19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 5 12 HAZİRAN 2020 CUMA TBMM’DEN GEÇEN YASA ILE ARTIK ZOR VE SILAH KULLANABILECEKLER Bekçiye geniş yetki TBMM Başkanlığı’na sevk edildiği günden bu yana iktidar ve muhalefeti çoğu kez karşı karşıya getiren Bekçiler Yasası, önceki gece Genel Kurul’da kabul edilerek, yasalaştı. “Genel kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak üzere” emniyet ve jandarma teşkilatları bünyesinde, silahlı kolluk olarak çarşı ve mahalle bekçilerinin istihdam edilmesine olanak tanıyan yasa ile birlikte bekçilere sağlanan en önemli yetkiler özetle şöyle: Elle arama yapabilecek l Zor ve silah kullanma yetkisine sahip olacak. l Durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik el ile dıştan kontrol dahil gerekli tedbirleri alabilecek. l Haklarında tutuklama veya yakalama kararı çıkarılmış kişileri gördükleri CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ÖZGÜR ÖZEL: Bekçi Murtaza gibi olsunlar CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, teklifin görüşmelerinin tamamlanmasının ardından yerinden söz alarak, “bütün bekçilerin, yazar Orhan Kemal’in eserindeki Bekçi Murtaza gibi devletine sadık ve eşit görev yapan gerçek bekçiler olmasını” istedi. Özel, “Birilerinin onlardan istediği gibi bekçi olmamalarını bekliyoruz” dedi. Özel, TBMM’de dün yaptığı basın toplantısında ise bekçilerin vatandaşın bekçisi olması gerektiğini belirterek, “Birileri bekçiyi tekçi yapmak istiyor. Tek adamın görevlisi yapmak istiyor. Tekçi olmayın” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da teklifin görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, AKP’li milletvekillerini işaret ederek, “Kimin ne zaman demokrasi kahramanı olacağını bilemiyoruz. Bu gruptaki milletvekilleri, Ahmet Davutoğlu’nu ayakta alkışlıyordunuz. Adamı darbeyle görevden aldınız, selam vermez oldunuz” görüşünü dile getirdi. MHP’li Kılavuz özür diledi Genel Kurul’da, geçen salı gecesi Özgür Özel’e saldıran ve yumruk atan MHP Milletvekili Olcay Kılavuz, dün, Özel’i telefonla arayarak özür diledi. Özel’den helallik isteyen Kılavuz’un ayrıca aynı gün saldırıya uğrayan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile de görüştüğü belirtildi. takdirde yakalayacak ve genel kolluk kuvvetlerine teslim edecek. l Görev saatleri içinde görevlendirildikleri bölgede devriye hizmeti yürüte cek, görev bölgeleri içinde bulunan konut, işyeri ve araçlar gibi malların korunmasında sahipleri tarafından noksan alınan tedbirleri tamamlattıracak, şüpheli durum veya kişileri bağlı bulundukları kolluk birimlerine bildirecek. l “Kamu düzenini bozacak” mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla genel kolluk kuvvetleri gelinceye kadar önleyici tedbirleri alacak. l Uyuşturucu madde imal edildiği, satıldığı veya kullanıldığından, kumar oynandığından ya da fuhuş yapıldığından şüphe edilen yerleri bağlı bulundukları genel kolluk birimlerine bildirecek. l Halkın sükun ve istirahatini bozanları ve başkalarını rahatsız edenleri engelleyecek, sokak, geçit ve meydanları tıkayarak trafiğe mani olan taşıtları ve diğer engellerin kaldırılmasını sağlayacak. l Görev bölgesi ve çalışma saatleri ile sınırlı olmak kaydıyla kişileri ve araçları; bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek, suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak gibi amaçlarla durdurabilecek. l ANKARA/Cumhuriyet CHP, infaz düzenlemesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne esastan başvuru yaptı: Gazeteci de yararlansın CHP; infaz düzenlemesinin 14 maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne esastan başvurdu. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Hırsızın yararlandığı indirimden gazeteciler de yararlansın istedik” dedi. CHP, AKP ve MHP’nin tartışmalı bir şekilde TBMM’den geçirdiği infaz düzenlemesinin bazı maddelerinin iptal edilmesi istemiyle dün AYM’ye başvurdu. Başvurunun ardından açıklama yapan Altay, kamuoyunda af yasası olarak bilinen düzenlemenin hakkaniyete uymayan bazı hükümleri için uzun bir çalışmadan sonra Yüksek Mahkeme’ye başvuru yaptıklarını ifade etti. CHP’nin 22 Nisan’da aynı düzenlemeyle ilgili olarak şekil yönünden de AYM’ye başvurduğunu anımsatan Altay, “Bu başvuruyu bugüne kadar AYM’nin bir karara bağlamış olması gerekirdi” dedi. Esastan başvuruyu AYM’nin şekil başvurusuna vereceği karar nedeniyle beklettiklerine işaret eden Altay, şunları dile getirdi: ‘Keskin bir durum’ “Kıldan ince, kılıçtan keskin bir durumla karşı karşıyayız. Burada hakkaniyet noktasında, kamu vicdanını incitmeme noktasında çok titiz bir çalışma yürüttüğümüzü belirtmek isterim. İki açıdan başvuru yaptık. Birincisi, TBMM İçtüzüğü’nün 92. maddesine göre af niteliği taşıdığı için 5’te 3 çoğunluk aranması gerekirdi. Bu kanunun oylamasında bu aranmadığı için burada açık bir eylemli içtüzük ihlali olduğunu ortaya koyduk. Diğer bir konu da içerik ve hakkaniyet ilkesi bakımından gördüğümüz olumsuzluklardır.” Altay, şu anda TBMM’ye yalnızca 27. dönem için 189 milletvekiliyle ilgili fezleke dosyasının geldiğini kaydetti. Altay, “Yargı öyle bir hale geldi ki bir ülkede 2 yılda 189 milletvekili Saray’ın vesayetine teslim olmuş savcılara göre bini aşkın suç işlemiş. Bu garip bir durum” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine karşı olan herkesi terörist olarak yaftaladığını kaydeden Altay, Erdoğan’ı eleştiren herkesle ilgili terör örgütüyle ilişkiden dolayı TBMM’ye fezleke gönderildiğini belirtti. ‘Düşünce suçu’ vurgusu Altay; CHP’nin başvurusunda terör örgütü kurucusu, yöneticisi ve üyeleriyle ilgili bir indirimin talep edilmediğini; ağır yaralama, işkence suçları, cinsel saldırı suçları, özel hayata karşı suçlar, uyuşturucu suçları için de bir talep bulunmadığını ifade etti. Altay, şunları dile getirdi: “Türkiye şunu zannetmesin: CHP bu başvuruyla eli kanlı teröristlerin tahliye edilmesini istiyor. Biz bu başvuruyla herkes için uygulanan denetimli serbestlik düzenlemesiyle Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinin 2. fıkrasına girenlerin de yararlanmasını istedik. TCK’nin 314. maddesinin 3. fıkrasından ceza alanların da yararlanmasını istedik. Bu başvuruyla TCK’nin 220. maddesinin 6, 7 ve 8. fıkrasından ceza alanların da yararlanmasını istedik. Yani düşüncesini Twitter yoluyla medya yoluyla ifade edenler yararlansın dedik. Hırsız, arsız, gaspçı yararlanırken, düşüncesini ifade edenlerin yararlanmaması buna uymaz. Hırsızın yararlandığı indirimden gazeteciler yararlansın dedik. Yazarlar, düşüncesini ifade edenler yararlansın dedik.” l ANKARA/Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Kılıçdaroğlu, kurmaylarına yeni bir siyasi partiler yasa teklifi hazırlanması talimatı verdi ‘Milletin vekilini millet seçsin’ MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP ve MHP’nin üzerinde çalıştığı siyasi partiler yasasıyla ilgili kurmaylarına çalışma yapılması talimatı verdi. AKP ve MHP’nin üzerinde çalıştığı ve tartışmalara neden olan siyasi partiler yasasında değişiklikle ilgili hazırlık önceki gün CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında da gündeme geldi. Edinilen bil giye göre Kılıçdaroğlu siyasi partiler yasasıyla ilgili tartışmalar üzerine kurmaylarına yeni bir yasa teklifi çalışması yapılması talimatı verdi. Kılıçdaroğlu çalışmanın temelinin ise “Milletin vekilini millet seçmeli” olarak yapılması gerektiğini vurguladı. Bu kapsamda siyasi partiler yasasında parti içi demokrasinin güçlendirilmesine ilişkin düzenlemelerin yanı sıra yüzde 10 barajının düşürülmesine yönelik seçim yasasıyla ilgili de ça lışma yapılabileceği ifade ediliyor. PM’de ekonomide yaşanan geliş meler de ele alındı. Kılıçdaroğlu’nun toplantıda, “İşsizlik ve yaygınlaşan yoksulluk daha fazla vurgulanmalı. Aile Destek Sigortası halka daha iyi anlatılmalı” dediği ifade edildi. Kılıçdaroğlu’nun çiftçinin durumunun Meclis gündemine taşınması konusunda da kurmaylarını uyardığı öğrenildi. l ANKARA Belediyelere CHP’li Torun, yerel yönetimlere salgın reçetesi destek için 10 maddelik bir paket açıkladı CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, koronavirüs salgını sürecinde iktidarın 600 milyar TL’nin üzerinde bir kaynak kullandığını ancak yerel yönetimlere hiçbir destek vermediğini ifade etti. Torun, belediyelerle ilgili 10 maddelik bir öneri hazırladıklarını belirterek, maddeleri şöyle sıraladı: l Belediyelerin sözleşmeden kaynaklanan ve bankalara olan kredi borçları ertelenmeli, kamuya ait borçlarının faizleri silinmelidir. l Genel bütçe vergi gelirlerinden belediyelere aktarılan payın hesaplanmasında kullanılan oranlar güncellenmeli, bu oran büyükşehir belediyelerinde en az yüzde 10, diğer belediyelerde en az yüzde 6’ya yükseltilmelidir. l Belediyelere gelir getirici yatırım projelerinde borçlanma limiti artırılmalı. l Temel belediye hizmetlerinin sürdürülebilmesi adına başta, altyapı gibi alanlarda kullandırılmak üzere faizsiz kredi imkânı sağlanmalı veya hibe programları başlatılmalı. l Belediye Kanunu’nda ‘Belediyelerin Görev ve Sorumlulukları’ başlığı altında sayılmış tüm kamu hizmetlerinde kullanılan personel, araç, gereç, teçhizat gibi konularında belediyelerin ödedikleri vergilere yeniden düzenleme yapılmalıdır. l Toplu taşıma araçlarının akaryakıtlarından tahsil edilen vergiler kaldırılmalı. l Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından belediyelere verilen yardım ödeneği kriterleri somut, net bir şekilde belirlenmeli; fon ulaşılabilir olmalı. l Yurtiçi ve yurtdışı hibe programlarından belediyelerin daha rahat yararlanmasına yönelik düzenlemeler yapılmalı. l Oluşabilecek gıda krizine karşı belediyelerin tarımsal üretime katkıda bulunmasına yönelik çalışmaları desteklenmeli. l Artan işsizlik karşısında belediyelerin istihdam edebilirlik kapasitesi artırılmalıdır. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’Lİ BULUT MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI Konserler için IBAN hatırlatması CHP Milletvekili Burhanettin Bulut, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı eşgüdümünde gerçekleştirilen “İstanbul Yeditepe Konserleri”ni Meclis gündemine taşıdı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Bulut, “Etkinliğin 30 milyon TL’ye gerçekleştirildiği iddiası doğruysa, iktidarınızın IBAN numarası vererek halktan 10 TL para topladığı göz önüne alınırsa bu israfın gerekçesi nedir” diye sordu. Beştepe ‘Yalan’ dedi ama harcanan miktarı açıklamadı Öte yandan İletişim Başkanlığı, yaptığı açıklamada konserlerin 30 milyon liraya mal olduğuna dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtirken, ne kadar harcandığına dair bilgi vermedi. Açıklamada, “Asılsız iddia, yalan ve çarpıtma ile algı operasyonu yapanlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır” ifadelerine yer verildi. l ANKARA/Cumhuriyet Bekçiler neyin başını bekleyecekler? Kış ortası, öğlen saatleri... Taksim Meydanı’nda devriye gezen bir polis arabası. Kâh hızlanıp kâh yavaşlayarak, küçük bir çocuğun üzerine üzerine gider. Çocuk, elinde kırık bir flüt hızlı adımlarla meydandan çıkmaya çalışırken, araba sert manevralar yapıp dibine kadar gelir, tam ona çarpacak gibiyken fren yapar. Çocuk başını yerden kaldırmadan ve arkasına hiç bakmadan, hızlı adımlarla polisten ve meydandan uzaklaşmaya çalışır. Koşarak polis arabasının önüne geçersiniz. Arabayı durdurursunuz. Çocuk hızlanır. Hızlanır. Hızlanır. Aracı kullanan genç polis beklenmedik bir anda yolunun kesilmesinin öfkesiyle çocuğun arkasından kötü kötü söylenir, sonra sıkıntıyla size döner ve “Hayrola?” der. Başınızla, uzaklaşan çocuğu gösterip “Ne yapıyorsunuz siz o çocuğa?” dersiniz. “Çocuk değil Suriyeli o” diye cevap verir. Yan koltuktaki arkadaşı başını önüne eğer. “Kim olursa olsun, polis insanların üzerine araba sürmez” dersiniz. “İnsan değil, Suriyeli o” der yine. “Sizin çocuğunuz yok galiba?” dersiniz. “Var” der “10 yaşında. Ama bu çocuk değil, Suriyeli. Bilmeden konuşuyorsunuz.” “Size polis akademisinde bunları mı öğretiyorlar” diye sorarsınız. “Siz anlamıyorsunuz” der “Bunlara başka türlü davranılmaz”. “Suçluysa alıp çocuk karakoluna götürün” dersiniz. “Götürüyoruz, hemen serbest kalıp gene buraya geliyorlar” der. “O zaman sorun çocukta değil, sistemde?” dersiniz. Arkadaşı başını biraz daha önüne eğer. Çocuk bu arada kalabalığa karışıp Talimhane’ye doğru gider. Polis size söylenerek İstiklal’e doğru döner. Sizin içinizde gücü hiçbir şeye yetmeyen bir öfke, kalbinizi deler gider. Şimdi aklı böyle çalışan ve kalbi yanlış yerde atan o polislerin yanına bir de bekçiler ekleniyor. Ellerinde silahlar kalplerinde kim bilir hangi karanlıklar. Şehrin dört bir yanına dağılacaklar. Kimliklerinize bakacaklar. O kimliklere baktıklarında ne görecekler? Halihazırda polisin de gördüğünü mü? Bir Kürt? Bir Türk? Bir Suriyeli? Bir Rus? Bir Afgan? Bir Faslı? Gerekli görürülerse üstünüzü arayacaklar. O bekçiler size hangi duygularla dokunacaklar? Bir eşcinselseniz, transsanız, lezbiyenseniz, tuhaf giyimliyseniz, sizden kuşkulandıklarında... aslen neden kuşkulanacaklar? Geç saatte sokaklarda dolaşan sarhoş ve neşeli bir kadınsanız, size ne gözle bakacaklar? Vasfı, eğitimi, donanımı sorunlu bekçiler, suç delillerini koruma yetkilerini o delilleri yok etmek için kullandıklarında bunun hesabını kimden nasıl soracaksınız? Polisin dahi güvenilirliği bu kadar sorunluyken... Ve bekçilerin neden silahlandırıldığı hakkında yığınla şaibe varken... Bekçilerin kim için, neye hizmet ettiğini nasıl anlayacaksınız? En tehlikelisi de... Şiddet mağduru kadın ve çocuklara doğrudan yardım edebilecek olmaları. Kocanız ya da sevgiliniz sizi dövmeye kalktığında, size şiddet uyguladığında, meseleye hangi psikiyatrik donanımla yaklaşacaklar? Misal, bir başka erkekle görüldünüz bahanesiyle kocanızın ya da sevgilinizin kıskançlıktan kabaran öfkesi karşısında o an kimi haklı, kimi haksız bulacaklar? Ya da çocuksunuz ve aile içi bir cinsel tacizi haykırdınız. “Çocuk yalan söylüyor, bir baba/amca/abi bunu yapar mı” diye kendini savunan erkeğin karşısına hangi pedagojik argümanlarla dikilip de hemen koşulsuz bir şekilde sizi korumaya alacaklar? Bu ülke altındaki polis arabasıyla, gündüzün ortasında küçük bir çocuğu korkutarak rencide edebileceğini zanneden ve bunu yaparken de kendisini içtenlikle haklı hisseden polislerin meydanlarda özgürce gezdiği, gezebildiği bir ülke. Polisi, bir çocuğun çocuk değil de Suriyeli ve haliyle de suçlu olduğuna ikna eden bu arenada... Bekçiler, bir düşünün, daha en baştan kim bilir nelere ikna! TSK VE MİT’TEN ORTAK OPERASYON PKK’de ‘Nazlıkul’ paniği Terör örgütü PKK’nin sözde yürütme komitesi üyesi ve infazcısı ‘Kasım Engin’ kod adlı İsmail Nazlıkul’un, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ortak hava operasyonuyla Kandil bölgesinde etkisiz hale getirilmesinin ardından örgüt yöneticilerinin Kandil eteklerindeki Asos ve Pencevin bölgelerinde gizlenmeye çalıştığı bildirildi. 10 milyon TL ödülle ‘kırmızı’ kategoride aranan Nazlıkul’un Kandil Dağı eteklerindeki Bradost bölgesinde gizlendiği bina, İnsansız Hava Araçları ile saptandı. Sınırdan 150 kilometre uzaklıktaki bina 26 Mayıs gecesi F16’lar tarafından vuruldu. Nazlıkul ile Irak uyruklu PKK kuryesi 1 kişi öldü.19952005 yılları arasında yurtiçinde birçok eylem planlayan terörist Nazlıkul, 1994’te kaçırıldıkları dağdan, evlerine dönmek isteyen 18 üniversite öğrencisini de kurşuna dizerek öldürmüştü. Nazlıkul’un öldürülmesiyle PKK, geçen yıl etkisiz hale getirilen sözde genel başkanlık konseyi üyesi Diyar Garib Muhammed’den sonra ikinci büyük kaybını yaşadı. Öte yandan 2016’da Diyarbakır Dürümlü’de 16 yurttaşın yaşamını yitirdiği saldırının faili turuncu kategoride aranan terörist İzzet Yiğit’in de etkisiz hale getirildiği bildirildi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle