28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY 9 29 MAYIS 2020 CUMA 2018’de karşılıksız çek nedeniyle 58 bin kişinin hapse girdiği tahmin ediliyor 300 bin esnafa hapis yolu Ülkenin son iki yıldır içinde bulunduğu ekonomik krizden dolayı işleri bozulan, alacaklarını tahsil edemeyen ve çekin karşılıksız çıkması gibi nedenlerle yaklaşık 300 bin esnaf, 26 Haziran’dan sonra hap se girme tehlikesiyle kar şı karşıya. Çoğu kendi işinin pat ronu olan bu insanlar ya 2018 Ağustos’ta yaşanan GAMZE BAL kur krizinden sonra dolar borcu katlandığı, ya kamu hizmeti yaptığı halde ka mudan ödeme alamadığı ya da alacak lısı olduğu şirket konkordato ilan etti ği için bir kuruş dahi tahsilat yapama dığından dolayı zora düştü. Ekonomik kriz koşulları içinde iş yapamaması da İnfaz Yasası ile çete üyeleri, dolandırıcılar tahliye oldu. Çeke hapis cezası kaldırılmazsa yüz binlerce esnafa 26 Haziran’dan sonra hapis yolu açılmış olacak. eklenince işletmesini daha fazla döndüremedi ve iflas etti. İçlerinde, yakın dönemde fabrika sahibi olup da şimdi asgari ücretle çalışmaya mecbur kalanlar var. Kamuoyunda “çek mağdurları” olarak bilinen bu iş insanları, 24 Mart’ta çıkarılan torba yasayla “üç ay içinde borcunun yüzde 10’unu ödemek” şartıyla tahliye edilmişti. Haziran sonunda bu süre dolacak ve yaklaşık 300 bin kişinin 150200 binine yeniden cezaevi yolu açılacak. Bu sürenin uzatılacağı konuşuluyor ancak bunun mağduriyeti ortadan kaldırmaya cağı, hapsin tamamen kaldırılması talep ediliyor. Fırsat verilsin 2018’de karşılıksız çek sebebiyle 58 bin kişinin hapis yattığı tahmin ediliyor. Şu an yüzde 40’ı kadın olmak üzere yaklaşık 300 bin kişi zorda. Mağduriyetlerini duyurmak için sosyal medyada örgütlenen çek mağdurlarının temsilcisi Haydar Zirek, “24 Mart’ta çıkan torba yasaya göre, ödenmeyen çek tutarının yüzde 90’ı her 2 ayda bir eşit taksitlerle olmak kaydıyla 15 taksitte ödenecek. Zaten ödeme şansı olsa hapse girmezdi. Borçlarının yüzde 1’ini bile ödeyemeyecek haldeler” dedi. Borçlu olmalarının ana sebebinin ekonomik kriz olduğunun altını çizen Zirek, “Karşımıza sürekli “alacaklıların hakkı’ çıkarılıyor ama biz de alacaklıydık ve tahsil edemediğimiz için bu haldeyiz” diye konuştu. İnfaz Yasası ile mağduriyetlerinin daha da derinleştiğini kaydeden Zirek’in talepleri şöyle: “Dolandırıcılara bile af var. Bizim suçumuz ne, vergi levhamızın olması ve istihdam sağlamamız mı? Çeke hapis cezası kaldırılsın. İş insanlarına tekrar kazanıp, borçlarını ödeyebilmeleri için fırsat verilsin.” Genç girişimciye göre önlemler yetersiz kaldı Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİ de 66.7’si salgın sebebiyle endişeli. AD), üyelerinin katıldığı Ayrıca ankete katılanla ve salgının psikolojiksos rın yüzde 69.2’si uzaktan yal etkilerini masaya ya çalışmaya başlarken, yüz tıran anketin sonuçlarını de 35.9’u uzaktan çalış açıkladı. manın daha yorucu, yüzde Buna göre üyelerin yüz 25.6’sı ise bu sistemin da de 46.2’si gündelik haya Fuat Pamukçu ha stresli olduğunu düşü tın 612 ayda normale dö nüyor. GYİAD Başkanı Fu neceğini düşünürken, yüzde 51.3’ü at Pamukçu, “Ankete baktığımızda, salgın sebebiyle alınan ekonomik büyük çoğunluğun alınan önlemle önlemlerinin yetersiz olduğu görü rin ‘ekonomi anlamında’ genişletil şünde. Yine ankete göre salgının mesi gerektiğini düşündüğünü gö etkisi azalsa da katılımcıların yüz rüyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Ekonomik güvende ‘kötümserlik’ azaldı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Ekonomik Güven Endeksi, Mayıs 2020” raporuna göre, ekonomik güven endeksi geçen nisan ayında 51.3 iken, mayıs ayında yüzde 20.4 oranında artarak 61.7 değerine yükseldi. Özellikle Covid19 salgını nedeniyle nisan ayında büyük düşüş yaşanan ekonomik güven endeksindeki mayıs artışı, aynı ayla ilgi li tüketici, reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki yükselişten kaynaklandı. Ancak bu endeksin temel olarak 100 değerinden küçük olması genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Endeks Nisan 2018’den bu yana 100’ün altında bulunuyor. l Ekonomi Servisi THY 2 milyar TL zarar etti Türk Hava Yolları (THY), koronavirüs salgınının etkisiyle yılın ilk çeyreğinde 2 milyar 23 milyon liralık zarar açıkladı. Kurum, geçen yılın aynı çeyreğinde de 1 milyar 250 milyon TL zarar bildirmişti. THY’nin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bildirdiği finansal sonuçlara göre, hasılatı yüzde 3 civarı artışla 15.3 milyar lira olarak gerçekleşti. Finansman giderleri 859 milyon lira olarak gerçekleşti. THY’den son yapılan açıklamada iç hat uçuşlarının 4 Haziran’da dış hat seferlerinin ise 10 Haziran’da başlayacağı bildirilmişti. THY artık kabin bagajı alınmayacağını ve iç hatlarda ikram olmayacağını da duyurdu. l Ekonomi Servisi Fahiş fiyat artışıyla stok yapana ceza Ticaret Bakanlığı’nın “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği”ne göre fahiş fiyat artışında bulunduğu tespit edilenlere 10 bin liradan 100 bin liraya, stokçuluk yapanlara ise 50 bin liradan 500 bin liraya kadar idari para cezası verilecek. 13 üyeden oluşacak kurul, olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile acil durumlarda fahiş fiyat artışı ve stokçuluğa karşı piyasa dengesini ve tüketicileri korumaya yönelik gerekli tedbirleri alacak. l ANKARA/Cumhuriyet 46 ilde çiftçi, ürün alamama endişesi yaşıyor. Tarıma hava darbesi Antalya ve Konya’da çöl sıcakları, Eskişehir’de ise don tarımsal ürünlere zarar verdi. Çiftçi Tarsim’den destek bekliyor. Mayıs ayı içinde 46 ilde etkili olan doğal afetler, buğdaydan portakala çok sayıda tarımsal ürünün üretimini olumsuz etkiledi. Özellikle Antalya Kumluca ve Finike ilçelerinde çöl sıcakları etkili olurken, Eskişehir’de ise yaşanan don, tarımsal ürünlere zarar verdi. Antalya’nın Kumluca ve Finike ilçelerinde 1520 Mayıs tarihlerinde yaşanan ani sıcaklık yükselmelerinden narenciye ve zeytin bahçelerinin etkilendiğini belirten Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce, rekoltede yüzde 50’lik bir düşüş beklendiğini söyledi. Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, “Hava şartlarının henüz çiçeklenme aşamasında olan ya da meyveye durmuş ağaçları etkilemesi nedeniyle bu yıl portakal ve zeytini biraz pahalı yiyeceğiz” açıklaması yaptı. Sigorta şart Eskişehir’de ise yüzlerce dönüm tarım arazisini de don vurdu, verim yüzde 50 düştü. Don nedeniyle domates, biber, fasulye, salatalık, kabak, ayçiçeği, pancar ve mısırlar büyük oranda zarar gördü. Aniden gelişen doğa olayı karşısında çaresiz kaldıklarını belirten üretici ise yardım bekliyor. Dondan mağdur olan üretici, ürünlerinin sigorta kapsamına salınmasını isteyerek Tarım Sigortaları AŞ’den (TARSİM) destek istedi. Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, “Fidelerde geri dönüş mümkün değil yapılması gereken don olayının TARSİM kapsamına alınmasıdır” dedi. TZOB: Borçlar bir yıl ertelensin Türkiye Ziraat Odaları Başkanı Şemsi Bayraktar, “Üst üste yaşanan doğal afetler, çiftçimizi üretimi sürdüremez hale getirdi” dedi. Çiftçiye bir an önce destek verilmesini isteyen Bayraktar, 15 Mayıs ve 25 Mayıs tarihleri arasında önce aşırı sıcaklıkların görüldüğünü sonrasında ise yağış, don, dolu, kırağı, aşırı soğuk, fırtına, hortum gibi doğal afetlerin yaşandığını bildirerek “10 gün içerisinde gerçekleşen ani hava değişimi hemen hemen tüm bölgelerde afete neden oldu” diye konuştu. Verim sigortası başlasın “Afet yaşayan çiftçilerimizin kredi borçları bir yıl faizsiz ertelenmeli. Çiftçilerimize valiliklerimiz, il acil destek ödeneğinden yardım sağlamalı” diyen Şemsi Bayraktar, şu önerilerde bulundu: “Yapılan projeksiyonlara göre ülkemizde ani sıcaklık değişimleri yaşanmaya devam edecek. Bu nedenle parsel bazlı verim sigortası uygulamasına geçilmeli. Bu döneme kadar riskler TARSİM kapsamına alınmalı. Bu yıl afetleri yaşayan çoğu çiftçimiz sigorta yaptırmış ve prim ödemiş olmasına rağmen tazminat alamayacak. Çiftçi bir taraftan uğradığı zarar nedeniyle gelir kabına uğrarken, diğer taraftan sigorta primini ödemek durumunda. Bu durumdaki çiftçilere destekleme ödemesi yapılmalı. Afet yaşanan bölgedeki çiftçilerimizin SGK prim ödemeleri, elektrik ve sulama borçları bir yıl ertelenmeli.” l Ekonomi Servisi 31.12.2019 TARİHLİ KARŞILAŞTIRMALI ÖZET BİLANÇOSU (BİN TL) 2019 YILI KARŞILAŞTIRMALI GELİR TABLOSU (BİN TL) AKTİF IDÖNEN VARLIKLAR Hazır Değerler Menkul Kıymetler Diğer Alacaklar Diğer Dönen Varlıklar IIDURAN VARLIKLAR Mali Duran Varlıklar Maddi Duran Varlıklar Maddi Olmayan Duran Varlıklar AKTİF TOPLAMI NAZIM HESAPLAR AKTİF GENEL TOPLAMI 31.12.2018 31.12.2019 PASİF 31.12.2018 31.12.2019 892.492 IKISA VADELİ YABANCI 703.259 KAYNAKLAR 25.514 A. GEÇMİŞ YILDAN DEVREDEN GELİR BAKİYELERİ 12.090 B. GELİRLER 383.650 504.149 12 376.807 326.437 12 Ticari Borçlar Diğer Mali Borçlar Ödenecek Vergi ve Diğ. Yasal Yükümlülükler 4.681 704.244 2 826.991 II ÖZKAYNAKLAR 20.371 2.520 2.624 1.571.222 6.691 Faiz ve Menkul Kıymet Gelirleri Temettü Gelirleri 2.829 Diğer Gelirler 2.569 C. FONLARDAN AKTARILANLAR D. BAĞIŞ ŞARTLARI GEREĞİNCE FONLARA NAKİLLER () 1.518.160 E. TOPLAM GELİRLER 336.902 366.597 346.877 479.146 Resmi Senede Göre Kurulan Fonlar Sonradan Kurulan Fonlar 163.931 1.404.608 182.807 1.331.680 F. FAALİYET GİDERLERİ () Genel Yönetim Giderleri Amaca Yönelik Giderler G. RESMİ SENET GEREĞİ FONLARINA EKLENEN 746 1.596.736 38.223 968 Dönem Net Gelir Fazlası 1.530.250 PASİF TOPLAMI 6.840 NAZIM HESAPLAR 2.683 1.596.736 38.223 3.673 1.530.250 6.840 MALVARLIĞINI ARTTIRICI YATIRIMLAR () Yedek Akçe Koç Ailesi Fonu 1.634.960 1.537.090 PASİF GENEL TOPLAMI 1.634.960 1.537.090 H. DÖNEM NET GELİR FAZLASI 2018 1.725 152.916 69.689 70.342 12.885 399.877 2018 2.683 156.584 62.601 79.310 14.673 383.372 9.644 515.897 15.924 538.593 525.541 12.379 483.631 31.730 510.908 496.009 10.370 9.824 546 10.608 618 11.226 2.683 3.673 Askeri, sivil darbelerin, ilişkili kuluçkalık nöbetleri Evrensel demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ilkelerinden sapmalar, ihanet dozları ile doğru orantılı, ister sandıktan çıkmış sivil iktidarlar, isterse askeri darbeler için geçerli, şaşmaz işlev, karşıtı darbeleri besleyecek toplumsal patlamalara kuluçkalık yapmak değil midir? Türkiye’yi demokratikleştirme adımlarını atamayan, atmayan sivil iktidarlar, iktidara gelmeden yakındıkları sorunları çözme adına verdikleri sözleri rafa kaldırıp iktidarda kalma adına insan hakları, hakhukuk düzenine, demokrasinin olmazsa olmaz ilkelerine ihanet edip suç ortaklıklarında kirlendikçe iktidarda kalabilmenin şaşmaz yolu, milli iradenin sokağa, çatışmacılığa sürüklenmesinden, sivil darbeci ataklardan geçmektir. Emperyal güç odaklarının tuzaklarına maşa olmak kader, kaçınılmazdır. İktidarda kalabilmenin yolu, sivil darbeci yapılanmayı kaçınılmaz biledikçe de, askeri darbelere kuluçkalık yapmak, suç ortağı, iktidar ittifakı olmak da söz konusu olabilir.. “Aldatıldık, kullanıldık, kandırıldık” diyebilmek siyaseten erdem sayılabilirse de pratikte ortaklık bulaşıklıklarından sıyrılmak sanıldığından çok daha zorlu olacağından.. Uygulamalarda hakhukuktan sınırsız, standartsız sapmaların örnekleri çok can yakıcı boyutlara varabilir.. Kimin eli, kimin cebinde kalmıştır? Hakhukuk adalet sapmalarının boyutları hangi ölçeklere varmıştırın ölçümlenmesi söz konusu olamadığında da.. “OHAL one hal?” sorgulanmalarında, hak hukuk ihlalleri, insan hakları suçlarının boyutları, en sıradan Meclis sorgulaması tutanaklarından bile kitaplara sığmayacak ölçeklere varabilir.. HHH Uzaktan daha bir geçerli, emperyal güç odaklarının projeleri, sivil, askeri darbeler düzeninin işleyişine bakılınca da.. Emperyal çıkarlar adına üzerinden savaşların odak yapıldığı tüm ülkeler içinde.. Ağırlıklı yoksul güney, enerji, her tür doğal kaynaklarının sömürülmesi, terör üzerinden, halkların, İslam dünyasında mezheplerin birbirlerine kırdırılmaları projelerinin sınır tanımazlığında, günümüzün sıcak gündemine girebilen tartışmalarda, araya virüs kuşatması da girmiş olarak olupbitenlerde işler daha bir karışıyor.. Önceki gün Yassıada’nın demokrasi ve özgürlükler alanı olarak açılışına katılan Erdoğan ve Bahçeli’nin Diyanet İşleri Başkanı eşliğinde kurdele kesme törenindeki konuşmalarının içeriği üzerinden, işlenmiş hukuk cinayetlerinin, idamların lanetlenmesi çerçevesinde 27 Mayıs Darbesi’nin masaya yatırılmasına diyecek söz yok. Sorun 1950’lerden günümüze CHP’ye yönelik askeri darbeler çığırtkanlığı, Menderes’ten Cumhur İttifakı’na uzanan tankların, askeri darbelerin, terörün alkışlandığı suçlamaları ile güncel tartışmaların odağına taşınıyor.. Suçlamalardaki izansızlık bir yanda, ister istemez 1950’lerden günümüze hep sağ iktidarlar ağırlıklı yönetilmiş Türkiye’de, siyasal İslam kimliğinin de çok çarpıcı siyasetin odağında kullanılması gerçeği diğer yanda.. Menderes, Demirel, Özal güçlü iktidarları, ister en uzun yılları Erdoğan liderliğindeki koalisyon ittifakları süreçleri içinde, sivil darbe hukuku uygulamalarından, günümüze dönük artan dozlarda haksızhukuksuz otoriterleşme örneklerinin önü alınamaz yükselişini yoka saymak olanaksız.. Ülkenin kurucu aklı, Devlet algısı ile, yönetici iktidarın barışmaması nerelere konulacak? Darbe anayasası kaldırılmadan, baskın seçimlerle demokrasi gelebilir mi? İktidarı paylaşmamak adına sivil darbeciliğe dayanan akıl, devletin kurucu aklını temsil edebilir mi? Krizlerde otoriter devlet istenirken, demokrasiden vazgeçilebilir mi? 18 yıldır iktidarda, seçim yasaları ile oynanıyor Katılımcı demokrasinin, Meclis’in bu anlamda gücünün varlığı reddedilerek, 12 Eylül’le karşı çıkılmış vitrininde, 12 Eylül’ün darbe anayasası kaldırılmadan, baskın seçimlerle demokrasi gelebilir mi? İktidar kendi iktidarını koruma adına torba, kod yasalarla Meclis’i yok sayma, siyasi partileri baraj tehdidi ile karşı karşıya koyma yolunu seçebilir mi? Hiçbir silah sahibine sadık değildir.. Merkez’in rezervinde erime devam ediyor Merkez Bankası’nın “Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Gelişmeleri Nisan 2020” raporuna göre, resmi rezerv varlıkları, nisanda bir önceki aya göre yüzde 6.3 azalarak 86.3 milyar dolara indi. Bu kapsamda döviz varlıkları bir önceki aya göre yüzde 15.5 azalarak 50.1 milyar dolar, altın cinsinden rezerv varlıkları ise yüzde 10.8 artarak 34.8 milyar dolar oldu. Resmi rezerv varlıklar Şubat 2020’de 107.7 milyar dolara kadar çıkmıştı. Ayrıca döviz varlıklar da 2019 sonunda 77.1 milyar dolardı. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle