23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 2 TEMMUZ 2020 PERŞEMBE Güvercin çırpınışı ve 3 Temmuz 2003 akşamı, 31. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Sivas Katliamı’nın 10. yılında Fazıl Say’ın “Metin Altıok Oratoryosu”nu dinlemiştik. yasaklar Sivas Katliamı’nın sanata yansıması: Fazıl Say’ın ‘Metin Altıok Oratoryosu’... Bugün 2 Temmuz. Ortaçağda değildi. Yüzyıllar önce değildi... 1993’teydi... Yaşadığımız her olay, kanatarak, acıtarak, kahrederek dokunuyor yaşamımıza... Geriye ruhta ve vicdandaki izdüşümü, bir de sanata yansımaları kalıyor. Bugün size iki dev eserden söz edecektim: Genco Erkal’ın yazıp yönettiği oyun “Sivas 93” ve Fazıl Say’ın “Metin Altıok Oratoryosu”... Sevgili Dikmen Gürün benden önce davrandı, ilkini önceki gün sizlerle paylaştı. “Sivas 93” halen çevrimiçi yayında. İzlemeyen kalmasın. Ben ikincisine yöneliyorum. Bir çığlık karıştı rüzgâra 3 Temmuz 2003 akşamıydı. 31. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’ndeydi. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’ndaydı. Oturacak yer bulamayanlar, merdivenleri doldurmuştu. Sivas Katliamı’nın 10. yılı için Fazıl Say’ın “Metin Altıok Oratoryosu”nu dinlemeye hazırlanıyoruz... Fazıl Say’ın Metin Altıok’u seçme nedeni, hem orada can veren aydınların hem de şiir geleneğimizin bir simgesi olmasıdır. Şef İbrahim Yazıcı, Oda Orkestrası, 70 kişilik Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu, solistler Zuhal Olcay, soprano Burcu Uyar, çocuk solist Kıvanç Tire ve piyanonun başında Fazıl Say yerlerini aldı. Hiç unutmuyorum: Fotoğraf çekimi için sanatçıların sahnede dimdik kıpırdaman durdukları birkaç saniye, yalnız bana değil, tüm izleyicilere de hiç bitmeyen bir saygı duruşu izlenimi vermişti... Sonra... Sonra... O dev koro rüzgâr oldu. Bir çığlık karıştı rüzgâra... Sahnenin en önündeki bir metronomun vuruşlarıyla başlayan ve yine metronom vuruşlarıyla sona eren; rüzgârla içimizdeki çığlığı buluşturan bir eser... Metronomun her vuruşu, Sivas’ta yakılarak öldürülen bir canı, canımızı simgeliyordu... Metronom, müzikte, zamanların düzenlenmesini sağlar. Oysa Madımak Oteli’nde zaman durmuştu! Güvercin çırpınışı Şairin dizelerini harmanlayan eserde, fondaki perdeye yansıyan görsel öğelerle, şiir ve müzik bir bütün oluşturuyordu. Fazıl Say’ın bestesini ve yaptığı seçimleri, Şef İbrahim Yazıcı şöyle anlatmıştı: “Bu kez içe kapanık küçük bir çalgı topluluğu kullanmış bestecimiz. Çoğu koyu renklerle, ama isyan anlarında en trajik, insan sesi dokusunda çığlıklar işittiren beş viyolonsel; şiirlerin derinliğini müzikteki armonik derinlikle vermeyi üstlenen bir kontrbas; içten fışkıran çığlıkları, bizim de içimizde sakladığımız feryatları yansıtan trompetler ve bir trombon; hüzünlü ses rengiyle kavalı anımsatan alto flüt; çocuk saflığı ve berraklı ğıyla bir flütün yanı sıra güvercin çırpınışını canlandırarak eserde sürekli biçimde huzursuzluğu yansıtan bir piccolo flüt... Ve yerine göre rüzgâra, yerine göre yürek atışlarını dile getiren iki vurmalı çalgılar sanatçısı...” O “güvercin çırpınışı”, “leitmotif” olarak tekrarlandıkça, çırpınan, yüreklerimizdi. Son bölüm ölüm üzerineydi. Üç solistin birbiriyle kucaklaşan sesleri, koronun dinmeyen rüzgârı, viyolonsellerin feryatları, piyanonun sonsuz gerilimi ve vurmalı çalgıların kalp atışları... Sonunda... Sonunda hepsi durdu... Metronomun vuruşları da... Ve o anda açık hava tiyatrosu ayağa kalktı. Alkışlar dinmek bilmiyordu. Fazıl Say, bu çok zor, çok yoğun, çok etkileyici eserle bir kez daha kendini aşmıştı. Kahrolsun yasaklar Fazıl Say’ın bu muhteşem eseri sadece bir kez yorumlandı, bir kez dinleyiciyle buluştu. Neden mi? Hükümetin sansürü nedeniyle! Açıklayalım: Eserin son bölümünde arka fondaki perdeye, yaşanmış gerçek olaylar yansıtılacaktı. 3 dakika 20 saniyelik video... Madımak’taki ateş, yangın, duman... 3 Temmuz 2003 günü, AKP hükümetinin Başbakanı Erdoğan ve dönemin Kültür Bakanı Erkan Mumcu, bu görüntüler kalkmazsa devlet korosunu geri çekecekleri tehdidinde bulundu. Fazıl Say, bu sansüre var gücüyle direndi. İKSV (Şakir Eczacıbaşı’nın perişanlığını anımsıyorum) iki arada bir derede kaldı... Ha deyince devasa bir koro nasıl bu lunur ki... Sonunda, Fazıl Say’a bunca eme ğin, çalışmanın heba olmaması için; o konsere gelen altı bin kişi için çok yalvarıldı, yakarıldı. Ve Fazıl Say bir tek o akşam bunu kabul etti. Ancak o da şart koştu: Bundan böyle bu eşsiz eser, o görüntüler olmadan asla icra edilmeyecekti. Fazıl Say, boyun eğseydi, o gün, bugün bu muhteşem eser defalarca yorumlanırdı... Ama boyun eğmedi. Yeni bir koro kurulursa Hiç unutmuyorum sonradan Erkan Mumcu, basına demeç verecek, “ne yani karşı görüşe izin mi verecektik” gibi bir şeyler diyecekti. Sahi, katliamın karşı görüşü nedir, bilen var mı? O görüntüleri yasaklamakla Sivas Katliamı olmamış mı sayıldı? Bu eser bestelenmemiş mi oldu??? O gün de inandığım gibi, Fazıl Say’ın eseri, bence değerinden hiçbir şey yitirmedi bu yasakla! Değerini yitiren sanata ve sanatçıya bu saygısızlığı yapanlar! Perdedeki ateş ve dumanı yasaklamak kolay. Önemli olan yaşamda, insanların düşüncelerinden dolayı yakılmasını yasaklamak! “Metin Altıok’un son dizeleri hâlâ kulağımda: Bir yarım umuttur elimizde kalan, / Göğüslemek için karanlık yarınları.” Bence karanlık yarınları göğüslemek için sansüre, yasaklara geçit vermeyen belediyeler, bir an önce kendi çoksesli korolarını da kurmalı! Kurmalı ki bu ölümsüz eseri tekrar tekrar dinleyebilelim; gericiliğe, yobazlığa geçit vermeyelim. PEN’den 2 Temmuz bildirisi PEN Türkiye Yazarlar Derneği tarafından Madımak Katliamı’yla ilgili açıklama yayımlandı. Açıklama şöyle: “27 yıldır yanıyoruz, kanıyoruz, utanıyoruz! Yaşasalardı ‘klasik’ olacaklardı, yaktınız ‘efsane’ oldular. Ama siz mazlumsunuz, mağdursunuz, her zaman haksızlığa uğrayansınız. Ee onlar da ‘salyangoz satmayacaktı!’, milletin değerlerine saygısızlık etmeyecekti! Siz her zaman doğruyu söylersiniz, söz söyleyen yoktur sözünüz üstüne, baş göz üstüne. Güzel Anadolumuza gelip, burayı karıştırmayacak, milletin sinirleriyle oynamayacaklardı! Elhak, eyvallah, nereye gidilecek, ne söylenecek, ne söylenmeyecek hepsini siz bilirsiniz. Biz bilemedik, 2 Temmuz 1993 şehitlerimiz de bilemedi, işledik bir kusur işte! İşledik de bunun karşılığı cinayet miydi, oteli ateşe verip insanları yakmak mıydı? 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,1 5,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26 ,27,28,29,30,31,32,33,34,35...” Sayılara vurdular bizi haydi kalk!” Hadi uyan, bak 35 canı yaktılar! 2 Temmuz 1993’te, Madımak Oteli’nde, Sivas’ta! 27 yıldır yanıyor hâlâ, kanıyor hâlâ, bir parça merhameti olan utanıyor hâlâ! Sizi bilmiyoruz ama biz yanıyoruz, kanıyoruz, utanıyoruz hâlâ!” Bob Dylan’dan rekor Bob Dylan son albümü “Rough and Rowdy Ways” ile İngiltere’de müzik listelerinde zirveye yükselerek tarihe geçti. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi sanatçı Bob Dylan son albümü “Rough and Rowdy Ways” ile İngiltere’de müzik listelerinde zirveye yükselerek tarihe geçti. 79 yaşındaki Dylan, İngiltere’de liste başı olan en yaşlı sanatçı unvanını aldı. “Rough and Rowdy ways”, 19 Haziran’da çıkmıştı. Albümde, Dylan’ın geçen aylarda yayımladığı “Murder Most Foul”, “False Prophet” ve “I Contain Multitudes” parçalarıyla birlikte toplamda 10 şarkı bulunuyor. Dylan, 17 dakikalık süresiyle ve ağıtı andıran müziğiyle “Murder Most Foul”da, 1963 yılında öldürülen ABD Başkanı John Ford Kennedy’yi anıyor. Albümün toplam süresi ise 1 saat 10 dakika. Bob Dylan, kendisinden önce 74 yaşında bu unvanı ele geçiren Paul Simon’ın rekorunu kırdı. Simon 2016’da “Stanger To Stranger” albümüyle zirveye çıkmıştı. Sanatçının 2016 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanması tartışmaları da beraberinde getirmişti. Bob Dylan’ın “Amerikan müzik geleneğinde yeni şiirsel anlatımlar yarattığı için ödüle uygun görüldüğü” açıklanmıştı. Ödülü Dylan’ın kazanması edebiyat çevrelerinde sürpriz olarak değerlendirildi. Ödülün ilk kez “esasen şarkıcı olarak bilinen” bir isme verildiğine dikkat çekildi. Ödülü kazandığı açıklandıktan sonra Bob Dylan aylarca sessizliğini koruyan Dylan, ödül törenine de gitmemişti. Daha sonra fikrini değiştiren sanatçı, basına kapalı bir şekilde yapılan küçük ve sade bir törenle ödülünü almıştı. Dylan’ın 11 Grammy Ödülü, 1 de Oscar’ı bulunuyor. Oğuz Tansel air Oğuz Tansel’in anısına düzenlenen, ŞOğuz Tansel Çocuk Yazını Ödül Töreni, ödül töreni bu yıl internet üzerinden canlı olarak ya 4’ünde yımlanacak. Tören, 4 Temmuz günü, saat 20.30’da izlenebilecek. Çevrimiçi töreni çevirimiçi Bilkent Üniversitesi Oğuz Tansel Türk Ede biyatı Araştırma ve Uygulama Merkezi düzenleyecek. Yayımlanacak töreni izlemek isteyenler: “https://zoom.us/j/37083863 84?pwd=aGZlRGU5UU40ZGszVzhZMXlyYX AyQT09” linkinden programa katılabilecek. l ANKARA/ Cumhuriyet Bugün 2 Temmuz! Tam 27 yıl önce bugün, Sivas’ta insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri yapıldı! Pir Sultan Abdal Şenlikleri için kente gelen 51 kişilik gruptan aralarında şair, yazar, karikatürist, türkücü, akademisyen 33 kişi, Madımak Otel’de yakıldı! Dünya tarihine insanlığın yüz karası olarak geçen bu olay, öyle sanıyorum ki, vicdanı olan herkesin içini her yıl biraz daha acıtıyor. Bu acı yaşanıyor. Böyle bir acı nasıl diner, nasıl geçer? Geçer mi? Acının zamanaşımı olur mu? Unutulur mu? Bundan yara alan herkes, nasıl yaşar? İnsanlık tarihinin yüz karası bu günde, insanlığın en büyük düşmanının “karanlık” olduğunu, bilgisizlik olduğunu, bu nedenle demokrasiyi içine sindirememiş, bir başkasının düşüncesine katlanamayan tüm karanlık insanların, Türkiye’ye, dünyaya, 21. yüzyıla yakışmadığını yüksek sesle dile getirmek gerekiyor. Acıyı yapıtlarıyla yansıtan sanatçılar Bu olayı kınayan, lanetleyen, ölenleri anan şiirler, kitaplar, şarkılar, türküler yazıldı; resim sergileri açıldı; besteler, belgeseller, filmler, tiyatrolar yapıldı. Bunlardan birkaçı: Fazıl Say “Metin Altıok Ağıtı”, Fazıl Say “SES”, Selda Bağcan “Canımı Yakanlar Baktı Dumana”, Aziz Nesin “Sivas Acısı”, Genco Erkal “Sivas 93”, Mazlum Çimen “Gittin Gideli”, Sezen Aksu “Dua”, Zülfü Livaneli Ataol Behramoğlu “Yangın Yeri”, Haydar Ergülen “Külkardeşlerim”, Can Aksel Akın “Senfoni No:1 Aziz Nesin’e İthaf”, Şükrü Erbaş “Kimse Temizim Demesin”. Bu çalışmalar günümüzde de sürüyor. Ayrıca bu yangında yitirdiğimiz şairler Behçet Aysan için 1995’ten, Metin Altıok için de 2008’den beri şiir ödülü veriliyor. İnsana, düşüncesine önem veren gazeteci, yazar, şair, siyasetçi, önceki başbakanlarımızdan Bülent Ecevit de “Madımak” başlıklı şiiriyle ölenleri şöyle anlatmış ve anmıştı: eylemleri sözdü silahları sazdı ozan olmaktı kiminin de ozanlar ilinde günahı suçları Pir Sultanı anmak cezaları yanmaktı toplu mezar oldu onlara alev alev Madımak Bu katliamda yaşamını yitiren içinde çok önemli yapıtlara imza atan sanat/edebiyat insanlarımızdan Asım Bezirci, Metin Altıok, Nesimi Çimen, Behçet Aysan, Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin de vardı. Yaşları 44 66 arası bu 6 sanatçı dışında, yaşları 12 22 arası çocuklar gençler çoğunluktaydı. Onlar arasında da sanatçılar vardı. Yaşanan bu acılara, özellikle dostu Asım Bezirci’nin kaybına dayanamayan usta şair, yazar Rıfat Ilgaz da 4 gün sonra 7 Temmuz 1993’te yaşama gözlerini yumdu. Bu katliamdan çok zor kurtulan Aziz Nesin’in de kalbi, 2 yıl dayanabildi ve 6 Temmuz 1995’te durdu! İnsan olmak, birey olmak Toplumsal yaşamda birey, bir başkası olduğu için bireydir. Bir başkasının dili, dini, inancı, cinsiyeti, milliyeti gibi özellikleri onu dışlama, ötekileştirme, yok etme gerekçesi olamaz, bu kesinlikle kabul edilemez. Bunu yapmak, insanlık dışıdır, ayrımcılıktır, bölücülüktür. Yaşam hakkı kutsaldır. Aradan 27 yıl geçse de onlar unutulmadı. 2 Temmuz’da Madımak Otel’de yanan, 2 otel görevlisi ve yalnızca 33 aydın olmadı, insanlığın insan olarak geliştirdiği değerleri de yandı. Evet, bugün 2 Temmuz! Kamulaştırılan bu otelin 2 Temmuz Katliamı Toplumsal Hafıza Müzesi olması isteniyor. Müze olmalı, ölenler unutulmamalı ki, cahilliğin yaşattığı vahşet, karanlığa gömülsün, bir daha böyle acılar yaşanmasın. Aydınlığın karşısında bir gün tüm karanlıkların yok olacağını bilmenin, bu duyguya inanmanın ışığında, bu olayı lanetlerken tüm yitirdiklerimizi saygıyla anıyor, tüm yakınlarının acısını yürekten paylaşıyor, sabırlar diliyorum. (UNUTMADIK: Muhlis Akarsu, Muhibe Akarsu, Gülender Akça, Metin Altıok, Mehmet Atay, Sehergül Ateş, Behçet Aysan, Erdal Ayrancı, Asım Bezirci, Belkıs Çakır, Serpil Canik, Muammer Çiçek, Nesimi Çimen, Carina Cuanna Thuijs, Serkan Doğan, Hasret Gültekin, Murat Gündüz, Gülsüm Karababa, Uğur Kaynar, Asaf Koçak, Koray Kaya, Menekşe Kaya, Handan Metin, Sait Metin, Huriye Özkan, Yeşim Özkan, Ahmet Özyurt, Nurcan Şahin, Özlem Şahin, Asuman Sivri, Yasemin Sivri, Edibe Sulari, İnci Türk. Otel çalışanı: Ahmet Öztürk, Kenan Yılmaz.) Hollywood dünyası bugün gelen acı bir haberle sarsıldı. Komedi filmleri ve dizilerinin unutulmaz ismi, ünlü oyuncu Carl Reiner 98 yaşında hayata gözlerini yumdu. 1960’lı yıllarda The Dick Van Dyke Show’la üne kavuşan Reiner, dizinin oyunculuğunu, yönetmenliğini, yapımcılığını ve senaristliğini üstleniyordu. Beyazperdede çok sayıda filmde rol alan Reiner, Ocean’s serisindeki Saul Bloom karakteriyle hafızalara kazınmıştı. Reiner unutulmaz kariyerine 9 Emmy ödülü ve bir de Grammy sığdırmayı başarmıştı. Merdivende Üç Şair’ raflarda Orhan Tüleylioğlu’nun hazırladığı “Merdivende Üç Şair” adlı kitap, gazeteci yazar Miyase İlknur’un önsözüyle Karakarga yayınları etiketiyle yayımlandı. 2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta Madımak Oteli’nde öldürülen 33 aydından Metin Altıok, Behçet Aysan ve Uğur Kaynar’ın otelin merdivenlerindeki bekleyişlerini gösteren fotoğraftan yola çıkarak katliamın boyutlarını ortaya koyan kitap, üç şairin dostlarının, kızları Zeynep Altıok, Eren Aysan, Elif Kaynar Yavuz ve Ezgican Kaynar’ın tanıklıklarını, anılarını, onlar için yazdıkları satırları bir araya getiriyor. Oktay Akbal, Ataol Behramoğlu, Erendiz Atasü, Zeynep Oral, Ahmet Telli, Emin Özdemir, Remzi İnanç, Ahmet Erhan, Işık Kansu, Haydar Ergülen ve Akgün Akova gibi daha birçok yazar ve şairin katkıda bulunduğu kitap, ölümlerinin ardından geçen on yıllara karşın üç şairin anılarının canlılığı ve bıraktıkları izleri gözler önüne seriyor. l ANKARA/ Cumhuriyet ÜNLÜ KOMEDYEN CARL REINER HAYATINI KAYBETTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle