18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: DOĞAN ERGÜN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 7 22 ŞUBAT 2020 CUMARTESİ Rusya ile derinleşen krizle birlikte Ankara, BerlinParis hattıyla ortak tutum arayışında Avrupa ile İdlib mesaisi Ankara ile Moskova’yı karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya ve Fransa karşıya getiren İdlib geriliminde, karşılıklı salvolar sürerken diplomatik kanallar için Av liderleri ile Suriye krizini görüştü. Tarafların dörtlü zirve için Putin’e davette bulundukları belirtildi. rupa da devrede. Avrupa Birliği’nin (AB) lokomotif ülkelerinin Fran sa ve Almanya’nın liderleri önce ki gün Rusya Devlet Başkanı Vladi mir Putin ile görüşmelerinin ardın dan bugün de Cumhurbaşkanı Tay yip Erdoğan ile üçlü bir telefon gö rüşmesi yaptıkları bildirildi. Cumhurbaşkanlığı kaynakların dan verilen bilgiye göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Mer kel ile görüşen Erdoğan, “Suriye or Putin, Merkel, Erdoğan ve Macron, 2018’de İstanbul’daki zirvede bir araya gelmişti. dusu ve destekçilerinin İdlib’deki saldırganlıklarının durdurulması gerektiğini” söyledi. lerini kullanan Erdoğan, Merkel ve Peskov, İdlib’deki gerginliğin RusMacron’un Putin’le yaptıkları gö ya ile Türkiye askerleri arasında rüşmeye ilişkin de bilgi verdi. Erdo bir çatışmaya dönüşme ihtimali Erdoğan ‘savaş’ dedi İdlib’in güneydoğusundaki Neyrab çevresinde önceki gün yapılan hava saldırısı sonucunda iki askerin şehit olmasının ardından yapılan görüşmede Erdoğan’ın, “İnsani krizin önlenmesi için somut eylemlerle güçlü destek sağlanması gerektiğini vurguladığı” aktarıldı. Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, İdlib’deki çatışmalar için “savaş” ifadesini kullandı ve “150 civarında rejim mensubunun etkisiz hale getirildiğini, 12 tank, 3 zırhlı araç, 14 top obüsü, 2 dorçkalı pikabın imha edildiğini” söyledi. “Rejim İdlib halkına zulmü durdurmadığı sürece oradan çekilmemiz söz konusu değil” ifade ğan, “İdlib’de çok kararlı bir ateşkesin yapılması için davette bulunduklarını ancak henüz beklenen cevabın gelmediğini” belirtti. Dörtlü zirvenin 5 Mart’ta İstanbul’da yapılmasının teklif edildiğini ancak bu konuda da Putin’den yanıt gelmediğini sözlerine ekledi. Avrupalı liderler önceki gün Putin’e Suriye’de cihatçıların etkin olduğu İdlib’de ateşe son verilmesi çağrısında bulunmuştu. Berlin yönetiminin, Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa arasında dörtlü bir liderler zirvesinin yapılabileceği yönündeki açıklaması da gündeme yansımıştı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Suriye konulu dörtlü zirvenin konuşulduğunu ancak henüz bir karar alınmadığını söyledi. ne ilişkin soruya “En kötü senaryolar üzerinden konuşmak istemiyoruz, ancak bir kez daha Suriye ordusunun İdlib’deki terör örgütleriyle mücadele ettiğini belirtmek gerekiyor” sözleriyle yanıt verdi. Bu arada BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, İdlib’deki ‘kabusun ve şiddet döngüsünün’ derhal son bulması ve ‘ateşkes’ çağrısında bulundu. Rusya: Yüz binler sınıra gitmiyor... Öte yandan Ankara’yı, “teröre destek vermekle” suçlayan açıklaması önceki gün dikkat çeken Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi, dün de Türkiye’nin İdlib’e askeri araçlar AB Devlet ve AB, UCM’yi Hükümet Başkanları Konseyi’nden İdlib’de ateşkes için Eylül 2018’de Türkiye ve işaret etti Rusya arasında imzalanan Soçi Mutabakatı’na uyul dan ve mühimmat yüklü TIR’lardan oluşan kilometrelerce uzunlukta bir konvoy gönderdiğini duyurdu. Yapılan açıklamada, Türkiye sı ması çağrısı yükseldi. Konsey, Suriye’deki durumun Uluslararası nırına gitmek isteyen yüz bin Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından incelenmesi gerektiğini belirtti. lerce sığınmacı olduğunu ERDOĞANPUTİN: TEMASLAR ARTSIN Cumhurbaşkanı Erdoğan, “tavırlarının Putin’le görüşmelerinin ardından belli olacağını” söylemesinin ardından dün akşam Rusya Devlet Başkanı Putin’le telefon görüşmesi yaptı. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Erdoğan’ın rejimin İdlib’de dizginlenmesinin şart olduğunu vurguladığı, çözümün Soçi Mutabakatı’nın tam uygulanmasından geçtiğini belirttiği, iki liderin tüm anlaşmalara bağlı olduklarını ifade ettikleri” duyuruldu. Kremlin’den yapılan açıklamada ise görüşmeyi Türkiye’nin istediği vurgulanarak “Putin, aşırılıkçı grupların agresif eylemlerinden duyulan endişeleri dile getirdi. Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne koşulsuz saygı duyulması gerektiği vurgulandı” denildi. Rusya ve Türkiye liderlerinin, bakanlıklar arası ikili görüşmeleri yoğunlaştırma kararı aldığı ifade edildi. doğrulayan belge bulunmadığı savunuldu. Merkez, ayrıca TSK’nin Türkiye sınırındaki ortak devriyeye katılmadığını da aktardı. İdlib çevresinde hava sahasını kontrol eden Rusya, TSK konvoyunu ve ordu saflarında Şam’a bağlı güçlere ateş açıldığını gösterdiğini savunduğu görüntüleri de paylaştı. El Nusra bağlantılı Heyet Tahrir Şam militanları ve TSK destekli ÖSO grupları ile Rusya ve İran tarafından desteklenen Suriye ordusunun karşı karşıya olduğu İdlib’de, çatışmalar Halepİdlib hattında devam ediyor. Bir Rus savaş uçağının, Halep’in batısında Kafr Karmin köyü yakınlarında TSK tarafından yeni kurulan gözlem noktası çevresine ateş açtığı iddia edildi. Erdoğan doğruladı ÖSO’lular Libya’da Libya’daki krize Birleşmiş Milletler arabuluculuğunda siyasi çözüm çabaları ağır aksak ilerlerken ülkenin doğusunu elinde bulunduran Tobruk cephesine bağlı General Halife Hafter, “ateşkes” sağlanabilmesi için “Türkiye’nin çekilmesi” şartını öne sürdü. Hafter’den salvolar Rus resmi ajansı RIA’ya konuşan Hafter, “Ateşkes, Suriyeli ve Türk paralı askerlerinin geri çekilmesi, Türk silahlarının naklinin durdurulması, terörist grupların ortadan kaldırılması gibi bir dizi koşulun sonucunda gerçekleşebilir. Cenevre’deki görüşmeler ülkemiz için barış ve güvenliği getirmez, paralı askerler geldikleri yerlere götürülmezse o zaman silahlı kuvvetler tabii ki de ülkenin egemenliğini ve sınırlarını Türk işgalcilerden ve ‘hayalperest’ Erdoğan’dan kurtarmak adına ulusal ve anayasal görevlerini yerine getirecek” çıkışı yaptı. Ankara destekli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin Cenevre’deki müzakerelerde masadan çekilme kararının “Türkiye ve Katar’dan gelen emirler doğrultusunda” olduğunu savundu. Müzakerelerde ikinci tur görüşmelerinın başladığı geçen salı günü Trablus Limanı’na roketle saldırı düzenlenmiş, üç kişi yaşamını yitirmişti. Saldırıyla ilgili Hafter güçleri işaret edilmiş, UUH müzakerelerin askıya alındığını duyurmuştu. Görüşmelerin önceki gün yeniden başladığı açıklanmıştı. UUH Başkanlık Konseyi Başkanı Feyyaz Saraj’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Dolmabahçe’de bir araya geldiği belirtilmişti. Öte yandan Erdoğan, dün yaptığı açıklamada Libya’da ÖSO’luların olduğunu doğruladı. Erdoğan, “Türkiye orada eğitimci kadrosuyla var. Ama bunun yanında da Suriye Milli Ordusu’ndan insanlar var” ifadelerini kullandı. Rusya’ya yönelik paralı asker ve Sudanlı milis iddialarını da gündeme getirdi. BerlinParis savunma işbirliği Savunma alanında Avrupa’nın bağımsız hareket edebilme yeteneğini geliştirme arayışındaki Fransa ve Almanya, yeni nesil savaş uçaklarının prototipinin geliştirilmesi için 150 milyon Avro tutarında anlaşmaya imza attı. Geleceğin Savaş Uçağı Muharebe Sistemi çerçevesindeki prototipin üretim bütçesinin 4 milyar Avro’yu bulması bekleniyor. Yaklaşık dokuz yıldır savaş döngüsündeki Suriye, her koldan büyük bir yıkım içinde. Bu arada BM, İdlib’deki insani krize işaretle 1.1 milyon kişiye yardım ulaştırılması için hazırlık yaptığını duyurdu. Patriot pazarlığı sürüyor Türkiye’nin, İdlib gerilimi nedeniyle Suriye ordusu ve ona hava desteği veren Rusya’ya karşı caydırıcılığı artırmak üzere ABD’den Patriot savunma sistemi talebiyle ilgili Ankara ve Washington’dan açıklamalar geldi. Gazetecilerin konuyla ilgili sorusuna yanıt veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biliyorsunuz Sayın Trump’tan bize Patriot vermelerini istedik. Nasıl ki ‘Rusya’dan S400 alıyoruz sizden de Patriot alalım’ dedik. Ama ona olumlu cevap vermediler, veremediler” şeklinde konuştu. Diğer yandan, Sputnik’e konuşan Pentagon yetkilisi, “Türkiye’nin Suriye sınırı yakınına Patriot sistemleri konuşlandırılmasına ilişkin talebinden haberdarız ancak buna dair henüz bir karar alınmadı. İdlib’deki endişe verici durum hakkında Türk hükümetiyle görüşmelere devam edeceğiz” dedi. Bloomberg’de önceki gün bir Türk yetkilinin kaynak gösterildiği iddia hakkında konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “ABD’nin Patriot bataryası desteği olabilir” ifadelerini kullanmıştı. Bloomberg’in haberinde yetkilinin, Patriot’ların Hatay’da sınıra konuşlandırılması durumunda Ankara’nın İdlib ve çevresinde F16 savaş uçaklarını kullanabileceği şeklinde sözleri de aktarılmıştı. Tarihi imza ABDTaliban anlaşması için gün verildi ABD ile Taliban arasında, Afganistan’da şiddetin sona ermesi için aylardır kesintili şekilde devam eden görüşmelerde sona yaklaşıldı. Taraflar, bir haftalık “saldırıları azaltma” uygulamasının ardından, tarihi öneme sahip kalıcı ateşkes anlaşmasının 29 Şubat’ta uluslararası gözlemciler eşliğinde imzalanmasının planlandığını duyurdu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Suudi Arabistan ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, söz konusu uygulamanın başarıya ulaşmasının ardından ABDTaliban anlaşmasının Katar’ın başkenti Doha’da imzalanmasının beklendiğini bildirdi. Pompeo, bazı konularda pürüzlerin bulunduğunu ancak devam eden sürecin, 19 yıllık savaşın seyri açısından “umut verdiğini” de sözlerine ekledi. Afganistan Milli Güvenlik Şurası Trump’ın, Afganistan’dan kısmi çekilme planları daha önce gündeme yansımıştı. Sözcüsü, 7 günlük sürecin Taliban, ABD ve Afgan güvenlik güçleri için geçerli olacağını belirtti. Doha’da bulunan bir Taliban yetkilisi ise 7 günlük sürecin “ateşkes” olarak nitelendirilemeyeceğini vurgulayarak “Tarafların kendilerini savunma hakkı olacak ancak diğerinin mevzilerine saldırıda bulunmayacak” dedi. ABD gazetesine yazdı ABDTaliban arasında anlaşma imzalanmasının ardından ABD ve Afgan hükümetinin ellerindeki 5 bin Taliban üyesini, Taliban’ın da rehin tuttuğu 1000 kişiyi serbest bırakması bekleniyor. Afganistan’daki taraflar arasındaki “Afgan Diyaloğu” görüşmelerinin ise mahkumlarla ilgili sürecin tamamlanmasının ardından başlayacağı belirtiliyor. Bu arada, cihatçı örgütün liderlerinden Sirajeddin Hakkani’nin “Taliban olarak istediğimiz” başlığıyla kaleme aldığı yazı önceki gün New York Times gazetesinde yayımlandı. Yazıda, “Yabancı kuvvetlerin geri çekilmesi ilk talebimiz oldu. Bugün ABD ile eşiğinde olduğumuz barış anlaşması küçük bir kilometre taşı değildir” vurguları dikkat çekti. Hakkani, “Ne tür bir hükümet olacağımızla ilgili endişelerin farkındayız. Cevabım, bunun Afganlar arasında sağlanacak fikir birliğine bağlı olacağıdır” ifadelerini kullandı. Hanau’daki saldırıda yaşamını yitirenler için dün anma törenleri düzenlendi. Almanya ‘aşırı sağı’nı sorguluyor Almanya’da, önceki akşam iki kafeye düzenlenen ırkçı saldırıda 5’i Türk 9 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından aşırı sağ tartışmaları bir kez daha gündemde. Hanau kentindeki saldırı sonrasında sağ popülist parti AfD’ye yönelik tepkiler artıyor. ‘AfD izlensin’ Hükümetin koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin Genel Sekreteri Lars Klingbeil, AfD’nin iç istihbarat tarafından izlenmesini talep etti. Alman kamu televizyonu ARD’deki bir programa katılan Klingbeil, “Hanau’da birisi ateş açtı ama sonrasına baktığınızda ona cephane veren birçok kişi olduğunu görüyorsunuz, AfD de hiç kuşkusuz bunlar arasında” diye konuştu. Bu arada saldırıyı düzenleyen Tobias Rathjen’in (43) daha önce internette “aramızdaki birçok ırk veya kültür tamamen imha edilmeli” ifadeleriyle nefret mesajı yayımladığı ortaya çıktı. Zanlının katliam gerçekleştirdiği kafelerden birine 6 gün önce gelerek keşif yaptığı güvenlik kamerası görüntüleri de basına yansıdı. Irkçı zanlının silah edinebilmesi de ayrı bir tartış konusu oluşturuyor. Bild gazetesi konuyla ilgili haberinde, “Yeni ve da ha sıkı silah edinme yasalarına” işaret etti. “Aşırı sağcı radikaller yakından izlenmeli ve çok geç olmadan müdahale edilmeli” ifadeleri kullanıldı. Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, saldırılar sonrası ülkede camilerde güvenlik önlemlerinin artırılacağını açıkladı. Aşırı sağın çok büyük tehdit olduğunu vurgulayan Seehofer, camilerin yanı sıra havaalanları ve diğer hassas bölgeleri korumak üzere de takviye polisler görevlendirileceğini söyledi. Hanau’daki saldırılarda 5’i Türk 9 kişi yaşamını yitirmiş, zanlı evinde annesiyle birlikte ölü bulunmuştu. Saldırganın annesini öldürdükten sonra intihar ettiği düşünülüyor. Protestolarda AfD’ye tepkiler vardı. Irkçılara işaretle “Bir Daha Asla” yazılı pankartlar taşındı. İran’da gözler sandığa çevrildi ABD yaptırımları nedeniyle ağır siyasi ve ekonomik baskı altında bulunan İran’da dün parlamento seçimleri yapıldı. Özellikle çoğu reformcu kanattan birçok kişiye Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından adaylık izni verilmemesi nedeniyle muhafazakâr kanadın iktidarını sağlamlaştırması bekleniyor. Başkent Tahran 35 milletvekiliyle meclise en fazla vekil gönderecek eyalet olurken Elburz, İlam, Kum ve KohgiluyeBuyer Ahmed eyaletlerinden ise 3’er milletvekili seçilecek. İranlı seçmenler, meclis seçimlerinin yanı sıra 5. Dönem Uzmanlar Meclisi ara seçimleri için de oy kullandı. Tahran’a yakın Kum kentinde yeni tip koronavirüsün bulaştığı iki kişinin hayatını kaybetmesinin ardından sağlık yetkilileri halka dışarı çıkmamaları, dikkat etmeleri ve maske takmaları çağrısında bulundu. Seçimler İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in popülaritesi açısından bir referandum olarak görülüyor. Reformist seçmenin bir kısmının Koruyucular Konseyi’ni protesto için sandık başına gitmeye ceği haberlerinin yanı sıra ülkede baş gösteren virüs vakalarının da seçimlere katılımın düşmesinde önemli bir faktör olacağı belirtiliyor. Buna karşılık, meclisin yapısı hangi kanat lehine değişirse değişsin, İran’ın dış siyasetinde bir değişiklik öngörülmüyor. ABD’den ‘kara liste’ Öte yandan ABD Hazine Bakanlığı, İran Anayasa Koruma Konseyi ile Seçim Gözetleme Komitesi üyesi beş ismi, “İran halkının seslerinin kısılması sürecinde bulhundukları” gerekçesiyle “kara listeye” aldığını açıkladı. Hazine Bakanı Steven Mnuchin, yaptığı açıklamada aldıkları kararın İran halkının yöneticilerini özgürce seçebilmesinin önleyen üst düzey sorumluları teşhir ettiğini belirterek “Trump yönetimi rejimin kötü amaçlarına hizmet edecek şekilde seçimlerin manipülasyonuna hoşgörü göstermeyecektir” ifadelerini kullandı. Fransa’dan G. Kıbrıs hamlesi Doğu Akdeniz’de enerji gerilimi sürerken Güney Kıbrıs Rum Yönetimi devlet televizyonu, Fransız Deniz Kuvvetlerine ait Charles de Gaulle uçak gemisinin ordu ile tatbikat kapsamında Limasol Limanı’na demirlediğini duyurdu. Kıbrıslı Rumlar, doğalgaz arama ruhsatı verdikleri bölgelerde Türk gemilerinin sondaj faaliyet lerinde bulunmasını, adanın egemenlik haklarını ihlal ettiğini ve bölgede gerginliği artırdığını savunuyor. Avrupa Birliği de Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğalgaz arama çalışmalarına karşı çıkıyor. KKTC basınının Rum medyasına dayandırdığı haberinde geminin, 26 Şubat’ta Limasol’dan ayrılacağı aktarıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle