29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 29 MAYIS 2020 CUMA gorus@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: SERPİL ÜNAY OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Zorunlu bir açıklama ALEV COŞKUN 27Mayıs hareketinin 60. yıldönümü nedeniyle bir yazı yazdım. Bu yazı, 60. yılında 27 Mayıs ve onun getirdiği hukuk devleti ilkelerine bağlı 1961 Anayasası hakkında bilimsel bir yazıdır. 27 Mayıs’a giden yoldaki hukuk devleti karşıtı olaylar da tek tek ortaya konularak irdelemiştir. Her siyasal olayın sosyolojik bir yapısı vardır. Bu yazımızda, siyaset bilimi metodolojisi çerçevesinde, toplumsal ve siyasal altyapının en önemli noktaları belirtilmiştir. Bu makalede askeri hareketler övülmüyor, aradaki fark ortaya konuluyor. Zaten 27 Mayıs askeri hareketi olmasaydı, 1957 seçim sonuçları gösteriyor ki CHP, seçimleri kazanıp iktidara geliyordu. Bu nedenle 27 Mayıs askeri hareketi aslında CHP’nin gelişmesini durdurmuştur. Her yanlışa yanlış diyebilmeli Ancak, 12 Mart ve 12 Eylül tamamen Atlantik ötesi projelerdir. Bunu da söz konusu makalede ortaya koymaya çalıştık. 1961 Anayasası’nın getirdiği hukuk devleti ilkelerini, kurduğu Anayasa Mahkemesi’ni, insan hak ve özgürlükleri alanındaki ilerici kurumlaşmalarını kabul etmek bilimin gereğidir. Zaten Batı dünyasının gerek anayasa hukukçuları gerekse siyaset bilimcileri, 1961 Anayasası’nın bu niteliklerini kabul ediyorlar. Biz; muhafazakâr da ilerici de karşı devrimci de tarikatçı da olsa bütün askeri hareketlere karşıyız. Bu yazımıza karşı çıkanlar, yaşamlarında bir kez olsun “Kırşehir’in ilçe yapılması demokrasiye aykırıdır” diyebiliyorlar mı? “Tahkikat Komisyonu’nun kurulması anayasaya aykırıdır” diyebiliyorlar mı? Bunları yazmaya cesaret gösterebiliyorlar mı? Yazımızda askeri darbeler övülmüyor, nitelikleri ortaya konuluyor. Ancak milli irade kalkanının arkasına sığınarak seçimlerde size oy vermeyen bir vilayet halkını cezalandırıp orayı ilçe yaparsanız, bu demokrasiye sığmaz. Ayrıca bir komisyon kurup o komisyona ağır ceza mahkemesi, askeri mah 8 27 MAYIS 2020 ÇARŞAMBA HABER 27 MAYIS 1960, GERÇEK BIR TOPLUMSAL DEĞIŞIMI VE DÖNÜŞÜMÜ SIMGELER 60. YIL: 27 Mayıs ve 1961 Anayasası Demokrasiyi, milli iradeyi katego 27Mayıs, Türkiye’de rayından çıkan demokratik sistemi yeniden doğru yola getirmek için hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlüklerine bağlı çağdaş ve demokratik bir anayasa yapmayı hedef olarak belirledi. Kurucu Meclis, ilerici, demokratik, hukuk devleti ilkelerine, insan hak ve özgürlüklerine en üst derecede saygılı bir anayasa yarattı. 1961 Anayasası, özgürlüklerin önünü açan ve hukuk devleti ilkelerine bağlı bir anayasadır. 12Mart ve 12 Eylül, 27 Mayıs’ın yarattığı özgürlükçü, demokratik düzenin karşıtı uygulamalar yapmıştır. Birbirinin karşıtı olan bu hareketler, bilimsel olarak aynı torbaya konulamaz. Sosyolojik temelleri ve altyapıları birbirinden farklıdır. rileştirenler, doğal olarak yazıyı özümseyemez ALEV COŞKUN ler. “27 Mayıs as Bugün 27 Mayıs 1960 hareketinin 60. yıldönümüdür. 27 Mayıs, kimilerinin yazdığı, keri bir hareket konuştuğu gibi, sadece askerin harekete geçerek iktidarı ele alma olayı değildir. ti ama Tahkikat 27 Mayıs 1960 hareketinin altyapısında üniversite gençliği ve bu hareketi bayraklarla, alkışlarla destekleyen bir halk kesimi vardı. Komisyonu’nun Bu nedenle 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül aynı torbaya konulamaz. Sosyolojik temelleri ve altyapıları İzmir’deki Demokrat İzmir gazetesine saldırıldı. Çerçeveler kırıldı, makineler tahrip edildi. kararları da birbirinden çok farklıdır. 12 İnönü, Uşak ve İstanbul’da l Ana muhalefet partisi başkanı Mart ve 12 Eylül açıkça Atlantik ötesi projelerdir. Genelkurmay başkanının denetiminde, linç edilmek istendi. İnönü’nün İstanbul’a dönüşünde, Topkapı’da yolu kesildi. Kendisine taşla, sopalarla saldırıldı, İnönü’ye saldır kuvvet komutanlarının emir komuta zinciri altında ne yazık ki bu emperyalist projeleri öldürülmek istendi. Bir mucize ile kurtuldu. l Yine Kayseri’ye il kongresine mak da yanlış uygulamışlardır. giderken askeri birliklerce yolu 27 Mayıs bunun tersine, emir komuta zincirinin dışında, sayıları 38 olan genç subaylar, yüzbaşı, kesildi. l Nisan 1960’ta, İnönü Meclis’te konuşurken, Meclis’ten 12 oturum tı” diyebilmek için binbaşı ve albaylar tarafından gerçekleştirilmiştir. Başlarına getirdikleri general, harekete en dışarıya atıldı. Oysa o, Meclis’in ilk kuruluşundan beri en önemli görevlerde bulunmuş, Cumhuriyetin demokrasiyi ve son dahil edilmiştir. Emir komuta kuruluşunda imzası olan bir kişiydi. zincirini oluşturan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları, olay gerçekleşince görevlerinden Üstelik, hukuka bağlı, adil ve eşit, dürüst bir sistemle 1950 seçimlerini yaparak iktidarı DP’ye barış içinde hukuk devletini iç uzaklaştırılmışlardır. devreden bir devlet adamıydı. Nitelikleri açısından da l En sonunda kısa adıyla, birbirinden farklıdırlar. 27 Mayıs, rayından çıkan demokratik sistemi Alev Coşkun’un 27.5.2020 tarihli yazısını dikkatlice okuyanlar, yazıda yeniden doğru yola getirmek için hukukun üstünlüğü, insan hak körü körüne bir övgü olmadığını, aksine nesnel olayların ve özgürlüklerine bağlı çağdaş ve demokratik bir anayasa yapmayı hedef olarak belirledi. Bunun için bilimsel metotlarla ortaya konduğunu görürler. görevlendirilen Kurucu Meclis, İnönü’ye saldırılara ilişkin yayın yasağı getirildi. 2829 Nisan 1960’ta İstanbul ve Ankara’da öğrenci eylemlerine polis çok sert müdahale etti. “Tahkikat Komisyonu” kuruldu. “Milli irade, Meclis, İnceleme Komisyonu kuramaz mı” diye itirazların yükseldiğini duyumsuyorum. Bu itirazın yanıtını kitabında Prof. Dr. Ali Fuat Başgil veriyor. Diyor ki: “Meclis Tahkikat Komisyonu kurabilir. tenlikle benimsemek ve özümsemek gerekir. tayinle değil, seçimle oluşmuştur. Anayasaya aykırı değildir. Sektörlere göre gerçekleştirilen Ancak bu komisyona olağanüstü seçimlerle; işçi sendikaları, kemeler ve savcıların yetkilerini aşıp barolar, üniversiteler, öğretmen kuruluşları, esnaf odaları, ticaret ve sanayi odaları, tarım yetkiler veren kanun anayasaya Önemli dipnot... aykırıdır.” Peki, neydi bu yetkiler? Komisyon, basına her türlü gazete kapatma, insanları hapse atma kooperatifleri kendi aralarında toplanarak yaptıkları demokratik seçimlerle temsilcilerini oluşturdular ve Kurucu Meclis’e yasak koyuyor, gazeteleri Televizyonlarda reyting almak için ya kapatabiliyor, matbaalarına el koyabiliyor, siyasal toplantıları yasaklıyor, istediği kişiyi gönderdiler. 12 Eylül ise Meclis’i tayinle yetkisi vermek hukuka hiç sığmaz. Ay pılan saçma sapan iddialara yanıt ver oluşturdu.Dörtgeneralintayinle oluşturduğu Meclis’e “Danışma Kurulu” adı verildi. rıca bu komisyonun kararlarına hiçbir Görüldüğü gibi Meclis’in oluşum mek karakterime uymaz. Bu yazımla il biçimi nedeniyle de birbirlerine tamamen zıt hareketlerdir. 27 biçimde itiraz edilemiyordu. Bu da do Mayıs’ın oluşturduğu Kurucu gili tartışmak yerine karmaşa yarat Meclis, 9 ay içerisinde, Türk Vatan Cephesi kuruldu. Eğitim Birliği Yasası’nı tahrip etti, tarikatların güçlenmesini sağladı. Tahkikat Komisyonu kuruldu ve geniş yetkiler verildi. bir kavram olduğunu, günümüzde de geçerliliğini yitirdiğini belirtirler. (Bu sorun ayrı bir yazımızın konusu ve adil seçimleri gerçekleştiren CHP’nin bütün mal varlığını elinden almak oldu. Köy Enstitüleri, tutukluyordu. Üstelik bu kararlar kesindi, itiraz edilemezdi. Bu kararlara karşı çıkanlar da 3 yıl hapis ile cezalandırılıyordu. Dünyanın neresinde var? Şimdi bu konuda itiraz edenlere sesleniyorum: Dünyanın hangi ğal hukuk kuramına aykırıdır ve hu mak için Habertürk TV’de 60 yıl önce ve tarihininenilerici,endemokratik ve hukuk devleti ilkelerine, insan hak ve özgürlüklerine en üst Aynı torbaya konulamaz olacaktır.) 12 Mart ve 12 Eylül, aldığı kararlarla 27 Mayıs’ın yarattığı Demokrasi, Halkevleri kapatıldı. (1953) l 1954 seçimlerinden sonra kendisine oy vermeyen Kırşehir demokratik ülkesinde böyle komisyonlar vardır? Hangi ülkede kendisine oy vermeyen bir vilayetin kuk devletiyle bağdaşmaz. derecede saygılı bir anayasa yarattı. özgürlükçü, demokratik düzenin iktidarın hukukla Bu anayasa halkoylaması ile kabul edildi. 1961 Anayasası, bütün karşıtı uygulamalar yapmıştır. Böyle bir durumda, gerek yapılışları, gerek sınırlandırılmasıdır dünyada Batılı bilim adamları dayandığı sosyal katmanlar, gerek Biz, 27 Mayıs öncesi gençlik vilayeti ilçe, Abana ilçesi ise belde halkına ceza verilir ve ilçeye fat eden Vedat Eczacıbaşı’nın ölümün yapıldı. (30 Haziran 1954) l Emekli Sandığı Yasası’na getirilen bir değişiklikle, Yargıtay, dönüştürülür? Dünyanın hangi ülkesinde kurulan bir “İnceleme Komisyonu” gazetelere el koyabilir, tarafından kabul edildiği gibi ilerici, düşünsel temelleri gerekse yarattığı hareketleri içerisinde, daha sonra Danıştay, Sayıştay üyeleri hiçbir mahkemelerin üstüne çıkarak demokratik ve özgürlüklerin önünü sonuçlar bakımından birbirinin 1961 Anayasası’nın hazırlanışında Körü körüne bir övgü yok açan ve hukuk devleti ilkelerine bağlı bir anayasadır. karşıtı olan bu hareketler, bilimsel olarak aynı torbaya konulamaz. Sosyolojik temelleri ve altyapıları Kurucu Meclis’in divan kâtibi olarak görev yaparken de daima demokrasiye bağlıydık. Kesin Gerici karşıdevrim birbirinden farklıdır. olarak da idamlara karşıydık. Demokrasiyi, milli iradeyi katego 12 Mart tutucu, muhafazakâr; 12 Eylül ise gerici ve karşıdevrimcidir. Yolun taşları Her ikisi de 1961 Anayasası’na Bu yazımızda ileriye sürülen Başbakan Menderes ve iki bakanın idam edilmeleri çok büyük bir hata, siyasal bir basiretsizliktir. rileştirenler, doğal olarak bu yazımı karşı hareketlerdir. 12 Mart 1971’i yapan zamanın Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, toplumsal ve siyasal çözümlemelere karşı, kimi yazarlar “milli irade” kavramını öne sürerek ve idamları Demokrasi, siyasal iktidarın hukukla sınırlandırılmasıdır. Demokrasi, milli irade ve “Toplumsal gelişme, ekonomik da anımsatarak demokrasiye seçimle gelenin her istediğini zı özümseyemezler. 27 Mayıs askeri gelişmeyi aştı” diyordu. 1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlük karşı bir yazı yazdığımızı söyleyebileceklerdir. yapması demek değildir. Çağımız demokrasileri, siyasal den beni sorumlu tutmak istediler. Bu neden gösterilmeden emekli ediliyorlardı. hiçbir itiraz yolu da olmadan insanları hapse atabilir? l Basın özgürlüğüne darbe Bunların milli irade ve demokrasi derece saçma ve bu derece çirkin bir id indiriliyor, basın davalarında “ispat hakkı” tanınmıyor, gerçek olsa bile iktidara karşı yapılan bir ile bir ilişkisi, bir bağı olabilir mi? İçtenlikli destek haber ceza ile sonuçlanıyordu. Tüm bu nedenlerle, 27 Mayıs dia karşısında susmak olmaz. Sayın Pı İspat hakkını savunanlarla, “İsmail gerçekleşince, üniversite Hakkı” diye alay ediliyordu. 1960’a gençliğinin büyük çoğunluğu gelindiğinde 800’e yakın gazeteci tarafından desteklendi, halk nar Eczacıbaşı’nın acısını duyumsuyo hapishanelerdeydi. l Vatan Cephesi kuruldu. Radyolar her gün Vatan Cephesi’ne tarafından alkışlandı. 27 Mayıs 1960, getirdiği ilerici ve demokratik anayasa ile gerçek bir girenlerin isimlerini yayımlıyordu. toplumsal değişimi ve dönüşümü ortamı, toplumsal gelişmeyi sağladı, bunu durduruyoruz demek rum. Bu olayı TV programında tetikleyen istiyordu. bir hareketti. Ama “Kırşehir’i ilçe yap 12 Eylül ise, ilerici 1961 Anayasası’nı topyekun ortadan Sayın Nagehan Alçı’nın, olaylardan ya kaldırdı. 1982 Anayasası’nı yarattı. mak da Tahkikat Komisyonu’nun ka Türkİslam sentezini kabul etti. Milli irade, demokratik ve anayasal bir kavramdır ve bunun üzerinde derinlemesine yorum yapmak bu yazının sınırlarını aşar. Ancak gerek Batılı anayasa hukukçuları gerekse Prof. Ali Fuat Başgil gibi anayasacılar, milli iradenin soyut iktidarların anayasa kurulları ile sınırlandırıldığı rejimlerdir. Bu çerçevede DP’nin demokrasiyle çelişen uygulamalarına bakmak gerekir. l 1950 demokratik seçiminden sonra DP’nin ilk icraatı o tarafsız Ülke, siyasal iktidarın düzenlemesiyle Vatan Cephesi ve karşı cephe olarak ikiye bölündü. l Partisinin il kongresinde konuşmak için Uşak’a giden CHP lideri İsmet İnönü, DP’liler tarafından taşlandı. Ardından simgeler. İdamlara karşıyız. Ancak Türk demokratik yaşamının anlaşılabilmesi için, muhakkak 1960 öncesinin gerçekçi ve bilimsel verilere dayanarak çözümlenmesi, analiz edilmesi gerekmektedir. rarları da Topkapı’da muhalefet lideri rarlanarak karmaşa yaratmak âdeti za İnönü’ye saldırmak da yanlıştı” diyebil ten biliniyor. mek için demokrasiyi ve hukuk devle Bu konu çok çirkindir. Olayın tanıkla tini içtenlikle benimsemek ve özümse rı halen yaşıyorlar. Merak edenler, aile mek gerekir. 27 Mayıs’ı yapan subay büyüklerinin, olayların içinde bulunan lar, birçok hatalı karar aldılar. Örneğin, isimlerin tanıklıklarına başvurabilirler... 147 öğretim üyesinin görevden alınma Hukukta “illiyet rabıtası” bugünkü de ları, örneğin gereksiz yere Doğu Anado yişle “illiyet bağı” ya da “nedensellik lu’daki kimi aşiret reislerinin batı ille bağı” diye bir kavram vardır. Sayın Al rine sürülmesi gibi... çı, bu kavramı hukukçu eşi Rasim Ozan Dikkat edilirse, körü körüne bir övgü yoktur. Bu gibi olayları nesnel olarak yorumlamak, korkmadan ortaya koymak, hem bilgi hem de cesaret istiyor. Kütahyalı’ya sorarsa, büyütmek istediği olayın hukuksal boyutunu anlayabilir. Hukuk başka, sağa sola saldırmak başkadır. 40.00 TL 24.00 TL Atatürk ‘Tekâlîfi Milliye’yi anlatıyor6 Sevgili okurlarım, güncel olaylar o denli hızlı ve sıcak ki... İktidar COVID19’dan da yararlanarak Demokrasiyi bütünüyle zedeleyen o kadar çok karar alıyor ve uygulama yapıyor ki... Adalet mekanizması iktidar tarafından o denli kötüye kullanılıyor ki... Koronavirüs salgını hayatımızı o denli etkiledi ki... Yine COVID19 dolayısıyla gündeme gelen “Tekâlîfi Milliye” konusunda Atatürk’ün ne dediğini anlattığım yazı dizisine uzun süre ara vermek zorunda kaldım. HHH İzninizle önce, bu konunun COVID19 dolayısıyla nasıl gündeme geldiğini anımsatayım, ondan sonra devam edeyim: İktidar CHP’li belediyelerin Koronavirüsle mücadele için başlattıkları yardım kampanyalarını engelleyip, aşevlerini kapatıp, bankada toplanmış olan paralara da el koyduktan sonra, kendisi bir yardım kampanyası başlattı. Bu yardım kampanyasına bazı kamu kuruluşlarının zorunlu olarak katıldığı, bazı memurların maaşlarından kesintiler yapıldığı medyaya yansıdı. İşte bu ortamda iktidar, İstiklâl Savaşı sırasında Mustafa Kemal Atatürk’ün Kütahya Muharebesi’ndeki ricat sonrasında, Sakarya Savaşı zaferi öncesinde, kendisine verilen Başkomutanlık yetkileri bağlamında çıkardığı ilk yasa olan Tekâlîfi Milliye Emirleri’ni anımsattı. Oysa, mevcut durumun, yani istenen yardımların, ne İstiklâl Savaşı ile ne de Tekâlîfi Milliye emirleri ile ilgisi vardı. Bu gerçeği anlatmak için bizzat Atatürk’ün sözlerine başvurdum ve NUTUK’tan alıntılar yapmaya başladım. Bugün bu yazıların altıncısı ile devam ediyorum. (Merak edenler, Cumhuriyet’in internet sitesinde, bu yazımın yanındaki “Tüm Yazıları” seçeneğini tıklarlar ve geriye doğru giderlerse, öteki beş yazıyı da okuyabilirler.) HHH “Başkomutanlığı Fiilen Üstlendim Muhterem efendiler, Başkomutanlığı fiilen üstlendikten sonra birkaç gün Ankara’da çalıştım. Genelkurmay Başkanlığı’yla Milli Savunma Bakanlığı’nın kadroları ile Başkomutanlık Karargâhı’nı oluşturdum. Bu iki makamın ortak çalışmasını Başkomutanlıkta birleştirip dengelemek için ve bundan başka, orduyu ilgilendiren ve Başkomutanlıkla çözülmesi gereken diğer bakanlıklara ilişkin işlerin yürütülmesi için de yanımda küçük bir büro oluşturdum. Ankara’daki çalışmam, sadece ordunun insan ve ulaşım araçları bakımından kuvvetini artırmaya yönelik olan, yiyecek, içecek ve giyim gereksinmelerinin karşılanmasına ve düzenlenmesine ilişkin önlemleri almakla geçti. Milli Vergiler (Tekâlîfi Milliye) Emirleri Bu sözünü ettiğim sorunları çözmek için, iki gün zarfında, 7, 8 Ağustos 1921 tarihlerinde, Milli Vergiler, (Tekâlîfi Milliye) Emri adı altında yaptığım genel bildirilerden her birinin kısaca içeriğinden söz edeyim. Bir savaşın kazanılması için ne derece küçük şeylerin bile dikkate alınması gerektiğine ilişkin bir fikir vermek amacıyla, bu emirlerin içeriğini açıklamayı önemli görürüm:” (Emre Kongar Seçkisiyle, NUTUK, Remzi Kitabevi, İstanbul, s. 144) HHH Sevgili okurlarım, bu konudaki son yazıyı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi sözleriyle “Tekâlîfi Milliye’nin 10 Emri”ni aktararak yazacağım. Bu bunalımlı günlerde bir kez daha: YAŞASIN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK... YAŞASIN KURTULUŞ SAVAŞI... YAŞASIN DEMOKRATİK CUMHURİYET! 25.00 TL 15.00 TL 20.00 TL 6.00 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle