18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 17 ŞUBAT 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: EMİNE BİLGET EĞİTİM BAHÇEŞEHIR EĞITIM KURUMLARI YÖNETIM KURULU BAŞKANI ENVER YÜCEL: Ayrıntılar Yeniden darbe sözleri... Bir yerden düğmeye basılmış gibi, tüm yandaşlar yine “darbe” çığırtkanlığına başladı. Bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinde “darbe” riski her zaman vardır. Bu ayrı, ancak bu kuru kalabalığın ülkede AKP’ye yönelik darbe olacağı savıyla nasıl kumpaslar kurguladıklarını biliyoruz. Sonuçta ne oldu? İki İslamcı yapıdan biri diğerine darbe planladı, başarısızlıkla sonuçlandı. Hâlâ gizemli birçok yönü bulunan 15 Temmuz’un kimler arasındaki hesaplaşmadan kaynaklı olduğunu biliyoruz. Bugün yine “darbe” söylemi piyasaya sürüldü. Kim kimle ne türden hesaplaşma içinde anlayacağız. Bizim açımızdan temel soruysa şudur: Farklı dönemlerde olan darbelerle ülke nereden nereye geldi? Gerici ordu Geçen gün bir ileti aldım, emekli bir general diyor ki: “Evren’in gerici ordusu diyorsun. Bu ve benzeri söylemler ‘yetmez ama evetçiler’ ile aynıdır. TSK düşmanlarının ekmeğine yağ sürüyorsun.” Doğrusu güldüm. Öte taraftan, bir de içinde bulunduğumuz tablonun ne denli hazin olduğunu yeniden görerek, üzüldüm. Keşke TSK sadece Evren döneminde gerici olsaydı. NATO generalleri eliyle gericilik bataklığına saplanan milli ordudan en son hangi dönem için söz edilebilir? Türkiye’nin acılı darbeler tarihine keşke baksa emekli general. İçindeki cemaat yapılanmasını fark edemeyen bir ordudan söz ediyoruz. Dahası ülkenin tüm ilerici kadrolarına karşı zalim olan bir ordudan... Geçen gün Hilmi Özkök açıklamalarda bulundu. Kabaca diyor ki: “Askeri mevzuat hakkında bilgisi olmayan isimler, bizi haksız yere suçluyor.” Doğrusu o günleri iyi anımsayanlardanım. Gazeteci sıfatımla ekranda kimlerle, nasıl, ne pahasına mücadele ettiğimiz aklımda çok net. Ülke bir felakete gidiyordu. Cumhuriyet, “Tehlikenin farkında mısınız” diye sordu. Bu mücadeleyi veren, elinde kaleminden başka hiçbir gücü olmayan kimseleri bilgisizlikle suçlamak ayıptır. Dileğim Ahmet Yavuz gibi bedel ödeyen askerlerin aydınlatıcı yazılar yazmasıdır. Hadi biz susalım da, onlar sorsun Özkök başta olmak üzere tüm Genelkurmay başkanlarına. Silah arkadaşlığı Darbeler her zaman sosyalistleri vurdu. Hep söyledim NATO, TÜSİAD kol kola TSK eliyle gerici bir toplum yarattılar. “Antiemperyalist” nasıl olunur? Bol milliyetçi sos, inanç tacirliğiyle memleket nereye gider? Bu soruları sormak lazım... Militarizme karşı biri olsam da orduların ne anlama geldiğini biliyorum. Topluma tepeden bakarak, çeşitli imtiyazlarla hakikatten kopuk yaşam süren üst düzey NATO askerlerinin süreçte hiç mi payı yok? Hakkını savunmak ile darbe yapmak farklı şeylerdir. Özkök Bey acaba arkadaşları mahpushanede çürürken üzerine düşeni yaptı mı? Neden yine? Türkiye zorlu coğrafyanın, onca eksiğine karşın, laik Cumhuriyet olmayı başarmış devletiydi. Artık başka bir süreçteyiz. Yeni bir sistem var, buradan nasıl çıkılır göreceğiz. Meclis’i saf dışı edilmiş, parti devletinin tamamen toplumu ele geçirdiği bu yapıda hâlâ eski verilerle düşünmek, konuşmak, tutum almak yanlıştır. Özellikle hukuk tartışmalarını hayretle izliyorum. Hukukun evrensel ölçülerle işlediğini düşünen kimse kaldı mı? Cumhurbaşkanı “talimat verdim” diyor örneğin. Kime? Bağımsız mahkemelere. Anlaşılan o ki sürekli güç kaybeden AKP, tabanı bir araya getirmek, tutabilmek için eski yola yöneldi. Koro halinde “darbe” diye bağırmaları bundan. Bugünlere gelmemize neden olanların, sürekli bahane üretmeleri can sıkıcı! İşin acısı büyük kalabalıklar ne tek soru soruyor, ne de yuvarlandığımız yeri fark ediyor! Almanya’da eğitim isteyenlere... İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı (İELEV) Özel Lisesi tarafından düzenlenen “Almanya’da Yükseköğrenim Fuarı”nda Almanya’daki üniversite eğitimi ele alındı. İELEV Akademik Kurul Başkanı Prof. Dr. Ata Anıl, “Almanya’da eğitim gören yabancılar arasında en büyük ikinci grup olarak Türkler bulunuyor. Çin 42 bin 500 kişi ile birinci sırada yer alırken, Türkiye 40 bin öğrenci ile ikinci sırada, Hindistan ise 20 bin öğrenci ile üçüncü sırada yer alıyor” dedi. Huzur ve adalet için Ayrıntılar Ayrıntılar “Türkiye eğitime çok fırsat eşitliği şart parayatırıyorama yetmiyor, istenilen seviyeye getiremedik. Dersliklerle, inşaatlarla, fiziksel yapılarla uğraşıyoruz, içeriğe bir türlü gelemiyoruz. İkili da hangi meslek dalı işe alacağı kişiyi öğretimden tekli eğitime geçemedik.” kurayla seçiyor? Dünyanın en önemli işi eğitim. Öğrencileri yetiştirecek insanların kurayla alınması doğru değil. FİGEN ATALAY n Eğitim sistemindeki en büyük sorun nedir? Bahçeşehir Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanarak, var olan imkânların öğrencilere eşit koşullarda ulaştırılması gerektiğini vurgulayarak “Bunu yapmayınca yani kaliteli eğitimi adil ve eşit olarak vermeyince iyi eğitim alamayanlar, gelirden de hak ettikleri bölümü alamıyor. O zaman da demokrasi sağlam olmuyor. Daha iyi demokrasi, özgürlük, huzur ve adalet için en başta eğitimde fırsat eşitliğini sağlamamız lazım” dedi. Birleşmiş Milletler Eğitim Araştırma Enstitüsü Danışma Kurulu üyesi de olan Yücel’le, Türkiye ve dünyada değişen eğitim metotlarını, öğretmenin rolünü, sistemin eksiklerini konuştuk. Öğretmenin rolü değişti n Eğitim alanında neler oluyor? Tüm dünyada eğitimin önemi daha fazla öne çıktı, tüm ülkelerin odaklandığı konu eğitim ve teknolojinin gelişimiyle beraber zorunlu olarak değişmesi gereken bir yapıya girdi. Aynı şekilde devam etmek mümkün değil. Gelecekte olmayacak mesleklere eleman yetiştiremeyiz. Geleceğin sorunlarını çözecek öğrenciler yetiştirmeliyiz. Türkiye eğitime çok para yatırıyor ama yetmiyor, istenilen seviyeye getiremedik. Dersliklerle, inşaatlarla fiziksel yapılarla uğraşıyoruz, içeriğe bir türlü gelemiyoruz. İkili öğretimden tekli eğitime geçemedik. İçeriğe dönmemiz şart. Artık öğretmenin öğrenciye bilgi transfer ettiği anlayışı bitti. Öğretmenin rolü değişti ama biz öğretmeni değiştiremedik. Öğretmenleri doğru düzgün yetiştiremiyoruz, onlara hizmet başında daha iyi Bahçeşehir Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, öğretmenin ‘bilen’ değil ‘bilmeye, öğrenmeye açık’ olan olması gerektiğine dikkat çekiyor. men yetiştiren kurumların yeniden gözden geçirilmesi lazım. n Eğitimin önceliği nedir? Eğitimin önceliği öğretmendir. Dünyanın en iyi sistemlerini, anlayışlarını da getirsek bunu uygulayacak olan öğretmendir. Öğretmen eğitimin her ti. Türkiye’de 80’e yakın eğitim fakültesi var. Hemen hemen hepsinin öğretmen yetiştirme mantıkları aynı. Bu olmaz. Öğretmen adayları da devlette iş bulacağım diye mezun oluyor. Böyle de bir şey olmaz. ‘Devlet alacak’ anlayışından vazgeçilmesi lazım. Bunlara Nasıl bir eğitim yapmayacağımıza karar vermemiz lazım. Müfredatı ona göre şekillendirmemiz lazım. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayıp, var olan imkânları eşit koşullarda öğrenciye götürmemiz lazım. Bunu yapamazsak, adil ve eşit olarak eğitim kalitesini yürütemezsek Türkiye’de iyi eğitim alamayanlar, gelirden de hak ettikleri bölümü alamıyor. O zaman da demokrasi sağlam olmuyor. Daha iyi demokrasi için, özgürlük için kişinin huzuru, adaleti için, en başta eğitimde fırsat eşitliğini sağlamamız lazım. Zorunlu eğitimi, 12 yılı en iyi biçimde Türkiye’de çocuk ve gençlerin hizmetine sunmalıyız. Ben okumak isteyen, maddi durumu yetersiz öğrencilere kapılarımı Silopi’de de İstanbul’da da Doğubeyazıt’ta da İzmir’de de her yerde açıyorum. Uygulamalı eğitim n Eğitim reformu nasıl olmalı? Eğitimi evrensel standartlarda yapmamız lazım. Dünyada yapay zekâ temelli eğitimi uygulayan ilk kurumlardan birisiyiz. Geç kalmayalım. Genç nüfusumuzu iyi yetiştirebilirsek Türkiye’nin geleceği çok daha iyi olur. Dünya yaşlanıyor. Türkiye’nin, üretim için eğitim anlayışını uygulaması lazım. Uygulamalı eğitim yaparsak mezun olan çocuk hep iş aramaktansa belki kendi işini kurar. Kendi işini kuran gençlik yetiştirmeliyiz. Yeter ki biz o çocuğun yeteneğini, kapasitesini bilelim ona göre yönlendirelim. Dünyada artık fabrikasyon eğitim olmayacak. Bizim de buna dönüşmemiz lazım. Türkiye’de 18 milyon öğrenci var. Bu öğrencilerin sınav sonuçları, aldığı notlar, düzgün bir şekilde ve eğitim öğretim vermeleri için destek sağlayamıyoruz. Kodlamadan, yapay zekâdan bahse şeyidir. Ama bu, öğretmen ne öğretirse çocuk da bunu öğrenir demek değildir. Öğretmenin paradigmasını, an kısıtlama gelsin deniyor. Kısıtlama gel ri bankasına girerse bu verilerle, yamesin. Eğitim fakültesine bilerek gir pay zekâyla hangi okulda, hangi sısin, “dünyada öğretmenlik yapacağım” nıfta, hangi öğretmenin başarılı ya diyoruz ama öğretmen hazır değilse layışını değiştirmemiz lazım. Nasıl bir desin. Bu öğretmenliği Türkiye’de de da başarısız olduğu saptanır, ona gö olmuyor. Fatih projesi Türkiye’nin di öğretmen? Bilen değil, bilmeye açık bulabilir yurtdışında da bulabilir. O ka re hareket edilir. Yapay zekâyla öğ jitalleşmesi anlamında güzel bir pro olan, öğrenen öğretmeni bulmamız la pasitede, o seviyede yetişmeleri lazım. rencinin okulu bitirdiğinde hangi he jeydi ama başarılı oldu diyemeyiz çün zım. Öğrenmeye açık bir kişilik olma İkinci konu rekabete açık olmayan hiç defe gidebileceğini artık test edebi kü öğretmen hazır değildi. sı lazım. Bana bir müfredat verilmiş bir alanda başarı elde edemeyiz. liyoruz. Bunu yaptıktan sonra o öğ Öğretmeni hazır etmemiz için öğret ben o müfredatı yapıyorum devri bit Kurayla öğretmen alıyoruz. Dünya renciye destek oluyoruz. TEV’den 59 gence 48 SAATTE 35 OYUN Üstün Başarı Bursu Türk Eğitim Vakfı (TEV) 20192020 öğretim yılında Üstün Başarı Bursu’nu almaya hak kazanan bursiyerlerini tanıttı. 3 bin 994 aday arasından seçilen, 24 il ve 15 üniversiteden toplam 59 genç, TEV Üstün Başarı Bursu’nu almaya hak kazandı. Böylelikle bu yıl burstan yararlanacak genç sayısı 213’e yükseldi. TEV Üstün Başarı Bursu ile öğrencilere ayda 1400 TL’lik eğitim desteği sağlanıyor. 2007 yılında hayata geçirilen TEV Üstün Başarı Bursu’ndan bugüne kadar toplam 705 genç yararlandı. Yeni burs alan 59 öğrenciden hukuk, idari bilimler, mühendislik, sağlık bilimleri, sosyal bilimler ve temel bilimler alanlarının yanı sıra 3’ü müzik, 3’ü plastik sanatlar alanında desteğe layık bulundu. TEV Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, “Türk Eğitim Vakfı’nın ana amacı sıradan olmayan gençlerimizin iyi yetiştirilmesini sağlamak. Onların hak ettikleri noktalara gelmeleri sonucunda ülkemizin geleceği de güvence altına alınmış olacak. Ne kadar çok kaliteli insan yetiştirebilirsek, memlekete o nispette hizmet etmiş olacağımıza inanıyoruz” dedi. Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü M. Yıldız Günay ise gençlere Üstün Başarı Bursu ile birlikte mentorluk desteği de verdiklerini söyledi. TEV Üstün Başarı Bursu’na, Lisans Yerleştirme Sınavı’nda ilgili puan türlerine göre ilk 5 bine girerek hukuk, idari bilimler, mühendislik, sağlık bilimleri, sosyal bilimler ve temel bilimler alanlarında öğrenim görmeye hak kazanan gençler başvuru yapabiliyor. Ayrıca aynı koşulları sağlayan ve hazırlık sınıfından 1. sınıfa ve 2. sınıfa geçen öğrenciler de bursa başvurabiliyor. Sanat alanında ise piyano, arp, gitar, yaylı çalgılar, üflemeli ve vurmalı çalgılar ile plastik sanatlar alanlarından 2. sınıfa geçmiş, en az 3.20 ortalamaya sahip öğrenciler burs için başvuru yapabiliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), oyun geliştirme sektörünün gelişmesine katkı sağlamak amacıyla 118 ülkede eşzamanlı gerçekleştirilen Global Game Jam (GGJ) etkinliğine ev sahipliği yaptı. 220 kişi, “tamir etmek” temasıyla yeni oyunlar geliştirmek amacıyla 48 saat aralıksız çalıştı. En iyi oyunları bulmak için uğraşan katılımcılar, 35 yeni oyun geliştirdi. EĞITIM TEKNOLOJILERI KONFERANSI 21 MART’TA Türkiye Özel Okullar Derneği’nin IT Komisyonu işbirliği ile düzenleyeceği VII. Eğitim Teknolojileri Konferansı 21 Mart’ta İstanbul Gelişim Üniversitesi Avcılar Kampusu ev sahipliğinde yapılacak. Konferansla, teknolojinin eğitim ortamlarına etkili bir araç olarak entegre edilmesi; idareci, öğretmen ve öğrencilerin teknolojiyi etkin biçimde kullanması, kurumların teknolojik yatırımlarının hedefine ulaşması amaçlanıyor. Konferansta sunum yapmak ya da dinleyici olarak katılmak isteyen öğretmenlerin 24 Şubat’a kadar başvuru yapmaları gerekiyor. Bu kitabın geliri Daçka’ya Yaşamöyküsünü anlattığı ve gelirini Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışladığı “Hayat Bir Oyun” kitabının yazarı, oyun programcısı Mevlüt Dinç, Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda öğrencilerle buluştu. Kodlama, tasarım, yapay zekâ gibi alanlarda çalışmalarını sürdüren öğrencilerle bir araya gelen Dinç, Türkiye ve dünyada oyun sektörünün durumunu ve sektördeki konumunu anlattı. Sohbet sonunda yazar öğrenci lere kitabını hediye etti. Kitapta, daha önce bilgisayar konusunda bilgisi ve eğitimi olmayan, bilgisayar oyunlarına da ilgi duymayan birinin, nasıl dünya çapında ünlü bir oyun yazarı olduğu anlatılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle