özel, “Cumhurbaşkanına, bakanlara, Bahçeli’ye yapılan eleştirileri kısmen vermektedir. Ancak Altun’a yapılan eleştiriler yer almamaktadır. Dün bunları ifade ettik. Dün de hiçbir cümle yer almadı. Saray’ın şımarık çocuğu Atatürk’ün kurduğu ajansa sansür uygulatmaktadır” dedi. İki hafta önce 29 hâkim ve savcının FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle açığa alındığını anımsatan Özel, “Bu 29 hâkim ve savcının 19’u 15 Temmuz sonrası göreve başlatılmıştır. ‘Milat 1725’ti, o günden sonra yaptığımızdan mesülüz’ diyenlerin FETÖ’cüleri yargının başına koydukları ortaya çıktı” değerlendirmesini yaptı. Bakan Soylu’nun bir tek FETÖ’cünün göreve getirilmediği açıklamasını anımsatarak Cumhuriyet’in manşetten duyurduğu habere atıf yapan Özel, “Bugün ortaya çıktı ki Ömer Faruk Yüce ve Hidayet Sarı kaymakam olarak; Yakup Ömeroğlu, Mevlüt Özmen ve Müfit Gültekin vali yardımcısı olarak atandılar. Bal gibi, buz gibi FETÖ’cüleri atıyorlar. FETÖ’nün bankasına para yatıranlar 6 yıl hapis yatsın, FETÖ’nün kodamanları kaymakamlıklarda” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Gülen’i ziyaret eden kaymakam görevde İçişleri Bakanlığı, Pensilvanya’ya giderek FETÖ lideri Fethullah Gülen’i ziyaret ettiklerini itiraf eden Derecik Kaymakamı Ömer Faruk Yüce ve Ağrı Vali Yardımcısı Yakup Ömeroğlu’nun görevde tutulduklarını kabul etti. Bakanlık, buna gerekçe olarak iki ismin FETÖ’den ceza almamalarını gösterdi. Dün gazetemiz Cumhuriyet’te yer alan “Pensilvanya kaymakamları” haberi ile Sözcü gazetesinde konuya ilişkin yer alan haberle ilgili İçişleri Bakanlığı’ndan açıklama geldi. “Bazı kesimler tarafından bakanlığımız kurumlarına yönelik yapılan tezviratlar karşılıksız çıkınca, şimdi de mülki idare amirlerimize yönelik tezvirata geçildiği açıktır. FETÖ ile mücadele bakanlığımızca titizlikle, ka rarlılıkla devam ettirilmekte ve milli beka meselesi olarak görülmektedir” denilen açıklamada, 15 Temmuz 2016 sonrası FETÖ’ye yönelik olarak, 96 bin 66 operasyon gerçekleştirildiği ifade edildi. Haberde adı geçen 4 mülki idare amirinin, yapılan adli soruşturmaları sona ermiş, haklarında ‘beraat’, ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ ve ‘ceza verilmesine yer olmadığına’ dair kararlar verildiği, idari olarak ise soruşturmaların sona erdiği belirtilen açıklamada, “Haberde adı geçen bir mülki idare amiri ile ilgili adli makamlarca tarafımıza iletilmiş herhangi bir karar bulunmamakla birlikte idari soruşturması ise devam etmektedir. Bugüne kadar hiçbir itirafçı, görevine iade edilmemiştir” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Baro düzenlemesi devrim niteliğinde‘ Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu çoklu baro düzenlemesini ‘devrim niteliğinde’ ifadeleriyle değerlendirdi. Bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada “TBB, İstanbul, Ankara ve İzmir ve bir iki baronun bir araya gelip dilediğini yaptırma gücüne kavuştuğu Anadolu vilayetlerinin figüran rolüne indirgediği bir hale dönüşmüştü” ifadelerini kullanan Feyzioğlu, “Kanunun devrim niteliğindeki kısmı Ankara, İstanbul, İzmir’in vesayetine son vermesi” dedi. l Haber Merkezi TTK Başkanlığına Prof. Çetin atandı 15Temmuz Darbe Girişimi’ne katılmış kişilerin affedilmesi gerektiğini söyleyen eski Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Ahmet Yaramış’ın istifasının ardından başkanlığa, TİKA Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Prof. Dr. Birol Çetin atandı. Atama karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Eski TTK Başkanı Ahmet Yaramış, “Darbe teşebbüsüne karışmış, pişman olmuş, kişilere sahip çıkmamız, onları kazanmamız gerekiyor” sözleriyle büyük tepki çeken Yaramış istifa etmişti. l ANKARA/Cumhuriyet KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 24 TEMMUZ 2020 SAYI: 34621 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03:57 05:46 13:16 17:12 20:36 22:17 Ankara 03:48 05:33 13:00 16:55 20:17 21:55 İzmir 04:19 06:00 13:23 17:15 20:36 22:10 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] ‘24 Temmuz Lozan Günü’ Bugün devletimizin, “TC Devleti”nin “Var Oluş Senedi” olan “Lozan Barış Antlaşması”nın 97. yılı. Ülkeler için yaşamsal değeri olan böyle tarihlerin sonları “sıfır” ve “beş” ile biten yıllarında, daha geniş kapsamlı törenlerle kutlanması iyice yerleşti. Ne varki artık pek sık görülmeyen “Tek Kişilik Yönetim”, ülkemizde iktidar partisi “AKP”nin “Genel Başkanı” tarafından sürdürüldüğünden kendisinin isteği üzerine bu yıl “24 Temmuz”, Ayasofya’da kutlanacak, “Toplu Namaz” eylemiyle bugün... Oysa “Batı” komşularımız, “Avrupa Birliği (AB)” ülkeleri, müttefiklerimizle birlikte yenildiğimiz Birinci Dünya Savaşı (19141918) sonunda imzaladığımız “Serv Antlaşması”nın, “Lozan Barış Antlaşması”ndan çok daha “gerçekçi” olduğunu açıkça dile getirip yazıya da dökerek, “Sevr”in geçerli olmasını savunuyorlardı yıllar boyunca. Nitekim, 2005 yılında, Avrupa Birliği’nin (AB), “Karma Parlamento Komisyonu” toplantısında, Fransız Parlamenter Jacques Toubon: “Siz artık Sevr’i kabul edin!” demişti, davetli Türk Parlamenterlerinin gözlerinin içine baka bak. Ne Başbakan Erdoğan ne de toplantıdaki AKP milletvekilleri en küçük bir karşı duruş ortaya koydular... Daha doğrusu koyamadılar!.. Oysa “97 yıl” önce, Lozan’da, Türk Başdelegesi İsmet Paşa (İnönü) için konuşulup çözüme bağlanacak sorunlardan önce, toplantıya katılan taraflar arasında “eşitlik” olmalıydı, sorunlar bu “temel” üzerinde konuşulup, tartışılmalıydı. Ne ki, “İtilaf Devletleri” ve yandaşları böyle bir “eşit” oluşu değil kabullenmek, düşünmüyorlardı bile... Onlar uygarlık yaratıcısıydılar, temsilcisiydiler... Üstelik, Birinci Dünya Savaşı’nın yenilmişleri değil, yenmişleriydi... Dahası Konferans’ın Başkanı, İngiltere’nin en soylu “Lord”u, dönemin en “kurt”, en “zehir zemberek” politikacısı ‘Lord Curzon”dur. Ne varki, İnönü için de “eşitlik”, “soluk alıp vermek” gibidir... Toplantı, “20 Kasım 1922” günü başladığında, ilkin İsviçre’nin Devlet Başkanı açış konuşmasını yapar; ardından da Curzon teşekkür eder, böylece açılış töreni biter. Ne ki, Curzon’un konuşmasını bitirip kürsüden inmesiyle, İnönü’nün kürsüde belirmesi aynı anda olur. O da teşekkür eder, katılımcıların şaşkın bakışlarına hiç aldırmayıp. Görüşmelere geçildiğinde Curzon’un: “ ‘Doğu İşleri Konferansı’nı açıyorum!” demesiyle, İsmet Paşa’nın: “Olamaz! Doğru ad ‘Lozan Konferansı’dır!” sesi aynı anda duyulur. Toplantının dilinin İngilizce, Fransızca, İtalyanca olacağı söylendiğinde “Bunlara ‘Türkçe’nin de eklenmesi gerekir!” uyarısı yine anında gelir. Konferans boyunca İnönü’nün bu tutumu hep sürdürdüğü görülecektir. Ve değerli dostlar, ayrıca İnönü bu konuda şöyle diyecektir: “Eşitliğin şartlarını dikkatle izliyoruz; öyle ki selamda sabahta bile ayrıcalık yaparlarsa bunu onlara gösteriyoruz; ama bu yüzden toplantının kesilmesini de istemiyoruz!” Oysa, “2009”un Ocak ayında İsviçre’de (Davos) yapılan çok önemli uluslararası bir toplantıda, “Dünya Ekonomi Forumu”nda R.T. Erdoğan’ın, İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’in eleştirilerine kızıp, toplantıyı izleyen onca insanın, dünya basın görevlilerinin şaşkın bakışlarına yine aldırış etmeden, “Benim için Davos bitmiştir!” diyerek toplantı salonunu terk etmesi, yıllar boyunca unutulmamış, eleştirilmişti, unutulmaz elbet... Oysa İnönü, Lozan görüşmelerinde, arada kesinti de olsa eski deyişle “77 düvel” ile çarpıştı aylar boyunca... Ve anımsanacağı gibi toplantının yöneticisi “Lord Curzon Hazretleri”, yanlızca “Başkanlık” görevini “terk etmek”le kalmadı, İsviçre’den de hiç zaman yitirmeden ayrıldı... Ne ki, “AKP”nin “Rize Milletvekili Lütfi Çırakoğlu”na göre, “Lozan Barış Antlaması’nı imzalayan Başdelegemiz İsmet Paşa, bir “millet düşmanı”ydı: bu görüşünü, “Haziran 2008”de “TBMM”de dile getirmişti... Ayrıca, bilindiği gibi, Erdoğan’a göre de “İnönü, “TC Devleti”ni kuran, “İki ay..ş”tan biridir. Ne ki, Erdoğan ne derse desin, nerede namaz kılarsa kılsın, ülkemizin “Var Oluş Senedi” olan “Lozan Barış Antlaşması” 97 yaşına bastı, “Kutlu Olsun!” Bu günü yaratıp, bize bağışlayan Atatürk ile İnönü ışıklar içinde yatsınlar!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle