17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] 11 24 TEMMUZ 2020 CUMA Türkiye Yatırım ve Kalkınma Bankası, 14 farklı ildeki 58 taşınmazını satışa çıkardı ‘KALKINMA’ SATIŞTA SEFA UYAR İller Bankası’nın çeşitli taşınmazlarını satışa çıkarmasının ardından Türkiye Yatırım ve Kalkınma Bankası da toplam muhammen bedeli 135 milyon 138 bin lirayı bulan 14 farklı ildeki 58 taşınmazını satışa çıkardı. Satışa çıkarılanlar arasında apartman, daire, otel, tarla ve fabrika da yer aldı. İller Bankası’nın toplam muhammen bedeli 600 milyon lirayı aşan taşınmazlarını satışa çıkarmasından sonra bir satış kararı da Tür İller Bankası’nın ardından bazı taşınmazlarını satma kararı alan Türkiye Yatırım ve Kalkınma Bankası, portföyündeki otel ve binanın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yakın 31 adet apartman dairesini de satıyor. kiye Yatırım ve Kalkınma Bankası’ndan geldi. Aralarında Ankara, İstanbul, Antalya, Muğla, Tekirdağ ve Aydın’ın da bulunduğu 14 ildeki satışa çıkarılan taşınmazların toplam muhammen bedeli ise 135 milyon 138 bin lira olarak belirlendi. Ankara’da bulunan taşınmazlar 2 gruba ayrıldı. İlk ihale 10 Ağustos’ta, ikincisi 11 Ağustos’ta Ankara’da gerçekleştirilecek. Ankara dışındaki gayrimenkullerin ihalesi ise 14 Ağustos’ta İstanbul’da yapılacak. Saray’a yakın daire Satışa çıkarılan taşınmazların büyük bölümü Ankara’da bulunuyor. Bir imalathane, biri 5, diğeri 3 katlı 2 apartman ve 2’si ofis kullanımına uygun 37 daire satılacak. Dairelerden 31’inin, Cumhurbaş kanlığı Sarayı’nın bulunduğu Beştepe’de, Saray’a yakın mesafede bulunması ise dikkat çekti. Öte yandan satışa çıkarılan taşınmazların bazıları da şunlar: “İstanbul’da 8 katlı bir bina, Antalya’da 11 katlı bir bina, Ordu’da fındık kırma fabrikası ve hurdalık olduğu belirtilen makine teçhizatı. Iğdır’da un fabrikası, fabrika idari binası ve hurdalık olduğu belirtilen makine teçhizatı. Aydın’da bir fabrika, Muğla’da 154 oda ve 314 yataklı otel.” 1975’te “Türkiye’nin süratle yurt sathına yaygın sanayileşmesi” amacıyla “Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası” adıyla kurulan, 2018’de “Türkiye Yatırım ve Kalkınma Bankası” adını alan banka, çeşitli sektörlere finansman sağlıyor. Banka, 2019’da genel merkezini Ankara’dan İstanbul’a taşırken, 2019’daki net kârını ise 447 milyon lira olarak açıklamıştı. l ANKARA Kısa çalışmadan vazgeçene prim desteği verilecek AKP milletvekillerinin imzası ile görüşmeleri öne çekilen “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”, Genel Kurul’da kabul edilerek yasalaştı. Yasalaşan teklife göre Meclis’te Dijital Mecralar Komisyonu kurulacak, Cumhurbaşkanı işten çıkarma yasağı ile işçiyi ücretsiz izne çıkarma yetkisinin süresini 30 Haziran 2021’e kadar uzatabilecek. Teklife eklenen yeni madde ile kimlik kartı kullanılarak yapılacak kimlik doğrulamada uygulanması öngörülen elektronik kimlik doğrulama sistemi İçişleri Bakanlığı’nca belirlenecek ve işlemler kişinin açık rızası alınarak yapılacak. Madenciler için ortak önerge Soma’da 2014’te 301 işçinin yaşamını yitirdiği facianın ardından Işıklar, Atabacası ve Geventepe ocaklarındaki yaklaşık 3 bin işçi kıdem tazminatları ödenmeden işten çıkarılmıştı. Teklif ile kıdem tazminatlarının, 2 ay içinde Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’na (TKİ) başvurulması durumunda 6 ay içinde ödenmesi öngörülmüştü. Söz konusu maddenin kapsamı, AKP, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti’nin ortak önergesiyle genişletildi. İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminatını alamayanlar da kapsama dahil edildi. Diğer düzenlemeler ise şöyle: n “Kanunlara, özel hayatın gizliliğine, temel hak ve özgürlüklere aykırı, çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimlerine zarar verici şekilde internet kullanımının önlenmesi” amacıyla Dijital Mecralar Komisyonu kurulacak. n Cumhurbaşkanı, kısa çalışma ödeneğinin süresini sektörel olarak ayrı ayrı veya bir bütün olarak 31 Aralık’a kadar uzatabilecek. n Kısa çalışmadan vazgeçerek normal çalışma düzenine geçen işverenlere işsizlik sigortası fonundan karşılanmak üzere 3 ay süreyle prim desteği verilecek. Cumhurbaşkanı bu süreyi 6 aya kadar uzatabilecek. n Cumhurbaşkanı, işten çıkarma yasağı ile işverene işçiyi ücretsiz izne çıkarma yetkisi süresini 30 Haziran 2021’e kadar uzatabilecek. n Daha önce 3 kez ertelenen, 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ile kamuya ait işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirilmesi şartı 31 Aralık 2023’e ötelendi. l ANKARA/Cumhuriyet Esnafa istihdam şartlı borç erteleme Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan karar ile koronavirüs salgınından zarar gören esnaf ve sanatkârın Halkbank’tan aldığı ve ödenmeyen düşük faizli kredi borçları 3 ay ertelendi. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, 30 Haziran ve öncesinde kullanılan düşük faizli kredilerden doğan borçlardan 1 Temmuz 202030 Eylül 2020 döneminde vadesi dolan, kararın yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla itfa edilmeyen borçlar, başvuru şartı aranmaksızın faiz tahakkuk ettirilerek ve taksit sayısı değiştirilmeden 3 ay ertelendi. Esnaf ve sanatkârlardan erteleme dönemi boyunca çalışan sayısını azaltmayacağına dair taahhütname alınacak, uymayanlar erteleme kapsamından çıkarılacak. l ANKARA/Cumhuriyet Tüketicinin kötümserliği arttı Tüketici Güven Endeksi, haziranda 62.6 puan iken temmuzda yüzde 2.7 gerileyerek 60.9 puana düştü. Yurttaşın, ekonominin gidişatına ilişkin karamsarlığı artmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tüketicilerin kişisel mali durumları ve ülke ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerini ölçen “Tüketici Güven Endeksi”, haziranda 62.6 puan iken temmuzda yüzde 2.7 gerileyerek 60.9 puana düştü. Salgınla birlikte nisan ayında 54.9 puana kadar gerileyen tüketici güven endeksi, dipten dönüş ve 2 aylık yükseliş sonrası temmuz ayında yeniden düşüşe geçmiş oldu. İşsizlikte artış beklentisi Anket sonuçlarına göre TCMB ve TÜİK tarafından hazırlanan endeks 0200 aralığında değer alabiliyor. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor. Endeks, işsiz sayısındaki artış beklentisini de ortaya koydu. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin işsiz sa Salgınla birlikte 54.9 puana kadar gerileyen endeks, 2 aylık yükseliş sonrası yeniden düşüşe geçmiş oldu. yısı beklentisi endeksi, haziran ayında 62.1 iken temmuz ayında yüzde 1.7 oranında azalarak 61 oldu. İşsiz sayısı beklentisi endeksinin artması, işsiz sayısında azalma beklendiğini, endeksin azalması ise işsiz sayısında artış beklendiğini gösteriyor. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin tasarruf etme ihtimali endeksi ise haziran ayında 23.1 iken, temmuz ayında yüzde 14 oranında azalarak 19.9’a geriledi. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi endeksi haziran ayında 79.9 iken temmuz ayında yüzde 0.9 oranında artarak 80.6 oldu. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin genel ekonomik durum beklentisi endeksi haziran ayında 85.5 iken temmuz ayında yüzde 3.9 oranında azalarak 82.2’ye indi. Öte yandan Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının görüldüğü 2020 Mart’ta tüketici güven endeksi 58.2 puan idi. Şubata göre yüzde 1.7 oranında artmıştı. l Ekonomi Servisi Enflasyon riski yukarı yönlü Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) enflasyon tahmini üzerindeki risklerin yukarı yönlü olduğunu belirterek politika faiz oranını yüzde 8.25 seviyesinde tuttu. Son 9 toplantıda art arda 1.575 baz puan faiz indirimi yapan ve yüzde 24 seviyesinde olan faizi yüzde 8.25’e kadar düşüren Merkez Bankası, geçen ay olduğu gibi bu ayda faizleri değiştirmedi. Merkez Bankası’nın temmuz ayı toplantısında alınan karara ilişkin açıklaması şöyle: Güncelleme bekleniyor “Yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği öngörüsü korunmakla birlikte, yakın dönemdeki gerçekleşmeler nedeniyle yılsonu enflasyon tahmini üzerindeki risklerin yukarı yönlü olduğu değerlendirilmektedir. Bu çerçevede kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir.” Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağını belirten TCMB, “Nitekim öncü göstergeler, normalleşme sürecinde kapasite kısıtlarına tabi olan hizmet gruplarındaki aylık fiyat artışlarının yavaşlamaya başladığına işaret etmektedir. Mayıs ayında başlayan toparlanma güç kazanmaktadır” dedi. Bu arada ay sonunda Merkez Bankası’nın yüzde 7.4 olarak açıkladığı enflasyon tahminini revize etmesi bekleniyor. Yurttaşın döviz hesaplarında rekor Vatandaşların hesaplarındaki döviz miktarı, geçen hafta itibarıyla bir önceki haftaya göre 1 milyar 464 milyon dolar yükseldi. Böylece yurtiçi yerleşiklerin döviz hesaplarının toplam büyüklüğü 203 milyar 968 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmış oldu. Geçen hafta yaşanan rekor döviz artışında bireysel hesaplarda yaşanan 1 milyar 140 milyon dolarlık artış dikkat çekerken, tüzel hesaplardaki artış ise 324 milyon dolar oldu. Vatandaşların ABD Doları hesaplarının toplam büyüklüğü 114 milyar 943 milyon dolara, Avro hesapların dolar cinsinden büyüklüğü 60 milyar 709 milyon dolara, kıymetli maden hesaplarının büyüklüğü ise 24 milyar 453 milyon dolara ulaştı. l Ekonomi Servisi Mal Alımı için ihale ilanı S.S. İzmir Tarımsal Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği, İzmir Kalkınma Ajansı Küçük Menderes Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Mali Destek Programı kapsamında sağlanan mali destek ile İzmir’in Kiraz, Ödemiş ve Bayındır İlçelerinde bulunan Kooperatif üyeleri için Süt İçin Süte Değer Projesi kapsamında 500 Lt Kapasiteli Dikey Model Süt Soğutma Tankı için bir Mal Alımı ihalesi sonuçlandırmayı planlamaktadır. İhaleye katılım koşulları, isteklilerde aranacak teknik ve mali bilgileri de içeren İhale Dosyası 856 Sok. No:3/502 Nurhan İş Hanı Konak/İzmir adresinden veya www.izka. org.tr veya www.koykoopizmir.com adreslerinden görülebilir. Ancak teklif vermek isteyenlerin ihale dosyasını 856 Sok. No:3/502 Nurhan İş Hanı Konak/İzmir adresinden 200,00 TL bedel karşılığında almaları zorunludur. Teklif teslimi için son tarih ve saati: 17.08.2020 Saat: 10:00 Gerekli ek bilgi ya da açıklamalar; www.koykoopizmir.com ve www.izka.org.tr’de yayınlanacaktır. Teklifler, 17.08.2020 tarihinde, saat 10:30’da, 856 Sok. No:3/502 Nurhan İş Hanı Konak/İzmir adresinde yapılacak oturumda açılacaktır. Cinayetler, şiddet; kadını ezen kirli siyasetin bedeli.. Hokus pokusla gerçekler değişmiyor.. Meclis’te kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet üzerinden sıkı tartışmalar yaşanıyor.. Günümüz patlamalarında hiç kuşkunuz olmasın, gerçek sorumluluk siyasal İslamcı siyasal akımlar, cemaatler, aşiretler, töreler.. üzerinden erkek egemen kültürün baskın kılınması.. 2002’den günümüze yaşanan tersine, çarpık toplumsal değerlerin beslenmesinde, ister cemaatle, isterse FETÖ’cü darbeciliğin ortaya çıkması sonrası, aynı kültür üzerinden ittifaklarla yürünmesinde yaşanan kadına yönelik şiddet, cinayetler patlaması öyle kolay yenilir yutulur gibi değil.. Kuşkusuz kadın hakları savaşımı üzerinden 1980’ler sonrası tanıklık yapılmış birikimlerle bir köşede sayılamayacak kadar çok başka belirleyici nedenleri de sıralayabiliriz.. Ancak Cumhuriyet kazanımları, kadın hakları öncelikli, iğneyle kuyu kazılmışçasına Atatürk devrimciliği, laiklik, eğitim üzerinden, dünya ölçeğinde öncü adımların kazanımlarını yadsımamak başka.. Siyaset başta, sermaye, üretim ilişkileri içinde, örgütlü savaşımlarla yürünen yollarda yaşanan yalpalamalar, geri adımların gerçeklerini görmek çok başka.. AKP’li kadın bakan ve milletvekillerinin önceki günkü Meclis oturumlarında, siyasetteki deneyimleri ile HDP’li erkek milletvekilinin kadına yönelik taciz, şiddet eylemini fırsat bilerek, siyaseten AKP iktidarlarının, tekadam rejimi üzerinden siyasal İslamcıların ağırlıklı sorumlu oldukları, kadına yönelik şiddet patlamasında fırsat bu fırsat, HDP’lilere dönük izansız sataşmalarını içim burularak izliyordum.. Tıpkı FETÖ’nün siyasal ayağında, PKK suçlamalarında yüzsüzlük içinde üretilen senaryolarla, tüm Türkiye için artık geçerli olmak üzere, suçların CHP, Millet İttifakı cephesinin siyasal partileri ile toplumsal örgütlenmelerini içine almak üzere, demokrasi adına ittifak yapmaya çalışanlara çamur atma adına gerçeklerin tersyüz edilmesinde vicdansız komploların sahnelenmesinde dur durak yok.. Kadın eşbaşkanlar içinde, HDP kadrolarının kadına yönelik şiddet, cinayetlere dönük duyarlılıkları Meclis’teki öncül duruşları bilinmez değil. Suçlular arasına içlerinden bir erkek milletvekili katılınca, istifası yeterli gelmemiş, HDP tüm kadroları ile suskun kalma, geç tepki verme suçlamasının bombardımanında, şirretlik boyutunda çarpıtmalarla aklanmak bu kadar kolay mı? HHH Pınar Selek’in, Doğu Batı Kadınları Haklar Dayanışması etkinliklerindeydik.. Kürt kökenli siyasal örgütlülükler o zamanlar da aslında siyasal İslam, Sünni İslam yorumları, aşiretlerin de baskılarıyla katlanan boyutlarda kadına yönelik şiddete karşı savaşım vermek zorundaydılar. Kürt siyaseti kadın eşbaşkanlar öncesi, örgüt disiplini içinde siyasi eğitimden geçirilmiş yüzlerle kadın kadrolarını yetiştirmişlerdi.. Gelin görün ki ağalık, aşiret, siyasal İslamcı cemaatlerin topunun birden baskısından kurtulamamış yöresel gerçeklikler içinde, Kürt kökenli siyasetlerin kadına ulaşmada buldukları, eğitilmiş kadın kadroları ile ulaşma formülü içten içe zorlanıyordu. Biz kadınlar bir araya geldiğimizde, şıp diye gerçekten eğitimli, kimlikli bu kadın kadrolarının, siyasetin bir tür “erkekkadın” yaklaşımında dışlandıklarını görebiliyorduk. Evlenilecek kadınlar, birbirden fazla her biri en az onar çocuk doğurmak hedefli evlerde kapalıydılar. Şiddet gören kadının yaşam gibi en masum hakları için adım atabilmesi olanaksızdı.. Cinayete kurban edilmeden korunabilmeleri adına üretebildiğimiz formüllerde, olsa olsa sağlık hizmet binaları içine saklanabilecek, yardımlaşma çözümleri gelebiliyordu. Türkiye ölçeğinde en acımasızı, ensest tacizlerde ise mağdurun büyük kentlere kaçırılıp saklanabilmesi ancak öngörülebiliyordu. 1980’ler sonrası dünya ölçeğinde yaşanan kadın hakları savaşamı patlamasında ülkemizde de elde edilebilmiş sınırlı başarılar uzun soluklu olamamış, ağırlıklı büyük kentlerde sonuç alınabilmiş kadın sığınma evleri, ucuz kirli siyasetin baskılamasıyla hızlı geri adımlarla püskürtülmüştü. Laf aramızda yakın süreçler içinde, siyasal İslamcı kesimde kadının toplumsal, siyasal yaşam, iş yaşamı, eğitim öncelikli, örtünme, türbanla ancak kazanılabilen hakları önceleri artı hanesine bile yazılmıştı.. Erdoğan’ın lider olarak “Türban velev ki bayrak olsun ne çıkar?” çıkışı, çok eskide mi kaldı? Oysa, türbanın inanç alanı içinde kadın özgürlüğü, hakkı olması gerçeği başka, siyasal İslam adına, hangileri olursa olsun, kadına yönelik şiddet, cinayetlerin, aracı olarak üretilen halkaların yumağında ülkemizde yaşanan katilamların patlaması ile hesaplaşabilmek çok başka.. Tekadam rejimi, imza attığı İstanbul Sözleşmesi küçük bir adım, iktidarları sürecinde, ülkenin her köşesinden fışkıran kadın cinayetleri, şiddetin ürkütücü patlamasındaki tüm sorumlulukları ile yüzleşmek zorundadır..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle