27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 17 HAZİRAN 2020 ÇARŞAMBA [email protected] DOLAR AVRO STERLIN FAİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA ALTIN CUMHURİYET EKONOMİ ALTIN 24 AYAR 6.8630 0.1 kuruş 7.7250 1.5 kuruş 8.6860 6 kuruş 9.18 0.11 puan 110.940 1384 puan 2555.91 10.43 lira 379.93 3.66 lira 2019’da gösterilen film sayısı yüzde 4.4 artarken sinema seyircisi yüzde 12.8 azaldı Pahalılık kültürü vurdu 2019’da sinema biletleri yüzde 19, tiyatro biletleri yüzde 26 zamlandı. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan yurttaş, kültür harcamalarını kısarken, bağımsız sinemacılar ve tiyatrocular ise pandemi dolayısıyla zorda. Son yıllarda durdurulamayan yüksek enflasyon ve sürekli artan hayat pahalılığı, yurttaşın kültürel aktivitelerinin de azalmasına yol açtı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün 2019 yılına GAMZE ilişkin açıkladığı SiBAL nema ve Tiyatro İstatistikleri ile her ay güncellenen enflasyon verileri birleştirildiğinde, bilet fiyatları arttıkça seyirci sayılarındaki azalış dikkat çekiyor. Bu durum, çarşı pazardaki pahalılığın etkisiyle en temel ihtiyaçlarını almakta zorlanan yurttaşın, kültür harcamalarını kısması şeklinde yorumlanabilir. Öte yandan, bu yerlerin pandemi dolayısıyla kapanması, zaten ayakta kalmaya çalışan bağımsız sinema ve tiyatroları daha da zor duruma düşürdü. Kira, fatura, vergi, sigorta giderlerini ödeyemeyen ve kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olan bu yerlerin desteğe ihtiyacı var. Derlediğimiz verilere göre: 4 2018’den 2019’a sinema biletleri yüzde 19.4 zamlanarak 21 liraya yükseldi. Bu dönemde gösterilen film sayısı yüzde 4.4 artarak 68 bin 386’ya çıkarken sinema seyircisi ise yüzde 12.8 azalarak 56 milyon 479 bin 209 kişiye düştü. Sinema seyircisindeki azalış 2017’den 2018’e yüzde 5.4 idi. 4 Aynı dönem aralığında ülke genelindeki sinema salonu sayısı yüzde 1.1 azalarak 2 bin 826’ya indi. Sinema salonlarındaki koltuk sayısı da yüzde 1.4 düşüşle 337 bin 914’e geriledi. 4 Tiyatro biletleri 2019’da bir önceki yıla kıyasla yüzde 26 zamlandı. 2017’den 2018’e tiyatro seyircisindeki artış yüzde 12 iken, 2018’den 2019’a seyirci sayısındaki artış yüzde 0.7 ile sınırlı kaldı. Biletlerdeki artış ise sürüyor. 2019 Aralık’ta 41.7 TL olan tiyatro biletleri, 2020 Mayıs itibarıyla 50.3 TL’ye yükseldi. 4 Tiyatro salonlarında oynanan eser sayısı 2018/2019 sezonunda, 2017/2018 sezonuna göre yüzde 4.5 artarak 9 bin 796’ya ulaştı. Petrolde eskiye dönüş çok zor Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Bi rol, petrol piyasasında es ki talep seviyelerine dö nebilmenin hemen müm kün olmadığını bunun gele cek yılın ortalarını bulaca ğını açıkladı. Mayıs Ayı Pet rol Piyasası Raporu’na iliş kin düzenlenen online ba sın toplantısında, Covid19 salgınının dünya petrol ta lebini çok ciddi şekilde et kilediğini belirten Birol, kü resel petrol talebinin sal gın önce si dönem de gün lük 100 milyon varil se viyesin de ol duğunu anımsattı. Birol, şöyle devam etti: “Ta lepte, Fatih Birol sal gın öncesindeki seviyelere gelecek yılın ortalarında gelebiliriz fakat asıl konu insanların ne zaman uçmaya başlayacağı ve ekonominin toparlanması. Bu da Covid19 krizine karşı alınacak önlemler ve bulunacak çözümlere bağlı. Ekonomide toparlanma olursa ve salgında ikinci dalga yaşanmazsa, yakın zamanda petrol talebinin eski seviyesine döndüğünü görmeye başlayabiliriz. Hükümetlerin enerji sektöründeki problemleri çözmeleri için etkin politikalar üretmesi gerekiyor.” Küresel petrol talebini doğrudan etkileyen politikaların devreye sokulabileceğini belirten Birol, “Tam anlamıyla yaşayışımızın şeklini değiştirmek petrole olan talebimizi de değiştirecektir. Bu da eğer doğru uygulanırsa, küresel anlamda çevre sorunlarına da bir çözüm teşkil edebilir.” l Ekonomi Servisi Konutta yıllık fiyat artışı yüzde 16.7 Merkez Bankası, “Konut Fiyat Endeksi (KFE)” çalışmasının Nisan 2020 sonuçlarını dün açıkladı. Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 1.7 artan KFE, 2019’un aynı ayına göre, nominal olarak yüzde 16.7, reel olarak yüzde 5.2 yükseldi. Endeks değeri de 127.5 puana çıktı. Yıllık fiyat artışı yeni konutlarda yüzde 19.6, eski konutlarda yüzde 16 oldu. Ortalama metrekare değeri 3 bin 144 liraya çıktı. Yıllık fiyat artışının en yüksek olduğu bölgeler yüzde 25.7 ile “ZonguldakBartın Karabük” ve “VanBitlis Hakkâri Muş” oldu. “İstanbul”da ise yıllık artış yüzde 13.1, aylık artış yüzde 1.7. İstanbul’da metrekare değeri 5 bin 256 liraya yükseldi. Ayrıca aylık ve yıllık artışlar Ankara’da yüzde 1.9 ve yüzde 16.1, İzmir’de yüzde 1 ve yüzde 17.9 olarak gerçekleşti. l Ekonomi Servisi IMF’nin kaygısı büyüyor IMF Başkanı Georgieva’ya göre, 170 ekonomi bu yılı daha düşük kişi başı gelirle tamamlayacak. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, “Ülkelerin birçoğuna ilişkin tahminlerimizi aşağı yönlü revize ederken, az sayıda ülke için yukarı yönlü revizyon yapacağız” açıklamasında bulundu. Bratislava merkezli GLOBSEC tarafından düzenlenen, telekonferansa katılan ve 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana hiçbir krizin Covid19 gibi küresel olmadığını belirten Georgieva, Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu 170 ekonominin bu yılı daha düşük kişi başına düşen milli gelirle tamamlayacağını dile getirdi. IMF’nin Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’na ilişkin güncellemesini 24 Haziran’da açıklaması bekleniyor. l Ekonomi Servisi BİST 100 Endeksi dün, gün içinde en yüksek 111 bin 852 puana çıktı. Dünya borsalarında Fed morali Küresel koronavirüs salgınında “ikinci dalga” endişesiyle mali piyasalarda bir süredir yaşanan panik havası ve riskten kaçınma eğilimi, dün yerini umuda bıraktı. Bu değişimde özellikle ABD Merkez Bankası Fed’in şirket tahvili alacağıyla ilgili haberler etkili oldu. Türkiye’de bu havadan en çok Borsa İstanbul (BİST) etkilendi ve günü yüzde 1.26 yükselişle kapattı. Avrupa’nın önde gelen borsalarında da yüzde 2.53 arasında yükselişler görüldü. Dolar/TL ise yatay bir seyir izledi ve günü 6.85 seviyesinde tamamladı. l Ekonomi Servisi ‘Kripto’ ile alışveriş başladı Dijital dünyanın ödeme sistemleri üzerindeki dönüştürücü etkisi her geçen gün artıyor. Bitay Teknoloji’nin yeni nesil ödeme sistemi BitayPay, bunlardan biri. Sistem, alışverişlerde kredi kartı ya da banka kartı kullanmaksızın dijital cüzdanlarda bulunan “kripto para”larla ödeme yapma imkânı sunacak. Bitay Teknoloji Üst Yöneticisi Niyazi Yılmaz, “Bu sistemle QR kodu ile temassız ve hızlı ödeme alabilmenin yanı sıra, kripto para sahiplerinin herhangi bir masraf ve kesintiye maruz kalmadan, ülke sınırları içinde risksiz ve güvenli bir şekilde ödeme alıp vermelerine olanak tanıyoruz” dedi. 1 milyar kişi Huobi Research tarafından hazırlanan “Küresel Blokzinciri Sektörünün Görünümü ve Geleceği” başlıklı rapor ise dijital ödeme sistemlerinin farklı yönlerine dikkat çekiyor. Rapora göre, gelişmekte olan ülkelerin blokzinciri tabanlı finansal teknolojilere ilgisinin artmasıyla banka hesabı bulunmayan 1 milyar insanın finansal hizmetlere erişimi artacak. Rapor merkez bankalarının kripto para çıkarmasını da öngörüyor. l Ekonomi Servisi Şişecam’dan dijital dolandırıcılığa çare Şişecam, bir banka ödeme talimatını, online dolandırıcılık denetimi ve yasaklı şirket listeleri taramalarının ardından yüksek güvenlikli bir şekilde ve manuel herhangi bir sürece gerek duyulmadan ilettiğini duyurdu. Devreye aldığı Dijital Dolandırıcılık Tespit ve Kontrol Sistemi aracılığıyla bunu yapabildiğini duyuran firma, kurumsal şirketlere yönelik artan ödemelerde yaşanan dolandırıcılık olaylarını engellemeyi amaçlıyor. l Ekonomi Servisi Ticaret erbabı çek kullanımını bıraktı Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin dün yayımladığı rapora göre, mayıs ayında çek kullanımı hızla azaldı. Ekonomide yaşanan belirsizlik ve güven sorunlarına mart ayından bu yana eklenen küresel Covid19 salgınının da süreci olumsuz etkilediği anlaşılıyor. Mayıs ayında bankalara ibraz edilen çek sayısı, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 49.8 azalarak 705 bin 930 adede, bunların tutarı da yüzde 25.6 azalarak 55.3 milyar lira oldu. Yılın ilk 5 ayında ise çek sayısı 23.7 düşerek 5 milyon 559 bin 940 adet, bunların tutarı da yüzde 2.2 azalarak 363.4 milyar lirada kaldı. Bu kapsamda, mayıs ayında karşılıksız işlemi yapılan çek sayısı yüzde 74.6 azalarak 12 bin 953, ilk 5 ayda da yüzde 67.2 azalarak 97 bin 636 adet oldu. l Ekonomi Servisi Garanti’den 151 milyonluk ‘cinsiyet eşitliği kredisi’ Garanti BBVA, kredi faizinin kadın ve erkek çalışanlara eşit fırsatlar sunulmasına endekslendiği “Gender Loan” yapısının ikinci kredi anlaşmasını Limak Grubu bünyesinde faaliyet gösteren dört turizm firmasıyla gerçekleştirdi. Toplam 151.2 milyon TL’lik kredi sözleşmesi kapsamında, Limak bünyesinde faaliyet gösteren dört tu rizm firmasına; doğum sonrası işe dönüş programları, yeni işe alımlarda eşitlik prensibi gözetilmesi, kadın erkek maaş oranı, tacizi engelleme politikası ve kadınlara yönelik bilinçsiz oluşan olumsuz önyargı ile mücadele konusunda eğitimler gibi farklı kriterlere göre aldığı puan üzerinden kredi faizinde indirim yapılacak. l Ekonomi Servisi 80 bin otel çalışanına pandemi eğitimi Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) ve Ecolab’ın sahibi olduğu online eğitim şirketlerinden Lobster Ink’in işbirliğiyle üç ayda yaklaşık 80 bin otel çalışanına eğitim verilecek. Eğitimin içeriği Covid19, gıda güvenliği, dezenfeksiyon ve sanitasyon bilgisi, hızlı takip ve raporlama gibi konuları kapsayacak. TÜROB Başkanı Müberra Eresin, “Birliğimi zin ülkemiz turizm sektörü ve istihdamına yönelik çalışmaları kapsamında öncelikle TÜROB üyelerine açılan eğitim platformu, Türkiye’deki diğer otel ve restoran çalışanlarının kullanımına da açılmaya başlandı” dedi. l Ekonomi Servisi Müberra Eresin Sağcı partilerin ortak yönleri Ülkede İttihatçı İtilafçı, Bağımsızlık Savaşı’nda daha da netleşerek sürmüş; Ankara Hükümeti, emperyal güçlerin desteği, dinci çevrelerin, tarikatların kışkırtmasıyla başlatılan iç kalkışmalarla baş etmek, adeta iki ayrı cephede mücadele etmek zorunda kalmıştır. Ülkede Cumhuriyet karşıtlarının, din tacirlerinin, ABD ile yakın dostluğu destekleyenlerin, hatta mandasını öngörenlerin, Osmanlı özlemcilerinin, Atatürk’e husumet besleyenlerin varlığı göz ardı edilemez. Sağcı siyasal partilerin bu kitleyi temsil etmeleri, isteklerine uygun politika izlemeleri, düzenleme yapmaları doğaldır. Ülkede yalakalığı meslek edinmiş, etik değerler taşımayan kişilerin varlığı; yetenekleri, liyakatleri sınırlı; kamuya hizmetten çok, belli çevrelere hizmete yönelmiş; hulul ederek, yanaşarak belli orunlara gelmeyi hedefleyen bürokratların varlığı, dış bağlantılı iş insanlarının desteği de sağcı partilerin benzer politikalar izlemelerine uygun ortam hazırlamaktadır. Osmanlı döneminden, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’ndan bu yana sağcı partilerin programları, merkezi hükümete karşı yerinden yönetim, muhafazakârlık, dini inançlara saygı, ekonomide liberalizim, özel girişimi teşvik, Batı devletleriyle iyi geçinme, ana hatlarıyla benzerlik göstermektedir. Cumhuriyet döneminde ilk kurulan sağcı muhalif parti Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’yla daha sonraki Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın programları da bu genel kalıba uygundur. 1945 sonrası çok partili siyasi yaşama giriş ile kurulan sağcı partilerin programları ve uygulamaları da Cumhuriyet ilkelerine karşıtlık, partizanlık, din istismarı, yandaş yaratma ve destekleme, keyfilik, ABD ile iyi ilişkiler sürdürme yönlerinden benzerlik adeta özdeşlik göstermektedir. Cumhuriyet karşıtlığı süreci 1950 yılında DP’nin iktidara gelmesiyle hızlanmış, AKP döneminde de doruğa ulaşmıştır. DP, Atatürk dönemini de içeren 27 yılı eleştirmiş; devrimleri, halka mal olmuş, olmamış olarak ayırt etmiş; iktidara geldiğinde ilk uygulamaları, Arapça ezana izin verme, köy okullarına din dersi koyma, radyoda dinsel konuşmaları başlatmak gibi laiklik karşıtı olmuştur. Böylece oy tabanını tatmin ederek, pekiştirerek, kendisi için oy deposu yaratmayı hedeflemiştir. Kısa sürede din okullarında öğrenci sayısı yüzde 93 oranında artmış, sağcı partilerin bürokrat ve akademisyenlerini yetiştirmek üzere fidanlık oluşturmuştur. DP, dil devrimine karşıtlığını da Türkçe sözcükler yerine eski dili kullanarak, anayasayı “Teşkilatı Esasiye Kanunu”na çevirerek göstermiştir. Partizanlık, C. Bayar’ın “Her iktidar altmış üç (o tarihteki il sayısı) valisi ile gelir gider” söylemiyle yaşama geçmiştir. DP, valileri kendi il başkanı gibi görmenin yanı sıra 1956 yılında Yargıtay’da tasfiye hareketine girişerek yargı erkini de ele geçirme sürecini başlatmıştır. İktisadi güçlükler artarak iktidarı yitirme kaygısı başladıkça baskı da şiddetlenmiştir. DP iktidara geldiğinde, dünya ekonomisinin barış ekonomisine geçmesi, savaş yıllarında ticaret fazlası veren Türkiye’nin altın rezervinde artış, Kore Savaşı’nın emtia fiyatları üzerinde yarattığı olumlu konjonktür, ABD Dolar kurunun 2.82 TL olarak sabitlenmesi DP’nin ekonomik başarı kazanmasında etkili olmuştur.. Altın rezervi eridikçe, ithalat güçlükleri beraberinde siyasal baskıyı da getirmiş 1953 yılında CHP’nin mallarına el konulmuş, Millet Partisi de kapatılmıştır. 1954 seçiminin kazanılmasına karşın baskılar sürmüş, O. Bölükbaşı’na oy veren Kırşehir ilçe haline getirilmiştir. 195457 döneminde enflasyon hızlanmış, büyüme hızı yıllık yüzde 3.5’e gerilemiş, 67 Eylül olayları Demokrat Parti’nin büyük prestij kaybına yol açmıştır. 1957 seçimine giderken, siyasal partiler arasında işbirliği engellenmiş, gazeteciler yanı sıra O. Bölükbaşı, Hüseyin Cahit Yalçın gibi tanınmış etkili politikacılar cezaevine konulmuştur. 1957 seçimi, siyasi hayatımızın şaibeli seçimlerinden biri olup DP, muhalefetten daha az oy almasına karşın, seçim sistemi ve oy sayımında yapılan yolsuzluklarla iktidarda kalmayı başarmıştır. 1957 seçimi, AKP döneminde yapılan, rejim değişikliği doğuran referandum sonuçlarına benzetilebilir. Ekonomik güçlüklerin devamı ile 1958 yılında yapılan yüzde 320.0 oranında devalüasyon DP’nin seçim şansının daha da azalmasına yol açmış, iktidarı kaybetme korkusu DP’yi Vatan Cephesi oluşturmaya, Tahkikat Komisyonu kurmaya yöneltmiştir. Yönetimde keyfilik, günümüzde Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle doruğa ulaşmıştır. Sağcı partiler, program olarak ekonomide liberalizmi benimsemiş görünmelerine karşın, keyfi idari kararlarla, ekonomiyi yönetmiş, her sağcı iktidar kendi döneminin zenginini de yaratmıştır. Dış politika ABD güdümünde yürütülmüş, Kore’ye asker gönderilmesi, NATO’ya girişle başlayan yakın ilişkiler, günümüzde Sayın Erdoğan’ın GOP’un as başkanı olmasıyla daha da güçlenmiştir. İzlenen sağcı politikalar, Türkiye’yi, saygın, bağımsız, kalkınmış ülke konumuna getiremediği gibi, dünya sıralamasında her alanda gerilemesine yol açmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle