Katalog

KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET 13 28 NİSAN 2020 SALI ‘Çocuk Mustafa’, EdaÖzdemir’in yazdığı “Çocuk Mustafa 1881” albümü Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘İnsan Atatürk’... doğumundan vefatına kadar yaşamını masalsı bir anlatımla sunuyor Oyuncu Eda Özdemir'in yazdığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumundan vefatına kadar yaşamını masalsı bir anlatımla sunan “Çocuk Mustafa 1881” albümü Levent Üzümcü’nün sesiyle çocuklara sesleniyor. Tiyatro ve dublaj sanatçılarından oluşan 30 kişilik ekip, 5 bölümlük masalda, Ali Rıza Bey, Zübey de Hanım, kardeşi Makbule Naciye, okul müdürü Şemsi Efendi, arkadaşı Ömer Naci, Rauf Orbay, Kazım Karabekir Paşa niÖZNUR ce önemli kahramanları çoOĞRAŞ ÇOLAK cuk, genç ve devlet adamı olan Mustafa Kemal’i seslendirerek hayat verdi. Çocukların görsel, işitsel ve kinestetik zekâlarını geliştirmek üzere işlenmiş bu eğitsel ve öğretici masal, uzun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünü. Masalın her aşamasında konusunda uzman birçok sanatçının, psikolog, pedagog ve çocuk gelişimi uzmanının katkısı var. Projenin arkasında duran isim ise Hasan Akkiraz. Özdemir, “Hasan Akkiraz ile Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğu üzerine konuştuk, yapmak istediğim projeyi anlattım. Hiç düşünmeden tamam dedi. Bilgisi, iş deneyimi ve şirketi Akkirazmusic ile projenin her aşamasında, arkasında oldu. Konsept Danışmanı olarak da, gelecek projelerin içeriklerini belirlemişti. Aklına güvendiğim farklı insanlar oldu Eda Özdemir fakat bu işi yapmamak üzerine cesaret kırıcı tavırlar sergilediler. Açıkçası Hasan Akkiraz’ın benim vizyonuma olan katkıyı ve saygıyı başka kimselerden göremedim. ‘Bilgi ve görsel veri az’ Ortak çıkış noktamız, Atatürk’ün çocukluğuna dair çok fazla bilgi ve görsel veri olmaması ayrıca direnç gösteren bir kesimin olması, projenin çıkış noktası oldu” diyor. Özdemir, masalımız, Mustafa’yı, insan Mustafa’yı, çocuk Mustafa’yı, oğul, kardeş, arkadaş Mustafa’yı, öğrenci Mustafa Kemal’i, genç Mustafa Kemal’i, asker Mustafa Kemal’i, vatan için savaşan Mustafa Kemal’i, Gazi Mustafa Kemal’i, Mustafa Kemal Atatürk’ü bugünün çocuklarının anlayacağı, kavrayacağı ve en doğru haliyle özümseyeceği biçimde anlatığının ise altını çiziyor. Günümüz Türkiyesi’nde toplumda bir kutuplaşmanın olduğunu söyleyen Özdemir, “Atatürk de bu toplumun bir ‘MUSTAFA KEMAL’I DAHA ÇOK ANLAMAYA, TANIMAYA IHTIYACIMIZ VAR’ Hasan Akkiraz, “Değişen iletişim li sanatçılar destek verdi. 21. yüzyıl ve öğretim biçim da kuşkusuz Musta lerimizden en etki fa Kemal’i daha çok li olanı da kuşkusuz anlamaya, tanıma sesli kitaplar ve diji ya ihtiyacımız var” tal ses ürünleri. ‘Ço diyor. cuk Mustafa 1881’ Hasan Akkiraz Değişen milli eğitim bu modelleme biçi politikalarının bundan mi ile dinleyicisine çocukları uzaklaştırdı ulaşıyor. Bu bize hem daha ğının altını çizen Akkiraz, yap geniş bir buluşma alanı hem mamız gereken doğru kaynak de ücretsiz edinebilme ko ları yaratmak diyor ve ekliyor, laylığı sağlıyor” diyor. “Gelecekte ülkemizin her kade Ülkemizin kurucusu ve mesinde görevli olacak genç 20. yüzyılın kuşkusuz en ka lerimizin çocukken bu eğitimi rizmatik liderinin hayatının almaları için destek olmak da en az bilinen bölümünün ço bu projenin başka bir amacı. cukluğu olduğunu belirten Bir dünya liderinin çocuk Akkiraz, “Kitaplarda anlatı luğundan, dehasını oluştu lan birkaç bilgi dışında bili ran çevreden ve geleceği nen pek de bir şey yok. Oy kurma fikirlerinin oluşmasın sa Mustafa Kemal dehası dan itibaren tanımak kendi nın köklerini aramamız gere çocuklarımızın geleceği, de ken asıl yer çocukluğu. Tüm ha olmasalar da iyi insan, iyi yaşamının şekillenmesinin vatandaş, kurucu değerleri temellerinin atıldığı yaşadı bilen ve önemseyen genç ğı bölge, arkadaşları ve çev ler olması için çok önemli. resi geleceğin de habercisi. Çocuk Mustafa 1881, bu Eda Özdemir tarafından ya nun için hazırlandı. Sıradan zılan ve koordinatörlüğünde bir ürün değil, amacı olan hayata geçen “Çocuk Mus bir sanat eseri yaratmayı tafa 1881” projesine önem amaç ettik.” ‘Nutuk’un tekrar okunması lazım’ “Çocuk Mustafa 1881” masal albümünde anlatıcı rolü Savaşı yaşadığımızla ilgili en net bilgileri bulabileceğimiz nü üstlenen Levent Üzümcü, kaynak bu. “Günümüzde çok fazla yanlış Ve günümüzde maale anlamaya mahal verecek şey sef Mustafa Kemal ile ilgili ler olmakta örneğin hiç kim Atatürk’le ilgi yani, çok fazla se Nutuk okumuyor artık!” di dezenformasyon yapılıyor. yor ve ekliyor, “Nutuk’un tek İnsanların okumadığı keşfe rar okunması lazım, daha anla dildiğinden insanların bilme şılır tabiriyle tekrar okunma diği şeyler keşfedildiğinden sı lazım. Cumhuriyetin nasıl kurulduğuyla ilgili, ne bedel Levent Üzümcü maalesef ki bütün bu yukarı da saymış olduğum bilgilerin ler ödendiğiyle, ne türlü zor hepsi televizyon dizileriyle luklar yaşandığıyla ilgili, nasıl bir Kurtuluş yanlış bir şekilde halka zikredilmeye baş landı. Halka zerk edilmeye başlandı, daha doğru tabirdir bunu kullanalım. Bende Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçeğiyle ilgili yapılacak her şeye zaten ücretsiz destek veriyorum. Bu da o verdiğim desteklerden bir tanesi. Çok önemsiyorum, dediğim gibi doğru bilgi içeren, halka doğru bilgiyi verecek olan özellikle çocuklarımıza doğru bilgiyi verecek olan bütün bu çalışmalara destek vermeyi bir vatandaşlık görevi olarak görüyorum ben. Burada arkadaşlarımızı şahane bir iş yaptılar. Bende onun bir parçası olduğum için çok mutluyum” diyor. leştirici gücü olmasına rağmen, O’nun üzerinden bile bir takım tartışmalar yürütüldüğünü görünce, bunun büyük bir hata olduğunu düşünüp bir şeyler yapmam gerek dedim. Henüz bir kanaat önderi olmadığım için, çıkıp bunu tartışan taraflara anlatmaktansa, mesleğimi ve eğitimimin avantajından faydalanıp, geleceğin teminatı çocuklara, sanatla ulaşmaya bir masalla anlatmaya karar verdim” diyor. Toplumun büyük çoğunluğunun, Atatürk’ü asker, devlet adamı, kurtarıcı, Cumhurbaşkanı, Baş komutan gi bi, hepsinin değerli ve doğru sıfatlarla sevmeyi tercih ettiğini belirten Özdemir, “Bunların merkezinde, hepsinden daha değerli olan ‘İnsan Atatürk' var. Bundan dolayı, Mustafa Kemal’in doğumundan başlayarak çocukluğu, öğrenciliği, ilk gençlik yılları gibi hayatının bütün evrelerini, kronolojik sırayla işleyen, masalsı bir anlatım tercih ettim. Burada amaç çocukların, Atatürk’ün çocuk haliyle kuracakları bağı, sevgi ve empati yoluyla geliştirmeleri” diyor. Masalın devamında ise; askerliği, savaşları, milli mücadele yılları ve Cum huriyetin kuruluşuna kadar geçen süreç, masalsı dile tarihsel bilgi de eklenerek işlenmiş. İlk bölümde bağ kurdukları karakterin, Türkiye Cumhuriyetini kuran kahraman olduğu, dolayısıyla rol model olarak alınması gerektiği, tek rehberleri olduğu anlatılıyor. Özdemir, “Atatürk’le bu masal yoluyla tanışan çocuklar, ona duyulan sevginin, bir alışkanlık, toplumsal bir kabul, yasal bir gereklilik olmasından öte, gerçek sevgi saygıyı duyup, takdir ve minnet hakeden bir kahraman olduğunu bileceklerdir” diyor. Pazar akşamları canlı konsere buyrun Mayıs ayı boyunca her pazar bir sanatçının evinden sohbetli resitali İBB Kültür AŞ’nin Instagram hesabında canlı yayımlanacak Kerem Görsev Cemal Reşit Rey’deki genel Sanat yönetmenliği döne mindeki programlarıyla salo na canlılık getiren Ozan Bini ci, Kültür AŞ sanat yönetme ni olarak da izleyicilerinin ev de kaldıkları günlerde onla Bülent Mutlu rı sanatsız bırak Ecesu Evcil Torun KONUK YAZAR mamak için kolları sıvadı. Yeni tip ko Sertesen ri repertuvara ve yapıtlarını seslendirdikle ronavirüs (Covid 19) salgı ri bestecilere ilişkin bilgilere, anekdotlara yer CENK nı ile alışık olmadığımız bir verecek, seyirciyle sanki salonda birlikteymiş ERDEM hayat düzeni içinde alıştığı gibi bir tür sohber edecekler. mız her şeyden uzak kalma Ozan Binici yeni projesi için, Claudio malı, ama nasıl? Kendini izole etmişken iyi Monteverdi’nin bir sözünü hatırlatarak he hissedebilmek için sanat en büyük kurta yecanını paylaşıyor: “The end of all good rıcı. Buna ulaşmanın yolu da dijital mecra. music is to affect the soul. İyi müzikler ru Pek çok kültür sanat kurumunun gerçek humuzu etkiliyor ve iyileştiriyor.” leşmiş sanat etkinliklerinin videolarını pay 26 Nisan Pazar günü Tahir Aydoğdu'nun laştığı şu dönemde İBB Kültür AŞ’nin farkı, Kürdilihicazkâr makamında eserlere yer bunları canlı yapacak olması. Her pazar sa verdiği kanun resitali ile başlayan program at 17.00’de, Kültür AŞ’nin Instagram hesabı da mayıs ayı takvimi ise şöyle: üzerinden (IG TV) yayımlarıyla “Evden açık l 3 Mayıs: Kerem Görsev lamalı solo resitaller” yayınlanacak. l 10 Mayıs: Bülent Evcil, Flüt Resitali Şimdilik mayıs ayının sonuna kadar devam l 17 Mayıs: Özcan Ulucan, Keman Resitali edecek 30 dakikalık resitaller serisinde prog l 24 Mayıs: Mutlu Torun, Ud Resitali ram hazır. Sanatçılar evlerinden, icra ettikle l31 Mayıs: Ecesu Sertesen, Klarinet Resitali Dünyanın ilk çevrimiçi CAZ FESTIVALI 24. yılında Uluslararası Ankara Caz Festivali, dünya gündeminden dolayı Çevrimiçi Festival olarak 30 Nisan 10 Mayıs tarihleri arasında yapılıyor. Konserlerin YouTube Jazz Society of Turkey Caz Dernegi kanalından yayımlanacak olan festivalin programı açıklandı. Bu yılki teması Cazda Demokrasi olan festival, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü, ABD, Hollanda, Lüksemburg, İtalyan Büyükelçilikleri ve Institut Français Türkiye, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, UNESCO, Herbie Hancock Caz Enstitüsü, Başkent Üniversitesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi, Europe Jazz Network işbirliğinde yapılıyor. Konser sahipleri, TURMAKS, MATFEN Eğitim Kurumları, SAMM’s Bistro, festivale destek veren kurumlar, Renault MAIS, TAV Passport, Arcadium Sinemaları, Redwood Entertainment, festivalin Medya Sponsorları ise Kanal B, T24, Jazz Dergisi, Cazkolik, Joy Jazz, Radyo ODTÜ, Ankara Life, Mag olarak duyuruldu. Festival, 30 Nisan Perşembe saat 21.00’de Dünya Caz Günü Konseri: HvKK Cazın Kartalları Orkestrası (International Jazz Day Concert: Turkish Airforce Command Big Band) ile başlıyor. Milli sarayların ziyarete geç kapatılmasına tepki: İhmali olanlar hesap vermeli MAHMUT LICALI köşkler ziyarete açık kaldı. Milli sa raylara yapılan ziyaretlerle Cumhur Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Milli Saraylar İdaresi’nde çalışan bir gişe başkanlığı İletişim Başkanlığı’na (CİMER) başvuran Çakırözer’e yanıt gel görevlisinin 17 Mart’taki şüpheli ölü di. Buna göre, 1 Ocak tarihinden zi münün ardından apar topar kapatılan yaretlere kapatıldığı 18 Mart’a kadar milli sarayları, salgının Çin’de yayıl milli saraylara 117 bin 583 yerli, 124 maya başladığı 1 Ocak’tan 18 Mart’a Çakırözer bin 22 yabancı olmak üzere toplam kadar geçen süre içerisinde 124 bini ya 241 bin 605 turist konuk oldu. Türkiye’de bancı, toplam 241 bin turistin ziyaret ettiği ilk resmi koronavirüs vakasının ilan edildiği ortaya çıktı. CHP Eskişehir Milletvekili Ut 11 Mart’tan 18 Mart’a kadar milli sarayla ku Çakırözer, “Ciddi bir ihmal konusu. İh rı 6 bin 164’ü yabancı, 1373’ü yerli toplam mali olanlar hesap vermeli” dedi. 7 bin 537 turist daha ziyaret etti. Çakırözer, Koronavirüs salgınının Dünya Sağ “Yurtdışı ile en çok teması olan saray ve lık Örgütü’ne bildirildiği 1 Ocak itibarıy müzeler göz göre göre açık tutulmuş. Çok la Türkiye’de önlemler alınmaya başlar ciddi bir ihmal konusu. İhmali olanlar hesap ken Milli Saraylar İdaresi’ne bağlı saray ve vermeli” diye konuştu. l ANKARA ‘Dikmen Gürün’e Yazılar’ kitabı İki haftada bir bu köşede salı günü yayımlanan tiyatro yazıları, biliyorsunuz, her hafta sürüyor aslında. Benim yazmadığım salı günleri ‘Tiyatro Dünyasından’ köşesinde yıllardır Prof. Dr. Dikmen Gürün yazıyor. Şaka değil, 1996’dan beri bu düzeni sürdürüyoruz. Böylece, tiyatro etkinliklerindeki çeşitliliği olabildiğince daha geniş bir çerçevede yakalayabiliyoruz. Dikmen’in tiyatro eleştirmenliği de benim gibi 50 yıl dolayında seyrediyor. İkimiz de Cumhuriyet’te 40 yıldır yazıyoruz. Dikmen Gürün’e armağan olarak hazırlanan “Dikmen Gürün’e Yazılar” başlıklı kitap EnkaSanat’ın katkılarıyla Doğan Kitap tarafından yayımlandı ve şubat sonunda, İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturjı Bölümü ile İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği bir panelin yer aldığı etkinlik yoluyla kamuoyundaki yerini aldı. Doç. Dr. Yavuz Pekman ve Dr. Oğuz Arıcı’nın yayına hazırladığı 588 sayfa uzunluğundaki bu dev çalışma 86 yazı içeriyor. Tiyatro dünyasının zarif hanımefendisi Kitapta yer alan çeşitli uzunluktaki yazıların yarısı Dikmen Gürün’ün akademisyen ve İstanbul Tiyatro Festivali yöneticisi olarak ortaya koyduğu çalışmalar üstüne, öteki yarısı ise meslektaşlarının, artık eleştirmen ya da üniversite öğretim üyesi olan eski öğrencilerinin ve sanatçıların, daha önce yayımlanmamış makale ve incelemelerinden oluşuyor. Yıllarca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nün başkanlığını ve 20 yıl boyunca İKSV’nin Tiyatro Festivali yöneticiliğini yürütmüş olan Gürün’ü başarıya götüren en önemli özellikler çalışkanlığı, girişimciliği, uyumlu ve sabırlı kişiliği, yöneticiliğini yaptığı insanları doğru yönde çalıştırma yeteneği ve güler yüzlü, zarif kimliğidir. Prof. Dr. Kerem Karaboğa’nın deyişiyle, “onun (...) kendine özgü aydın duruşu.” İstanbul’un tiyatro mekânlarını tanıtan dev eserin editörlüğü, görkemli Semiha Berksoy kitabı, Yıldız Kenter’in yaşam ve sanat öyküsünü anlattığı yapıtı, eleştiri yazılarını topladığı kitabı, düzenlediği sempozyumlar ve öğrenci festivalleri, dergi yöneticiliği, İstanbul Tiyatro Festivali’ni ulusal/uluslararası düzeyde parlak bir kurum durumuna getirme, Türk sanatçıların yabancı tiyatrocularla ortak sanat üretimi yapması yolundaki yoğun çalışmalarıyla tiyatro ortamını ön düzeye taşıyan bu kültür ve sanat insanını yerli ve yabancı pek çok yazar, yönetmen, oyuncu, sahne tasarımcısı, müzik yazarı, topluluk yöneticisi anlatıyor. İlginç tiyatro incelemeleri Kitapta yer alan 40’ı aşkın inceleme yazısı ise müthiş bir çeşitlilik içeriyor. Şiir ile tiyatronun oyun metninde ve sahne anlatımındaki vazgeçilmez birlikteliği, tiyatroya kuramsal bakış, sahnede yöntem araştırmaları, tiyatro hareketlerinin yorumları, oyun incelemeleri, tiyatro festivallerinden damıtılmış deneyimleri dillendiren “öncü” nitelikli çalışmalar birbirini izliyor. Sonuç olarak da, yalnız Dikmen Gürün’ü tanıyanları değil, yalnız İstanbul Tiyatro Festivali seyircilerini değil, tiyatro alanını meslek edinmiş ya da ilgi odağı yapmış herkesi ilgilendiren bir yapıt çıkmış ortaya. Yazarlar arasında öyle çok ünlü kişi var ki, önce hangisini okuyacağınızı bilemiyorsunuz. İştah kabartma adına birkaç isim saymalı yine de. Yıldız Kenter, Metin Akpınar, Genco Erkal, Haldun Dormen, Ferhan Şensoy, Özdemir Nutku, Özen Yula, Robert Wilson, Işıl Kasapoğlu, Şahika Tekand, Zeliha Berksoy, Theodoros Terzopoulos, Ali Poyrazoğlu, Metin Deniz, Zeynep Oral, ille de Cevat Çapan... İyi ki varsın, sevgili Dikmen... Salgında çekilen ilk film oldu Pek çok filmin çekimleri salgın nedeniyle iptal edilirken, Mickey Rourke'un başrolde yer aldığı Warhunt filminin çekimleri sıkı tedbirlerle çekildi. Salgında çekilen ilk film için, çalışanların ateşi günde iki kez ölçüldü. Variety’nin haberine göre, Letonya'da çekilen filmin tüm ekibi maske ve eldiven taktı, çalışanların günde iki kez ateş ölçümleri yapıldı, sosyal mesafeye ve ekipmanın hijyenine dikkat edildi. Yönetmen Mauro Borrelli, salgında çekim deneyimi için “Başlangıçta gerçeküstüydü, ancak oyuncular ve ekipler maskelere ve diğer önlemlere hızla adapte oldular, çok daha iyi odaklandık ve verimli çalıştık” dedi. Warhunt, II. Dünya Savaşı sırasında gizli bir görevde bulunan Amerikan askerlerinden oluşan seçkin bir ekibi konu alıyor. Almanya'nın Kara Ormanı'ndaki düşman hatlarının arkasında kalan askerler bir cadı avının içine giriyor.