23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 12 HAZİRAN 2020 CUMA Normalleşme sürecinde iyiyi kötüyü ayıracağız Eğlence sektörü bir iki yıldan önce kendine gelemez. Sanatçılar da eski ücretlerini alamaz, bizim de organizasyonlarımızı yapabilmek için mali desteğe ihtiyacımız var. KONUK Yıllardır dünyaca ünlü yıldızlarla çalışan ve YAZAR ülkemizde de sayısız konserlere, gösterilere imza CENK atan Pasion Turca’nın CEO’su Sinan Ufuk Nergis, ERDEM müzik ve eğlence sektörünün yeni normalini anlattı. Madrid ve İstanbul’da ofisleri bulunan Pasion Turca, son 20 yıldır Loreena McKennitt’den LP’ye, Buika’dan, Pink Martini ve Joan Baez’e, kaybettiğimiz efsaneler Cesaria Evora’dan Paco de Lucia’ya, İspanyol Monica Molina’dan Fado yıldızı Mariza’ya, Lara Fabian’dan Despina Vandi’ye kadar dünyaca ünlü isimleri bizlerle buluşturan, Sinan Ufuk Nergis ve Vito Montaruli’nin sahibi olduğu organizasyon ve menajerlik firması. 200’den fazla sanatçı, 2 binden fazla konser ve dans gösterisi ile Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde önemli işler yapan Pasion Turca, pandemi döneminde de dijitalde hiç boş durmadı. 9 yıl boyunca Türkiye Madrid Kültür ve Turizm Müşavirliğinin Halkla İlişkiler şirketi olarak yürüttüğü PR çalışmaları ile İspanya ve Portekiz’de Türkiye’nin imajına sağladığı büyük katkılarla da adından söz ettiren ekiple 10 yıl boyunca çalışmış ve güzel anılar biriktirmiş biri olarak “yeni normalde” sektörle ilgili öngörülerini konuşmak üzere işin başındaki Nergis’in kapısını çaldım. Olağanüstü günler... n Yıllardır dünyaca ünlü yıldızlarla çalışan ve ülkemizde de sayısız konserlere, gösterilere imza atan biri olarak sektörün ne zaman kendini toparlayabileceğini düşünüyorsunuz? Gerçekten hepimiz dünya tarihine tanıklık ettiğimiz olağanüstü günler yaşıyoruz. Hizmet ve servis sektörlerinin, üretim sektörlerine göre en az 6 ay ya da 1 yıl sonra toparlanabileceğini düşünüyorum. En başta kendi içimizde sektörde birlik olmamız, sorunlarımızı net bir şekilde masaya yatırmamız, hükümete ve belediyelere ulaştırıp neticelendirmek için üstünde ciddiyetle çalışmamız gerekiyor. n Bu süreçte dijital platformlar ve sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen konserler, etkinlikler, röportajlar yeni trendler oldu. Bu yeni iletişim biçimlerinin hangilerinin devam edeceğini öngörüyorsunuz? Şu an telefonunu eline alan herkes yayıncı, gazeteci, sanatcı, şarkıcı. Ka China Forbes Buika Sinan Ufuk Nergis Joan Baez Serkan Çağrı Son 20 yıldır Loreena McKennitt’den LP’ye, Buika’dan Pink Martini ve Joan Baez’e kadar dünyaca ünlü isimleri bizlerle buluşturan, organizasyon ve menajerlik firmasının sahiplerinden Sinan Ufuk Nergis, sanatçılarla birlikte. rantinanın ilk günlerinde bunu sempatik bulsak da artık iş çığırından çıkmış durumda. Kontrolsüz yapılan her iş sektörü de negatif etkiliyor. İçeriksiz ve kalitesiz yayınlar, iyi yayınların da etkisini ve ulaşımını azaltıyor. Artık hayatlarımızda online toplantılar, anlık canlı yayınlar gibi birçok yeni kavram girdi. Normalleşmeye başladığımız bu günlerde bence iyi ve kötü ayrımını yapacağız. Ama dijital yayınlar ya da sosyal medya canlı yayınları hayatlarımızın bir parçası olmaya devam edecek. Mart ayı yoğundu n Pasion Turca süreç boyunca sanatçılarla dijital ortamda çok aktif oldu; nasıl hızla harekete geçebildiniz? 15 Mart itibarıyla tüm sanatçılarımızla çok hızlı aksiyon aldık. 23 Nisan’da çocuklarımız için hoş bir video hazırlamak istedik ve dünyanın dört bir yanındaki sanatçılarımızdan birer video alıp anlamlı bir montaj yaptık. LP, Pink Martini, Monica Molina, Mariza, Nina Zilli, Los Vivancos, Richard Clayderman’ın içinde olduğu 23 isim bizlerle 23 Nisan mesajlarını paylaştı. Aynı zamanda “Birlikte Güzel” platformu için bir LP konseri organize ettik. LP konseri Türkiye için de iyi bir tanıtım oldu. Dünyanın her yerindeki hayranları sanatçının bu konser görüntülerini paylaştı ve evlerinde hep birlikte “Lost on You” şarkısını seslendirdi. Şarkıcılarımız ile Türkiye’deki dinleyicilerine özel Spotify listeleri de hazırladık. Örneğin Monica Molina Türkiye’de sevdiği şarkıcıların ya da ortak anıları olan isimlerin şarkıla rından bir liste hazırladı. Her birinin kendi hayatındaki hikayesi ile birlikte Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Barbaros, Mustafa Sandal, Leman Sam gibi 18 şarkıcıdan 26 şarkı seçti. Şarkıcımız Barbaros’la Instagram canlı yayınlarında “80 Günde Müzikli Devr – i Âlem” konseptiyle bir proje gerçekleştirdik. Dünyanın farklı ülkelerinden Cecilia Krull, The Weather Girls, Viktor Lazlo, Pumeza Matshikiza, Lena Kovacevic, The Puppini Sisters, IMA, Arunaja, Stan Antipariotis, Dulce Pontes gibi dünyaca ünlü isimlerle, farklı dillerde ve tarzlarda şarkılar söylediler. n Normalleşme sürecinde açık hava konserlerine nasıl bir ilgi olacağını tahmin ediyorsunuz, sizce tedirginlik olmayacak mı? Kurallar olması dışında bence ilk önce karşı tarafa zarar vermeyecek hareketlerde bulunmamız gerekiyor. Kapasiteler 1/3 azalarak bir sıra boş bir sıra dolu, aralıklı sıralar ile oturma düzeni aldığımızda bizler nasıl organizasyon yapabileceğiz? Asıl soru bu. Nasıl destekler alacağız? Birçok ülkede olduğu gibi KDV düşer mi? Ya da belediyeler eğlence vergisinden bir süre feragat eder mi? Meslek birliği payları için bir indirim alabilir miyiz? Onları konuşmamız gerekiyor. Zaten tüm sektör durmuş halde, sanatçılar aynı paraları – kaşeleri – alabileceklerini bekliyorlarsa bence 12 sene bu imkânsız. Sektör el ele verirse ayakta kalacak, bunu unutmayalım. ‘Nasıl destekler alacağız’ n Sizce yeniden konser kalabalıklarını, festival kalabalıklarını ne zaman görebileceğiz; bu konuda sezgileriniz neler söylüyor? Bu zamanları unutmak için herkesin sorumlu davranmaya devam etmesi lazım. İnsanoğlu maalesef çok çabuk unutuyor. Aşı bulunana yada bu virus ortadan kalkana kadar kendimizi korumayı unutmayalım. Konserler olur, beraber güzel günlerde her zaman buluşuruz ama kaybettiklerimizi hiçbir zaman geri getiremeyiz. El ele 3 aydır bu zamanlara dayandık, biraz daha dişimizi sıkalım. Adapazarı’nda açık hava sinema keyfi Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından Adapazarı Demokrasi Meydanı’nda açık hava sineması etkinliği yapıldı. Yaklaşık 200 araçla gelen vatandaşlar “Babam ve Oğlum” filmini izledi. Araçlarıyla gelmeyenler de alanda filmi izlerken, vatandaşlara maske verilerek, patlamış mısır ve çay ikram edildi. Bazı kişilerin geldikleri klasik araçlar da ilgi gördü. l DHA Banksy’nin Yeni normalleşmede konserlerde ayakta dinleyici alınmayacak ve hayranları sanatçı ile fotoğraf çektiremeyecek. Şevval Sam, korona öncesi hayranlarıyla fotoğraf çektirirken. Konserlerde alınacak koronavirüs önlemleri belli oldu Sanatçıyla fotoğraf çektirmek yasak Sağlık Bakanlığı’nca güncellenen Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi; konser ve kültür sanat organizasyonlarında alınacak koronavirüs tedbirlerini ortaya koydu. Yeni normalde; açık hava konserlerinde sosyal mesafe korunamayacağı için ayakta dinleyici alınmayacak. Kulislere ziyaretçi ya da hediye kabul edilmeyecek. Kuliste yüksek sesle konuşulmayacak. Katılımcıların/izleyicilerin sanatçıyla fotoğraf çektirmesi yasaklanacak. Açık alanlarda yapı lacak konserlerde, biletleme işlemlerinin tüm aşamaları olabildiğince online ortamda yapılabilecek şekilde düzenlenip, online satış seçeneği muhakkak olacak. Online biletlerin konser girişlerinde teması engellemeye yönelik barkod veya karekodlu olmasına önem verilecek. Bilet iptal taleplerinin tamamı değerlendirilmeli ve iptallerin online ortamda kabul edilmesi için gerekli düzenlemeler yapılacak. Katılımcı sayısı gözetilerek, yığılmaya neden olmayacak şekilde maksimum sayıda giriş ve çıkış kapısı açılacak. Giriş ve çıkışlar, kişilerin birbirleriyle temasını engelleyecek şekilde düzenlenecek. Gişe sırasında kalabalık oluşmasını engellemek için, şeritlerle tek kişilik sıralar oluşturulup, her sıra arasına da en az 1 metre mesafe koyulacak. Konserlerde, kulise ziyaretçi ya da hediye kabul edilmeyecek, zorunlu haller dışında sanatçı ve görevlilerin maske takması sağlanacak. Amasanga Çiğli Belediyesi Nâzım Hikmet, Attila İlhan, Börklüce Mustafa, 2 Temmuz Sivas Şehitleri, Ruhi Su, İsmail Hakkı Tonguç, Fakir Baykurt gibi değerlerimize doğum ya da ölüm günlerinde anma etkinlikleri düzenledi. Bu yıl etkinliklerine Fakir Baykurt adına her yıl verilecek Roman Ödülü’nü de kattı. Aralarında benim de bulunduğum, Bahri Karaduman, Hidayet Karakuş, Işık Baykurt, Öner Yağcı’dan oluşan seçici kurul, bu yıl ilk kez verilen Fakir Baykurt Roman Ödülü’ne Turan Ali Çağlar’ın Amasanga adlı romanını değer buldu. Ödül oybirliğiyle verildiğinden, romanı tanıtmak istedim. Olay örgüsü Amasanga, en başta roman sanatı, olay örgüsü, temel aldığı tarihsel dönemleri simgeleyen kişi yaratımları, kadında yoğunlaşan kurgusal yapısı, işlenen konuyu bütünleyen dilsel düzeyi yönlerinden seçkin bir roman. Yazar, ütopyaları da çağrıştıran tarihsel olaylar bağlamında, insanın bağımsızlığa erme direncini öne çıkararak, konuyu çağının baskıcı sorunları doğrultusunda geliştiriyor. Romanda Hititlerden başlayıp Frigyalılara, Selçuklu’ya, Osmanlı’ya, Cumhuriyet dönemine uzayan tarihsel dönemlerin toplumsal gelişim süreci irdeleniyor. Amasanga bu açıdan, kölelik döneminden başlayıp günümüzde de etkisini sürdüren baskılara karşı direnen insanın öyküsüdür. Yazar, olayı Amasanga (Amazon) kadınları üzerinde yoğunlaştırırken onların kadınsallığını sergilemiyor, akıllarını kullanarak zorlukları aşma yeteneklerini öne çıkarıyor. Sonunda, Hititli Amasanga’nın yerini, Cumhuriyet döneminin çağdaş kadını Çiğdem Kızılırmak alıyor. ‘Amasanga’lar Yazar, “Bu roman, adları yanlışlıkla ‘Amazon’ olarak tarihe geçen eşitlikçi kadın Amasangaları anlatır” diyor. Onların ne tür kadınlar olduğunu açıklayarak, tarihsel bir önyargıyı çürütüyor: Amasangalar ne denli uysal, samimi, sevecen olsalar da erkek egemen toplum onları sürekli küçümsemiş, kötülemiştir. Avrupa ülkelerinde ortaçağ boyunca cadı avları düzenlenmiş, bir kısmı öldürülmüş, yakılmıştır. Türklerde ve Ortadoğu toplumlarında iyi davranılmamış, eli maşalı, cadaloz, erkek Fatma gibi sıfatlarla aşağılanmıştır. Romanda kimi zaman kendi dillerinden, çoğu zaman yakınlarından okunması gereken Amasanga efsanesi, binlerce yıldan beri süregelen kadın mücadelesinin bitmediği, günümüzde de pek yakınımızda süregeldiğinin anlatısıdır. O zaman, onların hep söylenegeldiği gibi, erkek düşmanı, ama boyun eğici de olmayan eşitlikçi insanlar olduğu anlaşılacaktır. MakalBaykurtÇağlar Mahmut Makal, Bizim Köy adlı yapıtında, güçlü gözlemlerle yansıttığı köy insanlarının gerçeğini yalın bir dille beyinlere çivilemiştir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar gibi o dönemin önemli yazarlarının da seçici kurulunda bulunduğu Yunus Nadi Roman Ödülü, Fakir Baykurt’un Yılanların Öcü adlı romanına verilmiştir. Romanın başkişisi Irazca, üç beş evlik bir köyde, kadın direngenliğinin gücünü yaymıştır dünyaya. Turan Ali Çağlar, Amasanga’da, adları “Çiğdem çiçeği” anlamına gelen Hititli Antahsum, Vanessa, Mahmure’ye, içinde yaşadığımız çağın erdemli öğretim üyesi savaşımcı Çiğdem Kızılırmak’ı da katmıştır. Makal’la Baykurt Köy Enstitüsü çıkışlı ilk öğretmenlerdendir. Çağlar ise Köy Enstitüsüyle eş tutulacak okullarda okuyarak öğretmen olmuştur. Bu üçlü oluşum, “rastlantı” sayılmamalı... Başta şiir, yaratı ürünü olan roman, öykü gibi anlatı sanatları, kimi dönemlerde gözden düşürülse de ortamını bulunca yeni oluşumlara yol açar. Çağlar’ın Amasangası özünden beslenen bu oluşumun en canlı örneğidir. eseri İtalya’da bulundu Patara antik kenti için yazılacak Dalai Lama mektuplar bir kitapta toplanacak albüm çıkarıyor Sokak sanatçısı Banksy’nin Fransa’da yaşanan Bataclan Katliamı’nı anmak için yaptığı ancak çalınan eser İtalya’da bulundu. “Üzgün genç kız” diye anılan eser geçen yıl Paris’teki Bataclan’ın kapısından elektrikli testereyle kesilerek çalınmıştı. La Repubblica’nın aktardığına göre Banksy’nin eseri İtalya’nın Abruzzo bölgesinde bir çiftlik evinde bulundu. Bölge savcısı Michele Renzo “Eseri, polis ve Fransa yargısının işbirliğinde süren soruşturmalar sonucu bulduk” dedi. Likya Birliği’nin oy hakkına sahip 16 şehrinden biri olan Patara antik kenti ile ilgili farklı bir projeye imza atıldı. Antik kent için kişilerin kendi el yazılarıyla yazacakları mektuplar arasından seçilecek olanlar, yıl sonunda bir kitapta toplanacak. Patara Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, “Özellikle toplumun büyük kesiminin mektup yazmayı unuttuğunu fark ediyorum. Ve bu beni çok üzüyor. İnsanlar arasındaki iletişimin çok donuk, özensiz ve dijital ortamda gerçekleştiğine tanık oluyorum. Bu güzel geleneği yeniden canlandırmak çok heyecan verici olacak. Patara’yı gördüklerinde neler hissettiklerini anlatmak isteyenler ya da kenti görmemiş ama hayallerindeki Patara’yı ifade etmek isteyenler bize mektuplarını yollayabilir” diye konuştu. Patara’ya yazılacak mektupların her birini tek tek kendisinin okuyacağını söyleyen Prof. Dr. Işık, “Mektupları heyecanla bekliyorum” dedi. Budist ruhani lider Dalai Lama, mantralar ve Budist ritüelleri içeren müzikli bir albüm hazırladı. Tibetli ruhani lider Dalai Lama’nın Inner World (İç Dünya) adlı albümü 85. doğum günü olan 6 Temmuz’da çıkacak. Toplam 11 eserin yer aldığı albüm, 5 yılda tamamlandı. Dalai Lama, albümü hakkında yaptığı açıklamada, müziğin daha fazla insana ulaşma potansiyeli olduğunu söyleyerek “Hayatımın amacı elimden geldiğince hizmet etmektir. Müzik, benim insanlara yapamayacağım şekilde yardımcı olabilir” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle