17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL / BURAK YURTTAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 5 17 MART 2020 SALI Koca, 29 yeni vaka tespit edildiğini duyurdu. Toplam 47 hastadan bazılarının durumunun ciddi olduğunu söyledi ‘Solunum sıkıntısı olanlar var’ Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Bugün 29 yeni tanı kondu. Yeni tanı konanlarla birlikte toplam hasta sa yımız 47 ol du. Son 29 vakanın ta mamı doğ rudan ve ya dolay lı olarak ABD, Orta Fahrettin Koca doğu ve Avrupa temaslıdır, 3’ü Umreden döndü. Yurtdışı teması risk olmaya devam edecek” açıklamasında bulundu. Bilim Kurulu’nun dünkü toplantısının ardından basın toplantısı düzenleyen Bakan Koca, “Şu ana kadar herhangi bir can kaybı söz konusu olmadı. Bu olmayacağı anlamına gelmez. Çünkü bu süreçte solunum sıkıntısı olan hastalarımızın olduğunu söylemek istiyorum” diye konuştu. Kit tüm illere gönderilecek “Sahte bir belgenin” üretilip, yayıldığını ve kamuoyuna “gizli” diye sunulduğunu belirten Koca, “Tümüyle uydurma. Paniği amaçlayan yalan haberlerle mücadele, virüsle mücadelenin bir parçasıdır” de di. Bilim Kurulu’nda alınan yeni öneriler olduğunu söyleyen Koca, koronavirüs tanı testlerinin sayısının artırılacağını, 6 olan laboratuvar sayısının hafta sonuna kadar 16’ya çıkarılacağını, hızlı sonuç veren kiti ise bütün illere vereceklerini açıkladı. Uçuş yasağı olan ülkelere İngiltere, İsviçre, Suudi Arabistan, Mısır, İrlanda ve Birleşik Arap Emirliklerinin eklendiğini söyleyen Koca, “Yarın (bugün) 08.00 itibarıyla 6 ülkeyle daha uçuşları yasaklıyoruz. Böylece uçuş yasağı uyguladığımız ülke sayısı 20’ye çıkmış oldu” dedi. Bazı hastanelerde hizmetlere ara verildiği yönündeki soruya ise Koca, “Hiçbir kurumumuzda acil veya polikliniğe gelen hiçbir hastamızı geri çevirme noktasında bir yaklaşım içe risinde olmayız, olamayız” ifadelerini kullandı. Türk Tabipleri Birliği’nin “ekipman eksikliği” olduğu yönündeki açıklamasını değerlendiren Koca, “Algıyı farklı bir noktaya çekebilecek davranışı maksatlı buluruz. Maske ve hızlı kit, hastanelerimiz ve üniversitelerimizde ücret talep etmeden yeterli miktarda olacak. Bizzat kendim, ilgili firmalarla görüşerek bu konuyu netleştirdiğimizi ifade etmek isterim” dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise sosyal medya hasabı üzerinden, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında kapsamlı bir eşgüdüm toplantısı yapılacağını ve atılacak adımlarla ilgili kamuoyunun bilgilendirileceğini açıkladı. l ANKARA/Cumhuriyet Iller açıklansın TTBBaşkanı Adıyaman, Bakanlığa çağrı yaptı: Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, “Aldığı mız duyumlar hasta sayısının daha faz la olduğu yönünde. Test sonuçlarının pozitif geldiği fakat bunla rın 18 kişilik grupta olma dığı, sonucu negatif geldi ği zaman bir daha teste yol SIBEL BAHÇETEPE landığında ‘yüksek riskli’ gibi tuhaf bir yanıtın geldi ği ve bunların genel hasta sayısına eklenmediği yönünde duyum lar alıyoruz. Yurtdışı geçmişi olmayan hastalar olduğunu söylüyorlar” dedi. ‘Sonuçlar günlük açıklansın’ TTB’de, koronavirüs salgınına ilişkin basın toplantısı yapıldı. Salgına karşı Türkiye genelinde alınan önlemlerin artırılması gerektiğine dikkat çeken Başkan Adıyaman, hastalığı tespit etmek için yapılan test sayısının yetersiz olduğunu belirterek “Tanı için gereken test kitinin üretim kapasitesi haftada 2 bin testin üzerine çıkarılması gerek. Bakanlığın uygulanan test sayılarını, negatif ve pozitif çıkan testleri günlük olarak ‘KRIZ YÖNETIMINDE GEVŞEME VAR’ Prof. Dr. Adıyaman TTB Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Sağlık Bakanlığı’na çağrı yaparak “Virüsle mücadele edecek olan hekimler ve sağlık çalışanlarıdır. Türkiye’nin dört bir yanından sağlık çalışanları ve hekimlerin ekipmanlarının eksik olduğu, maskelerinin yeterli olmadığı haberleri geliyor. Bu sorun çözüm bekliyor” diye konuştu. “Kriz yönetiminde bir gevşeme var” diyen Adıyaman, Cumhuriyet’e şunları söyledi: “Umreden gelenlerin büyük kısmının evlerine gönderilmesi yalnızca ‘14 gün dışarı çıkmayın’ denilmesi yeter sizdi. Siyasi partilerin ziyaretleri ve bunların sosyal medyadan paylaşılması bakanlığın uyarılarına uyulmadığının en büyük kanıtıdır. Bütün Türkiye’ye yayılmıştır, 5 bin kişiyi o şartlarda karantinaya almak aksine salgını daha da artıracaktır. Karantina odaları birer kişilik olmalıdır. Sosyal medyadan gördüğümüz kadarıyla dörder ve altışar kişi bir odada kalıyor. Okullar tatil edildi, yakın temas kesilsin diye. Öğrencilere tatil verilmedi, izin verildi. Oldukları yerde kalmaları sağlanmalıydı. Amaç virüsün yayılmasını engellemekti. Ne yazık ki yapılmadı” dedi. açıklaması gerek” dedi. Hasta sayısının hızla artabileceği uyarısında bulunan Adıyaman, “1 metre kuralına uymalıyız. Önemli olan hastalığın yayılmasını önlemek” ifadelerini kullandı. Adıyaman, “Aldığımız duyumlar hasta sayısının daha fazla olduğu yönün de. Ayrıca test sonuçlarının pozitif geldiği fakat bunların 18 kişilik grupta olmadığı, test sonucu negatif geldiği zaman bir daha teste yollandığında pozitif ya da negatif değil, ‘yüksek riskli’ gibi tuhaf bir yanıtın geldiği ve bunların genel hasta sayısına eklenmediği yönün de duyumlar alıyoruz. Yurtdışı geçmişi olmayan hastalar olduğunu söylüyorlar. Yerli hastalar var deniyor” bilgisini paylaştı. Sağlık Bakanı’nın vakanın görüldüğü ili açıklamama kararı aldığını anımsatan Adıyaman, “Bazı iller var ki oralarda özel ilgi gerekiyor. Türkiye’deki son 23 günlük görüntü salgının çok ciddi boyutlar alacağını gösteriyor. Bir yerde salgın varsa orada salgın olduğu açıklanmalı ki buraya yapılan ziyaretler azalsın” dedi. Eğlence yerlerinin kapatılmasının yeterli olmadığını belirten Adıyaman, “Düğünler iptal edilmeli. Sınavlar ertelenmeli. Virüsün yayılmasını engellemek için gerekirse ulaşım, eczane, bakkallar dışında tüm işyerleri geçici olarak kapatılmalı” dedi. Sağlık çalışanlarının Türkiye genelinde ekipman eksiğilinden yakındığını belirten Adıyaman, “Urfa Devlet Hastanesi’nden haber verdiler, her sağlık çalışanına bir tane maske vermişler. O maskelerin ömrü en fazla iki saat, sonrasında kullanmak zararlıdır” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet SAĞLIK EMEKÇİLERİ: İptal genelgesi insanlık suçu! SENA YAŞAR 13Mart’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile, koronavirüs önlemleri kapsamında kamuda çalışan hamile, yasal süt izni kullanan, engelli ve dezavantajlı gruplar için düzenlenen 12 günlük idari izin, Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık emekçileri özelinde iptal edildi. Koronavirüsle “etkin mücadele edilmesi için” yasal mazeret izinleri (evlilik, ölüm, analık, hastalık, refakat) hariç, tüm personelin yıllık izinleri durduruldu. Yazıda, “Genelge uyarınca kanser hastaları ve organ nakli olanların durumları kurum amirlerince değerlendirilerek idari izinli sayılıp sayılmamalarına karar verilecektir” denildi. Genel Sağlık İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, “Dünya Sağlık Örgütü’nün herkese tanıdığı kısıtlamalardan hamile, kronik hastalığı olan ve dezavantajlı sağlık emekçilerinin yararlanmaması insanlık suçudur” sözleriyle tepki gösterdi. Bacaksız, “Bu karar geri çekilmelidir. Bakanlığa açık çağrıda bulunuyoruz: Yaş, kronik hastalık ve benzeri durumlar göz önüne alınarak izin ihtiyacı objektif kriterlere bağlanmalıdır. Yaşam hakkı her şeyden önce gelir.” Bacaksız, sağlık emekçilerinin dilekçe ile sendikalarına başvurabileceklerini anımsattı ve bakanlığa “yanlışın düzeltilmesi için” yazı gönderdiklerini belirtti. l ANKARA DUGÖAMLÖNRTEZEINNLDELEDMENAR KONYA’DA KARANTINADAN KAÇMAK ISTEDILER, ARBEDE ÇIKTI İstanbul’daki öğrenciler kendilerini bekleyen otobüslerle KYK yurtlarına taşındı. Umre amacıyla gittikleri Suudi Arabistan’dan dönenler, koronavirüs şüphesi üzerine tedbir amaçlı İstanbul, Ankara, Kayseri, Sivas, Konya ve Isparta’daki Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtlarda gözlem altında tutulmaya devam ediyor. Konya’da Tahir Büyükkörükçü yurdunda kalan yurttaşlar dün kötü şartlardan dolayı yurdu terk etmek istedi, bu sırada yurt kapısında yurttaşlarla polis arasında arbede yaşandı. Kentteki 2 yurda yaklaşık 2 bin 500 kişi yerleştirilirken, yüksek ateş şikâyeti olanlar da Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Yazır yerleşkesine götürüldü. Kayseri’deki Hunat Hatun Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrencilerin başka yurtlara nakledilmesinin ardından umreciler yurda getirildi. l DHA Yurtların gece yarısı bir anonsla boşaltılmasına öğrenciler tepkili: Devlet bizi mağdur ediyor KÜBRA KÖKLÜ Ankara ve Konya’da yurtların boşaltılıp koronavirüs karantinası için kullanılmaya başlamasının ardından İstanbul’da da İstanbul İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü’ne bağlı Güngören’deki Fatih Sultan Mehmet, Florya Kız Yurdu ve Başakşehir’deki Kanuni Sultan Süleyman öğrenci yurtları, umreden ve yurtdışından gelenlerin karantinaya alınması için tedbir amacıyla boşaltıldı. İstanbul Valiliği yaptığı açıklamada Avrupa’dan dönenlerin öğrenci yurtlarında 14 gün karantinada tutulacakla rını ve bu yurtlarda kalan öğrencilerin geçici olarak diğer KYK yurtlarına yerleştirildiğini açıkladı. Gece geç saatlerde yurtlarda yapılan anonsla öğrencilerin, dün öğle 12.00’ye dek yurdu terk etmeleri istendi. Öğrenciler, yanlarına alabildikleri eşyalarla yurtlardan ayrıldı. Memleketlerine giden öğrencilerin eşyalarının dolaplara kilitleneceği bilgisi verildi. İstanbul’da kalmak isteyen öğrenciler ise başka yurtlara nakledildi. Cumhuriyet’e konuşan Fatih Sultan Mehmet Erkek Yurdu’nda kalan bir öğrenci, “Gece 10’da haber verdiler. Panoya ‘yurdu terk edin’ yazısını yazarak bi zi yurttan çıkartıyorlar. 3 bin 400 kişinin kaldığı bir yurt bu şekilde boşaltılamaz. Devlet bizi mağdur ediyor. Ailelerimiz çok endişeli. Anneme karantina altına alınacak yurdun benim yurdum olduğunu söyleyemedim” diye konuştu. Başka bir öğrenci de “Yurtta bir kaos ortamı var. Bizleri başka yurtlara gönderiyorlar. Ancak o yurtlar dolup taşmış bir durum. Bir odada 6 kişiyle beraber kalmak istemiyorum. O yüzden eve gidiyorum. Yurda tekrardan ne zaman giriş yapacağımız belli değil. Bizim de canımız önemliyken şu an bu uygulamayla hiçe sayılıyoruz” dedi. l İSTANBUL Paran kadar sağlık... Artık para etmiyor! Geçen perşembeden beri engelli gibi yaşamaya başladık. Bütün temel alışkanlıkları değiştirmek zorundayız. Yazı aramızda bana en zor geleni el sıkmamak, sıkamamak. Herkesle selamlaşmanın gerektiği kalabalıkça bir dost ortamına girince el sıkmakla yetinmeyip, şöyle bir kucaklaşmak ne güzel olur..du. Onca kişiyle benzer yöntemle selamlaştıktan sonra biri çıkıp, “Aman sarılmayayım, hastayım” deyince, samimiyet ortamı uygunsa, “Fark etmez, ben de sana hastayım” deyip gülüşerek sarılmak ne güzel olur..du. Sarılma bittikten sonra bir başkasına yönelirken iki elinden tutarak ayrılmak ne güzel olur..du. Karşınızdaki soğuk, mesafeli biriyse elinizi uzatıp, “Hiç değilse elinizi sıkayım, canınızı sıkmayayım” deyip gülümsemek ne güzel olur..du. Bütün bunları bir süre için ertelemek durumundayız. Doğrusu bir tanıdıkla karşılaşınca kendimi engelli gibi hissediyorum. Karşınızdakine gülümseyip, elinizi bedeninizde tutmak kolay alışılacak bir şey değil. İster istemez buna da alışacağız... İnsanın en iyi ve en kötü yanı, alışması. Yeri gelmişken vurgulayalım, el sıkışma geleneği yüzyıllar öncesinden günümüze karşılıklı güveni içeren bir davranış. Bilinen anlatımla, ilk çağlarda insanlar ellerinde silahla dolaşırdı. Karşısındakine kötülük etme niyetinde olmayan bir kişi, “bak silahım yok” demek için elini uzatırdı. Karşısındaki de aynı yöntemle uzatınca, el sıkışırlar karşılıklı güven oluşurdu. Zamanla böyle bir gelenek yerleşti. HHH Geçen perşembe akşamı okul çıkışı oğlum, “Baba önce eczaneye gitmeliyiz” dedi. O gün de bir kursu vardı. “Kursa geç kalmayalım, sonrasında gideriz” dedim. Okulda arkadaşları arasında öyle bir hava oluşmuş ki, çıkar çıkmaz önce eczaneye sonra markete uğramak gerek. Eczaneden maske ve koruyucu, marketten de makarna... Heyecanını kesmek istemedim. Onun rehberliğinde kurs sonrası ilk eczaneye gittik. Dükkân tam ortadan ikiye bölünmüş. Yarısı eczane, yarısı depo gibi bir yer. Eczacı aradığımız malzemelerin bittiğini söyledi. Hemen yandaki dükkânda bulabileceğimizi, ekledi. Yandaki dükkânda yarı merdiven altı ürünler... Cam tezgâhta gelenlerin ne isteyeceği bilindiği için günlük maskeler, ömürlük maskeler yan yana... Uzun ömürlü dediklerinin tanesi 30 lira. Satıcı bu işi yıllardır yapıyor gibi hemen gösterdi, “aylarca gider” dedi... Koruyucu malzemeler de birkaç çeşit, kiminin içinde ne olduğu yazılı kiminin değil... Bir karışlık plastik şişelerin en ucuzu 60 lira. Sözün özü fırsatçılar doğal olarak fırsatı kaçırmamışlar. Hemen örgütlenmişler. Üstelik bunu kıyıda köşede de yapmıyorlar. HHH Aslında fırsatçılara kızmamak gerek. Piyasa ekonomisi böyle bir şey değil mi? “Sosyal yurttaş yok”, “piyasa insanı var” böyle bir şey değil mi? Koronavirüs bilinen pek çok şeyi görmemizi de sağlıyor. 40 yıl önce başlayan son küreselleşme döneminde sermayeye sınırsız yolculuk hakkı verilirken, sosyal devletin ölüm fermanı da imzalanmıştı. Bu anlayışa göre sağlık, eğitim her şey paran kadardı. Bu nedenle de dünyanın dört bir yanında borsalar standarttı ama eğitim, sağlık değildi. Sağlık penceresinden bakınca koronavirüs, dünyanın sağlığının bir ülkenin sağlığına eşdeğer olduğunu gösterdi. Alınan önlemlerdeki farklı bakış ise paranın küreselleşirken sağlığın küreselleşmediğini bir kez daha gözümüze soktu. Türkiye’de bu sorunlar katmerli yaşanıyor. Zira iktidar, önce kurumları ayırıyor sonra önlemleri sıralıyor. Bunlarla uğraşmaktan en temel temizlik malzemesinin bile fahiş fiyatla satılmasını engelleyemiyor. Bu ortam sosyal demokrat belediyeciliğin ne olduğunu da gösterme zamanı. En azından şöyle bir kampanya başlatamazlar mı: “Temizlik imandan, malzemesi başkandan gelir!” İtalyan doktorlar Hükümetlerinizi acilen mesaj yayımladı: harekete geçmeye zorlayın Çin’den sonra koronavirüsten en çok etkilenen ülke olan İtalya’da 300’ü aşkın doktor, dünyaya açık bir mektup yayımladı. Doktorlar, “Hükümetinizi hemen şimdi harekete geçmeye zorlamanızı rica ediyoruz” çağrısını yaptı. İtalya’da önlemlerin 8 günlük bir gecikme sonrası alındığına dikkat çekilen mektupta, kısa görülebilecek bu gelişmenin İtalya’da toplam ölüm sayısının Çin’dekine nazaran inanılmaz bir artış göstermesi anlamına geldiği kaydedildi. Açık mektupta özetle şu ifadeler yer aldı: “İtalya’da çok vahim bir koronavirüs salgını yaşıyor. Virüs, ortaya çıkışının ardından geçen 3 hafta gibi kısa bir sürede 10 bin kişiye bulaştı. Sal gının başlangıcında Çin, İtalya ve diğer ülkelerde virüsün enfekte ettiği kişi sayısı tam olarak aynıydı. Çin’i diğer ülkelerden ayıran şey, İtalya’dan tam 8 gün önce, salgının yaşandığı Wuhan şehrini ve Hubei Bölgesi’nin tamamını hızlı ve etkili bir şekilde izole etmesi oldu. Yalnızca insanların büyük kalabalıklar halinde bir araya gelmesine kısıtlama getirmek de yeterli bir çözüm değil. Bilim dünyasının mensupları olarak sizlerden, virüsü aktif şekilde durdurmak için hükümetinizi hemen şimdi harekete geçmeye zorlamanızı rica ediyoruz! Güney Kore ve Çin bu epidemiyi durdurma konusunda örnek alınmalıdır.” l Haber Merkezi İtalya’daki Türk akademisyen Lütfen bu işi ciddiye alın, Önen’den videolu mesaj: 23 hafta dışarı çıkmayın Çin’den sonra en fazla ölüm oranına sahip olan İtalya’da bir üniversitede deniz biyologu olan ve araştırma görevlisi Senem Önen, sosyal medya üzerinden bir video paylaştı. Dünyanın korkunç videoları görmediğini savunan Önen, “Lütfen iki üç hafta sosyal izalasyonu uygulayın evinizden mümkün olduğunca dışarı çıkmayın, temel ihtiyaçlarınız dışında ‘canım sıkıdı, hava alayım’ diye dışarı çıkmayın” dedi. İtalya’da ilk vakaların tespit edilmesinin ardından okullarda eğitime ara verildiğini ancak bunun yanlış değerlendirildiğini belirten Önen, “Şu an Türkiye’de de okullara eğitime ara verildi, halen tatil edildi ibaresi kullanılıyor. Bir tatil durumu söz konusu değil, İtalya’da da aynı şekilde anlaşıldı. Aileler çocuklarını alıp alışveriş merkezlerine gittiler, hiçbir şey yokmuş gibi arkadaşları ile görüşmeye devam ettiler. Vaka sayısı yükseldi” dedi. Lombardiya Bölgesi’nin “kırmızı bölge” ilan edilmesinin planlandığının duyulması üzerine insanların evlerinde kalmak yerine kaçtıklarını ve böylece salgının daha da yayıldığını söyleyen Önen, şöyle devam etti: “Türkiye’de ne yapılmalı? Mümkün olduğunca herkes evinde olmalı. Halen arkadaşlarımın, ki eğitim seviyesi yüksek olanlar da var, aynı şekilde yaşantılarına devam ettiğini görüyorum. ‘Elimize, yüzümüze kolonya sürdük, mikropları öldürdük’ diyorlar. Yok böyle bir şey.” l Haber Merkezi Yazlığa koştular! Dünyayı etkisi altına alan ve Türkiye’de de ortaya çıkan koronavirüs vakaları sonrası okulların tatil edilmesiyle özellikle emekliler yazlıklara akın etti. Ege Bölgesi’nde Kuşadası, Bodrum, Marmaris, Çeşme ve Urla ilçelerinde yaz dönemini aratmayan görüntüler oluştu. Edremit Körfezi Otelciler Birliği Başkanı Yahya Yavuz, “Nüfusu oldukça yoğun bir bölge. Dışarıda okuyan üniversite öğrencilerimizin hepsi bölgemize geri döndü. Ayrıca yazlıkçı diye tabir ettiğimiz misafirler de baharın gelmesiyle birlikte buradaki evlerine dönmeye başladılar. Kazdağları’nın oksijeni ve temiz hava koronavirüsten korunmada önemli” diye konuştu. l İZMİR/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle