Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 4 MAYIS 2020 PAZARTESİ Şimdi sosyal devleti yeniden inşa etmek, eşitsizliği ortadan kaldırmak için çalışma zamanı Mücadele çetin olacak TÜRKİŞ GENEL BAŞKANI ERGÜN ATALAY: Dürüst ve gerçekçi olmamız lazım, kolay günler görmeyeceğiz. Olası bir normalleşme durumunda, hepimizi ciddi bir mücadele süreci bekliyor. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türkİş) Genel Başkanı Ergün Atalay, süreç böyle devam ederse aşama aşama emeğiyle yaşamını sürdüren herkesin bundan darbe alacağını, koronavirüsten sonra yeni döneme geçişin zor olacağını vurguladı. Atalay, bu dönemde sendikalar ve üst örgütleri konfederasyonların, tüm emek dostu kuruluşların, aralarındaki ayrılıkları sona erdirip bir araya gelmek zorunda olduğuna işaret ederek, “Önümüzdeki yıl 1 Mayıs’ı birlikte alanlarda kutlamalı, işçinin taleplerini bir ağızdan seslendirmeliyiz” dedi. Korona günlerinde en fazla şikâyeti perakende sektöründeki çalışanlardan aldıklarını vurgulayan Ergün Atalay ile koronavirüsün çalışma hayatına etkilerini, işçilerin hak gasplarını konuştuk. n Koronavirüs çalışma hayatını nasıl etkiledi? Tüm dünyada milyonlarca işçi işini kaybetti. Çalışma şartları değişti. İş Kanunu’nun koruyucu çoğu hükümleri askıya alınmak istendi. Ülkemizde de salgın sebebiyle yüzbinlerce işletmenin faaliyetleri durduruldu. Bu işletmelerde çalışan milyonlarca işçi gelirsiz kaldı. Faaliyeti durdurulmayan birçok işletmede de çalışma şartları ağırlaştı. Bu süreçte, bazı işyerlerinde işçi ücretlerinin ödenememesi ya da eksik ödenmesi bir çözüm olarak işçiye dayatıldı. Aileleriyle birlikte geçimlerini nasıl sağlayacakları, kirayı ve faturalarını nasıl ödeyecekleri endişesi hâkim oldu. Bazı işkollarında, salgın sebebiyle üretimde ciddi artışlar yaşandı. Bu işkollarında işçiler uzun çalışma süreleri ile karşı karşıya kaldı. Kanunla düzenlenen sürelere uyulmadı. Denetimler ya yapılamadı ya da yetersiz kaldı. “Evde Kal” kampanyaları sürdürülürken çalışmak zorunda kalan, işini yapmaya devam eden işçiler oldu. Toplum olarak minnettar olunması gerekir. Teşekkür borcumuz var. Herkes darbe alacak n Çalışan haklarında nasıl bir geriye gidiş söz konusu? Çalışma yaşamında ciddi hak kayıpları söz konusu. Bu tüm dünyanın sorunudur. Salgın ilk olarak en güven cesiz, en korumasız en düzensiz işlerde çalışanları etkiledi. Ücretliler arasında ilk kayıp yaşayanlar düşük vasıf gerektiren işlerde çalışanlar oldu. Yüksek vasıf gerektiren işlerde çalışanların da garantisi yok. Süreç böyle devam ederse aşama aşama emeğiyle yaşamını sürdüren herkes bundan darbe alacak. İşçiler olarak sorunlarımız, konuştuğumuz konular değişti. Dün ücretlerin yetersizliğinden, işçi haklarının nasıl geliştirileceğinden söz edilirken bugün gelir güvencesinin nasıl sağlanacağı, işi korumak için çaba gösteriliyor. En çok şikâyet perakendede n Koronavirüs günlerinde üyelerinizden ne tür şikâyetler geliyor, en çok şikâyet hangi sektörlerde? İşletmeler faaliyetine devam ediyorsa işçi iş yerine gitmek zorunda kalıyor. Ödenmesi gereken faturalar, krediler ve kredi kartı borçları beklerken işçilerin işe gitmemesi, işsiz kalmaları gerçekçi gözükmüyor. Şartlar ne olursa olsun çalışmak zorunda. Sendikalı işyerlerinde çalışma şartları diğer işyerlerine göre çok daha iyi durumda. Ancak sendikasız işyerlerinde bu süreçte bazı sorunların yaşandığını biliyoruz. Özellikle çalışma sürelerinin uzaması ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi sorunların başında geliyor. Perakende sektöründe çalışan kardeşlerimizden gelen şikâyetler diğer sektörlerden gelenlere göre daha fazla. En fazla şikâyetin geldiği diğer bir sektör de taşımacılık veya lojistik. Patronların kişisel koruyucu donanım ürünlerini tedarik etme yönünde hevessiz davrandığına yönelik şikâyetler alıyoruz. 15 günlük kapsamlı bir sokağa çıkma yasağı/kısıtlaması uygulanmalı. Burada çalışanların ücretleri de tam ödenmeli. Ergün Atalay VERMESEYDINIZ DE OLURDU n 3 ay işten çıkarılma yasaklandı. Ücretsiz izne gönderilen çalışana günlük 39 lira ödenecek, nasıl değerlendiriyorsunuz? İşten çıkarma yasağının getirilmesini olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak ücretsiz izin uygulamasının tek taraflı olarak işverene tanınması yanlıştır. Üstelik ücretsiz izin döneminde işçilere ödenecek olan tutar kesinlikle yeterli değildir. Çalışan 1.177 liraya mahkum edildi. Bundan da damga vergisi kesiliyor, İşsizlik aylığına erişim şartları ile yapılan ödemenin iyileştirilmesini talep ettik. Asgari ücretin yetersiz olduğu bir durumda, söz konusu ödeme işçi ve ailesinin gıda masrafını dahi karşılamayacak düzeydedir. Emekçiye “vermeseydiniz de olurdu” dedirten bir düzenlemedir. Mutlaka yeniden gözden geçirilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu işçiler içindir, işverenleri teşvik etmek için değildir. n Kısa çalışma ödeneğinin kapsamı ve süresini emekçiler açısından yeterli buluyor musunuz? Hemen söyleyeyim: Hayır bul muyorum. Bu süreçte işçi ve ailesini yani toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan nüfusu korumak, sosyal devletin en önemli görevidir. Yasada aranan koşulların kaldırılması ve bir gün dahi sigorta ödemesi olan işçiye bu ödeneğin ödenmesi gerekmektedir. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanma şartları bu dönem için aranmamalı. 15 Mart 2020 tarihi itibarıyla çalışmakta olan herkese ödenekten yararlanma hakkı tanınmalı. n Toplusözleşme, uyuşmazlık görüşmeleri ve greve ilişkin süreçler 3 ay durduruldu, ne diyeceksiniz? İşletmeler, fabrikalar kısmi olsa da faaliyetlerine devam ediyor. Bu ortamda beklenen, toplu iş sözleşmeleri müzakerelerinin de devam etmesi, sürecin işlemesidir. Bu dönemde “sözleşme yok, grev hakkı yok, ben istediğim gibi baskı kurarım işçiler üzerinde” düşüncesinde olan bazı işverenlerin eline bir fırsat verebilir bu düzenleme. Bu düzenleme nedeniyle yine yük emekçilerin omuzlarına yüklenebilir. ÇALIŞANA DA CAN SUYU VERILMELI n Korona döneminde hükümetin çalışanlar için attığı adımları yeterli buluyor musunuz, ne tür önlemlere ihtiyaç var? Özellikle işten çıkarmaların yasaklanması atılan önemli adımlar arasında. Ancak, kısa çalışma ve işsizlik ödeneğini hak etme koşullarının bu süreçte işçi ve ailelerin gelirden uzak kalmasını engellemek amacıyla gözden geçirilmesi gerekmektedir. İşverenlere verilen can suyu, nefes kredisi gibi, bu yöndeki düzenleme de işçi ve ailesine verilen bir nefes olacaktır. Bu dönemde, çalışanların ihtiyaç kredileri ödemeleri ile kredi kartı borçlarının faizsiz olarak belli bir süre ertelenmeli. Elektrik, doğalgaz, su, telefon gibi zorunlu fatura ödemelerinde belirli bir tutara muafiyet getirilebilir. Emekçilere yönelik düzenlemeler son derece yetersiz. Kapsamlı doğrudan nakit destekleri sağlanmadığı sürece emekçiler bu süreci rahat atlatamaz. n Örgütlenme çalışmalarınız sekteye uğradı mı bu dönemde? Sendikalarımızın çoğunun üye sayısında son dönemlerde bir artış söz konusuydu. Sahada sürdürdüğümüz örgütlenme çalışmalarına salgın ekseninde alınan tedbirler nedeniyle sendikalarımız ara vermek zorunda kaldı. Sendikal örgütlenmede karşılaşılan engeller ve kısıtlamalar daha önce de vardı. Ancak bu dönemde koronavirüsün ciddi olumsuz etkisi oldu. Bizler bu engelleri aşabilmek için ayrıca bir mücadele vermekteyiz. Emek dostları birleşmeli n Asgari ücretin belirlenme sürecinde Türkİş, DİSK, Hakİş ve diğer konfederasyonların ortak hareket ettiğini gördük. Bu dönemde de hak gasplarına karşı ortaklaşma söz konusu olacak mı? Evet, ortak hareket etme eğilimimiz var. Bu konuda diğer işçi konfederasyonu başkanlarıyla sürekli iletişim halindeyiz. Bizim başta gelen görevimiz ve sorumluluğumuz; işçinin can güvenliğini, evine ekmek götürebileceği işini ve ekmeğini alacağı gelirini sonuna kadar koruyup kollamaktır. Yaşama ve çalışma şartlarını iyileştirmektir. Sendikalar ve üst örgütleri konfederasyonlar, tüm emek dostu kuruluşlar, aralarındaki ayrılıkları sona erdirip bir araya gelmek zorundadır. Önümüzdeki yıl 1 Mayıs’ı birlikte alanlarda kutlamalı, işçinin taleplerini bir ağızdan seslendirmeliyiz. Emeğin hak ve çıkarlarını birlikte koruyup geliştirmeliyiz. İşçilerin arasında kurulmak istenen zorlama sınırlar aşılmalıdır. İşçileri ve örgüt İşçilerin arasında kurulmak is büyük bir artış göstereceği bu dönemde yine işçi haklarının es leri sendikaları değer tenen zorlama sınır netilmesi talepleri siz gören bir anlayış lar aşılmalıdır. İşçileri gündeme gelecek tan kurtulmak için ve örgütleri sendikaları tir. Öncelikle be yalnızca 1 Mayıs’ta değersiz gören bir an lirli işkollarında değil her zaman bir layıştan kurtulmak için ki çalışma biçim likte mücadele edil yalnızca 1 Mayıs’ta de leri, çalışma kalıp melidir. Sosyal devleti ğil her zaman birlik larının tümden de te mücadele edilmelidir. ğişebileceğini söyleyebiliriz. Çetin müca inşa zamanı delelerle karşılaşacağız. n Aşı bulunur ve normal hayata geçilirse nasıl bir çalışma hayatı bizi bekliyor olacak? Dürüst ve gerçekçi olmamız Bakıyoruz hâlâ bazıları “param da param cebim de cebim” diyor; emekçiyi kimse düşünmüyor. Bu nedenle olası bir normal lazım; kolay günler görmeyece leşme durumunda, hepimizi cid ğiz. Yeni döneme geçiş zor bir di bir mücadele süreci bekliyor. süreç olacaktır. Özellikle risk al Şimdi sosyal devleti yeniden tında olan; konaklama ve yiye inşa etmenin, sosyal adaleti sağ cek hizmetleri, imalat, peraken lamanın ve eşitsizliği ortadan de, ticaret ve idari hizmetler ile kaldırmak için çalışmanın zama turizm sektörlerinde süreç daha nıdır. Şimdi işçinin, memurun, da zor geçecek gibi gözükmekte. çiftçinin, esnafın, emeklinin, iş Genç işsizliği oranının daha da sizin, yani toplumun geniş ke yükseleceği tahmin ediliyor. simlerinin taleplerinin karşılan Ekonomideki daralmanın çok ması zamanıdır. Evden çalışma internet taleplerini artırıyor Salgın sürecinde perakende sektöründe yaşanan köklü değişimin masaya yatırıldığı Online CEO Club toplantısında konuşan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, değişimin telekom sektörüne etkisinin de ka çınılmaz olduğunu aktardı. Şahin, “Evine ilk kez internet alanların sayısı artıyor. Evden çalışan kişi sayısının artışı yazılım, VPN ve telekonferans sistemlerine olan talebi artırdı. Kullanım artık gün içine yayıldı. Vodafone özelinde mobil trafikte yüzde 10, sabitte yüzde 60’a varan artışlar göz Meltem Bakiler Şahin lemliyoruz” dedi. İşçi temsilcileri sözleşme istedi MUSTAFA ÇAKIR Türkİş, Hakİş ve DİSK, yaklaşık 2.5 yıldır asgari ücretle geçinmeye çalışan kamuda kadroya, belediyelerde ise şirketlere geçirilen 1 milyon işçi için hükümete toplusözleşme çağrısı yaptı. 3 işçi konfederasyonu da hemen toplusözleşme sürecinin başlatılmasını istedi. Türkİş Başkanı Ergün Atalay, “Bu işçiler asgari ücretle çalışıyorlar. Bunlar dört gözle sözleşme bekliyorlar” dedi. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, işçilerin 2.5 yıldır antidemokratik bir şekilde mağduriyet yaşadıklarına dikkat çekti. Çerkezoğlu, “Salgın öncesinde bakanlıktan bu konuda ciddi bir hazırlık görmedik. Şim di salgın gerekçesiyle aynı tablo devam ediyor. Bu asla kabul edilemez. Toplusözleşme derhal başlatılmalıdır” dedi. ‘Öne çekin, derhal başlatın’ Hakİş Başkanı Mahmut Arslan da işçilerin yaklaşık 2 yıldır toplusözleşme hakkını kullanmak için sabırla beklediklerini söyledi. Arslan, kamudaki kadroya geçen işçiler için 31 Ekim 2020 tarihinden itibaren geçerli toplu iş sözleşmesinin yaşanan salgın nedeniyle öne çekilmesini ve yapılacak sözleşmenin yerel yönetimlerdeki sözleşme süreci ile birleştirilmesini istedi. “Yüz binlerce emekçi kardeşimizin artık yüzü gülsün istiyoruz! dedi. l ANKARA Krizden çıkış için ‘eşgüdüm’ önemli Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) online etkinliğine konuk olan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Tano Kouame, “Krizden çıkış için salgın kontrol önlemleri ile ekonomik önlemler eşgüdüm içinde uygulanmalı” dedi. “Türkiye’de de ilk göstergeler krizin ekonomik etkisinin derin ve yaygın olacağına işaret ediyor” diyen Kouame, “İstihdamın, finansal sektörün, tedarik zincirlerinin ve üretime dönük varlıkların korunması üzerinde odaklanarak krizin ekonomik etkilerini hafifletmeye yönelik önlemler ile birleştiren cesur ve eşgüdümlü bir şekilde hareket etmeyi gerektiriyor” diye konuştu. l AA Trump ateşle oynuyor Trump, ikinci kez seçilebilmek için çekinmeden ateşle oynuyor. Bush’un, 11 Eylül’den sonra metin yazarı David Frum, bu tutumu, “Çaresizlikten, başkalarını feda ederek seçim kazanma çabası” olarak niteliyor. Trump’ı, kamuoyu araştırmalarından gelen işaretler korkutuyor. Örneğin, Washington Post’ta Nebry Olsen’ın yorumuna göre, “Bütün kamuoyu yoklamalarının verileri aynı yönde birleşmeye başladı, Trump (Biden’e göre) geride ve desteği düşüyor”. Muhafazakâr Parti’nin Senato seçimlerine katılacak adayları için hazırladığı 57 sayfalık raporundaki “Trump’ı savunmayın, Çin’e saldırın” tavsiyesi de bu verilerin yarattığı kaygıları, Trump’la özdeşleşmeme arzusunu yansıtıyor. Trump’ın korkusunun arkasında iki gelişme: ABD’de ekonomik depresyon derinleşiyor. Trump’ın koronavirüs salgınına karşı izlediği politikalar tam bir beceriksizlik, hatta sorumsuzluk sergiliyor. Birinci gelişmeye karşı Trump acilen, toplumsal mesafe ve eve kapanma yasaklarını kaldırarak ekonomiyi, insanların canı pahasına yeniden canlandırmak istiyor. İkinci gelişmeye karşı da giderek sertleşen bir tonda Çin’i suçlayarak sorumluluktan kurtulmak istiyor. Derin depresyon, rekor düzeyde ölümler ABD’de, borsalarda daha önce görülmemiş sertlikte dalgalanmalar yaşanırken, I. Üç Aylık Dönemde (Q1) işsizlik yardımı almak için başvuranların sayısı 60 milyona, işsizlik oranı yüzde 12.4’e ulaştı. Beyaz Saray Ekonomi Danışmanı Kevin Hassest’e göre, “işsizliğin, Q2’de yüzde 20’ye ulaşması bekleniyor”. Bunların arkasında büyük bir ekonomik daralma var. ABD ekonomisi Q1’de yüzde 4.8 daraldı. Kongre Bütçe Ofisi bu oranın Q2’de yüzde 40 düzeyine ulaşmasını bekliyor. Trump’ın Covid19 salgınıyla mücadele karnesi de bir maddi ve manevi sefalet sergiliyor. Geçen hafta New York’ta bir kamyon içinde bulunan terk edilmiş, kokuşmaya başlamış 60 ceset gibi rezaletler bir yana, Trump’ın politikalarının sonuçlarına iki açıdan yaklaşabiliriz. Birincisi, önce “yalan haber” diye başlayan, “bir iki ayda yok olup gider” diye devam eden ve nihayet geçen hafta “vücuda Lizol (dezenfekte edici sıvı) enjekte etmeye” kadar varan saçmalık ötesi demeçler, her söylediğini daha sonra yalanlama çabaları, gazetecileri azarlamalar, hiçbir sorumluluk üstlenmeme eğilimi vb., insanın kanını donduruyor. Çünkü, ABD, Covid19 vakalarında ölü sayısında dünyada 1. sırada. 1.3 milyar nüfuslu Çin’de 2 Mayıs itibarıyla toplam Covid19 vaka sayısı 84 bin 373, ölü sayısı 4 bin 643 iken, 330 milyon nüfuslu ABD’de bu sayılar sırasıyla 1.1 milyon ve 64 bin 460. Vaka sayısının ikiye katlanma süresi ve 2 Mayıs itibarıyla yeni ölüm sayılarının da sırasıyla Çin için 71 gün ve “0” ABD için 16 gün ve 2 bin 62 olduğu görülüyor. İki taktik Birincisi, Trump bir an evvel sosyal mesafe ve eve kapanma uygulamalarını kaldırmaları için eyaletleri, “benim iktidarım mutlaktır uymanız gerekir” iddiasıyla zorlamayı denedi. Bu totaliter refleks muhafazakârları bile dehşete düşürünce, “öyleyse sorumluluk yerel yönetimlerindir” deyip geri adım attı. Ancak bu “geri adımın” hemen ardından ülkenin her yerinde, eve kapatma önlemlerine karşı çeşitli boyutlarda (hemen hepsine, tepeden tırnağına silahlı sivil milisler katılıyor) patlak vermeye başlayan protesto gösterileri, Trump’ın seçim kampanyası ekibinin boş durmadığını gösteriyor. Cuma günü, bir gösteride Nazilerin ünlü “Çalışma özgürleştirir” (Auschwitz) sloganının ortaya çıkması, “Çin’de virüsü üreten laboratuvarı Yahudiler kontrol ediyor” söylentileri, bu protestoların Yeni Faşizme verimli bir platformu sunduğunu gösteriyor; Trump da bu silahlı adamları “iyi insanlar” olarak tanımlıyor. İkincisi, Trump, Covid19 krizinde sorumluluktan kurtulmak için, giderek artan oranda Çin’i suçluyor. Virüsü Çin’in ürettiğini, dünyaya yaydığını, ikinci kez seçilmesini engellemeyi amaçladığını iddia ediyor; Çin’den tazminat isteyeceğini söylüyor. Beyaz Saray’ın, istihbarat örgütlerine kanıt bulmaları için baskı yaptığı bildiriliyor. Çin de cevap olarak dilini, Çin Denizi’ndeki ABD savaş gemilerine karşı tavrını sertleştiriyor. Trump, ikinci kez seçilebilmek için ülkede Yeni Faşizmi destekliyor, dünyada Çin ile sıcak çatışma riskini göze almış görünüyor. Trump ateşle oynuyor! Ya bir kez daha seçilirse?.. Albayrak 6 Mayıs’ta yabancılarla görüşecek Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 6 Mayıs’ta uluslararası yatırımcılarla telekonferans aracılığıyla bir araya gelecek. Bakanlıktan edinilen bilgiye göre Albayrak, 6 Mayıs Çarşamba günü uluslararası yatırımcılarla saat 16.00’da telekonferans aracılığı ile görüşecek. Citigroup ve Societe Generale’in düzenleyeceği konferans basına kapalı olacak. l Ekonomi Servisi