23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET 5 15 NİSAN 2020 ÇARŞAMBA İnfaz paketinin içeriği, hazırlanmasında rol oynayan hukukçulardan dahi saklandı Adaletsiz paket Küçükgelinve küçük terörist Tutuklu gazeteciler, avukatlar ve siyasetçileri kapsamayan paketle, Soma, Aladağ, Ermenek katliamı sanıkları, mafya lideri Alaattin Çakıcı, Çiftlik Bank dolandırıcısı Mehmet Aydın gibi isimler infaz indirimi alacak. Toplamda 90 bin hükümlü çıkacak. AKPve MHP’nin birlikte hazırladığı infaz teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşmasıyla gözler cezaevlerine çevrildi. Paketin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanıp Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte kapalı cezaevlerindeki 15 bin, açık cezaevlerindeki 30 bin hükümlünün tahliye edileceği, açık cezaevindeki 45 bin hükümlünün ise izne çıkarılacağı öğrenildi. Arasında gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, OdaTV Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Yeniçağ yazarı Murat Ağırel’in de bulunduğu tutuklu gazeteciler, avukatlar ve siyasetçiler ise cezaevinde kalmaya devam edecek ve herhangi bir infaz indiriminden yararlanmayacak. AKP ve MHP’nin uzun süredir getirmeyi planladığı, ancak toplumsal tepkiden dolayı ertelediği infaz paketi, koronavirüs salgını nedeniyle cezaevlerinde riskin artmasıyla 31 Mart’ta TBMM’ye sundu. 4 Nisan’da Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ve bir haftadır Meclis’te görüşülen infaz paketinin içeriği, Prof. Dr. Adem Sözüer gibi Türk Ceza Yasası’nın hazırlanmasında rol oynayan hukukçulardan saklandı. Düzenlemenin sonuçları itibariyle af yasası olduğunu belirten hukukçular, hazırladıkları bilimsel görüşlerde, infaz paketinin herkese eşit şekilde uygulanması çağrısında bulundu. Başta muhalefet olmak üzere toplumsal kesimler, paketin tutuklu gazeteci, siyasetçi veya ifade özgürlüğünü kullanırken “terörden” yargılanan kişileri kapsamamasını eleştirirken, “düşünce suçlularının” da pakete dahil edilmesini istedi. İnfaz paketinin TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin ardından AKP’li milletvekilleri hatıra fotoğrafı çektirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’yı 23 Mayıs 2018 tarihinde tedavi gördüğü Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nde ziyaret etmişti. Ancak AKP, bu çağrılara ku tutuklu sanığın infaz indirimi lak tıkadı. Aksine, TBMM Ge alacağını ve 2 yıl sonra tahliye ola nel Kurulu’ndaki görüşmeler cağını kaydetti. Ancak Soma ailele sona yaklaşırken, gece yarı rinin avukatlığını yapan ÇHD Ge sı verilen değişiklik teklifi ile MİT Yasası kapsamında işlenen suçlar da infaz paketi dışı ALICAN ULUDAĞ nel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, infaz paketinden yararlanmadığı için cezaevinde kalmaya devam edecek. na alındı. Bu yolla tutuklu gazeteciler Aynı şekilde 18 madencinin yaşamını Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Odatv yitirdiği Ermenek katilamı davasında muhabiri Hülya Kılınç, Yeniçağ yaza 19 yıl 3’er ay hapis cezası verilen Has rı Murat Ağırel, Yeni Yaşam gazete Şekerler patronu Saffet Uyar, ruhsat sa si yöneticileri Ferhat Çelik ve Aydın hibi Abdullah Özbey ve teknik nezaret Keser’in olası bir ceza verilmesi duru çi Ali Kurt da ciddi infaz indirimi ala munda infaz düzenlemesi kapsamında cak. Bu üç ismin, yaklaşık bir yıl sonra infaz indirimi almaması sağlandı. tahliye imkânına kavuşacağı öğrenildi. İnfaz düzenlemesinin önceki gece 10’u öğrenci 12 kişinin öldüğü Aladağ TBMM’de kabul edilmesiyle gözler, pa yurt yangını davası sanıkları ile Çorlu ketten yararlanacaklara çevrildi. “Dü ve Ankara tren kazası sanıkları ise ce şünce” suçlularını kapsamayan paket zaevine hiç girmeyecek. Gezi eylemin uyarınca, kapalı cezaevinde bulunan de Abdullah Cömert’i vurarak ölümüne 15 bin, açık cezaevlerindeki 30 bin hü neden olan polisin de cezaevinden tah kümlü tahliye edilecek. Ayrıca açık ce liye olması bekleniyor. zaevlerinde bulunan 45 bin hükümlü 31 Kamuoyunda “Çiftlik Bank” olarak bili Mayıs’a kadar izne çıkarılacak. Korona nen sistem yoluyla yüzlerce kişiyi dolan virüs salgını sürerse, bu izin yıl sonuna dıran arasında “Tosuncuk” lakaplı Meh kadar uzatılabilecek. Açık cezaevinden met Aydın’ın bulunduğu 48 sanığın yar izne gönderilecekler arasında kadın ci gılandıkları davalarda alacakları cezala nayeti sanıkları, tecavüz zanlıları ve ço rın infazı indirimli olacak. cuk istismarcıları da yer alacak. Soma, Ermenek, Aladağ Çakıcı çıkacak Alınan bilgiye göre, cezaevinde uzun Paket kapsamından 301 madencinin yıllardır yatan suç örgütü yöneticisi can verdiği Soma davasında “taksirle Alaattin Çakıcı’nın paketin yasalaşma ölüme neden olmadan” cezalandırılan sıyla birlikte tahliye olacağı bildirildi. sanıklar da yararlanacak. Soma dava Çakıcı’nın paket çıkmadan önce infazı sı avukatı Can Atalay, dava kapsamın nın Ekim 2020’de dolacağı öğrenildi. da ceza alan ve halen cezaevinde olan 4 l ANKARA CHP’li ENGİN ÖZKOÇ: AYM’ye götüreceğiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de kabul edilen infaz düzenlemesine ilişkin “Uygulamadaki sıkıntıların yanında, milletimizin ve kamu vicdanının hassasiyetleri de dikkate alınarak hazırlandı” dedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ise infaz düzenlemesini Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götüreceklerini söyledi. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Özkoç, tutuklu olan Barış Pehlivan’ın, “Aklımda adalet yerine kayırma olsaydı çıkacaktım. Elimde kalem yerine bıçak olsaydı çıkacaktım. Masamda kâğıt yerine para olsaydı çıkacaktım” açıklamasını anımsattı. Özkoç, “İktidara karşı işlenen suçları affetmeyip, topluma karşı işlenen suçlar affedilirse bu kesinlikle doğru değildir. Bir insan iktidara karşı olduğu için cezaevinde tutulacak, diğer suçlardan yatanlar dışarı çıkacak. Bu adaletli değildir. Bu yasa vicdanları kanatacaktır” diye konuştu. İnfaz yasasını AYM’ye götüreceklerini kaydeden Özkoç, “Genel Başkanımızın emriyle yaşam hakkının savunulması açısından içerideki düşünce suçlularını, akademisyenleri, siyasetçileri kapsayacak bir şekilde infaz yasasının çıkması için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet ERCİŞ’TEKİ DEPREMDE 39 CANA MAL OLAN SEVGİ APARTMANI’NIN MÜTEAHHİTLERİNE BERAAT Deprem değil mahkeme vurdu ALİCAN ULUDAĞ Van’da meydana gelen depremde 39 kişiye mezar olan “Sevgi Apartmanı” davasında yargılanan sanık müteahhit Salih Ölmez ile İnşaat Mühendisi Murat Kazancı’nın, avukatların beyanları dahi beklenmeden beraat ettirildiği ortaya çıktı. İki sanığın beraatına hükmeden mahkeme, kararı beraatten haberi olmayan müşteki avukatlarına tebliğ etmedi. Avukatların karara itiraz edememesi nedeniyle beraat hükmü kesinleşti. Sevgi Apartmanı’nda 4 yakınını kaybeden davanın avukatlarından Efkan Bolaç, “Bu karar, toplum vicdanında ciddi bir yaraya neden olmuştur” dedi. Van’ın Erciş ilçesinde 23 Ekim 2011’de meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki depremde Sevgi Apartmanı’nın yıkılması sonucu 39 kişi yaşamını yitirdi. Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhit Salih Ölmez ve inşaat mühendisi Murat Kazancı hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak suçundan dava açtı. Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan davada 9’ün üzerinde duruşma görüldü. Son duruşma 6 Kasım 2019’da yapıldı. Ancak müşteki avukatları duruşmaya katılmadı. Savcı, esas hakkındaki mütalaasında sanıkların bilinçli taksirle ölüme neden olmaktan cezalandırılmasını istedi. Mahkeme, sürpriz şekilde o duruşmada yargılamayı bitirerek, iki sanığın beraatına hükmettiği açığa çıktı. Bu durumdan habersiz olan avukatlara, karar tebliğatı da yapılmadı. Bu nedenle beraat kararı kesinleşti. Karar, mağdurlardan bir yurttaşın edevlet’ten baktığı dava dosyasını “kapalı” görmesiyle açığa çıktı. Delil bulunamamış Dosyanın avukatlarından Efkan Bolaç, “Kumdan ve briketten yapılan bir evin altında kalan insanlar öldü. Bu cinayetle ilgili beraat kararı, toplum vicdanında yara olmuştur. Bize tebligat yapılmaması kanuna aykırıdır. Savcılığın bunu istinafa götürmemesi ise ayrıca manidar” dedi. Mahkeme, kararının gerekçesinde Sevgi Apartmanı’nın müteahhidi olarak gösterilen Ölmez İnşaat adında bir şirketin olduğuna dair belgeye ulaşılamadığını, sanık Ölmez’in ise davaya konu binanın müteahhidi olduğuna ilişkin kesin delil elde edilemediğini savundu. Kararda binada tüm ortakların çeşitli zamanlarda ikamet ettikleri, kendi eş ve çocuklarının ikamet edeceği bir binada bu kişilerin hileli davranışlar sergilemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı savunuldu. l ANKARA Van’ın Erciş ilçesinde 23 Ekim 2011’de meydana gelen 7.3 büyüklüğündeki depremde 604 yurttaş yaşamını yitirmiş, 4 bin 152 yurttaş ise yaralanmıştı. KAVAS YENIDEN Savcı Mehmet Murat Dalkuş uzun süre kaçak yaşamıştı ELÇILIĞE ATANDI Ergenekon savcısına tahliye HÜSEYİN HAYATSEVER Dışişleri Bakanlığı’nda son dönemde yapılan siyasi atamalara bir yenisi eklendi ve bu kez daha önce büyükelçilik görevi yapmış olan bakanlık dışından bir ilahiyat profesörü yeniden büyükelçi yapıldı. 20132015 yılları arasında Türkiye’nin Çad Büyükelçiliği yapan Ahmet Kavas, Türkiye’nin Senegal Büyükelçiliği’ne atandı. Kavas, son dönemde dışarıdan büyükelçi olarak atanıp görevini tamamladıktan sonra yeniden büyükelçiliğe atanan ilk isim oldu. Sosyal medya hesabında terör örgütü El Kaide’yle ilgili kullandığı ifadeler tartışmaya neden olmuştu. Kavas, o dönem Fransa’nın Mali’ye başlattığı askeri operasyona tepki gösterirken “Terör kelimesi bir kere Fransız icadı. Müslüman işi değil. Tırnak içinde yazdım. El Kaide terörden çok farklı” ifadelerini kullanmış, bakanlıktan gelen uyarının ardından bu ifadelerini içeren twitlerini silmiş ve “Kim şimdiye kadar El Kaide terör örgütü değil dedi ki biz diyelim. Bunu sıradan cahil bir insan bile söylemez” demişti. l ANKARA SEYHAN AVŞAR mıştı. Onun için kaçma tehlike si yok ama kendiliğinden ifade “FETÖ/PDY üyesi olmak” suçundan aranır ye giden Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’in kaçma tehlikesi var öy ken Ekim 2019’da Esenyurt’ta le mi. Bir FETÖ sanığının delilleri operasyonla yakalanan ve toplanmış da gazetecilerin olma meslekten ihraç edilen Erge yan hiçbir zaman da olmayacak nekon kumpası savcılarından olan delilleri mi toplanmamış. Mehmet Murat Dalkuş tutuk Yargıdaki bu çifte standart yargı luluk incelemesinin ardından ya güveni iyiden iyiye yok etmiş tahliye edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Dalkuş’un Murat Dalkuş tir. Ortada yargı diye bir kurum, bir kavram kalmamıştır” dedi. tahliye kararına itiraz etti. Hüseyin Ersöz ise Dalkuş hak İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi top kında tahliye kararı verilirken, FETÖ’nün lanan delil durumu, koronavirüs salgı hedef aldığı OdaTV Genel Yayın Yönetmeni nı nedeniyle alınan önlemler, sanığın tu Barış Pehlivan ve Sorumlu Haber Müdürü tuklu kaldığı süre ve delil karartma ihti ve gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu’nun tu malinin bulunmaması gibi gerekçelerle tuklu olmasına tepki gösterdi. Ersöz, “Dar Dalkuş’un tahliyesine karar verdi. Mah be teşebbüsü sonrasında uzun süre kaçak keme heyeti Dalkuş hakkında ev hap olan, sonrasında yakalanan ve tutuklanan si ve yurtdışına çıkma yasağı da koydu. Ergenekon Savcısı Murat Dalkuş ev hapsi Tahliye kararını değerlendiren Ergenekon adli kontrol tedbiri ile tahliye edildi. Yıllar davasının avukatları Celal Ülgen ve Hü süren Ergenekon davasında savcılık yapan seyin Ersöz tepki gösterdi. bu isim serbest kalırken, FETÖ’nün hedefi Avukat Ülgen, “İstanbul 28. Ağır Ceza olmuş gazeteciler yaptıkları bir haberden Mahkemesi toplanan delil durumu, korona dolayı cezaevindeler. Bu adaletsiz yaklaşı virüs salgını nedeniyle alınan önlemler, sa mı hiçbir hukukçunun kabul etmesi müm nığın tutuklu kaldığı süre ve delil karartma kün değil. Adaleti dahi vicdanlara uygun ihtimalinin bulunmaması gibi gerekçelerle şekilde dağıtmayan yargıdan Barış’ların Dalkuş’un tahliyesine karar vermiş. Anım özgürlüklerini talep eder noktadayız. Ba samak gerekir. Savcı mahkemece tahliye şından sonuna Ergenekon Davası’nda gö sinden sonra hakkında çıkarılan yakala rev almış olan bir hukukçu olarak bu ada ma kararına rağmen üç yıl müddetle aran letsizlik karşısında isyan etmemek müm mış ve bir köylüsünün ihbarı ile yakalan kün değil” diye konuştu. Korkulan gerçekleşmedi; Erkenden hayatı söndürülen cinsel suiistimal kurbanı kız çocuklarının suiistimalcileriyle evlendirilmesinin yasallaşmasının önünü açacak tasarı, hukuki hassasiyetleri ve toplumsal dengeleri hiç gözetmeden sadece siyasi bir panikle alelacele hazırlanan son infaz düzenlemesinin içinde yer almadı ama... Biliyoruz ki iktidarın niyetleri arasında bu mesele hep gündemde. Cinsiyet eşitliği fikrine düşman bir bakış açısıyla, kadına yönelik şiddeti birçok yönüyle olağanlaştıran bir ahlakın savunucusu olan iktidar, bu yasayı yürürlüğe sokmak için fırsat kolluyor. Kız çocukları şimdilik ellerinden kurtulmuş gibi görünse de yeni düzenlemede çocuklara yönelik başka bir karar var. Terör suçundan ceza almış, on dört yaşından büyük tüm çocuklar infaz yasasının dışında bırakıldı. Küçük kızların anne olabileceğini düşünen zihniyetin, aynı mantıkla küçük çocukların terörist olabileceğini de düşünmesi normal. On sekiz yaşından önce bakkaldan sigara alamayan.. İçkili mekânlara sokulmayan... Kendi iradesiyle hukuksal bir belgeye imza atamayan... Araba kullanamayan... Kendisine kalan mirası yönetme hakkı olmayan... Oy veremeyen... Herhangi resmi bir göreve seçilmek için aday olamayan... Yani reşit sayılmayan, kendi iradesi dikkate alınmayan çocukların kaderi; Onların on dört yaşından itibaren evlenip aile kurabileceklerini düşünmekte sakınca görmediğini bildiğimiz; Ve on dört yaşından itibaren kendi iradeleriyle terörist olabileceklerine ikna olmuş bir iktidarın iki dudağı arasında bir kez daha ezildi. Neredeyse kişiye özel kanunlar çıkarıp kendilerine göre suç ve ceza tanımı yapanların; Hapishanelerin derhal boşaltılması gereken şu tehlikeli zamanlarda... Gazetecileri neden içeri attıklarını ve ısrarla içeride tuttuklarını biliyoruz. Muhalif politikacıları neden içeri attıklarını ve içeride tuttuklarını biliyoruz. Osman Kavala’yı neden içeri attıklarını ve içeride tuttuklarını biliyoruz. Ve teröre bulaşmış çocukları yetişkinlerle bir görüp neden içeride tutmakta tereddüt etmediklerini de biliyoruz. Küçük yaşta evlendirilmiş kız çocuklarının istismarcılarını fırsat bulduklarında salıvermeye neden can attıklarını bildiğimiz gibi. İstediğiniz kadar onlara “çocuğun” ne anlama geldiğini anlatmaya çalışın. Erkenden evlendirilen ya da erkenden dağa çıkarılan çocukların rızalarının sosyolojik ve psikolojik analizlerini yapın. Umurlarında olmayacak. Nesiller boyu yoksulluğun, sömürünün ve adaletsizliğin her türlüsünü görmüş bir coğrafyada, bitmek bilmez bir terör ikliminde doğan... Masal yerine işkence, baskın, zulüm hikâyeleriyle büyüyen... Kaderi, yıllarca yasaklı kalmış bir dilin hapsedildiği kör karanlıkta belirlenen... Daha güzel bir gelecek adına barıştan değil savaştan medet ummayı ahlak bilerek biçimlenmiş yarası hep açık bir toplumun içine... Ailesindeki erkeklerin yarısının korucu, yarısının terörist olduğunu göre göre, okumak için şehre giden abilerinin, ablalarının ölüm ya da tutuklanma haberleriyle duyguları erkenden törpülenen... Ve nihayetinde dört bir yandan gelen türlü politik istismarlarla çocuk yaşta fikren ya da fiilen teröre bulaşan bir çocuğu... Yaşına bakmaksızın affetmeyen bu iktidar... Annesi ve onun da annesi ve onun da annesi gibi daha on dört yaşındayken, kendisinden üç ya da beş ya da yedi ya da on beş yaş büyük bir erkekle... Bir başka çocukla... Bir tecavüzcüyle... Bir tüccarla evlendirilerek cinsel suiistimale uğratılan bir kız çocuğunun suiistimalcisini affetmeyi tabii ki hayal edebilir. Sadece bu ülkede değil... tüm dünyada ve tüm zamanlarda... niyetleri karanlık iktidarların hayalleri de karanlıktır. Dindar ve kindar bir nesil... öyle kolay yetişmiyor. Küçük gelinler ve küçük teröristler yasalardan önce iktidarların sinsi iradesinde beliriyor. YÜKSEKÖĞRETIM DÜZENLEMESI Özdağ: Bilimsel özerkliğe aykırı TBMM Genel Kurulu’nda, AKP’nin hazırladığı Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. İYİ Parti Grubu adına konuşan Ümit Özdağ, teklifin, üniversitelerde tartışılmadan, öğretim üyelerinin görüşleri alınmadan küçük bir grup tarafından hazırlandığını ifade ederek, “Üniversitelerde özgürlükten ve fikir hürriyetinden korkmamalıyız. Öğretim elemanlarının disiplin cezalarıyla ilgili yapılan düzenleme, antidemokratik, akademik teşkilatı baskılayıcı, bilimsel özerkliğe ve özgürlüğe ters unsurlar taşıyor” dedi. CHP adına konuşan Yıldırım Kaya ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifasının kabul edilmemesine ilişkin “Geçen hafta sonu tiyatro izledik. Bir kişi hata yaptım diyorsa istifanın kabul edilmesi lazım. Eğer kabul edilmiyorsa iki gün toplumu bununla oyalayamazsınız” dedi. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle