15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 4 NİSAN 2020 CUMARTESİ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN YORUM Akla Dayalı Devlet Çağın veba salgını süreci gösteriyor ki; küreselleşme denen emperyalizmin yaklaşık 50 yıl önce ileri sürdüğü yutturmaca adım adım çöküyor. Bu kirli dalgadan en çok etkilenen Türkiye ve yurttaşlarımız da, Cumhuriyet ilke ve değerlerinin yüzü suyu hürmetine salgın belası ile savaşım veriyor. Savaş verenlerin başında kuşkusuz, bilim geliyor! Yani hümanizma ve uygarlığın gerçek yol göstericisi, bugün yine kurtarıcı konumundadır: İlk kurtarıcı, aklı öncelemeyenlere karşın tıp bilimidir... Umreden dönen milletvekili ve benzerleri ile birlikte 20 bin kişinin, yurdun dört bir yanına salınması, aklı yok saymanın daniskasıdır. Tıpkı, Saray camisinde göstermelik cuma namazı kılınması gibi. Onları ve onlar yüzünden hastalananları da akıl, yani bilim kurtarmaktadır. Hem de bilim insanlarının, hekimlerin, hemşirelerin, sağlık personelinin canları pahasına verdikleri ölümcül savaşımla... Bir başka kurtarıcı, küreselleşme masalının öne sürdüğü yerelleşmeci, özelleştirmeci piyasacılık yerine sosyal devleti önemseyen ulus devlettir. Küreselleşme masalının reisi ABD bile, devlet korumacılığını önceleyerek, kendi sınırları içinde yaşayan yurttaşlarına dönük sosyal önlemleri almak zorunda kalmıştır. Başta Avrupa’dakiler olmak üzere birçok ülke de tarımdan sanayiye birçok alanda kendine yeterlik açısından tüm hazırlıklarını güncellemektedir. Türkiye’de ise yurttaşlar, piyasasever cemaat iktidarı döneminde pompalanan özel sağlık sigortalarının koronavirüs tedavi giderlerini karşılamadıklarına tanıklık etmişlerdir. Salgın konusunda ilk devreye giren hastanelerin, özelleştirme mantığı ile işleyen şehir hastaneleri değil, kamuya ait devlet hastaneleri olduğunu da görmüşlerdir. Buğdaydan enerjiye dışa bağımlı kılınan ülkenin yöneticileri, bırakın geleceğe dönük adım atma hedefini, günün gereksinimleri karşılama öngörüsünden bile uzaktırlar. Bu tablo karşısında: Salgın, özellikle devlet gözetimindeki eşitliğin ve sosyal adaletin ne denli yaşamsal olduğunu insanlarımızın bilincine kazımıştır. Özellikle, emeğinden başka bir geçim kaynağı olmayan işçi, küçük esnaf, küçük işyeri ve işletme sahibi olan yurttaşlarımız, arkalarında koruyucu bir devlet yerine, tersine yurttaşından sadaka toplayan bir devlet yönetimi görmüşlerdir. Hastalar hastanelerde soluk alamaz, işçiler çalışamaz, insancıklar ekmek yedikleri ya da verdikleri kapıların kapanmasını çaresiz gözlerken, çaresiz kalmışlar açlıkla baş başayken “yardımı kimin yapacağı” kavgası içine girilmesi ise ibret vericidir. Sömürgen zorbaların doğanın ve yaşamın düzenini bozduğu bir dünyada, değişime uğramış ya da uğratılmış bir virüs, insanlıkla birlikte bu güzel gezegenin sonunu getirebilir mi? Getirmemelidir. Eğer biz, bizi yöneten zararlı kötüleri ve kötülükleri yenemezsek, virüsleri de yenemeyiz. Çare bizdedir, çare biziz. Bizden kasıt kimdir? İyi insanlıktır... İyi insanlık, kötülüğü alt etmek zorundadır... Salgın Kızılay aracılığıyla Ensar Vakfı’na milyon dolarlar ödeyen iktidar yandaşı Torunlar Şirketi, salgında yoksulluğa sürüklenenler artarken ne yapıyor? Doğalgaz paralarını tıkır tıkır tahsil ediyor... Ya çocuk istismarcısı Ensarcılar? Affediliyorlarmış... 4 NİSAN 2020 SAYI: 34513 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:07 06:35 13:12 16:48 19:39 21:01 Ankara 04:54 06:21 12:57 16:32 19:23 20:43 İzmir 05:21 06:45 13:19 16:55 19:44 21:03 Salgın hastalığa karşı önlemler kapsamında başlatılan milli dayanış Pakistan’dan Yemen’e dek 175 ülkeye yardım yapan Türkiye; ma kampanyası, maalesef devlet kapasitesinden toplum olarak ne denli ayrış çok, gönül kapasitesiy tığımızı gösterdi bir kez da le övünüyor. Ama bu ha. Kampanya kapsamında, nun diplomatik sonuç kişi, kurum ve kuruluşlardan bağış yapmaları istendi. Kimi işgüzar idareciler, amirlerinin gözüne girmek, onlara yaranmak için, gönüllü olması Yurttaşın bağışı ve devletin yardımı larını nadiren alabiliyor. Örneğin; Türkiye, 2009 2010 dönemi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üye gereken bağışı, talimatla zo liği için aday olduğun runlu hale getirmeye çalıştılar. İktidar, muhalefetin elindeki belediyelerin bağış toplamasını yasakladı. Tartışma büyüdü. Konu; ülkemizin ekonomik gücüne; salgın hastalık koşullarında işini, aşını kaybeden yurttaşlara para vermesi gereken devletin, yurttaşlardan para istemesine; 5 milyon Suriyeli sığınmacı için harcanan 40 milyar dolara; Türkiye’nin yaptığı dış yardımlara uzandı.    Aynı günlerde Türkiye’nin, İspanya ve İtalya’ya tıbbi yardım yapması da ilginçti. Milli Savunma Bakanlığı bünyesindeki fabrika ve dikimevlerinde üretilen malzemeyi, askeri kargo uçağı taşıdı. Yardım kolilerinin üzerinde “Türkiye Cumhuriyeti” değil tik boyutu da vardır. Çünkü çıkarlar söz konusudur. Yardım eden devlet, meselenin sadece insani, ahlaki, vicdani boyutuna bakmaz. Fayda maliyet hesabı yapar. Politik, diplomatik, ekonomik açıdan neler kazanabileceğini bakar. Misal; geçmişte Türkiye’yle savaşmış, yurdumuzu işgal etmiş, PKK terör örgütü liderini ülkesine almış, sözde soykırım iddialarını desteklemiş İtalya’ya yardım yollandığında, bunun İtalya’nın Türkiye karşıtı hangi tutumunu değiştireceği, en azından yumuşatacağı, ikili ilişkilere nasıl katkı yapacağı da hesaplanır. Bu hesapçı ve çıkarcı tutum, dış politikanın doğasında vardır. da, en yüksek oyla seçilmişti. 192 ülkenin oy kullandığı ilk turda, gerekli olan üçte iki çoğunluk oyunun (128 oy) üzerinde, 151 oy alarak geçici üye olmuştu. Alınan oylarda Afrika ülkelerinin, üçüncü dünyanın, Atatürk’ün sözleriyle “mazlum milletlerin” katkısı büyüktü. Soru şu: Bu dış yardımlar ne ölçüde istikrarlı ve sonuç alıcıydı? Yanıt: Bir süre için. BM’deki oylamalarda her zaman etkili olmadılar. Çünkü dış yardım yapılan coğrafya çok geniş. Yardım yapılan ülke sayısı çok fazla. Bu ülkelere dış yardım yapan çok devlet var. Mesela Çin’in dış yardım, dış yatırım kapasitesi hayli yüksek olduğundan, Afrika’da, değil de, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı” yazması da dikkat çekti. Dahası var... İnsanlık mı? Gösteriş mi? Kamu diplomasisi mi? Türkiye’nin, ABD ve Avrupa’nın bile önüne geçti. Etkisini hızla artırdı. Bir devletin gücü, büyüklü İşin diplomatik yönü yanın Sorun şu: Normal şartlarda ğü, yardım bütçesi; onun devlet da ekonomik yönü de var. Tür halkın belki üzerinde durmaya kapasitesinden, yani ekonomik, kiye; gücüne, devlet kapasitesi cağı, hatta yurttaşlarımızın bir politik, askeri, toplumsal, bilim ne oranla, dış yardım yapan ül kısmının belki övünç duyaca sel, teknolojik gücünün topla keler sıralamasında başı çeki ğı bu yardımlar, salgın hasta mından bağımsız değildir. Ay yor. Türkiye’den daha zengin, lık koşullarında daha çok göze ni ya da nakdi her yardımın in daha güçlü ülkeler bile, güçleri battı. Merkez Bankası’nın ihti sani, vicdani, ahlaki, dini bo dikkate alındığında, Türkiye’nin yat akçesini bile harcayan, “ak yutu vardır. Ama devletlerarası yaptığı kadar dış yardım yapmı akçe, kara gün içindir” atasö ilişki söz konusu olunca, en az yorlar. Somali’den Uganda’ya, zünü unutan iktidarın politikaları bunlar kadar siyasi, diploma Libya’dan Kırgızistan’a, daha çok sorgulanır oldu. 11 yıldır toplanmayan konsey! MUSTAFA ÇAKIR AKP, 2010’daki anayasa referandumunda oy istemek için paketin içine aldığı Ekonomik ve Sosyal Konsey’i (ESK) 11 yıldır toplamadı. Salgın nedeniyle sendikalar ve muhalefet partilerinin toplanması yönünde çağrı yapmalarına karşın hükümetten yine bir adım gelmedi. 2010’daki referandumda kabul edilmesinin ardından ESK, anayasal nitelik kazandı. Anayasanın 166. maddesinin başlığı “Planlama, Ekonomik ve Sosyal Konsey” olarak değiştirilerek şu fıkra eklendi: “Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında Cumhurbaşkanı’na istişari nitelikte görüş bildirmek amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve Sosyal Konsey’in kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir.” ESK’nin yasası 2001 yılında çıkarılmıştı. Hükü ESK’nİn görev ve yetkileri 4 Toplumdaki ekonomik ve sosyal birimlerin, hükümetin ekonomik ve sosyal politikalarının oluşturulmasına katılımlarını sağlamak. 4 Devlet ile toplumsal kesimler arasında ve toplumsal kesimlerin kendi aralarındaki işbirliğini güçlendirecek çalışmalar yapmak. 4 Sürekli ve geçici nitelikte çalışma kurulları kurmak, bu kurulların raporlarını görüşmek. 4 TürkiyeAvrupa Birliği Kar ma İstişari Komitesi üyelerini Avrupa Birliği Ekonomik ve Sosyal Komitesi’nin yapısı ve özelliklerini dikkate alarak belirlemek ve komitenin çalışmalarını izlemek. 4 Amaçları doğrultusunda ulusal ve uluslararası düzeyde toplantılar düzenleme. Yasaya göre ESK’nin başkanı Cumhurbaşkanı. Katılamaması halinde ise görevlendireceği yardımcısı veya bakan toplantılara başkanlık ediyor. metin 2018’de çıkardığı KHK ile konseyin görevleri arasına şu düzenleme de eklendi: “Konsey, Cumhurbaşkanının istemi üzerine, ekonomik ve sosyal nitelikli her türlü konuda, ekonomik ve sosyal yaşamı doğrudan et kileyen mevzuatın ve kalkınma planı ile yıllık programların hazırlanması sırasında görüş bildirebilir.” Yine aynı KHK ile konseyin çalışma usul ve esaslarının da Cumhurbaşkanınca belirleneceği vurgulandı. l ANKARA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ İki kişinin oturabileceği genişlikte bir 1 V E L OD ROM 2 ABAY İ RUH tür kanepe... Bir 3 spor takımının 4 gözde oyuncusu. 5 RE ANA TA G ANONA Y 2/ Yunan mito 6 E B R Z O N T A lojisinde tutku tanrıçası... Eski Mısır’da birçok inci dizisinden 7 8 9 LUKSOR İ S R ARASAT AK İ S KORA oluşan ayin gerdanlığı. 3/ Arap BAD I Ç FAN abecesiyle yazılan bir yazı türü. 4/ Kahramanlık, yiğitlik. 5/ Müslümanlıkta mezhep kuran kimse... Bir armut cinsi. 6/ Ev giysileri yapımında kullanılan dökümlü bir kumaş... Sözcüğün görevini belirtmek ya da sözcük türetmek için kulla nılan biçim verici ses. 7/ Kuran’da bir sure... Yabancı. 8/ Bir haber ajansının kısa yazılışı... Elma, armut, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü. 9/ Devini mi olmayan, duruk... Bir bağlaç. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir kapı ya da pencere önünü yağmurdan korumak için yapılan saçak... İskambilde bir kâğıt. 2/ Tanrı tanımaz... İslamlıktan önce Kâbe’de duran üç puttan 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 biri. 3/ Mardin yöresine özgü bir halkoyunu. 4/ Fanatizm. 5/ Cemaate namaz kıldıran kimse... “Ötürü, dolayı” anlamında kullanılan sözcük. 6/ Hint saraylarında kadınlara ayrılan bölüm... İlave. 7/ “Kadınlar” anlamında eski sözcük... Bir organımız. 8/ Delikli ve köpüklü lav akıntısı... Mısır koçanı. 9/ Devinmeyen nesnelerin üzerindeki kuvvet dengelerini konu alan bilim dalı... İlgi eki. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 2020 petrol satrancı Korona günlerinin en önemli küresel konularından biri de petrol satrancıdır. Asıl oyuncuları Rusya, Suudi Arabistan ve ABD olan bu oyunda, Putin’in hamleleri oyun sonunu getirecek gibi görünüyor. Suudi Arabistan mat olmamaya, ABD’de Rusya’yı beraberliğe razı etmeye çalışıyor. Anlatalım: Kaya petrolü faktörü Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC 1960’ta kuruldu. Örgütün 14 üyesi bilinen petrol rezervlerinin üçte ikisini elinde bulunduruyor. Bu da fiilen Suudi Arabistan’ın liderlik ettiği örgütü, petrol fiyatı belirlemede ana aktör haline getiriyor. Siyasi ve ekonomik koşullar, 2017’de OPEC+’yı doğurdu: 14 OPEC üyesi ile Rusya’nın liderlik ettiği 10 OPEC dışı petrol üreticisi ülke, fiyatların belirlenmesinde zorunlu işbirliğine gittiler. Bunda önemli olan etkenlerden biri de ABD’nin kaya petrolü üretimiydi. Kaya petrolü üretimi sayesinde ABD, örneğin 2008’de günlük 5 milyon varil petrol üretimi yapabilirken, bu 2020’de günlük 13 milyon varile ulaştı. Korona ve petrol krizi Koronavirüs salgını nedeniyle Çin’in aldığı zorunlu sert tedbirler, Çin’de sanayi üretimini düşürdü. Bu da en büyük petrol ithalatçısı olan Çin’in haliyle petrol talebini azalttı. Buna küresel tedarik zincirindeki kopmalar ve taşımacılıktaki azalma eklenince, petrol fiyatları düşmeye başladı. Suudi Arabistan’ın liderlik ettiği OPEC üyeleri fiyatların düşmesini önlemek için üretimi azaltmak istedi. Ancak Rusya buna ikna olmadı. Bunun üzerine Suudi Arabistan, misilleme olarak, tersine üretimi artırma yoluna gitti. Riyad, ekonomisi büyük oranda petrol ve doğalgaz satışına dayanan Moskova’nın artan üretim nedeniyle oluşacak fiyat düşüklüğüne dayanamayacağını öngörüyordu. ABD’nin de benzer öngörüde olduğu anlaşılıyor. Böylece fiyatlar hızla düşmeye başladı. Putin’in stratejisi Ancak görünen o ki Trump ve Prens Selman taktik düzeyde kalırken, Putin strateji düzeyinde oynuyordu. Zira ekonomisinin bu fiyat düşüklüğüne uzun süre dayanacağını hesaplayan Moskova, tersine krizi fırsata dönüştürmeyi ve Avrupa pazarında kendisini zorlayacak ABD’li kaya petrolü ihracatçılarını “yüksek maliyet” üzerinden sıkıştırmayı hedefledi. Yani petrol fiyatı düştükçe, o fiyatın üzerinde maliyeti olan kaya petrol üreticisi ABD’liler üretmekte zorlanacak ve Avrupa pazarındaki payları hızla düşecekti. Nitekim bu tablo gerçekleşmeye başladı. ABD’nin yanlış taktiği ABD ise fiyatların düşmesiyle birincisi Rusya’nın ekonomisinin krize gireceğini, ikincisi de Avrupa pazarında paylarının yükseleceğini hesaplıyordu. Riyad da fiyatların düşmesiyle Rusya’nın Avrupalı müşterilerini ele geçirebileceğini hesaplıyordu. Ancak ekonomisi krize girmeyen Rusya, ABD’li üreticilerin üretemeyeceği fiyatlara kadar petrol fiyatının düşmesinin yolunu açtı. (Bu süreçte Putin’in en önemli avantajı, koronavirüsle mücadelede başarı kazanan ve yeniden Rusya’dan petrol almaya başlayan Çin oldu.) ABD’nin bu işte üçüncü hedefi de Suudi Arabistan ile Rusya ittifakına dayanan OPEC+ işbirliğine kama sokarak, yerini ABDSuudi Arabistan ittifakı ile doldurmaktı. Petrodolar sisteminin sonu görünüyor Ancak hem Washington, hem de Riyad Moskova’nın petrol fiyatı düşüklüğü direncine karşı kaybetmek üzereler. Zira kendi ekonomileri büyük sıkıntıya girdi. Bu nedenle Moskova’ya yeni teklif götürüyorlar: “Enerji piyasalarını dengeleme” teklifi ve karşılığında ABD’nin Suudi Arabistan’la yeni bir petrol ittifakı kurma girişiminden vazgeçmesi/rafa kaldırması... Putin gelinen noktayı şöyle özetlemektedir: “OPEC ülkeleri ve ABD ile petrol fiyatlarını görüşüyoruz. Durum, ABD ekonomisi için ağır sınav.” (1.4.2020) Bu aşamada bir anlaşmaya mı gidilecek, yoksa aktörler birbirlerinin direncini test etmeyi sürdürecek mi? OPEC ve OPEC dışı ülkelerin 6 Nisan’da video konferansla yapacakları toplantıda büyük olasılıkla netleşecek... Fakat toplantının sonucu ne olursa olsun bu bir ara çözüm olacak; çünkü uzun vadede artık yeni bir tablo var: ABD hegemonyasına dayalı neoliberalizmin ve petrodolar sisteminin çöküşü. Artık asıl mesele, çökenin yerinin nasıl doldurulacağıdır!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle