19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 28 HAZİRAN 2020 PAZAR EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET HABER AKP’NIN ‘GÜVENLIK SORUŞTURMASI VE ARŞIV ARAŞTIRMASI YASA TEKLIFI’NE ELEŞTIRI Kadın düşmanı AKP AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, TBMM’de yaptığı konuşmada “Bu ülkede AK Parti gelene kadar ‘kadın’ kelimesinin adı yoktu” demiş. Kadın cinayetlerinin tavan yaptığı, kadına şiddet uygulanmayan tek bir saatin geçmediği Türkiye’de söylemiş bunu. 18 yıldır bu ülkeyi yöneten siyasal İslamcı partinin mensubu olarak söylemiş... Belli ki AKP döneminde kadınların toplumsal ve ekonomik hayattan nasıl dışlanmak istendiğini “unutmuş”. Kadınları katledenlerin ve tecavüzcülerin salıverildiğini... Mahkemelerde kravat taktılar diye katil ve sapıklara “iyi hal” indirimi uygulandığını... “Kadın mıdır, kız mıdır bilemem” diye konuşan liderini... Partisinin, şiddete uğrayan kadını korumak amacını taşıyan İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açtığını... “Kadın kahkaha atmayacak, iffetli olacak” diyen Başbakan Yardımcısı’nı... Partisinde çocuk yaşta evlilik nedeniyle hapis cezası alanların serbest bırakılması için çalışma yapıldığını... AKP döneminde evlilik yaşını düşürmek için sürekli zemin yoklandığını... “UNUTMUŞ”! Özlem Zengin, AKP döneminde olanları görmediği gibi, onun öncesini de “unutmuş”. 1926’da Medeni Kanun ile birlikte erkeğe çokeşliliğin yasaklandığını, kadının aile mirasından eşit yararlanmasının sağlandığını... Kadınların AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 72 yıl önce, 3 Nisan 1930 tarihli Belediye Kanunu ile belediye başkanı ve muhtar olma hakkını kazandığını... Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkının 5 Aralık 1934’te Atatürk’ün sağlığında verilerek dünyaya örnek olacak bir karara öncülük edildiğini... AKP’den önce kadın adıyla bakanlık olduğunu ama 2011 yılında kadın kelimesini bakanlıktan AKP’nin sildiğini... “UNUTMUŞ”! Anlaşılıyor ki Özlem Zengin, partisinin sürekli övdüğü Osmanlı dönemini de “unutmuş”. Cumhuriyet öncesinde mahkemelerde iki kadının tanıklığının bir tam tanık olarak görüldüğünü... Miras paylaşımında erkeğe iki kadın payının düştüğünü... Bir erkeğin, evli olduğu karısının üzerine 3 kuma getirebildiğini; “boş ol” deyince karısını boşayabildiğini... Evlilik yaşının 9 olduğunu... Kadınların satıldığı cariye pazarlarının olduğunu... “UNUTMUŞ”! Gerçek şu ki laik Cumhuriyet, kadını karanlığa hapseden gericiliği yıkıp aydınlanma yolunu açmış... 18 yıllık AKP iktidarı ise gericiliği şahlandırarak kadın hakları adına bir utanç dönemine imza atmıştır! Gazetecilik saraylarda birilerine yaranmak değildir Gazetemizin değerli yazarı Barış Terkoğlu, Yeni Yaşam gazetesinden Aydın Keser ve Ferhat Çelik, geçen çarşamba günü savunmalarını verdikten sonra serbest kaldı. Ama aynı davada yargılanan diğer üç gazeteci, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel hâlâ tutuklu! Serbest kalan meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyorum fakat içeride kalanlar için içim buruk. Hiç hapse girmemesi gerekenler özgürlükten mahrum... Arkadaşlarımızın mahkemede verdikleri savunmaların hepsi, iletişim ve hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak kadar önemli. Hepsi, gazeteciliğin ne demek olduğunu Türkiye’ye bir kere daha duyurdu. Hepsi gazeteciliği suç olarak göstermek isteyenlere en etkili yanıtları verdi. Hepsi dik durdu! Bir kere daha herkes gördü ki gazetecilik suç değildir. Gazeteci, şahsi çıkarının peşinde koşmaz; kimsenin emir kulu ya da yandaşı değildir. Gazetecilik, bir tür kamu görevidir; kamu yararı doğrultusunda, halkın doğru bilgi alma hakkı için yapılır. Gazeteci kalemini kiralamaz; gerekirse kırar ama satmaz! Gazetecinin tek hedefi, doğrunun peşinden gitmek ve görevini yaparken kimsenin önünde eğilip bükülmemektir. 24 Haziran 2020’de Çağlayan Adliyesi’nde mesleğimizin onurunu koruyan savunmaları nedeniyle meslektaşlarıma yürekten teşekkür ederim! ERDOĞAN’DAN YKS YAYINI Gençlerden ‘oy yok’ mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’ndan önce gençlerle video konferans buluşması gerçekleştirdi. YouTube üzerinden canlı yayımlanan konferansta, sınavların ertelenmemesini eleştiren gençler, yorumlara “Oy moy yok” yazınca, video yorumlara kapatıldı. Gençler bu kez de yayına kısa süre içerisinde binlerce dislike (beğenmeme) attı. Erdoğan’ın yayını 82 bin like (beğenme) alırken, 325 bin dislike (beğenmeme) aldı. CHP’li Muharrem İnce ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Gençler bu kadar “dislike” vermeyin internetin fişini çekerler sonra” dedi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da, “Onedio” söyleşinin linkini sosyal medya hesabında paylaşırken, “Gençler ve her daim genç kalanlar, sizlerden gelen soruları yanıtladım. Üstelik, yoruma da açık” dedi. AKP İBB Meclis Üyesi Mücahit Birinci ise Erdoğan’ın, “beğenmemenin” FETÖ botları tarafından yapıldığını iddia etti. l Haber Merkezi MemurSen de itiraz etti Hükümete yakınlığıyla bilinen MemurSen, AKP’nin Meclis’e sunduğu ve bu hafta genel kurul gündemine gelmesi beklenen “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yasa Teklifi”ne itiraz etti. Eleştirilerini sıralayan Memur Sen, elde edilen bilgilerin “somut, açık, şüpheden uzak şekilde delillendirilmesi” gerektiğini, verilerin “yorum içermeyeMUSTAFA cek” şekilde belirlenmeÇAKIR sini istedi. MemurSen, uygulamaya ilişkin konuların yönetmelikle belirlenecek olmasının da Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesiyle uyuşmadığına dikkat çekti. Kamu çalışanları ve kamu personel sistemini yakından ilgilendiren, ilk kez veya yeniden kamu hizmeti ve görevlerine atanacaklar hakkında yapılacak güvenlik soruşturması Hükümete yakınlığıyla bilinen MemurSen, “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yasa Teklifi”nde, uygulamaya ilişkin konuların yönetmelikle belirlenecek olmasının Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesiyle uyuşmadığına dikkat çekti. ve arşiv araştırmasına dair hükümler içeren yasa önerisinin Meclis’teki görüşmeleri devam ediyor. İçişleri Komisyonu’nda kabul edilen önerinin bu hafta genel kurula gelmesi bekleniyor. Yetkili konfederasyon olan MemurSen, öneriye ilişkin öneri ve eleştirilerini yazılı olarak TBMM’ye iletti. MemurSen’in itirazları şöyle: l Arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması işlemlerine yönelik olarak kamu görevine uygunluğun değerlendirilmesini sağlayacak olgusal veriler yorum içermeyecek şekilde belirlenmeli. l Arşiv araştırmasında istihbari bilgilere bakılmayacak olması net bir şekilde ifade edilmeli. l Yapılacak işlemlerde keyfiliğe açık bir durumun oluşmaması net bir şekilde belirlenmeli. l Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması organizasyonunun tüm süreçleri MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmeli, elde edilen bilgiler somut, açık, şüpheden uzak şekilde delillendirilmeli. l Güvenlik soruşturmalarında hangi ölçütlerin temel alınacağı netleştirilmeli. l Değerlendirme komisyonunda yer alacak kişilerin liyakat sahibi ve güvenilirliği konusunda şüp he uyandırmayacak şahıslar arasından belirlenmesi hususunda kriterler belirlenerek komisyonun değerlendirilmesine ilişkin süre sınırlaması getirilmeli. ‘Şahsilik ile bağdaşmıyor’ l Güvenlik soruşturması kapmasında kişinin eşi ile birinci derece kan ve sıhri hısımlarına da bakılacak olması, suç ve cezanın şahsiliği ilkesi ile bağdaşmamaktadır. l Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen verilerin, ilgilinin talebi halinde kendisiyle paylaşılması idareye güven ilkesine uygun olacaktır. l Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının usul ve esasları ile uygulamaya ilişkin birçok konunun çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek olması, Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesiyle uyuşmamaktadır. l ANKARA Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kıdem düzenlemesinde topu işçi ve işverene attı Sorumluluğu sendikalara yıktı ‘İYİ Kİ VARSIN’ HABERI ‘Yavuz manşeti’ için gazetecilere sorgu AKP Sakarya Milletvekili ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un “Medya güzellikleri yansıtmıyor” sözleri sonrası milletvekiline özel gazete tasarlayan, Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi’nin imtiyaz sahibi Mustafa Sarı, Yazı İşleri Müdürü Sedat Balta ve Haber Müdürü İsmail Erken, ‘İyi ki Varsın’ haberi nedeniyle ifade verdi. Yavuz’a sözlerine yanıt olarak birinci sayfasında ‘İyi ki varsın!’ manşetiyle çıkan ve ana sayfasında yer alan bütün haberleri bir şekilde Yavuz’a bağlayan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi temsilcilerinin, “Görevi başındaki kamu görevlisine hakaret ve iftira” suçlamaları sebebiyle, önceki gün ifadeleri alındı. Hakaret ve iftira suçlaması Sözcü’nün haberine göre, Haber Müdürü İsmail Erken, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “15.06.2020 tarihindeki ‘İyi ki varsın’ başlıklı haberimin ardından; sabah saatlerinde, ‘Görevi başındaki kamu görevlisine hakaret ve iftira’ suçlaması ile ifadem alındı ve serbest bırakıldım. Desteğini esirgemeyen herkese teşekkür ederim” ifadelerine yer verdi. l Haber Merkezi TCDD ARAZİSİNE ALIŞVERİŞ MERKEZİ PROTESTOSU AVM’ye değil, yeşiline sahip çık Kadıköy Dayanışma Ağı, Söğütlüçeşme’deki TCDD arazisine “gar görünümlü alışveriş merkezi” yapılmasına karşı dün eylem yaptı. Söğütlüçeşme metrobüs durağında düzenlenen eyleme Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve çok sayıda yurttaş katıldı. Eylemciler, “Beton projeler yeter, yeşil alana proje olmaz” pankartı açarak, “AVM’ye değil, yeşiline sahip çık” sloganı attı. Polis, eylem yapmak isteyen grubu engellemeye çalıştı. TCDD, Söğütlüçeşme Yüksek Hızlı Tren Garı Projesi için, Fıratcan İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş. ile el sıkışmış, anlaşmanın süresi 29 yıl olarak belirlenmiş ve projenin maliyeti ise 193 milyon 794 bin lira olarak açıklanmıştı. l Haber Merkezi 30 HAZİRAN’DA ÇAĞLAYAN ADLİYESİ ÖNÜNDE MİTİNG YAPILACAK Avukatlara miting çağrısı CUMARTESİ ANNELERİ 796. HAFTASINDA ‘Hukuksuzluk cehennemindeyiz’ Cumartesi Anneleri 796’ncı haftasında 14 Haziran 1993’te Silopi’de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan 6 kişinin akıbetini sordu. Bu haftaki eylem de koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınla yapıldı. Eylemde, 14 Haziran 1993’te Silopi’nin Görümlü ve Derecik köylerinde gözaltında kaybedilen Şemdin Cülaz, Mehmet Salih Demirhan, Halit Özdemir, İbrahim Akıl, Hamdo ve Hikmet Şimşek’in akıbeti soruldu. Gözaltında kaybedilen Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe bu haftaki basın metnini okudu. “Bir hukuksuzluk ve anayasasızlık cehennemindeyiz” diyen Tepe, bu yüzden gözaltında kaybedilen insanlara ve adalete ulaşamadıklarını ifade etti. 14 Haziran 1993 sabahı 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanlığı’na bağlı askerlerin, Silopi’nin Görümlü ve civar köylerinden çok sayıda kişiyi gözaltına aldığını dile getiren Tepe, “Ailelerin 19932007 yılları arasında savcılığa yaptıkları tüm başvurular etkin bir soruşturma yürütülmeden takipsizlik kararlarıyla kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar da reddedildi” diye konuştu. Tepe, Ankara 9. Ağır Ceza Bu haftanın basın açıklamasını sosyal medya üzerinden Ayşe Tepe okudu. Ayşe Tepe Mahkemesi’nin, 3 Temmuz 2015 tarihli karar duruşmasında delil ve tanıklara rağmen rütbeliler hakkında beraat kararı verdiğini anlattı. Tepe, şunları kaydetti: “AİHM’nin 14 Nisan 2014 tarihinde altı köylünün yaşam hakkının esas ve usul bakımından ihlal edildiğine dair oybirliği ile mahkumiyet kararı verdiği bu dava da iç hukukta cezasızlıkla sonuçlanma tehlikesi altında. Yargıtay aşamasında olan Görümlü Davası’nda Yargıtay’ı suçları sabit sanıkların cezalandırılması yönünde karar vermeye çağırıyoruz.” l İSTANBUL/Cumhuriyet İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, 30 Haziran’da Çağlayan Adliyesi önünde yapılacak “Savunma Mitingi’ne tüm avukatları davet etti. Durakoğlu, “Beni bağışlayın ama, gelmeye mecbursunuz. 50 bin avukat olmalıyız” dedi. Hükümetin, baroların seçim sistemini değiştirmeye yönelik girişimine karşı yapılan “Savunma Yürüyüşü”nden sonra 30 Haziran’da da “Savunma Mitingi” düzenlenecek. Durakoğlu “En az 50 bin avukat olmalıyız” Mehmet Durakoğlu diyerek tüm avukatları Çağlayan Adliyesi’ne davet etti. ‘Gelmeye mecbursunuz’ Durakoğlu çağrı metninde şu ifadeleri kullandı: “Sevgili Meslektaşım; Ülkemiz yargısının teslim alınmasına yönelik çok ciddi bir tehdidin arifesindeyiz. İktidar, yasa yapma gücünü silaha dönüştürüyor. Hukuksuzluğun yasa gücüyle meşrulaştırılmasına izin veremeyiz. Biz Avukatız. Bunu anlatabilmemiz gerekiyor. Sizi, çocuklarınıza gururla anlatacağınız bir direniş gününe davet ediyorum. 30 Haziran Salı günü saat 12.30’da Çağlayan Adliyesi’nin karşısındaki meydanda, ‘Savunma Mitingi’ yapıyoruz. Beni bağışlayın ama bu kez gelmeye mecbursunuz. 50000 avukat olmalıyız.” Kaftancıoğlu’ndan davet CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Durakoğlu’nun duyurduğu Savunma Mitingi’ne CHP’li bütün avukatları davet etti. Kaftancıoğlu, Twitter’dan yaptığı davet paylaşımında, “İstanbul’daki partili bütün avukatlarımızı eksiksiz Savunma Mitingi’ne destek vermeye davet ediyorum” dedi. l Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin gündeme getirdiği, kıdem tazminatını Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin (TES) parçası haline dönüştürme projesinde, sorumluluğu işçi ve işverene yıktı. Erdoğan, işveren ve işçi sendikalarına çağrıda bulunarak, “Amacımız, işçilerimizin kıdem tazminatı haklarını birilerinin insafına bırakmadan, kalıcı ve garantili bir sisteme bağlamaktır. Gelin bir araya, bu konuyu kendi aranızda halledin” dedi. Yerel yönetimleri suçladı Erdoğan, dün Vahdettin Köşkü’nden “Ergene Çevre Koruma Projesi, Derin Deşarj Hattı B Tüneli Işık Göründü Merasimi”ne canlı bağlantıyla katıldı. Burada konuşan Erdoğan, bölgedeki yerel yönetimlere yüklenerek, “Bölgedeki yerel yönetimler maalesef senelerce bu havzanın korunması için yeterince önem göstermedi. Ergene’nin su kalitesi bozuldu” dedi. Erdoğan, Ergene 1 ve Çorlu 1 Organize Sanayi Bölgesi arıtma tesislerinin de önümüzdeki ağustos ayında faaliyete başlayacağını söyledi. Sanayi tesislerinin büyük bir kısmının salgın döneminde üretimlerini sürdürdüğünü belirten Erdoğan, “Yatırımdan, üretimden, büyümeden, istihdamdan asla taviz vermeden hedeflerimize doğru yürümekte kararlıyız. Mart ayında başlayan, nisanda tüm ağırlığıyla süren, mayıstan itibaren yavaşlayan bu salgın sürecindeki kayıplarımızı kısa sürede telafi edebileceğimize inanıyorum” dedi. ‘Kabinemiz alet olmaz’ Kıdem tazminatına ilişkin gelişmeleri de değerlendiren Erdoğan, kıdem tazminatını TES’e dönüştürme teklifinin kendileri tarafından getirildiğini görmezden gelerek işveren ve işçiye yüklendi. Erdoğan, “Her bir işçimizin kazanılmış hakkını korumak bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve kendisi de işçilikten gelen bir ferdi olarak, en başta gelen görevimizdir. Amacımız işçilerimizin kıdem tazminatı haklarını birilerinin insafına bırakmadan kalıcı ve garantili bir sisteme bağlamaktır. Attığımız her adımda nasıl emekçi kardeşlerimizin yanında yer aldıysak bu konuda da aynı adımları atacağız. İşveren sendikaları, işçi sendikaları gelin bir araya, bu konuyu kendi aranızda halledin. Kendi aranızda halledemeyip bunu kabine halletsin diyorsanız burada art niyet vardır. Kusura bakmayın. Böyle bir art niyete ne şahsım ne de kabinemiz alet olamayız. Niye kendi aranızda bunu çözmüyorsunuz? Bizleri işçimizin ve işverenin karşısında zor duruma düşürmek mi istiyorsunuz?” diye konuştu. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle