16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 4 NİSAN 2020 CUMARTESİ EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: MEHMET AMAN olaylar ve görüşler Prof. Dr. Üstün Dökmen Gençliğimde şunu öğrenmiştim: Apartman toplantılarında bazı paydaşlar, apartmanın tabanının, tavanının ve dört cephesinin o binada oturan herkesi ilgilendirdiğini bir türlü kavrayamazlardı. Çatıda oturan, bodrumu su bastığında bunun sadece orada oturan kişinin sorunu olduğunu, çatı aktığında ise alt kattakiler bunun çatıda oturanı ilgilendirdiğini iddia eder, gerekli masrafa katılmak istemezlerdi. Bu büyüklerimiz, Kat Mülkiyeti Kanunu’nda yer alan “Taban ve tavan müşterektir” ilkesini bir türlü anlayamazlardı. Belki de bazıları anlardı da işlerine gelmezdi. Bu yüzden pek çok paydaş mahkemelik olmuştur. Orta yaşa gelince, apartmanlar için geçerli olan bu ortaklık, bu paydaşlık mantığının, aslında bütün dünya için de geçerli olması gerektiğini kavradım. Dünyada çok sayıda insan sefalet içinde yaşayıp açlıktan ölürken bazı ülkelerin refah, hatta refahtan öte aşırı lüks içinde yaşamaları, dünya için de geçerli olması gereken “tabantavan” müşterektir ilkesine aykırıdır. Birkaç yıl önceki bir araştırmaya göre, dünyanın çatı katında oturan on kişinin yıllık geliri, dünyanın bodrumunda oturan altı yüz milyon kişinin yıllık gelirine eşitmiş. Kısacası dünyada kardeşlik ilkesi, dilde varsa da uygulamada yoktur. Dünyanın düzeni, zengin ülkelerin ve kişilerin yoksulları ezmeleri üzerine kurulmuştur. Virüsler adaletsiz ortamları sever Sanırım korona, zengin fakir tüm insanların hayatlarını tehdit ederek bu çarpık dünya düzenine dikkatleri çekti. Milyarlarca insan, el yıkayacak bir lavaboya, bir tuvalete, bağışıklık sistemlerini ayakta tutacak besinlere sahip değilken bazı insanlar, altın musluklu lavabolarda el yıkarlarsa ve evlerine yiyecek stoklarsa dünya tüm küresel salgınlara çanak tutuyor demektir. Mikroplar ve virüsler, Dünyanın düzeni, zengin ülkelerin ve kişilerin yoksulları ezmeleri üzerine kurulmuştur KORONA ve KAT MÜLKİYETİ KANUNU Bir salgın çıktığında elbette hastaların tedavisi gereklidir. Ancak uzun vadede etkili olacak şey, dünyadaki tüm insanların, birer işe kavuşturulması, barınma, beslenme, eğitim ve sağlık imkânlarının herkes için eşit hale getirilmesidir. Salgınları asıl bu önler. adaletsiz ve pis ortamları severler. Bugün korona vurdu dünyayı, bu tehlike geçecektir. Ancak yarın koleranın veya yepyeni bir virüsün, duyarsız insanların eseri olan sağlıksız dünya düzeni tekrar vurma olasılığı çok yüksektir. Eğer apartmanın alt katı yıllarca lağım içinde kalırsa sonunda apartman çöker, üst katta oturuyor olmak işe yaramaz. Apartmanın tabanıtavanı, dünyanın ise doğusubatısıkuzeyigüneyi müşterek algılanmalıdır. Ünlü bir söz vardır: “Akvaryumdaki balıkların ölüyorsa balıkları tek tek tedavi etmeden önce akvaryumun suyunu sağlıklı hale getir, su sağlıklı değilse balıkları tedavi etmen işe yaramaz”. Bir salgın çıktığında elbette hastaların tedavisi gereklidir. Ancak uzun vadede etkili olacak şey, dünyadaki tüm insanların, birer işe kavuşturulması, barınma, beslenme, eğitim ve sağlık imkânlarının herkes için eşit hale getirilmesidir. Salgınları asıl bu önler. Adil dünya düzeni mümkün mü? Konunun uzmanlarına göre, ekonomik açıdan bu mümkündür. Sosyoekonomik uçurumlardan uzak bir dünya kurulmasının önündeki engel, ekonomik değil siyasidir. Bence dünyada rahat yaşamakta olan pek çok insan, milyonların açlıktan ölmesini istemiyor. Ancak dünyayı yönetenlerin, yeterli organizasyonu sağlamaması veya sağlayamaması ve bir de stokçuluk benzeri bencil insan davranışları, ezilenlerin ezilmelerini önleyemiyor. Tıpkı izdihamda olduğu gibi. Tarihte büyük izdihamlar yaşanmıştır. Dar bir koridorda çok sayıda insan kalın ve uzun bir kuyruk oluşturduğunda, bazen en öndekiler, arkadan gelen basınçla yavaş yavaş ezilmeye başlar. Kuyruğun ucundakilerin bundan haberleri yoktur, sıramı kaybetmeyeyim diye sürekli ileriye gitmeye çalışırlar. Oysa durumu yukarıdan gören bir kişi arkadakileri uyarsa, onlar da bencillik etmeyip geri geri yürümeye başlasa, herkes geriye doğru yürüse, öndekiler ezilmekten kurtulacaklardır. Bence dünyada yoksulluktan ezilenlerin durumu da bu tür izdihamlara benzemektedir. ‘We are the World’ gerçek mi? Farklı ırklara mensup çocukların el ele tutuşup söyledikleri bir şarkı var: “We are the World”, “Biz Dünyayız” diyorlar. Bu çok güzel bir sözdür, bunun gerçekleşmesini isteyen, bu yolda çabalayan aydınlar gerçekten var. Ancak ne yazık ki tüm dünyanın el ele tutuştuğunu hiç görmedik. “Biz Dünyayız” sloganı, apartman toplantılarının sonunda ifade edilen, karar defterine yazılan, fakat daha sonra unutulan dilek ve temennilere benziyor ne yazık ki. Oysa tüm salgınları, aşıdan önce sosyal adalet ve kardeşlik önler. Eisenhower uyarmış mıydı? Prof. Dr. A. Tülay Bozkurt Sosyal psikolog Covid19 pandemisi ile ilgili gündeme gelen acilen önlem alma tartışmaları, zaman yönetimi, yönetim konularında sıklıkla altı çizilen “acil işler önemli işler” ikilemini akla getiriyor. Dwight D. Eisenhower, 19531961 yılları arasında görev yapmış 34. ABD Başkanı. Özellikle etkili zaman yönetimi için başvurulan Eisenhower Matrisi, iş ve hedefleri önem ve aciliyet derecesine göre dört kategoriye ayırarak her bir kategori hücresine düşebilecek iş/ hedef türleri ve bunları başarıyla yönetebilmek için uygun olan davranışlardan bahsediyor. Sonuca göre değişir Buna göre yaşam alanımızdaki bazı işler veya hedefler acil ama önemli değil (epostaya cevap vermek, sizi birçok kez arayan bir arkadaşınıza geri dönmek vs.); bazıları önemli ama “henüz” acil değil (sağlıkta koruyucu tedbirler almak, dil öğrenmek, kariyer planlaması vs.), bazıları ne önemli ne acil (sosyal medyada gezinmek, film seyretmek vs.) ve bazıları da hem önemli hem acil (geciktirilmiş bir sağlık sorunu,sınava bir gün ka Karar vericilerin acilen alması gereken tedbirler kadar, gelecekte olabileceklerle ilgili öngörüleri ve durum aciliyet kazanmadan alacakları tedbirler, içinde yaşadığımız toplumsal panik ve kaygıyı azaltacak bir güven iklimi de yaratacaktır. la ders çalışmak vs.) kategorilerine girebiliyor. Şüphesiz hangi işlerin acil veya önemli olduğu, kişiye ve neden olacağı sonuçlara göre değişiyor. Aşırı stres “Önemli” işleri henüz vakit varken eylem planları yaparak uygulamaya koyan insan lar hem zihinsel hem fizyolojik açıdan en sağlıklı durumdalar. Matriste hem acil hem önemli işleri en fazla olan yani hemen yapılması gereken işlerin sürekli baskısını hisseden kişiler, aşırı stresli oluyorlar; zamanın yetmezliğinden işleri bir türlü bitirememekten, kronik tükenmişlik duygusundan şikâyet edi yorlar. Ne acil ne de önemli olan işleri tamamen gündeminden çıkaran kişiler ise daha anlamlı hayatlar yaşayabiliyor... ‘Acilönem’ ikilemi Yapılacak işler arasındaki aciliyetönem sıralaması, kişiler için olduğu kadar ülkeler için de geçerli bir karar alma ve politika geliştirme yöntemi. Koronavirüs konusunda alınan ve alınamayan önlemlerle ilgili tartışmalar bu ikilemi çok da çarpıcı sergiliyor. Karar vericilerin acilen alınması gereken tedbirler kadar gelecekte olabileceklerle ilgili öngörüleri ve durum aciliyet kazanmadan alacakları tedbirler, içinde yaşadığımız toplumsal panik ve kaygıyı azaltacak bir güven iklimi de yaratacaktır. Bu noktada da kısa vadede (acil) ve uzun vadede (önemli) alınması gereken önlemlerin uzman kadrolarla toplum önünde şeffaf olarak tartışılması ve uygulanması gerekir. Koruyucu tıp Ülkelerin uygarlık düzeyinin göstergelerinden biri de sorunlar kapıya dayanmadan alınacak bu uzun vadeli tedbirlerdir. Bunun sağlık politikalarındaki anlamı koruyucu tıp gibi görünüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle