15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI DOLAR [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY AVRO STERLIN FAİZ BORSA 9 4 NİSAN 2020 CUMARTESİ ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.6990 5 kuruş 7.2350 0.6 kuruş 8.2240 2.3 kuruş 11.95 0.39 puan 89.552 41 puan 2348.64 19.82 lira 347.83 3.47 lira Koronavirüs salgınının tüketici harcamalarına etkisi yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı Enflasyon virüsle arttı Tüketici enflasyonu mart ayında şubat ayına göre yüzde 0.57 arttı. Ana harcama grupları açısından, gıdadaki yüzde 1.95 ve sağlıktaki yüzde 2.78’lik aylık yükselişler dikkat çekti. Enflasyon, Türkiye’nin en önemli kronik sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Tüketici Fiyat Endeksi, Mart 2020” çalışmasına göre, TÜFE’de mart ayında bir önceki aya göre yüzde 0.57, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 2.29 artış oldu. Geçen yılın aynı ayına (yıllık TÜFE) göre ise yüzde 11.86 yükselme yaşandı. Bu oran, şubat ayında yüzde 12.37 idi. Ayrıca martta 12 aylık ortalama TÜFE artışı yüzde 13.33. Koronavirüs salgınının enflasyona etkisi ise, mart ayı verilerinde henüz yeterli düzeyde görünmedi. Ancak, ana harcama grupları açısından bakınca, yine de önemli sonuçlar var. Bu kapsamda ana “gıda ve alkolsüz içecek”te aylık artış yüzde 1.95, “sağlık”ta yüzde 2.78 oldu. Yıllık artış da gıdada yüzde 10.05, sağlıkta yüzde 12.81. Ayrıca gıdadaki 3 aylık enflasyonun yüzde 9.18 gibi yüksek seviyede olması da dikkat çekiyor. TÜİK kolonyası Bunlara karşın, petrol fiyatlarında gerilemenin etkisiyle “ulaştırma” harcama grubu TÜFE’sinde yüzde 1.91 aylık düşüş oldu. Ayrıca “haberleşme”de aylık yüzde 0.5 düşüş yaşandı. Mal ve hizmet bazında, aylık en çok fiyatı artan ürünler yüzde 45.37 ile sivribiber ve yüzde 30.39 ile patates olurken, ilaç (yüzde 6.85), tavuk (yüzde 6.2) ve kuzu eti (yüzde 5.35) fiyatlarında da önemli artışlar var. Koronavirüs nedeniyle büyük talep gören kolonyada aylık fiyat artışının yüzde 2 ile sınırlı kalması dikkat çekti. En çok fiyat düşüş ise yüzde 93.2 ile banka ile havale ücretinde. Mart ayında “çekirdek enflasyon”da yükselme eğilimi devam ediyor. B grubu enflasyonu (işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün hariç TÜFE) aylıkta yüzde 0.77 artarken, yıllıkta yüzde 11.65’e yükseldi. Bu oran şubatta yüzde 11.1’di. Belirsizlik fazla Enflasyonla ilgili İş Yatırım analizinde, “Gıda fiyatlarındaki yükseliş ve TL’de devam eden değer kaybı nedeniyle enflasyon kısa vadede yüksek seyretmeye devam edebilir” denirken, Rabobank gelişmekte olan piyasalar döviz stratejisti Piotr Matys, şu vurguyu yaptı: “Türkiye karmaşık bir durumla karşı karşıya. Genel olarak, enflasyonun önümüzdeki aylarda yine gerileyebileceğini, çünkü bu güçlü dezenflasyon etkilerinin, TL’deki zayıf seyrin enflasyon üzerindeki olumsuz etkisinden potansiyel olarak çok daha güçlü olacağını düşünüyorum.” l Ekonomi Servisi ÜRETICININ SORUNU ARA MALI TÜİK’in “Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi, Mart 2020” raporuna göre, YÜFE martta önceki aya göre yüzde 0.87, geçen aralık ayına göre yüzde 3.22 arttı. Yıllık YÜFE ise yüzde 8.5 oldu. Bu oran şubatta yüzde 9.26 idi. 12 aylık ortalama ise yüzde 12.61 oldu. Bu kapsamda aylık fiyat artışları “ara malı”nda yüzde 2.03, “semaye malı”nda yüzde 2.01, “dayanıksız tüke tim malı”nda yüzde 1.76, “dayanılıklı tüketim malı”nda yüzde 1.35 oldu. “Enerji”de ise yüzde 6.82 düşüş gerçekleşti. Sektörel olarak ise imalat sanayisinde aylık artış yüzde 0.91 oldu. Banka ve kredi kartı ile yapılan süpermarket harcamaları iki hafta önce 5.3 milyar TL iken, geçen hafta 4 milyar TL’ye düştü. Harcamalar yüzde 30 azaldı Banka ve kredi kartı ile yapılan toplam harcamalar geçen hafta, bir önceki haftaya göre yüzde 30.8 düşüşle 19.6 milyar TL’den 13.5 milyar TL’ye geriledi. Merkez Bankası’nın (TCMB) haftalık olarak yayımladığı verilere göre, toplam harcamalar iki hafta önce 21.3 milyar TL seviyesinde bulunuyordu. Market harcamalarındaki güçlü seyir devam etti ancak genel olarak tüm sektörlerde düşüş görüldü. Düşüşler havayolu, giyim gibi sektörlerde daha da belirgin oldu. Öte yandan, AA’ya konuşan Enerji Petrol Gaz İkmal İstas yonları İşveren Sendikası Fesih Aktaş, “Türkiye’nin motorinde günlük toplam 6065 milyon litre, benzinde yaklaşık 8 milyon litre, LPG’de 1213 milyon litrelik tüketimi var. Şu anda istasyonlardaki satışların büyükşehirlerde yaklaşık yüzde 70, kırsalda ise yaklaşık yüzde 90 düştüğünü görüyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Tüketici güveni sert düştü Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Mart 2020’deki Perakende Güven Endeksi’nin, Covid19 salgınının etkisiyle bir önceki aya göre 7.1 puan azaldığını, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise 9 puan düştüğünü ortaya koydu. Bu düşüşte, geçen 3 ayda işlerin duru mu ve gelecek 3 ayda satış beklentisindeki düşüş etkili oldu. Gelecek 3 aya ilişkin satış beklentileri, bir önceki aya göre 13.4 puan, bir önceki yılın aynı ayına göre 17 puan azaldı. “Elektrikli ev aletleri, radyo ve televizyonlar” sektörü, mart ayında perakende güveni artan tek sektör oldu. ABONEYE KIYASEN FATURA EPDK, “Kıyasen Fatura Düzenlemesi” uygulamasına başladı. Üç ay sürecek uygulama sadece karantinaya alınan yerlerde, idari kararlarla sayaç okumalarının durdurulduğu yerleşim yerlerinde ve sayaç okuma yapan çalışanların sosyal mesafelerini koruyamayacağı durumlarda düzenlenecek. Tüketicinin son 2 yılın ilgili ayına ait tüketim ortalamaları üzerinden faturalandırma yapılacak. 4 Araç muayenelerine ek süre: Salgın nedeniyle muayene yaptıramayanlara üç ay süre tanındı. 4 Maliyetine balık: Çipura ve levrek, 345 Nisan’da zincir marketlerde maliyetine satılacak. Dünya genelinde iflas edecek şirket sayısı yüzde 14 artacak İflas korkusu büyüdü Alacak sigortası hizmeti veren Euler Hermes’in, “2020 yılı Ekonomik Görünüm Raporu”na göre, gelişen ve gelişmekte olan ülkelerde yılın ilk yarısında koronavirüs salgını nedeniyle keskin bir resesyon yaşanacak. Şirket, daha önce 2020 için yüzde 2.4 olarak açıkladığı küresel büyüme tahminini yüzde 0.5’e çekerken şu değerlendirmeleri yaptı: “2020 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 15 daralması bekleniyor. Dünya genelinde iflaslarda yüzde 14 artış beklenirken, bunun sonucunda sadece Avrupa’da 65 milyon kişinin desteğe ihtiyacı olacağı tahmin ediliyor. Covid19 tek çeyrekte küresel ticarette 1.1 trilyon dolar zarara neden olabilir.” BRENT PETROL 33 DOLARI AŞTI Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve diğer petrol üreticilerinin oluşturduğu OPEC+ Grubu’nun yeni bir üretim kısıntısına hazırlandığına ilişkin haberlerin etkisiyle Brent petroün varil fiyatı yüzde 12.93 artışla 33 doları aştı. ABD Batı Teksas hafif ham petrolünün varil fiyatı da yüzde 8.38 artışla 29.63 dolar ile 30 dolara dayandı. Suudi Arabistan’ın domine ettiği OPEC ülkeleri, Rusya ile fiyat konusunda anlaşamayınca, azalan talep sonrası fiyatların 25 doların altına düşmesine sebep olmuştu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, petrol piyasalarında yaşanmakta olan sorunlara çözüm çağrısı yapması ve ABD Başkanı Donald Trump’ın, Suudi Arabistan ve Rusya’nın fiyat savaşını sonlandırarak bir anlaşmaya varacağını beklediğini söylemesi, petrolde fiyat savaşlarının yumuşamasını sağladı. Önceki günden itibaren yükselişini sürdürüyor. Şirketin ocak ayında açıkladığı “Küresel İflas Görünüm Raporu”nda 2020 için iflas artış oranı yüzde 6 idi. Türkiye için tahmin, yüzde 5 artışla 15 bin 400 firmanın iflas edeceği yönündeydi. Yeni raporu yorumlayan Euler Hermes Türkiye Üst Yöneticisi Özlem Özüner, “Şimdi tüm şirketler için bu dönem nakit akışını planlama ve önlem alma zamanı” dedi. l Ekonomi Servisi İŞKUR emekçisi ‘önlem’ istedi Yeni adıma ihtiyaç var Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, “İstihdamı korumak ve özellikle küçük işletmeleri, esnafı desteklemek açısından yeni adımlara ihtiyaç var” dedi. Kaslowski, salgının yarattığı küresel finansal risklerle mücadelenin uluslararası işbirliği içerisinde yürütülmesi gerektiğini de belirtti. Bu yıl hem turizm hem de ihracat gelirlerinde önemli bir gerileme görüleceğini aktaran Kaslowski, şu açıklamaları yaptı: 4 Destek programının odağı işletmelerin nakit akışlarındaki bozulmanın zincirleme iflaslara neden olmasını engellemek ve istihdam kayıplarını en aza indirmek olmalı. 4 Vergi kolaylıkları tüm sektörlere değil sadece “mücbir sebep” tanımındakilere sağlanıyor. Bu yeterli değil. 4 Ekonomide büyük ölçüde daralma olacak. 2020 iç talep ağırlıklı büyüyeceğimiz bir yıl olacak. Biz küçük de olsa pozitif bir büyüme yakalayacağımıza inanıyoruz. 4 Kredi Garanti Fonu maliyet avantajı getirdiği için şimdiden firmalar arasında bir yarış başladı, limitler yetmiyor. 4 Cirosu belli bir oranın üzerinde düşen herkese kolaylık sağlanmalı. l Ekonomi Servisi Simone Kaslowski MUSTAFA ÇAKIR Salgın nedeniyle faaliyetini durdurmak zorunda kalan işverenlerin kısa çalışma ödeneği için, işsiz kalan emekçilerin de gerek iş umudu gerekse de işsizlik ödeneği için kapısını çaldıkları Türkiye İş Kurumu’nda (İŞKUR) iş yükü arttı. Büro Emekçileri Sendikası (BES), İŞKUR’a yazı gönderip acil önlem alınmasını istedi. BES, kısa çalışma ödeneği için sisteme giriş yapılan başvuru sayısının elli binlere ulaştığını, artacak başvurunun, mevcut İŞKUR emekçilerinin tam kadro 7/24 çalışmaları halinde dahi karşılanabilmesinin olanaklı olmadığına dikkat çekti. Bu durumun İŞKUR emekçilerini ve başvuru yapmak üzere kuruma gelen yurttaşları virüs riskiyle doğ rudan karşı karşıya getirdiği, çalışanların şiddete maruz kaldığı olayların yaşandığına işaret edilen yazıda, şu taleplerde bulundu: “Koruyucu sağlık önlemleri arttırılarak bütün hizmet binalarında uygulansın. Vaka tespit edilen yerlerde, birimde bulunan bütün çalışanlara test yapılsın. Her işyerinin başvurusu, kriz sonrasında kanıtlanmak üzere verilecek taahhütle tek formla, uygunluk kararına gerek olmaksızın kabul edilsin. Kapsamda bulunan tüm işyerlerindeki işçilerin tümü şart aranmaksızın, salgın süresince ödenekten yararlandırılsın. Elektronik başvuru zorunlu hale getirilsin. Uzaktan çalışma devam ettirilerek teknik alt yapı artırılsın. Zorunlu işlemler dışındaki hizmetler ertelensin.” l ANKARA Bağış yoluyla parasal genişleme yapan Merkez Bankası Bir ilke daha imza attık; artık dünyanın bağış yoluyla parasal genişleme yolunu seçen ilk Merkez Bankası’na sahibiz… Korona salgınına karşı tüm ülke yönetimleri, özellikle dar gelirlilere dönük doğrudan para yardımı sağlarken, bizim yönetimimiz IBAN verip bağış topluyor. “Biz bize yeteriz” kampanyası birçok açıdan “ilk”e imza attı. Belediyelerin böyle durumlarda her zaman başvurduğu bağış kampanyalarına “yasal değil” denildi. İlk kez kamuoyunda sanki belediye kampanyaları Cumhurbaşkanlığı kampanyasından sonra açılmış gibi bir algı yaratılıp “Devlet içinde devlet olma girişimleri” suçlamalarında bile bulunuldu. Daha önceki kampanyalarda olduğu gibi; işveren örgütleri, büyük şirketler, başta kamu bankaları, “seve seve” bu kampanyalara yüklü bağışlar yaptılar. Sadece bunlar bağış yapıyor gözükmesin diye, telefon kampanyaları ile bağış yapan kişi sayısı artırılıyor. İlk kez rastladığımız unsurlardan biri bazı kamu kuruluşlarının çalışanlarına bağış yapmalarını zorunlu kılmasıydı. Bu da yetmedi ticari faaliyeti olmayan, tümüyle kamu kaynaklarını kullanan bazı kamu kuruluşları da bağış yapmaya başladı. Batmış şirketleri kurtarmakla görevli Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bile bağış yaptı. Bence ilklerden en çarpıcı olanı ise Merkez Bankası’nın kampanyaya 100 milyon TL bağış ile katıldığını açıklaması idi. Daha geçen hafta bir Merkez Bankası yöneticisi “Türkiye büyüyor” diye müjdeli demeç verince düşünmüştüm; uzun meslek hayatımda böyle bir Merkez Bankacılığı yönetim anlayışı görmediğimi... 100 milyon TL bağışı görünce iyice kanaat getirdim... Diğer kamu kurumları ve TMSF’nin yaptığı bağışlar da tabii ki sorunlu, sonunda kamu kaynaklarını kullanıyorlar ve halkın parasıyla dolaylı bir para basma söz konusu. Ancak Merkez Bankası’nın ne yapmaya çalıştığını anlayan pek yok.. Haberi görünce önce “Acaba Merkez Bankası’nın yöneticileri mi para topluyor, miktar çok değil mi?” diye naif bir düşünceye kapıldım ama T.C. Merkez Bankası olarak bağış kararı alınmış. Eski yöneticilere sordum: Banka Meclisi karar verdiği takdirde bağış yapılabildiğini, geçmişte sosyal sorumluluk projelerine küçük bağışlar yapıldığını ama böylesini ilk kez gördüklerini söylediler. Bu parayı Merkez Bankası para basıp karşılayacağına göre bir parasal genişleme yöntemi olarak görmek gerekiyor, doğal olarak. O zaman eski yöneticilerin yönelttiği “Niye bu kadarcık veriyorlar o zaman, Merkez Bankası’nın bilançosunda 100 milyon TL nedir ki” sorusu doğru değil mi? “Madem bu yolla para basıp genişleme yoluna girdiler, en azından 100 milyar TL bağış yapsalardı da işe yarasaydı” türü kinayeli yorumlara katılmamak da mümkün değil. Bu kurumlarla yönetilemez Artık kimse para basmayı, Merkez Bankası’nın parasal genişlemeye gitmesini eleştirmiyor, hatta “Bu dönemde yapılmayacak da ne zaman yapılacak” deniyor. Ancak bunun bütüncül bir plan çerçevesinde olması gerektiğini, ekonomik kurallara uygun, hedefi ve amacı belli operasyonlara ihtiyaç olduğu söyleniyor. Herkes eskinin çok eleştirilen Merkez Bankası’nın Hazine’ye kısa vadeli avans vererek genişleme yapmasına bile, artık razı. Ama bağış nereden çıktı? Dün enflasyon rakamları açıklandı; salgın nedeniyle talebin durduğu bir ortamda bile enflasyon beklentilerin üzerinde çıktı. Bir yandan da Türkiye acil olarak dış kaynak arıyor çünkü döviz rezervleri kötü, 2020 için 170 milyar dolarlık sadece zorunlu dış borç ödemesi gerekecek, artı harcamalar artacak ama kaynak yok... Özetle, kurumlarınız yetkin olmayınca, ne korona ve ekonomik etkilerine karşı sağlıklı kararlarlar alabilirsiniz, ne de ihtiyacınız olan iç ve dış güveni sağlayabilirsiniz. Kurumların en önemlilerinden biri de ülkelerin merkez bankalarıdır ve yetkin, bağımsız, ekonomik gerçeklerle çalışmak zorundadırlar. Mevcut Merkez Bankası yönetim anlayışı ile de, ne enflasyonu kalıcı olarak indirebilirsiniz, ne de FED’in, IMF’nin, G20’nin ülkelere sağladığı, swap gibi bu dönem için şart olan döviz kaynağı ihtiyaçlarından yararlanabilirsiniz. Tabii ki istenileni yapacak mevcut Merkez Bankası yönetimini atayanlarda asıl sorumluluk. Kurumları dibine kadar zayıflatan, bir ülkenin tüm kararlarını iki dudak arasında bırakan anlayışla bugün akılcı yönetilemeyeceği gibi, geleceği halkın çıkarına tasarımlamanın hiç mümkün olamayacağı, artık açık. KOBİ’lere kredi düzenlemesi Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı’na göre, KOBİ’lere KOSGEB tarafından sağlanacak kredi faiz desteğinin üst limiti belirlendi. KOSGEB’ce belirlenerek tutar işletme başına yıllık 3 milyon lirayı geçemeyecek. Konut hesabına esneklik getirildi Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğe göre, konut hesabında birikim yapanlar için düzenli ödeme yapmama imkanının kapsamı 30 Eylül 2020’ye kadar genişletildi. Bu imkan, aylık ödeme planını seçenler için en fazla 6 defa, 3 aylık seçenler için en fazla 2 defa uygulanabilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle